Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHUBtYET 16 MART1992 PAZARTE9
18 HABERLER
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir cins geyik.
2/ Rey... Demokra-
si. 3/ Büyük çivi...
Eli işe yatkın, bece-
rikli... Bir görevin
yürütülebilmesi
için merkez olarak
seçilen yer. 4/ tsrail
parlamentosuna
verilen ad. 5/ Eski-
moların buzdan
yaptıkJan kulübe-
İere verilen ad...
Yararlı, kazançh.
6/ Temiz... Soylu.
7/ Derebeylik Ja-
ponyası'nda en aşağı sınıfı oluştu-
ran halk... Kanşık renkli. 8/ Rad-
yum elementinin simgesi... tçd ilin-
de bir ilçe. 9/ Genel görünüm.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Yahudi takviminde en kutsal sa-
yılan perhiz gttnü. 2/ Kaçak tü-
tün... Eski bir siyasal partinin sim-
gesi. 3/ Bakrac, kova. 4/ Eylemle-
ri olumsuz yapmakta kullanılan
ek... Başlıca içeceğimiz... Güneş
doğmadân önceki alaca karanlık. 5/ Ankara'nın bir semti...
Dar, uzun ve hafif bir kayık. 6/ Maydanozgillerden hoş kc-
kulu bir bitki... Yüz metrekare tutannda yüzey ölçüsü birimi.
7/ Kromun simgesi... Balık yumurtasıyla yapılan bir tür me-
ze. 8/ Motorlu taşıtların elektriğini sağlayan aygıt... Canlıla-
nn bölümlenmesinde, dallann bir araya gelmesiyle olusan bir-
lik. 9/ Bir kabın oylumunu ve alabileceği miktan hesaplama.
HAVA DURUML
/ O T . T . T . T , !
( HAVA SICAKlJĞi;
Türkiye'de
Bitlıs
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankın
3
4
4
5
7
2
5
9
11
10
10
7
p. bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmuriu
yağmurlu
yağmuriu
Çorum 2 7 vağmurlu
Adana
Adıyaman
Afyon
Amasya
Ankaıa
Antalya
Artvin
Aydın
Ağn
Balıkesır
Bılecık
6
6
I
2
2
5
1
7
-10
6
4
17
17
8
7
7
14
11
12
12
12
11
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
p bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
Deıuzli
Diyarbakır
Edirne
Elaal
Emncao
Erzurum
Eskısehır
Gaaantep
Gıresun
Gümüşhane
Hakkân
5
3
2
2
0
-12
3
4
6
0
-7
13
15
7
9
7
4
8
15
16
11
4
vağmurlu
az bulutlu
yağmurlu
karh
karlı
p. bulutlu
Yağmurlu
yağmurlu
p. bulutlu
p bulutlu
p. bulutlu
Bıngöl -2 8 p. bulutlu Hata>
Isparta
fçd
lstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kavsen
Kırklareh
Kırsehır
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manısa
K.Maraş
Mardin
Muğla
Mus
Nevsehır
Nıgde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Sıin
Sınop
Sıvas
Tekırdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Ş.Urfa
Uşak
Van
Yozgat
3
8
i
7
-12
2
2
2
3
4
i
1
2
7
5
4
5
-5
2
2
4
6
6
6
2
6
2
5
2
6
0
5
2
-7
2
10
15
8
14
4
7
6
6
6
8
8
8
9
12
13
16
11
3
8
8
15
17
II
17
16
10
7
9
8
17
7
16
10
6
7
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
p. bulutlu
yağmurlu
karlı
yağmurlu
yağmurlu
Yağmuriu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
yağmurlu
vağmurlu
p. bulutlu
yağmurlu
p. bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
p. bulutlu
p. bulutlu
yağmurlu
p. bulutlu
p. bulutlu
yağmurlu
yağmurlu
vağmurlu
yağmurlu
p bulutlu
karb
yağmurlu
yağmurlu
p bufutlu
yağmurlu
4 16 vağmurlu Zonguldak 6 10 vağmurlu
Yağışlar
etkffi
Çevre Bakanlığı Meteoroloji
Genel Müdürlüğü'nden alınan
bilgiye göre bütûn bötgelerimiz
parçalı ve çok bulutlu.
Marmara, Ege, Akdeniz, !ç
Anadolu, Barı Karadeniz,
Orta Karadeni/'in iç kesünleri
ile Doğu >e Giineydoğu
Anadolu'nun batısı yağtşiı
geçecek. Yağışlar genellikle
yağmur, yer yer sağanak,
yurdun iç kesimleruıde
yükseklerde karla kanşık
yağmur ve kar şeklinde olacak.
Hava sıcaklığında değişiklik
beidenmiyor. Rûzgâr, gûney ve
batı yönlerden orta kuvvette,
batı bölgeterimizde kuvvetli
oiarak esecek. Denizlerimizde
rüzgâr, Karadeniz, Marmara
ve Kuzey Ege'de yddız ve
karayelden 3-5, Baü " "
Karadeniz, Marmara ve
Kuzey Ege'de 6 kuv vetinde,
saatte 10-21, Batı Karadeniz,
.Marmara ve Kuzey Ege'de 27
deniz mili hızla esecek. Van
Gölû'nde hava, parçalı bulutlu
geçecek. Rüzgâr, gûney ve
doğu yönlerden hafif, ara sıra
orta kuvvette esecek.
Helsınkı W ^
St Petersburg
Moskova ı
<
Ankara •
Tebriz
Kahıre»
Dünyada
Amsterdam p. bulutlu
Atına 13 yağmurlu
Bonn
Cezayir
Helsmki
Lortdra
Madrid
Moskova
Oslo
Pans
Roma
5
14
4
11
II
0
5
10
13
p. bulutlu
az bulutlu
karb
p. bulutlu
p. bulutlu
karb
çok bulutlu
p. bulutlu
p. bulutlu
Amman
Brüksel
Berlın
Baroelona
Belgrad
17
6
4
11
4
p. bulutlu
p. bulutlu
p. bulutlu
p. bulutlu
karb
St.Petersburj» 1
Sofya
Şam
Varşova
Viyana
4
17
3
2
p. bulutlu
karb
p. bulutlu
karb
karb
Bağdat 19 yağmurlu Zürih karb
Oliver Stone: Çağdaş tarihin gerillasıyım
PORTRE
Boştorafi 1. Sayfuda
gerilla, 68'leri geç yaşayan yeni banş eocuğu,
paranoyak, toplumsa) tabip, ruh sağlığı uz-
manı, Vietnam takıntısıyla bunalan tatminsiz"
gibi çeşith isimlerle adlandınlan yönetmeni ile
New York'ta 81. Sokak iel 5. Cadde'deki Stan-
hop Oteli4nde başlayan, New York Üniversite-
si'nde "Oliver Stonee; Içi ve Dışı" adlı fılmin
açılışını izlemek üzere yolda devam eden söyle-
şimizi "Geceyansı Ekspresi" ile açtık.
STOjVf-Lübnan'dan gelirken Türkiye'ye
uğramıştım, o zaman Türkiye'yi gördüm.
Gerçekten çok iyi vakit geçirdim orada. Ge-
ceyansı Ekspresi'ni yazarken Türkiye'ye ken-
dimi çok yakın hissetüm, maalesef Geceyansı
Ekspresi aynen benim yazdıgım haliyle fılme
alınmadı, çünkü fılmi ben yönetmedim, örne-
ğin metinde Türk ceza sisteminin tu-
tarsızlığıru gösteren birkaç eğlenceli yer
vardı.
Aynca, hapiste Bill'ye yardım
eden iyi Türklerin olduğunu da
göstermeye çalıştım
. Ama fılme geçırilirken kesil-
di fılan, dolayısıyla ben sonuç-
tan tümüyle sorumlu değihm.
görece sorumluyum. Aynca, bu
fılmin Türkiye'nin uluslararası
imajırM kötû etkilemesine üzülü-
yorum.
Yine de bilmiyorum. Bunu
gazetenizde yazabilecek misi-
niz. Ama yıllar sonra bir Türk
fılm yönetmeni "Yol" adh çok
güzel bir film yaptı, bu filmdeki
hapishane bizim "Geceyansı
Ekspresi"ndekinden daha kö--
tüydü.
- Billy'ninhikâyesinasıl dikka-
tinizi çekti?
STONE- Billy ile ilk kez New
York'ta karşılaşüm, geri dön-
düğünde havaalanında bir
basın toplantısı yapıyordu.
Colombia Pictures'tan Peter
Gruberg televizyonda bu basın
toplantısını gördüğünde çok iyi
bir fılm konusu olduğunu dü-
şünmüş, hemen hayat hikâyesini
satın almış, bir yazar bularak
hayat hikâyesini kaleme aldır-
mış, dolayısıyla kitap Columbia
Pictures'ın verdiği komisyonla
yazıldı.
Film metnini benim yazmamı
istediler. O nedenle birkaç gûn
New York'ta Billy ile bir araya
geldim. I976'da İngiltere'de
yazdım metni, 1978'de fılme ak-
tanldı. 1978'de piyasaya çıktı.
3.5 milyon gibi bir bütçesi vardı,
ama dünya çapında bir şey oldu
ve 100 milyon kazandı.
- ABD'de J.F.Kfilnûne gelen
tepki, Türk kamuoyunun Gece-
yvnsı Ekspresi
r
pe gösttrm&tep-
kıye çok benziyor. Kısacası, bu
fihnlerle toplumsal psikolojinin
benzer sinirlerine bastyorsunuz.
Nasıl açıkbyorsunuz bu benzerli-
rum, çünkü ticari destek bulamıyorum.
Biz hâlâ bu koşullarda dahi rekabet ediyoruz,
başanyoruz.
- Geçen hafta Washington'da Senato İstihbarat
Konûsyonu Başkatu ve temsilcilerin yanı sıra eski
CIA Başkaıu Hitöam Colby, eski FBl ve CIA
Başkaıu Wilham IVebster ile görüştünüz. 2029
yıhna kadar açıklanmast yasakUuum dosyaJan
açacaklar nu?
STONE-Evet açacaklar, kaçınılmaz bir du-
rum, karar hazır,, iki hafta içinde karar yeniden
meclise sunulacak ve onaylanacak. Elleri
mahkûm.
- Niçin gerçek olaylan seçiyorsunuz? Stilûıize
sine -gazeteciHk denebitir nü?
STONE-T&bn böyle nitelendirebilirsin, ama
biz gazeteci gibi işlev görmüyoruz, dramatik film
yapımcılan olarak işlevimiz var. Bir karşı mit ya-
ratıyoruz, VVarren Komisyonu'nun mitolojisine
karşı.
Sinemanın
OLİVER STONE
STONE- Benim filmlerim be-
nim gerçeküğimi, doğruya be-
nim yorumumu, gerçeği an-
layışımı yansıtıyor, ben insan-
lann saklamak istedikleri, dü-
şünmek istemedikleri şeyleri or-
taya cıkanyorum, şaka olarak
kendimi "Gerilla Tarihçi" ola-
rak nitelendiriyorum.
Resmi tarih, sık sık gerçeği
çarpıüyor, dolayısıyla 60'larda
ve 70'lerde gördüğüm ve ya-
şadığım şeyleri genellikle gaze-
telenn yorumladıklan biçimiyle görmüyorum
ben.
Her zaman olaylar basite indirgeniyor.
Yanlış sımflandınlıyor, yanlış tanımlanıyor.
Vietnam savaşı hiçbir şekilde gerçekte oldu-
ğu gibi yaalmadı, aynı şekilde Kennedy'nin öl-
dürülmesi de.
- Filmlerin en büyük ariistik başarısı, seyirdyi
olayı sizin gördûğünüz şekilde içine ahp, sizin
olay karşısmda hissettiklerinizi hissettirebitmesL
Görüntü ile böyle bir güce saUp olmak sizi Uç
şüpheye düşürmüyor mu?
STONF- Hiçbir zaman. Tersine, bu güce sa-
hip olmaya bayılıyorum. Bu güç curnhurbaş-
kanının gücüyle karşüastınlınca ya da yar-
gıcın gücüyle karşılastınlınca bir hiçten iba-
ret. VVarren Komisyonu'nun Amerikan tari-
hin 30 yıl kapatma gizli dosyalara kaldırma
gücüne ne demeli. Hükümetteki bu orospu-
lann, bu korkaklann karşısında benim ne gü-
cüm var, benim gücüm son derece kısıtlı, mi-
nimum.
Ben kendi gücümle mücadele ederek bir filmi
ortaya cıkanyorum, televizyona bile sokamıyo-
gücunun top-
lumsal gerçekçilik olduğuna
inanıyorum. Bu filmlerin hep-
si benim gerçeği algılayış biçi-
mim.benim kendi hikâyelerim.
Basın, Amerika'da ya da
her yerde sanatçıyı ya da poli-
tikaayı basite indirgemeyi, ge-
nelleşürmeyi seviyor. Bu, ha-
yatı boşa çıkanyor. Çünkü
hayat bundan karmaşık. Me-
sela şimdi "Stone sadece bir si-
yasi direnişçidir" diyorlar ya
da "Solcudur" diyorlar. Sı-
nıflandırmayı severkr, damga
vurmayı severler, 'Çılgın, pa-
ranoyak, Stone sadece Viet-
nam'ı dikkate alır' derler.
Dolayısıyla, düşmanlann
seni sevmeyenlerin değinne-
nine su taşırlar.
- Sanattaki yokuluğunuzda
Vietnam 'ın yeri neydi?
STONE- Seytanlan
tanıdığjm bir yerdi orası be-
nim, vakti zamanında. Hem
Platoon'da hem de Born on
the Fourth of July'da bunu
ifade ettim.
Aynca, bu konuda bir film
daha yapmak istiyorum. Ama
Kennedy fılmini yaparken
hiçbir şekilde bu konunun et-
kisiyle yapmadım. Kennedy'-
nin öldürülmesi benim için
Vietnam'dan çok Küba ile il-
gili.
Ama derinlerde bir yerlerde
cinayetin kökleri soğuk savaş-
ta yatıyor.
Tabii, Vietnam benim için
önemli bir büyüme aşa-
masıydı. O benı kullandı, ben
de onu. Leşimi çıkaramadı,
geri geldim ve orası hakkında
iki fılm yaptım. Benim dünya-
görüşümü değişlirdi.
Hayatın dibinde insanlann
birbirini öldürdüğü noktayı
görmek istedim. Bu deneyimi
yaşadım ve geri döndüm bir
nedenle.
• J.F.K tarUşıhrken Normaıt
Mailer, bir ara,filmin Ameri-
kan toplumundaki paranoyayt
yansfttığına ıtikkat çekti. Son-
ra Üçüncü Dünya ülkelerinin
nükleer süahlara sahip olduğu-
nu bahane ederek bugün CIA '-
nın daha güçlendirilmesi ge-
rektiğini öne sürdü, üsteSk
bunca yıl CIA 'nın yok edilme-
sini savunmuş biri olarak. Siz
ne düşünüyorsunuz bugün
Amerikan liberallerinin CIA'-
nın güçlendirilmesini savunması hakkında? Eski-
den şikâyet edilen soğuk savaşparanoyasuunyeni
bir biçimi değil nü bu?
STONE- Doğru, benzer bir paranoya.
Bugün önümüzdeki esas sorun bu değil mi za-
ten? Dünya nereye gidiyor, Amerika egemen mi
olacak, yoksa bir dünya sistemi mi oluşacak?
Ben de düşündüm bunu, benim yaklaşımım,
dünyanın çıkarlan açısından BM gibi bir örgü-
tün işler durumda olması çok daha yararlı.
İstihbaratlann karşılıklı savaşmak yerine iş-
birliği yapması daha iyi olmaz mı?Ama, gerçekçi
olursaİc bunlann olması pek mümkün değil.
- J.F.K'mn sekiz akademi adayhğı almasından
ntemnun musunuz?
STONE- Tabii. bu benim için çok önemli, her
türlü boktan fılm eleştirmeninden çok
daha önemli.
- Amerikan hülyasına inanıyor musunuz?
STONE- Evct. Amerikan hülyasına inanıyo-
rum, hem de çok. Hükümetin kötü bir hükümet
olduğuna inanıyorum Buna karşın sistemin ken-
disini yenileme gücü olduğuna da inanıyorum.
'Geç kalmış
gerilla'
Fransız Katolik bir anne,
Amerikalı Musevi WallStrett
bankeri bir babanın oğlu olan
Oliver Sıone, New York 'ta
doğdu. 15 yaşında annesi ile
babası ayrılana dek mutlu, bir
hayatıoldu. Annesi ile
babasınm ayrılmasından
sonra okulu terk edip, gönüllü
olarak Vietnam'asavaşmaya
gitti. Stone'un 1986 'dayazıp
yönetıiği 'Platoon 'filmi
Vietnam günlerinae
kaşadıklarmm hikâyesi. Se-
Oscar 'a adaygösterilenfilm,
en iyiyönetmen ve en iyi film
ödulüolmak üzere dört Oscar
kazandı. 1968 'de A BD 'ye
dönen Stonefilm dünyasma
girmeyekarar verdi. New
York Universitesifilm
okuluna yazıldı. Stone
1987'de Stanly Weiger ile
birlikte "WatiStreet"
filminin metniniyazdı ve
yönetti. Filmdeki rolüile
Micheal Douglas en iyi
oyuncu Oscarı 'm kazandı.
1988 'de Eric Bogosian 'm
oynadığı "TalkRadıo"yu
yönetti. 1989da Jim
Morrison ve "Doors"rock
grubunukonualan "Doors"
fılmini yaptı. Stone'un yazıp-
yönettiği diğerfılmler
arasmda "El", "Barbar
Conan", "Scarface;
Sicilyalı",' 'Ejderhanın Ydı''
bulunuyor.
Gerçek Öğreünenler Günü: 16 Mart
T T lkemizde öğretmen okullannın
%*J kuruluşundan bu yana tam 144
yıl geçti. Bu süre içinde öğretmen
yetiştirme konusunda elde edilen
başanlar, eğiümdeki tüm başanlarla
özdeşleşerek yaşanageldi. Birbaşka
deyişle Türkiye'de eğitimin gelişim
çizgisi, öğretmen yetiştirme
çabalanyla bütünleşti ve de o bütünsel
çerçeve içinde genel bir seyir izledi.
Kalın çizgılenyle anımsatılacak
olursa: 16 Mart 1848'dekurulan
ögretmenokullan, Atatürk
Türkiyesi'nin "gerçek zafer"ini
kazanacak olan irfan ordulannı
yetiştirmiştir. Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nı izleyen günlerde, abece
değişiminden laik okula ve öğretim
birliğine, halkevlerinden ulus
okullanna, eğitmen kurslanndan Köy
Enstitüleri'ne vb. eğitim atılımlannda
hep öğretmen yetiştirme olgusuyla
eğitim gelişimi bir bütünselBk
içermişür.
Ne var ki klasiklerin yayımmı
durduran, halkevlerini ve Köy
Enstitüleri'ni kapatan gerici hareket,
zamanla demokratik gelişmelere karşı
olan militarist eğilimJerie bütünleşmiş,
12 Mart ve 12 Eylül yönetimleriyle
toplumsal yaşama ağırlığını
koymuştur. Işte bu uygulamalar,
öğretmen yetişurme poliükalanna
koşut gelişen eğitim geleneğinin
kökünü kurutmaya yönelmiştir. Önce
öğretmen okullannı eylemli biçimde
kapatmış sonra öğretmenlik mesleğini
YOK'ün uzaktan kumandasına terk
etmiştir. YÖK, üzerinedüşeni
yapmıştır: Var olan sisteme göre en
yeteneksiz ve en yetersiz kadrolann
öğretmen sıfaü kuşanması için
akılalmaz bir aymazlığı
yürütegeimiştir. (YÖK'e üniversitenin
bir meslek okulu olmadığını
anımsatmak bu yazının kapsamı
dışında tutulmuştur.)
24 Kasım'ı "öğretmenler Günü" secip
kutlanmasmı buyuran yöneticiler,
Atatürkçülüğe karşı işledikleri suçu
ödünleyen birmekanizma
kullanmışlardır. Çünkü 24 Kasım,
öğretmen okullannın kuruluş günü
deği], Atatürk'ün başöğretmen
seçildiği gündür.
Şimdi sormak gerekir: Tıp
fakülcelerininkökeni 14marta
dayaruyorsa, hangi aklıevvel cıkıp "24
mart tıp bayramıdır ya da tabipler
günüdür" diyebilir? Öğretmen
okullannın kuruluşu I6martgününe
rasthyorsa öğretmenlik mesleğini
onurlandırmanın bayramı da 16 mart
olur. Yok, "16 Mart 1848 Osmanlılar
döneminde kalmıştır. Cumhuriyet
tarihi içinde bir olgu seçilmelidir"
deniliyorsa Cumhuriyet Türkiyesi'nin
öğretmen yetişurmede ulaşüğı en
görkemli aşama Köy Enstitüleri'dir ki
bu durumda öğretmenler günü 17
nisan olur. i
Sonuç olarak diyebilıriz ki ülkemizde'
sivil toplum özlemleri kabuğundan '
taşmışür. Demokratikleşme ivedi bir •
gundem durumuna ulaşmıştır.
Böyle bir süreçiçinde öğretmenler
günü de küçük bir aynntı sayılmayıp '
düzeltihnelidir. Eğitim sistemini
gelışmeçizgısine ya da geleneksel
rayına oturtmak için en küçük
aynntılan gözetmek. örgütlü ve
katılımcı öğretmen kitlesini
onurlandırmak ve başanlı sonuçlar .
almak yönünde önemli bir
kararülıktır.
M.AdemSolak
Eğitim Bilim Dalı Uzmanı
HukuKöğpetimi
Avukatlık yasa tasansı, hukuk
fakültelerinde öğrenim görmüş
olanlann baro üyeliğine kabul
edilebilmeleri ve avukatlık
yapabilmeleri için Barolar Birliği ve
Adalet Bakanlığı yetkilileri ile yüksek
yargı organlan üyelerinden oluşan bir
sınav komisyonu tarafından
yapılacak sınavı başarmalannı
öngörüyor. Bu yazının konusu, bu tür
bir sınavın gerekli olup otmadığı
olmayıp sınav komisyonunu
oluşturanlann bu konuda yetkili olup
olmadıklandır.
Avukatlık gibi bir meslek dahnda
faaliyet yetkisi hukuk öğrenimini
gerektirir. Bu konuda yapılacak bir
sınav da hukuk fakültesi öğretiminin
bölünmez bir bütünüdür. Anayasa,
130. maddesi ile ortaöğretime dayalı
öğretim görev ve yetkisini
üniversitelere verdiğine göre
yükseköğretimle ilgili her tür sınavın
görev ve yetkisi de üniversitelere ait
fakültelerinde kariyer yaparak görev
alabilirler; ders vermeye, sınav
yapmaya başlayabilirler, fakat onlann
Adalet Bakanlığı ve baro yetkiüsi veya
yargıç olmalan üniversitelerin yetki
alanına girmelerine yeterli olamıyor.
Anayasının 135. maddesi kamu
görevlilerinin meslek kuruluşu
üyeliğini zorunlu kılmıyor. Bu
durumda Hazine avukatlan baro
üyeliği smavına girmeden avukatlık
yapabilecekler. Tasanya göre
avukatlık sınavıru başarmayan bir
hukukçunun yargı organlannda ve
Adalet Bakanlığı'nda ve günün
birinde avukatlık sınavı
komisyonunda görev almasına hiçbir
engel bulunmuyor. Vatandaşın yargı
güvencesi, avukatlık smavını
başaramamış yargıçlarla bu
yargıçlann oluşturduğu sınav
komisyonunun yaptığj sınavı
başarmış avukatlara bıraküıyor.
Cengiz Alatlı
Y.Müh. Mimarj İzmir
Yine namazan
Yani ben mecbur muyum, her gece
geç saatte pencerenin altmda
kıyasıya çalınan, dönüp dolaşıp gelip
bir daha çalınan davulun sesiyle
uykumdan sıçramaya? Üstelik degece
vakti sinirim oynayarak. Ama
kabahat onda değil, onu orada
dolaşüranda. Bunun hastası var,
ameliyatlısı var, ihtiyan var, bebeği
var, ertesi sabah erken kalkıp işe ya da
smava gidecek, yolculuğa çıkacak
olanı var. Davul sesiyle
zorla uyandınlmak. benim
oruç tutmama ve uyku uyuma
özgürlüğüme bir saldın ve insan
haklanna aykın.
11 Mart 1992 günkü Cumhuriyet
gazetesinin Tartışma köşesinde yazan
Sayın Ahmet Şönmez'e canı gönülden
kaübyor ve ilgililere sesleniyorum:
Durdurun bu ılkelliği!
flterKutiu
lstanbul
Yenisigara isimleri:
Kadın - Size bir ' 'efendi'' takdim edeyim?
Erkek- Teşekkürederim,bendeniz "hanım"kullanırım!
Adni (Akbaba) 13.8.1923
Ağaç
yasamaktr
Hz. Muhammed, "Yann kıyamet'
kopacağmı bilseniz bile
elinizdeki fıdanı dikiniz" diyerek ağaç
dikmeye ve yeüştirmeye ne kadar
önem verdiğini belirtir.
Atatürk, "Yeşiü görmeyen gözler, göz
zevkinden mahrumdur" diyerek aynı
görüşü paylaşmıştır.
Yeşil bir doğa, ancak ağaç
yetişiinnekle kurulur. Dünya çevre
bilımcisi, TV'deyaptığı birgörüşmede
"Türkiye topraklannın büyük bir
bölümü denizlere akmaktadır" dedi.
Bu erozyonu ancak ağaç dikmekle
önleyebiliriz.
O haldeyurdumuzu yakın bir
gclecekte çöl olmaktan kurtarmak
istiyorsak önümüzdeki günlerde ağaç
dikmeliyiz. Onlan salt dikmekle
kalmamalı, aynı zamanda
korumabyız da. Herkesin bir ağacı
olmalıdıryaşanunda. Bunu
gerçekleştirmekse ilgi ve biraz özenle
olur. Ağaç dikmek özel bir yetenek
istemez.
Evsizlere bannak, doğaya korunak,
yaşama seygidirağaç. Benim
yetiştirdiğim ağaç sayısı yirmiyi
bulmaktadır. Bu satırlan okuyan
yurttaşlanmjn da en az iki ağacı }
olmalı.
Bu, her gün kirlenen '.
dünyamıza bir yaşam olanağı )
verecektir. >
SerolÖmerler
Buca Lisesi
Nâzun Hikmet ve dil
TÜYAP Kitap Fuan'nın
onuncusu geçen sonbaharda
gerçekleştirilirken izde bırakmışü
bende. Neden bırakmışü; ana tema
Türkçeydi çünkü. Ana belgi ise
"Türkçem, benim ses bayrağım"dı.
Özellikle, 12 Eylülcülerce tasfıye
edilen Türk Dil Kurumu'nun hâlâ
kapalı olduğu ve demokrasinin
kapısının aralanmaya çahşıldığı bir
dönemde, değerh dilbilimciler,
uzmanlarçalışmalanru, görüşlerini
kamuoyuna etkin biçimde sunma
fırsatı buldular. (Bu arada koalisyon
hükümetinin bu gibi konulardaki
adımlan merakla bekleniyor.)
Dil önemlidir. Hem ulusal hem
evrensel olarak. Bir ulusun, bir halkın
yaşayışının; insan ilişkilerinin temel
öğesi olduğu için önemlidir. Bilgi
aktanmı için edebiyat için önemlidir.
Konuşmak, anlaşmak, hissetmek için;
iletişim için önemlidirdil.
Asıl, Nâam Hikmet'i veonun Türk
dilinin bir ustası olarak değerli
katkısını anmak istiyorum. Kitap
Fuan'nda, Nâzım Hikmet Vakfı'nın
standı önünden geçip kendisi için
açılan deftere iki satır düşerken
"Nâzım Hikmet ve dil" ikşkisine dair
çağnşımlarla dolmuştum. Nasıl ifade
etsem o çağnşımlan, diye düşünürken,
Nââm'ın 1930'luyıllardaodönemin
büyük ve etkili gazetelerinden
Akşam'da Orhan Selim müstear
ismiyle yazdığı dil konulu fıkralar
geliverdi aklıma... Işte birdemet
onlardan, kır çiçeklerinin doğallığında
ve tazeliğinde.
"Dilimiz, dibinin derinliklerini
kanştırarak suyun yüzüne birçok
sözlerçıkardı. Bunlann içinde gerisin
geriye, dibi boylayacaklaryok
değildir. Birkaç söze takıhp
köpükleneni, akanı görmeyenler var.
Ne yapalım? Anadan doğma körlere
gözlüğun yaran dokunmaz ki
takalım...
Dilimizin bugün içine girdiği dönüm
yeri; konuşma diliyle yan dilinin
arasındaki derin aynlığı kaldıracak;
yalmz ikisini de temizleyerek
ışıklandırarak bu işi yapatakum.
Ben, kendi payıma, ne yeni sözlerden
korkuyorum ne de birçoklannı
yadırgıyorum... Beceriklibiryapıcı,
kurulan yeni yapıda, onlann
birçoğunu yadırgatmadan
kullanabilir... İş becerikli olmakta...
Dil yürüyor... Yürüyenin önünde
durulmaz." (12 Nisan 1934, Akşam,
Öztürkçe Düşünceler Dönüm .
Yeri'nden aktaran: Metin Ülkü,
Nâzım Hikmet, Oda Yay. 1976IST)
"Dilimin sözleri değerli taşlara benzer.
Değerli taşlar; kırmızı, yeşil, san, ak,
boyalan boy boy; gözümün önünde
serili durmaktadır... Işıl ışıl
ışıldayanlar... Gözlerim kamaşıyor.
Avuçluyorum. Parmaklanmın
arasından dökülüyorlar, güneşli bir su
gibi, pınl pınl.'
Ben bir kuyumcu yamağıyım. Bu
aydınlık taşlan birbirine çarparak
işitilmemiş sesi çıkarmak istiyorum...
Onlan öyle bir dizeyim istiyorum ki,
gözlerimiz en güzel bir türküyü dinler
gibi olsunlar." (15 Nisan 1934, aynı
yer, aynı eser)
MuzaflerA. Kara
lstanbul