18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılık Türk Anomm Şırketı adına Berin >»di # Murahhas Üye. Esüne Uşaklıgil # Genel Yayın Mudüru: Hasaa Ceraal, Yazı tşlen Müdurü. Okaj Gonensin # Haber Merkczı MüdürO' Yalçu Bayer, Sayfa Düzenı Yönetmenı: Ali Acar • Timsılcıler ANKARA: Ahmet T»B, İZMİR-. Hikmtt Ç«ti»W»ya, ADANA Çctin Yigeaoglu lç Poiıtıka Cdal Başlangıç, Istanbul Habtrlen Şea«] lUlkan, Ekononu Mcnl Tamnr, Dış Haberler Ergun Bala, lş-Sendıka Şoluu Kctcoci, Kültür Cdal IFıter, Eğıtım Geacıy Şt)Un, Yurt Haberlen Necdet Dogan, Spor Danışmanı AbduOuulir Yncelmu, Dızı Yazılar Kcnm Çalışkuı, Arajtırma Şakin Alpay, Duzeltme AMallak t u o 9 Koordınalör Akoul Konünn 0 Malı lşler Erol Erfcut 9 Muhasebe Buknl Yeaa •> Bütçe-Planlama. S«ıi OMnantKşeoJhı # Reklam Arsc Torun Q ldare Hascyin Garer 4 tjletme Önder Çeük % Bılgı-lşletn Naıl tıul 9 Personel S«vgı Bosuncıoglu favm Kundu Başkan tlluıı Selçuk, Oktay \kbal, Yalçın Baytr, Hasan Cemal, Hikmcl Çetinkaya, Okaj Goneasin, Ugor Mumcn, Alı Sırmen, Ahmet Taa Basan ve Kıvon. Cumhunyet Matbaaolık re Ga2ctealik TA.Ş. TUrkocağı Cad. 39,4] Calaloğlu 34334 lst PK 246 lstanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Telot: 22246, Fax (1) 526 60 72 • Bıirolar Ankara: Zıya Gökalp Bh Inkılap S. No: 19/4, Tel 133 11 4M7, Tetet 42344, Fax- (4) 133 05 65 0 tzmir H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Td 13 12 30, Telra 52359, Fax (51) 19 53 60 % Adune Inönü Cad 119 S. No. 1 Kal 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Telcı 62155, Fa*. (71) 19 25 7» TAKVİ.M- 22 EYLÜL 1991 tmsak: 5.18 Güneş: 6.44 ögle: 13.02 Ikindi: 16.27 Akşam: 19.10 Yauı: 20.30 Kıyılann 'mavfleşmesi 1993'e kaldıMavi bayrak uygulamasına geçilmesi, ödenek ve altyapı yetersizliği nedeniyle gecikiyor, 'Mavi bayrak' plajlarda ve marinalarda deniz suyu temizliği ile hizmetin yeterli düzeyde olduğunu gösteriyor. GÜNEŞ GÜRSON ANKARA — Türkiye kıyı- lannın deniz suyu temizliği ve hizmet düzeyi açısından AT standartlanna kavuşması, öde- nek ve altyapı yetersizliği nede- niyle ertelendi. AT Avnıpa Çevre Eğitimi Vakfı'nca (FE- EE) yürûtülen "Mavi Bayrak" kampanyasına Türkiye, gerekli altyapı ve kriterler oluşursa an- cak 1993 yılında başvurabile- cek. ÇevTenin konınmasııu amaç- layan ve bir anlamda "ödüUea- dirme" olarak nitelendirilen "mavi bayrak", plajlarda ve marinalarda deniz suyu temiz- liği ile hizmetin yeterli düzey- de olduğunu gösteriyor. 1990 yılına kadar yalmzca AT ülke- leriyle sınırlı tutulan kampan- ya kapsamında 697 plaj ve 160 marinada mavi bayrak bulunu- yor. Turizm Bakanlığı, öncelikle belgeli turistik tesislerin yoğun- laştığı, karadan kirlenmenin denetlenebildiği ve laboratuvar olanaklarının "iyi" olduğu bölgelerde, mavi bayrak uygu- lamasına geçmek amacıyla bu yıl çalışmalara başladı. tlk aşa- nıada, mavi bayrak aknabilme- si için gerekli ölçütlerden han- gilerinin eksik olduğu araştınl- dı. Bakanlık, butun kıyı valilik- leriyle yazışarak önerilerini ve eksiklerini büdirmelerini istedi. Valiliklerden gelen bilgiler çer- çevesinde, kıyılarda deniz suyu analizı yapacak laboratuvarla- rın "aygıt", "taşıt" ve "per- sonel" bakımından eksiklerı bulunduğu saptandı. Turizm Bakanlığı yetkilileri, Turkiye'nin bu kampanyaya katüabilmesınin "para temi- Bİne" bağlı olduğunu kaydede- rek "Önumuzdeki yılın büıee- si için yaklaşık 2 milyar lira ödenek istendi. Ancak bütçe- nin olduğu gibi geçmesi çok zor. Kırpılma olacaktır. Elde kalan miktara gore kıyı coğraf- yasuu belirieyeceğiz" diye ko- nuştular. Mavi bayrak için gereken de- niz suyu temizliği analizlerinin "her nokta" için bir deniz se- zonunda en az 5 kez yapılması ve analiz sonuçlanmn yetkili kamu kurumlannca onaylan- ması gerekiyor. Türkiye'de her ilde bulunan il sağlık mudürlü- ğü laboratuvarları, yalnız "koli" analizi yapıyor. Koli dı- şındaki unsurlan ölçmek için bu laboratuvarlann personel araç ve gereç olanaklannın ye- tersiz olduğu behrtiliyor. Tunzm Bakanlığı'nın kam- panyayı A'dan Z'ye yuklenme- sinin "raümkün olmadıgı, tu- ristik tesislerin katılunının sag- lanması gerektigi" kayde- dedildi. Türkiye yeniden Turkey' oldu ANTALYA (Cumhuriyet Bıi- rosu) — Turizm Bakanı Bülcnt Akarcalı, uluslararası ilişkilerde Ulke adının tekrar "Turkey" ola- rak kullanılacağını açıklâdı. Antalya Turizm Koordinas- yon Kurulu toplantısına başkan- hk yapan Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, kurulun "tanıtım şirketi" kurma çalışmalaruu destekledigini belirterek bakan- lık olarak reklam değil, tanıtun organizasyonlanna ağırük vere- ceklerini söyledi. Akarcalı, Türk turizminin Avnıpa pazarlannda yerini aldığını, bölgelerin kendi reklam ve taıutunlannı yaparak Türkiye'ye gelen turistlerin ken- di bölgelerine gelmesini sağlaya- caklannı kaydetti. Akarcalı, tn- gilizce "hindi" anlamına geldi- ği için "1urkey"i değiştirip "Türldye" olarak kuUanılmaya başlanan ulke adının yeniden "Turkey" olarak kullanılması karannın alındığını söyledi. Akarcah şöyle dedi: "Bnndan sonra tekrar Turkey adını kullanacağız. Çıinkü bu Türkiye' ile biriikte Amerika ile UişkUerimiz donacaktı. Ameri- ka'da bıitün bilgisayar program- larında milyarlarca dolariık programlarda 'Turkey' yanyor. 'Türkiye' yazddıgı zaman her şe> duruyor. Onun için tekrar 'Tur- key' olarak kullanılması karannı aldık." "SOS Türist" sisteminin ku- rulacağını açıklayan Bakan Bü- lent Akarcalı, bunun için Mali- ye Bakanhğı'ndan kadro izinle- rinin ahndığını ve PTT ile görü- sülüp telefon numarası alınaca- ğını beürtti. SOS Türist Servisi ile zor durumda olan bir türist, bu telefonu arayıp herhangi bir sorununu anlatacak ve ekipler gerekiyorsa hemen o tunstin ya- nına gidip yardıma olacaklar. Alman başkomolos vekili Johannes, vize almak isteyenlere dürüst davmnmalannı öneriyor Vize almak zor zenaat"Vize başvurusunda bulunmaktan korkmayın. Dürüst olun yeter" diyen Alman Başkonsolos vekili Dr. Berthold Johannes, "Vizeyi veren biz değiliz. Almanya'daki Yabancılar Dairesi karar veriyor. O nedenle cevap gelmesi bazen uzun sürüyor, kurunun yanında yaş da yanıyor. Dürüst insanlar başvurduğu zaman, ufak bir pürüzde onları bekletebiliyoruz" diye konuşuyor. VEDAT YENERER ~ Insanlann yurtdışına "kapak atma" özlemleri mutlaka bir macerayı doğurur. Kimi zaman bu basanyla, kimi zaman da hüsranla sonuçlanır. Derken, bir baska ekmek kapısı aranmaya başlanır. O kapı da kaparunca- ya kadar sürer savaşımı... Vize almak zor zenaat... Şimdi de lstanbul'daki Al- manya Başkonsolosluğu'nun vi- ze departmanındayız. Her za- man gişenin önünde olan olay- ları, konuşmaları birilerinden duyarız. Bir de gişenin arka U- rafında gelişen olaylan biraz iz- leyerek, biraz yetkililerden din- leyerek aktaralım: Başkonsolos Vekili Dr. Bert- hold Johannes, yılda yaklaşık 100 bin vizenin verüdiği lstan- bul Almanya Başkonsoloslu- ğu'nda bazı insanlann kimi za- man vize alamadığını ve bu ne- denle yasadışı yollara başvur- duklarım belirterek, "Biz iki toplum arasında huzursuz bir ortam yaratmak amacında degi- liz. Ama maalesef zaman zaman vize ile ilgili olarak üzucü sah- tekârlıklar oluyor" diye konuşu- yor. VtZE BÖLÜML — tstanbul'daki Almanya Başkonsolosluğu'nun vize bolumunde yaklaşık 40 ki- şi çalışıyor. Başkonsolos Vekili Dr.Bertbold Johannes (ayaku) 3 aylık vize için 20, 3 yıllık vize için 40 DM, aile birlesimi vizesi için 30 DM istediftini soyluyor. Dr. Johannes, sahte oturma izni, pasaport ve evrakların çok çabuk anlasıldığıru, kimi zaman komik olayların da olduğunu anlatarak söze şu örnekle giri- yor: "Birisi, Alman>-a"dan alınmıs ikamet tezkeresini uzatmak için yasadtsı yolu kullanıyor. Ve uze- rine 25.12.1990 tarihini yazı- yor. Buna inanmak mumkun degil. Çunkii o tarihte Alman- ya'da Noel nedeniyle devlet da- ireleri kapalıdır. Ama Topkapı ve Laleli'de bu işleri yapanlar. bunlan hesaba katmıyorlar." Başkonsolos sık sık yasadışı evraklara rastlanıldığını ve bu konuda konsoloslukta uzman ohnamasma rağmen çahşanlann tecrübe kazandığını belirterek konuşmasım şöyle surdüruyor: "Şahıs bir şirkette calıştıgını söyhiyor ve o şirketin antedi kâ- ğıdını getiriyor. Biraz araştırdı- gunızda ya anteüi kâğıdın sah- te olduğu ya da bu kişinin bir siıre önce bu işyerinden aynldı- guu ögreniyoruz. Bu durumda vize vermemiz söz konusu değil- dir. Aynı sekikk devletten gidip çiftçilik belgesi alıyorlar. Daha sonra bize geüp vize istiyor. Biz de arazi sahibi olduğu için veri- yoruz. Bn kişi bütün arazisini satıp Almanya'ya gidiyor ve da- ha sonra Mçbir şeyim yok deyip Utica isteminde bulunuyor. Ba- zı Işadamlan da Almanya'da bir f uara katdacağını söylüyor. Ay- nı fuarda bir stand kiralıyor. Bi- ze gelip kiraladığı standın kâğıl- lannı gösteriyor. Dogal olarak vize veriyoruz. Ama daha son- ra Almanya'dan dönmeyip Uti- ca isteminde bulunuyor." DT. Berthold Johannes'le bir sure sonra vize bölumune git- mek üzere yola çıkıyoruz. Gü- müşsuyu'ndaki tarihi Alman Başkonsolosluğu bmasında ko- rıdorları ve bahçeyi geçtikten sonra vize bölumune giriyoruz. Yaklaşık 40 kişinin çalıştığı "an kovanuu" andıran bir yer. Bir- çok oda var. Kimisinde bilgısa- yarlar, kimisinde 5-6 bin arasın- da geçici vize başvurusunun bu- lunduğu elektronik dosya arşi- vi bulunuyor. Çalışanlann ara- Çevreci öneriler bazı çevrelerin hoşuna gitmedi Ankara'da sona eren Çevre Şûrası, ekolojistlerle resmi ve özel sektör temsilcilerinin sert tartışmalarına sahne oldu. Çevreci önerilerin çoğu, sektör temsilcilerinin itirazlan üzerine 'yumuşatüarak' kayıtlara girdi. ABD'deyayımlanan"NowHCanBeTold"adlıtele- J ^ vizyondergisi, yaklaşık 30yılonceintiharedenunlu sinema yıldızı Marilyn Monroe'nun 19 yaşındayken çekilmiş bir fotoğrafını vavımladı. O zaman- lar Norma Jean Dougberty adıyla tanınan Maril) n Monroe'nun fotograf ının Radioplane Şirketi- nin fabrikasında işçi olarak çalışuğı donemde çekildiği de haberde betirtUiyor.(Fotograf:REUTER) HÜRRİYET UYMAZ ANKARA — Çevre Şûrası, Türkiye'de ilk kez çevrecilerle doğal dengeterin bozulmasında büyük payı olan resmi ve özel sektör temsilcilerini karşı karşı- ya getirdi. Turizm, sanayi, ener- ji gibi sektörlerin doğal denge- leri tahrip etmelerinin önlenme- sine yönelik öneriler engelleme- lerle karşılaştı. Çevrenin ve doğal kaynakla- nn korunması için yüzlerce öne- rinin getirildiği şûrada çevreci- lerin, turizm, sanayi, enerji ve ulaştırma gibi çevreyi kirleten kamu ve özel sektör uygulama- lannın durdurulması için yoğun çaba harcadığı görüldü. Ancak önerilerin pek çoğu sektörlerin itirazlan üzerine şûra kayıtlan- na ya "yumuşatüarak" girdi ya da soyut ifadelerle geçiştirildi. Komisyonda Turizm Bakan- lığı'nın kıyı ve ormanlann tah- rip olmasına yol açan turizm ya- tırımlannı "dondurma" istemi üzerine de tartışmalar oldu. özel Çevre Koruma Belgeleri adına şûraya katılan delegeler "ülkesel fiziki plau çıkanhnca- ya kadar Turizm Bakanlığı'nın yatak sayısuu dondunnasını" isterken, resmi ve özel sektör temsücüeri bu önerinin yumuşa- tılmasını gündeme getirdiler. Turizm grubunun öncelikle ele alınmasını istediği öneri, itiraz- lar üzerine şûra kayıtlanna "ya- tak sayısının arttınlmasının bir sure ertelenmesî" diye girdi. Çevrenin korunmasına yöne- lik önerilerin esnek tutulmasını isteyen temsilciler, daha çok enerji, maden, sanayi gibi çev- reyi kirleten alanlardan gelenler- di. Ekonomi ilkelerinin çatıştı- ğı "sektörel çevre sorunlan" komisyonunda çevrecilerle "kirleten sektör temsUcileri" arasında geçen tartışmalar Çev- re BakanlığYnın doğal dengele- ri korunmasına yönelik bu sek- törlerle başlatmayı planladığı iş- birliğinin ne derece başarıh ola- cağını da göstermesi açısından önem kazandı. Komisyonda çevrecilerin "antma tesisleri ve eski teknolojilerin iyiieştirilme- sini" amaçlayan önerileri, sanayicilerin 'sanayidmiz bunu yapamaz. Çok para ister" itiraz- larıyla karşılaştı. Hava kırliliği- nın azaltiüTiası için fuel oildeki kukurt oranının smırlandınlma- sı önerisi "hükümetin ithalat politikalanna dokunuyoruz" uyarısı yuzünden sert tartışma- lara sahne olurken çevreciler öneriler de kayıtlara zorlukla gi- rebildi. Sulak alanlann korun- masına ilişkın karar da çevreci- lerin başarılanndan biri sayıldı. Çevrecilerden gelen önerilerin pek çoğu Çevre Yasası'ndaki hükümlerin değiştirilmesine yö- nelikti. Çevreciler, katıldıkları tum komisyonlarda ekonomi ve kalkınma hedefleri uğnına çev- renin yok olmasına meydan ve- recek kararlann kayıtlara gir- memesi için çaba harcadılar. sında Türklerin de bulunduğu zaman zaman olan diyaloglar- dan anlaşılıyor. Sırayla odalara giriyoruz. Dr. Johannes anlatmaya başlıyor: Vızelerin normalde ıki günde verildiğini, ancak uzun bekleme süresinden sonra verılen vizeler için de üzuntu duyduklarını söy- leyerek, "Vizeyi veren biz deği- liz. Almanya'daki Yabancılar Dairesi karar veriyor. O neden- le cevap gelmesi uzun sürüyor. Bazen kurunun yanında yaş da yanryor. Dürüst insanlar başvur- duğu zaman ufak bir purüzde onlan bekletiyoruz" diyor. Vize isteminde bulunan kışi- lerin önce Alman yetkililere du- rüst davranmalannı ve korkma- malarını söyleyen başkonsolos, kendılen için önemb' olanın, ki- şinin "Türkiye'de yerleşik" ol- ması olduğunu ve bunun da ta- pu, SSK belgesi gibi evraklarla anlaşılabileceğini vurguluyor. Vize bölümünun dosya oda- lanndan birine giriyoruz. Bilgi- sayardan rastgele isimler çıkar- tarak durumlarmı anlatıyor. Vi- zelerin içinde en çok sorun ya- ratan vizenin "aüe birieşimi" vi- zesinin olduğunu söyluyor. Dr. Johannes, konuyla ilgili sözleri- nı şöyle surduruyor: "Anne baba Almanya'da, ço- cuk burada bir yakının yanında bıiyıiyor. Okul yok, iş yok, ya- kınlannın durumu kotu. Asker- lik cağı geldigi zaman askerden kaçmak için Almanya'ya gitmek istiyorlar. Biz de zor durumda kalıyoruz. Versek orada sorun olacak, vennesek biz kötü ve ırkçı olacağız. Aynca vatandaş- lann arasında imam nikâhlı olup da eşinin yanına ısraria git- mek isteyenler de çıkıyor. Eğer bir ögrenci olsa vizeyi hemen ve- riyoruz. Türkiye'de üniversiteyi kazananlar, maddi durumu da engel teşkil etmiyorsa vizesini aür. Biz ogrencilerin dunyayı ge- zip görmelerinden yanayız, ufuklannı genişletsinler. Diger toplumlann >aşay<şlannı gorüp arkadaşlıklar kursunlar. Ama universite kâğıtlannı bile sahte getirenler var." Gişe bölümü Vize bölümünun gişeler kıs- mına giriyoruz. Içeride 2 turis- tik vize, 2 ticari ve aile birieşimi vizesi ile 1 kultur ağırhklı (eği- tim ve burs) vize gişeleri var. Başkomolos dışandalci kalaba- hğı gösteriyor. Hiçbir vize mü- racaatçısuun bürolara gitmemesi gereküğini, kendı başlarına ev- raklanyla müracaat etmelerinı söyleyerek, "Bizim formlanmız Türkçedir. 3 aylık vize 20 DM, aile birieşimi vizesi 30 DM ve 3 yülık inandığımu ve tanıdıgunız insanlara verdiğimiz vize de 40 DM'dir. Bunun dışında çok pa- ra verip alınan vizeler sahtedir. Vatandaşlann bunlara inanma- malan gerekir" dıyor. Vizelerin verildiği yerde bulu- nan konsolos yardıması Günter Plagmann, sahte düzenlenmiş farkh firma isimlerinin yazıb ol- duğu antetlı kâğıtlan gösteriyor. Vizesi verilecek olanlar için Al- manya'dan gelen yapıştırma kâ- ğıtlar bilgisayann yazıcısından cıkıyor. Bu arada Plagmann, sahte vergi levhası ve diğer kâ- ğıtlardan söz ediyor. Bir süre ön- ce yine aym şekilde sahte evrak ve pasaportla başvuran lranlı bi- risine bıle bile vize verildiğini anlatıyorlar. Nedenini ise Dr. Johannes açıkhyor: "Bu adam poüs tarafından aranan bir kimseydi. Türk poli- siyle işbirliği yapıp ona vize ver- dik. Almanya'ya gitmesini sağ- ladık. Orada takibe alındı ve bir sure sonra suçüstu yakalandı. Uyuşturucu, pasaport ve silah kacakçılığı arasında çok büyük bir ilişki vardır." Almanya'nın lstanbul'daki başkonsolosluğunda görevli Başkonsolos Vekili Dr. Berthold Johannes, vize alacak vatandaş- lara tekrar aynı öneride bulunu- yor: "Vize başvurusunda bulun- maktan korkmayın. durust olun yeter." Bilgisayarda aksaklıklara neden olan küçük programlar hızJta çoğalıyor 'Artık sizin de bîr virüsünüz var'Bilgisayar virüsleri disketler aracılığıyla elden ele dolaşan programlardan bulaşıyor. Bazı virüsler telefon hattı, radyo dalgalarıyla kıtalararası bir yayılma bile gösterebiliyorlar. HAKAN KARA / MERİH AK İZMİR — Sabah işinize geliyor, bilgisayan- nızı açıyorsunuz ve karşınıza bir mesaj çıkıve- nyor: — Merhaba, artık sizin de bir virüsünüz var. Türkiye'de bilgisayar kullanımının yaygınlaş- masıyla virüsler her geçen gün daha çok kişinin korkulu rüyası haline gelmeye başladı. Uzman- lar, Türkiye'de korsan programlann yaygın bir şekilde kullanımının bilgisayar virüslerinin de hızla çoğahnasına yol açtığım beürtiyorlar. Vi- rüslerle biriikte bunlardan korunmak ya da on- lan saptayıp temizlemek için kullanılan "viriis •vası" programlar da giderek yaygınlaşıyor. Dünyada virüsler üzerine bilimsel çahşmala- nn 1960'larda giderek yoğunlaştığı belirtiliyor. BUim adamlanna göre dunyada bilinen 800'ün üzerinde virüs var. Bunlar, bilgisayarda yarat- tıklan zararlara ve yayılma biçimlerine göre sı- nıflandınhy orlar. Virüsler üzerinde çalışan ODTU Muhendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümu öğ- retim Uyesi Dr. Ali Arifoglu, virüsleri "Bilgi- sayarda ceşitli aksaklıklara neden olan küçük programlar" biçiminde tanımhyor. Bu program- lara virüs adının takılmasının nedeni biyolojik virüslerle şaşırtıcı bir benzerliğe sab,ip olmasın- dan kaynaklanıyor. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde virüsler üzerinde hazırlanan bir çahşmaya göre gerek biyolojik virüsler gerekse bilgisayar virüsleri kendi kopyalannı yaraüyor ve bulunduklan ortamda hızla çoğabyorlar. Ki- mi biyolojik virüsler gıda maddeleri aracıhğıyla insandan insana bulaşırken bilgisayar virüsleri disketler araahğıyla elden ele dolaşan program- larla bulaşıyor. Bazı virüsler telefon hattı, rad- yo dalgalan ile "kıtalar arası bir yayılma" bile gösterebiliyorlar. Her iki virüste ortak olan bir başka nokta da belirtiler ortaya çıkmadan bir ku- luçka süresinin yasanması. Mikroyazılım Sistemleri A.Ş. Genel Müdür Yardıması Asuman Bayrak, bilgisayar kullanı- cılannın korkulu ruyası haline gelen virüslerin Türkiye'de de hızla yaygınlaşmaya başladığını beUrtiyor. Türkiye'de henüz bilgisayar ağlannın kuüammı yoğun olmadığından viruslerin bulaş- ması Bayrak'a göre kullanılan "korsan program- lar" aracıhğıyla gerçekleşiyor. Türkiye'de bilgisayar virüslerinin nezle gibi korkunç bir artış gösterdığine dikkat çeken Er- guvan Bilgisayar Şirketi'nden Recep Aktaş, "Ucuz etin yahnisi yenmez misali, ucuz program alacağım diye ileride buyuk masraflara gjrflmek istenmiyorsa kopya programdan kaçuunnalıdır" göruşunu dile getiriyor. Aktaş virüslerin yaygın- laşmasıyla biriikte anti virüs programlarının da giderek arttığını behrtiyor. Ancak hiçbir prog- rarmn piyasadaki tum virüsleri saptayacak nite- likte olmadığına dikkat çekiyor. Her geçen gun pıyasaya yeni virüsler çıktığını belirten Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevli- si Cem Say, bunlan saptayıp yok edebilmek için de virus programlarımn surekli yenı versiyonla- nnın piyasaya sürulduğünü vurguluyor. Virüslerin saldınsından korunmak ya da bil- gisayara bulaşmışsa bunlardan kurtulmak için ne yapmak gerekiyor? Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bö- lumu'nde hazırlanan bir çahşmada konuya iliş- kin bazı önlemler şöyle sıralanıyor: • Tum işieom sbstemi yazdunlannm (MS-DOS için IBMBIO.COM, IBMDOS.COM, COM- MAND, COM) disk üzerinde ayn bir bölümde farklı adlar altında kopyalan tutulmalıdır. • Bir ağa bağlıysanız, biünmeyen hiçbir yazı- lım ahnmamalı, alınan yazılımlar karantina dis- kine sevk edılmelidir. • Ne olduğunu bihnediğiniz bir yazdımı bcda- va olsa bile almaynuz, aldıysanız izole bir ortam- da denemeden kullanmayınız. • Profesyonelliği kanıtlanmış yazılun firma- lanndan bedel ödeyerek yazılım elde etmeyi prensip edininiz. Erciyes'e kar • KAYSERİ (AA) — Kayseri'de bulunan 3916 metre yuksekliğindeki Erciyes Dağı'na önceki gece mevsimin ilk kan yağdı. Erciyes Dağı'nm 3500 metreden yüksek < kesimlerine yağan kar sonucu, Tekır Yaylası'nda bulunan kayak merkezinde gece hava sıcakhğı eksi 1 dereceye, kent merkezinde ise 3 dereceye kadar düştu. YÖK'te atama • ANKARA (ANKA) — YÖK öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atama Yönetmeliği'nin bazı maddelerinde değişiklik yaptı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gıren yönetmelik değişikliğine göre yardıma doçent ve profesörlük için açık bulunan kadrolann en yüksek tirajlı beş gazetenın birinde doçent ve profesörler için aynca Resmi Gazete'de ilan edilmesı gerekiyor. İlgili kurumlar gerekli görmeleri halinde yurtdışında da aday arama girişımlerinde bulunabilecekler. Yönetmelik aynca açık bulunan kadrolara yapılacak başvurulann nasıl yapılacağını, başvuruda bulunanların durumlannın inceleneceği heyetlerin kimlerden oluşacağını, yardımcı doçentler için gerekli görulen dil sınavının hangi esaslarda yapılacağına ilişkin şekil şartlarını içeriyor. Perperene ilgi beldiyor • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Bergama'nın kuzeyınde Kozak yaylasında bulunan antık Perperene kenti ilgi bekliyor. Perperene'nin yerustü kalıntılan açısından Turkiye'nin zengin ören yerlerinden biri olduğu belirtiliyor. Bölgede bugüne dek hiçbir kazı yapılmadığı, antik kentin bulunduğu alanın henuz SİT kapsamına bile aJınmadığını beürten Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, "Antik kent bir yağma ile karşılaşmadan korunmaya alınmalıdır" dedi. 4 New Focus to Ttirkiye' • lstanbul Haber Servisi — Türkiye'yi yurtdışında tanıtmaya yönelik "New Focus to Türkiye" adlı dergi yayın hayatına başladı. Yayın yönetmenliğini Suat Töre'nin yaptığı New Focus to Türkiye adlı ayhk dergi, ulkemizin tarihi ve turistik zenginliklerini lngilizce tanıtacak. Türkiye'den çeşitli turizm etkinliklerini ve haberleri içeriğinde bulunduracak.Yurtiçinde tum turizm sektörüne ve enformasyon ofislerine dağıtılacak dergi, yurtdışında Turizm Bakanlığı temsılciliklerine gönderilecek. DEMİRBANK'TA B İ R İ K İ M L E R İ N İ Z ŞİMDİ DAHA DA İYİ DEĞERLENİYOR. Iste vadeli mevduat faiz oranlan (11.) Süre Faiı ' % 59 3Ay % 69 6 Ay %71 J Yıl % 72 DEMIRBANK "İyi gun! er dıler' Birleşih faiıle yıllık getirisi 77.88 89.00 83.60 72.00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear