18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EYLÜL HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 DemireFin 500 gün planı (Baftarafı 1. Sayfada) le dedi: "Uygulayacağımız bu prog- ramia Türkiye'nin 500 giinde rahatlaması mümkundur. 500 gün icinde halk birtakım şeyle- rin hal yoiuna girdigini görecek- tir. Bu, işimizi daha da kolay- laştıracaktır. Ben 10 sene evvel 100 gün istemiştim. Şimdi ara- •dan geçen zamanda ekonomi o .kadar bozulmuş ki 500 gün la- o n . Önce devletin iki yakasını bir araya getirecegiz. 1979'da da ben devleti sırtlamıştım. Devlel yanıyordn, ben de etegimden yaadım." Türk Sanayicileri ve Işadam- lan Demeği'nin (TÜSİAD) top- lantısında konuşan Süleyman Demirel, iktidara geldiklerinde uygulayacaklan ekonominin ana hatlarını açıkladı. Adil bir vergi reformu yapacaklannı ve sağlam kaynaklardan harcama yapacaklannı belirten Demirel, "Uretim ve istitadam getirmeyen yatınmlara yönelmemek laznn. Biz rekabet gücü olan üretimi destekleyeceğiz. Girdilerini, dünya girdileri seviyelerine ge- tirecegiz. Burada en önemli ko- nu kredidir. Faizleri düşürecegiz" dedi. Süleyman Demirel, sanayici ve işadamlanna daha sonra şöy- le seslendi: "Enflasyon üretimle, üretim faizJe, faiz yaünmla Ugilidir. Fi- hans kesimine kökiü bir reform getirmedikçe bunun içinden çı- kamayız. Risk sennaye kunımu kuracagız. Borsaian ve serma- ye piyasasuıı yeaiden düzenieye- cegiz. Parayı para olmaktan çı- kartıp kapital haline getirecegiz. Mutlaka borsa kanalından çok iyi yararlanmak lazımdır. Dev- let, bankalardan paralan emme- yecek. Özel sektör tasarruflan- nı size bırakacak. Siz oniaria ya- tınm yapacaksınız. Teşvikleri satüabilir mal üretimine çevire- cegiz. Ibracatın koruma olma- yan sahaJara kaydınlroasiiu sağ- layacagız. Sanayiyi yeniden ha- yaüyele kavuşturacagız". KlT reformu yapacaklannı ve bazı KÎT'leri düzeltecekleri- ni, bazılarım da özelleştirecek- lerini açıklayan Demirel, eski DPT Müsteşarı Yıldınm Ak- tiirk tarafından yöneltilen "Bu söderinizi, bankacılık kesiminin yüzde 70'ine sahip kamu banka- lannın ozelleştiriJmesi vaadi oia- rak alabilir raiyim?" sorusuna "Alabilirsin" yanıtını verdi. Demirel şunlan söyledi: , "Türkiye'ye ekononaik ve si- yasi iktidar vaal ediyorum. He- sap yapabilme imkânı verecek saglam kararlar vaal ediyorum. Biz devleti, yönetici devlet ola- rak degfl, düzeltid devlet olarak düşünüyoruz. Devlet küçülme- lidir ki masraf küçülsiin. Dev- letin ebatını kiiçUlteceğiz, itiba- nnı yükselteceğiz. Bu yapılma- dıgı sürece kaostan çıkamayız. Yüzde 71'e varan enflasyonla is- tikrar olmaz. Biz Tiirkiye'ye gerçek demokrasiyi ve gerçek piyasa ekonomisini vaat ediyo- "Açıklık ve eşiüik" vaat eden Geçmişi (Baftarafı 1. Sayfada) sahip çıktı. Öyle ki sorular bö- lümünde. "Bu sözlerinizi temi- nat olarak alabilir miyiz?" so- rasuyla bile karşılaştı. Demirerin ayakta yaptığı ve 3 saat 15 dakika süren konuşma- sında isadamlannın, "zihinlerini çelmeye çalışmaktan da geri kal- madı. Konuşmasını sık sık Ingı- lizce sözcükler kullanarak süs- leyen Demirel, "10 yıldır yurtdı- şına çıkmayan lider imajı"nın önüne geçmek ister gibiydi. De- mirel, TÜSÎAD Başkanı Bülenl Eczacıbaşı'nın "Geçmişi tartış- mayulım, geleceği konuşalım" seklindeki mesajına ise şu söz- lerle karşılık verdi: . "Yalnız öncelere gitmeyelim derken iyi de, geleceği konuş- mak için biraz da birikim ve de- neyim gerekir. Bugün geçmişi konuşmayalun, ama gecmişin tecriibelerinden de yararlana- lım." Demirel sonra da, "Benim 30 senelik mazim olduğu için beni kotulemek kolaydır, ama evvelallah ben onlann hakkın- dan geürim" dedi. Konuşmanın üç saati aşması ve bazı dinleyi- cilerin saJonu terk etmeye baş- laması üzerine toplantıyı yöne- ten TÜSlAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Rahmi Koç"un, "Efendim, musaade ederseniz iki sonı daha alalım ve bitirelim. Sizi çok yorduk" sözlerine, "Be- nim için kaygılanmayın" karşı- lığını verirken "gençlik" imajı- nı verir gibiydi. Demirel, konuş- ması arasına sıkıştırdığı başka hir ifadeyle de ANAP'ın kendi- sfrıe yönelttiği, "Şapkasını alır gider" eleştirisine yanıt vermiş oldu. "Sovyetler Birliği'ndeki darbeye tüm dünya karşı çıktı. Başta ABD, herkes ayaga kalk- tı. Türkiye'dekine ise alkış tut- tular." Demirel, ekonomik progra- mın ana hatlarını ortaya koydu- ğu konuşmasında, işveren İcesi- mi, işçi kesimi, meslek kuruluş- ları ve üniversitelerle "istişare müesscseleri" kurularak işlerin yürütiileceğini de açıklayarak "uzlaşma" konusundaki niyetini pekiştirdi. Demirel'i sakin, ama dikkatü dinieyen işadamları, ekonomik program ve özellikle özelleîtirme konusunda açıkla- malarıyla rahatlamış göründü- ler. Demirel, "devleti, çagdaş, düz- gün işleyen, çağdaş bir anayasa ve hukuk düzeni ile kapısı va- tandaşa açık bir devlet haline getirmeye" söz verdi. Demirel, anayasayı değiştirirken mutlaka bir konsensüs arayacaklarını vurguladı. Demi- rel, yüzde 45 oy oranıyla iktidar olacaklan iddiasını yineledi. Bu arada "Eğer yüzde 35 ile iktidar olursak, Seçim Yasası'm yüzde 40-42 oyla iktidar olabi- lecek şekilde degştirerek en çok 1.5-2 yılda yeniden halka gidecegiz" dedi. Cumhurbaşkanı özal'ın Çan- kaya'dan indirileceğini yineleyen Demirel, demokrasi ile piyasa ekonomisinin iç içeliğini vurgu- ladı. Demirel, koalisyon konusuna değinilirken de alaylı bir dille, "Bakıyonım benden başka bu bir arada tek parti iktidannı çı- kM-mgım diye bayrak e»uwte gi- den de yok" dedi. Demirel, "Ko- alisyonun öcü olmadığını" be- lirtmekle birlikte, "Mutlak ma- nada reddedflebOecek bir şey de- gildir koalisyonlar, ama tek parti iktidannda karar mekanizmala- n daha iyi çahşır. Ancak koalis- yonsuz siyasal iktidar çıkannak soruna var Türkiye'nin." Süleyman Demirel, konuş- masının ardından sanayici ve işadamlannın sorulannı yanıt- ladı. Demirel'e sorulan sorular ve yamtları özet olarak şöyle: — Hesap kimlerden so- rulacak? DEMİREL — Kim rüşvet ye- mişse ondan soracagız. Sorma- yalım mı? Varsa, ayyuka çık- mıssa, delilleri ortada ise soru- lur. Hesap sorma işi bu seçimin sloganıdır. Hırsızlık iddialan var. Bizim elimizde de var. Dev- letin yaptığı işler içinde çok ayıp işler, utanılacak şeyler var. — Borsada bir milyonun üze- rinde yatınmcı. hisse senedi sa- hibi oldu. Bu hisselerden alan- lann önemli zararlan var. Bu konuda neler yapacaksınız? DEMtREL — Borsa ve ser- maye piyasası, Türkiye'nin vaz- geçemeyeceği iki büyük müesse- sesidir. DUnyanın, kalkınması- na kaynak bulduğu yerdir. Türkiye'yi de birtakım dikkat- sizlikler, bu müesseselerden vaz- geçiremez. Biz yaunmcüan sah- tekârlığa karşı koruruz. Onun dışındaki fiyat iniş çıkışlarına karışamayız. Türkiye'deki bu mekanizmalar yeniden düzenle- necektir. Yeniden bir bankerler olayına düşüleceğinden dolayı endişeler vardır. Biz bu endişe- leri giderici, ama çalışmalarını da imkânsız kılmayan bir dü- zenleme yapacağız. — Cumhurbaşkanı'nı yüzde 21.75 oya sahip Meclis çoğun- lugu seçtiği için düşiireceginizi söyluyorsunuz. Şimdi siz yüzde 35 oyla iktadara gelebilirsiniz. Bu düşürme işini siz yüzde 35 oya dayalı Meclis oyuyla mı ya- pacaksını? DEMİREL — Benim iddiam yüzde 45 oy alacağımdır. Yüz- de 35 oy alırsam iktidarı yürüt- mem mümkün olmaz. İktidarı reddetmeyiz, ama yüzde 42-43 oyla iktidara gelinmesini müm- kün kılacak şekilde Seçim Ka- nununu değiştirerek makul bir süre içinde seçime gideriz. 1-2 sene sonra gene mi seçim yapa- cağız, diyeceksiniz Yapalım ne olur? Haksız bir şey yapmayız. O çoğunluğu yakaladık mı, mil- lete işte koltuk sizin, siz karar verin deriz. Demirel, dün îstanbul'da yo- ğun bir program uyguladı. SHP'den ihiraç edilen eski Bakır- köy Belediye Başkanı Yüdırun Aktnna'nın partiye giriş töreni- ne katılan Demirel, buradaki konuşmasına "21 ekim sabahı yeni bir Türkiye" ile sözlerine başladı. Milletin hür iradesini devlete ve ülkenin bugünü ile ya- rınına hâkim kılma uğraşı için- de olduklarını belirten Demirel, "Geh'n ülkeyi yeni bir limana, büyük Türkiye limanına çekelim" dedi. "Saglık Bakanlıgı sözü aldıgı için DYP'ye geçtiği" öne sürü- len eski Bakırköy Belediye Baş- kanı Yıldınm Aktuna da yaptı- ğı konuşmada, SHP'den savun- ması ahnmadan ihraç edildiğini söyledi. Aktuna, "Eğer SHP Ü Disiplin Kurulu'nun idam elme yetkisi olsa savunmamı aJmadan beni idama mahkûm edecekler- di" dedi. Aktuna, 60 milyona hizmet edebilmek için milletve- kili olmaya karar verdiğini, SHP'nin buna karşı çıkması so- nucu DYP'ye gectiğini belirtti ve kendisinin "bakanlık" talebi ol- madığını anlattı. Bugüne kadar yaptığı hizmet- leri özetleyerek sözlerini sürdü- ren Yıldınm Aktuna, Bakırköy Belediye Başkanhğı döneminde gerçekleştirdiği demokratik giri- şimlerine SHP yönetici kadrola- nnın sahip cıkmadığım öne sür- dü. Aktuna, "Aynldığım parti- yi kötülemek istemem, ama adı- na 'sosyal demokrat' ibaresi alan bir partinin yönetici duru- mnndaki kadrolann zaman za- man antidemokrat tavır içinde olduklannı hayretle gördüm" biçiminde konuştu. Bu arada Kocaeli'nin Köseköy Belediye Başkanı Selahattin Al- tınkaya da tören sırasında DYP'ye girdi. Demirel, buradaki törenden sonra Türkiye Seyahat Acente- leri Birliği'ni (TÜRSAB) ziyaret etti. Demirel'e, TÜRSAB Başka- nı Bahattin Yücel, turizm sektö- rünün içinde bulunduğu sıkın- tıları anlattı. Koalisyon, Uzlaşma— (Baştarafı 1. Sayfada) nı şöyle çizdi: "Türkiye'de devlet bugün düzgün işlemiyor. Idareyi felç ha- linden kurtarmak lazım. Devleti, çağın devleti yapmak lazım. Bunun için halkın önüne bir anayasa reformu sunuyoruz. Kendi başımıza iktidar olsak dahi, yine de bunun için konsensüs, uzlaşma arayacağız Türkiye hiçbir konuda bir araya geleme- yen insanların ülkesi olmamalı." Demirerin konuşmasında ilginç bir nokta daha vardı: in- san haklarının, demokrasinin, devletin yeniden örgütlenme- sinin "sağcılık - solculuk meselesi" olmadığını da sözlerine ekledi. Dün sağ-sol ayrımı gerektirmeyecek biçimde oy isteyen bir parti lideri de Ecevit oldu. "Gözün aydın Türkiye" sloganıyla îstanbul'da seçim kampanyasını başlatan DSP lideri, dört te- mel konuda ulusal birlik piatformu olusturulmasını istedi: "Ulusal biriiğin korunması, laikliğin kökten dinci akımlann etkisine karşı korunması, demokrasiye geçeriik kazandırılması, önder ülke durumuna gelmek... Biz Sayın Demirelgibi ödünç oy istemiyoruz. Bu konularda sağ-sol aynmını btrakıp bize güç katın. Beklediğimizin üstünde oy alırsak, bileceğiz ki o oyia- rın bir kısmı emanet oylardın" Sayın Ecevit, değişik toplumsal kesimlerin beklentilerini de dikkate alarak, ekonomi politikasında "ulusal uzlaşma" sağlamaya çahşacaklarını da vurguluyor. Bir seçim öncesinde, bir kampanya sürecinde koalisyon, konsensüs, uzlaşma gibi sözcüklerden bu kadar çok söz edi- lebilmesi... Demokrasinin, insan haklarının artık sağcılık- solculuk meselesi olmaktan çıktığının belirtilmesi... O yüz- den bunun gibi temel konularda ödünç oy, emanet oy iste- nebılmesi...- Neden? Kararsız seçmen kitlesinin büyüklüğünün bunda rolü var kuşkusuz. Ama akla şu soru da geliyor: Acaba partilerin her biri, yalnız kendi yandaşlarının des- teğiyle Türkiye'nin bazı köklü sorunlarını çözemeyecekleri- nin bilincine mi varıyorlar? Ülkemizin belirli darboğazlan ve yakın siyasal gecmişin deneyimleri, mutabakatı, uzlaşmayı kaçınılmaz mı kılıyor? Olabilir. Türk siyasal yaşamında, hele bir seçim öncesinde lider- lerin koalisyon, uzlaşma, konsensüs gibi sözcükleri telaffuz ediyor olmaları olumlu bir aşamadır. GÖZL™ UGURMUMCU ENIYI "BUSINESS CLASS'M KEŞFETMENİZ İÇİN BİRTEST. 1 Havaalanına geldiğinizde check-in işlemleriniz özel bir bankoda mı yapılıyor? Evet Hayır JL Havayolunuz sizi Türkiye çıkışlarında; Ankara'da özel Business Class terminalinde, îstanbul'da özel CIP salonunda ağırlıyor mu? • Evet Hayır & Yalnız yurt içi değil, yurt dışı çıkışlarınızda da CIP hizmetlerin- den yararlanabiliyor musunuz? • Evet Hayır Havayolunuz transit seya- hatlerinizde size özel ayrıcalıklar sunuyor mu? • Evet • Hayır O Havayolunuz sizi, Airbuslarda First Class koltuklarda, diğer uçaklarda ise ortada boş koltuk bırakarak mı ağırlıyor? • Evet • Hayır / Uçağa bindiğinizde kalkış öncesi hoşgeldiniz içkisi olarak tercihinize göre Fransız şampan- yası ya da taze sıkılmış portakal suyu ikram ediliyor mu? 11Havayolunuz size verdiği önemin bir işareti olarak yemeği- nizi ince porselen tabaklarda mı sunuyor? • Evet • Hayır • \JL Yolculuğunuz sırasında yabancı gazeteleri okuma şansı- nız var mı? • Evet • Hayır \>J Dünyanın en ünlü dergi- leri inceleyebilmeniz için elinizin altında mı? • Evet • Hayır ı Bagajınıza öncelik tanı- nıyor mu? • Evet • Hayır | | Evet Q Hayır ö Özel şarap listesinden dile- diğiniz içkiyi seçebiliyor, menü kartından size sunulacak yiye- cekleri servis başlamadan öğre- nebiliyor musunuz? • Evet • Hayır # Yemek servisiniz bembeyaz keten örtüler üzerinde mi yapılıyor? • Evet | Havayolunuz size gele- neksel "Türk konukseverliği"ni sunabiliyor mu? • Evet • Hayır Hayır 10Sıra tatlı ikramına gel- diğinde, hostesiniz bunu ayrı bir servis olarak mı sunuyor? Evet Hayır Sadece Türk Hava Yolları'nın "Business Class" yolcuları bu testin tüm sorularına "Evet" diye cevap verebilir. Size ulusiararası düzeyde benzersiz bir "BUSINESS CLASS" sunduğumuz için mutluyuz. BUSINESS CLASS TURK HAVA YOLLAR1 (Baştarafı 1. Sayfada) sağlanacak! SHP'nin merkez yoklaması yapacağı en az 23 yerdeki listelere de HEP il başkanları ve milletvekilleri yerleştirile- cek. SHP'deki seçim öncesi "kadastro" çalışmaları böyie- ce tamamlanacak; Doğu ve Güneydoğu'da liste başlarına HEP'liler oturacak. Buna "seçme" ve "seçilme" işlemi denebilir mi? Bu yön- temle aday belirlenmesi bir çeşit "atama" işlemidir. Kimse kimseyi kandırmasın! Milletvekili aday adaylan, parti ön secmenleri önünde eşit koşullarda yarışmıyorlarsa buna "seçim" denmez. Seçim- lerle oluşacak yeni Meclis "seçilenlerin" değil, "atananla- rın Meclisi" olacaktır. Danışma Meclisi üyelerini generaller atamışlardı; bu Mec- lis'in üyelerini de parti genel başkanları atıyor! Anayasamıza bakarsanız, siyasal partiler demokrasimi- zin "vazgeçilmez unsuriarı"6\i. Partiler de partililerden olu- : şur. Partileri yaşatanlar, bu partilere gönül vermiş üyele- ridir. Parti genel kongrelerin- de gözyaşartıcı "taban edebiyatı" yapılır; bu edebi- yatla alkış ve oy alınır; sıra milletvekili adayı belirtemeye gelince; partililer ve parti ta- banları hemen dışlanır; aday- ları parti genel merkezleri ve genel başkanları saptar. Diyelim ki ANAP'ta Ankara milletvekili adaylan belir- lenecek. Partililer bu seçimde söz sahibi mi? Hayır; ne gezer... Ömegin, Ankara Yenima- halle bölgesinde birinci sıra- ya kim oturacak? Herhalde Ercan Vural- han... Neden Ercan Vuralhan? Çünkü Ercan Vuralhan, Cumhurbaşkanı Özal ile Semra Hanımefendi'ye "sa- dakatını ispat etmiş" bir eski bakandır. Genel Başkan Mesut Bey, Yenimahalle 1. sıraya Vural- han'ı oturtacak; bu işlem Semra Hammefendi tarafın- dan uygun bulunacak ve Cumhurbaşkanı Özal tarafın- dan da onaylanacaktır. Partililerden biri kalkıp "Mesut Yılmaz, Dışişleri Bakanı'yken Vuralhan hakkın- da ceza soruşturması açtır- mıştı. Şimdi aynı Vuralhan'ı aday gösteriyor; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diye- meyecektir. Çünkü, ANAP'lılara bu ko- nu hiç sorulmayacak; bu ata- ma işlemi bir çeşit "üçlû kararname" yotuyta tamamla- nacaktır. Partililer, bu sistemin aktör- leri değil, yalnızca figüran- larıdır... Bu üçlü kararname yoluy- la Ercan Vuralhan, Yenima- halle birinci sıraya oturtulur- sa Milli Savunma Bakanı Bar- las Doğu ne yapacak? Doğu'nun gönlünden ge- çen, Çankaya bölgesinde bi- rinci sıradır. Mesut Bey'in Çankaya 1. sıra için düşündü- ğü aday, Sümerbank eski Ge- nel Müdürü Erkan Tapan olabilir. — Sartas Doğu mu? Vttrsa Erkan Tapan mı? Buna kim karar verecek? Partililer mi? Hayır. Mesut Yılmaz. DYP'de kimin nereden aday olacağına Demirel karar verecek. Çünkü DYP "baba partisi"d\T. DYP'de "analannın gözü" olanlar değil "babalann gözû" olanlar ilk sıralara yerieştirile- cekler. Bunada "seçim" denecek, "demokrasi" denecek, "sh/ll toplum" denecek. Bu yolla parlamentoya gi- renlerden birini eleştirdiniz mi, "Vay efendim" diyecekler. — Atananlan değil seçilen- leri eleştiriyorsunuz... Buna "serbest seçim" den- mez. Bu, parti oligarşilerinin devlet aygıtı üzerindeki ege- menliklerini sağlamaya yara- yan, partilerin birer paravan ve halkın da figüran olarak kullanıldığı kendine özgü bir "atama işlemi"d\r. KKTC'de İtalyan casıısu 9 ROMA (Cumhuriyet) — İtalyan basını, gazeteci Massi- mo Rana'nın bir KKTC hapis- hanesinde geçirdiği günJeri "Midnight Exprtss" kâbusu olarak anlatıyor. İtalyan gazeteleri "Avrupa1 nın son duvan"nı görüntüle- mek amacıyla Lefkoşa'ya gi- den ve Türk tarafında askeri bölgede resim çekerken "İtal- yan casusu" diye hapse atılan Massimo Rana'nın serüvenine geniş yer veriyor. Rana'nın bir Türk hapisha- nesinde geçirdiği 8 günü "Mid- night Express" olarak damga- layan "Corriere della Sera", İtalyan gazetecinin şikâyetleri- ni şöyle dile getiriyor: "Fotoğraflan çektiğim yer- de yasaktır falan diye bir ilan yoktu. Şimdiye dek Roma'da, Yugoslavya'da, tsrail'de çalış- tım, başıma böyle şey gelme- di. Giinlerdir bıyıklı Türk po- lisinden başka bir şey görmü- yonım." Nüfus cuzdanımı yitirdim. Hükümsüzdür. BURAK YILDIR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear