Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 AĞUSTOS 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Çııkurova
öektrik
• ANKARA (ANKA)—
özel elektrik üreticisi
şirketlerden Çukurova
Elektrik, bu kez aydınlatma
armatürleri üretmek
amacıyla Belçikahlarla
ortaklik kurdu. Çukurova
Elektrik'in 879 milyon lira
sermaye ile en büyük
hissedan olduğu "Cestaş-
Schreder Aydınlatma Sanayii
ve Ticaret A.Ş!nin
sermayesi 1 milyar 500
milyon lira olarak
belirlendi. Şirkette Belçikah
ortaklar "Financiere des
application de l'electricite
sa" ile "Societe Belge
d'Investıssement
International" 300'er milyon
liralık pay edindiler.
Oaççılar basın
sektöründe
• ANKARA (ANKA)—
llaç sektöründeki 7 kuruluş
ile bu sektörun tanınmış
isimlerinden Kaya Turgut 5
milyar lira sermaye ile
"Turgut Yayıncılık ve
Ticaret Anonim Şirketi"
adıyla bir şirket kurdu.
Şirkette en büyük hisseyi, 1
milyar 400 milyon lira ile
Fako tlaçları A.Ş. alırken
Abfar llaç Sanayi ve
G.R.Squibb and Sons
tlaçları A.Ş. birer milyar
liralık pay edindiler.
tstanbul'da kurulan şirketin
kitapçılık, mecmuacılık,
gazetecilik ve matbaacıhk
işleri yapacağı bildirildi.
Şirketin bu amaçla her
türlü mecmua ve gazete
çıkartacağı belirtildi.
Hazine'de
atanıa
• ANKARA (AA)—
Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşar Yardımcıhğı'na
Yaşar Yazıcıoğlu atandı.
Görevine yann başlayacak
olan Yazıcıoğlu'nun atama
kararı Resmi Gazete'nin
bugünkü sayısında
yayımlandı. Üçlu
kararname ile Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşar
Yardımcıhğı'na atanan
Yazıcıoğlu, dış ticaretten
sorumlu olacak.
TÜRSAB'dan
bilgi bankası
• İSTANBUL (ANKA)—
Türkiye Seyahat Acenteleri
Birligi (TÜRSAB), turizmde
ulusal ve uluslararası
düzeyde bilgi alışverişi ile
rezervasyonları
gerçekleştirecek bilgi
' ankası kuruyor.
Ksbank'a kredi
• Ekonomi Servisi—
Esbank bu yıl içinde ikinci
kez sendikasyon kredisi
aldı. Banka, 10 ağustosta
imzalanan sendikasyon
kredi anlaşmasıyla Chase
Investment Bank Ltd.,
NMB Postbank Group ve
Arab Investment Company
önderliğinde 16 bankanın
oluşturduğu bir
konsorsiyumdan, 27.5
milyon dolarhk kredi
sağladı. 1 yıl vadeli kredi,
ihracat finansmanmda
kullandınlacak.
Çiftçi
teşkilatlanmalı
• ANTALYA (AA)—
Antalya Ziraat Odası
Başkanı Celal Sönmez,
çiftçilerle ilgili alınacak
kararlarda ağırlığını
koyabilecek bir çiftçi
' \ıruluşunun bulunmadığını
v< çiftçinin sahipsiz
olduğunu savunarak
"Çiftçinin sahibi kim, bunu
öğrenmek istiyoruz,
sahibimizi arıyoruz" dedi.
ttalya'yla
ticaret
• ANKARA (UBA)—
Türkiye ile İtalya Kralhğı
arasındaki 1936 tarihli
ticaret anlaşması Italya'nın
talebi üzerine yürurlükten
kaldınldı. Söz konusu
"Ticaret ve Seyrisefain
Anlaşması", 29 Arahk 1936
tarihinde Türkiye ile italya
Kralhğı arasında
imzalanmıştı. İtalya'nın
talebi üzerine aynca söz
konusu anlaşmaya ek
protokol ile 1952 yılında
imzalanan ticaret ve ödeme
anlaşmaları da sona
erdirildi.
AEG-ETİ
• Ekonomi Servisi —
Avustralya'ya yaptığı
transformatör ihracatı için
Y ikmda açılan damping
davasını kazanan AEG-
ETl'nin Genel Müdürü
Engin Aydm, "Bir taraftan
ihracatımız yurt dışında
türlü engellerle karşılaşıp
mücadele ederken,
Türkiye'de de özellikle
kamu kuruluşlannm
uyguladığı haksız rekabeti
teşvik eden ihale
yöntemlerine karşı çaresiz
kalmaktadır" dedi.
ISO, 1990'da enfazla ihracatyapan, Gelir ve Kurumlar Vergisi ödeyen üyekrini ödiülendirdi
Yılmaz'danmaviboncukEkonomi Servisi— Başbakan
Mesut Yılmaz, ekonomide ço-
zümlenmesi gereken ilk hedefin
hızlı fiyat artışının engellenme-
si olduğunu soyledi.
tstanbul Sanayi Odası'nın
(tSO) 1990 yılında en fazla ih-
racat yapan ve en fazla Gelir ve
Kurumlar Vergisi ödeyen üyeleri
için AKM'de duzenlediği ödül
töreninde konuşan Mesut Yıl-
maz, 1983 yılından bu yana iz-
lenen ihracat politikalannın ba-
şarılı olduğuna değinerek "Ar-
tık ihracatta ikinci bir aşamaya,
ihracat politikalanyla sanayiyi
biitunleştirmeye sıra gelmiştir.
Sanayi geliştirilmelidir" dedi.
Türk müteşebbisinin salt iç pa-
zarda değil, tum dünyada reka-
bet etmesi gerektiğine işaret
eden Yılmaz, "Sanayiyi bn reka-
bet düzeyine getirmek hükume-
tin başta gelen görevidir" diye
konuştu.
Başbakan Yılmaz, hedefleri-
nin ilk olarak kamu açıkların-
dan kaynaklanan hızlı fiyat ar-
tışım engellemek olduğunu be-
lirterek şöyle konuştu:
"tlk hedefimiz fiyat artışlan-
nı, yetişmeyi, rekabet etmeyi he-
defiediğimiz gelişmekte oian ül-
keler sevivesine getirmektir.
Ekonomideki enflasyon baskısı-
nın en önemli nedeni kamu
açıklandır. Yıizde 60'lar seviye-
sine ulaşan fiyat artışlannı eko-
Ödül töreninde
konuşan Başbakan
Mesut Yılmaz, hızlı
fiyat artışlannın
engellenmesi,
sanayinin
geliştirilmesi,
adil vergi
sisteminin
oluşturulması ve
KİT'leri kambur
olmaktan çıkaracak
önlemlerin alınması
gerektiğini belirtti.
İhracat ve vergi dalında ilk 5 firma
ALTIN PLAKET
İhracat (bin dolar)
1) Çolakoğlu Metalurji 163.540
2)STFA 127.400
3) Ekinciler Sanayi 104.467
4)Vestel 89.111
5) Rabak 82.260
Vergi {milyon TL.)
1)Tofaş 129.270
2)Aksa 85.315
3) Arçelik 84.541
4)Otosan 72.998
5) Shell 71.188
ALTIN MADALYA
İhracat (bin dolar)
1) Çanakkale Çim. . 29.928
2) İçdaş 29.387
3) Korvelle 28.632
4)Bisaş 26.498
5)Defimod 26.271
Vergi (milyon TL)
1) Aslan Çim 24.742
2) Mako Elektrik ... 23.005
3)Aygaz 22.500
4) Erciyas Biracılık 22.297
5)Kalebodur 21.140
nomide dddi daralmalara neden
olmadan indirmek zorundayız."
Konuşmasında vergi gelirieri-
nin büyük bir bölümünün ücret-
lilerden sağladığını da söyleyen
Yılmaz,, bunun vergi adaletini
düzeltecek bir şekilde düzenle-
neceğini belirtti. Ekonomideki
olumsuz durumun kamu açıkla-
rırun fazla olmasından kaynak-
lanmadığını savunan Yılmaz,
"Ekonominin düzelmesi için
adü vergi sistemi gereklidir. Adil
gelir dagıiımı ve fırsat eşitligi
sağlanmaudır" dedi.
Yılmaz, hükümetin bundan
sonraki hedefleri arasında KİT'-
leri kambur olmaktan çıkaracak
önlemler almanın, sanayi ve ih-
racatı gerçekçi kur politikalany-
la dış rekabete açık hale getirme-
nin yer aldığını söyledi.
Türkiye'de dinamik bir özel
sektör oluştuğunu belirten Yıl-
maz, "Devletin görevi işletmeci-
lik değildir. Kamu kuruluşlan
misyonunu tamamlamıştır. Dev-
let, pazarda tüketiciyi koruya-
cak, saglıklı ekonomik işleyişi
saglayacak politikalan oluştur-
mahdır" dedi.
Uzakdoğu'da Japonya'nın,
Amerika kıtasında ABD'nin,
Avrupa'da ise Ortak Pazar üve-
si ülkelerin başını çektiği bir
ekonomik kutuplaşmanın oldu-
ğuna dikkat çeken Yılmaz, Do-
ğu Avrupa ülkelerinin yeni ka-
vuştukları ortamda, Avrupa ile
bütunleşme yanşında olacakla-
rını söyledi. Türkiye'nin de bu
kutuplaşmada yerini alma za-
manının geldiğini belirten Baş-
bakan Mesut Yılmaz, "Aksi taal-
de Türkiye yan sanayileşmiş ka-
labalık bir ülke olarak kalacak-
tır" dedi.
Törende konuşan tSO Başka-
m Memduh Haaoğlu da, "ihra-
caün teşvikine dair ihracatçı
alevhine eecmise dönttk karar-
lar aiınmamalıdır. Bunun son
örnegini geçen hafta Kurumlar
Vergisi ihracat istisnasını 1991
yılı hasılası için yuzde 16'dan
yüzde 12'ye .ndiren kararda gör-
mekteyiz. Umanz bu uygulama
tekrar eski haline donuştürulür"
dedi. Haaoğlu, aynca seçimden
sonra Türkiye'de siyasi mücade-
lenin son bulmasını arzuladık-
lannı belirterek, "Türk halkı oy-
lannı ekonomide kalıcı, isükrar
arayan politikalara sahip parti-
lere verecektir" dedi.
tSO 1990 yıh başarüı ihracatçı
ve sanayi kuruluşianna altın
plaket ödüllerini dağıttı. Ödül
torenine Başbakan Yardımcısı
Ekrem Pakdemirli, lstanbul Va-
lisi Hayri Kozakçıoğlu, tstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı
Nurettin Sözen ve çok sayıda
işadarru katıldı.
İSO ödülleri
Törende 1990 yılında 30 mil-
yon doların üzerinde ihracat
gerçekleştiren 23 firma ile 25
milyar liranın üzerinde Kurum-
lar Vergisi ödeyecek 15 firmaya
altın plaket verilirken, ihracatçı
60 firma altın, 115 firma gümüş,
196 firma bronz madalya ile
ödüllendirildi. ödeyecekleri Ku-
rumlar Vergisi'ne göre de 16 fir-
maya altın, 40 firmaya gümüş,
77 firmaya da bronz madalya
verildi.
1968 1989 1990 1991
Babanınl
Sevgılısı ita Erkek ve Btr Kadın
1988 1989 1990 | 1991 1988 1989' İ99C 1991 *
Hollywood büyükoynarSinema dünyasının başkenîi Hollywoöd'da yûdvdarın bile kesin iş güvencesi btdunmuyor
Kültür Servisi— Kevin Cost-
ner büyuk bir yıldız. Kurtlarla
dans ediyor, düşler tarlasında
düş görüyor, Robin Hood'u ti-
pik California aksanıyla oynu-
yor. Ve sinemalann önünde, gö-
rülmemiş kuyruklar oluşuyor.
Tam 9 aydır oynayan "Kurtlar-
la Dans" hâlâ örneğin yeni çıkan
"Mavi Göl'e Dönüş" fılminden
daha çok iş yapıyor.
Ama aynı Costner'in Meksi-
ka'da çevirdiği "tntikam" tam
bir fıyasko oldu ve "Kurtlarta
Dans"ın gelirinin onda birine bi-
le ulaşamadı. Demek ki "yıldız
gücii" diye bir şey var, ama bu-
nun da tam bir güvence olduğu
söylenemez.
Bu yaz, Amerikan sineması,
bu 2 kuramı da birlikte doğru-
ladı. Iki büyük starın filmleri,
müthiş iş yaptı: Costner'in "Ro-
bin Hood"u şimdiye dek 140
milyon dolar. Schwarzenegger'm
"Terminator 2: Hüküm Günü"
fılmiyse 160 milyon dolar top-
ladılar. Billy Crystal ("Harry
Sally'le Tanışınca"dan anımsa-
yacaksınız) "City Slickers" fıl-
miyle beklenmedik bir 105 mil-
yon dolara ulaştı ve komedinin
yabana atılmaması gerektiğini
gösterdi.
Ama öte yandan Julia Ro-
berts, "Genç Ölmek-Dying Yo-
uag'Ma 32 milyon dolarda kal-
dı. Oysa "Özel Bir Kadın"dan
sonra "Julia telefon rehberini
bile başanlı bir filme dönüştii-
rebüir" demişlerdi.
Ashnda yanlış, filmin adın-
daydı. Yıllar önce benzer bir ko-
nuyu "Aşk Hikâyesi" diye ad-
landırmak akıllıhğında bulun-
muştu Hollyvvood. Ama Ame-
rikan sinemasımn Doris Day'-
den beri en garantili kadın starı
olan Roberts bile konusu kan
kanserinden ölen genç bir kadın
olan bir fılmi, hele Amerika'nın
"yaz seyircisi"ne yeterince sat-
mayı başaramazdı.
Roberts'in durumu tekil bir
ornek değil. Artık hiçbir ad tek
başına garanti oluşturmuyor.
Çeyrek yüzyıldır salonlan dol-
duran Robert Redford ve Clint
Eastwood'un son filmleri ilgi
görmedi. Robert de Niro
"Avcı"dan sonra 10 yıl büyük iş
sağlayamadı. Ama son zaman-
larda üst üste 3 filmi başan ka-
zandı: "Sıkı Dostlar",
"Uyanışlar" ve "Backdraft".
Bruce VVillis ise iki "Zor Ölüm"
fılmine görüntüsünü ve "Bak
Kim Konuşuyor"a sesini verdi-
ğinde, her biri 200'er milyon
toplayan bu fılmlerle işi güven-
ceye almış sayılabilirdi. Ancak
son filmleri "Senlik Ateşi",
"Mortal Thoughts" ve "Hudson
Hawk" başarısız oldu.
Kadın yıldızlar için de öyle.
Herkes Michelle Pfeiffer'a bayı-
lıyor, ama onu perdede görme-
ye aynı ölçüde gitmiyor. Jane
Fonda'nın ünü, "Yaşlı Gringo"
ve "Stanley ve lris"in birer fiyas-
ko olmasını önleyemedi. Meryl
Streep'in adı ve her yıl yinelenen
Oscar adaylıkJan ise koca bir sa-
Iondaki bir biblo gibi: Orada,
insanlan etkilemek için sergile-
niyor. Tom Cruise ve Eddie
Murphy de tum ünlerine karşın
filmleri değişik sonuçlar veren
sanatçılar.
tşin garip yanı, artık kimsenin
hangi filmin ij yapacağını bile-
memesi. Meçhul bir "Evde Tek
Başına" ortalığı altüst ediyor,
oysa "Havana" gibi hoşa gitmek
için her şeye sahip bir film.
ABD'de örneğin Italyan filmı
"Cennet Sineması"ndan daha
az iş yaptı.
Hollywood'da artık her yıldı-
zm yılda en az bir film yaptığı,
sayısız genç-yaşlı oyuncunun
kontrat altında olduğu, iş gu-
vencesinin çok daha yüksek ol-
duğu stüdyolar dönemi yok.
Hollywood, artık tam bir mace-
ra, kumar ve risk kenti. Bu kent-
te "Havana"lar hep "Evde Tek
Başına"lardan daha çok, fiyas-
kolar bu>ıik hit'lerden daha faz-
la olacak. Ama bir gün tam
12'den vurmak ve bir filmden
yatırdığının 5, 10, 20 mislini ka-
zanmak umudu orada durduk-
ça, Hollyvvood hep riske atılma-
vı sürdürecek.
Çekicîler ^para' çekiyorSon zamanlarda işlerini
canla başla yapan özel
çekiciler, her çektiği araçtan
30 bin lira alıyor. Çekiciler,
anakent belediyesi, ilçe
belediyeleri ve Trafık
Denetleme Şubesi'ne bağlı
çalışıyorlar. Bu üç değişik
organ, yasak yere park
edenlerden üç değişik fiyat
alıyor.
ESER ATİLLA
tstanbul'un trafık keşmekeşinde direk-
siyon sallayanların son zamanlarda bir-
birlerine sıkça söyledikleri bir söz var:
"Allah çektirmesin!"
Her gün lstanbul trafiğinde olup da
çüe çekmemek elde değil. Ancak son yü-
larda şehrin bu ezeli sorununa bir de
"otomobil çekidleri"run çektirdikleri ek-
lendi. Otomobilini park ettiği yerde bu-
lamayanlar, tstanbul kazan onlar kepçe
otomobil arayışına girişiyorlar. Bu "traji-
komik" film her gün tstanbul sahnesin-
de.
Bir istatıstiğe göre her gün 300 otomo-
bilin trafiğe çıktığı Istanbul'da çekicile-
rin son zamanlarda işlerini "canla başla"
yapmaları, bu kişilerin her çektiği ara-
badan para almalanna bağlanıyor. tstan-
bul sokaklanndaki çekiciler üç değişik
organa bağlı çahşıyorlar. Anakent Bele-
diyesi, ilçe belediyeleri ve Trafik Denet-
leme Şubesi. Ve bu üç değişik organ ya-
sak yere park edenlerden üç değişik fi-
yat ahyor. Aynca cekicileri resmi ve özel
diye ikiye ayırmak da mümkün.
Anakent Belediyesi Zabıta Müdürlü-
ğü'ne bağlı 20 resmi çekici bulunuyor.
Otomobili eğer Anakent Belediyesi'nin
cekicileri çekerse belediye, sürücüden
"işgal cezası" adı altında 45 bin lira pa-
ra alıyor. Belediye, bir de buna 30 bin lira
çekim ücreti ekliyor. Bu fiyatlann da ge-
Değişik çekicilerin çekim ücretleri (TL)
Çekım ücreti
Garaj parası
Park ceıası
TOPLAM
ANAKENT BELEMYESİ
Resmi çekici
30 bin
Almıyor
45 bin
75 bir
Özel çekici
Çalıştrmıyof
-
-
-
İLÇE BOEDİYEURİ
Resmi çekici
Almıyor
5 bin
45 bın
50 bin
Özel çekici
30 bin
5 bın
45 bin
80 bin
EMMİYCT Ş U K M0D.
Resmi çekici
Aimıyor
10 bm-15 bın
30 bin
40biM5t»ı
Özel çekici
30 bin
10 bm-15 bın
30 bin
70 bm-75 bin
çen cumartesi gününden itibaren gecer-
li olduğu söyleniyor.
İlçe belediyelerinin ise tarife sistemleri
birbirinden tamamen farkh. Bazı ilçeler
özel çekicilerle, bazüarı ise kendi resmi
çekicileriyle çalışıyor. Resmi çekicilerle
çalışan ilçe belediyeleri, çekim ücreti al-
mıyor ve otomobili bunlar tarafından çe-
kilen "talihli" sürücüler 50 bin liraya
otomobillerine kavuşurlarken özel çekici
tarafından çekilen otomobiU kurtarmak
için 80 bin lira vermek zorunda kalıyor-
lar.
Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü-
ne bağlı ise 38 özel, 7 tane de resmi çe-
kici bulunuyor. Vilayet tl Trafik Komis-
yonu'nun 3 yü önce almış olduğu kararla
"resmi çekkOer yetismediği takdirde özel
çekicilerin de çabşabihnesi"ne dair çıkar-
tılan kanun çerçevesinde işe ahnan özel
çekiciler, tstanbul trafiğinin şu anda en
büyük sorunu olarak gösteriliyor. Yasak
yere park edilen otomobil özel çekici ta-
rafından çekilip, özel kişilere ait olan ga-
raja götürülduğünde vatandaşın verdiği
75 bin liranın 30 bini devlete kalırken 45
bini ise özel kişilerin cebine giriyor.
özel çekicilerin parça başı çalışmala-
n ve her çektikleri otomobilden 30 bin
lira almalan, son zamanlarda "çekim"
olaylannın artmasımn başhca nedeni
olarak gösteriliyor. Son zamanlarda ts-
tanbul sokaklannda her adım başında
bir otomobil çekiliyor. Bu çekicilerin
günde 10-15 otomobil çektikleri ve
300-450 bin lira kazandıklan belirtiliyor.
Çekiciler, "Trafik »çık olsa daha fada
da çekeriz. Ama trafik çok sıkışık" diye
yakımyorlar. Bir çekici aracı ise 15-18
milyon lira arasında değişen fiyatlardan
satıhyor.
Trafik Denetleme Şube Mudür Yar-
dımcısı thsan Er, 3 yıl önce çıkan kanun-
la müracaat eden çekicilere iş verdikle-
rini, ancak sonra vatandaşlardan gelen
yoğîın şikâyetler üzerine "taata yapan, va-
tandaşa kötii davranan" özel cekicileri
işten attıklarmı belirtiyor. Er, artık yeni
çekici almadıklannı, hatta özel cekicileri
azaltmaya başladıklannı dile getiriyor.
Bu çekicilerin yanlannda pobs ya da za-
bıta memuru olmadan otomobil çektne-
lerinin yasak oduğunu söyleyen Er, ba-
zılarının yanında memur olmadan araç
çekmelerinden yakmıyor. Özel çekiciler-
den memnun ohnadıklannı sözlerine ek-
leyen Er, "1 yıl önce 50 tane resmi çeki-
ci sipariş verdik. Inşallah bunlar gelir de
bu karmaşa sona erer" diyor.
Usküdar Belediyesi Zabıta Müdürlü-
ğü'nden bir üst düzey yetkili ise "Geçen-
lerde gazetede bir vatandaş, 'Nazi A.1-
manyası'nda yakınlanm arayan insanlar
gibi biz de otomobillerimizi arar olduk'
diyordu. Bu söz bana çok dokundu.
Kimseye böyle çile çektirtneye hakkımız
yok. Araç çekmeye ben karşıyım. Hele
bu özel çekiciler işin tadını tuzuau ka-
çırdı. Şimdi mecbur kalmadıkça araç
çekmiyoruz, arabayı olduğu yerde kilit-
leme sistemi baslattık" diyor. Asıl soru-
nun îstanbul'da garaj eksikliğinden kay-
naklandığını belirten aynı etkili, "Bildi-
|im kadanyla Îstanbul'da kayıtlı 1 mil-
yon araç göriinüyor. Oysa tstanbul'da
sadece 17 bin araca hizmet veren garaj
bulunuyor. Garaj sayısını arttırmak
lazım" diyor. Aynca trafiği duzenleme
işinin çok başhlıktan kurtarılması ve bir
tek merciye verilmesinin de şart olduğu
söyleniyor.
Çekiciler,..
Çekiciler ise yaptıkları işten çok da
fazla kazanmadıklanm söylüyorlar. Üni-
versite mezunu Necati Çoban, 3 yıl Ön-
ce babasının teşvikiyle 6 milyon liraya bir
araç ahp çekiciüğe başladığını ve günde
yaklaşık 450 bin lira kazandığını belir-
tiyor. Bu işin masrafırun çok olduğunu
söyleyen Çoban, "Kazandıgım paranın
yüzde 12'si KDV'ye, yüzde 35'i Grfir Ver-
gisi'ne, ner 30 binin S bini de raazota gi-
diyor. Geriye bana ancak 200 bin lira
kalıyor" diyor. Araba çekmenin çok zor
bir iş olduğunu söyleyen tsmail Kuşlu da
"Yokuş çıkıyorsun, yokuş iniyorsun, bu
iş zor iş. Masrafı da çok fazla" diye ya-
kınıyor. Çekiciler, çoğu kez vatandaşın
"Şu arabayı çek" diye kendilerine yalvar-
dığmı da belirtiyorlar.
IŞÇENIN EVRENINDEN
gÜKRAIV KETENd
'ANAP'a Hayır5
Arşiv temizliği yaparken, Türk-İş'in geçmiş yıllara ait der-
gi, broşür, afiş, pankartlan da elimden geçti. Seçim kampan-
yası için hazırlanmış boy boy "ANAP'a hayır" sloganlarını
anımsıyorsunuz değil mi? 1984 yılından bu yana izlediği işçi
düşmanı politikalar nedeni ile yine Şevket Yılmaz başkanlı-
ğında Türk-iş, ANAP iktidarlarını işçi düşmanı ilan etmişli.
Halen geçerli bütün başkanlar kurulu ve genel kurul karar-
larına göre de, işçi düşmanı bu iktidara karşı sürekli eylem
yapması gerekiyor.
Son günlerde TV ve radyo haberlerinde moda oldu: Türk-
İş ile hükümet arasında yapılan ve 510 bin civarında kamu
işçisini kapsayan topusözleşme anlaşması çerçevesinde il-
gili sendikalar, birkaç gün ara ile toplu sözleşme imzalıyor-
tar. Daha doğrusu yapılmış anlaşma kağıda dökülüp, yeni bir
sözleşme imiş gibi göşterişli birer tören düzenleniyor. İmza
torenine mutlaka Türk-İş Başkanı Şevket Yılmaz da katılıyor.
Sonunda da ne yapıp edip, soyaddaşı Başbakan Mesut Yıl-
maz'a sözleşmelerin imzalanmasındaki olumlu katkılanndan
dolayı teşekkür ediyor.
Şu ünlü Fransız şirketinin ölçüleri içinde, böylesi bir rek-
lamın değeri ne olabilir dersinız? Bunu elbette haberin sü-
resi ile ölçmeyeceksiniz. ANAP iktidarlarını "işçi sınıfının
düşmanı" ilan etmiş işçi konfederasyonunun başkanının ağ-
zından, Başbakan'a yöneltilmiş bir övgünün değeri, işlevi, an-
lamı kolay kolay ölçülemez. Türk-İş'in bir başka biçimde, for-
mülde ANAP iktidariarına ve Başbakan'a destek vermesi ola-
nağı da yok. Sayın Şevket Yılmaz, acaba ışçı kıtlelerinın kar-
şısına çıkıp aynı sozleri soyleyebilir mi? Hele de kamu söz-
leşmelerinin sahibi işçilerin karşıstna.
Onlar ki bu sözleşmelerinin düşük rakamlarla imzalanma-
sını engellemek üzere aytarca pasif direniş eylemleri gerçek-
leştirdiler. Sürekli sendika yönetimlerini uyardılar. Çoğunlukla
sendikalanna rağmen, bazen sendika yönetimlerini ve Türk-iş
yönetimini de hedef alan çok renkli çok boyutlu protesto ey-
lemleri, viziteye çıkış, yürüyüşleri ile kamuoyunun gündemirv
de oldular. İşyeri, işyeri, bazen onbinler, bazen yüzbinlere va-
ran katılımlarla daha iyi bir sözleşme için siyasi iktidarla bir-
likte Türk-İş yönetimini zorladılar. "Çankaya'nın şişmanı işçi
düşmanı", "Hükümet istrfa, Başbakan istifa, Şevket istifa" di-
ye bağırdılar. Evet onlar sözleşmelerinin, ANAP hükümeti,
Ozal'da sembolleşen iktidar ve Başbakan Yılmaz için seçim
kampanyası aracı, reklamı olmasına razılar mı?
Bugünlerde 'ANAP'a hayır" diyen, hükümete çok fazla kı-
zan 250 bin kişilik bir başka kitle var. örgütsüz oldukları, as-
la bir araya gelemedikleri ve asla kimliklerini koyarak hiçbir
tepkilerini gösteremeyecekleri için, kamuoyunun dikkatini çe-
kemiyortar. Sözleşmeliler ya da sözleşmelizedeler gerçekten
çok zor, çaresiz durumda. Telefonlarla hak, bilgi arama ça-
basında, güçleri kimseye yetmediği, seslerini kimselere du-
yuramadıklan için, sabahtan akşama bize kızıp, telefonlan
ile çalışmamızı engelliyorlar. Gerçekten sözleşmelilerin ara-
lıksız telefonlan, soru ve tepki başvurularından çalışamaz,
ambale olmuş durumdayız. Ister istemez sinirlerimiz yıpran-
dığı için de, bazen haksız çıkışıyoruz. "Sözleşmeliye geçer-
ken düşünseydiniz" diyebiliyoruz.
Oysa biz de çok iyi biliyoruz ki, işçi ve memurları yasal hak
ve güvencelertnden uzaklaştırmak amacı ile ANAP iktidarı
sözleşmeliye geçirirken, bir yandan ücret artışı ile özendir-
di. Diger yandan da, sormadan geç'ışe zorladı. Kıtleleri ya-
sal güvenceden uzak, sendikal haklar dışında, tamamen yö-
netime bağımlı hale getirdikten sonra da dilediği gibi oyna-
maya başladı. As'.ında siyasi iktidar sözleşmeli ile amacına
ulaşamamıştı. Hedeflenen istenildiği an atılabilecek, istedi-
ğı kadar çalıştırılabilecek, ses çıkaramayacak ve verim artışı
^saölayacak kalifiye çalışanlar yaratmaktı.
Oncelikle özelleştirme hayallerinde evdeki hesap çarşıya
uymamıştı. Yakın zamanda kamu işyerierinden kitlesel çıkar-
mayı gereklı kılacak, hızlı özelleştirme programları oluşturu-
lamadı. Üstelik sözleşmeli çalıştırma ile iş güvencesi, gele-
ceği yöneticinin iki dudağı arasında çalışan yaratılsa da, bu
tablo hiçbir verim artışı getirmedi. Kitlesel uygulanınca da,
sadece, aynı işi yapan insanlar arasında ayncalıklı kitleler
yaratma, partizanhk yapma türünden bir işlevi oldu. Doğal
olarak da siyasi iktidar için yarar kadar zarar getirdi. Tıpkı sü-
per emekliler olayında yaşandığı üzere, hükümet kendi ya-
rattığı bir uygulamadan, sonuçlarından pişman oldu.
Evet tıpkı süperzedelere yaptığı gibi sözleşmelilere de oyun
içinde oyun hazırlıyor: Sözleşmelilerin ücretlerini aşağı çek-
meye karar vermiş bulunuyor. Geçen ocak ayı ücret artışla-
nndan çok daha çarpıcı uygulama, henüz işletmeler belirle-
mediği için genel ilkeleri belli temmuz zamlannda yaşanıyor.
Sözleşmeliler en fazla % 20'ye varan çoğu daha az oranlar-
da, bazıları hiç zam almayacaklar.
Sözleşmeliler şaşkın, hükümete çok kızgın. Kanun hük-
münde kararname ile anayasaya ve hukuka aykırı olarak ça-
lıştırıldıkları iki Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile sabit söz-
leşmelilerin hakkını arayabilecek kimse yok. Yasal güvence-
leri yok. Sembolik derneklerie dahi örgütlenebilmiş değiller.
Tek tek kızmaya, isyan etmeye ve kapalı seçim sandığında
"ANAP'a hayır" demeye ancak hakları olacak.
Dolar ve borsa
düşüşe geçti
Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeler üzerine
dolar, ilk gün aldığı yükseîişten hızla inişe
geçti. Darbe öncesindeki duruma dönen
dolar, dün 4695 TL'den işlem gürdü. Mark
ise TL karşısmda 10 lira değer kazandı.
ıhaJesıyle ilgili olarak tMKB'~
de yaratılan spekülasyondan
kaynaklandığı belirtildi.
IMKB endeksi dün ortalama
yüzde 1.66 oranında değer yi-
tirdi. Hazine'nin 3 ayhk ihale-
sinin iptal edileceği yönündeki
söylentilerle önceki günkü se-
ansın ikinci yansından sonra
birden artış trendine giren fi-
yatlar, iptal haberinin gerçek
olmadığinm yayılması üzerine
dün yeniden iniş eğilimiy gir-
di. Ancak seansın son yarım
saatinde Hazine bonosu iptali
yönünde yeniden spekülasyon-
lar başlayınca fiyat lar da yeni-
den artış gösterdi. Yine de bir
önceki gunkü düzeyini yakala-
yamadı.
Amerikan Dolan'ndaki geri-
leme ise daha hızlı oldu. Gor-
baçov'un görevden uzaklaştı-
nlmasının hemen ardından
4785 liraya kadar yükselen 1
Amerikan Dolan önceki gün
4735 liraya geriledikten sonra
dün de yeniden başaşağı gitti.
öğle saatlerine doğru 4720 li-
raya gerileyen Amerikan Dola-
rı dış borsalardaki değer kay-
bına paralel olarak öğleden
sonra saatlerinde yeniden hız-
la değer kaybetti ve 4700 lira sı-
nınnın da altına inerek 4695 li-
radan işlem gördu. Buna kar-
şılık dolar-mark paritesinde
mark lehine gozlenen artış
Türkiye'de de etkisini gösterdi
ve dün mark, TL karşısmda 10
lira değer kazanarak 2645 lira-
dan işlem gordü.
Ekonomi Semsi — Sovyet-
ler Birliği'nde darbeciler ara-
smda göruş aynlığı bulunduğu-
na ilişkin haberler dünya bor-
salarmda etkisini gösterdi ve
dolara ilgiyi azalttı. Bu çerçe-
vede Sovyet üderi Mihail Gor-
baçov'un görevden uzaklaştı-
nlmasının hemen ardından hız-
la değer kazanarak 1.83 mar-
ka kadar yükselen Amerikan
Dolan, dün neredeyse darbe
öncesindeki durumuna yaklaş-
tı. Dolar çeşitli borsalarda
1.787 marktan işlem gördü.
Sovyetler'de olaylar başlama-
dan önce 1 Amerikan Dolan
1.76 marktı.
Dolardaki bu değer kaybına
karşılık altında hafıf bir hare-
ketÛlik gözlendi. Londra Bor-
sası'nda bir ons altın önceki
gün 355.5 dolardan işlem gö-
rürken, dün bu rakam 356.2
dolara yukseldi. Hisse senetle-
ri fiyatlannda da bir miktar ar-
tış oldu. Yatırımcılann alıma
geçmeleriyle birlikte dün gerek
Londra gerekse Frankfurt bor-
salarında endekslerde yüksel-
meler gözlendi.
Oğleden sonraki saatlerde ise
darbenin başarısız olduğu yo-
lundaki haberler üzerine New
York Borsası'nda endeks 60
puan birden arttı.
Türkiye'de ise yurtdışındaki
eğilimlerin tersine hem dolar
hem de borsada değer kayıplan
gözlendi. Ancak borsadaki de-
ğer kaybının Hazine bonosu