18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2EYLÜL 1991+ HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/17 ANAP'a Yine Oy İstedi Özal... (Baştarafı 1. Sayfada) katlanmadı. Her zamanki gibi tarihimizi 1980 önce- si-1980 sonrası diye ikiye böldü. '80 öncesi- ni bir bakıma yerin dibine batırdı, '80 sonra- sını öve öve bitiremedi. '80 öncesi, anarşi ve terör, ekonomik bu- nalım, koalisyon ve istikrarsızlık demekti. '80 sonrası, kurtuluş dönemiydi ve bir yer- de kendisiyle birfikte açılmıştı bu dönem. "Her alanda büyük atılımlar" yapılmıştı. Ûzal'ın deyişiyle, "dünyada bir yıldız gibi pa/iamaya" başlamıştı Türkiye... Bunların tümünü söyledikten sonra '80 ön- cesine hayır çağrısı yaptı Cumhurbaşkanı. "KoaUsyonlara AMfın izniyte izin vermeyin" dedi. "Eskinin karanlık gûnlerine dönmekten kaçının" dedi. "Küçük hesaplarla oy vermeyin, istikran seçin!" dedi. Şimdi sormak isteriz: Cumhurbaşkanı Özal değil de Başbakan Mesut Yılmaz kürsüye çıksaydı, iktidar par- tisinin lideri olarak bundan farklı bir konuş- ma mı yapardı? Herhalde hayır. O yüzden Özal, ANAP'ın "manevi ve dai- mi lideri" olduğunu bir kez daha kanıtladı. Gerçekten Cumhurbaşkanı Özal'ın dünkü konuşması anayasal açıdan tam bir skandal- dır. Hukuk devletini, yasa devtetini böylesi- ne hiçe sayan bir tutumun, bu kez Millet Meclisi çatısı altında sergilenmesi, ülkemiz- de demokrası geleneğinin oluşması ve dev- let yönetiminde bir ciddiyetin yerleşmesi açı- sından bir talihsizliktir. Kuraldışı olmakla hukuk ve yasadışı ol- mayı sürekli birbirine karıştıran ve bu konu- da gözükara bir inatçılığı yıllar içinde alışkan- lık haline getirmiş olan bir cumhurbaşkanı- nın Çankaya Köşkü'nde oturmaya devam et- mesi, ülkemizde siyasal rejimin normalleş- mesi ve demokratikleşmesi açısından sakın- calıdır. Übllarda yine PKK terörü(Baştarafı 1. Sayfada) sına bile giremiyoruz. Gazeteci- ler konuyu bizden iyi biliyor" dedi. Alay komutanlığı yetkili- lerinden bilgi almak isteyen ga- zetecilerin girişimleri de sonuç- suz kaldı. Turistlerin bulunabilmesi için Bingöl-Muş-Diyarbakır üçge- ninde havadan ve karadan yo- ğunlaştınlan operasyon sürer- ken PKK militanlan önceki ge- ce 22.00 sıralannda bu kez Muş- Solhan karayolunu ulaşıtna ka- patarak durdurdukları araçlar- da bulunan yurttaşlardan kim- lik sordular. Konvoyda bulunan Van Gölü fırmasına ait bir oto- büsü, yolculannı indirdikten sonra atese veren PKK'lılar da- ha sonra kaçtılar. Otobüsün bo- şaltılması sırasında yolcular ara- sında çıkan panik yüzünden üç kişinin düserek hafıf yaralandığı öğrenildi. Olayın duyulması üzerine bölgeyi çembere alan güvenlik guçlerinin PKK militanlarını kıstırdığı, çıkan çatışma sonucu üç teröristin ölü olarak ele ge- çirildiği bildirildi. Kaçırılan turistin bulunduğu aracın sürücüsü Ali Kocyiğit, sorgulamasının yapılmasından sonra dün salıverildi. Koçyiğit'- in, alınan ifadesinde olayı şöy- le anlattığı öğrenildi: "Turistler yanıma gelip ken- dilerinj Doğubeyazıt'a götunne- mi istediler. Fiyat konusunda anlaştıktan sonra aynı gfin öğ- len saatlerinde yola çıkbk. Ha- ritaya bakıp karar değiştirdiler ve Bingöl üzerinden gitmemi is- tediler. Ben de yönümü Bingöl 'e çevirdim. Kariıova'ya geldik ve burada bir siıre dolaştık. Akşam Karlıova'da kalmayı önerdim, ancak kabui etmediler. Bingöl'e dogru yola çıktık. Bingöl'e 32 kilometre kala araç konvoyu gördük. Önce jandarma kimlik kontrolü yapryor sandık. Ancak yaklaşınca jandarma olmadığı- nı anladık. Süahlıydılar ve bizi durdurdular. Kara>olundakiler 8-10 kişivdiler. Yolun biraz öle- sinde bulunan derenin orada ise 20 kişi bekliyordu. Bunlardan ikisi bayandı. Araçtan indirdi- ler ve 'Size bir şey yapmayaca- ğız, korkmayın' dedüer. Kim- liklerimizi kontrol ettiler. Tu- ristlerden, iistlerine kalın şeyler giymelerini istediler. Bu arada öniimiizde duran Doğu Ses oto- biisünden de bir turist iodirdi- ler. Bu otobüsün şoföründen de. PKK'ya yardım diye 200 bin lira para aldüar. Bizlerden pa- ra islemediler. Daha sonra tu- ristleri götürmek istediler. An- cak turistler gitmek istemediler. Biraz direndiler, ama fayda et- medi. Silahlı kişiler turistleri yanlanna alarak oradan uzak- laştılar. Ben daha sonra iki ki- lometre yakındaki Dıcalar kara- koluna başvurup olayı anlat- tım." ABD: Pazarlık yok Olayın duyulmasından sonra Bingöl Valiliği, Emniyet Mü- dürlüğü ile Jandarma AJay Ko- mutanlığYnı arayan ABD, Ingi- liz ve Avustralya konsolosluğu görevlilerinin de doyurucu yanıt alamadığı öğrenildi. Bingöl'de bulunan ABD Adana Konsolos Yardımcısı Dean Josef Haas dün yerel yetkililerle görüştü. ABD'nin Ankara Büyükelçi- liği yetkilileri, Bingöl yaJonında kaçuilan Amerikalı turistlerle il- gili olarak bölücü örgüt ile pa- zarlık yapılmasının söz konusu olmadığını bildirdiler. Öte yandan Siirt'in Gökçebağ beldesi yakınlannda kurulu bu- lunan Devlet Hava Meydanları Işletmesi'ne (DHMİ) ait radar istasyonu önceki akşam 22.30 sıralarında bir grup PKK mili- tanı tarafından basıldı. Görev- lileri etkisiz dunıma getiren mi- litanlar, radar aygıtlannı yaka- rak kaçtılar. ATLETtZM Dünya şampiyonası rekorla kapandı Carl Levvisli ABD takımı, 4 x 400 metrede 37.50'lik derecesiyle dünya rekoru kırdı. CÜNEYT E. KORYÜREK s o n a e r d i TOKYO— Geçen pazar gü- nunden beri dünya atletizm se- verlerinin uykusunu kaçıran, gelecek yıl yapılacak olan Bar- celona Olimpiyatlan'nın son bir provası olan 3. Dünya At- letizm Şampiyonası Tokyo'da, epey dramatik olaylar sonunda ve 4x 100'deki dünya rekoru ile Günün sonuçları Cirit ı l u bavaalar: 1. Demeı Xu (Çin) 68.78 met- re, 2. Petra Meıer (Almanya), 68.68, 3. Silke Renk (Almanya) 66.80 4 X 1 0 0 Metre bavanlar: 1. Jamaika 41.94, 2. SSCB 42.20, 3. Almanya 42.33 4 X 4 0 0 metre bavaalar: 1. SSCB 3.18.42 (Oyunlar reko- ru), 2. ABD 3.20.15, 3. Alman- ya 3.21.25 1500 Metre erkrkler: 1. Noureddine Morceli (Ceza- yir) 3.32.83 (Oyunlar rekoru), Erkeklerde 4 X 100'de üçüncü kez dünya rekorunun kırılma- sında yine Lewis büyük katkı- da bulundu ve Amerikan takı- mına ait dünya rekonınu rahat- lıkla kırdı ve rakiplerinden bir- kaç gömlek üstün olduğunu açıkça gösterdi. ABD takımı 37.50 gibi bir derece elde etti. 2. \Vilfred Kirochi (Kenya) 3.34.83, 3. Hauke Fhulbrugge (Almanya) 3.35.28. erkekler: 1. Yobes Ondieki (Kenya) 13.14.46 (Oyunlar rekoru), 2. Fita Yaseba (Etiyopya) 13.16.64, 3. Brahim Boutaib (Fas) 13.22.70 NaratM erfcekler: 1. Hiromi Taniguchi (Japonya) 2.14.57, 2. Ahmed Salah (Cibu- ti) 2.15.26, 3. Steven Spence (ABD) 2.15.36 KartaTın sağ kanadı (Baştarafı Spor'da) ha sağhklı iletişim kurabilirlerdi. Gordon'un Rıza'yı yerinden geri çekerek üç mevkiyi birden etkilemesi kendi prensipleri ile de bağdaşmadı. Gökhan savunmada her an hata yapabilecek gibi oynuyor. TaJam atakta iken önündeki rakip forvete uzak duruyor. Top dönünce de rakibini baskı altına aJamıyor. Gençlerbirliği'nin golü de Gökhan'ın bu tür hatasından oluştu.' Bütün bu olumsuzluklara karşın Beşiktaş çok enerji harca- dı. Ama harcanan enerjiyi gol ile bütünleştiremedi. Bunda da Gençlerbirliği savunmasmı oluşturan özcan, Metin, Ali, Ra- him ve Kaleci Kâzım'm başarılı oyunları etkindi. Hakem Ah- met Çakar ise sürprizli başlayan ligin ilk haftasında Türk ha- kemliği adına övgü verici bir yönetim gösterdi. Beşiktaşhlar kendi (Baştarafı Spor'da) lerde olurlar. Oradan kapılan toplar da bana göre bu havalar- da gol şansj demektir ki işte Beşiktaşlılar bu yanlışı oyun bo- yunca sürdurmüşlerdir. özellikle ilkyarıda ve hatta oyunun ta- mamında Beşiktaşhlar sahada üstün olan taraftılar. Ancak bir yanljşla başlayıp diğer yanlışta ısrar etmeleri kendilerine çok pahalıya mal oldu. Zira Gençlerbirliği'nden dün hem rövanşı alabilirlerdi hem de 3 puanı. G.Birliği 75 dakika 10 kişi oyna- malarına rağmen oyunu hiç bırakmadılar. EBahçe (Baştarafı Spor'da) kendisine hatırlatılmıştı. Nite- kim o maçta eksik Fenerbahçe, Aydın'ı 2-0 mağlup etmeyi ba- şarnuş ve böylece "Aydın teh- likesi bitti" diyenlerin sayısı ço- ğalmıştı. Oysa "Evdeki hesap, çarşıya uymaz" sözündeki gi- bi yapılan tüm hesaplar yanlış çıktı. Maçta tek doğru vardı, o da Aydınspor'un geçen yılki giicünden hiç bir şey kaybetme- diği... Yine defans ağırhklı oy- nayıp Faruk, tlker ve Cezayir- li Neggazi gibi oyuncularla kontratak yapıyorlardı. Fenerbahçe'de ise futbolcu- lann stres ve gerginiiği daha ilk dakikalardan itibaren kendisi- ni göstermeye başlamıştı bile. Maçın 25. dakikasına kadar Fenerbahçe, rakip kaleye git- mekte zorlandı. Ustehk oyun itibanyla da fazla umut verici bir görüntü sergilenmiyordu. Sadece Gerson, taraftardan her geçen dakika olumlu puan top- luyordu, Turan'ın çalışkanhğı ise Fenerbahçe'yi Öne geçirdi. Beşiktaş (Baştarafı Spor'da) cesinden maçın bitiş düdüğüne kadar bir an olsun susmak bil- mediler, fakat onlann tribünde- ki tempolan sahadaki futbolcu- larda yoktu. Recep'in yerine Rı- za'ın oynatılması tart^ma konu- suydu. Bir grup basın mensubu, Rıza'nın sağbek yerine her za- manki yerinde oynatılmasının daha akila olacağını vurguhıyor ve TUran'ın da mutlaka bu maç- ta yer alması gerektiğini savunu- yordu. Beşiktaş, sürekli tek kale oy- nadı Gençlerbirliği kalesi önün- de, buna karşın Gençlerbirliği takımı da Beşiktaş yarı alanına geçmeyi hiç düşünmeyip çok adamla savunma yaptı. Konuk takım yaptığı tek atakla gole ulasırken Beşiktaş yakaladığı sa- yısız fırsatlardan ancak birini gole çevirebüdi. ilk yarı böyle sonuçlandı. Ve herkes derin bir oh çekti... Evet, Aydın yine etkili kontra- taklar yapıyordu ama şimdi Fe- nerbahçe avantajh duruma geç- mişti. Ancak sahadakiler tam bir şok yaşıyordu. Oyun disiplini bozulmuş ve kombine bir ta- kım defansıyla elek haline gel- mişti. Takımı ateşlemek için oyuna ahnan Sercan ve Levent de tesirsiz kalmıştı. Ayrıca ya- pacak fazla bir şey de yoktu. Doldur-boşalt ile kazanmak za- ten tesadüflere kalmıştı. Nite- kim akıllı oynayan Aydınspor, ikinci golüne de Neggazi ile ka- vuşunca tertemiz ve inançlı duygular ile tribünü dolduran se>ircinin ağzından ilk tepkiler çıkmaya başladı. Taraftar ön- ce "tmparator" lakabını layık gördüğü Oğuz'u, sonra da Müjdat'ı saha dışına davet et- ti. Böylece Oğuz'un geçen se- zon "Kız gibi oynama" şeklin- de gördüğü tepkilere bir yenisi bu sezon eklenmiş oldu. İşte tarih bir kez daha böy- lece tekerrür etti. 2. LİG D.Ç.Karabük-Bafra : 2-1 E.B.Eyüp-FJCaragümrük : 1-1 Ç.Rize-Ünye : 5-1 Kartal-Kasımpasa : 3-0 Eskişehir-K.Çekmece : 0-0 Yalova-Ordu : 1-0 D.Düzce-Zeytinburnu ; 0-0 Bandırma-lzmir : 2-1 Manisa-Denizli : 3-3 Göztepe-Bozüyük : 3-1 Ayvalıkgücü-Isparta : 3-1 Söke-Muğla : 1-1 Buca-Karşıyaka : 0-2 Antalya-Y.Salihli : 2-0 tnegöl-Gönen : 1-0 Siirt K.H-Kayseri : 0-1 Mersin İ.YrHatay : 1-1 Van-Tarsus l.Y. : 2-0 Erzurum-Adana : 1-0 K.Maraş-Diyarbakır : 4-1 Muş-Elazığ : 1-0 Özal da( \ aıtaımyorANKARA (Cumhoriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Turgnt Özal, TBMM'nin yeni yasama yılını açış konuşmasında, muha- lefet partilerini, verdikleri secim vaatleri; hükümeti de koalisyo- na yaklaşımı ve ücret artışlan nedeniyle eleştirdi. Özal, parti- lerin gerçekleşmeyecek hesapsız vaatlerde bulunmalarına karşı çıkarak, "Yetkilerim çerçevesin- de elimden geldiği kadar bu du- nıma mani olmaya çalışacağım" dedi. özal, vatandaşlann da "koalisyonlara yol açmamalan- nı, istikrara, Türkiye'nin gelece- gine oy vennelerini" istedi. SHP ve DYP, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da özal'ın konuşmasını boy- kot ederek TBMM Genel Kuru- lu'na katılmadı. Muhalefet sıra- lannda sadece bağımsız millet- vekilleri Cüneyt Canver, tlhami Binici ve Zeki Çeliker oturdu. TBMM Başkanı Kaya Erdem de açış konuşmasında Türkiye"de demokrasinin bütün kurumla- rıyla tam olarak işlerliğe kavuş- turulmadığını söyledi. TBMM, anayasa gereği yeni yasama yılına başlangıç toplan- tısım dün yaptı. Açılış toplantı- sı, secimler öncesinde 18. dönem parlamentonun da son toplan- tısı oldu. TBMM Başkanı Kaya Erdem'in başkanhk yaptığı top- lantıda açılış konuşmasını yap- mak üzere özal saat 14.50'de Meclis'e geldi: TBMM'deki ça- hşma odasında toplantı saatini bekleyen özal'a genel kurul sa- lonuna gelişinde TBMM Baş- kanvekili Abdülhalim Aras eş- lik etti. Salona gelişinde yüzünün asık olduğu dikkati çeken Özal, ko- nuşmasını yapmak üzere baş- kanlık divanındaki yerini aldı- ğında ANAP'lı milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı. Ayakta alkışlara Canver, Binici ve Çeliker de katıldı. özal'ın ko- nuşması sırasında TBMM Baş- kanı Erdem ve öteki bakaniık divanı üyeleri kürsüde ayakta beklediler. Konuşmasını yazıiı metin ye- rine kürsünün iki yanına yerleş- tirilen auto-9 cihazmdan okuyan özal, Türkiye'nin "izledigi ak- tif ve şahsiyetli dış politika ile Körfez krizinden kazançlı çıka- rak düoyada saygınhk kazandığını" savundu. "Türki- ye'nin son yıllarda dünyada bir yıldız gibi parlamaya başladıgını" bildiren Özal, ah- nacak tedbirler ile taleplerin ma- kul bir seviyeye getirümesi sonu- cu enflasyonun kabul edilebi'.ir bir noktaya çekilebileceğini" söyledi. Yapılanların kalıcı olduğunu da bildiren Özal, "Yaptıklan- mızdan geri dönus mümkıin de- ğildir. Hangi siyasi parti iktida- ra gelirse gelsin bu sistem degiş- meyecek biçimde yerine oturmuştur" diye konuştu. özal, 11 yıldır siyaset sahnesin- de olduğunu da anımsatarak, "Bu makamlara tepeden inme gelmedik. En başta sizlerin te- veccühü ve uzun yıllanmı verdi- ğim devlet hizmetinde bileğimin gücü ile kademe kademe yükse- lerek geldim" dedi. Özal kader çizgisinin kendisi- ni bugünkü mevkiye getirdiğini savunurken de bulunduğu mev- kinin, doğruyu söyleme, yanlışa dikkat çekme, uyarma görevi verdiğini bildirdi ve seçim öncesi partilere gözdağı vererek şunla- rı söyledi: "Şu anda göriilemeyen, ama bizim gibi tecriibelerden geçmiş kişilerce hissedilen bazı önemli konular önümüzdeki dönemde oraya çıkabilecektir. Secime yak- laşılan dönemlerde bütün siya- si partiler gerçekleştirilmesi mümkün olmayan vaatleri arka arkaya sıralamaktaduiar. Bunun Türkiye'ye getirdiği yükü ve ile- ride sebep olacağı çıkmazlan görememeleri bizi fevkalade üz- mektedir. Bunun örnekleri geç- tiğimiz secimlerde de göriilmüş- tür. Tüm çiftçilerin ve esnafın banka borçlannın silinecegi bi- le vaat edilmiştir. Bunun gibi da- ha birçok şey, bir tabirle "yağ- mur gibi" seçim öncesi ortaya atılmaktadır. Gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bu gibi vaat- ler Türkiye'nin büyük güçlükJer- le tesis edilmiş dış kredibilitesi- ni de zayıflatmaktadır. Gerek bugün gerek yann cumhurbaş- kanı olarak yetkilerim çerçeve- sinde elimden geldigi kadar bu duruma mani olmaya çalışaca- ğım. Ancak benitn yetkilerim de sınırlıdır. Bu bakımdan şimdi- den secime katılacak butün si- yasi partileri ikaz ediyorum. Ya- pılamayacak veya hesapsız dav- ranışlar sonucu ulkeye zarar ve- recek vaatlerde bulunmaktan kaçınınız. Herhangi bir vaatte bulunurken ülkenin çıkannı ve toplumdaki dengeteri göz önün- de bulundurunuz." Özal, bazılarımn hoşuna git- mese de yanlışları söylediğini anlatırken de Yılmaz hükümeti tarafından toplusözleşmeler ile işçilere fazla para verilmesi ko- nusunda yaptığı eleştirileri anımsattı. Özal, daha sonra se- çimlere ilişkin göriişlerini dile getirerek, gelecek açısından is- tikrarm öneminin büyük oldu- ğunu savundu ve "başlatılan bü- yük projelerin, olumlu işlerin bi- tirilmesi gerektigini" söyledi. özal, secimler için vatandaş- lara yaptığı çağrıda Mesut Yıl- maz'ın "DYP ile koalisyon yapabiliriz" sözlerini eleştirdi. özal şöyle konuştu: "Inşallah bu seçimleri de hu- zur içinde idrak ederek, demok- rasimizi daha da güçlendirece- giz. Hangi partiye oy verirseniz verin, size; istikrara, hoşgönıye, Turkiye'nin geleceğine oy ver- menizi tavsiye ediyorum. Ülke- yi kargaşaya, anarşiye götürme- mek sizin elinizdedir. Ülkeyi be- lirsiziiklere süriikleyebilecek ko- alisyonlara yol açmayımz." Özal, 20 ekim seçimlerinde uygulanacak tercihli oy sisterni- ni de savundu ve vatandaşlara, tercih hakkını mutlaka kullan- maları çağnsında bulundu. özal, "Türkiyemiz seçkin bir parlamento, sizi iayıkıyla temsil edecek milletvekilleri ile daha ileriye gidecektir" dedi. 21. asnn Türkiye'nin ve Türk- lerin asn olacağını da bildiren Özal, "küçük poh'tik hesaplar- la bu fırsatm heba edilmemesini" istedi. Türkiye 1 nin önündeki 10 yılı barış, hu- zur ve istikrar içinde içinde ge- çirmesi gerektiğini beliıien özal, sözlerini şöyle tamamladı: "Kimse yanltş yapmasın, her- kes iyi düsünsiin. Yanlışlık vapıl- dığı takdirde bugün geldiğimİ2 noktadan geri dönmek; kazan- dığımız güzellikieri, başarılan, elde ettiklerimizi kaybederek es- kinin karanlık gûnlerine dön- mek an meselesidir. Çok dikkai- ü olup, yiice mUetimize nasip ol- muş tarihi bir fırsatı kaçırma- malıyız. Başlannuş işleri ta- mamlamalıyız. Kargaşa ve istik- rarsızlık kaynağı koalisyonlara yol açmamalıyız. Bu yapıldığı takdirde Türkiye 2000 yılında medeniyet âlemine bir güneş gi- bi dogacaktır." Özal konuşmasını ANAP'lı- lann ayakta alkışlan ile tamam- ladı. Ancak, Özal'ın konuşma- sı sırasında ANAP milletvekile- rinin bir bölümu alkışlarken, Başbakan Mesut Yılmaz ve yar- dımcısı Pakdemirli'nin tepki göstermeden dinledikleri dikkati çekti. özal'ın hükümete yönelik eleştirileri sırasında da Pakde- mirli'nin kaşlarının çatıldığı ve yüzünde sıkıntıb bir ifadenin be- lirdiği görüldü. Buna karşın dev- let bakanları Cengiz Tuncer, Vehbi Dinçerler ve Akgün Al- bayrak Özal'ı alkışladılar. Metin yumuşatıldı Cumhurbaşkanı Özal'ın TBMM'yi açış konuşması için hazırladığı metnin hükümete yönelik daha sert eleştirileri de içerdiği, ancak Başbakan Yıl- maz'ın ricası üzerine metnin yu- muşatıldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Başba- kan Yılmaz hafta sonunda Cumhurbaşkanı özal ile görüş- melerinde TBMM'de yapacağı konuşmasının içeriği de tartışı]- dı. Yılmaz, Özal'ın hükümete yönelik sert eleştirilerde bulun- masınm ANAP'a zarar verece- ğini anlattı. Bunun üzerine Özal'ın konuşma metnini yumu- şattığı öğrenildi. Özal'ın hazırladığı ilk konuş- ma metninde, Yılmaz'ın koalis- yon işareti veren sözleri ile yük- sek taban fıyatlanna yönelik de eleştirilerin bulunduğu ifade edildi. Özal'ın konuşmasını tamam- lamasının ardından, SHP'li Tur- han Beyazıt, genel kurul salonu- na girerek özal'ın konuşmasın- da partilere sataştığı gerekcesiyle söz etti. Beyazıt'ın isteği ANAP'lılann tepkilerine yol açarken, Başkan Kaya Erdem, "törcn toplantısı yapıldığı için sataşma gerekcesiyle söz veremeyeceğini" bildirdi ve Be- yazıt'ın isteğini geri çevirdi. Erdem'in konuşması Erdem, daha sonra bakanhk- lara yapılan atam?lara ilişkin bazı Cumhurbaşkanlığı tezkere- lerini okutarak genel kurulun bilgisine sundu. Erdem yaptığı âçış konuşmasında da seçimle- rin, demokrasilerin vazgeçilmez Kokteyl boyunca Özal ve Yılmaz, bir kez bir araya geldi. Karşılıkh uç yerlerde oturan Özal ve Yılmaz, etrafındakilerle sohbct etmeyi yeğlediler. (Fotoğraf: RIZA EZER) TBMM^NİN AÇILIŞ KOKTEYLİNDEN NOTLAR Kokteylde Özal-Yılmaz soğukluğu TBMM'nin açıhşı nedeniyle verilen kokteyle, çok sayıda sporcu, sanatçı ve işadamı katıldı. Muhalefet, gündüz olduğu gibi gece de yoktu. Özal'ın, ANAP Zonguldak Milletvekili Aşçıoğlu'na 'Seçim öncesi neden sadece Bartın il yapılıyor? 20 il birden getirilseydi' diyerek Bartın'ın il olması tasarısını veto edeceği iması, soğukluğu arttırdı. Yılmaz ise bunu, 'Olmaz öyle şey' sözleriyle karşıladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, muhalefet li- derlerinin veto ederek katılmadıkları TBMM'nin açılış resepsiyonunda, Başba- kan Mesut Yılmaz'a "soğuk" davrandı. Özal'ın ANAP Zonguldak Milletvekili Per- tev Aşçıoğlu'na, Bartm'm il olmasım veto edebileceğini ima etmesi de soğukluğu art- tırdı. Açılışı nedeniyle TBMM bahçesinde dü- zenlenen kokteyle çok sayıda sanatçı, spor- cu, işadamı katıldı. Muhalefet liderlerinin katümadığı kokteyl, ANAP'lıların milletve- kili adaylığı temaslanna sahne oldu. Kokteyle, Başbakan Mesut Yılmaz, eşi Berna Yılmaz ile birlikte gelerek bir süre bahçede dolaştı. Yılmaz, çevresindekilerle oldukça keyifli bir biçimde sohbet etti. Bu sırada Sanayi ve Ticaret Bakanı Rüştü Kâ- zım Yücelen, Yılmaz'a Giresun'un Çavuşlu belediye başkanlığı seçim sonuçlannı ilet- ti. Yılmaz glilerek, "Seçimde de böyle olacak" yanıtını verdi. YÖK Başkanı thsan Doğramacı da Baş- bakan Yılmaz'a, "çok sigara içtiği" eleşti- risini yöneltti. Yılmaz önce, seçimden son- ra sigarayı bırakacağmı söyledi, ancak da- ha sonra gülerek "Kongreden önce de bı- rakacağımı soylemiştim" esprisini ekledi. Cumhurbaşkanı özal ise eşi Semra Özal ile birlikte geldi. TBMM Başkanı Kaya Er- dem ve eşi Sevil Erdem tarafından kapıda karşılanan Özal çifti, Başbakan Yılmaz'ın aksi yönde bahçeyi dolaştılar. Özal, Akbu- lut ile karşılaşınca "Gel bakayım" diyerek yanına çağırdı ve tokalaşırken yanaklann- dan öptü. Özal, Akbulut ile bir süre soh- bet etti. özal, Oltan Sungurlu'dan da ken- disinı aramasını istedi. ANAP milletvekil- leri ve davetlilerle şakalaşarak ilerleyen özal, Zonguldak Milletvekili Pertev Aşçı- oğlu'nu görünce Bartın'ın il yapılmasını eleştirdi. Özal'ın, Aşçıoğlu'na, "Seçim ön- cesi neden sadece Bartın il yapılıyor. 20 il birden getirilseydi" diyerek perşembe günü TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Bar- tın'ın il olmasına ilişkin yasa tasarısını ve- to edebileceğini ima etti. Aşçıoğlu, özal'ın bu tavn üzerine Baş- bakan Yılmaz'ın yanına gelerek konuyu ak- tardı. Yılmaz, Aşçıoğlu'nun "Herhalde Cumhurbaşkanı veto edecek. Lütfen bunu önleyin. Yoksa ANAP için çok büyük ka- yıp olur" sözleri üzerine, "Yok canım, olur mu öyle şey? Sen canını sıkma" demekle ye- tindi. Özal bir gazetecinin sorusu üzerine, bu- gün Marmaris'e gideceğini, 9 eylülde de Kayseri ile Yozgat'ın Yenifaküı ilçesini zi- yaret edeceğini söyledi. "Secime kadar yo- ğun gezileriniz olacak mı" sorusuna özal, "Orasını karışürma" yanıtını verdi. Özallar ile Yılmazlar bahçenin ortasına yerleştirilen koltuklarda birbirleriyle karşı- laşabildiler. Özallar, Kaya Erden ve eşi ile bir süre koltuklarda oturduktan sonra Yıl- maz eşi ile birlikte yanlanna geldi ve "İyi akşamlar efendim" diyerek tokalaştı. Yıl- maz ve eşi daha sonra uç taraftaki koltuk- lara oturdular. Semra Özal, Sevil Erdem ile sohbet etmeyi yeğledi. Bu arada Cumhur- başkanı özal da önünde kuyruk oluşturan davetlilerle tek tek tokalaştı. Başbakan Yıl- maz ile Eşi Berna Yılmaz, sigara yakarak bir süre Özallar'ı izlediler, daha sonra da Cumhurbaşkanı'ndan izin isteyerek aynldı- Iar. özallar da Yılmaz'ın aynlmasından 10-15 dakika sonra kokteylden ayrıldılar. Havanın soğuk olması nedeniyle davet- lilerin erken ayrıldığı kokteyl, geçen yıllara oranla sönük geçti. Yılmaz'ın adaylığı TBMM Genel Kurulu kapandıktan son- ra Başbakan Yılmaz, Rize'den gelen parti- lilerle görüştü. Rizeliler, Yılmaz'a Rize'den milletvekili adayı olması için baskı yaptılar. Ancak Başbakan Yılmaz'ın, bir büyük şe- hirden aday olmayı düşündüğünü ifade et- tiği öğrenildi. Yılmaz, akşamki kokteylde de soru üzerine "Ben memleketi ve partiyi düşünüyorum" diyerek, Rize'den aday ol- mayacağı imasında bulundu. bir unsuru olduğunu vurguladı. Verilen iktidar mücadelelerinin demokratik olmasının, halkın vatandaşhk haklannı doğrudan kullanmasına olanak tanınma- sını gerektirdiğini kaydeden Er- dem, "TBMM'nin bu yolda al- dıgı karann demokrasimiz açı- sından takdirie karşılanacağına inanıyorum. Anayasa ve Seçim Kanunu degişiklikleri üzerinde partiler arası bir uzlaşmanın saglanamaması bu açılardan önemli bir eksiklik olmuştar. Ancak her şeye rağmen bu dö- nemde ülke olarak çoğulcu par- lamenter demokratik hayatta önemli mesafeler aldığımız ve yapmamız gereken hususlarda önemli dersler edindiğimiz kanaatindeyim" diye konuştu. Erdem şöyle konuştu: "Ülkemizde demokrasi, bu- gün için bütün kunımlsmyla tam olarak işlerliğe kavuşturu- labilmiş degildir. Birejsei hak ve özgurlüklerin korunmasında önemli mesafeler alınmasına rağmen bulunduğumuz nokta talmin edici degildir. Demokra- sinin güçlenmesi ve istikrar ka- zanması, ancak onunla uyumlu bir 'demokratik siyasal kiiltür- Un gelişmesi ve yaygınlaşması ile mümkündür." Çoğulcu parlamenter sisteme sahip, bağımsız bir millet olma- nın bedelinin önceki kuşakla/ tarafından ödendiğini belirten Erdem şöyle dedi: "Bizler elünizde bulunan de- mokrasinin ve özgüriügün kıy- metini bilelim. Demokrasiyi ve onun vazgeçilmez simgesi olan temel hak ve özgüriüklere, de- mokratik, laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplanna sa- hip çıkalun." ANAP'tan tepkiler Başbakan Yılmaz, TBMM'den ayrılırken bir gaze- tecinin özal'ın konuşmasına iliş- kin sorusunu yanıtsız bıraktı. ANAP Başkanhk Divanı üyele- rinin, Cumhurbaşkam'nın ko- nuşmalarından rahatsız olduğu ve bu nedenle önceki akşam ko- nutu bastığı yolundaki haber ya- yımlandığı anımsatıhnca Yıl- maz, yanındaki genel başkan yardımcısına dönerek "Bakın, yüzkrinde hiç öyle bir ifade var mı?" dedi. Özal'ın gergin oldu- ğu dikkati çekti. Eski bakanlardan ve ANAP Konya Milletvekili Mehmet Ke- çeciler, Özal'ın konuşması için "Her zamanki gibi" demekle ye- tindi. ANAP Teşkilat Başkanı Fah- rettin Kurt ise Yılmaz'ın koalis- yon konusundaki sözlerinin, "partinin uzlaşmacıuğuu göster- diğini ve Özal'ın konuşmasıyla çelişmediğini" savundu. "Sayın Cumhurbaşkanı, makamının sorumluluğu altında vatandaşla- ra mesaj vermiştir" diyen Kurt, "Şu veya bu partinin aleyhine veya lehine yonım çıkanlabilhv >ani söylediği sözJerin doğnılu- ğu bazılannın işine geliyorsa bu bizim partinin lehine gibi yo-- rumlanmış olabilir" dedi.- "Özal'ın konuşması, Evren'in 4' Kasım 1983'te MDP için yaptı- ğı konuşmayla sonuç açısından. benzer mi?" sorusuna Kurt^" "Bir kere Evren ile Sayın Özal arasında fark vardır. Sayın Özal, Evren değil. O tepkiler ihtilale,. diktatörlüğe olan tepkilerdir", yanıtını verdi. \ Kurt, ANAP Başkanlık Diva-' nı üyelerinin Yılmaz'ın evini bas- tığı haberini yalanlarken de si-. nirle, "Bana mı inanacaksınız. eşeğe mi, diye bir laf vardır" di-î ye konuştu. >. SHP'nin tepkisi ' SHP Grup Başkanvekili Ha-; san Fehmi Güneş, özal'ın ko-' nuşmasına ilişkin yazıiı bir açık- lama yaptı. Güneş, acıklamasın-; da özal'ın "cumhurbaşkamna - yakışmayacak konuşmasıyla suç işledigini" savundu. özal'ın ko-' nuşmasının seçim propaganda- sı niteliğinde olduğunu kayde-' den GUneş, "Bu konuşma, bu" ülkedeki demokrasinin ve hu-' kuk devletinin gerçekJeşmesinin • en büyük engelinin Sayın Özal.' olduğunu bir kez daha ortaya' koymuştur. Türk halkı bu engeh*' 20 ekim seçimleri ile aşacaktır,; aşmalıdır" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear