Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
= S £ 22 EYLÜL 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
SECM '91
MilJetvekilirıin
ilk maaşı
• ANKARA (UBA) —
SHP, 20 ekimde milletvekili
seçilecek olan partililerinin
ilk maaşlannın 10'ar milyon
lirasına el koyacak. SHP
Merkez Yürütme
Kurulu'nun aldığı ve parti
meclisinin onayladıği aday
adaylanndan 5'er milyon
lira alınması ve daha sonra
milletvekili seçilenlerden de
10'ar milyon liralık ikinci
bir bağış toplanması kararı
20 Ekim'den sonra hemen
uygulamaya konulacak.
SHP yönetimi
milletvekillerinin alacağı ilk
maaşlann 10'ar milyon
lirasuu en kısa sürede tahsil
edecek. ö n seçim öncesinde
aday adaylanndan 8 milyar
lira civannda bağiş
toplayan SHP genel
merkezi, 20 Ekün'den sonra
milletvekili seçilecek
adaylanndan da 1.5
milyarla 2.5 milyar lira
arasında bağış almayı
planlıyor. SHP yöneticileri
bu hesabı SHP'nin 20
Ekim seçimlerinde 150 ile
250 arasında milletvekili
çıkaracağı hesabıyla
yapıyorlar.
Demirel'in
mitingleri
• ANKARA (AA) — DYP
Genel Başkanı Süleyman
Demirerin 27 ve 28 eylül
tarihlerini kapsayan gezi
programı da belli oldu.
Demirel, "DYP iktidar
mitingleri" çerçevesinde 27
eylül cuma günü Denizü ve
Muğla'da halka hitap
edecek. Süleyman Demirel,
28 eylül cumartesi günü de
Merzifon, Tokat ve
Amasya'da dUzenlenecek
mitinglerde konuşacak.
SHFden
• İSTANBUL (AA) —
SHP Bakırköy üçe
teşkilatından 105 delege ve
üye, SHP'den milletvekili
aday adayı olan Karslılann
önseçimde listelere
girememelerini protesto
etmek için partilerinden
istifa ederek DYP'ye
katıldıklannı açıkladılar.
İstifa eden partililer, DYP
Bakırköy*den milletvekili
aday aday] olan Karslı
Nihat Çetinkay'yı
destekleme karan aldılar.
Semra Özal'ın
otobüsü
• ANKARA (UBA)—
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın eşi, Semra özal'ın
seçim otobüsü hazırlandı.
Seçim otobüsünUn üst
düzeni 300 milyon liraya
maloldu. Semra özal'ın
önümUzdeki günlerde
başlayacağı seçim
propagandalan için
kullanacağı seçim
otobüsünün hazırlıklan
tamamlandı. Zenger
tesislerinde hazırlanan
seçim otobüsünün ses
düzeni ve üst düzeninin
toplam maliyeti 300 milyon
lira oldu. Semra özal'ın
seçim otobüsünü hazırlayan
Erkal Zenger UBA
muhabirine yaptıgı
açıklamada, "Semra
hanımm kullanacağı seçim
otobüsü ANAP'm bütün
otobüslerinden kaliteli. Bu
otobüs Semra Özal'la diğer
ANAP yöneticilerinin
farkını da ortaya koyuyor.
Semra özal ANAP'taki on
erkek politikacıdan daha
akılb" dedi.
<Çffler,
ekonomiyi
bilmiyor
• DÜZCE (Cumburiyet)
— Sanayi ve Ticaret Bakanı
Rüştü Kâzım Yücelen, DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Tansu Çiller'i Türkiye'ııin
gerçeklerini bilmemekle
suçlayarak "Araziye insin"
dedi. Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB)
1988-92 Dönemi 9.
Toplantısı kapsamında
Düzce'de yapılan
toplantısına katılan Sanayi
ve Ticaret Bakanı Yücelen,
sanayici ve işadamlarına
hitaben yaptığı konuşmada,
"Bu hanunefendi
ekonomiyi sadece kocasının
bazı şaibelerle genel
müdürlük yaptığı
süpermarkette öğrendiği
için gelişmelerden haber
yok" dedi. Bakan Yücelen
yine Çiller'i kast ederek
kendisini İTÜ-KOSKEB
işbirliği ile yapılacak olan
seminere davet etti. "Sayın
Demirel'in kendisi
ekonomiyi çok bilmez.
Yaşlılıktan olacak artık ehil
idarecileri de seçemiyor"
diyen Bakan Yücelen, DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Çüler'den "tercümeli
ekonomist" diye bahsetti.
DYP lideri, Edremit ve Bandırma'da Özal'ı yanıtladı:
Şapkamın altıııda kaldılarBandırma'ya "80. il
olacaksınız" diyen
Demirel,
Edremitlilerin tüm
ısrarlarına rağmen "il
sözü" vermedi.
Konuşmasında
Cumhurbaşkanı Özal'ı
yanıtlayan DYP lideri
"Siz benim külahımı
düşünmeyin, milletin
derdini düşünün" dedi.
TÜREY KÖSE
ÜMİT OTAN
ADNAN BAŞTOPÇU
EDREMİT/BANDIRMA —
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel, dün sabah Edremit'te,
öğleden sonra Bandırma'da hal-
ka seslenirken Cumhurbaşkanı
özal'ın sözlerine yanıt vererek
"Siz benim külâhımı düşünme-
yin, milletin derdini düşünün"
dedi.
Özal'ı ve ANAP'ı sert bir dil-
le eleştiren DYP lideri, "Şimdi
Çekosiovakya'dan Çankaya ko-
mşııyor, Demirel şapkasını al-
dı gitti diye. tste şapka, işte De-
mirel, işte Edremit meydanı.
Bunlann hepg benim şapkamm
altında kaldıiar. Degil benim
hakknndan geimek, şapkamın
hakkından geiemediler" diye
konuştu. Demirel, Cumhurbaş-
kanı özal'a "Benimle ugrasa-
cak takaü kendinde buluyorsan,
in Çankaya'dan aşagı, gec par-
tinin başına. Bir cebinde parti,
bir cebinde hükümet, bir cebin-
de Çankaya gibi bir ucnbeden,
bir ayıptan TürUye'yi knrtar"
biçiminde seslendi.
DYP lideri Demirel, Edremit
Cumhuriyet Alam'nda 'Ü ol-
mak hakkımız, size güveniyo-
raz', 'Demirel Başbakan, Edre-
mit il', 'Batakltktan degil, dog-
nı yoldan yürü' yazılı pankart-
larla karşılandı. Son derece coş-
kulu bir topluluk Demirel ala-
na girerken 'Başbakan Demirel
'Vnr vnr inlesin, Çankaya
dinlesin' sloganlan attı. Süvari
seçim otobüsünün üzerinden
konuşan DYP Genel Başkanı
Demirel, alanı dolduran kalaba-
lığın kendisini çok mutlu ettiği-
ni belirterek bu tabloyu kıska-
nanlar olacağıru söyledi. Halkın
verdigi iktidann ellerinden zor-
tŞTE EDREMİT— Edremit ve Bandırma'da konuşan DYP lideri Demirel, Özal'ın suçlanulannı yanıtlarken "Siz benim külahımla de-
ğil, milletin derdiyle ilgilenin" dedi ve "İşte Demirel, işte şapkası", "işte Edremit" şeklinde konuştu. (Fetograf: AA)
la ahndığinı anlatan Demirel,
"Biz yine sizin yanınızdayız.
Ama o iktidan alanlar da biri-
lerine verenler de bugün zor du-
nımda. Bu ülkenin halkı öyle
bunaldı ki 20 Ekimde gelecek
sandığı iple çeldyor. Tezkereyi
iple çeker gibi sandıgı iple
çekiyorsannz" dedi.
Konuşması sık sık 'Başbakan
Demirer. Kurtar bizi baba'
sloganlanyla kesilen DYP lide-
ri, "Milletin 1983te yanlış ber-
bere tıraş olduğunn, 1987'de de
bn yanlış berberden
kopamadığmı' anlatarak "Bu
berberin bir tek saçı büe kes-
mekten aciz olduğu ortaya çık-
tı. Milletin bugünkü hali acemi
berbere üraş otmasındandır" di-
ye konuştu. Kendisini izleyen
coşkulu kalabalığa, "Bunlan 20
Ekim günü sandıga gömecek
misiniz" diye soran Demirel,
'evet' karşılığını aldıktan sonra,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün ülkeyi yönettikkrini
zannedenler yann kacacak de-
İlk arayacaklar. Milletin huzu-
nına çıkıp ne diyeceklerdir? Be-
nim şapkava laf atacakJardır.
Siz benim kulâhımı degil, mil-
letin derdini düşününüz. Bu
şapka demokrasinin simgesi ol-
du. Ben bunu bir yerde bırak-
madım, kendimi de bırakma-
dım. Hnzuranuza geldim. Be-
nim şapka bunlan kurtarmaz.
Gelin, istediginiz kadar bu şap-
kayla uğraşın. MUIet diyecektir
ki 'Ben dert içindeyim, sen De-
mirel'in külâhıyla uğraşıyor-
sun.' Gel de bu milleti pahalı-
hk ateşinden nasıl kurtaracak-
sın, onu söyle. Nasd söytesin?
Yapan o."
Kimseyle 'şahsi bir meselesi
olmadığını', bugün ülkeyi yöne-
tenlerin çoğunun kendisinin ya-
mnda çalıştığını yineleyen DYP
lideri Demirel, daha sonra şun-
Ian söyledi:
"Şimdi Çekosiovakya'dan
Çankaya konuşuyor. 'Demirel
şapkasını aldı, gitti' diyor. tşte
Demirel, işte şapkası, işte Edre-
mit meydanı. Şimdi bu lafı söy-
leyen zat benim müsteşanmdı.
Ve 15-20 gün sonra ABD'ye git-
mek istedi. Bunu ucaktan indir-
mişler. Bana telefon ediyor ağ-
lamaldı, 'Ağabey, beni tayyare-
den indirdiler" diyor. Ben de
'Sen oradan aynhna' dedim.
Elimiz kolumuz baglı, ama nii-
fuzumuz var. Sonra uçaga bin-
di gitti. Şimdi 'Demirel şapka-
sını aldı gitti' diyor. Ayıp deffl
mi bu? Bunlann bepsi degil, be-
nim kafamın, vücudumnn, şap-
kamın altında kaldıiar, şapka-
mın... Degil benim bakkundan
geimek, şapkamın hakkından
gelemediler..."
Bugün Türkiye'de bir 'gölge
bükomet' bulunduğunu anlatan
Demirel, "tstanbul tl Başkanı
hanımefendinin sa\esinde bir
hükümet var. Kimsenin sayesin-
de hükümet olunmaz, vatanda-
şın sayesinde hükümet olunur.
Bana laf edecek hükümet yok"
dedi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, konuşmasının so-
nunda yurttaşlara 'Düşün
arkamıza' çağnsını yinelerken
"Demirel bol keseden attı di-
yenlere sesleniyonım; benimki-
ni beğenmiyorsan bir çare de
sen söyle. Onlann gözlerini mil-
let korkusu, Dogru Yol korku-
su, Demirel'in şapkasuun kor-
kusu bürümüştür. Gelin bu dev-
ri gomeiim. Bunlar analanndan
dogduguna pişman oison. Bun-
dan sonra ülkenin idaresine ta-
lip olanlar da böyle
arvalamasınlar" dedi. Partilile-
rin Süvari otobüsünün üzerin-
den 'Edremit'in il oimaanı
istryoruz' dilegini yinelemeleri-
ne karşın, DYP lideri Demirel,
bekienenin tersine bu konuda
bir şey söylemedi.
Bandırma'yı 80. il ilan eden
Demirel, iktidar için"Ban-
lann tezkere tarihi yaklaşü.
Çekip gitsinler ülkenin başın
dan"dedi.
DYP'lilerin gece boyunca fla-
malar ve pankartlarla süsleyerek
bayram yerine dönüştürdüğü
Bandırma'daki Atatürk Meyda-
nı'na 14.45'te gelen Demirel, bü-
yük bir kalabahk tarafmdan
karşılandı.
Demirel, "Onlann bu mey-
danlara gelmeye yözleri yok.
Haksızlıga, yoksnlîuga, hırsızh-
ga kol kanat olmnşlanbr" dedi.
Demirel, konuşmasının ana
bolümunde, Bandırmalılara
ANAP'ın U sözü verip yapma-
dıgını anımsatıp 'İl olmak isti-
yor musunuz' diye sordu. Sonı-
yu üç kez tekrarlayan Demirel,
"evet" yanıtı aldıktan sonra,
"Türkiye'nin 80. ili olacaksınız.
Size daba önce soz verenler ge-
lip aynı şeyi söyleıierse 'Gecti
Bor'un pazarı sür eşşegi
Niğde'ye' dersiniz. Şimdiden
otomobSlerinizin, motorlanm-
nn, bisikletierinizin arkasına
801 yapıştınn" dedi.
Siyaset bilimciler Türkiye'de kamuoyu yoklamalannın güvenilirliğinden kuşku duyuyorlar
Seçimaraştırmaları gtivenilir degiltç Politika Servisi — "Kamu-
oyu yoklamalanna pek güven-
miyorum. Türkiye'de diger iilke-
lere gore daha az guveniyoram.
Kamuoyu yoklamalan bikiniye
benzer. Her seyi gösterir gibi du-
rurlar, fakat esas görülmesi ge-
rekeni saklarlar" ünlü Fransu
reklamcı Jacques Seguela,
ANAP'ın seçim kampanyasını
başlatan toplantıda seçim araş-
tırmalanyla ilgili görüşünü bu
esprili sözlerle dile getiriyordu.
Batı ülkelerinde yapılan seçim
araştırmalannda, çok önemli oy
kaymaiarının meydana geldiği
sürprizli seçimler dışında büyük
ölçüde başan sağlandığı konu-
sunda fazla bir kuşku yok. Pe-
ki Türkiye'deki seçim araştırma-
lanna ne kadar güvenilebilir?
Bu soruyu Boğaziçi Üniversite-
si'nin sosyal bilimlerde araştır-
ma yöntemleri üzerine uzman üç
siyaset bilimcisine sorduk. Ya-
nıtlan şöyle:
Pr»f. Dr. CstÜM ErgiMer
l
"Kamuoyu yoklamalan siya-
si hayatımızuı önemli bir parçaa
haline gelmiş bulunuyor. Lider-
lere, partilere seçimler arifesin-
de nerede bulunduklan hakkın-
da bilgi vermekle kalmayıp, seç-
men tercihlerini biraz da olsa et-
ki yapabilecek bir potansiyele
büriinme ihtimalleri oluyor. Pek
tabii ki bu durum kamuoyu
yoklamalannın sıhhatli olup ol-
madığını akla getiriyor. Kamu-
oyu yoklamalannın sıhhatli
olup olmamalan tamamen bi-
limsd yaklaşım, organizasyon ve
metodoloji meselesi. Organizas-
yon ve metodoloji ise araştırma-
ya aynlan mali kaynaklarla ya-
kından ilişkili. Kamuoyu araştır-
ması yapan kuruluşlann nasıl
örgütlendiklerini, bu işe ne gibi
bütçe ayırdıklanm tanımak fır-
satını elde edemediğim için bu
konuda fazla bir şey söylemek
istemiyorum. Metodolojileri
hakkında da yeterli bilgi yayın-
lanmıyor. Değişik kuruluşlar ta-
rafmdan yapılan araştırmalann
sonuçlan ise oldukça tutarsız.
Bu nedenle kamuoyu yoklama-
lan hakkında bazı şüphelerim
varî'
Pr»f. Dr. Y ı h u z Esaıer
PROF. ERGÖDER PROF. ESMER
BOĞAZİÇİ ÛNİVERSİTESİ BOĞAZİÇİ ÛNIVERSİTESİ
PROF. KALAYCIOĞLU
BOĞAZİÇİ ÛNİVERSİTESİ
ö u konuda fazla şey
söylemek
istemiyorum ama
kamuoyu
yoklamalannın
metodolojileri
konusunda yeterli
bilgi yayımlanmıyor.
Değişik kuruluşlar
tarafından yapılan
araştırmalann
sonuçlan ise oldukça
tutarsız. Bu nedenle
kamuoyu yoklamalan
hakkında şüphelerim
var.
Bazılan iyi niyetli
fakat, metodolojik
zaaflar taşıyan
çahşmalardır. Küçük
bir bölümünün ise
kamuoyunu
yansıtmayı değil
yönlendirmeyi
amaçlayan
"sonuçlar" olduğu
izlenimi vardır.
Metodolojisini ilan
etmeyen
araştırmalara itibar
etmemek
lazım.
JV.amuoyu
yoklamalanna destek
olması gereken
bilgiler, ciddi
sınırlamalar ortaya
çıkarıyor. Kamuoyu
yoklamalannda
kullamlan araçlar,
örneğin mülakat
cetveli veya soru
kâğıdı Türkçeye
çevriliyor oysa
bunların Türk siyasi
kültürüne
uyarlanması
gerekir.
"Artık her seçim döneminde
ahşageldiğûniz şeküde, gerek ka-
muoyu, gerek siyasi çevreler dik-
katlerini bir kez daha secmen
davranışlannı ve seçim sonuçla-
ruu tahmine yönelik araştırma-
lar üzerinde yoğunlaştırdılar.
Doğai olarak basın da -son haf-
talarda sayı olarak da bir hayli
artan- bu tür nabız yoklamala-
nnın her türlüsüne geniş yer ayı-
nyor. 20 ekim seçimlerine ilişkin
araştırmalann sonuçlannı yo-
rumlamadan önce, birkaç
önemli noktaya dikkat etmemi-
zin yararlı olacağını düşü-
nüyorum.
Birincisi, bu araştırmaların
önemli bir kısmı özel örneklem-
lere (Istanbullular, filanca üni-
versitenin öğrencileri vb.) dayan-
maktadır ve bu bulgulann bü-
tün Türkiye seçmenlerine genel-
lenmesi son derece yanıltıa olur.
Ikincisi, bu furya içinde, gü-
venilirliği son derece kuşkulu
birtakım "araştırmalar" da ya-
yınlanabilmektedir. Bunlann
bazılan, iyi niyetle yapılan, fa-
kat önemli metodolojik zaaflar
taşıyan çahşmalardır. Küçük bir
bölümünün ise, kamuoyunu
yansıtmayı degil, yönlendirme-
yi amaçlayan "sonuçlar" oldu-
ğu izlenimi vardır. Şüphesiz, uz-
man metodologlann dışında,
kimsenin araştırmalan bir kali-
te kontrol süzgecinden geçirme-
leri beklenemez. Ancak, hiç de-
ğilse a) yapanı, b) yaptıram (yani
maddi desteğin kaynağı) ve c)
aynntılı metodolojisi açıkça ilan
edilmeyen "araştırma"lara faz-
la itibar edilmemelidir.
Ve nihayet, basınımız bu araş-
tırmalann sonuçlannı yorumlar
ve manşet haline getirirken
önemli bir yanılgıya düşmekte-
dir. Bir haftadan ötekine mey-
dana gelebilecek çok küçük
(3rtizde bir, hatta yüzde yanm gi-
bi) değişmelere büyük önem at-
fedilmekte ve bu daJgalanmalar
"filanca partinin desteği antı"
ya da "falanca parti ikinci sıra-
ya çıktı" gibi başhklara dayanak
oluşturmaktadır. Oysa en mü-
kemmel araştırmalann bile iki
kere üst üste tıpa tıp aynı sonu-
cu vermesi beklenmez.
1000-1500 kişiye dayalı araştır-
malann -her iş kitabına uygun
olarak yapıldığı zaman dahi-
yüzde 3-4 dolaymda bir hata pa-
yı içermesi doğal karşılanır:'
Prof. Dr. Ersln Kalayeı-
(Bogazlçl)
Seçimlerden önce yoğunlaşan
kamuoyu yoklamalan artık
Türk siyasal hayatının bir gele-
neği haline geldi. Bir başka ye-
ni gelenek de her seçim sonra-
sında, o seçime ilişkin tahmin-
lerdeki büyük yanılgılar nede-
rüyle kamuoyu yoklamacdannın
mazeret bulrrıa ve günah çıkar-
ma furyalan oluyor. Nitekim,
Gallup'un yurtdışmdan bir uz-
man göndererek 1991 genel se-
çimleri tahminlerinde kullanma-
sı aynı olgunun bir diğer uzan-
tısım oluşturuyor. Kamuoyu
yoklamaiannda kullanılan araç-
lar, eleman ve kamuoyu yokla-
malanna destek olması gereken
bügüerin eksikliğj buradaki cid-
di sırurlamalan ortaya çıkanyor.
Kamuoyu yokiamalarına destek
olması gereken bilgilerin eksik-
liği buradaki ciddi sınırlamala-
n ortaya çıkanyor. Kamuoyu
yoklamalannda kullanılan araç-
lar, örneğin mülakat cetveli ve-
ya soru kâğıdı, yalnızca çevrile-
rek Türkçeye aktanlıyor. Oysa,
bunlann Türk siyasal kültürüne
uyarlanması gerekmektedir. Bu
henüz pek başvurulan bir yol
değildir. Falih Rıfkı Atay'ın de-
yişiyle "Şarkta (Doğuda) yalan
söylemek ayıp değildirf' Ancak,
ankette sorularınıza alınan ya-
nıtlarda "gercek olmayaru", ger-
çekten ayırt edilemezse, bilgi de-
ğil yanılgı derlemiş olursunuz.
Gerçek duygu ve düşüncelerini
açıklamaktan çekinmeyenler
için hazırlanmış bir teknikle,
"kamuya açıklanan bilgi acaba
bana ileride zarar verir mi" di-
ye düşünen insanlara yaklaşmak
ne derece verimlidir? Maalesef
bu sorunun yanıtını da bümiyo-
ruz. Anketör olarak kullanılan
elemanlar da "kopya çekmenin"
bir norm olarak yaygın olduğu
bir kültürün tam ortasından
derlenen "üniversite öğrencisi
anketçiler"dir. Kopya çekmenin
çok ayıp olarak kabul edildiği
bir sistemin elemanlan için ge-
liştirilen teknikJer, acaba bunun
tam tersinin yaygın olduğu bir
ortamda verimli midir? Bu so-
runun yanıtını da vermiş değiliz.
Nihayet, Devlet Istatistik Ensti-
tüsü gibi toplu veri üreten ku-
rumlann derlediği bilgilerin za-
man zaman yetersiz kaJması ne-
deniyle, örneklem çekmek için
kullanılan teknikler de ciddi so-
runlarla karşı karşıyadır. Oysa,
temsili ohnayan bir örneklemle
seçim sonuçlannı doğnı tahmin
etmek ancak mucize olur. Bu
konularda ciddi sorun ve engel-
ier varken, seçim sonuçlannı
doğnı tahmin etmek bir hayli
şansa kalmış olmaktadır. Eğer
bu sorunlan aşmak için çok cid-
di caba gösteriliyorsa, o zaman
şans unsuru daha az etkin olur.
Ancak, hangi kamuoyu kurulu-
şu bu çabayı gösteriyor, bizce
malum olmadığı için hangi ka-
muoyu yoklamasının seçimleri
doğnı tahmin ettiğini kestirmek
de olanaksızdır.
CÜNEYT ARCAYUREK
YAZfYOR
20Ekinfi Unutmuş
Mesut Bey,
2000 Seçimlerinde!
ANKARA — Mesut Bey, seçim kampanyasının Demirel1
le Çankayalı arasında -içeriği sade insanı fazla
ilgilendirmeyen- atışmalaria geçeceğinden kaygılanıyordu.
O zaman "iki dev arasında" ezilecekti. Sesi duyulmayacaktı.
Korktuğu galiba başına geliyor.
TÖ, Romanya Meclisi'nde biraz alkış topiadı ya, geziye ka-
tılan gazetecılere göre bir keyiflenmiş, bir neşelenmiş. Prag
yollannda Demırel'e yükleniyor. Oysa düne dek bu çığnn açıl-
masına karşı çıkan bizzat kendısiydi. TÖ bu! Dün öyle, bu-
gün böyle.
Demirel'e saldırması doğal. Oturduğu koltuğu kın tutmuş.
Demirel korkusu sarmış. Ya, yazılmasına izin vererek daha
geniş çevrelere yayılmasını istediği söyleşide Mesut Bey'i
harcamasına ne demeli?
"Konuşmayan Başbakan" diye alaya alıyor Mesut Bey'i,
Seguela'nın propaganda filmleriyle dalga geçiyor. Mesut
Bey'i koruyan bir cümle eklemeyi savsaklamıyor. Piramrtle-
re özgü sessizliğin "bir seçim taktiği" olabileceğinden dem
vuruyor.
Kaldı ki, Mesut Bey'e haksızlık ediyor. Turfanda Başba-
kanımız önceki gün partisince düzenlenen "Gençiik Komis-
yonu"nda ustasını hayran bırakacak, çtrağından övgülerini
esirgemeyeceği bir konuşma yaptı.
Magic Box'taki haberleri izleyenlerin hayli eğlenceli bul-
duğu sahne şöyleydr Toplantı, adından belli, gençiik sorun-
lanyla ilgili. Küçük salondaki görüntü, kalabahk. Mesut Bey
gençlığın, geleceğımizin mimarı olduğunu ayrıntılanyla açık-
larken kamera, izleyicıler arasında oturan uzun beyaz sa-
kaliı, yaşı altmışlarda bir partıliyı sık sık ekrana getırdi. Genç-
iik toplantısında yerı ve işı ne, bu tabıi anlaşılmıyor
Beyaz sakallı 6O'lık „ _ . . . . ..-,. . • . „
dede Mesut Beyi ai- Zımnı işbirliği içinde
kışlayacağı yerde, ağ- Olduğunu Saklamadlğl
yanakianndan sakai- Inonu yu "ıhtıyar" diye
lanna. Neden ağiıyor, horlayan Mesut Bey, 20
iirSS^i
Eki d
Bey'e, beiki musaiia lken
enşemeyeceğı
taşma yattı yatacak iktidara, dokuz yıl sonra
T ^ n d a Başbaka-
2
° Ekim 2000 yrimda, 53
n.m.z işte böyiesi yaşmda kavuşmayı
gençierin sustuğu, ıh- kabullenmiş bir kez. 20.
yişlerindenbirinidaha ^- yÜZyilda İh
patiatıyor. "öteki lider- düşlemek herkesin harcı
ierin aklı 21 ekimdey- r/eÖ/V
miş, Mesut Bey'in ak- * '
lı -20 Ekim gününde mi, hayır- 21. yüzyıldaymış." Bugünleri
halletti, gözünü 20 Ekim 2000 seçimlerine çevirdi. Kırk bir
kerre maşallah, Allah nazardan saklar turfanda Başbaka-
nımızı ınşallah!
"Zımnı işbirliği içinde" olduğunu saklamadığı Ecevıt da-
hil, Demirel'le "nönü'yü "ihtıyar" diye horlayan Mesut Bey,
20 Ekim 91'de, 44 yaşmda iken erışemeyeceği iktidara, do-
kuz yıl sonra 20 Ekim 2000 yılında, 53 yaşmda kavuşmayı
kabullenmiş bir kez. 20. yuzyılda iktidar olamayıp 21. yüz-
yılda iktidar düşlemek herkesin harcı değil.
"Ülkeyi kan gölüne dönüştüren, ekonomiyi iflasa götüren
eski politikacıların bugünlerin çok gerisinde kaldığını" söy-
leyen Mesut Bey, bu türden akıl çelmelerin seçmen mantv
ğına çok uzak düstüğünün ne bilincinde ne de farkında. Tıpki
ustası TÖ gibi. TÖ de yurtdışında, 12 Mart'ta şapkasını alıp
gittiğini yineteyerek Demirel'in sırtından prim yapmaya ça-
lışıyor.
İyi ama 12 Mart ertesi, Esenboğa Havaalanı'nda bir rast-
lantı eseri izledığım, kısa boylu, şişman bacaklarını zorla-
yarak o gümrük memurundan bu emnıyet görevlisine koşan
Demirel'in "sabık ve sadık" müsteşarı değil mıydı? ABD'ye
gıdecek uçağa bınmesı askerlerce engellenen "sabık ve
sadık" müsteşann elınden yine Demirel tutmamış mıydı? Bu
öyküler çok önceleri yazıldı; ama TÖ, eski ve kırık bir plağı
elinden düşürmüyor. Raflarda tozlanan masallarla halk in-
dinde güç tazeleme peşinde.
LJderlerle "baş basa" kaisa, haklanndan gelirmiş. Pekâ-
lâ!.
İstifa et. Kim kimin hakkından gelirmiş görelim.
Hodri!
İKTİDARA ELEŞTİRİ \AĞMURU
Çiüer: ANAP
demagoji yapıyor
DYP Genel Başkan Yardımcısı Tansu Çiller,
"Ekonominin sorumlusu kim? Enkazcı Işm
Çelebi mi? Yoksa minder kaçağı Pakdemirli
mi?" dedi.
tç PoUtika Servisi — DYP
Genel Başkan Yardımcısı Tan-
su Çiller, iktidar partisinin
'demagoji' vaptığını belirterek
"Ekonomiden kim sorumlu?
Enkazcı Işın Çelebi mi yoksa
minder kaçagı Pakdemirli mi"
diye sordu.
Dün bir basın açıklaması ya-
pan Çiller, ANAP ve SHP yö-
neticilerinin şaşkınhk içinde ol-
duğunu bildirerek Işın Çelebi'-
nin üç ay önce başansızlığı do-
layısıyla hükümetten dışlandı-
ğuıı söyledi. Çiller, "Çelebi bu-
gün hangi sfatia konuşmakta-
dır? Ülkeyi bir ekonomik en-
kaz haline getiren kendi bece-
riksizlikkridir. Anlaşılan Işın
Çelebi gitmemiş, perdenin ar-
kasuada kalnuşbr. Anlaşılan
bugünkü bokümeti de dfinkö
gidenler yönetmektedir. Anla-
şılan kötü gitmiş, beter
gelmiştir" dedi.
Çiller, Yıhnaz hükümetinin,
Akbulut hükümetinin sözcüle-
rine sığjndığını da belirterek
bugünkü hükümetin Akbulut
hükümetinin devamı olduğunu
iddia etti. Tansu Çiller şöyle
konuştu:
"Sayın Yılmaz da Sayın
Pakdemirli de minderden kaç-
makta. Eski yenik pehhvan Işın
Çelebi yi mindere sürmektedir.
20 Ekim trenini kaçıran ANAP
şaşkınlık içindedir. ANAP'a
soruyonım, ekonomiden kim
sorumlu? Enkazcı Işm Çelebi
mi yoksa minder kaçağı Pak-
demirli mi?"
Açıklamasında SHP'yi de
eleştiren DYP Genel Başkan
Yardımcısı, SHP'nin hâlâ eko-
nomide çağdışı bir anlayışı ser-
gilediğini ileri sürdü.
Çiller şunlan söyledi:
"SHP, ekonomı bilimindeki
değişim ve gelişimi kaçırdıfı
için milletin güvenini kaybet-
miştir. Türk ekonomi basını,
tarihi bir misyonu yerine getir-
mîştir. Ekonomi politikasını
demagojiden kurtanp seviyeli
bir tartışma ortamına çekmiş-
Ür. BİZ de halkımiT<<an aldlğl-
mız güçle, DYP'nin modelmi
kamuoyunun tarbşmasına sun-
duk. Ekonomi politikasımn
kıymetini bilmek ve ucuz de-
magojilerden vazgeçmek şart-
ör. DYP olarak işte programı-
mız diyoruz. tnsan haklanm
öne alan, demokrasiye tutku Oe
bağlı ve dttnya ile bütünleşme-
yi hedefleyen ilkelerimizde
Türk kadınına, işçimize, me-
munımuza, esnafımıza, köylü-
müze, sanayicünize ve tüm
Türk halkına dttnya ile bütün-
leşen hak, adalet ve refah he-
defliyonız. tşsizlik sigortası,
sağlık sigortası, sosyal sigorta
kurumlannın tek çatı altında
toplandıgı ve vergi adaletinin
<gğfan<tıgı bir refah toplumunu
Türk insanı için gercekleştire-
cefu."
MOBLELI, TAM KONFORLU DAIRE
Sahibinden Göztepe Cengiz Han Sokak'ta 160 m2
möbleli, beyaz eşyalı tam konforlu daire satılıktır.
Tel: 337 77 88