18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 26 AĞUSTOS 1991 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN Devlet Meteoroloji İşleh Ge- nel Müdürtüğü'nden alınan bilgiye göre, yurdan kuzey- doğu kesımleri parçalı bulut- lu, diğer yerier az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAK- LIĞI: Değişmeyecek. RÜZ- GÂR: Kuzey ve batı yönler- den hafif, arasıra orta kuv- vette esecek. Denizlerde, Akdeniz'de günbatısı ve lo- dos, diğer denizlerde yıkJız ve poyrazdan saatte 4-16 de- niz mili hızla esecek. Van Gölü'nde frava açık geçecek. Rûzgâr kuzey ve ba- tı yönlerden hafif, arasıra orta kuvvette esecek. Göl küçûk dalgalı olup görüş uzaklığı 10 km do- layında olacak. Adana Adapazan Myaman Afyon AJn Ankara Anökya Anolya Artvin /yiın Ba<ıkesır Bıiec* BıngA! ms Boiu Bunsa A 35° 29° Dıyarbakır A 26° 16° Edınve A 37° 23° Erancan A 25° 12° Ereurum A 28° 12° EsJoşeh» A 27° 11° Gaaanfcp A 31° 25° Gıresun 37° 23° Manısa 28° 14° K Maraj 30° 16° Metsn 26°12°l*j«te 6 ° 3 ° M A 34° 24° GümûSıane A A 21° 15° Hakkân A 35° 19° Isparia A 28° 16° istantml A 28° 15° laniT A 35° 20" Kafs A 31° 16° Kastemonu A Çonjm OerezS A 25° 10° Kaysefi A 28° 14° KırtdareJ A 29°19°Konya A 27° 11° Kûtahya A 32° 18° Maatya ş 36° 24° Nîğde 25°18°0n)u 24°14°fte 33° 18° Sa/nsun 30° 15° Snrt 27°17°Sıno() 33°21°Sıvas 24° 11° Tetartlae 24° 11° Trabzon 26° 12° Tunralı 29° 15° Uşak 27° 15° Van 27° 13° Yozgat 33° 19° Zonguldak A-açık B-DuluHu G-flûneslı K-ta» S-sı Kahıre» DUNYADA BUGUN Amsffircam Afltfrmı Atina BaÖdat Baredona Basei Belgrad Benın Bortn Brüteel Budaoeşte Cenevrt Ceayıt Odde Outaı Fraraiurt Gime HeSfiM Kahıre Kopenhao KNn Leffcoşa A A A A A A A A A A A A A A A A A Y A A A A 27° 37° 32° 36° 30° 30° 27° 26° 28° 27° 24° 30° 38° 36° 40° 28° 32° 23° 33° 22° 28° 32» Lenngrad Londra Madrid Mılano Montreal Moskova Mûnıh Na» York Oslo Paris Prag FSyad ftoma Sofya Şam Tetfcnv üınus Varşova Venedik Vıyana Y 21° A 23° A 29° A 28° Y 22° A 27° Y 23° A 26° A 24° A 40° A 28° A 26° A 37° A 24° A 29° VKashıngiOd - - Zûnh A 29° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Sıtma. 2/ Ikaz... "Leyli-i hüsnü çeş- mine Şirin gösterip/ Ferhad'ı derd-i aşk ile Mecnun u — eder" (Ziya Paşa). 3/ Evcil bir geyik tü- rü... Mektup kâğıdı- nın boş bir yerine yazılan ek düşünce. 4/ Çevik... "Yiğidin başına bir iş gelirse/ Onu — ellere açıcı olma" (Karacaoğ- lan). 5/GüneyAme- rika'da bir ülke. 6/ Eski bir ağırhk ölçiisü birimi... Bir cetvel türü. 7/ Çeşitli Türk devletle- rinde donanmada görev yapan asker- lere verilen ad... Hayat arkadaşı. 8/ Bağışlama... Tavır, davranış. 9/ Bcl- li bir birim alan içinde yaşayan tüm canlıları, fıziksel çevrelerini ve ara- larmdaki her türlü karşılıklı ilişkiyi içeren kavram. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Kay- natılıp kıvama geldikten sonra don- durulan meyye suyu tatlısı. 2/ Kuran'ın her tümcesi... Yiyecek, gıda. 3/ Eski Roma'da dövüşler için gladyatör yetiştiren, kira- ya veren ya da satan kimse. 4/ Bir yüzey ölçüsü birimi... Dizgi- cilerin satır dizerken üzerine harfleri yerleştirdikleri ayarlana- bilir demir yuva. 5/ Mürekkebi kurutmakta kullanılan ince kum... Radyumun simgesi... Eski ve bilinmeyen bir tarihi an- latmakta kullanılan deyim sözü. 6/ "Zinhar eline — virmen o kâfırin/ Zira görünce suretini put-perest olur" (Bâki). 7/ Çok geiişmiş... Sıkarak bağlama. 8/ ödenti... Türk resim sanatmda önemli bir grubun ad olarak benimsediği harfin okunuşu. 9/ Göklerin en yüksek katı... tstek, amaç. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Gazi Hz.nin iltifatlan RÛNO SON MODELLERİ GORÛNÜZ CADOC» N«. • 26 AĞUSTOS 1931 Yalova'da bulunmakta olan Reisicumhur Hazretleri, kaplıcalarda hem istirahat etmekte, hem tetebbü ve tetkikat ile meşgul olmaktadırlar. Kendilerınin tstanbul'u ne zaman teşrif edecekleri henüz malum değildir. Gazi Hz. Riyaseticumhur orkestrasının halka konserler vermesini emir buyurmuşlardır. Gelecek perşembeden itibaren orkestra, her gün saat beşte, muayyen bir yerde halka konser verecektir. Konser verilecek yerler, Sarayburnu parkı, Sultanahmet parkı, Fatih parkı, Fener'de Belvü bahçesi, Doğancılar parkı ve sair bazı halkın tenezzüh ettiği yerler olacaktır. Orkestra, perşembe akşamlan da, Taksim'de senfonik konserler verecektir. Halk konserleri eylülün onuna kadar olmak üzere bir hafta devam edecektir. Kükürt fabrikası Umumî harpte Alman'lar tarafından Keçiborlu'da tesis edilip mütarekedenberi metrilk bir halde kalan kükürt fabrikasını tktisat Vekâleti bir Türk anonim şirketine vermişti. Fabrikarun bütün tesisatı ikmal edilmiş gibidir. Resmî istatistiklere bakılırsa Türkiye senede beş bin ton kükürte muhtaçtır. Fabrika alelâde bir işleyişle senede 10 bin ton kükürt istihsal edecek kudrettedir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Burgiba'nın demeci 26 AGUSTOS 1961 Güney doğu Tunusta bir geziye çıkmış olan Başkan Burgiba, dün geceyi Gabes'te geçirdikten sonra bu sabah Medenin'de bir nutuk vererek şöyle demiştir: "— Bağımsızhk mücadelemizin sonunda Fransız kuvvetleri TUnustan çekilip gittilerse de kuzeyde ve güneyde bir iki küçük bolgede henüz Fransız askeri var. H^urgiba Fakat Tunustan tamamiyle çekilecekleri gün gelecektir. Daha bir kaç yıl öncesine kadar bizim varlığımızı bile bilmezlikten gelen Güvenlik Konseyi, bu mesele için toplandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu mesele için olağanüstü toplantı halinde. Tünus bu kadar az zamanda çok şey kazandı. Arap dostlarımız, hakkımızda yeniden iyi duygular beslemeye başladılar. Hattâ Fransanın müttefikleri bile hareketlerinde sıkıntı ile karşılaştılar. Biz, Güvenlik Konseyinin karannj tatbik ettik ve ateşin kesilmesi emrini verdik. Fakat, Fransa milletlerarası hükümleri tanımamaya devam ederse silahlı savaşa yeniden başlayacağız. Sonunda zaferi kazanacağımız şüphesizdir. Genel Kurul bu akşam veya yann Tunusun kabul ettiği karar tasansı üzerinde oyunu kullanacak. Bütün perde arkası manevralarına rağmen, tasannm çoğunluk kazanacağını ümit ediyoruz. Eğer Birleşmiş Milletler Tunus lehinde karar vermez de bu kadar haklı bir davada Tunusu desteklemezse, bu teşkilatın geleceğinden ümidi kesmelidir!' Başkan Burgiba şöyle devam etmiştir: "— Bizi eski statükoya dönmek için müzakereye sürüklemek istiyorlar. Fransa, kuvvetlerini Bizerte şehrinden çekerek üs'de toplamaya hazırdır, fakat Burgibanın kendilerine bu üs için teminat vermelerini bekliyorlar. Halbuki benim için zaten bu üs tartışma konusudurî' GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet Irak'a ambargo 26 AGUSTOS 1990 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dün sabah 13'e karşı 0 ve iki çekimser oyla aldığı tarihi bir kararla Irak'a karşı ekonomik ambargonun uygulanması için denizde gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulundu. Güvenlik Konseyi, Irak'tan gelen ve Irak'a giden gemileri önlemek için "gerekli deniz gücünün" kullanılabileceğini bildirdi. Daha önce oyiamada çekimser kalacağı bildirilen Çin Halk Cumhuriyeti kararın lehinde oy kullanırken, Küba ve Yemen çekimser kaldılar. TARTIŞMA Çevre tçin Farklı Polhika Dr. 1. ERGUN GÖKNEL ÎSKİ Genel Müdürü însanlann nasıl bir çevrede yaşayacakları, yaşama koşulları üzerinde söz sahibi olmaları ile yakından ilişkilidir ve bu nedenle çevre sonınu gerçekte bir demokrasi sorunudur. Dünya bir tür kendine gelme süreci yaşı- yor. Çevre konusundaki eylemler, önlemler birbiri ardına alınan kararlar, daha az za- rarh teknoloji arayışları hep bu sürecin bir parçası olarak görülebilir. Ne var ki eski- den beri konu yalnızca "karar alma", "tek- noloji geliştirme" olarak görüldü, görülü- yor. Oysa işin bir de sosyal yanı var. Sosyal olan ise bilginin üretimi ve bilginin payla- şımı ile yakından ilgili. tşte bugün bu ara- yışla birlikte bu yaklaşım, temelde değişik- liğe ugruyor. Yeni çevre politikası, klasik çevre politi- kasının askıya aldığı yeni bir örgütlenme ve eylem alanını ortaya çıkarıyor; bireysel çı- karlarla devlet yaran arasına sıkışıp kalan, âdeta nefes almayan "kamu yararı" ka\Ta- mına hayat kazandırmayı hedefliyor. Ne bi- reycilik, bugünkü görünümüyle özlediğiıniz bireysel özgünlüklerin güvencesi ne de bü- rokratikleşmiş, buyurganlaşmış denetim, hedeflediğimiz bir geleceğin oluşturulması için etküi. Klasik politikanm "bürokratik yasaklamaa" denetimi, "vahşi çıkara" yak- laşımlar tarafından kolayca deliniyor, an- lamsızlaşıyor. Etkih' olmayan bürokratik yasaklamacı yaklasımlar ile tamamen ortak değerlerin geleceğini tehlikeye atan, gasp eden birey- sel çıkarcı yaklaşımların oluşturduğu kla- sik ikilemlerin dışında çevre konusu farkh politikalan gündeme getiriyor. Klasik po- litikanın kavramları, yaklaşımları aşılıyor, aşıruyor. Her şey degiştirilebilir, bilgiyle Klasik politikada "eşitlik" ve "demokrasi" yalnızca maddi değerlerin pay- laşımı üzerine kurulur. Yeni politika ise bil- ginin paylaşımını ön plana çıkarıyor. Her şeyin bilgi ile başladığını düşünen bir insan olarak maddi koşullann belirleyiciliğini de- ğil, bilginin belirleyiciliğini savunuyorum ve hiçbir maddi gerçeğin değişmez olmadığı- nı, tam tersine değiştirilebileceğine inanıyo- rum. Işte bizim çevre ve su konusuna bakı- şımızda da bu temel yaklaşım ağır basıyor. Bu temel yaklaşım politik kavramlarda da önemli bir değişiklik yaratıyor: "Kamu yararı" gerçekte "enformasyon demokrasisi'nin olmadığı, demokratik bir bilgi paylaşımının olmadığı ortamlarda as- kıya alınır, gizlenir. örneğin turizm adına turizmin en kalıcı değerleri, doğa ve tarih yok edilebilir. Şehirleşme, şehirlerin karşı- sına bir tehlike olarak çıkabilir. Oysa "kamu yaran" en başta bireysel ya- rarlann bir güvencesidir ve onun göz airdı edilmesi, bireysel yararlann ortadan kalk- ması sonucunu getirir. llk bakışta hemen herkesin benimseyip onaylayacağı bu görüşün, kurum ve knnı- luşlar için özellikle de kamu kuruluşlan için köklü bir değişimi zorunlu kıldığına, yeni sorumluluklar getirdiğine inanıyorum. ör- neğin ülkemizde en temel çevre yatınmla- nnı yapan, en geiişmiş teknolojileri uygu- layan kuruluş tSKI'nin böylesine "teknik" bir çalışma alanında "sosyal bakış açısı"nın nasıl uygulanacağı, neler getireceği temel so- runlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Çevre için burada yaklaşım farklüığımı- zı ortaya koyan ilkeleri kısaca özetlemek is- tiyorum: 1) Yasakçı degil, katılımcı karar Ülke- mizde sürekli tasarruf uygulamalan gün- demde yer alır. ömeğin enerji için tasarruf uygulamaları yapılır. özellikle yaz ayların- da, büyük kentîerimizde su için tasarruf çağnları yükselir. Biz klasik tasarruf kam- panyalanndaki gibi insanlan "yukarıdan yönlendirme"yi doğru bulmuyoruz. Bunun yerine suyu sahiplenmelerini istiyoruz. Kul- lanıcı yarannı düşünerek, suyun daha etkin kullanımını sağlamak için çalışıyoruz. Ka- muoyuna verdiğimiz mesajlar da bu yönde oluşuyor. Kuruluşlann, kişilerin su konusunu kar- şılıklı açık iletişim içinde bizzat kendi kat- kılanyla sahiplenmelerinin, yaptırımlardan çok daha doğru, etkili ve işlevsel olduğunu düşünüyoruz. 2) Üretken ve biitünsel bakış: Çevre ve su Yakın zamana dek su, çevrenin öğelerinden birisi olarak görülüyordu. Bugün her iki kavramın, çevre ve suyun aynlmaz bir bü- tün olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. ÎSKt adında da yer alan kanalizasyon sözcüğünü düşünelim. Sözcükten anlaşılan yalnızca atık sulann toplanması ve uzaklaştırılmasıdır. Açıkbk- la söylenirse, kanalizasyon kavramı da ona yüklenen bu anlam da 19. yüzyüdan kalma- dır. Oysa bugün suyun toplanması, temiz- lenmesi ve dağıtılması kadar doğaya yeni- den kazandınlması da hizmetin ihmal edil- meyecek boyutudur. Aynı şekilde, doğal kaynaklan yalnızca tüketmeye yönelik kolay yaklaşımlann da kesinlikle terk edilmesi gerekiyor: Suyun el- de edilmesi kadar doğaya geri dönüşü de bir üretim faaüyetidir ve aslında bütün sanayı kuruluşlan bu yaklaşımı benimsemelidir. lSKl'nin çabşmalan da bu yönde değer- lendirümelidir. Dünyadaki en ileri çevre koruma prog- ramlanna örnek oluşturan "Marmara Yaşayacak" projesi bu bütünsel ve üretken bakışın ürünüdür. Atık sulan doğrudan denize, derelere akıtmak yerine tam antımını ve yeniden kullanımını sağlayacak 16 adet tesisin ya- pımına başlanması bir göstergedir. DUediğimiz bu çalışmaların tstanbul ve ISKl'yle sınırlı kalmaması, diğer kamu ku- ruluşlanmn, özel kuruluşlann kendi alan- lannda yeni yaklaşunla düşünce ve hizmet- ler üretmesidir. 3) Ortak sorumluluk ve işbiıiiği: Marma- ra çevresinde büyük kirliliğe yol açan sanayi kuruluşlanmn kendi arıtma tesiflerini ya- parak ve çahştırarak bize katümalanm bek- liyoruz. Burada sanayicilere sestenmek istiyorum: Arıtma tesisleri, en az üretim tesisleri ka- dar önemlidir. Bir değer yaratılırken yaşam- sal ve kalıcı değerleri yok edemeyiz. Yukandan beri tanımlamaya çahştığım kamu yaran ve bunun getirdiği yönetim- hizmet anlayışındaki değişim, sonuçta yer- yüzündeki tüm kişi ve kuruluşlan ortak so- rumluluk üstlenmeyle işbirliğlne götürmek- tedir. Bir ülkenin, bir kentin yurttaşlan, ku- ruluşlan için bu her zamankinden daha ge- çerli bir olgudur. A F A YAYINLARI OLAY YARATAN KİTAP İSLAMDA KADIN VE CİNSELLİK Oral Çalışlar Bütün Cumhuriyet Kitap Kulübü mağazalarında ve temsilciliklerinde İSTANBUL Cağaloğlu:TürkocağıCad 39/41 Taksim: Zambak Sok. No 4/11Fransız KonsolosluğuYanı) Şişli: Migros Golden Plaza, 19 Mayıs Cad. Ataköy: Migros Atrium, 9. kısım T.C. BATMAN SULH HUKUK MAHKEMESİ İLAN TUTANAĞI Esas No: 1991/128 Davacı Tekel Genel Müdürlüğü'nü terasilen Batman Tekel idaresi tajafından davalı Selahattin Göktaş aleyhine mahkememızde görül- mekte olan bedel davası nedeniyle, davalı Selahattin Gökta^'ın ya- pılan tüm araşürmalara rağmen tebligata açık adresi tespit edüemediğinden adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olrnakla; Davalı Selahattin Göktaş aleyhine mahkememize ikame edilen bedel davasının duruşması 4.9.1991 günü saat 09.00'a talik edilmiş olup belirtilen gün ve saatte duruşmaya bizzat veya bir vekil aracıhğıyla katılmaruz ve dava ile ilgili tüm belgelerinizi duruşma gününe kadar getirmeniz veya göndermeniz, duruşmaya gelmediğiniz takdirde yar- gılamaya yoklugunuzda devam edileceği ve karar verileceği HLJMK. 509 ve 510. maddeleri gereği, dava dilekçesi yerine kaim olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. Basın: 48978 İLAN İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ 1990/1400 Esas Davacı Maliye ve Gümrük Bakanlığı Vekili Av. Gülnur Pınar ta- rafından hâkimliğimize açtlan veraset davasımn yapılan açık yargı- laması sırasında verilen ara kararı geregince. Muris Hasan Çoban kardeşi Salih Çoban eşi EMtNE ÇOBAN'ın yaptınlan zabıta tahkikatında tebligata yarar açık adresi tespit edi- lemediğinden Türkiye genelinde çok okunan bir gazete ile ilanen teb- ligine karar verilmiştir. Yukarıda adı geçen muris kardeşi Salih Çoban eşi EMtNE ÇO- BAN'ın 2.10.1991 günü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunma- sı ve eşinden kendisine kalan mirastan mülkiyet veya intifa haklanndan hangisini tercih ettiği hususunda beyanda bulunması, duruşmaya ma- zeretsiz olarak gelmediği takdirde eşinden kendisine kalan mirastan 1/4 mülkiyet hakkını tercih etmiş sayılacağınız hakkında HUMK'- nun 509 ve 510. maddeleri geregince gıyabınızda duruşmaya devam- la karar verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. T.C. SUSURLUK SULH CEZA MAHKEMESİ KARAR ESAS NO: 1989/104 KARAR NO: 1991/33 C. SAVCILIK NO: 1989/84 HÂKtM: Fatma Şengül önat 23747 KÂTtP: Meryem Sakçı 777 DAVACI: K.H. SANIK: Ismail Bozbey, Osman oglu, Güler'den olma 1955 D. Su- surluk Göbel kövü nüfusuna kayıth olup halen Susurluk Milli Kuv- vetler Caddesi'nde (Bora Market) de kahr, evli 2 çocuklu, okur yazar, sabıkasız TC. Islam, market işletır. VEKİLİ: Avukat Hadi Kural, Doğan tş Hanı kat: 2 Susurluk. SUÇ: Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet. SUÇ TARİHİ: 23.2.1989 KARAR TARİHt: 21.3.1991 Yukanda açık hüviyeti yazılı sanık hakkında yazılı suçtan ceza- landınlması için mahkememizde açılan davarun 3005 sayüı yasa hü- kümlerine göre yapılan yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanıgın tevilli savunması, numune zaptı, analiz raporu, bilirkişi raporu ve tanık beyanlan ve tüm dosya kap- samı ile; Suç tarihınde sanıgın işleücisi olduğu iş yerinde imal ettiği sucuk- lann görevlilerce alınan numunesinde halk sağlığı laboratuvarmda yapılan analiz sonucu E.Coli ürediğinden Gıda Maddeleri Tüzüğü'- nün 180/b maddesi uyannca sağlığa az veya çok zarar verecek dere- cede bozulrnuş olduğu anlaşılmakla, sanıgın musnet suçu işlediği sabit olduğundan TCK 3%, 402 maddeleri uyannca cezalandınlmasına ka- rar vermek gerekmiştir. Sanıgın 1402 ve 171 sayüı yasaya aykınlıktan infaz edilmiş, muh- telif suçlardan sabıkalan bulunduğu ancak, suçlann infaz edildikle- n tarihe göre tekerrilre esas teşkil etmedikleri anlaşılmakla, saruk aleyhine tekerrür hükümlerinin uygulanması cihetine gidilmemiştir. HÜKÜM: Yukanda arz edilen sebeplerden ötüril, sanıgın müsnet suçtan eylemine uyan TCK 3% maddesi uyannca takdiren 3 ay ha- pis ve 5.000.- TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 3506 sayüı yasa ile para cezalannın alt sının 20.000 TL'den asagı olamayacagından 20.000 TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına Olayın işleniş şekline göre 647/4 maddesi uyannca hapis cezası- nm beher günü takdiren 5.000. TL hesabıyla 450.000.- TL. ağır pa- ra cezasına çevrilmesine, TCK 72 maddesi uyannca para cezalan içtima ettirilerek netice- ten 470.000.- agır para cezası ile cezalandınlmasına. TCK 402 maddesi uyannca hapis cezasına eşit olarak sanıgın cur- me vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin tatiline, ve fıilin işle- niş şekli ve niteligine göre takdiren 7 gün müddetle iş yerinin kapatılmasına, Verilip kesinleşen karar özetinin büyük harflerle yazümak suretiyle ve kapantıa süresi kadar kalmak üzere kapatılan iş yerinin göze car- pan bir yerine yapışUnlmasına, Aynca karar özeti mahkemece Cumhuriyet Savalığı'na bildirile- rek masraf bilahare hükümlüden alınmak üzere Ankara - tstanbul - tzmir'de aynca suç yerinde yayımlanan mahalli bir gazetede ilan edilmesine, 40.000. TL. bilirkişi 16.000.- TL PTT gideri olmak üzere toptam 56.000.- TL. yargılama giderinin samktan tahsiline, Yasa yollan açık olmak üzere sanık vekilinin yiızüne karşı sanıgın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21.3.1991 Basın: 34041 KONKORDATO MEHİL İLANI İSTANBUL 8. İCRA TETKİK MERCİİ HÂKİMLİGİ'NDEN Dosya No: 1991/578 tstanbul, Beşiktaş, Ihlamur Cad. Gazi Refık Sokak, Mehtap Apt. C. Blok No: 20/9 adresinde bulunan Gün Gürbüz Kadirbeyoğlu'na 16.8.1991 tarihinden geçerli olmak üzere iki ay konkordato mehli ve- rilmiştir. tş bu ilanın yayın tarihinden itibaren yedi gün içinde her alacaklı- mn itirazda bulunabileceği hususu 1İK. 288. maddesi uyannca ilan olunur. 16.8.1991 Basın: 9772 SAHİBİNDEN SATILIK DAİRE Acıbadem Basın Sitesi'nde merkezi sistem kaloriferli, hidroforlu 100 m 2 daire satılıktır. Tel: 325 84 25 (20.00)'den sonra POLİTİKA VE OTESİ MEHMED KEMAL . .Hiç Eksilmeyen Nefes. Sabahleyin gazeteye gitmek üzere hazırlanıyordum ki te- lefon çaldı. Karşıdan ağır bir ses: "Nadir Bey öldü" dedi. Donakaldım. Nadir Bey ve ölüm! İkisini bir arada düşünemedim. Nadir Bey benim için ölümsüzlerdendi. Aklımdan 'ölüm de varmış1 diye geçirdim. Uzun siiren bir düşünce savaşının sonu ölümle düğümlenmemeliydi. Birden kendime geldim. Düşünen her beyin için ölüm yoktu. Nadir Nadi'yi ad olarak, okumaya başladığımdan beri ta- nıyordum. Her ev gibi bizim eve giren gazete Cumhuriyet'ti. Kırk yıllık, elli yıllık okur olmakla övünenler vardır ya ben de on yıllık okurlardandım. Karşı karşıya tanışlığım ise yirmim- den sonra oldu. Genç bir gazeteciydim. Cumhuriyet gazete- sinde iş bulmuştum. Gazetenin Ankara Bürosu Şefi Mekki Sait Esen, bir gün: "Başyazı hazırmış" dedi, "git Ankara Palas'ta Nadir Bey: den al gel!" Nadir Bey'le ilk kez karşı karşıya gelecektim. Sevincimden yerimde duramıyordum. Posta caddesinden Ankara Palas'a bir koşuda ulastım. Na- dir Bey'i sordum, odasını gösterdiler. O sırada bağımsız mil- letvekiliydi. Kapısını çaldım. Yazısını uzattı. Hiçbir şey söyle- medi. Demokrasinin harman olduğu yıllardı. İkinci büyük savaş bitmiş, Amerika'dan bu yana ülkemize de demokrasi rüzgâr- lan esmeye başlamıştı. Nadir Nadi de demokrasiden yanay- dı. Barışseverleri tutuyor, Dil Tarih'ten atılmak üzere olanla- ra arka çıkıyordu. Demokrasi kavgasınm başladığı yıllardan bu yana Nadir Nadi hep özgür düşünceden ve demokrasiden yana olmuş- tur. Demokrasiyi kendisi için değil, herkes için isteyenlerden- di. Atatürkçülük başlıca amacı, laisizm düşünce tarlasıydı. Atatürkçülük düşünce özgürtüğü, demokrasi ve laisizm onun oluşturduğu ortamdı. Her şey bu ortamda gelişip yeşerecekti. Birçok gazetede çalıştım. Tanınmış birçok başyazarın ga- zetesinde yazılarım çıktı. Nadir Nadi hepsinin üstündeydi. Bunca yıldan beri Cumhuriyet'te çalışıyorum. Nadir Nadi1 nin bir gün olsun bir yazıma karıştığını görmedim. Kimi za- man aykırı görünen yazılarım olsa bile bunlan hoşgörü ile karşılardı. Çok sonra aynmına vardım, Nadir Nadi her şeyi bilirdi, ama bilmiyoımuşçasına anlatılan her şeyi dinlerdi. Bu, onun ken- dine özgü davranışlarından biriydi. Ondan çok şey oğrendîm. Fakat en başta oğrendiğim, dinlemesini bilmekti. Odasına çağırdığında hep Ankara'ya ait anıları konuşur- duk. Karpiç'in barındaki söyleşiler, Ankara Palas'ta yenilen yemekler, Nurettin Artam ve Akagündüz'ün masasında ge- çen saatler, hep ortak anılarımız arasındaydı. Nurettin Artam ve Akagündüz'ü benden önce tanıdığı halde söyleşilerimiz- de bir de benden dinlerdi. Cumhuriyet, gazeteciler için bir okul sayılır. Gençliğimiz- de hangi gazetede çalışırsak çalışalım gözümüz Cumhuri- yet'te olurdu. "An bir de Cumhuriyet'te çalışabilsek!.." Gü- nü geldi. Cumhuriyet'te olduk. Cumhuriyet bir okukjur dedim. Babıâli'ye şöyle bir göz atın, türlü gazetelere dağtlmış gençlerin ilk gözlerini açtıkları ga- zete Cumhuriyet'tir. Cumhuriyet'i, hiç çaktırmadan okul ya- pan usta Nadir Nadi'dir. Şurada burada panldayan genç ye- tenekleri Cumhuriyet'e çekmesini bilir. Nadir Nadi'nin soluğu ve sesi her zaman Cumhuriyet'ın üstünde olacaktır. Onun soluğunu ve sesini aldıklan yerden geleceğe doğru estirecekler vardır. Nadir Nadi bu ses ve so- luğun içinde sürgit yaşayacaktır. Biz öyle bildik, öyle biliyo- tuz. Bu güçlü nefes her zaman ensemizde olacaktır. ÇALJŞAINLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Emekli Olaımyorum" SORU: Ük kez T.C Emekli Sandıgı kapsamında ve 1954 yılında çaltşmaya başladım. Bu çahşmam yaklaşık 4 yıl oMıı ve 1957 yılına kadar sürdü. Daha sonra ve yine Emekli Sandığı- nda 1%5 yüında 7 ay çalıştım. Emekli Sandığı'na tabi ça- lısma>-a başladığım 1954 yılında dogvım urihim 1934 idi. 1960 yılında yargı yolu ile dogum tarihimi 1939 olarak dn- zelttim. Ve bcn şimdi emekli olamıyornm. Yaş düzettmelerinde nygnlama nasıl yapdıyor? R Sosyal Güvenlik Yasalan'nda ayn konuda değişik ve çelişkili hükumler bulunmasına karşın, "yaş tashihi" konusunda ortak bir uy- gulamaya gidilmişür. Bu ortak uygulamada sigortalılann ya da işti- rakçilerin, "llk defa çalışmaya başladıklan tarihte nüfus kütüğünde kayıth bulunan doğum tarihleri" geçerlidir. Bu konu T.C. Emekli Sandıgı uygulaması yönünden, 5434 sayüı ya- sanın 10S. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu madde ile, S434 sayıh T.C.Emekli Sandıgı Yasası'mn "iştirakçilere ait çeşitli hükümlerinin tat- bikinde; emekülik hakkı lanınan bir vazifeye ilk defa tayin sırasında kurumlara gösterilen nüfus hüviyet cüzdanlannda yazılı doğum tarih- leri, eğer 18 yaşını tamamladıktan sonra yaş düzeltilmesi yapılmış ise 18 yaşın doldurulması tarihindeki doğum tarihleri" geçerli kıhnmış- tır. 506 sayüı Sosyal Sigortalar Yasası'run 120. maddesine göre, "malul- lük, yaşlüık ve ölüm sigortalanna ilişkin yaş ile ilgüi hükümlerin uy- gulanmasında sigortalılann ve hak sahibi çocuklanmn" Sosyal Sigortalar Yasası'na "tabi olarak ük defa çalışmaya başladıklan tarih- te nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri" esas alınacaktır. Bağ-Kur Yasasf nın 66. maddesi yaş Ue ilgüidir. Bu maddeye göre de, "malullük, yaşlüık ve ölüm sigortalanna ilişkin yaş üe ile ilgili hü- kümlerin uygulanmasında sigortalüann ve hak sahibi çocuklann", Ba* • Kur Yasası'na "tabi olarak Uk defa çalışmaya başladıklan tarihte ni. • fus kütüğünde kayıth bulunan doğum tarihleri" uygulamaya esas tu- tulacaktır. Sosyal Güvenlik Yasalan'nda ilk kez çalışmaya başlamlan tarihteki doğum kayıtlanmn geçerli olacağı açıkça vurgulanmaktadır. Konuya Uişkin Emekli Sandıgı Yönetim Kurulu'nun 1.2.1984/3745 ve 24.10.1985/47184 kararlannda: (•) "2- Eğer, 18 yaşını tamamladıktan sonra yaş düzeltmesi yapıl- mış ise, 18 yaşımn doldurulması tarihindeki doğum tarihleri esastır. Buna göre 18 yaşm dolumundan sonra yapılan yaş düzeltmeleri naza- ra alınmayacaktır!' 1934 doğumlu olup ilk kez 1954 yümda ve 20 yaşında T.CEmekli Sandıgı kapsamında çalışmaya başlayan bir iştirakçinin, 1960 yüında yaptığı yaş düzelunesinin sandık uygulamasında göz önüne alınmaması gerektiği görüşündeyiz. Bu nedenle 1954 ile 1958 yıllan arasında ge- çen 4 yıllık çalışma sürenizin, yalnızca 6 ayımn değü tümünün sosyal güvenlik yönünden değerlendirilmesi gerekir. (*) Kaynak: Ismail AKÇOMAK, Emekli Sandıgı Kanunu — 1989, Sayfa: 420. T.C ÇANKIRI İCRA İFLAS MÜDÜRLÜGÜ'NDEN Dosya No: 991/986 ALACAKLI: Orhan Ersunan Vek. Av. Müjgan Uçkan BORÇLU: Nurettin Semerci Ulugecit köyü Eflani Zonguldak Alacaklı Orhan Ersunan'a masraflar hariç 2.349.000 TL. ödeme- ye borçlu Nurettin Semerci hakkında yapılan icra takibinde: Yukanda yazüı adresinize ömek 163 ödeme emri gönderilmiş ise de ödeme emri bila tebliğ iade olmuştur. Yapılan polis tahkikatı ne- ticesinde adresiniz tespit olunamadığmdan ödeme emrinin ilanen teb- liğine karar verilmiştir. ödeme emrinin gazete üanından sonra 30 gün içerisinde borcu- nuzu masraf ve talep edilen ticari faiz, vekâlet ücreti ile birlikte öd/»- meniz, borcunuzun tamamına veya bir kısmına veya alacakbnı.^ takibat icrası hakkına dair bir itirazımz varsa senet altındaki imza size ait değılse 25 gün içerisinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi takdirde icra takibinızdeki senedin altındaki imzanın sizden sadır sa- yüacağı, imzayı reddettiğiniz takdirde merci önünde yapılacak du- nışmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itirazımz muvakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itirazımz yazıh veya söz- lü olarak icra tetkik merciine 25 gün içerisinde bildirmediğiniz tak- dirde aynı müddet içerisinde 74. madde geregince mal beyamnda bulunmanız veya hakikate aykın beyanda bulunursaruz hapisle ce- zalandırüacağınızı Tebligat Kanunu'nun 28. ve müteakip maddeleri geregince ödeme emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 19.8.1991 '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear