22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 HABERLER 12 OCAK 199. ÖZGÜRCE TURKER ALKAN Kafalara Ince Ayar Uzun yıllar yurtdışında kalmıştı. Dönüş sonrası izlenim- lerini anlatıyordu. "İlk zamanlar, en büyük sıkıntıyı kolalı içeceklerde yaşadım" diyordu, "hangi markayı istesem, garsonlar öbür marka içeceği getiriyorlardı. İtiraz edince de, 'Abi ne farkı var yani?' deyip geçiştiriyorlardı. Artık ben de alıştım. Garsonlara karşı çıkmadığım bir yana, bu iça- cekler arasında ayrım da yapmaz oldum." Oysa, farklılaşmak, ince ayrımlara dikkat etmek, uygar- lık gelişmesinin en duyarlı ölçütleridir. Toplum yaşamının gelişmesi, kurumlara yüklenen iş- levlerin ince ayrımlara uğrayıp farklılaşması ile olmuştur. Ekonomide de kalkmma, sürekli olarak artan bir işbölü- münün sonucudur. İnce farklılıklann ayrımına varmak, her gelişmenin te- mel taşı gibi gözüküyor. Eski uzunluk ölçüleri, ayağın veya kolun uzunluğuna; zaman ölçüleri ise güneşin gökyüzündeki yüksekliğine bağlı idi. Şimdi, milimetrenin ve saniyenin binde birini ölçecek yöntemler geliştirildi. Elektron mikroskoplarının önünde yepyeni bir dönya açılıyor. Mikro motorlar üretiliyor. Bir santimetrekarelik bil- — — — — — — — — — Fizik dünyadaki her gelişme, zihin dünyamızda da yankılanmaktadır. Bilimde, teknolojide ve toplumsal yaşamda ince ayrımlaryapıyorsak, düşûnce yaşamımızda da ince aynmlar zonınluluk kazanır. gisayar yongasının üzerine binlerce dev- re sığdırılıyor. Fizik dünyadaki her gelişme, zihin dünyamızda da yan- kılanmaktadır. Bilim- de, teknolojide ve toplumsal yaşamda ince aynmlar yapı- yorsak, düşünce ya- şamımızda da ince aynmlar zorunluluk kazanır. — — — — — — — — — Ama, bu ayrımları yapmamak, yapanları da önemse- memek, sürüp giden bir Ortaçağ hastalığımız değil mi- dir? Hasan Cemal, Körfez Savaşı sırasında ızlediği yayın po- litikasını özetlerken "Savaşa karşı çıkmamız gerekiyordu" demişti, "ama Saddam'ın çizgisine düşmeden." İşte bu tür 'amaiar, düşünce çağdaşiaşmasının anah- tarını ellerinde tutan sihirli sözcüklerdir. "Ben sosyalistim, ama Stalinci degilim." "Ben özgürlük ve demokrasiden yanayım, arna anarşi v© teröre karşıyım." "Ben işkenceye karşıyım, ama polis ve askere karşı yü- rütülen cinayet eylemlerini de kınıyorum." "Ben sağcı ve muhafazakârım, ama kafatasçı, Turan- cı, yayılmacı, militarist değilim." "Ben dindarım, ama dinci ve şeriatçı değilim." "Ben Kürt halkının kültürel kimliğinin tanınmasını, Kürt temsilcilerin Meclis kürsüsünden özgürce konuşabilme- sini savunuyorum, ama PKK terörüne karşıyım." "Ben sizden ve görüşlerinizden hiç mi hiç hoşlanmı- yorum, ama sözünüzü kesmeden sonuna dek dinleyecek kadar kendi özüme saygılıyım." 'Ama's\z ve ince ayrımsız bir uygarlık olabilir mi? Zamlar ve maaş anketi • ANKARA (AA) — Başbakan Süleyman Demirel'in "hükümetin yumuşak karnı" olarak nitelediği koalisyonun popülaritesi konusunda Gallup ve Piar kuruluşlarına bir anket yaptırttığı ö|renildi. Yapılan son zamlar ve memur maaşlanndaki artışın yetersizliği konusundaki tartışmalara karşılık her iki şirkete yaptjrılan anketler, vatandaşın yüzde 50'sinden fazlasının hükümetin başka çaresi olmadığı görüşünde olduğunu ortaya koydu. 'Sol Kemalizme Bakıyor' • ANKARA (AA) — Metis Yayınevi, Türk solunun Kemalizmden etkilenmesini, nedenleri ve sonuçlarıyla ele alan "Sol Kemalizme Bakıyor" başlıklı ilginç bir kitap hazırladı. Araştırmacı-gazeteci Ruşen Çakır ve araştırmacı Levent Cinemre tarafından hazırlanan kitap, Türkiye'nin yakın tarihini ele alırken sosyalizm, diinya komünist hareketi, ulusçuluk, Kürt sorunu gibi Türk solunun gündemindeki birçok konuyu ele alıyor. Metis Yayınevi'nin siyah beyaz güncel dizisinden yayımlanan kitapta Murat Belge, Mete Tunçay, Levent Köker, Taha Parla, Asaf Savaş Akat, Şirin Tekeli, Ertuğrul Kürkçü gibi Türk solunun değişik kesimJerinden isimleri, Kemalizmle sol çizginin ortak ve karşıt noktaları konusundaki değerlendirmeleri yer alıyor. Gürkan; Hükümet rurine girmesin • BALIKESİR (AA) — SHP TBMM Grup Başkanvekili Aydın Güven Gürkan, SHP-DYP koalisyonunun fcmgunkü koşullarda sorunlara yanıt verebilecek en şanslı iktidar olduğunu belirterek, baskı gruplarının hükümetin rutine girmesine izin vermemeleri gerektiğini söyledi. Balıkesir Barosu tarafından düzenlenen 'Yeni dönemin başında demokrasimiz, insanımız ve ulusal bütunlüğümuz' konulu toplantıda konuşan Gürkan, demokrasinin toplumun ve devletin yeniden duzenlenmesi sorumluluğunun şimdiki iktidarda olduğunu bildirdi. Kıımarın millisi olmaz • ANKARA (ANKA) — ANAP'ın ilginç yasa teklifi vermekle ünlenen milletvekili Orhan Ergüder, Milli Piyango İdaresi'nin başındaki "milli" kelimesinin kalkması için teklif verdi. ANAP Istanbul Milletvekili Orhan Ergüder hazırladığı yasa teklifınin gerekçesinde milli sözcuğünün çok titizlikle kullanılması gerektiğini belirtti. "Kumarın millisi olmaz" düyen Orhan Ergüder, milli ve ulusal gibi sözcüklerin Türkiye'nin bütününü temsil eden, ülke geneli açısından önem taşıyan tanımlamalarda kullanılmasının uygun olduğunu kaydetti. Ergüder, "Milli Piyango İdaresi"nin adının "Türk Piyango İdaresi" ya da "Türkiye Piyango İdaresi" biçiminde değiştirilmesini istedi. Demirkent. basını anlattı • İSTANBUL (ANKA) — Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent, 1991 yılında Türk basınının talihsiz bir dönem yaşadığını, basında kurumsallasma yerine duygusallığın ve yüzeyselliğin ağır bastığını söyledi. Demirkent, artık yazılı basın ve görsel basının bir iletişim kavramı altmda ele alınması gerektiğini ifade etti. İletişim Araştırmaları Derneği'nin (İLAD) düzenli olarak sürdürdüğü söyleşiler çerçevesinde Nezih Demirkent "Basın 91'e genel bakış" konulu bir konferans verdi. Ahmet ÖzaTdan suç duyunısu • Istanbul Haber Servisi — Ahmet Özal ve Turgay Aksoylu'nun avukatı Münci fnci, Starl'e 20 milyar liralık ihtiyati haciz konulması üzerine İmar Bankası'nın verdiği teminal mektubunun sahte olabileceği iddiasında bulundu. lnci, gerçeğin anlaşılması için İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na, îmar Bankası yetkilileri ile Magic Box International Reklamcılık ve Filmcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. yetkilileri Cem Uzan ve Yekta Okur hakkında suç duyurusunda bulunma kararı aldıklarını söyledi. Teminat mektubu ile ilgili olarak Merkez Bankası'ndan tatminkâr bir yanıt ahnamadığını kaydeden İnci, ödeme güçlüğü içinde olduğunu savunduğu Imar Bankası için Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Merkez Bankası'nın soruşturma başiatmamasının hayret verici olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkonı'nın "Bertim kurduğum parti bu değil" dediği öğnmüdi Özal,ANAP'ada muhalifCumhurbaşkanı Özal'ın eski ANAP milletyekillerini gruplar halinde kabul ederek görüşeceği öğrenildi. Özal'ın milletvekillerine Adnan Kahveci hakkında görüş sorması, kulislerde "Özal, Yılmaz'ın yerine Kahveci'yi hazırlıyor" değerlendirmelerine neden oldu. CANAN GEDİK ANKARA — Cumhurbaşkanı Turgut özal, "ANAP'ın erime sürecini" durdur- mak amacıyla yeni bir siyasi atak hazırlığı- na girişti. Cumhurbaşkanı'nın ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yümaz'a karşı eski ANAP milletvekilleri ile gruplar halinde toplantılar yapacağı ve yeni bir genel baş- kan için nabız yoklayacağı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Turgut özal, yeni yıl re- sepsiyonunun ardından kendisiyle görüşme isteginde bulunan bazı eski ANAP millet- vekillerini kabul ederek uzun süre görüş- tü. Edinilen bilgiye göre Özal, bu görüşme- lerde ANAP'tan milletvekillerini de grup- lar halinde kabul etmeyi düşündüğünü be- lirterek, partinin geleceğinin tartışılmasmı istedi. Görüşmelerin bu hafta içerisinde başlayacağı bildirildi. Edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı özal, ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ı da, "kindar, vefasız, soğuk ve durgun" ola- rak niteledi. özal'ın değerlendirmelerinden bazılan şöyle: — 1983'teki seçim bildirgesini iyi okuyun. Benim kurduğum parti, bu parti değil. Şim- diki ANAP ile 1983'teki ANAP arasında hiçbir benzerlik yok. Ben aynldıktan son- ra kalan kadrolar ANAP'a gerektiği gibi sa- hip çıkamadı. Partinin şimdiki yönetimi renksiz ve si- lik. Ana muhalefet partisi olarak hiç sesle- ri çıkmıyor. Sanki bir şeyden çekiniliyormuş gibi davranıyorlar. Oysa herkesin çıkıp ko- nuşması lazım. Hükümetin yanlışlannı an- latmaları lazım. ANAP yönetimi bunu ya- pamayınca ben kendim muhalefet yapmak zonında kalıyorum. — Koalisyon hükümetinin geleceği yok. lktidara yönelik hiçbir hazırhklan ve kad- rolan yok. önemli bazı görevlere getirdik- leri isimler yanhş. Bu kadrolarla uzun süre iktidan götürmeleri mümkün olamaz. SHP kurultayını beklemek lazım. Kurultaydan sonra koalisyon hükümetinde büyük sıkın- tılar ortaya çıkabilir. Demirel, büyük hata- lar yapacaktır ve ANAP yeniden milletin umudu haline gelecektir. — Partiye sahip çıkılması gerekir. Mesut Yılmaz, partiye sahip olamadı. Çevresini sa- ran küçük bir grubun dışına çıkamadı. Et- rafındaki grup da tabanı olmayan etkinliği bulunmayan isimler. Bu şekilde giderlerse ANAP tükenir, ben buna razı olamam. Iş- ler daha da kötüye giderse partinin başına geçerim. Yıldınm Akbulut ile bu işler yürümezdi. Mesut Yılmaz ANAP için bir çıkış umudu olabilirdi. Onun için destek olduk. Ancak Mesut Yılmaz bu işi götüremiyor. Duygu- larmı asamıyor. Partinin birlik ve bütünlü ğûnü sağlayamadı. — Mesut Yılmaz bizi de yalnız bıraktı. Ben ANAP'ın kurucusuyum. Bizleri savun- muyor ve yalnız bırakıyor. Vefasızlık örne- ğini bizlere karşı da veriyor. Cumhurbaşkanı Turgut özal, görüştüğü eski ANAP milletvekillerine, Mesut Yıl- maz'la ANAP'ın daha fazla gitmeyeceği go- rüşünü aktardıktan sonra eski Maliye Ba- kanı Adnan Kahveci hakkında görüşlerini sordu. Eski milletvekilleri Kahveci hakkın- da olumiu görüşler dile getirdiler. özal'ın Adnan Kahveci ismini ortaya atması, ANAP kulislerinde "özal, Yılmaz'ın yeri- •c Adaan Kahveci'yi hazırlıyor" yorumla- nna yol açtı. özal eski milletvekilleriyle göruşurken, eşi Semra özal da hazır bulundu. Görüş- mede yer alan milletvekilleri, Cumhurbaş- kanı özal'ın çok sayıda partüi tarafından telefonla arandı&nı, partUilerin Yılmaz'dan yakmdıklannı, özal'ın bu yakınmalara kar- şılık, IUnz daha bekJeyetbn. Ben ANAFm yok otausua razı olamam'' karşılığını ver- diğini ifade ettiler. RP'nin dün yapılan İstanbul il kongresinde yiizleri peçeli kadınların çoklugu dikkati çekti. (Fotograf: TAMAŞA F. DU istanbul il kongresinde konuşan RP lideri Erbakan: Inönü,DemirePin taşeronu İç Politika Servisi — Refah Partisi tstan- bul İl Başkanlığı'na yeniden Recep Tayyip Erdoğan seçildi. Abdi lpekçi Spor Salonu : nda dün yapılan 4. olağan il kongresinde konuşan RP Genel Başkanı Necmettin Er- bakan, hükümetin ABD'li ağabeylerinden izin almadan ceketinin önünü bile ilikleye- meyeceğini söyledi. Erbakan, Demirerin sü- rekli kendisine taşeron' aradığını belirterek "Şimdi de bula bula zavallı İnöüü'yü bul- du, onun da halini göriiyoruz" dedi. Erba- kan "uydurma hükümet" diye söz ettiği ko- alisyon hükümetinin başbakanı Süleyman Demirel'e de "ömür mü&aade etse de şu De- mirel'e 500 defil, 500 bin gün versek, 500 santimlik iş bile yapamaz" eleştirisinde bulundu. Erbakan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu zibniyefin hiçbir iş yapamayacağı bellidir. 6 defa oynanan oyunu bugün 7. de- fa seyrediyonız. 50 giinde laf, laf, laf... O heyet gelmiş 1 bu heyel gidiyor. Vakiflerini boşa geçiriyoriar. Kendilerini bir kere da- ha ikaz ediyoruz. Bu zihniyetle, bu kafayla hiçbir şey diizelmez." Divan başkanlığını RP Kocaeli Milletve- kili Şevket Kazan'ın yaptığı kongrede tek aday olarak Recep Tayyip Erdoğan yer al- dı. Yapılan oylama sonunda Erdoğan yeni- den il başkanlığına seçildi. 7 KURUITAYA DOĞRUSHP Delegelere yakın markaj FARUK BİLDİRİCt ANKARA — SHP'de Olaganüs- tü Kurultay önce- sinde tarafların delege çalışmalan- hız kazandı. Deniz Baykal Ada- na'dan sonra dün de Afyon'a giderken Başbakan Yardımcısı ve Genel Başkan Erdal Inönü'- nün Samsun gezisi iptal edildi. Inönü'nün yerine Samsun'daki SHP bölge toplantısına Geûel Sekreter Cevdet Selvi katılacak. Kurultay yaklaşırken tnönü hükümet çahşmalanm da aksat- mamak amaayla parti gezileri- ni asgaride tutma karannı verdi. Bu nedenle sadece 17 Ocak'ta Uşak'a gidecek olan Inönü, 18 Ocak'ta Istanbul'da DİSK Ge- nel Kurulu'na katılacak. Daha önceden programlanmasına karşın Samsun'daki toplanüya da Selvi başkanlık edecek. Sel- vi, Cumhuriyet'e "Parti ve hii- kfimetin sördünnesi gereken BOnnhı tsler var. Genel merkez- ût görev aJanlar partinin, bökii- mette görev alanlar da bakanlıklann normal işlerini yapmak zonında" dedi. Selvi, sözlerini "Ama bir diger kısun var Id hiçbir sonımluluklan ol- madaa kurultayı kurtarma ve yöoJendinne için tüm olanakla- m ı seferber ediyoriar. Deiege- ler banun farkına varacakür" şekünde sürdürdü. Valiler ka- YENİ SOCUNIİDERJ, AFYON DANIŞMA KURUI3AYTNA KATELDI Baykal: îpoteklerden kurtulalıın AFYON (Cumhuriyet) — SHP Antalya Milletvekili ve Yeni Sol'un lideri Deniz Bavkal, 25-26 ocak tarihlerinde yapılacak olan olağanüstü büyük kurultayın SHP adına çok önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Baykal, "Ciddi birdunım var. Parti gidiyor, gidiyor, gidiyor. Gitmemesi için ne yapacağız. Hâlâ aynı inadı mı sürdüreceğiz? Parti gidiyor, neyin kavgasını veriyoruz? Aynı lafları söyleyerek aynı iddialan tekrarlayarak bir yere ulaşma- mız mümkün değildir. Taze bir kafa ile yeni bir anlayışla zihni- mizi ambargolardan, ipoteklerden. saplantılardan kurtaralım" diye konuştu. Deniz Baykal, dün Afyon İl Teşkilatı'nın "danışma kurulta- yına" katılarak bir konuşma yaptı. Baykal şoyle dedi. "Böylesi atıhmcı ruhlarla dunya bugüne geldi. Kıtaiarı o in- sanlar keşfettiler. Si>asi partiler başarılara çoğu kez o insanlar- la gittiler. Biz de kendimizi yenenin kazandıracağı imkândan yok- sun bırakmayalım. Eskiye sevgimizi koru>alım. Herkesin hak- kını takdir edelim. herkesin kıymetini bilelim, ama bu noktaya geldikten sonra da yenilenmenin geregini görelim. Bunu elbirli- ğiyle gerçekleştirelim." rarnamesinin de kurultay sonra- sına ertelendiği iddialanmn doğru olmadığım savunan Sel- vi, tüm uygulamalan kurultaya bağlamamn gelenek haline gel- diğini savundu. Baykal da Adaca'dan sonra dün günü birlik gezi için Af- yon'a gitti. Baykal önümüzde- ki günlerde Karadeniz ve Içanadolu gezilerine de çıkarak delegelerin nabzmı tutmaya ça- lışacak. Baykal'a yakm çevrele- re göre Baykal'ın aday olup ohnaması için temel verilerden birisi "geçen kurultayda Yeni Sd'a oy vermeyen delegelerin bagön partinin içinde buiundu- gu sıkıntıyı görüp görmemele- ri." Partinin içinde bulunduğu zor durumun daha önce oy ver- meyen delegelerce de fark edil- mesi Baykal'ın kararını etküeyecek. Nitekün Adana ve İstanbul gezisinde edinilen izle- nimler de bu doğrultuda. Yeni Sol'da Baykal'm aday olmaması ve "kendisine göreve eağntanan zorunln olacak anı bcklemesi" görüşünü savunan- lar da bulunuyor. Yenilikçiler dün Ankara'da toplanarak kurultaya ilişkin po- litûcalannı gözden geçirdiler. Bu arada aralannda eski milletve- kili Aytekin Kotil de İstanbul'- dan Ankara'ya gelcrek kunıtayla ilgili bazı temaslarda bulundu. Koül'in yeni siyasi oluşumlar için nabız yokladığı öne sürüldü. HEP kökenlüer devrede. KararDicle'nin görüşünden sonra verilecek Dicle'ye üıraçtan önce istifa formülüANKARA (Curahuriyet Biirosu) — SHP Merkez Yürütme Kurulu'nun "PKK'yı d*stekleyen" demeçleri nedeniyle ûıraç is- temiyle disiplin kuruluna sevk ettiği HEP kökenli Diyarbakır Milletvekili Hatip Dic- le'nin ihraç edümesine gerek kalmadan, SHP'den istifa etmesi yöntemi görüşülüyor. HEP kökenli milletvekilleri Dicle'nin An- kara'ya dönüşünden sonra kendisiyle görii- şerek olaya ilişkin tavırlarım belirleyecek. SHP MYK'nın önceki akşam toplanarak Dicle'yi disiplin kuruluna sevk etmesi HEP kökenli milletvekilleri ile SHP arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme getirdi. HEP kö- keıJi milletvekilleri hızla gelişen bu olaylar karşısında "üziildüklerini" belirterek, "Bazı güçler bazı kişileri bir yerlere taşımak isti- yoıiar. Biz tam Genel Sekreter Cevdet Sel- vi, Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Gü- reş ile görüşmüş ve birtakım olumiu geliş- meler saglamısken böyle bir olay olması bu gidişe darbe vurdu" değerlendirmesini yap- tılar. Dicle'yi telefonla Viyana'dan arayarak görüşen milletvekilleri öncelikie "Bagıınsız Kıirt devleti kurmak istiyoruz" ve "PKK te- rörü meşrudur" demecinin kendisine ait olup olmadığım öğrenmek istediler. Dicle de sözlerinin çarpıtıldığını savunarak "De- mokratik yollann kapablmasınu Kürt hal- kını giderek gerillaya yaklaştırdıgını ve PKK'nm bir taban kazandıgını kabul etmek gerektigini" söylediğini belirtti. Dicle, de- mokratik çözüm yollarını savunduklarmı ve Kürt-Türk halklarının karşı karşıya gelme- sini istemediğini aktanrken, SHP'nin disip- lin kuruluna sevk etmesini anlayışla karşı- ladığını kaydetti. Dicle, Viyana'dan Almân- ya'ya geçeceğini ve en geç çarşamba günü Ankara'da olacağını, döner dönmez bir top- lantı yaparak karar vermeleri gerektiğini söyledi. HEP kökenli milletvekilleri de Dicle'nin bu açıklamalanndan sonra "Dicle ile otu- rup konuşmadan bu konuda bir yorum yapmama" kararı aldılar. HAFTAYA M BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI 'de Liderlik Sorunu... Askerlikte bilinen bir kuraldır: Savaşın basında yapılan stratejik bir hatayı düzeltmek zordur! Tipkı hiç bilmeyen birine piyano çalmasını öğretmenin, kötü çalan birinın tekniğini düzeltmekten çok daha kolay olması gibi. SHP, kuruluşundaki iki temel yanlışlığın cezasını çeki- yor: Birinci yanhş yapısaldı, bir "hizipler koalisyonu" olarak kurulmasıydı. İkinci yanlış, liderlik konusunun çok hafife alınmasıydı. • • • Nehru öldüğü zaman Hindistan Kongre Partisi içinde birçok lider adayı vardı. Ama hiçbirisi, o aşamada kendi- ni çoğunluğa kabul ettirebilecek güce sahip değildi. Uzerinde "geçici" olarak birleşilecek bir isim arandı. Zamanı geldiğinde itilip yeri "kolayl/kla" alınabilecek bir isim. jndra Gandi, bu ölçülere uygun "ideal" bir adaydı. Nehru'nun kızı olduğu için kimse itiraz edemezdi. De- neyimsiz bir kadın olarak da başarma şansı yoktu. Ama hesaplar doğru çıkmadı. Kendisini ölünceye ka- dar partinin başından atamadıkları gibi, daha sonra oğlu Rajiv'in gelip onun da ölünceye kadar orada kalmasını en- gelleyemediler. iktidar güç demektir. Gücü elinde bulunduranı yenmek ise zordur... İnsanlar, güçlüden yana olmanın rahatlığını hep çekici ve "güvenli" bulurlar... Erdal İnönü'yü -soyadından dolayı- bir "geçiş dönemi" hesabı ile âdeta yalvararak getirenler yanıldılar. Kolaylık- la gitmeyeceğini anladıklarında iş işten geçmişti. Ama "Erdal Bey: 'in zaman içinde - İndra Gandi gibi- "tartışılmaz" lider olacağını sananlar da yanıldılar. Sayın İnönü ne gidiyor, ne de yerle- şebiliyor. Tıpkı Nietzsche1 nin yazdığı gibi. Ha- ni mıknatıs demire sormuş: — En çok kimden nefret edersin? — Senden, demiş demir; çünkü çekersin, ama kendin- de tutacak kadar gücün yoktur... • • • Erdal İnönü, 1983'ten beri partinin basında ve hâlâ ör- gütün yarıya yakınının desteğine sahip değil. Hâlâ tartış- malı bir genel başkan... Genel başkanlık yıllarını iyi kul- lanamadığı bu sonuçla açık. Deniz Baykal, CHP'den beri lider adayı ve hâlâ taba- nın çoğunluğu tarafından istenmiyor. Genel sekreterlik fır- satını iyi değerlediremedı. Dar kadroculuk anlayışından kurtulup, çevresini genişletemedi. Karşısında olanların bir bölümünü olsun kazanıp kendini "doğal lider" konumu- na getiremedi. Yazarak, konuşarak, basına anlatarak bir "umut" yaratamadı. Açık ve kararlı olamadı. Bilinen bazı önemli niteliklerine karşın güven vermiyor. Üçüncü bir isim arayışları giderek yoğunlaşıyor. Akla ilk gelen isimler ise Murat Karayalçın ile Mümtaz Soysal. Karayalçın'ın çok başarılı görüldüğü belediye başkan- lığı dönemini tamamlaması, büyük projelerini en azından gözle görülür bir noktaya getirmesi çok önemli. Hem ken- disi açısından hem de partisi açısından... Soysal ise "aktif" siyasette henüz çok yeni. Aydınlar ara- sında sahip olduğu saygınlığa, tabanın desteğini de ek- lemek için zamana gereksinmesi var... Parti içinde belirli aşamalarda "pişmeden" genel başkanlığa atlamanın sa- kıncaları Erdal Inönü'de yaşanıyor. • • • SHP'nin liderlik sorununa çözüm nedir? Eğer Erdal İnönü, Karayalçın ya da Soysal'dan birini kendi adayı olarak kurultaya sunup bir tür "onursal önder" konumuna çekilse, sorun çözülebilir. Bugün olmazsa altı ay sonra... Ama İnönü-Baykal ikilemı karşısında partiyi bölünmek- ten ve erimekten kurtaracak tek çıkar yol ka/ıyor: Liderlik sorununu şimdilik ikinci plana atacak bir formül bulmak!.. Lideri partinin vitrini olmaktan çıkaracak, "eşitler ara- sında birinci" konumuna getirecek bir formül!.. Bu konuyu da gelecek haftaki yazımda ele alacağım. İnönü-Baykal ikilemi karşısında partiyi bölünmekten ve erimekten kurtaracak tek çıkar yol kalıyor: Liderlik sorununu şimdilik ikinci plana atacak bir formül bulmak!.. ANAPKÜLÎSF Taşarve Vuralhan için iki iddia ANAP kulislerinde Genel Sekreter Taşar'm 220 bin dolara dükkân aldığı, eski Teşkilat Başkan Yardımcısı Ercan Vuralhan'ın 'Timeoui' adlı eğlence merkezine ortak olduğu söyleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — ANAP kulislerinde, partinin genel sekreteri, eski Devlet Bakanı Mastafa Taşar ile eski Teşkilat Başkan Yar- dımcısı Ercan Vuralhan'- ın, "milyarlık" yatırımlara yö- neldikleri öne sürülüyor. Mus- tafa Taşar'm Ankara'mn yeni açılan Karum iş merkezinde 220 bin dolara dükkân aldığı kulis- lerde yayılırken, Ercan Vural- han'ın Timeout" adlı eğlence kompleksine ortak olduğu id- dia ediliyor. Taşar ve Vuralhan ise bu söylentileri yalanladılar. Bakanlığı döneminde kendi- sine bağlı TÜGSAŞ'ta 300 mil- yonluk pul alımı nedeniyle yol- suzluk soruştunnası yürütülen ANAP Genel Sekreteri Musta- fa Taşar'm Karum iş merkezin- de 220 bin dolara (yaklaşık 1 milyar 166 milyon lira) dükkân aldığı kulislerde yayıldı. Iddia- mn Cumhurbaşkanı Türgut özal ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'a da iletildiği öğ- renildi. ANAP'hlar Yılmaz'a, "Hükümet, ANAP dönemine ilişkin yolsuziuk iddiaiannı bir- biri ardından kamuoyuna sa- dınrken, siyasi sorumlulnk al- mış ANAP yöoeticikrinin böy- le bir dönemde milyarlık yatı- runlara girişmeleri dogru değil" dediler. özal'm da lişar hak- kındaki söylentiler için ANAP'h milletvekillerine, "Ba- na kadar geldi, bunlar doğru sözter defil" dediği ileri sürü- lüyor. ANAP Genel Sekreteri, Ka- rum'da milyarlık dükkân alımı iddialanyla ilgili olarak Cum- huriyet muhabirinin sorulannı yamtlarken "Ben Kanım'un acıhşma gittim. Karum yetkili- leri ile göniştiim, dükkinlann fiyatlannı sordum, kiralannı sordam, ama dükkin falan almadım" dedi. Taşar, aile ya- kınlarmın da Karum'dan dük- kân almadıklanm kaydetti. ANAP'ın eski Teşkilat Baş- kan Yardımcısı Ercan Vnral- baa'ın da milyarlık "Timeout" eğlence kompleksinin ortağı ol- duğu ANAP kulislerinde yayıl- dı. Vuralhan, Timeout'un sa- hipleri ile yakın arkadaş oldu- ğunu, eğlence merkezinin açı- lışına katıldıgınj, açılış için yar- dımcı olduğunu ancak ortak ol- madığım söyledi. Vuralhan şunlan söyledi: "Ben artık milletvekili de#- lim, parti yönetirainde de göre- vim yok. Elbette eski politika- cılar bayatlarnu sürdürmek zo- nındaiar. Ancak ben politika- cdann bu tür mityarbk yaorun- lara girişmelerini doğru bnlmu- yonım, Timeout'un acıltşına yardımcı oldum. Sabipleri be- nim dostlanm. Ancak ben or- tak değilim. Şimdi değil ama ileride iş hayaüna ablmayı dtt- şünebilirim."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear