Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 MART1962 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çığzedelere yardım
• CUMHURİYET (Nigde) -Güney
Doğu bölgesinde meydana gelen çığ
felaketinde zarar gören vatandaşlara
yardun amacıyla başlatılan iki ayn
kampanyada 57 milyon 280 bin lira
toplandı. Şubat ayı içinde Niğde
Gazeteciler Cemiyeti ve ll
Müftülüğü'nce başlatılan kampanyada
Oazeteciler Cemiyeti'nce 13 milyon
224 bin lira, müftülükçe 44 milyon 56
fcin lira toplanarak çığzedelere Vali
Muammer Güler "Toplanan paralar,
yardımla ügili banka hasaplanna
aktarıldı. Yardıma iştirak eden
•vatandaşlara teşekkür ederim" dedi.
Yangında blr ölu
• AA (Tarsus) -Içel'in Tarsus
ilçesinde bir evde çıkan yangında, genç
bir kız boğularak öldü, kardeşi ise
ağır yaralandı. Şehit Mustafa
Mahallesi'nde ahşap bir binada, gece
elektrik kontağından yangın çıktı.
LJyumakta olan iki kardeşten Kezban
Kara (22), dumandan boğularak
ölürken, çeşitli yerlerinden yaralanan
lise öğrencisi kardeşi Oktay Kara (17),
ajjır yaralı olarak Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı
Hastanesi'ne kaldınldı.
Thrfiğe 2 ölü
• AA (Konya) -Konya-Isparta
karayolunda meydana gelen trafık
kazasında bir kişi öldü. Abdurahman
Çakır'ın yönetimindeki plakasız
traktör Konya-Isparta karayolunun
130'uncu kilometresinde virajı
alamayarak devrildi. Kazada, traktör
sürücüsü öldü. Kahramanmaraş'tan
Gaziantep'e gitmekte olan Ziya Ankan
yönetimindeki 46 DS 503 plakalı özel
otomobil, aşın hız yüzünden
şarampole yuvarlandı. Kazada, ağır
yaralanan sürücü Ziya Ankan,
kaldınldığı Kahramanmaraş Devlet
Hastanesi'nde kurtanlamadı.
Banş ödülü davası
• AA (Ankanı) -Danıştay, eski
cumhurbaşkanı Kenan Evren'e verilen
"Atatürk Uluslararası Banş
ödülU"niln iptali için açılan davayı
reddetti. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurulu'nun "Atatürk
Uluslararası Barış ödülü"nü 1990
yıluıda eski cumhurbaşkanı Kenan
Evren'e vermesi üzerine, Nevzat Demir
adlı bir avukat, ödülün iptali için
Ankara 4. Idare Mahkemesi'ne dava
açrruştı. Ankara 4. Idare Mahkemesi,
davayı reddetmesi üzerine Erdemir,
Danıstay'a başvurarak karan temyiz
etmişti. Erdemir, Danıstay'a başvunı
dilekçesinde, Evren'in, Atatürk
tlkelerine aykın davrandığını, 12 Eylül
döneminde şiddet olaylarının üzerinde
tek yanlı olarak gidildiğini ileri
sürmüştü. Danıştay 10. Dairesi,
Evren'e bu ödülün verilmesinden
Avukat Nevzat Erdemir'in kişisel zarar
görmediğine, dolayısıyla dava açma
ehliyeti olmadığma karar verdi.
Banker Yalçın
radyosu
• AA (Bursa) -Kamuoyunda "Banker
Yalçın" olarak tanınan Yalçın Doğan,
gazetcilikten sonra, şimdi de yerel
radyo yayıncılığına el attı. Yaşamını
Çanakkale'de sürdüren ve sigortacılığın
yanı sıra "Çanakkale Hâkimiyet"
gazetesinin iki ortağından biri olan
Banker Yalçın, Çağdaş Gazeteciler
Derneği Güney Mannara Şubesi'nin
"Geleneksel Çağdaş'ın konuklan" adlı
toplantıda, haftada bir gün
yayımlanan gazeteyi ileride günlüğe
çevirmek istediğini, gazetenin
kendisine para kazandırdığıru
belirterek "şimdi de Çanakkale'de
büyük eksikliği hissedilen radyo
yayımcüığma başlamak istiyoruz.
Radyo istasyonu kurmak için fızibilite
çalışmalanmız tamamlandı" dedi.
Bayrampaşa hali
otoparkı
• tÜHA (tstanbul) -Bayrampaşa hali
otopark ücretleri yeniden düzenlendi.
Istanbul Büyükşehir Belediye Meclisi
tarafından alman karara göre minibüs
ve kamyonetler için belirlenen 6 bin
liralık ücreti 4 bin 500 liraya, kamyon
ve otobüsler için daha önce 9 bin lira
olarak belirlenen otopark ücreti ise 7
bin liraya indirildi. tstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı
tarafından yapılan açıklamada, bir
süre önce Bayrampaşa Hali otopark
ücretlerinin arttınlmasının tepki
görmesi üzerine olaya Nurettin
Sözen'in el koyarak ücretlerin yeniden
belirlenmesine karar verdiği yer aldı.
Açıklamada Sözen'in şu görüşleri yer
âldı: "Halkımızın sıkıntı ve taleplerini
anında değerlendirip bunlara doğru
çözümler Uretmek her zaman
görevimizdir. Bu çerçevede
Bayrampaşa Hali'ndeki otopark
ücretleri sorununun çözülmuş olması
bizün demokratik ve katılımcı
belediyecilik anlayışunızın sonucudur".
Gazeteci İlpars öldü
• AA (Adana) - Gazeteci Erol İlpars
geçirdiği trafık kazası sonucu öldü.
Omer Tekin'in yönetimindeki 01 FZ
400 plakalı özel otomobil, Adana'nın
Yeşilevler kavşağında Fazlı Dönmez'in
kullandığı 01 FK 600 plakalı kamyona
arkadan carptı. Kazada otomobilde
bulunan gazeteci Erol İlpars (51), ağır
yaralı olarak kaldınldığı Ç.Ü. Tlp
Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde
yaşamını yitirdi. Evli ve bir cocuk
babası Erol ilpars için bugün
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti
önünde tören düzenlenecek.
Savcılık, özel TV yayınlannı Türk Ceza Kanunu ve Muzır Kanunu çerçevesinde denetliyor
Müstehcen TV yayınlangözaltındaİSTANBUL (AA) - îstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Hüseyin Ata-
man, özel televizyonlardaki genel ahlâka aykın yayınlann izlendiği-
ni söyledi. Ataman ShowTV'de yayımlanan Nastassia Kinski'nın
rol aldığı Şafak Sökerken adlı fılmin takibe alındığını bildirdi.
Ataman, özel televizyonlardaki müs-
tehcen yayınlann denetlenmesiyle ilgili
olarak "halkın ar ve haya duygulannı in-
citen veya cinsi arzulannı tahrik ve istis-
mar eder nitelikteki genel ahlaka aykın
yayınlann" Türk Ceza Kanunu'nun
(TCK) 426'ncı maddesi ile 1117 sayılı
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma
Kanunu hükümleri çerçevesinde denetle-
diklerini söyledi.
Özel televizyonlar için ayn bir yasal dü-
zenleme bulunmadığını haürlatan Ata-
man şöyle dedi:
"Biz, böyle bir durumla karşılaşınca İs-
tanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik
Şubesi'ne yazı gönderiyoruz, ilgili yayının
videoya ahnmasını ve incelenmesmi isti-
yoruz. Onlann vereceği cevaba göre de
mevcut genel hükümlere göre ya takipsiz-
lik karan veriyor ya da mevcut genel hü-
kümlere göre ışlem yapıyoruz. Ancak
bugüne kadar yalnızca takipsizlik karan
verdik."
Şafak SiktrkM
Son olarak 2 Mart 1992 pazartesi günü
Show TV"de yayımlanan ve başrollerini
Nastassia Kinski ıle Massimo Bopporto'-
nun paylaştığı "Şafak Sökerken" adlı fılm
için güvenlik şubesine müracaat ettiklerini
kaydeden Ataman, "Bu filmi takibe aldık.
Ancak daha önce hakkında işlem yapüğı-
mız Starl'in yayın yeri bizim adliyemiz
sınırlan içindeydi. Shovv TV'nin nereden
yayın yaptığını yine emniyet bize bildire-
cek" diye konuştu.
Atamain, basın mahkerhelerinin televiz-
yon yayınlanyla hukuken ilgilenmediğini,
ancak uygulamada yayıncılığın basın ala-
runa yakın olduğu için bu tür davalara
kendilennın baküğını ıfade etti.
Eıııılyettnıteuthnl
Îstanbul Güvenlik Şubesi yetkilileri de
müstehcen yayınlarda özellikle porno
filmlerin, "eser işletme vergisi ve denetim"
olmak üzere iki şekilde incelendiğini söyle-
diler.
Eser işletme vergisi bulunmayan bir fil-
mın hiçbır şekilde yayımlanamayacağını
vurgulayan yetkililer, şunlan kaydettiler.
"Filmin içerik bakımındajı denetlenme-
si Kültür Bakanlığı'nın görev sahasında-
dır. İstanbul'da İl Kültür Müdürlüğü'nce
oluşturulan bir komisyon, fılmleri izliyor
ve adli mercilere gönderilip gönderilme-
mesine karar veriyor. Yani değerlendir-.
meyi yapan biz değılız. Biz. sadece komis-
yonun karannı savcılıklara iletiyomz ve
eğer ifade ahnması veya kasetin kopyası-
hın almması gıbı bır durum varsa yerine
getiririz."
Güvenlik Şube Müdürlüğü yetkilileri,
mevcut kanunlann, TRT, Meteoroloji ve
Polis Radyolan'nm yayınlannın deneti-
miyle ilgili olduğunu ve hakkında herhan-
gi bir yasa bulunmayan özel televızyonlar-
la ilgili savcılıktan bir talimat gelmedikçe
herhangi bir işlem yapmadıklannı belirtti-
ler.
Yasal «uzenleiM
Avukat Burhan Apaydın ise 1117 sayılı
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma
Yasasf nın anayasaya aykın olduğunu sar
vundu. Apaydın, İstanbul 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde görülen bir davanın du-
ruşmasında, bu yasanın geçici 3'üncü
maddesi açısından ıptalini istediklerini ve
mahkemeden göriiş talep ettiklerini söyle-
di. Apaydın, özel televizyonlardaki baa
yayınlann, yaalı basındaki örneklerinden
çok daha açık olduğunu da bildirdi.
Müstehcenlik konusundaki davalarda
bilirkişilik yapan Avukat Köksal Bayrak-
tar da TRT Kanunu dışında görsel basın-
la ilgili bir yasal düzenlemenin olmadığma
dikkati çekerek bu konuda ilk etapta Ba-
sın Kanunu'nun uygulanması görüşünün
ağır basüğını belirtti. Bayraktar, şöyle de-
di:
"Bu yayınlann yasal olmaması demek,
denetlenemeyeceği anlamına gelmez. Bir
kadınla erkeğın imam nikâhıyla yaşaması
da yasal değıldir, ancak aralannda haka-
ret, cürüm, sövme gibi suçlar meydana
gelirse adli makamlar bunlarla ilgileniyor.
Şu anda iletişim mahkemeleri gjbi aykın
bir düzenlemeye de gerek yok. Ama ileride
lanm olabilir."
Müstehcenliğin sınınnın bulunmadığını
ve her geçen yılda değişüğini söyleyen
Bayraktar, "Müstehcenlik kavramı, kül-
tür ve toplum yargılanna göre sürekli de-
ğişir. Müstehcenlikte başvunılan kıstas
hallın inanışlandır. Bu yüzden bütün
bunlar göz önüne alınarak yeni bir yasal
düzenlemeye gidilmelidir" dedi.
Kuzey Buz Denizi'ni Karadeniz'e bağlayan Avrupa Kanah bu yıl hizmete girecek
İçindensuyolu geçenAvrupaDİLEK ZAPTÇIOĞLU (Berün) - İs-
tanbul ve Çanakkale boğazlan. bu yılın
sonundan itibaren çok daha yoğun bir de-
niz trafığine sahne olacak. Ren, Main ve
Tuna nehirlerini birbirine bağlayan Avru-
pa Kanalfnın bu yıl tamamlanması ile
Kuzey Denizfnden Karadeniz'e kadar
inen 3 bin 500 yüz kilometrelik bir su yolu
ctluşacak.
özellikle petrol ve kimyevi maddeler gı-
bi karayoluyla nakliyatı büyük riskler içe-
ren tehĞkeli yükler İstanbul ve Çanakkale
boğazlan üzerinden taşınmaya başlana-
cak. "Ren-Main-Tuna Kanalı", Hol-
landa'nın Rotterdam limanı ile Ortadoğu
ve Asya arasında Cebehtank'tan dolaşıl-
masına gerek bırakmayan bir su yolu
meydana getiriyor.
Özellikle İstanbul açısından büyük
önem taşıyan kanal projesi bu yıl sona eri-
yor. Almanya'nın Bamberg ve Kelheim
kentleri arasında inşası tamamlanmakta
olan 171 km'lik suni kanal, Main Nehri'ni
Tuna'yla birleştiriyor ve Avrupa'yı boy-
dan boya geçen 3500 km'lik bir su yolu
açılıyor. Alman hükümeti, tamamı kendi
topraklan içinde kalan bu 171 km'lik ka-
nal bölümü üzerindeki egemenliğini ulus-
lararası anlaşmalara konu etmeyerek
kendi "ulusal su yolu" ilan etti. Kanalda.
"Avrupa gemisi" tabir edilen azami 1600
tonluk kosterlerle toplam 185 m uzunluğa
varan ve 3300 tona ulaşan iki parçalı mav-
nalar yük taşıyabilecek. Yük, Romanya'-
nın Karadeniz limanlanna geldikten son-
ra daha büyük tonajlı gemilere aktanlarak
Ortadoğu'ya veya Süveyş Kanalı üzerin-
den Uzakdoğu ülkelerine nakledilebile-
cek.
Kanalın Almanya toprakJanndaki 171
km'lik bölümünün yapımını üstlenmiş
olan "Rhein-Main-Donau AG" şirketi-
nin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Konrad
Weckerle, kanalı "Avrupa'nın bin yıllık
bir rüyası" olarak niteledi ve şöyle dedi:
"Main-Tuna Kanalı'nın tamamlanma-
sı ile Avmpa'da nehir taşımaalığı büyük
ivme kazanacaktır. Uzmanlar, nehir taşı-
macüığırun diğer nakliyat yollanna oranla
büyük avantajlar içerdiğini saptamış bu-
Ren nehrinin ağzında başlayan kanal, Main ve Tuna nehirleriyle birleşerek Tuna'nın Karadeniz'e döküMüğü deltada son bulacak.
lunuyorlar. Özellikle az personel gereksin-
mi ve düşük navlunlar nehir taşımaalığını
cazip kılıyor."
Alman uzmanlar, 1 tonluk yükün 1 km
nakil masrafının karayolunda, 0.25 mark
(900 TL), tren yolunda 0.13 mark (455
TL), nehir yoluyla ise sadece 0.04 mark
(140 TL) tuttuğuna dikkat çekiyorlar.
Kuzey Denizi'ni Karadeniz'e bağlayan
direkt hattın açümasıyla Doğu ve Batı
arasındaki ticaretin canlanması bekleni-
yor. Böylece, gelişmiş Batı Avrupa'dan
sanayi ve yatınm mallan Doğu Avrupa ve
Ortadoğu pazarlanna taşınırken özellikle
Ortadoğu'dan petrol ve başka hammad-
delerçok daha ucuz ve kolay yoldan Batf-
nın sanayi metropollerine ulaşabilecek.
Kanalın AT içinde kurulacak olan iç pa-
zara yetişmesi de ayn bir anlam taşıyor. İç
pazann kurulmasıyla 1993 yılırun başın-
dan itibaren AT ülkeleri arasındaki güm-
rük duvarlan kalkıyor ve nehir yolu taşı-
r
:r\
Ren-Main-Tuna Kanalı
Avrupa Kanalı'nın güzergâhı
Kanal, Kuzey Denizi'nde Ren nehrinin
ağzından başlıyor; Ren'in kolu olan
Main'ı kapsıyor ve Tuna'mn
Karadeniz'e döküldüğü deltada nihayet
buluyor. Kanalın suni olan bölümü.
Main'ın bir kolu olan Regjıitz ile
Tuna'mn kolu olan Altmühl'ün
birleştirildiği 171 km'lik birhat. Bu
hattın tamamlanmasıyla aslında
birbirine değmeyen Main ve Tuna
nehirleri arasında bağlanü kuruldu.
Bu bağlantıda gemilerin Main'den
Tuna'ya ındırilmesi gerekti. Gemiler 171
km'lik mesafede havuzlardan geçerek
toplam 243 metrehk bir kod farkını
geridebırakacaklar. Bununiçin 18 ayn
navuz ınşa edildi Havuzlann suyu,
birbirine bağlanan Regnitz ve Tuna
nehirlerinden pompalanacak.
"Tasarruflu havuz" yöntemine göre inşa
edilen havuzlara pompalanacak olan
suyun büyük bölümü 'bileşik kaplar'
usulüne göre birbirine geçebilecek
biçimde tasarlandı. Böylece. havuzlann
teker teker doldurulmasına gerek
kalmadı.
Kanal, suni olarak inşa edilen bu kısa
bölümde, en az 55 metre enınde ve 4
metre derinlikte. Suyun sadece 2.5 metre
denn olduğu yerlerde bıle enin 40
metrenin altına düşmemesi sağlanarak
geniş mavnalann geçışi olanaklı kılındı.
Tuna nehrı ise gemilere en az 100 metre
genişliğinde bir yol ve asgari 2.8 metre
derinlik verivor.
macıbğında büyük kapasıie artışı bekleni-
yor.
Geçen yıla, yani iç savaşın başlangıcına
kadar kanala kıyısı olan ülkelerle görüş-
meler yürüten Yugoslavya, kanalın inşaa-
tırun karayolu taşımaalığındaki yükü
azaltması apsından ülkeye büyük yarar-
lar sağlayacağını belirtiyordu. Ren-Main-
Tuna Kanah'nın açılmasıyla şimdiye ka-
dar transit trafıgin büyük yükünü çeken
Yugoslav otobanlan rahatlayacak. An-
cak bu, uluslararası kara nakliyat şirketle-
rinin, bu arada Türk TIR'lannın da iş
hacminde daralmayı beraberinde getire-
cek bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Nakliyatın daha ucuz ve güvenli nehir yo-
luna kaydınlmasından uluslararası nakli-
yatlarda önemli pay sahibi Türk şirketleri
zarar görecek.
En büyük tehükeyi ise tstanbul ve Ça-
nakkale boğazlanndan daha yoğun ola-
rak geçecek olan tehlikeli yük alrruş gemi-
ler oluşturacak. Yıllardır kanalın bitmesi-
ni bekleyen Avrupa ülkeleri kendi arala-
nnda imzaladıklan anlaşmalarla yeni su
yolunun getireceği her sonucu hesaba ka-
tarken Türkıye'nin hundan etkilenecek
bir ülke olarak görüşmelere hiç taraf edil-
memesi sorunlu bir durum yaraüyor.
Kanal, Cebelitank ve Alcdeniz yolunu ge-
reksizleştırip boğazlan tam bir "yolgeçen
hanı"na çevirecek.
Öte yandan Yugoslav yetkililer, iç savaş
çıkmadan ve devlet dağılmadan önce yü-
rüttüklen müzakerelerde, boğazlara alter-
natif bir projeden söz etmişlerdi. Yugoslav
devleti, Tuna Nehri'ni Ege Denizi'ne bağ-
layacak olan bir başka kanalın projesi
üzerine ön araştırmalar başlatmışü. Tuna
Nehri, Morava. Vardar ve Aksios nehirle-
ri üzerinden Selanik'e bağlanacakü. Ama
zaten "uzun vadeli" olarak nitelenen pro-
je, iç savaşın sökün etmesi ve Yugos-
lavya'nın parçalanmasıyla tamamen rafa
kaldınldı.
Kanala kıyısı olan ülkeler, kendi ege-
menlik sahalanna giren bölümlerde taşı-
macılık haklannı da anlaşmalarla düzen-
lemiş bulunuyorlar.
500. YılVakfı Türkiye'yî detaratıyorHaber Merkezi - Yahudilerin İspanya'-
dan sürülmelerinin 500. yıhnı anma etîcin-
likleri Türkıye'de ve Yahudi topluluklan-
nın yaşadıklan bütün ülkelerde sürüyor.
Bu amaçla yönetim kurulu başkanlığını
işadamı Jak Kamhi'nin yaptığı, merkezi
İstanbul'da bulunan 500. Yıl Vakfı eğitim
programlan düzenliyor, bu arada Tür-
kiye'yi tarutmayı da amaçlıyor. Bu konu-
da kitaplarda yayımlanıyor.
Jak Kamhi, 500. Yıl Vakff nın faaliyet-
leri hakkında şu bilgilen verdi:
"Dünyanm her tarafında maalesef bir-
çok kutup, Türkiye'ye karşı bir sürü
olumsuzluklar üretiyor. Buna karşı çık-
manın en etkin yolu, Türkiye'yi tamtmak-
tır.
Nitekım. Amerika'daki Ermenilerin
yaratmış olduğu ortamın etkısini müm-
kün olduğu kadar azaltmak için bırkaç
yıldan bcn yapmakta olduğumuz şey se-
natörlen ve Kongre üyelerini Türkiye'ye
göndermektır. Bu o kadar faydalı oldu ki
Ermeniler Amerika'da o kadar etkilı ol-
malanna rağmen Senato'dan geçecek son
tasan geçemedi. Geçememesının sebebı
Senato'dakı kişilerdir. Türkiye'ye gelmiş-
ler. hakikati öğrenmişlerdi. Bunlar içinde
benden daha çok Ermeni tarihını incele-
yenler oldu. Doğu'ya gjtmişler. oralardakı
köylülerle konuşmuşlardı. O bakımdan
bu olumsuzluklara karşı çıkmanın tek yo-
lunun Türkiye'yi dışanda tanıtmak oldu-
ğunu anladığımız için şu soruyu kendimi-
ze sorduk: Pekiyi biz niçin bir vakıf kura-
rak Türkiye'yi dışanda tanıtmıyoruz?
Bunun üzerine biz de bu vakfı kurduk.
"Bu vakıfta yalnız Museviler değil,
Türkler de var. Bu nedenle, vakfın esas
amacı hem cemaate etkinlikler için yar-
dımda bulunmak \e hem de bu etkinlik-
lerden istifade etmek suretiyle Türkiye'yi
de dış ülkelerde tanıtabilmektir. Bundan
daha ötcye gitmek olanağını bulduk Çün-
kü son zamanlarda yöremizde Amerikalı-
lar ve Avrupalılar tarafından bır stabılite
kurulmak isteniyor."
Show TV-Starl rekabeti
HangikanaJ
ençokMeniyor?
TV Senisi - Shovv TV ile Star 1 izleyicüe-
rin en çok kendi kanallannı seyrettikleri-
ni öne sürüyorlar. AGB araşürma
şirketının verilerini kullanan Starl ve
Shovv TV arasındaki izleyici rekabeti her
geçen gün daha da şiddetleniyor.
Ikı şırket için de araşürma yapan
AGB İstanbul'da önceden saptanan ha-
nelere yerleştirdiği cihazlar ile hangi
kanalın dakika dakika ne kadar izlendi-
gini sapüyor ve sonuçlan televizyon
şirketlerine duyuruyor. Ancak sonuçlar
özel TV kanallan tarafından farklı yo-
rumlanıyor.
Bu farklı yorumlamanın ilk örneği
Shovv TV'nin yayına başladığı ilk gün
yaşandı. •
Shovv TV'nin AGB verilerini kullana-
rak yayımlandığı sıralamada TV1 yüzde
26.5 ile bırinci. Shovv TV yüzde 26.1 ile
ikinci, Starl yüzde 22.7 ile üçüncü, Tele-
on ise yüzde 8.3 ile dördüncü sırada yer
aldı. Shovv TV bu sıralamaya bir yorum
yaparak özel televizyon kanallan arasın-
da Shovv TV'nin ilk sırada yer aldığını
duyurdu.
Starl'in Shovv TV'ye yanıtı ise geçen
pazar günü geldi. AGB'nin 4 mart tari-
hinde yaptığı araşürmayı izleyicilerine
düyüran Starl sıralamayı şöyle verdi:
Starl yüzde 41.30, TVİ yüzde 21.16, Te-
leon yüzde 12, TV2 yüzde 9.46, Shovv TV
ise yüzde 9.10. Diğer bir değişle aynı
araştırma şirketinin verilerine göre Shovv
TV üç gün içinde yüzde 17'ye varan
oranda izleyici kaybederken, Starl izle-
yici sayısını yüzde 18 arttırdı. Üç gün
içinde verilerin bu kadar oynaması araş-
tırmamn ciddi bir şekilde yapılıp yapıl-
madığı yolundaki şüpheleri yoğunİaşür-
dı.
TRTnin yılbaşı gecesiyle ilgili yaptır-
dığı araşürmaya göre TV I yüzde 58.7 ile
en çok iidenen kanal oldu. Starl ise yüz-
de 32.1 ile ikinci sırada yer aldı.
AGB'nin yjlbaşı gecesi Starl için yap-
tığı araştırmanın sonuçlan ise TRTnin-
kiyle çelışıyor. AGB'ye göre Starl'in
yılbaşı eğlence prograrmnının her daki-
kası nüfusun yüzde 27.18'i tarafından
izlendi.
British Aînvays
reklamcılıkta
yüksekten uçuyor
EDİP EMJL ÖYMEN (Londra) - Si-
nemada fılm daha başlamamış, reklam-
lar göstenhyor. Bir reklamfilmindegenç
bir adamla bir kadın Paris'te Seinne kıyı-
sında gayet romantik bir şekilde kol kola
yürüyorlar.
Bir anda sinemada, orta sıralardaki
bir kadın ayağa fırlayıp "Aaa...! Ko-
cam!" diye bağınyor. Ardından da
"Hey, Nigel... Nigel Baxter!" diye sesle-
niyor perdeye. Filmdeki adam geriye
şöyle endişeyle dönüp, salondaki kadına
"Michelle, bu ne sürpriz!" diyor sıkıntı
içinde. Yüzünde bir mahcubiyet, bir
kaygı... Yanındaki kadın da şaşkın. Bir
Michelle'ebakıyorbirNigela. Salonda-
ki seyirci ise buz kesmiş dunımda. Tam
ne oîacak diye beklerken ayağa fırlayan
kadın, koşarca salondan cıkıyor. Film-
deki kadın da adama şöyle bir bakış fır-
latıp o da kolundan çıkıp gidıyor.
Ve perdede "Sevdiklerinizi, İngiliz
Havayollan'nın hafta sonlannda, kısa
tatil kaçış biletleri ile şaşırtın" yazısı...
Evet, perdedeki füm ve salondaki şama-
ta. aslında bir reklam paketi.
Bir ara Türkiye'nin tarutımını üstle-
nen İngiliz Havayollan'nın öteden beri
reklam fılmlerini hazırlayan "Saatchi
and Saatchi' fırmasırun yeni buluşu bu.
Aldaülan eş rolünde oynayan tanınma-
mış kabare komedyeni Jenny Bolt,
Londra'mn merkczındeki çok işlek bîr
sinemada akşam seanslannda sürekli ay-
nı kızgınlıkta perdeye doğru bağınp çı-
kıp gidiyor.
Film yönetmeni Woody Allen, 'Ka-
hire'nin Mor Gülü'nde fılm kahramaru-
nı, kendisine âşık bir kadınla buluştur-
mak için perdeden aşağıya indirmiş,
ortaya romantik bir komedı çıkartmıştı.
'Saatchi and Saatchi'nin yaratıcı ekibi,
bu buluşu kendi reklam filmlerine uyar-
lamışlar. Ekipten Maat Ryan. 'Doku-
nulmazlar' filminde seyircinin. perdeye
seslenerek aktörlere 'akıl vermeye' başla-
dığını görünce 'neden olmasın?' diye.
düşünmüş.