23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•MART1992 ÇARŞAMBA » • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 Boy George'un müzisyenleri gazetecilerle kavga etti Kültür Servisi- Türkiye'de ıki konser \ermek üzere dün İs- tanbul'a gelen ünlü İngiliz pop sanatçısı Bov George ve orkest- rası Jesus Loves You'nun Ye- şilköy Atatürk Havalimanfna ınışi olaylı oldu. Atatürk Havalimanfna dün Bntish Aıruavs'e ait bir uçakla saat 14.3O'da.'2O dakika gecık- meli olarak gelen Boy George ve grubu Jesus Loves You'yu, Sımtel yetkilileri karşıladı. Pa- aport kontrolünden sonra ses- M/ce ve hızlı hızlı basın toplan- asının gerçekleştirileceği konfe- rans salonuna doğru yürüyen Bo> George'un orkestra ele- manlanndan biri bu sırada ga- zetecilerin fotoğraf çekmesini ve saJona girmesıni engellemek istedi. Gazetecilenn basın top- lantısının vapılacağı salona gır- mekte ısrar etmesi üzenne baş- Müzisyenler, gazetecilenn fotoğraf çekmesini istemeyince olay çıktı. (Fotoğraflar: MUHARREM AYDIN) layan "ıtiş kakış" Jesus Loves You elemanlanndan binnin bir televizyon muhabinne yumruk atmasıyla küfürlü kavgaya dö- nüştü. Boy George'un menaje- rinin dc basın mensuplanna kiifür etmesi üzerıne. gazetecı- ler Boy George ve grubunun kendilerinden özür düemesini iste>erek "Biz Türküz ve burası bızım ülkemiz. Sorun bizim Türk olmamız ıse bunu açık açık sö>lesınler. Kendılennı ne sanıyorlar? Bizi kendi havaala- nımızın içindeki bir salona sok- mamava kimsenin hakkı yok. Bız burava girerız" dedıler. Tartışmanın sürmesi üzenne gazetecıler. organizasyonun bozukluğunu ve lngilizlerin tu- tumunu protesto ederek toplu- ca basın toplantısının yapılaca- ğı konferans salonunu terk etti- ler. Oxfordlu Warren ABD'lı ünlü sınema sanatçısı Warren Beatty, kendisi gibı sinema sanatçısı olan eşi Annette Beningilebirlikte Oxford'da düzenlenen bir toplantıyakatıldı. Oxford Birliği tarafından düzenlenen toplantıya konuk konuşmacı olarak davet edilen Beatty, üniversite öğrencilerinin kendisıne yönelıtiği sorulan yanıtladı. (Fotoğraf: REUTER) GERCEK • (Baştarafi 1. Sayfada) Enflasyonun düşeceği ko- nusunda Başbakan Demirel ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller- in söylediklerinin toplum ke- simlerince ne kadar inandırıa bulunduğu belki bir anketle saptanabilir. Ama piyasalar- da son dönemde gözlenen fi- vat ayarlamaları bu inancın oldukça zayı/lamıs olduğunu gösterivor. Orneğin, Bakan Çiller'in önceki gün İstan- bul'da yaptığı toplantıya ka- tılan bankacılardan birisinin, enflasyonun bu yıl da yüzde 65'ler civarında gerçekleşe- ceğini söylemesi bunun ör- neklerinden biri. Zaten hükümetin aldığı ekonomik karar ve önlemle- rin de enflasyonu hızla aşağı çekmeye yönelik sıkı istikrar önlemleri olduğu söylenemez. Durum böyle olunca ve Mer- kez Bankası kamunun bir numaralı fınansman kaynağı olmaya devam ettikçe, top- lumdaki enflasyonist bekle- vişler de azalmıyor, aksine artıyor. Görünen o ki, enflasyonun düşmesi bu yıl da hayal. t'e- retli ve dar gelirli kesim için 1992 de oldukça'zor T>ir yıl olacak. Örneğin, memur tna- aşlartna yılın ilk yarısı için yapûan ortalama yüzde 25-30 civarındaki zam, enf- lasvona ancak üç ay dayana- bilecek gibi gözüküyor. • • • Ankara • (Baştarafi 1. Sayfada) üç dört gün içinde bir ABD he- yeti Ankara'ya gelecek." İıönfcAtoşkos olmalı İnönü, Azeriler ve Ermeniler arasındaki kanlı çatışmalann sürdüğünü anımsatarak, bu ça- tışmalann bir an önce durması- nı beklediklerini söyledi. Hükü- met olarak yaklaşımlanrun her iki tarafa da bu çatışmanın dur- durulması, sınırlara saygı gös- terihneşi, ateşkesin başlatılması ve AGİK'in belirli işlemlerinin başlatılması biçiminde olduğu- nu kaydetti. ANAP'lılanngörüşlePi Eski bakanlardan ANAP Ankara Milletvekili Halil Şıv- gın, Türkiye'nin bölgede ve dünyada etkili bir ülke olduğu- nu, bu nedenle Türkiye'ye yö- nelik tuzaklar kurulduğunu, Almanya ve Fransa'nın Tür- kiye'nin etkinliğini önlemek için Ermeni-Azeri çatışmasını önümüze çıkardığını öne sür- Eski bakanlardan ANAP Konya Milletvekili Mehmet Keçeciler de "Türkiye bu ülke- lerin ağabeyi. Çapulcu Ermeni- lerle kavgaya tutuşan kardeşi- nin yanında olmalı" dedi. Çotta'oolosttri RP Genel Başkan Yardımcı- sı Şevkat Kazan da, Dışişleri Bakanı Hikmet Çeün'i eleşüre- rek. "AGİK toplanmış, 'Kara- bağ Azerbaycan'ındır' diyor; Çetin 'Karabağ düştü' diye be- yanat veriyor" dedi. Ecovft bugün koauşuyor DŞP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Azerbaycan ile Erme- nistan arasındaki çatışmalan, bugün yapacağı gündem dışı konuşmayla meclis gündemine getirecek. Ecevit, Ermeni Cumhuriyeti'- nin aldığı yardımlara da deği- neceğini belirterek, "Pekçok ülkeden ve üstelik Türkiye üze- rinden Ermeni Cumhuriyeti yardım görürken Azerbaycan Türkiye'den bile yardım alama- mıştır" dedi. Tfirkoş'lngörûşû MÇP Genel Başkanı Alpas- lanTürkeş, "Karabağ'ın Azer- baycan topraklannın aynlmaz bir parçası olduğunu" söyledi. • (Baştarafi 1. Sayfada) Keçeciler ile Adnan Kahveci, "olumlu oy" kullanılmasını is- tediler. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin kuruluşundan bu yana terörle mücadelede tam destek sözü verdiklerini, bu sözlerin hâlâ gecerli olduğunu belirterek "Ancak koalisyonun iki kanadı birbirinden farklı hareket et- miştir. Geçen süre içinde terörle mücadele konusunda ortaya hiçbir ciddi tedbir de getirilme- miştir" dedi. Yılmaz, SHP'nin seçim beyannamesinde olağa- nüstü hal uygulamasının ve koruculuk sisteminin kaldınl- masını vaat ettiğinı. hükûmet protokolünde de olağanüstü hal uygulamasının gözden geçı- rileceği vaadinin yer aldığını hatırlatarak şöyle konuştu: "Bu konuda yaptıklan hiçbir çalışma yok. Milli Güvenlik Kurulu toplanıyor, Başbakan Yardımcısı da MGK üyesidir. Olağanüstü halin uzatılmasını kararlaştınyor. Orada kabul edıyorlar. Sonra uygulamayı araştırmaya karar veriyorlar. 25 kişilık bir milletvekili grubu bölgeye araştırma yapmaya gi- diyor, olağanüstü hal uygula- ması faydalı mı, değil mi diye.. Koalisyondaki görüş aynhğj nedeniyle olağanüstü halin Meclis'te uzatılması görüşmele- ri 12 marta erteleniyor. Bu poli- tikada tutarlılık ve kararlılık var mf?" • Hükümetin terörle mücadele konusunda tutarsız olduğunu belirten Yılmaz, olağanüstü hal uygulamasının kaçmılmaz bir tedbir olduğunu kaydetti. Yıl- maz, konuşmasını şöyle ta- mamladı: "Bu konuda partimiz açısın- dan en doğru tutum çekimser kalmak olacaktır. Biz hüküme- te terörle mücadele konusunda destek vermeye hazınz. ama hükümet de arük tutarlı bir po- litika ortaya koymalıdır. Kendi içlerinde de birlik sağlamalan gerekir. DYP ve SHP olağa- nüstü halin uzatılmasında müs- pet oy kullanırsa biz de müspet oy vermeye hazınz, ama farklı tutum alırlarsa bizim vereceği- miz müspet oylar da bir işe ya- ramaz." ANAP tstanbul Milletvekili Adnan Kahveci ise Yılmaz'ın aksine "Kendi kendimizle çeliş- kiye düşmemeliyız" diyerek olağanüstü halin uzatılmasına "evet" oyu verilmesi gcrektiğini söyledi. Konya ANAP Milletvekili Mehmet Keçeciler de AN AP'ın hükümete terör konusunda destek sözü verdiğini hatırlata- rak sorunun siyasi fayda açısın- dan değerlendirilmemesi gerek- tiğini söyledi. ANAP Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan da ANAP grubunun olağanüstü halin uzatılmasına "evet" ya da "ha- yır" deme konusunda kcndisini zorunlu hissetmemesi gerektiği- nisövledi. ' » " Mflletveldfleriııe 'özel tîm 5 • (Baştarafi 1. Sayfada) cinayetler" üzerinde yoğunlaş- tırdığı gözlenirken milletvekille- rinin "Siyasi otorite kesinlikle sağlanacaktır" diye söz verme- leri dikkati çekti. SHP mületvekilleri Algan Ha- caloğlu (İstanbul), Halil Çûha- oğlu (Izmir), Sedat Yurttaş (Diyarbakır), Selim Sadak (Şır- nak), Mehmet Kerimoğlu (An- kara), Ali Yiğit (Mardin) ile DYP mılletvekilleri Kâzım Dinç (Kocaeli), İbrahim Dedel- de (Eskişehir), Fevzi Talçın (Es- kişehır). Tevfık Diker (Mani- sa), Ahmet Sezal Özbek (Kınk- kale) ve Hannan Özüberk (Gaziantep), dün Diyarbakır'- dan Mardın'in Kızıltepe ilçesi- ne geçtıler. Çeşitli siyasi parti, dernek. sendika ve meslek oda- sından başkan ve temsilciler, milletvekilerine özel tim, kontr- gerilla ve taktıklan yeni adıyla Hizb-ül kontra konusundaki tedirgınliklenni anlatülar. Ola- ğanüstü hal uygulamasının dört ay uzaülmasının yanhş ol- duğunu vurgulayan yurttaşlar. Kürt sorununun acil olarak de- mokratik yoldan ve her isteye- nin dılediğini özgürce ifade edebileceği bir platformda tar- üşılmasının şart olduğunu söy- lediler. Kürt dili, folklorü %e kültürüyle tarihinin özgürce araşünlabilmesi için olanak ta- nınmasını isteyen dernek, sen- dika ve meslek odalannın tem- silcileri. bölgedeki işsızliğin ulaştığı boyutlan da vurgulaya- rak "Kapalı fabrikalar bir an önce açılmalı, yenileri eklenme- li, Habur kapısı da açılmalı. Nakliyatçılar ve yöre halkının bir bölümü çok zor durumda" diye yakındılar. DYPveSHP'den 12mijletvekı- li adına konuşan SHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu. yurttaşlan yanıtlarken, "So- runlannızı dinledik. Tümünde hakhsınız. Sorunlannızı çöz- mek için her türlü fedakârlık yapılacaktır. Siyasi otorite \'e TBMM'nin etkinliği sağlana- caktır. kimse bundan şüphe etmesın" dedi. Suriye'ye PKK uyarısı • (Baştarafi 1. Sayfada) nlmadığını sordu. Gürkan şöy- le konuştu: "Olağanüstü hali ikame ede- ceğimiz yeni politikalar ürete- medilc. Hükümet programımız ve koalisyon protokolünde va- at ettiğimiz biçimde olağanüstü hal ve bölge valiliği düzenleme- si ile koruculuk sistemini de gözden geçiremedik. Sonuçta sıkışmış durumdayız. ANAP'ın bıraktığı ırkçı ve kafatasçı poli- tikalara "evet' demek durumun- dayız." Ankara Milletvekili Mümtaz Soysal da olağanüstü halin sür- dürülmesi kararını eleştirerek yeni önlemler alınmadan uzat- ma kararı verilmesinin yanhş olduğunu söyledi. IKDP'den suçlama Bir süre önce Türkiye'ye ge- lip üst düzey görüşmelerde bu- lunan Mesut Barzani'nin lider- liğini yaptığı IKDP, Harkuk'- taki PKK kamplanna yönelik hava saldınsında kendilerine ait 10 yerleşim biriminin de isa- bet aldığını. 10 kişinin ölüp 23 kişinin yaralandığını öne sürdü. Cumhuriyet muhabirinin ha- berine göre IKDP'nin Sesi Radyosu'nun önceki akşamki yayuıında Briuka, Desta, Hete, Begava ve Yekmal başta olmak üzere 10 köyün Türk savaş uçaklannın saldınlannda hasa- ra uğradığı duyuruldu. Radyo- nun haberinde "Türkiye. Ku- zey Irak'ta kurulma aşamasına gelen Kürdistan'a her ftrsatta çeşitli bahaneler ileri sürerek hava harekâtı düzenlemekte- dir" denildi. Öte yandan Şırnak'ın Cizre il- çesine bağlı Karapınar köyü jandarma karakoluna PKK'- lılar tarafından saldın düzen- lendi. Cumhuriyet muhabirinin haberine göre önceki akşam 19. 30'da. Cizre'ye 15 kilometre uzaklıktaki Kocapınar kö>üne gelen \e kaç kişi olduklan he- nüz belirlenemeven bir grup PKK'lı jandarma karakoluna roket ve bombalarla saldınya geçti. Güvenlik güçlerinin de karşıhk vermesiv le çıkan çatış- ma sonunda üç er yaralandı. OĞLUMUZ ÖMER OKAN'ın doğumunu müjdeleriz. ŞENAY- ^-^ MUSTAFA V.- Vf ARSLAN y 27.2.1992 Grizu: Madencinin korkulu1 • • •* duşu Haber Merkezi - "Adi sıcakhk ve normal basınçta kömür ocaklannda titreşim sırasında oluşan gnzu. kimvada "Metan (CH-ı)" olarak tanımlanır. Yoğunluğu havanın yoğunlu- ğunun yansı kadar olan gnzu, bu nedenle maden ocaklannın yüksek kesimlerinde birikir. içinde yüzde 6'dan fazla oran- da grizu gazı bulunan hava, tehlikelı ve patlayıcıdır. İçinde > üzde 6'dan fazla metan ya da grizu bulunan havaya çıplak ateşle yaklaşılması halinde. çok büyük güçte patlama olur. Pat- lama yörede ve ocak içinde bü- yük hasara yolaçabilecek kadar güçlüdür. Maden ocaklannda grizu oranının tehlikeli aşamada olup olmadığını anlayabilmek için "Grizuskop" denilen alet- ler içinde en basiti ve en çok kullanılanı, alevli emniyet lam- basıdır. Uzmanlardan edinilen bilgilere göre, az oranda gnzu bulunan bir ortamda lambanın fıtili kısıldığı zaman alev uzar veya çevresınde görülebilir ma- vi renkli bir "hale" meydana gelir. Böylece madenci alevin uzama miktanna göre ocağın havasındaki oranı kontrol ede- bilir. Mevcut "Ocak Tahmname- sıne" göre her vardiy a değişıkli- ği veya her çahşma süresı içinde sürekli olarak grizu kontrolu yapılması şarttır. Grizu oranı tehlike sınınnı aştığı zaman, ocak amirleri çalışmayı tatil et- mek ve üretimi durdurmak zo- rundadırlar. Zo-g-UaMagriz» fedas • (Baştarafi 1. Sayfada) lanıldığını belirttiler. Kaza durumunda ilk yardım için kuUanılan bu kuyudan pat- lama anında alev çıktığı, hava- landırma sisteminden de kömür bulutu yükseldiği ifade edildi. Kurtarma ekipleri Uzun Mehmet-1 kuyusunun asansö- ründen asağıya inmelerine kar- şın patlamadan sonra meydana gelen göçükler üzerine çıkışları kapanan galerilere ulaşamadı- lar. Yetkililer galerilerin patla- madan ne ölçüde etkilendiğinin bilinmediğini, bazı galerilerde havalandırma sisteminin çalıştı- ğının tahmin edildiğini söyledi- ler. Bir yetkili "Galerilerdeki diğer işçilerin durumu meçhul. Havalandırma sistemi yer yer çalışıyor olabilir. Asansörle ku- yudan inilebildi. Ancak galeri- lere girilemiyor. Bizi korkutan, patlamanm yol açtığı göçükle- rin etkisi. Kurtarma ekipleri patlamanm olduğu galeriye de ulaşamadı. Diğer galerilere gri- zu patlamasının etkisi nedir, bilemiyoruz" dedi. 260 metre derinliğindeki ga- leriden sağ olarak çıkarılan Ay- dın Çaltepe adlı işçi, patlamayı Cumhuriyet muhabirine anlatır- ken, "560 kotunda büyük bir patlama oldu. Bir anda sanki sı- cak bir rüzgâr dalgası geldi ve makinelerimiz stop etti. Araba- lar, troley hatları birbirine geç- ti. Bir sarsıntı hissettik. Galeri- lerde çökme olduğunu anladık. Biz.dışarL çıltult, ama yuzlerce işçi aşağıda kaldı" dedi. Taban- ca ustası olarak ocakta çalışan işçilerden Hasan Kayalı ise, ola- yı, "Tomruk arabalarının pat- lamanın şiddetiyle birbirine gir- diğini gördum. 425 metre derin- liğindeki galeride kol, bacağı kopmuş cesetler gördum. Kuyu dibi tamamen harap olmuş du- rumda. Patlama olduğunda ku- 8 YILDA VERGİ DIŞI B1RAKILAN GELİR Yrtı 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 (*) T0PIAM: InCclCnic sayısı 33072 66681 66550 80264 51495 47225 108574 75028 Incelenen matrah 122 552 542 685 - 299.634 632.093 - 1.157 302 829 394.- 2 949.622 027 9 6 4 - 3.092.821 270.587- 4.286.513.177 399 — 9 969.065 235 1 5 8 - 13 495 935 936.036 — 528.889 35.373.447.651.316.- Bulunan matrah farkı (TL) 147 083 104 253 - 294.346.853.600 - 1.498.316 601.476.— 764.390.046 998 - 953 239.051 951 - 1 933 445 047 186 - 6 257.503 031.903- 6 825.661308.968.- 18.673.985.046.335.- 1991 yılı denetlemesi Vergide büyükkaçak Ekonomi Servisi - Gelirler Ge- nel Müdürü Altan Tufan 1984- 1991 >ıllan arasında 528.889 adct vergi incelemesı vapıldığı- nı. bu incelemelerde yaklaşık 35.4 trilvon liralık matrahın in- celendiğini \e sonuçta 18.6 tril- yon matrah farkı bulunduğunu açıkladı. Gelirler idaresinin şımdiye kadar ilk defa >aptığı geniş kapsamlı açıklamaya gö- re 1991 yılında incelenen 13.4 tril\on liralık matrahtan da 6.8 trihon lira matrah farkı bulun- du. Buna göre 1991 vılında be- van dışı bırakılan kazanç oranı > üzde 51. Tufan'ın Bilanço dergisinde- kı açıklamasına göre son yedi yıl içerisinde toplam 33.3 rnil- yon yoğun ve ya\gın denetleme \apildi ve 4 milyon cezalı tuta- nak düzenlendi. Rakamlar top- luca değerlendirildiğinde özel- likle son yıllarda denetlenen mükellef savısı içinde cezalı tu- tanaklarda bir azalma var. Ge- lirler Genel Müdürü bu azal- Şuhat ayı • (Baştarafi 1. Sayfada) şubat sonunda yüzde 80-85 dü- zeyine yükselmiş olacak. Tüke- tici fıyatlan artışının sonraki ay- larda geçen yılki yüzde 4-5'u'k artış düzeyine indirilmesi duru- munda da yıl sonundaki enflas- yon yüzde 85-86 civarında ger- çekleşecek. Hesaplamalara göre, yüzde 7'lik artişıyla şubat ayı başlan- gıç olarak alındığında, bundan sonraki aylık artışlar geçen yılki oranlarda seyrederse, yıllık enf- lasyon yüzde' 72 olacak. mayı belge düzeninin yerleşme- si olarak yorumluyor. Açıklamaya göre yapılan de- netim sonuçlan "Vergi Bılgi Bankası" denen istihbarat ar- şivlerinde toplanarak vergi dai- releri ve denetim elemanlanna aktanlacak. Bılindiği gibi, he- kim reçeteleri hakkında eczane- ler; plan proje resim ve hesapla- n düzenleyen mühendis \e mimarlar hakkında valilik- belediye. TEK gibi kurum ve kuruluşlar; gavrimenkul satış- lan ile ilgili olarak tapu sicil müdürlükleri; dava ve iş takibi yapan avukatlarla ilgili olarak da mahkemeler \e icra iflas daı- releri tarafından Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na devamlı bilgi verme zorunluluğu getiril- mışti. Sahte belge düzenleyenler hakkında toplanan istihbarat bilgileri; il defterdarlıklanna. merkezi denetim binm başkan- lıklanna, denetim elemanlan ile Türkiye Ticaret, Sanavi, Deniz Ticaret Odalan ve Ticaret Bor- salan Birliği'ne ve Türkiye Ser- best Muhasebecı Malı Müşa- vırler ve Yemınli Mah Müşavir Odalan Birliğı'ne de gönderili- yor ve bu kışi ve kuruluşlara dikkat edilmesi istenıyor. Gelir- ler Genel Müdürlüğü bilgisaya- nn etkili şekilde kullanılmaya başlamasıyla çapraz kontroller yapacak. Almanya ile 3 yıllık bir dönem için verilen teknik iş- birliği anlaşmasıyla çapraz kontrol konusunda yeni tek- nikler uygulanmaya başlana- cak. Altan Tufan bütün bunla- nn değerlendirilmesınde mü- kellefı cezalandırmaktan çok caydıncı, ıkazedici \eeğitici ol- mayı hedeflediklerinı söylüyor. laklarım kapandı, ortalık toz duman oldu. Yaralılan o panik- le kuyu diplerine taşıdık. Göz gözu görmuyordu" diye anlat- tı. Necati Öztürk adlı maden iş- çisi de yerüstüne çıkana kadar 7 ceset gordüğünü söyledi. Ocağın ağzında yığılan ve kurtarma ekiplerine yardım eden madenci yakınları ile Koz- lulu yurttaşlar, dünkü patlama- yı, "Kozlu'da görülen en büyük patlama" olarak nitelediler. Patlamadan sonra Kozlu ve Zonguldak'ta panik ve matem yaşandı. Çevre koylerden de çok sayıda yurttaş yardım çalış- malanna katılmak üzere ocağa geldi. Gecenin ilerleyen saatle- rinde kurtarma ekipleri işçilerin cesetlerini çıkarırken, madenci yakınlannın ağıtlan işitildi. Devlet Bakanı ömer Barutçu ile Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, fa- cia üzerine gece yansından son- ra Ankara'dan Zonguldak'a hareket ettiler. Kazalar Zonguldak maden havzasın- da meydana gelen iş kazaların- da ölen ve yaralananlann sayısı yıllara göre şöyle: Yıllar 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986- 1987 1988 1989 Olü 38 35 26 145 18 35 03.. , 33 32 20 Yarah 6380 7706 7956 8159 8358 8132 6718 6435 7552 6474 Yeniçeltek'te 7 Şubat 1990 ta- rihinde meydana gelen goçükte de 68 madenci yaşamını yitir- miş, ocaklara girilemediği için cesetlere uzun süre ulaşılama- mıştı. En son maden kazası yi- ne önceki gün Yeniçeltek'te meydana gelmiş ve bir işçi ölür- ken bir işçi de yaralanmıştı. Zonguldak kunıltayı 8 Şubat 1992'de gerçekleştiri- lcn "2. Zonguldak Kurultayı"- nda tartışılan bıldirilerden bi- rındc şu ilgınç saptamalar ya- pılmışiı: •'L'luslararası Çahşma Örgü- tu ILO'nun 1988 \ılı raporlan- na gorc. Türkıve. ölümlü so- nuçlanan kömür madeni kaza- larında dünyada birinci. Zonguldak'ta her yıl 20 ıla 80 kışının ölümüyle sonuçlanan maden kazası mevdana gelir- ken her \ıl 7 ila 8 bın madenci dc \aralani\or. Istaıibtıkİere göre dünyada 1 milyon ton kömür üretimi için 0.4 kişi ölüyor. ancak bu mık- larda kömür üretımi için Zon- guldak'ta 18 kışı vaşamını yıti- rı\or. En fazla vaşam beklentisi İs- \cç'tc 82 vıl Türkive genelinde 68 \ ılken Zonguldak yeraltı ış- çısi46\ıl beklentisinde. Bırbaş- ka anlaıımla Zonguldak yeraltı ışçısı işc başladığı anda. üretken ömrünün >ansının sihnmesıne razı oluvor." saati • (Baştarafi 1. Sayfada) dün akşama kadar 12'nin üze- rinde yapışık duruyordu. Koz- Iu'daki ocaklarda bir kaza ya da grizu patlaması olup da bir işçi oldüğünde akrep, yaralandığın- da yelkovan ilerliyor. Yani bir tür "ölüm numaratorü", "ölüm saati". İşçiler bu saati durdur- malan için, "yazı ile" uyanlıyor- du. Kozlu'da dün, bir "kara gün"dü. Gecenin zifiri karanlı- ğında maden, adeta bir "toplu mezar"dı. İncirharmanı Ocağı- nın ağzında yüzlerce madenci yakını gözlerinde yaş, yürekle- nnde umutla beklediler. Daha galerilere ulaşılamamıştı bile. Gece yarısını vururken, 20'yi aş- kın ceset çıkarılmıştı, ağıtlar arasında. Dun akşam, Kozlu Müessese- si'ndeki saatin akrebı ve yelko- vanı ust üste, hareketsiz bekli- yordu. Gece akrep de, yelkovan da ilerlemeye başladı. Yürüyen her dakika, sönen bir madenci yaşamıydı. Ve bugün, yarın "ölüm saati- 'nin nerede duracağı bilinmiyor. Terörle, terörün şartlanndamücadeleAA (Ankara) - Emniyet Genel Müdürü Yılmaz Ergun, terörle mücadele konusunda polisin donanımını gunün şartlarına uygun hale getireceklerini ve moralinin yüksek tutulmasını sağlayacaklanru söyledi. Ergun, "Terörle, terörün şartlannda mücadele ettiğimizde başarılı oluruz, biz bunu amaçlıyoruz" dedi. "Geri hizmette görevli arka- daşlanmızın arasında, terörle mücadelede başarılı olacaklar varsa bunlara muhakkak görev vereceğiz" diyen Genel Müdur Ergun, emekliye sevk edilen ele- manlardan bazılannın geri dön- mek için başvurduğunu bildirdi. Yılmaz Ergun yaptığı açıkla- mada, terörle mücadelede mev- cut polis kadrosunun daha da verimli kullanılmasını sağlamak için çalışmalar yaptıklarını be- lirtti. Özellikle, İstanbul emni- yetinin personel ve araç-gereç yönünden takviye edileceğini kaydeden Ergun, İçişleri Bakan- lığı'nca 20 bin ek kadro ihdas edildiğini hatırlattı. Emniyet Genel ıviudurluğu Terörle Mücadele Dairesi'nin, terörle daha etkili mücadele ya- Pilmasını sağlamak amacıyla birtakım çalışmalar yüruttüğü- nü kaydeden Yılmaz Ergun, po- lislerin yurtdışında eğitim gör- muş elemanların nezaretinde eğitilmesinin sağlanacağını an- lattı. Ergun, terörle mücadele konusunda bazı personeli de "teror konusunda ihtisas yapmış ülkelere" gondermeyi planladık- larını söyledi. Polisin donanımının günün şartlarına uydurulacağını, ilk aşamada 8 milyar lira harcaya- rak 600 zırhlı araç alacaklarını anlatan Ergun, bu zırhlı araçla- nn büyük bir bölümünun dev- riye görevi yapan polislere veri- leceğini bildirdi. Teröre karşı koyma Terorun yalnız Türkiye'de de- ğil, tüm dünyada sorun olduğu- nu ifade eden Emniyet Genel Mudüru şöyle konuştu: "Terörle, terörün şartlannda mücadele ettiğimizde başanlı oluruz. Biz bunu amaçlıyoruz. Miktar bakımından elimizde ye- terli personel mevcut olabilir, ama bu personel yetişmemiş olursa bunun da bir anlamı yok. Onun için bizim, hem yetenekli hem de bu konuda tecrübeli ye- teri kadar elemana ihtiyacımız var. Bunu da sağlayacaihz" Emniyet Genel Müdürü Er- gun, bir soru üzerine terör ko- nusunda uzmanlasmış olmasına karşın geri hizmette bulunan ve- ya res'en emekliye sevk edilen başarılı personelin yeniden ak- tif göreve getirilmesi için araştır- ma yapacaklarını bildirdi. Er- gun, "Geri hizmetlerde görevli arkadaslanmızın içerisinde terör konusunda başarılı olacaklar varsa bunlara muhakkak görev vereceğiz. İhtisası dalında başa- nsını kanıtlamış arkadaşlanmızj muhakkak görevlendirmeyi dü- şunuyoruz" diye konuştu. Hizbullah örgütü İstanbul'da sinagoğa bomba atılması olayıyla ilgili bir soru- yu cevaplayan Ergun, sinagoğa bomba attıktan sonra yakalanan kişinin sorgusunun devam etti- ğini söyledi. Ergun, "Bu kişinin Hizbullah orgutünden olduğu kuvvetle muhtemel. Türk vatan- daşı. Konu inceleniyor. Detaylı bir araştırmaya girildi. Tahmin ediyorum ki daha da başka so- nuçlar çıkacak" dedi. Yılmaz Ergun, "Hizbullah ör- gutü militanlarının polis merke- zinde eğitildiği" şekundeki iddi- alara ilişkin olarak da şunları söyledi: "Böyle bir iddianın ne kadar gerçekten uzak olduğu ortada. Böyle bir mantık olmaz. Tama- men düzmece ve mantık dışı bir iddiadır. Bu iddiaların ne ülke- mize ne de sağduyulu vatandaş- lanmıza yararı olur" KULIS • (Baştarafi 1. Sayfada) hıa ile tedavinin her an mümkün olabileceği ileri sürülür. Konu aynı olmasa da. iki farkh görüşün benzer şekilde şiddetle çarpışüğı bir tartışma, bugünlerde Ankara'da Numune Hastanesi Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşanıyor. Ankara Numune Hastanesi Rehabilitasyon Merkezi'nde, yaklaşık iki aydan bu yana, yaş haddinden emekli olarak görevden aynlan Kemal Altıoklar'ın yerine vekâleten atanan Oğuz Yorgancıoğlu başhekim olarak görev yapıvor. Merkez'de görev yapan kimi doktorlann anlattığına göre, Yorgancıoğlu, geçen günlerde. doktorlarla birtoplantı yapımış. Bu toplantıda hastanenin çahşmalannı. hizmetlerini değerlendirirken, sözü spastik çocuklara getirmiş ve aşın zekâ özürlü çocuklann tedavisine fazla özen gösterilmemesini. onlara harcanacak zamanın ve emeğin diğer rehabilitasyon gereksinimi duyan hastalara verilmesini istemiş. Yorganaoğlu'nun bu görüşü doktorlar arasında şaşkınhk yaratmış. Bir doktor. başhekime, "Bu görüşleriniz Hitler'in görüşüne benziyor" diye karşı çıkmış. Bunun üzerine Yorgancıoğlu, "Hitler'in her söylediği yanhş değildir" karşılığını vermiş. Başhekim'in bu sözleri Merkez'deki doktorlar arasında yoğun tartışmalara yol açmış. Bazı doktorlar, başhekimi haklı bulurken, baa doktorlar şiddetle karşı çıkmışlar ve başhekime muhalefet etmeye başlamışlar. Elbette, hastane içinde oluşan bu hava, en fazla hasta yakınlannı etkilemiş. Hasta yakınlan, bu olay çıkana kadar hiçbir sorunlan olmadığını, doktorlann spastik çocuklara çok olumlu davrandığını, merkezde tedavi gören çocuklannda i>ileşme belirtilen görüldüğünü söylüyorlar. Ama, başhekim ile doktorlar arasında yaşanan gerginliğin verilen hızmeti de etkilediğinden yakınıyorlar, huzursuzluğun bir an önce giderilmesini istiyorlar. Başhekim Yorgancıoğlu ise, bütün anlatılanlara karşı çıkıyor, suçlamalann gerçek dışı olduğunu söylüyor. Kendisine ait olduğu öne sürülen "Aşın zekâ özürlülerin bakımına özen göstermeyin" şeklindeki sözleri söylemediğini ve böyle bir görüşü savunmanın cahillik olacağını, söylentileri kendisini yıpratmak isteyenlerin ortaya attığını iddia ediyor ve ekliyor: "Bu olay beni yıpratmak isteyen bir-iki doktorun başının altından çıkmaktadır. Bütün hastalara ben böyle bir şey söylemişim gibi vaymışlar. Hastalarla görüştüm, hepsi bana inandılar. Her şeyin daha iyi olacağını söyledim. Bu insanlar hakkında yasal işlemler v apacağım. Her karanmda katıhmcı ve yasal oldum. Bu merkezin geUşmesi için yaptığım çahşmalan herkes biliyor. Ben özürlüler İçin Spor Kulübü kuruculanndanım." Anlatılanlar çok farklı. Ama olay. Ankara Tabip Odası'na da yansımış, bazı doktorlann bu İconudaki şikâyeti üzerine Ankara Tabip Odası, gerekirse sonışturma açmak amaayla olayı incelemeye başlamış. Şimdi herkes merakla, incelemenin sonucunu bekhyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear