29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM1992 PAZARTESİ 8 BATI'DA GEÇEN HAFTA Neonazîler ve coğrafya dersiDİLEKZAPTÇIOĞLU BERLİN-Geçen hafta Almanya'da da Türkiye'de de a\nı konu gündemdeydi: Mölln cinayeüeri, Neonaziler, ırkçılık. Neonaziler, Dazlaklar y alnız haber malzemesi yaraunakla kalmıyor, coğrafya dersi de venyorlar. Her saldından sonra Almanya'nın adı hiç işitılmemiş ücra kasabalanru. köylerini atlastan bulup öğreniyoruz. Telefon defterlerimize hiç işiimediâmiz >erlerin karakol ve savcıhk numaralarını kaybediyoruz. Almanya birleşıikten sonra, pek tanımadığımız Doğunun Hoyerswerda, Eberswalde gibı kasabalannı Dazlak saldınlan ileöğrenirken şimdi buna Batı Almanya'dan yeni isimler ekleniyor. Neonaziler ve Dazlaklar >alnız coğrafya değil. siyaset bilim dersleri de venyorlar. Onlar saldırdıkça ve halkın bir kısmı onlan alkışladıkça siyasi parulerin nasıl celaşa kapıldığına taruk oluyoruz. Almanya"da bırdeyim var: "Sıammtisch." Meyhanelerde bir masa bu. O masadahep aynı insanlar akşamlan ya da haftanın belli günleri bir araya geliyorlar. "Stammıisch" etrafında toplanan adamlar bir yandan içip bir yandan sohbet ediyor. Almanya" nın meyhane masalannda konuşulanlara poutikacılar bü\ ük önem ALMANYA vemor. Çünkü bu sohbetler seçmenin eğilimini yansıtıyor. Alman me\ hanelenndekı sohbetlere Türkler on yıl önce de konu oluyordu. Ozamanlar saldınlaryok denecek kadar azdı, ama Türk fıkralan revaçtaydı. Adı yanıltmasın: Bunlar Nasreddin Hoca fıkrası fılan değil. Türkler hakkında uydurulmuş ırkçı fıkralardr. "On Türk ve bir Alman. Volksv\ agen kaplumbağaya nasıl sığar? - Alman direksiyon başında, Türkler kül tablasında'" ya da "Türklerle Yahudiler arasındaki fark nedır? - Yahudilerin başına gelen Türklerin başına gelmedi henüz." Gecen hafta Mölln olaymdan sonra fakslanmıza derneklerden. kurumlardan sayısız basın bildınsı yağdı. Bunlardan birinde. Hamburg merkezli "Türkiye-Av rupa İlişkileri Enstitüsü"nün 25 kasım tarihli basın açıklamasında. meyhane masalannda uzun yıllardır anlatılıp gülünen Türk fıkralannın kanlı Mölln cinayetlerine zemin hazırladığı vurgularuyordu. Almanya'da politikacılar. ••Stammtiscbı'" sohbetlerinden korktuğu kadar hiçbır şeyden korkmaz. Hatta dış ülkelerin tepkisi bile ikinci planda kalır. Önemli olan halkın birasını devırirkenyumruğunumasava v urduğunda ağzından ne çıktığıdır. "Halkainip' meyhaneleri dolaşmaj a vakit bulama> an polıtikacılar, bu sohbetlerde neler konuşulduğunu kamuoyu yoklamalanndan öğrenır. Almanya'da kamuoyu voklamalan yaklaşık iki yıldır ırkçı ve yabancı düşmanı eğilimlerin hızla tırmandığını gösteriyordu. Aşın uçlan izlemeklegörevli resmi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın yıllık raporlannda şu gelişmeye dikkat çekiliyordu: Sovyetler Birliği'nın ve Doğu Bloğu'nun çökmesinden sonra aşın sol yalpalıvordu. Bunun yerine yakın zamana kadar "'marijinal" gözüyle bakılan Neonazi örgütler üye ve sempatizan sayılannda patlama kaydetmekteydi. Örneğin Alman devletini yıllarca uğraştıran Baader-Meinhof örgütü (Kızıl Ordu Fraksivonu) bıle arlık tehlikeolarak görünmüyordu. Ama aşın sağ eylemlerde dev birarlışvardı. Demokraside iktidar peşinde koşan siyasi partiler açısından seçmenin eğilimi kadar önemli birşeyyok. Batrııııı sabrı nerede bitecek? ÎNGİLTERE EDtPEMtLÖYMEN LONDRA - Bosna-Hersek'de Sırp kuşatması altındaki M üslüman kasabalanna Bırleşmiş Milleüer yardımını İngilizler götünmeye uğraşıyoT. BM Banşgücü'ndegörevlı İngılız birUkleri. yanlannda su gibi Sırpça konuşan tercümanlan ile hendek, lümsek, engel aşarak insansız kalmış kasabalara yardım malzemesi taşıyor. Bosna'daki İ ngiliz askerlen her gün iç kısımlara doğru ilerlerken peşlerinden de televizyon ve radyoekipleri... Hem BBChem de ezeli rakibi licari televizyon ITV. yetkin kamera ekipleri ile İngiliz askerlerinin ensesinden olup biteni gösteriyor. Bosna'nın nasıl aşiretler arası bir din kavgasına sürüklendığı. nasıl içinden çıkılmaz bir faciaya dönüştüğü her haber bülteninde ekranlara dakikalarca yansıyor. Bosna faciası, İngiliz kamuoyunun vicdanını her haber bülteninde bırazdahaeziyor. Ekrandaki görüntüler. silik ve bilmem kaçıncı kopya ajans klipleri değil. Yabancı televizyonlardan çalmaca bulanık görüntüler de değil. Yerinde ve amacına uygun çekilmiş haber fılmleri. Hırvatlar da Sırplar da yollan bozmuşlar hendek kazarak, tanklann geçişini engellemek için. Ama BM Banşgucü'nün zırhlı araçlan nasıl geçecek? Kirpikleri bile sanşın ingiliz albay, sabırla ve geçen yüzyıldan kalma bir özgüvenle " Biz geçeceğiz" diyor. Hendekler, ahşap titrek köprüler aşılıyor. Beyaza boyah, ama kir içindeki BM Banşgücü konvoyu nihayet Gorazde'ye vanyor. Yanmış yıkılrmşevler. Minareleri kınk camıler. Damlan balkonlan deük apartmanlar. Ortada tektük insan. Uzaktan, süper silahlann takırtılan. Kim, kime nereden nasıl ateş ediyor? Kestirmek mümkün değil. Geçen yüzyıldan kalma albay, objektifedönüp kısaca "Evet geldik" diyor. Uzerleri karh çam ormanlan. karh yamaçlan ile kartpostal görüntuleri. Ama ortaçağ formülü ile sürdürülen bir savaş. Gorazde'ye yardım ulaştı, ama Müslüman kasabalan Srebrenica, Vizegrad, Foça, Kozluk, Zvornik gjbi başkalan da var daha yardım götürülecek. Bunlann trajedisi, Sırbistan'a iyice yakın olmalan. Bu yüzden de belki yardım alamayacaklar bile. Yirmınci yüzyıl biterken Avrupa'nın ortası olmasa bile hemen kenannda yaşanan bu faciaya karşı hala laf salatası üretiliyor. İngiliz hükümetine yakınlığı ile tanınan Dailv Telegraph gazetesi geçen hafta "Yetti artık" anlamına bir başyazı yayımladı: '"Batı'nın sabn, Makedonya sınınnda bitecektir. Hırvatistan ve Bosna'ya bakışla Makedonya'da Sırp azınlığı daha da küçüktür. Eğer Belgrad. bu azmlığj da kanatlan alüna almaya kalkışırsa, bunun riski muazzamolur. Makedonya'ya bir Sırp müdahalesi. Balkan Savaşı'na gider. Bir yanda Sırbistan ve Yunanistan. bir yanda Türkiye ve Bulgaristan yeralırlar." Makedonya yetkilileri, İngiltere'deki bu havayi gecen hafta iyi değerlendirdi. Adını bile değiştirmesine gerek kalmadan, iki hafta içinde Edinburg'da yapılacak AT doruk toplantısında Makedonya'nın "tarunması" için Londra'da basın yayına davalannı anlattılar. Çadınmın üstüne 'caz'dedi damladı İSVİÇRE ADEMSAĞLAM Aç Somaliliye Sophiamorali Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nce (UN HC R) Somali'ye iyi niyel elçisi olarak atanan ünlü İtalyan sinema sanatçısı Sophia Loren görevine başladı. 58 vaşındaki sanatçı geçen hafta Güney Somali ve Kenya-Somali sımnna giderek müllecı kamplannızivareteUi. Sophia Loren. her gün yaklaşık 40 çocuğun öldüğü bu kamplarda incelemelerde bulunacak. The European gazetesi. eski seks>ıldızı ünlü Loren'in açlık veiç savaşın pençesindeki bu insanlara nasıl yardım edebileceği sorusunu gündeme geliriyor. Sophia Loren üstlendıği bu göreve ilişkin düşüncelerini şöyleaçıklıvor: "Biryıl kadar önce gördüğüm iskeletten ibaret ancak yine de gülümseyen bir Somalili çocuk fotoğrafı beni çok etkiledi. Benım de bu insanlar için bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim." Loren'in görevinin açlığın pençesindeki bu insanlar için bir iyi niyet gösterisinden öteye gidemeyeceği anlaşıhyor. (Fotoğraf: THE EUROPEAN) ZÜRİH-NevvOrleans'tan 'mavi' bir rüzgar esti geçen hafta sonu Zünh'e. Tepiede yağmur bulutlan.'ellerde şernsiye vardı. Zürihliler, Limmat nehrinin kıyısındaki çadırlarda geçirdi üç günü. Zürih Belediyesi'nce düzenlenen şenliklerde, ABD'den gelen 130 kişilik dev orkestra "New Orleafts". beklenenin çok üzennde ilgi gördü. Blues'a oldukça farkh bir yorum getiren caz ustalan, müziklerini ragtime, gospel ve şoul'la harmanladılar. İzleyiciler de onlara sunulan bu olağandışı tatta, ama son derece lezzetli müzik ziyafetiyle ruhlannı birgüzel doyunna fırsaü buldular. Antik kentte gerçekleşen geleneksel caz dinletisinin düzenlemesini üstlenen Zürih Belediye Başkanı Josef Esterman. açılışta yaptığı konuşmada cazın başkentinden kalkıp gelen üç kuşak müzisyeni izleyicilere takdim etmekten duyduğu kıvanç ve heyecanı gizlemiyordu. "Koca birdevi andıran New Orleans Orkestrası" diyordu Esterman, "yalnızca yıldızı parlayan bir müzik gnıbu değil. bir olaydır." Mississippi kıyılanmn hem hüzünlü hem de coşkulu esintisini getiren caz büyüklerini izleyebilmek için akın eden Zürihlilerin yaş ortalaması hesaplanamadı. Çünkü oradaki duygular. artık kimsede yaş bırakmamıştı. Irkçılıkkarşıtlan sesleriniyükseltiyor ERDtNÇUTKU BRÜKSEL - 50 yıî önce kasım ayında Yahudi yolcu dolu ilk tren, Mechelen transferkampından, Belçika'dan Auschvvitz'e gitmek üzere yola çıkmışü. 23-27 Kasım 1992 tarihleri arasında, Belçika Auschwitz Vakfı tarafından Nazi suçlan ve soykınmının anısına Brüksel'de bir dizi seminer düzenlendi ve Nazi döneminde toplam 28.000 Belçikalı Yahudi'nin katledildiği anımsatıldı. Türkiye ve Avrupa'da, Almanya'da 3 Türkün ateşe verilmesine yönelik tepkiler devam ederken Belçika'da da gündemi ırkçılık belirliyordu. 24 kasım, ırkçı-faşist Vlaams Blok (Flaman Bloku) parüsinin Belçika genelinde % 10'un üzennde oy almayı başardığı seçimin birinci yıldönümüydü. Irkçılık karşKi gruplar ve ırkçılar. karşılıklı gövde gösterisi yapülar. İki taraf da yabana düşmanı partinin % 25den fazla oy aldığı. ırkçılann kalesi Anvers kentıni karargah olarak seçti. Ancak bu Gent şehrinde yaklaşık 8.000 öğrencinin ırkçıhğı protesto amaayla yürümesine engel olmadı. Anvers'te BELÇİKA 10.000'den fazla öğrencinin katıldığı yürüyüşte ırkçılar lanetlendi."Buradayım. burada kalacağım", "Schaldenehrinde yeni bir Saraybosna istemiyoruz" ve "Anvers; 1993'ün Kültürel Nefret Başkenti" yaalı pankartlar dikkat çekiyordu. Yıl boyunca sürdürülen başanb bir çakşmayia ırkçı partilerin aldığı toplam 479917 oydan daha fazla (582172) ırkçılık karşıtı ve herkese eşit hak ısteyen imza toplamayı başaran. OBJEKTLEF 479917 kampanyasının Anvers'teki Zafer Şenliği görkemli idi. 3000 kişinin üka basa doldurduğu ve 500 kişinin dışanda kaldığı şenlikte, Hitler dönemi anımsatıldı ve ırkçı Vlaams Blok parüsinin Nazilerle ortak yönleri vurgulandı. Değişik kültürlerin, dans. müzik. skeç vb. gösterilerinin de sergilendiği gecede sanki çok kültürlü Belçika'nın güzellikleri ve ulusiann dostluğu gözler önüne seriliyordu. Aynı akşam Anvers şehir parkı yakınındaki Harmonie salonunda toplanan 600 kadar entelektüel ırkçıhğı kınıyor ve sabaha kadar eğleniyordu. Irkçılık karşıtı hareketin ivme kazandığı geçen hafta içinde ırkçılar da geçen yılki başanlannı kutlamak istediler. Ancak ırkçı parti taraftan gençlerin düzenlediği parti, diğer gençler tarafından engellendi. Vlaams Blok partisinin yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan toplantısına ise sadece 1500 kişi kauldı. Parlamentoda ise yabana düşmanı Vlaams Blok dışmdaki partilerin hepsi ortak bir bildiri yayımlayarak "Vlaams Blok'un parti programı ve önerilerinin ırkçı ve insan haklanna aykın olduğu ve Nazi Almanyası'nı anımsatuğı" vurguladılar. Yapılan bir kamuoyu yoklaması % 10.3 olan Vlaams Blok oylannın % 8.8'e düştüğünü gösteriyordu. Araştırmaya göre ırkçı partiye oy verenlerin sayısı yaklaşık % 25 azalmıştı. Geçen hafta Belçika gazeteleri. ırkçı karşıtlan ve yabanalar için yıllann en iyi haberleriyle doluydu ve göçmenlere yalnız olmadıklannı hissettiriyordu. İLAN KİRAZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN Dosya No: 987/108 Davacı Fadıme Saka tarafından, davalılar Esma Çolak ve arka- daşlan aJeyhıne mahkememize açılan tescil davasırun yapılan açık yar- gılaması sırasında Davacı, Mehmet kızı 942 d.lu Faditne Saka, Kıraz Sınmh koyu Musluk mevkünde kâin, kuzeyi boydan boya hat şeklinde devam eden pımal meşeliği halindeki orman, kuzey-batısı Ahmet Saka taşınma- a, kuzey-doğusu kadim Sırımlı yolu, güneyi Ahmet Saka taşınmazı, guney-batısı Durmuz Kazık tarlası. batısı kuru dere ile çevrili 6400 m : miktarlı taşınmazın kendi adına tapuya tescilini istemektedir. Bu yerle ilgili herhangı bir ıtirazı olan veya hak ıddıa edenler var- sa, işbu ilanın yayım tarihinden itibaren 3 ay içinde mahkememize başvurroalan ilan olunur. 25/9/1992 Basın: 45809 GERMENCİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 1992/395 Davacı Faıma Uzun tarafından açılan gaiplik davasında: Germencik ılçesi Mesudiye Mahallesi kutuk I65'de nufusa kayıtlı MusLafa ve Fatma'dan olma 1329 Dğ.lu Mustafa Uzun'un lzmir Çam- dibı 230 Sok. No: 24'teki evinden 1977 yılında aynlarak bir daha ge- ri dönmediğinden hakkında gaiplik kararı verilmesı istenmektedir. Adı geçenin yaşadığına dair işbu gaiplik ilamndan itibaren 3 ay içerisinde mahkememize tanıyanlarca bilgi verilmesi, aksi takdirde adı geçenin gaıpliğine karar verilece|ı ılanen tebliğ olunur. Basın: 45807 AdaletBakam 9 ıunkoltuğu sallamyor FERRUHYELMAZ KOPENH AG - Vergi ve Ekonomi Bakanı Anders Fogh RasmussenMnistifaandan sonra şimdi de Adalet Bakanı Hans Engell'in koltuğu sallamyor. Hans Engell de. Rasmussen gibi parlamentoya yanlış bilgi vermekle suçlanıyor. Adalel Bakanı'nı uzun süredir rahatsız eden zaman zaman küllenip zaman zaman yeniden alevlenen skandal. polisin pasaport, ehliyet ve plaka işlemleri için çok yüksek harç istemesinden kaynaklanıyor. Danimarka'daki yasalara göre devlet daireleri verdikleri hizmet karşılığında bu hızmetlerin gerçek giderinden daha yüksek harç talebındc bulunamıyorlar. Buna rağmen Adalet Bakanlığj'na bağlı polisin uzun süredir pasaport, ehliyet ve plakalar için çok yüksek harç aldığı ve Adalet Bakanlığı'nın 1989yılındanbuyana DANÎMARKA harçlann yüksek olduğunun farkında olduğu ortaya çıkü. Bunun üzerine, birçok vatandan ödedikleri fazla harçlann kendilerine geri ödenmesi için başvuruda bulundu, ancak hükümet alelacele parlamentodan yeru biryasak çıkartarak harçlan yasal hale getirdi. Adalet Bakanı Hans Engell de bakanlığının yeni yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce alınmış fazla harçlan geri ödemeyeceğini, isteyenlerin mahkemeye başvurabileceğini söyledi. Bakanın koltuğunu sallayan skandal işte bu dav alar dolayısıyla ortaya çıktı. Hakımin isteği üzerine bakanlığın mahkemeye ilettiği belgeler arasında. Adalet BakanlığVnın yasa bölümü şefi Christian Trönning'in Danimarka sayıştayına yazdığı, ancak asla yerine ulaşmayan bir mektup bulundu. Trönning bu mektupia, harç konusundaki usulsüzlükle ilgili kendisınden sessiz kalrnasının istendiğini belirtiyor. Trönning'in bakan için hazırladığı başka bir belgede ise, fazla harçalanlara ödedikleri fazla harç miktannın geri ödenip ödenmeyeceğinin belirlenmesi için bir soruşturma İcomisyonu kurulmasıru istediği görülüyor. Trönning sayıştaya yazdığı, ancak yerine ulaşmayan mektupta, bölüm başkanının bu görüşlerin parlamentoya aktanlmasına karşı çıktığı belirtiliyor. Oysa daha önce parlamentonun adalet komisyonu, harç konusuyla ilgili bütün belgelen bakanhktan istemiş, bakan Engell bu isteği. belgelerin tamamen resmi olmayan çalışma müsvetteleri olduğunu belirterek geri çevirmişti. İLAN ÇEŞME»ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1992/33—1992/197 Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesı'ıun S. 10.1992 tarih 1992/33 esas 1992/197 karar sayılı ve 5.10.1992 tarihli kararı ile Kars ili Selim il- çesi Kaynarlı köyu cilt 034/01 sayfa 30 kutuk sıra No: 10'da nufusa kayıtlı Kadim ve Şadiye'den olma 23 4.1964 doğ.lu Agıt Çıçek'in is- mi Engın Çiçek olarak tashıh edılmıştır tlan olunur Basın: 45810 İLAN BEYŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Beysehir Huseyinler köyünden Gülay Avcı tarafından da- valı aynı köyden Dursun Avcı aleyhine açılan şiddetlı geçimsizlik ne- deni ile boşanma davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince. Tüm aramalara rağmen bulunamayan davah Dursun Ava'tun mah- kememize duruşmanın bırakıldığı 22/12/1992 gunu saat 9.40'da ha- zır bulunması veya kendisini bir veküle lemsıl etürmesi, aksi takdirde duruşmaya gelmedigi ve kendisinı vekılle de temsıl etiırraediği tak- dirde duruşmanın yokluğunda yapılacağı, yapılacak işlemlere itiraz edemeyecegı 7201 sayılı yasarun ilgili maddelen geregınce tebligat ye- rine kaim olmak uzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 45877 AMLAR-KANILAR ECMELBARUTÇU VakflGeMiPazartesi günleri Cumhuriyet okuyucuları ile birlikte olacağım. Kah iç ve dış olaylara ilişkin kanılarımı yazacağım kah anılarımı anlatacağım. Bazen de denk düşerse. her iki- sini bir araya getireceğim. Bugün bir kanımla başlayacağım. Kim ne derse desin, 1974'te Yunanistan'ın Kıbrıs'ı il- hak etmek istemesi yüzünden Kıbrıs'ta bir savaş olmuş- tur ve Rum-Yunan cephesı bu savaşı kaybetmiştir. Bunun elbette bir bedeli olmalıdır. Durup dururken Türk ordusu maddi ve manevi kayıp- lara uğramıştır. Mehmetçikler şehit olmuştur.. Kıbrıs'ta Türk köylerini basan Rumlar masum insanla- rı öldürmüşlerdir. Bunun bedelini Rum-Yunan ikilisi ödemek mecburiye- tindedir. Bir de şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Güvenlik Konseyi son kararında Kıbrıs'ta iki taraf ara- sında, güven arttırıcı önlem olarak, Türkiye'den Adadaki askerlerinin önemli bir kısmını geri çekmesini ve Ma- raş'ın da Birleşmiş Milletler denetimine devredilmesini istemektedir. Türkiye askerini çekerse Kıbrıslı Türkleri Rumlara karşı kim koruyacak sorusu gündeme gelecektir. Barış Gücü mü bu işi yapacak? Ama geçmişi unutmak mümkün mü? Kıbrıs Türk toplumu en büyük tecavüze BM Banş Gücü'nün en kuvvetli olduğu dönemde uğramıştır. 1960ların ikinci yarısında George Papandreu'nun başbakanlığı döneminde yirmı bin Yunan askerinin tu- rist kıyafetiyle zaman içinde, gizlice Adaya girmesini; büyük sandıklar içinde tanklann Kıbrıs a sokulmasını Barış Gucü önleyebilmiş miydi? Üstelik bu tanklar Lima- sol limanına gemilerden ındirilirken Barış Gücü asker- leri de buna nezaret ediyordu. Rum yönetiminin Çekoslovakya'dan ithal ettiği ve Tür- kiye'nin müracaatı üzerine Güvenlik Konseyi'nce iki anahtarlı kilitsistemi altında Birleşmiş Milletler gözeti- mine verilen silahları, Rumların yağma etmelerine Ba- rış Gücü göz yummamış mıydı? Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüm şekli bulunduğunda Türkiye Kıbrıs'taki kuvvetlerini geri çekeceğini defalar- ca açıklamıştır. Bu itibarla Genel Sekreterin raporuna ve bu rapora dayanan Güvenlik Konseyi'nin kararına gereken tepkinin gösterileceğinden kuşku duymuyo- rum. Zaten tepkisiz devlet olmaz. Aksi takdirde 1993 martında bugünü ararız. Bu ülke 1975 yılında ABD Kongresi'nin aldığı silah ambargosu kararına hem Kıbrıs'ta hem kendi toprakla- rındatepki göstermiş, Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türk Federe Dev- leti kurulmuş ve Türkiye'de de TBMM'den güvenoyu alamamış olan Sadi Irmak hükümetinin yerine Demirel hükümeti kurulunca Türkiye'deki üslerde ABD'nin tüm faaliyetleri durdurulmuştur. Demek istediğim şudur: Bir devlet gereken yerde, gereken zamanda ve gere- ken ölçüde tepki göstermelidir. Şimdi de boyle bir dönemece geldiğimiz anlaşıhyor. Ayrıcagösterilecek tepkinin zamanlamasıdaönemlidir. Unutmamak gerekir ki son Güvenlik Konseyi'nin kararı, Rum lideri Vasilıuya önümüzdeki şubat ayında Kıbrıs Rum Kesimi'nde yapılacak başkanlık seçimleri için gö- rüşmeler sürecinde ne kadar taraflı olduğunu daima belli etmiş olan Genel Sekreter Butros Gali'nin bir ikra- mıdır. Bana sorarsanız, Türkiye federal çözüm için sürdürü- len sürece vermekte olduğu desteği geri çeksin derim. Kıbrıs meselesinin halli için bir al-ver sürecine girişii- mesi kaçınılmazdır. Ancak Rum yönetimi, ödün vermek yerine Kıbrıs Türk toplumunun Rum devletine yaman- masını istemektedir. Uluslararası alanda tanınmış dev- let olarak, elindeki güç ve imkanları Kıbrıs Türk toplumu ile eşit düzeyde paylaşamaya yanaşmamaktadır. Oysa Kıbrıs meselesinin halli için, Türktarafı şimdiye kadar federal çözümden yana kalmakla en büyük ödünü vermiş olmaktadır. Yugoslavya nın parçalanmasını takiben etnik grupla- rın iç içe yaşadığı bağımsız cumhuriyetlerde vuku bulan çatışmalar ve Sırplar'ın Bosna-Hersek'te yarattığı in- sanlık faciasını gördükten sonra, Kıbrıs'ın şartlarını ve iki toplum arasında olup bitenleri bilenler için başka şe- kilde düşünmek mümkün değildir. Şu unutulmasın ki Sırp vahşeti, Rum fanatizminin ya- nında solda sıfır kalır. Kıbrıs meselesinin çözümü için federasyonun iyi bir çözüm olacağına ve bu sistemin Kıbrıs'tayaşayacağına inanan artık kimse kalmamıştır Türk Hariciyesi'nde. Türkiye artık bu tezattan kurtulmalıdır. Ve perona konfederasyon treni çekilmelıdir. KARŞIYAKA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1992/424 E. — 1992/724 K. Davacı Karşıyaka Belediye Başkanlığı tarafından davalı Mehmet Koral aleyhine açmış olduğu tescil davasının duruşmaları sonunda mahkemece verilen karar davalıya ilanen tebliği gerektiğinden karar aşağıda göstenlmiştır. KARAR / Açıklanan nedenlerle Turan Mah. 37202 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki davalıya ait 76/310 hissenin kamulaştırma sebe- biyle iptali ile davacı belediye adına tapuya tescılıne. Temyızi kabil olmak üzere verilen 21.10.1992 tarihli kararın da- valı Mehmet Koral'a ilanen tebliğ edilerek tebliğ tarihinden itibaren 15 gun içerisinde temyiz etmedığı takdirde kararın kesinleştınleceğı ilanen tebliğ olunur. Basın: 45701 KARŞIYAKA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1992/425 E. - 1992/725 K. Davacı Karşıyaka Belediye Başkanlığı tarafından davalı Osman Gufkan aleyhine açmış olduğu tescil davasının duruşmaları sonun- da mahkemece verilen karar davalıya ilanen tebliği gerektiğinden karar aşağıda çıkartılmıştır. KARAR / Açıklanan nedenlerle Turan Mah. 36914 ada 14 parsel- deki davalıya ait 9/107 hissenin kamulaştırma sebebiyle tapusunun iptali ile davacı belediye adına tapuya tesciline, davalıya ferağ için tebligat yapılmamış olmak'.a yaptığı masrafların davacı üzerinde bı- rakılmasına. Temyizi kabil olmak uzere verilen karar davalı Osman Gurkan'a ilanen tebliğ edilerek tebliğ tarihinden ıtibaren 15 gun içerisinde temyiz etmediği takdirde kararın kesinleştirileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 45732 İLAN ÇİVRİL KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1987/163 Esas No: 1987/164 Davacısı Çivril'in Tokça köyünden Ali oğlu Şakir Bann, davalısı aynı yerden Halil Bann ile ilgili olarak mahkememizde açılan tespite itiraz davası dosyalan ile ilgili olarak: Yukanda esas numaralan yazüı olan her iki dava dosyasındaki da- vacı Şakir Barın'ın tebligata yarar açık adresi tüm aramalara rağ- men bulunamadığından davaaya 3402 sayılı kanunun 28/2. maddesi gereğince ilk duruşma oturumuna kadar dava sebep ve delillerini di- lekçe ile veya ilk oturum olan 28.12.1992 günü saat 9.00'da gelraek suretiyle bildirmesi, her iki dosya için bildirmezse davalann açılma- mış sayüacağ) ve tespit gibi tescüine karar verileceği ilanen tebliğ olu- nur. 17.11.1992 Basın: 45714
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear