25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/14 12 OCAK 1992 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Çevre Bakanlığı Meteoroloıı Işteri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, Marmara ile yurdun iç ve doğu kesim- lerinde yer yer sis görülecek. Hava sıcakiığmda önemli bir değtştkJik olmayacak. Rüzgâr bat yönlerden ara sıra orta kuvvette esecek. Denızlerde rüzoâr: Ege'de yıldız ve kara- yel, diger denizterde günbaösı ve lodostan, 3-5 kuvyetinde saatte 10-21 deniz mili hızla esecek. Van Gölü açık gece- A 13° «ayartakır S 12° 5°E<Jme S r - f Erancan S -4° •CErzuruffi S -W°-29°£skı*rıır S 0°-5° Gaaanap A Vf tfSnsun A 17° 3°GumiişfaneA A 2°-fi°HaUdn S A 11° flspafla S 13° f Isönbul S 6°-3°İ2nw S -*• -tt-Kaıs 5°-8°Ma™sa 7° 0°KMaraş -6° -ie°M«sn cek. Rûzgâr kuzey yönlerden hafrf esecek. Gorüş uzaklıgı 3-5 km dolayında bulunacak Bdu Bursa Çanattote Çonım Dena* S S 4°-4° Kaysen S 9° 2°KuMarei S 13° 7°Kon»a 0°-12°Kasamonu A S S S -2°-«°Muş 7»-4° Nljde 10° 4°0f*ı 2°-10°Fta« -S° •14"S*ns«m -2°-5° SM 11° 8°S«ıop 13° 4°S«as -10°-24°letoftfaO 0°yW S 8°-4° Kütahya A 12° PMatatya -2° •13f>1mo> B° 2°Uşak •1° -6°\fen 6° «•Mraoat 0° -5» Zonguktak A 12° 3° A 8°-«° A 14° 4° A 13° 0° S -H°-22° S 1°-7° S 10° 4° A W° 4° A 10» 5° S S°-«° A 12° 7° S - 8 ° « t S 11° 6° A 10° 4° s -e° -14° S 9° 0° S 0M3* 0°-»° A 12° 7° yagmurhı g j ssi {&* * • * * BbutuDu G-gûneşlı K-Ört S-sıslı Y^aftmurlu BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Renk degiştinne- siylc ünlii süriingen ttirii. 2/ Bir şeyi ki- raya veren... Sürtil- memiş Uıla. 3/ Yal- DIZ ilii geniş yüzii testere ile düzeltilmiş tahta... Dık yerler- den inen buzuilarda, derin yarılmalar ne- deniyle buz parçala- nnın koparak aşağı- ya aüşmesi. 4/ Su... Ilkel toplumlarda doğaüstü güçlere ve- rilen ad. 5/ Salgın lıastaük. 6/ Karadeniz'in kuzeyinde- ki iç deniz... Bir gösterme sıfatı. 7/ Içine antlaşma ve padişah mektup- lannın konulduğu metal kutu... Es- ki dilde aslan. 8/ îleri gelenler... Ko- yun yavrusu. 9/ Orhan Pamuk'un bir romanı. YUKARIDAN AŞAGlYA: Î/Kirli ve gizli işler yapan çetenin ba- 51... Flma, armut gibi meyvelerin ku- rutulmuşu. 2/ Şaşılacak kadar çirkin olan şey... tnce dantel. 3/ Bir tür geçi- rimsiz toprak... Belli bir şeyin satıldığı yer. 4/ Güzel saııat... Ûç ya da daba çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk. 5/ Içine ok konulan torba ya da kutu biçiminde kılıf. 6/ Dü- zenli olarak ekim yapılan arazi... Türkçede ilgi adılı. 7/ Istek, amaç... Futbolda topa yapılan sert vuruş. 8/ Osmanlı devletin- de sivil rütbelerden biri... Akdeniz'de, Ispanya'ya ait turistik bir ada. 9/ On iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah yılına ve- rilen ad... Arşının sekizde biri uzunluğundaki ölçü. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Harp çıkacak mı? Onun haLkı var ' Kataloyumuzu ısteymtz ' RAOERLER va 12 OCAK 1932 Avrupa'nm buhranlı vaziyeti yeni bir harp vukuu hakkındaki şayialan kuvvetlendirmiştir. Yeni bir muharebeyi muhtemel görenler arasında Alman Jeneralı Ludendurf ta vardır. Umumî harpte Alman ordulannın erkânıharbiye reisliğini yapmış olan Jeneral diyorki: " - 1914'teumumîharbin çıkacağını daha birkaç sene evvel 1912'detahmin etmiştim. Şimdi de yeni bir harbin sür'atle yaklaştığını görüyorum. Bu harp 1932'de vuku bulacaktır. Böyle bir harpten sakınmak kabil değildir. Yeni muharebede 3 zümre bulunacaktır. (1) Fransa, Belçika ve küçük itilâf. (2) İtalya, Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Yunanistan, ihtimal İngiltere. (3) Rusya ve Türkiye. Rusya ve Türkiye'nin bu harbe hemen girmemeleri, intizar vaziyetinde kalmalan daha çok muhtemeldir." Diğer taraftan Troçki de İstanbul'dan Avrupa gazetelerine gönderdiği mektupta 1932 senesi zarfında Avrupa'da çok mühim vak'alarcereyan edeceğini ve her şeyih Almanya 'daki vekayie bağlı bulunduğunu yazmaktadır. HeybeliadaSanatoryomu Sıhhiye Vekâjeti Heybeliada'da geniş bir Sanatoryom mıntakası tesisine karar vermiştir. Burada mevcut sanatoryum her sene bir miktar tevsi edilecek, vilâyetlerden tahsisat gönderildiği takdirde her vilâyet için miktan kâfı yatak tahsis olunacaktır. Sıhhiye Vekâleü ahiren Vilâyete ve Belediyeye gönderdiği bir tezkerede yeniden hçr hangi bir mahalde verem hastanesi yapılmamasına İdarei hususiyeden tahsisat verildiği takdirde mevcut sanatoryomda hesabına arzu edildiği kadar yatak ayrılacağını bildirmiştir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet înkılâp Müzesi 12 OCAK 1962 Atamızın bir yangın neticesi hasara uğnyan Şişli'deki evini eski haline getirmek için geceli gündüzlü çalışmalara başlanmıştır. Dün saat İ4"e kadar 4 kişilik bilirkişi heyeti yangının çıkış sebebini, Güven Sigorta eksperleri de yangından husule gelen hasan tesbit etmişlerdir. Tesbit sonucu, kurtanlamıyan ve yangının çıktığı çatı katında bulunan Atatürk'e ait tablo ve hatıra eşyalardan hiçbirinin gerek ateşten gerek sıkılan sudan hasara uğramadığı görülmüştür. Sigorta eksperlerinin hazırladığı rapora göre mûzedeki mefruşatın uğradığı hasar 5.500 lira, binanın ise 34.454.20 liradır. Heyetler tahkikatlannı bitirir bitirmez Belediye Fen Işleri Müdürlüğü usta ve ameleleri hemen binanın onarılmasına başlamışlardır. Usta ve ameleleri ekip halinde gece gündüz çalışacak ve bina çok kısa zamanda eski haline ifrağedılecektir. Fen İşleri Müdürû Enver Çınkılıç, binanın tamiri ve restorasyonu için Belediyenin hıçbir fedakârlıktan kaçmmıyacağını bildirmiştir. öte yandan gençliğin Ata'sına ve O'nun hatıralanna karşı gösterdiği hassaşjyet dün de devam etmiştir. Bu cümleden olarak, Ankara Üniversitelerini temsilen şehrimize gelen dört kişilik heyet dün saat 15'te Atatürk Müzesine gi tmiş ve bir çelenk koymuştur. Bu arada bazı gençler, yanan evin tamiratında gönüllü olarak çalışmak üzere ilgilılere başvurmuşlardır. Atatürk GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Bankalar sıkıntıda 12 OCAK 1991 Para piyasası savaş korkusu nedeniyle en sıcak günlerini yaşıyor. "Savaşta değerlenir" düşüncesiyle para, daha çok dövize ve az miktarda altına yönelmeye başladı. Bu nedenle serbest döviz piyasası Tahtakale'de ve altın piyasası Kapalıçarşı'da bugünlerde uzun bir süreden beri görülmeyen bir canlılık yaşanırken bankalardan döviz ve TL hesabı çekilişleri hızlandı. Helsınkı * Lenıngrad tf Moskova DÜNYA'DA BUGÜN Amsfenlanı S 6° Amman A 13° Atna A 8° B^dH A 18° Barcöona Y 14° Lomgnd A -8° Londra S 8° Madrat Y 8° A 7° Bom BrtkHl CenevTt Caspr Cttfe Duba Fnrtffurt S m KaNre Kopenteg KSkı S 12° S 5° S 9° S 8° S 6° S 7° A 19° A 19° S 6° A 16° A -6° A 19° S 5° S 7° A W Mûnh NMYbck Oslo Pans Prag Kyad floma Sotya 5 K -10° S 9° A -1° S 8° S 5° A 19° A 11° S 7° A M° \na \farşow S 3° \tenedik - - Vryana S 5° S 8°Zünh TAKTISMA SSCB'den Bağunsız Devletler Toplulueu'na Rusya bir tür enternasyonalizmle içiçedir. Avrupa'dan uzaklaşsa da çevresi sınırlansa da, Rusya tek kültürlü ve değişimlere kapalı bir taşra değildir. Dondurulmuş uluslar... Çok toplumlu bir toplum... Milliyetçi Vladimir Çivilihin, "Dünya- da küçük ya da büyük halklar yoklur: sa- dece kalabalık ya da az kalabalık halklar vardır. Her biri içinde binlerce yıllık bir gizyazıyı, kendi dilini, ataiarının gelenek ve göreneklerini, genlerinde yeretmiş ta- mamen özel bir ruhsallığı taşır" der. SSCBde milliyetçi yelpaze, popülist milliyetçılikten faşizan aşın sağa kadar, çok geniştir. Rusya bir tür enternasyonalizmle içiçe- dir. Avrupa'dan uzaklaşsa da çevresi sı- nırlansa da, Rusya tek kültürlü ve deği- şimlere kapalı bir taşra değildir. Dinamik bir topluluktur ve mozaik ve kühürler karşılıklı değişimlerle gelişirler. Rus hal- kı çok çeşitli kültürel ilişkiler içinde olu- şur ve kültürlerin kavşağında bulunur. Saf ve ulusal bir ırk kavramı onlara ya- bancıdır. Sokaktaki görünüm de bunu tarzlannı, ataerkil, aşiret, sosyalist, gö- rünüşünde yeniden ortaya çıkan tecimsel toplumsal ilişkileri ortadan kaldırmalı. sistem (Kazakistan'ın ve Stalin'in sürgün ettiği küçük halklann felaketi bir yana bırakılırsa) buradaki milliyetçilere kendi kanıtlar: Ruslar İskandinavlar gibi san- kimliklerini koruyarak gelişme olanağı şındırlar, Tatarlar, Moğollar gibi kara- tanımıştır. çekik gözlü. Karadeniz ile Kafkasyalılar Bölgemiz, tarihi-jeopolitik açıdan ise olabildiklerince Akdenizlidirler. azınlık ve etkinlik nüfus akışının sınırlan Sovyet mozayiğinde iki büyük etnik kül- içinde bulunmaktadır. türel grup egemendir: Slavlar (üçte ikiye yakın) ve MüsJümanlar (beşte biri kadar.) Görünen: Rus kültürünün şurasından burasından yıkıldığı, milliyetlere karşı gösterilen duyarhlığın bazı azınlıklar ve ideolojik bakımdan daha bağımlı ve da- ha bütünleşmiş Ruslann bu tür ödünle- melerden yararlanamadığıdır. Böyle olunca: Gürcistan'da Gürcü, Ermenis- tan'da Ermeni, E^stonya'da Estonyah, Orta Asya'da Müslüman olmak Mos- kova'da tam bir Rus olmaktan daha ko- laydır. Veartık Ruslar, Sovyetler Birliği'- nden Rus olmayan bazı milliyetlerinin kendi gelenek ve dinlerini Ruslardan da- ha iyi koruduklannı düşünüyorlar. Evet, Sovyet toplum yapısı eski üretim Sitem Sizi bilmem, ama Sayın Genco Erkal 'vasiyet'i okurken ben gözyaşlanma engel olamadım. Üstelik o, Nâzım Hikmet'i en iyi yorumlayan kişi olarak birkaç dizesini dahi olsa televizyonda okumaktan büyük mutluluk duydu. 3 Ocak 1992 Cuma akşamı Slarl'de Cem özer'in 'Laf Lafı Acar' programı >ayımlan- dı. Konukları o kadar değerliydi ki. Şimdi- ye kadar programa konuk sanatçılar gelip geçtiler. Ancak akılda kalıcı bir sohbet ol- madı her nedense. Mehmet Uluso) ve Genco Erkal gibi Türk tiyatrosuna yıllarını vermiş iki usta programı Cem Özer'den alıp götürdüler. Bi- ze hoş sohbet izleme olanağı tanıdılar. Cem Özer'i yabana atmış gibi oldum galiba. Ney- se ki o da esprileriyle programa renk kattı. Şuraya geleceğim. O programda bir gerçek ortaya kondu. Evlerimize konuk altı Türk yapımı kanal- lann tiyatrodan yoksunluğu. Bir reklam kuşağıdır gidiyor. Kalitesiz filmler, ısıtılıp sofraya konan tekrar diziler, tekrar kanallar. Halk bunlardan bıktı artık. Yeni ve kalıcı programlar istiyor. Kendi ürü- nümüz programlar istiyor. Biz gençler ise; herhangi bir kanalda yayımlanan kaliteli fılm içinde o kusturucu reklam kuşağını is- temiyoruz. Filmin en heyecanlı yerinde 'Ma- cit beni otomobillendir' ya da 'Ayşe teyze -cırt- gibi şeyler bizi ilgilendirmiyor. Bu ne biçim reklam anlayışıdır. İki saatte bir ya- yımlanan pop-müzik programlarının yeri- ne, şöyle kaliteli Türk ya da yabancı bir ti- yatro klasiği istiyoruz. Breht ya da Shaw. Bilemedin Taner ya da Nesin... Doğumunun 90. yılında Nazım Hikmet'i kuçük kutunun içinde görmek istiyoruz. Arkamızdan gelecek daha genç kuşaklara bu buyük Turk ozanını tanıtmak göstermek istiyoruz. Sizi bilmem, ama Sayın Genco Erkal 'va- siyet'i okurken, ben gözyaşlanma engel ola- madım. Üstelik o, Nâzım Hikmet'i en iyi yorumlayan kişi olarak birkaç dizesini da- hi olsa televizyonda okumaktan büyük mut- luluk duydu. Yaşarken sahiplenmediğimiz ozanımızın, hiç olmazsa öldükten sonra kıy- metini bilelim. Starl, buna öncülük etsin. Yeni hukümet vatandaşlık tanırsa TRT de izletsin bize. Bugün, Bağımsız Devletler Toplu- luğu'nda yaşanan dağılma Türkiye'yi oldukça yakından iigilendiren bir sorun olarak karşımızdadır. Bağımsızlıklannı ilan eden ve bu bağımsızlıklan onayla- yan özbekler, Türkmenler, Kırgızlar, Azerilerin yani Sovyetler'deki "soydaş"- lanmızın buradaki "soydaş'Manmızdan kültürel gelişkinlik, entelektüel olgunluk açısından pek farklı olmadığı açıktır. Görüldüğü üzere ikisi birarada muhte- şem korkulu şeyler oluşturabılırler. NA AVOS? (Na avos, Rusça kimbilir demektir) ZUHAL ELİBOL Uludağ Cniversitesi t.I.B.F tktisat Bölü- mü Son Sınıf öğrencisi Avrupa'nın ayakta alkışladığı tiyatrocu- lanmızın, sinemacüanmızın, yani sanatçılan- mızın eserlerini halkımıza izletme olanağı- na sahip şu televizyon kanalları artık işle- vini yapsın. Lütfen. Costa Cavras'ın 'Mising-Kayıp' fjlmini yayınlayan televizyon neden ödülü paylaş- tığı Yol'u (Ş.Gören-Y.Güney) gözardı ediyor. Buyuk hediyeler vererek halkı şiddete su- rüklemesin televizyon. Genç kuşaklan sa- natın kendisini göstererek eğitsin. Kanai sa- yısını arttırmakla hiçbir şey bitmiyor. 24 sa- at yayının ancak 6 saati izlenebilir nitelik- te. Bu mudur kitle iletişim aracını popüler kılmak, bu mudur televizyon sanatı? Aslında yazacak ve söylenecek daha o ka- dar çok şey var ki. Bunlar saciece birkaçı. Genç arkadaşlarım adına olsun, halkımız adına olsun yapımcılardan isteğim: Televiz- yona gerçek sanat kimliğini kazandırmala- rıdır. Mutluluğu, eğlenceyi ve daha bircok şe- yi küçücük kutuda bulmaya çalışan insan- larımız oyuncak değiller. Ya da birer meta. RAŞİTÇELtKEZER DEU Güzel Sanatlar Fak. Sahne ve Görüntii San. Bl. tzmir Pazar gunu ışte Biraz geç kılkıldı. Erde Alka Seltzer bulunamadı, «oda/llmoa/toz foşnrdatıldı. l'zuun bi kahvaltı, gazeteler, bir kahve daha! Hab, biraz kendlmize gellr glbiyiz. Ne yapsak bu Pazar' Sinema' Yok, o film bir bafta daha oynar nasıl olsa. Ama yıne de bi gayreı şöyle insan içıne çıksak, arkadaşları fılan gorsek Ama Pazar bugün, her yer kapalı derkeeen! Bu ilanı gorüyoruz ve oğrenıvoruz kı £ L L P A Z A R L A R I A \g 1 J V • Yi.hniler o r a d a D o l m a l a r , b ö r e k l e r , o t e k ı t e n c e r e v e m e k l e r ı o r a d a . S a a t 1 4 . 0 0 ' t e n s o n r a P a z a r s ı k ı n t ı s ı n ı d a ğ ı t m a k U t e y e a b n t i n d o s t l a r o r a d a . Adres de gayet basit. "Kamacı Sokak, 10 - Arnavutköy" 1 6 5 9 6 0 0 1 6 5 9 6 0 1 CUMHURİYET FOTO LABORATUVARI (Siyah Beyaz) FİYAT LİSTESİ 9x 13 ............... 1 .OOO TL. 13x1 S 3.5OO TL. 18x24 1 5.000 TL. 20x25.. 18.000 TL. 2Ox3O...................2O.OOOTL. 30x40 35.OOO TL. 43x60...................60.000TL. Fllm baıtyo 7.OOO TL. Koıttak İMskı......... 1 t.OOO TL. Elektronik Leitz agrandizörlerimiz ve otomatik kart banyo makinalarımızla siyah-beyaz veya renkli negatif filmlerinizi değer kaybettirmeden siyah-beyaz basarız. Adres: Cumhuriyet Gazetesi Türkocağı Caddesi No: 39/41 Cağaloğlu Tel: 512 05 05-442 DENlZt SEVENLERE İLGİNÇ ÖYKÜLERJEKNİK KONULAR. GÖKOVA'DAN YENİ YILA MERHABA SÖRF VE DALGALI DENİZ 90 GÜNLÜK SUALTI BELGESELI YELKENLE BİR KOYA DEMİRLEME OCAK 1992 % 'SAYI:93 Yazışmaadresi^cıbadem Cad.Sakızağacı Kavaklı Sok.Cengiz Apt. 16KadıköyİST. Tel:558 02 64 Faks^58 67 85 tNGtLİZCE'yi 8 ayda konafan aisi Amerikab doctlarınuzla tanifüralım. B^ıariye Cad. 62/3 349 59 38 Yabancı uzmandan, başağnsı, sindirim, belağrısı, stıes vs için ayak terapi 19.00'dan sonra 159 18 44 'Multıpl Skleroz (MS) hastalan ve yakınları 18 Ocak 1992 Cumartesi saat 9.30'da l.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ODÎTORYUM'da toplanıyoruz.' M.S. DERNEĞ1 YÖNETtM KURULU ÜYESİ MUSTAFA AKYAZI 708191 nolu asken kimlik kartımı kaybettim, hükümsüzdUr. NİHAN KÜÇÜKURAL SATILJK DAİRE Bakırköy İncirli Cad. Ihsan KalmazSok. 4/A, D: I, 75 m1 kaloriferli, hidroforlu bodrum daire. 60 milyon son fiyat. Tel: 561 27 70 K A D I K O Y SÜRKUR SÜRÜCÜ KURSU Hafta Soou - Hafta Içt (Gûndûz-Akşam) 62 dönem kayıBarımız devam edıyot TAKStTLE KADIKÖY (Sojutluçe^me camıı yanı| Tel 3491824-3360206-33602 79 Fox: 349 18 25 SAHİBİNDEN ÇINARCIK'TA 'MARMARA saMnde, prarak, KorukOy, Esertcöy'tJe satıHt v - sstarm vjıtfer. •PARSELLER ifrazk, kran 0- narak iMalyeslnce 2-3-5 kat OlârjK IW8UBUi• DCfTUI n$33- ta bsstsnaMr. •ARSALARIM mûstaM tapufcı, 240480ın1 bOvOkUfiünde, ko- numuna göre 2 4 t a aaooa 000.- İ9dr. Odeme koiayfeği ARSALAR * n t marearal, cewe ormarta kaplottjöundan, nefls bir hav3 ve gOrûntu mv- cuttur. *3-5 srkadas Urlkts hareket edvek Hrkac «öre8X arsa abU- teceğMz gu, 10-20-so Oye» tooperaöfler Wn imarl yerterim devardr. "VELİ GÖÇER-IUÇ Csrsst-Orarak" Jdreslne y f r nk tantn brosür-t3kvtnfcrt Is- teyeMrstatz. •ZİYARETLERİNİZJ bdder, S3Y- Oriır surunm. •ÇINARCIKH9.193) 56800 *İSTANBUL.-<1)513 73 63 *VELJ GOÇER Fax^6M1 671406 nolu askeri kimliK kartımı kaybettim, hükümsüzdür. ALPER KÜÇÜKURAL Yabancı öğretmenden yoğun tngilizce 1-2 kişi 60.000 TL 19.00'dan sonra 159 18 44 Hüviyetüni kaybettim. Hükümsüzdür. YILMAZ KARAMAN KARŞILAŞMALAR ADALET AĞAOĞLU "Varsın Çadasm Yüreğhn" Nâzım Hikmet Geçen pazar gecesi. Saat geç. Gözlerim okumaktan yorgun TV'ye bakıyorum. Uyurla uyanıklık arası, kanal de- ğiştiriyorum. Sisler arasında, Kırmızı Koltuk'ta Rıfat llgaz'ı seçiyorum; toparlanıyorum. Şaşkın değilim, düşte olmadt- ğımı da biliyorum. Şimdi gördüğümü hatta geçen yıl gör- sem, düş sanabilirdim. Birçok şey, şaşırmaya, sevinmeye, kederlenmeye za- man kalmadan çabuk çabuk doğallaşıyor. Şimdi Rıfat II- gaz'm ışıklı camda böyle gülümseyerek görünüşü çok doğal sanki. Sanki bütün o geçmiş baskılar, sürgünler, ha- pisler hiç olmamış; onun 'komünistlikle' suçlanmış öğret- men ve yazar hayab Karartma Geceteri içinden hiç geç- memiştir. Ah bir de degerli llgaz'm içinden geçenleri bilebilsek! Ona bakıyorum: Yumuşacık yüz hatları, efendi gülümse- yişi, ak, uzun saçları, koyu renk kostûmü, beyaz gömlek üstüne şarap rengi kravabyla -inadına kırmızı demeyece- ğim- öyle güzel ki... Bir ara gözüm ellerine takılıyor. Ince uzun parmaklar. Piyanist elleri. Toprağına düşseydi, yaz- dığı kadar da güzel piyano çalabilirdi bu parmaklar. Karşı- sındakilerin sorularına yanıtlarmı dinlemiyor değitim, ama elleri ekranda daha sık görünsün istiyorum. Dilin o anda söylemediklerini bu eller söyleyiverecekmiş, henüz yazıl- mayanları, bu ince uzun parmaklar hemen şimdi yazıvere- cekmiş gibi. V. Hugo'nun bende bir tasviri' var. Yazar resimde, bir- buçuk, iki metrelik bir sütun oluşrurmuş kitapları üstüne oturmuş, bacaklarını pergel gibi açmış; sağ ayağı Theât- re François'de sd ayağı Academie Française'de; elinde de upuzun kaztüyü kalem. Tabanlarının altında karınca mi- nikliğinde gösterilmiş biryığın 'yazar' onun paçalarına tır- manmaya çalışıyor. Onlar öyle çırpınadursun, ben hayal etmekteyim. Kaztüyü kalem ekrandaki Rıfat llgaz'ın elin- dedir şimdi. Ama ardında ne kadar hayallesem, bir türlü sağ ayağını Devlet Tiyatrosu çatısına sol ayağını üniversi- te bacasına attıramıyorum. Hatta kırmızı koltukta oturu- şunda bile, altında öyle koltuk falan yok. Kendi ağırlığını kendisi taşıyor, hem de ayırdında bile olmadan. Geçen yıl 80. yaş- gününü kutlamaya gitmiştim. Bana bir Karartma Geceleri imzaladı. Yorgun, ama hâlâ çok oku- naklı bir elyazısı var. Karatma Geceleri... Onların otuz-otuz beş yaşları, benim on beş yaşlarım. Pencerelerde kara perdeler, lacivert yağlı kâğıt- lar, dudaklardafısıltılar, ordan oraya sürgünler, gözaltılar, hapisler. Karartma günleri.. artık hangi anlama alırsanız. Neşe Düzel ile Ahmet Altan ise daha daha bilmek isti- yoriar. Peki bütün bu baskılar, karartılmış günler olmasaydı, Rıfat llgaz'ın sağlığı, maddi durumu, yazarlık verimi daha iyi olmaz mıydı? Sayın llgaz, aynı yumuşak gülümsemesi, ince parmak- larının şiirli bir hareketiyle aynı yumuşak geçişleri yap- maktadır: Ben iyiyim, iyiyim. Bizim aile uzun ömürlü olur hem. Çocukluğundan beri hastalıklar da çekmiştir. Hepsinin altından böyle sapasağlam kalkması, sanırsınız şimdi en büyük gururu. Sağhğına. hâlâ yazabtliyor oluşuna müthiş seviniyorum. Yakınmasızlığından, yetinirliğinden hafıf bir kedere boğuluyorum. Geçmiş gelecek bütün baskılara, saçma yasaklara öfke. Dudaklarım hafiften kımıldıyor, mı- rıldanıyorum: Varsın çatlasın yüreğim / ölkeden / kederden / sevfnç- ten. Hani Nâzım Hikmet'e doktoru tütünü, içkiyi yasaklamış ya? Hani o da oturup Doktorta Konuşma şiirini yazmış? Hani diyor ki: Tütünden de şaraptan da cayabilirim, ama doktor siz buyuruyorsunuz ki, öfke, keder, sevinç benim için bunlardan da beterdir. Peki, bizimkiler oyun çogunu alınca nasıl sevinmem, nasıl kederlenmem oğlumla karı- mı bir daha göremeyeceğimi düşününce, nasıl öfkelen- mem memleketimin haline? Ve bağlıyor sözü (şiiri): Varsın catiasın yüreğim / ölke- den / kederden / sevinçten. Silkiniyorum. Şimdi gözümün önünden pussuz, çok ay- dınlık resimler geçiyor: Müşfik Kenter, büyük oyun gü- cü, nefis sesi, tonlamalarıyla bize Kuvayi Milliye'yi dinle- tiyor, gösteriyor. Genç Erkal, Merhaba'sına Sevdah Bu- lufu ekliyor. Nâzım Hikmet şiirleri art arda yaymlanıyor. Nâzım Hikmet Vakfı, onun 90. yılını kutlama programını uy- gulamakta... Derken ekranda tabii Nâzım Hikmet görünüyor. Karşı- sında Cevdet Kudret Hoca ile Rıfat llgaz Hoca oturmakta- dır. Ona soruyorlar: "Ee, hoşgeldin, hoşgeldin. Gittiğinden bu yana memleketi nasıl buldun? Nasıl, mezarının başın- daki ağaç tam istediğin gibi mi?" Bogulacak gibiyim. Ofke mi, keder mi, sevinç mi? Varsın çatlasın yüreğim... Silkinlyorum. Şimdi gözûroûn önûnden pussuz, çok aydııüık rasiınlsp psçfyop! Nâznn HikBMtVakfı,onun90.yrtnıı kltllUNI BPOflPMIIM ayıuHmakta... tLAN BtTLİS SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo-1991,124 Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ızafeten, Bitlis Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından, davalı tbrahim Akbulak aleyhine mahkeme- mizde açılan el aünanın önlenmesi ve ecrimisil davasmın yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğı, Davah lbrahım Akbulak adına çtkartılan davetiyenin bila ıkmal döndüğü ve dava dılekçesının kendısine tebliğ edılcmediğı. zabıtaca yapılan tüm araştımıalara rağmen teblıgata yarar açık adresı tespit edilememiştir. Yukanda ısmi yazılı davalı lbrahım Akbulak'ın duruşma günü olan 27.1.1992 günü mahkememızin 1991 124 esas sayüı dava dosyasında hazır bulunması veya bir vekıl tarafından temsıl etnnlmesı. aksi tak- dirde yargılamanın yokluğunda sürdürülerek karar verilebileceği, teb- ligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 45095 İLAN MUSTAFAKEMALPAŞA ŞULH CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1991/108 Karar No: 1991/387 Hâkim: Ender Ankan-27284 Kâtip: Halil Orhan-963 Sanık: Ibrahim Acar; tbrahim ve Emine oğlu, M.K.Paşa 1944 doğumlu, M.K.Paşa Ovaazatlı köyü nufusuna kayıtlı ve oturur, evli, 2 çocuklu, çiftçi ve kırmızı tozbiber üreticisi, kayden sabıkasız, TC tslam, okuryazar. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet Suç tarihi: 25.12.1990 Karar tarihi: 08.11.1991 Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında: Sanığın uzerine atılı müsnet suçtan TCK'nın 398, 3506 sk. 402/1-2, 647, 4, 72. maddeleri uyannca 470.000 TL ağır para ve cürme vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin 3 ay süre ile tatiline, işyerinin 7 gün süre ile kapalılmasına, karar özetirun İstanbul, Ankara ve Izmir'de yayımlanan tirajı 100.000'in üzerındeki bir veya iki gazetede ayrıca bir mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafın sanıktan alınmasına karar verilmiştir. Karar sanığın yokluğunda verilmiş, sanığa 13.11.1991 tarihinde tebliğ edilerek kanun yoluna başvurulmaksızın 21.11.1991 tarihinde kesin- leşmiştir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear