22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-96MART1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11 Şevardnadzeısınıyop • Dış Haberler Servisi - Geçen hafta anavalanı Gürcistan"a dönerek, eski Devlet Başkanı Zviad Gamsahurdia'dan boşalan liderlik koltuğuna oturan eski SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze, şimdi yeni rolüne ısınıyor. Gamsahurdia taraftarlanna. birlik çağnsında bulunan Şevardnadze, Gürcistan'ın kurtanlması için bütün halktan yardım istedi. Bu arada, Gürcistan topraklan üzerinde bulunan niikleersilahlann bölgeden çekilmesi tamamlandı. BDT Kafkasya kuvvetleri komutanı General Sufian Beppaev, bölgedeki nükleersilah taşıyıcılannın geri çekilmesi işleminin de I nisan tarihine kadar tamamlanacagjnı bildirdi. Özbekistan'da petrol • AA (Moskova) - Orta Asya cumhuriyetlerinden Özbekıstan Cumhuriyeti'nde, zengin bir petrol yatağı bulundu. Rusya televizyonunun haberine göre Özbekistan'ın en verimli ve nüfus yoğunluğu en fazla bölgesi olan Fergana Vadisi'ndeki Minbulakskii petrol alanı yakınlanrtdaki yeni petrol yatağının rezervi, dünyada bilinen en büyük 10 petrol yatağının toplamına eşit. Günde 5 bin metreküp yûksek kalite petrolün fışkırdığı Özbekistan'ın yeni petrol yatağında. özeljandarma ekipleri ıle binlerce işçi ve uzmanın çabalanna rağmen petrol fışkırması henüz kontrol alünaalınamadı. Irak'ta sahte dinar • AA (Londra) - Irak hükümetinın, 'ülke ekonomisini çökertmek isteyen dış güçlerin, piyasaya sahte Irak dinan sürdükleri' ıddiası, İngjltere'de yayımlanan bir gazetenin haberiyle yeni boyut kazandı. Uluslararası ılışkiler ve • casusluk konulanndaki güvenilir *' haberleriyle tanınan Sunday Telegraph ' gazetesinin, Amerikan haberalma merkezi CIA'dan adı açıklanmayan yetkilileredayanarak verdiği haberde, "CIA'nın, Irak ekonomisini çökertmek için bu ülke piyasasını. sahte Irak Dinarlanna boğduğu" iddia edildı. Habere göre CIA'nın, ajanslar ve şüphe çekmeyen tüccar ve işadamlan aracılığıyla, sahte Irak Dinarlan, Ürdün, ıran veTürkiye üzerinden Irak'a sckuluyor. Moldavya'da çatışma • AA(Mosko>a)- Moldavya Cumhuriyeti'nde Rus azınlığın yaşadığı Dubossary kenti çevresinde. Moldavya hükümetıne bağlı güvenlik güçleriyle Rus apnhğa bağlı milısler arasında çıkan çaüşmalarda 6 kişinin daha öldüğü bıldirildı. TASS ve Interfaks ajanslan, Rus milislerin Koşnitsa kenti yakınlannda Moldavya polisine karşı saldınya geçtiklerini ve çıkan çatışmada Moldavya polisinden bir kişinin öldüğünü. 8 kişinin de yaralandığını bildirdi. Kamboçya'da BM gûcö • AA (Phnooı Penh) - BM tarihinin en büyük banş gücünün komutanı, 20 yıldan uzun süredir devam eden çaüşmalardan sonra Kamboçya'ya banşı getirebilmek amacıyla Phnom Penh'e geldi. 22.000 kişiden oluşan BM Kamboçya BanşGücü Komutanı Yasushi Âkashi'nın, beraberinde üst düzey askeri komutanlar ve Korgeneral John Sanderson bulunuyor. Papandreu-Liani aşkı • AA (Atina) - Yunanistan'da ana muhalefetteki Pasok'un lideri Andreas Papandreu (73). gerçek anlamda sevgiyi ilk kezeşi Dimitra Liani-Papandreu (37) iletattığını söyledi. Papandreu ve Liani, haftalık To Vima gazetesinde verdikJeri demeçte. nasıl tanıştıklannı, yaşadıklan yasak aşkı ve bugün birbirlerine karşı nekrhissetiklerini anlattılar. "Aşk gepci, sevgi kalıadır. Dimitra ile ha>atımda ilk kez gerçek sevgiyi tattım. Ehmitra nın gözlerinde hayatın her şeye rağmen güzel olduğunu gördüm" diyen Papandreu, dört çocuğunun anneleri ^fcrgareth Papandreu-Chant'dan bosanıp Liani ile evleneceğini sö\lediğinde tepkiyle karşılaştığını fcektti. BAB veTürkiye •AA (Atina) - Batı Avrupa Birliği C BAB) Genel Sekreteri Vım Van Edelen, Türkiye'nin bu kuruluşta hangi icotumda buiunacağının henüz kesinlik fccaanmadığını söyledi. Van Eckelen. Kdmerini ve Celefteros Tipos ggactelerinde yayımlanan demeçlerinde, ^*BAB ile bağlantılı üye olan Türkiye ve Psyveç'in ne durumda olacaklan henüz Iscesnlik kazanmadı. Ancak şimdiden. ne fc<anr üzerinde haklan olacağını ne de oy fcalanabileceklerini ve sadece bazı tscaanülara katılabileceklerini scyeyebilirim" dedi. Ateşkes kararma karşın çatışmalar sürüyor, BM temsilcisi Vance bugün bölgede Karabağ'dasflahlar susmuyorLhş Haberler Servisi - Dağlık Karabağ'daki çatışmalar, Azerbay- can ve Ermenistan yönetimlerinin geçen hafta vardıklan ateş- kes karanna rağmen sürüyor. Bölgenin kuzeyindeki Marda- ker kesiminde çatışmalar yoğunlaşırken, Ermeniler, Azerilerin elinde bulunan son kent olan Şuşa'ya yeniden roketlerle saldır- maya başladılar. Azerilerin ise Ermenilerin elinde bulunan Hankenti'ne (Stepanakert) Şuşa'dan ateş açtıklan bildiriliyor. AA'run haberine göre, Dağlık Ka- rabağ'ın kuzey kesiminde yer alan ve birkaç gündür haber alınamayan Mardaker bölgesinde son iki gündür meydana gelen Azeri-Ermeni çatışma- iannda 27 Azeri milis hayatını kaybet- ü. Ateşkes karannın alınmasının ar- dından, saldırmakta olduklan Azer- baycan kenti Akdam'ın önlerinden geri çekilen ve saJdınlannı hafıfleten Ermeni milisler, sajdınlannı yeniden Şuşa'ya yönelttiler. Önceki gece Şuşa- ya yeniden saldıran Ermeniler, kenti sabaha kadar 'Kristar ve "Grad" ro- ketleriyle dövdüler. Kentten alınan haberlere göre, saldın nedeniyle 15 Azeri yaralandı. 15 ev yandı ve 20 ev yıkıldı. Bu arada, Şuşa'da mevzilenen Azeri milislerin de Ermeni saldınlanna kar- şılık verdikleri veölgenin başkenü olan Hankenti'ne (Stepanakert) ateş açtık- lan bildinliyor. Ermeni birüklerinin, Azerbaycan sı- nırlan içinde bulunan Akdam kentine yönelik saldınlannı hafifletmelerine karşın. ce\redeki köyleri ateşe tutmavı sürdürdükleri haber verıliyor. Ak- dam'a bağlı olan Şekli ve.Şotland köy- lerivle Fizuli'nin hemen hemen tüm kö>leri, önceki gece sabaha kadar top ateşıne tutuldular. Ancak bu saldınlar- da Azerilerden ölen ya da yaralanan olmadı. Ermeni milisler, Azeri yerleşim mer- kezlerine saldınlannı Ermenistan top- raklanndan da sürdürüyorlar. Azer- baycan'ın Laçin kenti çevresindeki sınır köylerine Ermenistan toprakla- nndan ateş açılırken. aynı bölgedeki Orudere kasabasına da helikopterler- den roket atıldı. Kubatlı çcvresine de dün iki saat süreyle yoğun top ateşi açıldığı bildirildi. Kazah bölgesindeki köylere de dün sabah erken saatlerde saldın başladı. Bölgedeki köylerden Seylimli'ye karşı girişilen saldında bir .Azeri öldü, bir- çok Azeri de yaralandı. Çaüşmalann dün gece de devam ettiğı bildiriliyor. Bu arada. Azerbaycan'ın başkenü Azeri milisler, roket saldırılarına töfeklerie karşılık veriyorlar.(Fotoğidi.AP) Bakü yakınlanndaki bir kasabada Ba- ğımsız Devletler Topluluğu (BDT) askerleriyle Azeri ordusuna mensup askerler arasında çıkan çatışmada bir BDT askeri öldü. Çaüşmanın, BDT ordusuna ait bir askeri araa kontrol etmek isteyen Azeri askerlere, BDT as- kerlerinin el bpmbasıyla karşılık ver- melerinin üzerine çıkuğı ve olayda bir Rus binbaşının öldüğü haber verildi. Azerbaycan topraklanndaki her türiü askeri malzemenin nakli, eski Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov'un emriyle, özel izne bağlanmış bulunuyor. BM tsmsflcfsi ftiıfyor ABD eski Dışişleri Bakanı Cyrus Vance, Birleşmiş Milletler Genel Sek- reteri Butros Gali'nin özel temsilcisi olarak, çaüşmalann sona erdirilmesini sağlamak amaayla bugün bölgeye gi- diyor. Cyrus Vance'iıı önce çaüşmalann sürdüğü Dağlık Karabağ bölgesini zi- yaret edcrek bölgedeki yerel yönetici- lerle ve taraflarla görüşmesi, ardından 20 mart tarihinde Ukrayna'nın baş- kenti Kiev 'de yapılacak olan BDTzir- vesine kaülarak konuyu gündeme ge- tirmesi bekleniyor. Vance, ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan'ı da ayn ayn ziyaret edecek ve çatısmalann so- na erdırilmesi için taraflann desteğini isteyecek. Vance'in bölgeye gitmesi, Birleşmiş Milletlerin Karabağ konu- sunda resmen devreye girmesinin ve BM'nın bundan böyle izleyeceği 'ko- ruvucu diplomasi'nin uygulamaya konmasının da göstergesi olacak. İKfrdenheyet İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) de, Dağbk Karabağ sorununa banşçı bir çözüm bulunması çabalan doğrultu,- sunda bölgeye bir heyet gönderiyor. Bu arada, Iran'ın çaüşmalara son venlmesı için yürüttüğü arabuluculuk çabaları sürüyor. İran'ın başkenti Tahranda İran, Azerbaycan ve Erme- nistan yetkililerinin gerçekleşürdiği görüşmelerin dün yapılan ikinci oturu- munda. bölgede ateşkesin yiirürlüğe girmesi konusunun görüşüldüğü bildi- rildi. Tahran radyosunun haberine göre. dün yapılan toplantıya İran Dı- şişleri Bakanügı yetkilileri. Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petros- yan'ın özel temsilcisi Vahan Papazyan ve Azerbaycan Dışişleri Bakan Yar- dıması Enver Selamov katıldı. Azerbaycan'da, eski SSCB'den kalan izlerin silinmesi konusunda güçlü bir eğilim var Bakü, Rus etkisinden kurtulma çabasında HtCRANÖGE GOLTZ (Bakü)- 3 ay önce iktidardakilerden söz ederek "Sovyet terk edilemez bir şey" diyen Ebulfez EIçi- bey, bu günlerde "Rus eli Azerbaycan'dan çekilmelidir" diyor. Tarihte ve günümüzde yaşadıklan kanlı, acı birçok olay için Rus siyasetini suçluyor. 1813 yılında hanlıklar devri yaşa- nırken Rus Imparatorluğu ve 1920'- de de Sovyet yönetimine gjren Azer- baycan, bu 170 yıllık etkiyi silmek, sömürüye son vermek için hazırlanı- yor. Halk Cephesi üyesi ve parlamen- ter İsa Gamberov. "Biz bu işe eylül ayında (1991) Komünist Parti'yi yok ederek başladık" diyor. Ayaz Mutta- libov'un istifa karannın da bu konu- da atılmış çok önemli bir adım oldu- ğunu ekliyor. Kamran Safiev'in (hukuk öğrenci- si), ülkedeki "Rus eli nedir?" sorusu- na yanıtı şu: "Azerbaycan'daki KGB ve Sovyet ordusudur. Komü- nist Partisi de vardı. ama artık o yok." Safiev'e göre ağustos ayında, dar- beden sonra merkez KGB'deki yapı- sal gelişmeler Azerbaycan KGB'sine yansımamış, eski yapısını konıyor. Güç tek adam elinde bulunuyor ve bu da demokrasi için tehlikeli. Ayn- ca eski SSCB zamanında iyi kötü bir kanunu olan bu kuruluş. şu anda St. diye bir ülke olmamasına rağmen Azerbaycan KGB'si bugün de mer- kezin yönetmeliği ile çalışıyor. Bu da kanunsuzluğu doğuruyor. Azerbaycan'ın sınırlannı bugün de kontrol eden BDT askerleri, Mos- kova"daki KGB'ye bağlı. Gümrük- ler onlann kontrolünde. 4. ordunun haber alma merkezi, Moskova'ya çalışıyor. Bunu kontrol edebilecek hiçbır mekanizma yok. Şu anda isimsız,' resmi olmayan bır grubun sadece Moskova için çahştığı ileri sü- rülüyor. Ordu, KGB ve eski komü- nistlerin işbirliği yaptıklan düşünü- lüyor. "'Bugün Azerbaycan'da hem Rusya'nın bu servisinde çalışmış hem de Azerbavcan'da. KP üyesi olan ve Moskova'ya hizmet eden in- sanlar var" diyen İsa Gamberov, bunlann işbaşında olmasını Azer- baycan'a olan siyasi saldın olarak niteliy erek bu insanlann ülkeye etki- lerinin sonlandınlması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor: "Yeniden ya- pılanmış, Moskova'nın parmağı olmayan bir KGB kurulmalıdır." Şimdiye kadar bu kuruluş her şeyi kontrol etmiş. terorizme bile başvur- muş. Bakü'den Ermenilerin aülması- nın, 20 ocak olaylannın KGB provo- kasyonu olduğu söyleniyor. Yakın zamanda arabası kurşunlanan, yara- lanan politikacılar. Şuşa'nın savun- ması için gıttıği ilk gün vurulan Ra- him Gaziev -ki bu olay sekiz askerin ölümüne neden oldu- soru işareti ta- şıyan birkaç olay. Rus komünistler, lağvedilen Halk Temsilcileri Kongresi'ni toplayacak ve gösteriler yapacaklar Koniiinizm Moskova'ya6 geridönüyor' CUMHURİYET (Moskova) - Komünizm Moskova'ya dönü- yor. Hiç değilse bir günlüğüne. Yann komünistlerin günü. Aylar önce tarihe kanşmış olan Sovyetler Birliği yeniden kurulacak. Aylar sonra lağvedilmiş olan Sovyet Halk Tem- silcileri Kongresi. 6. olağanüstü oturumunu yapmak için yeniden toplanacak. Komünist muhalefet, haftalardan beri süren mitinglerin ardından, ikti- dara el koyma zamanının geldiği kanısına vardı ve eski Sovyet devleti- nin üst yönetim organı olan Halk Temsilcileri Kongresi'ni toplamayı kararlaşürdı. Çeşitli tahminlere göre 300 ıle 1200 arasında eski milletveki- linin, bu 'yeniden doğuş' toplantısına katılacağı söyleniyor. Komünistler, aynı gün. birkaç yüz bin kişinin katılacağını öe sürdükleri bir miting düzenliyorlar. Miting, 'kongreyi destekleme mitingi' olarak yasaklandıktan sonra geçen yıl 17 martta Sovyet devletinin bütünlüğü yolunda oy kullanılan referandu- mun birinci yıldönümünü anma ge- rekçesiyle yeniden yapılan başvuru sonucu serbest bırakıldı. Ancak kongre yasaklandı. Başta Rusya olmak üzere, Bağımsız Dev- letler Topluluğu'nun çeşitli yönetici- leri, böyle bir girişimde bulunulması halinde sert önlemler alınacağmı açıkladılar. BDT'nin 11 üyesinin parlamento liderleri, ortak bir bildiri yayımlayarak Sovyet devletinin 21 Aralık 1991'de lağvedildiğini. onu yeniden kurmaya yönelik örgütlü bir girişimin devlet suçu sayılacağını vurguladılar. Aralannda eski Sovyet Başbakan- lanndan Nikolay Rijkov'un da bu- lunduğu Kongre Düzenleme Komi- tesi, illegal toplantının nerede yapıla- cağını gizüyor. Komünistlerin şimdiye kadarki en büyük ve riskli girişimi olan kongre ve kitlesel mitin- gin, başkentte ortamı son derece ger- ginleştireceği ortada. 23 mart mitin- gınde çok sayıda polis ve göstericinin yaralanmasına yoi açan olaylar çık- mıştı. SSCB'nin yok olmasından sonra güç duruma düşen Castro, Latin Anıerika'ya yöneldi Küba, ekononıik krizden çıkış yolu arıyorDış Haberler Servisi - Fransa'da ya- yımlanan Le Monde Diplomatique gazetesi geçen haftaki sayısında, Kü- ba hakkında bir inceleme yayımladı. Yazınm geniş bir özetini aşagıda su- nuyoruz: Küba'daki rejimin 1991 sonunu göremeyeceğini çok kişi iddia etti, ama bu beklenti doğru çıkmadı. Bazı fabrikalann tümüyle ya da kısmen kapanmasıyla bir üretim azalması, Doğu bloku ülkelerinden yapılan it- halatın sona ermesiyle birlikte ise yaşam düzeyinde belirgin bir düşüş yaşandı. Ancak ülkede bir kaos ya- şanmıyor. Fidei Castro, kendileri- nin, ekonomik durumun sorurr.lusu değil. kurbanı olduklannı belirtip başlanna geleni 'çifte abluka'ya bağ- lıyor. Daha önce yapılan bir anlaşmaya göre 1991 yılında Küba'ya lOmiIyon ton petrol ihraçetmesi gereken Mos- kova, bu taahhüdünü yerine getir- medi; 1992 için ise hiçbir anlaşma imzalanmış de.eil. Eeer yeni bir geliş- me olmazsa ülke 1990'da tükettiği- nin yansı olan 5 milyon tondan az petrolle 1992'yi tamamlamak duru- munda. Bu, ekonomıyi felçedebilir. 31 Mayıs 1991 "den beri tahıl ürün- leri, Kübahlann temel beslenmekay- nağı olan pirinç. fasulye, yemeklik yağ, konserve et ve süt, SSCB'den gelmiyor. Bunlara eski Doğu bloku ülkelerini de eklemek gerek. Artık bir zamanlar oiduğu gibi Doğu Al- manya'dan 22 bin ton süttozu, Bul- garistan'dan dondurulmuş tavuk. buğday. peynir ve yağ, Çekoslo- vakya'dan bira yapımında kullanı- lan malt da gelmez oldu. Küba, 1991 eylül sonunda öngö- rülen ithalatın yüzde 38'ini gerçek- leştirebildi. Sadece gıda maddeleri değil, kâğıt ve deterjan yapımında kullanılan selüloz (şu günlerde Ha- vana'da sabun kıtlığı var). sentetik kauçuk, amonyak, sodyum karbo- nat gibi temel maddeler de yok. Aynca ana işletmeler ortadan kalktığı için Doğu Almanya'dan ye- dek parça da gelmiyor ve bu da bir- çok fabrikanm kapanmasına yol açıyor. Televizyon, buzdolabı gibi dayanıklı tüketim maddelerinin ço- ğu da vaktiyle Doğu'dan geldiği için artık pek bulunmuyor. Parti. ihracatı artırarak ve turizmi teşvik ederek elde edeceği dövizi bi- yoteknolojiyi geüştirmek ve orta vadede veni üretim alanlan açmakta kullanmak istiyor. Bunun için 3-4 yıl içınde meyvelerini vermesi gereken tamamıyla yepyeni bir ekonomi poli- tikasına ihtiyaç var. İlk hedef ise La- tin Amerika'ya yönelmek. Parti kongresinde, turizm alarun- da uygulamaya konulduğu gibi ya- bancı yatınmlan özendirmek, ya- bancılarla her türden üretim işbirliği, ticaret anlaşması yapmak kararlaştı- nldı. Avrupa'da İngiltere ve Hol- landa'yla karma şirketler kuruluyor, Total adlı Fransız petrol şirketiyle anlaşma imzalandı, Ispanya ile eko- nomik işbirliğinde ciddi adımlar atıl- dı. Japonya'ya şeker ihracı iki katına çıktı. Yönetim, eski SSCB'den her cum- huriyetle ayn ayn görüşüyor. Lit- vanya ve Beyaz Rusya ile aniaşmalar imzalandı. Üçüncü Dünya'dan ise Çin'den sonra en önemli ilişki Iran'la kuruldu. Ancak ülkede en fazla yatı- rımı, Meksika ve Brezilya başta ol- mak üzere Latin Amerika ülkeleri yapıyor. SALDIRGAN NASIL CAyDIRILIR? COŞKUNKIRCA ' 'Ermenistan Karşısında Gaflete Son!'' başlığıyla 3 ve 6 mart günleri Cumhuriyet 'teyayımlanan yazım genişyanküar uyandırdı ve önemli bir tartışma başlattı. Başbakan, ana muhalefet partisi lideri, DSP'GenelBaşkanı, Dışişleri Bakanı vehatta Cumhurbaşkanı da bu tartışmaya katıldı. Bu arada değişik yazarlar, bazı ciddifıkirler ortaya koydu. m Bugün başlayan yazı dizisinde bufıkirlere değineceğim. (2) İlk olarak şunu belirtmek istiyorum ki olayları en geniş ve en çabuk biçimde herkesten önce öğrenmek durumunda bulunan hükümet, böyle bir bunalımda elbette kendi tutumunu tespit edecektir. Bu tutum, kuşkusuz, eleştiri dışı değildir. Kaldıki hükümet, böylesine milli vehayatibir meselede kendi siyasetinifazla ılımlı bulan eleştirilere katılmasa dahi, bu eleştirileridış alem karşısında, Türk kamuoyunun duyarlılığının ifadesi olarak kullanmasmı bilirse, Türk devleti bundan sadecefaydagörür. Demokrasilerde kamuoyu. dış siyasetin yürütülmesinde hükümete işte bu yoldan yardımcı olur. Sayın Güngör Mengi, bugerçeği defalarca dilegetirdi. Ciddiyetsizlik örnekleri -ı- Önce, hiçbir ciddiyeti olmayan bazı görüşler üzerinde duraca- ğım. 1-Dağlık Karabağ meselesi- nin Azerbaycan'la Ermenistan arasında mevcut âlduğu ve Tür- kiye 'nin aavası olmadığı yolun- dâkigörüş. Hükümeün uyguladığı res- mi siyasete de aykın düşen bu garip görüş, bir aralık Dışişleri Bakanı'na vekillik eden bir SHP'li bakana aittir. Birleşmiş Milletler Yasasfna ve bütün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı belgelerine taraf olan Türkiye adına böyle bir beyanın nasıl yapılabildiğini anlamak mümkün değildir. Bu SHP'li bakan, nitekim Meclis'- teki bu beyanının tepkiyle kar- şılanması üzerine, bu beyanını pek beceriksizce tevile çabş- mışür. Bu beyan, üzülerek söyleye- lim ki eski CHP'nin devamı olduğunu söyleyen SHP'de devletimizin milü çizgisinden saprruş zümrenin ne kadar yaygın ve etkin oduğunu ka- nıtlayan endişe vericiişaretler- den sadece biridir. Sormak gerek: 19501i yıllar- da Kıbns Rumlan, Türklere safdırmaya başlayınca ve 1960 Lefkoşa anlaşmalannın getir- diği düzeni I963-64'teyıkmca, Türkiye, bu saldınlan defet- menin sadece ada Türklerinin işi olduğunu acaba neden söy- lememiş ve neden Kıbns Türk- lüğünü korumayı ve kurtar- mayı görev edinmişür?! İşba- şında bulunan hükümet, Kuzey Irak ahalisine. kendi devleti Irak'ın olası zulmüne karşı askeri himaye vereceğini -üstelik pek yerinde olarak- acaba neden açıklamışür?! Kıbns Türkleri ve Kuzey Irak ahalisi Türkiye tarafından ko- runmaya layıktırlar da Azeri Türkleri mi layık değildirler?! Milli duygu eksikliğini açıkça ortaya koyan bu tarz beyanlar, Türk milleti tarafından redde- dilmektedir. 1950'liyıllardada Türkiye'nin Kıbns'la ilgilen- mesinin akli bir davranış olma- yacağını iddia edenlerçıkmışü. Oysa, konu, "120 bin Türkü korumaya girişmenin Türkiye '- ye neye mal olacağının ve buna değip aeğmeyeceğinin hesap- lanması" değildi. Türk halkı, Türk olma duygusunu taşıdığı sürece elbette dünyanın her- hangi bir yerindeki Türklerle ilgilenecektir. Bu ilginin akli olup olmayışı, ilgiyi ortaya ko- yacak yöntemlerin ilgilenmek- teki hedefımize erişmemize imkan verip vermediğine iliş- kindir. Yoksa, onlann mesele- lerinin bizim de meselelerimiz olduğu asla tartışma konusu yapılamaz. Bu ilgi daima var olacakür ve hedefıne ulaşması için devletimizin yeterli imkan- lan elde etmesini Türk milleti daima arzulayacaktır. Bu ilgi, Türk halkmuı millet olmaniteli- ğinin özündeyatar. Bu garip beyanı benimse- yenlerin çoğunu eski ve bugün- kü Marksistlerimizin bazılan oluşturuyor. Çünkü bunlar. ideolojilerinin gereği olarak. milliyet fikrini, inkar etmeseler bile insanlığın ikinci derecede bir yüzeysel olgusu (epifeno- men) olarak görmeye alışmış- tır. Bunlar, SSCB dağıhncaya kadar Türklüğün önce Çarbk. sonra komünizm adıyla Rus emperyalizmi tarafından bö- lünmesi suretiyle bir gün milli- yet bağlanndan koparak "tam olarak özgürleşmiş" insanın Sovyetler Birliği'nde yaraüla- bileceğine inanmış olduğun- dan, Kafkasya, Rusya ve Orta Asya Türklerinin Türk oldu- ğunu unutmaya çalışmış; Tür- kiye Cumhuriyeti Türkleri'nin onlarla ilgilenmesi fıkrine kötü gözle bakmış ve bu fıkri alaya almıştır. Bu köhne yaklaşımın sahipleri bugün artık dış Türk- lere karşı genel bir ilgisizliği savunamaz haldedir. Ama dış: Türklere karşı ilgimizin bugün de en düşük derecesinde kal- masmı arzulamak, onlann bir çeşit içgüdüsü haline gelmiştir.. Bunlardan bazılan da şimdi Kürt aynhkçılığı yapmakta olup Türklüğün bir yenilgiyle karşılaşmasını, hıyanet amaç- lanna yarayacak bir olay ola- rak adeta bekliyor. Tabiatiyle,. Marksistlerimiz içinde Türk • milliyeti fikrini benimseyen ve • bufiİcredayanan tekil devlet il- kesini içtenlikle savunanlar da., vardır. Bu yazdıklanm onlara, hitap etmiyor. 2-Öcükorkusu Memleketimizde bir kısım aydınlar, uzun süre, Türkiye'- nin dış Türklere ilgi gösterme-, sine macera olarak bakma eği- lımi taşımışür. Zamanla bu, eğilim, Türkiye'nin, kendi sı- nırlan dışında hiçbir askeri ça- tışmaya ve hatta herhangi bir anlaşmazlığa kanşmasım bile macera olarak nitelendirme se- viseyine gelmiştir. Hatta bu eğilim, Atatürk'ten ve İsmet İnönü'den kalan bir dış siyaset öğretisi diye gösterilmeye çah- şılmıştır. Türkiye'nin Milli Müca- dele'nin başlamasından, SSCB'nin dağılmasmın günde- me gelmesine kadar bu ülkede- ki Türklerle resmen ilgjlenme-/ sinin devletimiz icin buySE^ tehlikeler geürebileceği mu- J hakkaktı. Fakat, Atatürk'ün . gözünde dış Türklerle resmen ilgilenip ilgilenmemek, değişik şartlara göre yaklaşılması ge- reken bir konuydu. Nitekim Atatürk, Hatay'la çok faal şe- kildeilgilenmekten kaçmmadı. Böylece başlayan Hatay'ın Türkiye'ye dönüş süreci, İnönü'nün cumhurbaşkanüğı döneminin başında tamam- lanmıştı. İnönü, son başba- kanlığı döneminde de Kıbns Türkleriyle hayli faal birpoliti- ka güdecek kadar ilgilenmişti. Demek oluyor ki cumhuriyeti- mizin kuruculannın gözünde, dış Türklerle ilgilenmemek, her mekan, zaman ve şart al- tında uyulması gerekli bir siya- set dogması değil; ilgılenmek veya ilgilenmemek, zaman ve mekan içinde değişen şartlan dikkate alan bir gerçekçi hesa- ba göre davranma meselesiydi. Daha da önemlisi, Atatürk'- ün tarih görüşümüze getirdiği devrimdir. Türklerin tarihinin Osmanlı ve Selçuklar'dan baş- lamadığını; Türk tarihinin Orhun kitabelerinden ve hatta daha öncesinden başlayan bir bütün olduğunu kabul ettiren Atatürk olmuştur. Türklüğün bir milli bütün oluşturduğu fıkri ülkemizde bu suretle geliş- miştir. İşte. zaman ve mekanın şartlan elverdiği vakit Tür- kiye'nin bu ilgiyi resmen gös- termesi de bu yeni tarih görüşü içinde mantığın gereş oluyor- du. Atatürk'ün milletimize kazandırdığı en vazgeçilmez değerlerden bin olan laiklik il- kesi de devletimizin dış Türkle- re bakış açısını bütünleştirici yöndedeğiştirmiştir. Laik Tür- kiye. artık Türkler arasında din ve mezhep farkı gütmüyor- du. Bu suretle, Türkiye Türk- lerinin dış Türklere bakışı, yûzyıllarca Türklüğü bölen din ve mezhep kavgalannı ge- ride bırakmış ve Tûrklüğün bütünüyle kavranmasını im- kan dahiline sokmuştur. _ Bir başka saplanü da İsmet İnönü'nün İkinci Dünya Sava- şı dönemindeki politikasını her zaman ve mekan için gecerli bir dogma diye göstermeye ça- lışmaktır. İnönü'nün bu dö- nem sırasındaki siyaseti, bazı- lannca hareketsizlik politikası olarak nitelendirilmek isten- miştir. Oysa, o siyaset, o döne- min şartlannda Türkiye'nin takınabileceği tek hesaplı tu- UArkasıSa.l'KSü.6'da (1) Üç yazar, kimısi milletlerarasF ilışkiler konusunda en ilkel bilgilere sa- nip olmadığından, kimısi de tamamıyle konu dışı durtülerle, 3 ve 6 martta Cumhurıyet'te çıkan yazım vesılesiyle, konunun ozünü ve verilerini söz konusu bile etmeden şahsıyata girmiş; hatta ıkı tanesı. küstah ve ığrenç bir uslüp kullanmışlardır. Buna rağmen. eöer bu üç yazar, ıncelenmeye değer fıkirler ıleri surmuş olsalardı, bunlara da değınirdım. Fakat. bu yazı- lar, fıkri içerıkten yoksundur Sevıyemı ne bu fıkır fakırlığıne, ne de terbıye- sızlık aşağılığına ındırmek adetım olmadığı gıbı, mıslıyle karşılık vermek ıçın çok eski bır dostluğun hatırasını bozmayı da kendime yakıştırmam. (2) Bu yazı dızısı 14 mart sabahı tamamlanmıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear