18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 AĞUSTOS 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Çııkurova öektrik • ANKARA (ANKA)— özel elektrik üreticisi şirketlerden Çukurova Elektrik, bu kez aydınlatma armatürleri üretmek amacıyla Belçikahlarla ortaklik kurdu. Çukurova Elektrik'in 879 milyon lira sermaye ile en büyük hissedan olduğu "Cestaş- Schreder Aydınlatma Sanayii ve Ticaret A.Ş!nin sermayesi 1 milyar 500 milyon lira olarak belirlendi. Şirkette Belçikah ortaklar "Financiere des application de l'electricite sa" ile "Societe Belge d'Investıssement International" 300'er milyon liralık pay edindiler. Oaççılar basın sektöründe • ANKARA (ANKA)— llaç sektöründeki 7 kuruluş ile bu sektörun tanınmış isimlerinden Kaya Turgut 5 milyar lira sermaye ile "Turgut Yayıncılık ve Ticaret Anonim Şirketi" adıyla bir şirket kurdu. Şirkette en büyük hisseyi, 1 milyar 400 milyon lira ile Fako tlaçları A.Ş. alırken Abfar llaç Sanayi ve G.R.Squibb and Sons tlaçları A.Ş. birer milyar liralık pay edindiler. tstanbul'da kurulan şirketin kitapçılık, mecmuacılık, gazetecilik ve matbaacıhk işleri yapacağı bildirildi. Şirketin bu amaçla her türlü mecmua ve gazete çıkartacağı belirtildi. Hazine'de atanıa • ANKARA (AA)— Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcıhğı'na Yaşar Yazıcıoğlu atandı. Görevine yann başlayacak olan Yazıcıoğlu'nun atama kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Üçlu kararname ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcıhğı'na atanan Yazıcıoğlu, dış ticaretten sorumlu olacak. TÜRSAB'dan bilgi bankası • İSTANBUL (ANKA)— Türkiye Seyahat Acenteleri Birligi (TÜRSAB), turizmde ulusal ve uluslararası düzeyde bilgi alışverişi ile rezervasyonları gerçekleştirecek bilgi ' ankası kuruyor. Ksbank'a kredi • Ekonomi Servisi— Esbank bu yıl içinde ikinci kez sendikasyon kredisi aldı. Banka, 10 ağustosta imzalanan sendikasyon kredi anlaşmasıyla Chase Investment Bank Ltd., NMB Postbank Group ve Arab Investment Company önderliğinde 16 bankanın oluşturduğu bir konsorsiyumdan, 27.5 milyon dolarhk kredi sağladı. 1 yıl vadeli kredi, ihracat finansmanmda kullandınlacak. Çiftçi teşkilatlanmalı • ANTALYA (AA)— Antalya Ziraat Odası Başkanı Celal Sönmez, çiftçilerle ilgili alınacak kararlarda ağırlığını koyabilecek bir çiftçi ' \ıruluşunun bulunmadığını v< çiftçinin sahipsiz olduğunu savunarak "Çiftçinin sahibi kim, bunu öğrenmek istiyoruz, sahibimizi arıyoruz" dedi. ttalya'yla ticaret • ANKARA (UBA)— Türkiye ile İtalya Kralhğı arasındaki 1936 tarihli ticaret anlaşması Italya'nın talebi üzerine yürurlükten kaldınldı. Söz konusu "Ticaret ve Seyrisefain Anlaşması", 29 Arahk 1936 tarihinde Türkiye ile italya Kralhğı arasında imzalanmıştı. İtalya'nın talebi üzerine aynca söz konusu anlaşmaya ek protokol ile 1952 yılında imzalanan ticaret ve ödeme anlaşmaları da sona erdirildi. AEG-ETİ • Ekonomi Servisi — Avustralya'ya yaptığı transformatör ihracatı için Y ikmda açılan damping davasını kazanan AEG- ETl'nin Genel Müdürü Engin Aydm, "Bir taraftan ihracatımız yurt dışında türlü engellerle karşılaşıp mücadele ederken, Türkiye'de de özellikle kamu kuruluşlannm uyguladığı haksız rekabeti teşvik eden ihale yöntemlerine karşı çaresiz kalmaktadır" dedi. ISO, 1990'da enfazla ihracatyapan, Gelir ve Kurumlar Vergisi ödeyen üyekrini ödiülendirdi Yılmaz'danmaviboncukEkonomi Servisi— Başbakan Mesut Yılmaz, ekonomide ço- zümlenmesi gereken ilk hedefin hızlı fiyat artışının engellenme- si olduğunu soyledi. tstanbul Sanayi Odası'nın (tSO) 1990 yılında en fazla ih- racat yapan ve en fazla Gelir ve Kurumlar Vergisi ödeyen üyeleri için AKM'de duzenlediği ödül töreninde konuşan Mesut Yıl- maz, 1983 yılından bu yana iz- lenen ihracat politikalannın ba- şarılı olduğuna değinerek "Ar- tık ihracatta ikinci bir aşamaya, ihracat politikalanyla sanayiyi biitunleştirmeye sıra gelmiştir. Sanayi geliştirilmelidir" dedi. Türk müteşebbisinin salt iç pa- zarda değil, tum dünyada reka- bet etmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Sanayiyi bn reka- bet düzeyine getirmek hükume- tin başta gelen görevidir" diye konuştu. Başbakan Yılmaz, hedefleri- nin ilk olarak kamu açıkların- dan kaynaklanan hızlı fiyat ar- tışım engellemek olduğunu be- lirterek şöyle konuştu: "tlk hedefimiz fiyat artışlan- nı, yetişmeyi, rekabet etmeyi he- defiediğimiz gelişmekte oian ül- keler sevivesine getirmektir. Ekonomideki enflasyon baskısı- nın en önemli nedeni kamu açıklandır. Yıizde 60'lar seviye- sine ulaşan fiyat artışlannı eko- Ödül töreninde konuşan Başbakan Mesut Yılmaz, hızlı fiyat artışlannın engellenmesi, sanayinin geliştirilmesi, adil vergi sisteminin oluşturulması ve KİT'leri kambur olmaktan çıkaracak önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. İhracat ve vergi dalında ilk 5 firma ALTIN PLAKET İhracat (bin dolar) 1) Çolakoğlu Metalurji 163.540 2)STFA 127.400 3) Ekinciler Sanayi 104.467 4)Vestel 89.111 5) Rabak 82.260 Vergi {milyon TL.) 1)Tofaş 129.270 2)Aksa 85.315 3) Arçelik 84.541 4)Otosan 72.998 5) Shell 71.188 ALTIN MADALYA İhracat (bin dolar) 1) Çanakkale Çim. . 29.928 2) İçdaş 29.387 3) Korvelle 28.632 4)Bisaş 26.498 5)Defimod 26.271 Vergi (milyon TL) 1) Aslan Çim 24.742 2) Mako Elektrik ... 23.005 3)Aygaz 22.500 4) Erciyas Biracılık 22.297 5)Kalebodur 21.140 nomide dddi daralmalara neden olmadan indirmek zorundayız." Konuşmasında vergi gelirieri- nin büyük bir bölümünün ücret- lilerden sağladığını da söyleyen Yılmaz,, bunun vergi adaletini düzeltecek bir şekilde düzenle- neceğini belirtti. Ekonomideki olumsuz durumun kamu açıkla- rırun fazla olmasından kaynak- lanmadığını savunan Yılmaz, "Ekonominin düzelmesi için adü vergi sistemi gereklidir. Adil gelir dagıiımı ve fırsat eşitligi sağlanmaudır" dedi. Yılmaz, hükümetin bundan sonraki hedefleri arasında KİT'- leri kambur olmaktan çıkaracak önlemler almanın, sanayi ve ih- racatı gerçekçi kur politikalany- la dış rekabete açık hale getirme- nin yer aldığını söyledi. Türkiye'de dinamik bir özel sektör oluştuğunu belirten Yıl- maz, "Devletin görevi işletmeci- lik değildir. Kamu kuruluşlan misyonunu tamamlamıştır. Dev- let, pazarda tüketiciyi koruya- cak, saglıklı ekonomik işleyişi saglayacak politikalan oluştur- mahdır" dedi. Uzakdoğu'da Japonya'nın, Amerika kıtasında ABD'nin, Avrupa'da ise Ortak Pazar üve- si ülkelerin başını çektiği bir ekonomik kutuplaşmanın oldu- ğuna dikkat çeken Yılmaz, Do- ğu Avrupa ülkelerinin yeni ka- vuştukları ortamda, Avrupa ile bütunleşme yanşında olacakla- rını söyledi. Türkiye'nin de bu kutuplaşmada yerini alma za- manının geldiğini belirten Baş- bakan Mesut Yılmaz, "Aksi taal- de Türkiye yan sanayileşmiş ka- labalık bir ülke olarak kalacak- tır" dedi. Törende konuşan tSO Başka- m Memduh Haaoğlu da, "ihra- caün teşvikine dair ihracatçı alevhine eecmise dönttk karar- lar aiınmamalıdır. Bunun son örnegini geçen hafta Kurumlar Vergisi ihracat istisnasını 1991 yılı hasılası için yuzde 16'dan yüzde 12'ye .ndiren kararda gör- mekteyiz. Umanz bu uygulama tekrar eski haline donuştürulür" dedi. Haaoğlu, aynca seçimden sonra Türkiye'de siyasi mücade- lenin son bulmasını arzuladık- lannı belirterek, "Türk halkı oy- lannı ekonomide kalıcı, isükrar arayan politikalara sahip parti- lere verecektir" dedi. tSO 1990 yıh başarüı ihracatçı ve sanayi kuruluşianna altın plaket ödüllerini dağıttı. Ödül torenine Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli, lstanbul Va- lisi Hayri Kozakçıoğlu, tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ve çok sayıda işadarru katıldı. İSO ödülleri Törende 1990 yılında 30 mil- yon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren 23 firma ile 25 milyar liranın üzerinde Kurum- lar Vergisi ödeyecek 15 firmaya altın plaket verilirken, ihracatçı 60 firma altın, 115 firma gümüş, 196 firma bronz madalya ile ödüllendirildi. ödeyecekleri Ku- rumlar Vergisi'ne göre de 16 fir- maya altın, 40 firmaya gümüş, 77 firmaya da bronz madalya verildi. 1968 1989 1990 1991 Babanınl Sevgılısı ita Erkek ve Btr Kadın 1988 1989 1990 | 1991 1988 1989' İ99C 1991 * Hollywood büyükoynarSinema dünyasının başkenîi Hollywoöd'da yûdvdarın bile kesin iş güvencesi btdunmuyor Kültür Servisi— Kevin Cost- ner büyuk bir yıldız. Kurtlarla dans ediyor, düşler tarlasında düş görüyor, Robin Hood'u ti- pik California aksanıyla oynu- yor. Ve sinemalann önünde, gö- rülmemiş kuyruklar oluşuyor. Tam 9 aydır oynayan "Kurtlar- la Dans" hâlâ örneğin yeni çıkan "Mavi Göl'e Dönüş" fılminden daha çok iş yapıyor. Ama aynı Costner'in Meksi- ka'da çevirdiği "tntikam" tam bir fıyasko oldu ve "Kurtlarta Dans"ın gelirinin onda birine bi- le ulaşamadı. Demek ki "yıldız gücii" diye bir şey var, ama bu- nun da tam bir güvence olduğu söylenemez. Bu yaz, Amerikan sineması, bu 2 kuramı da birlikte doğru- ladı. Iki büyük starın filmleri, müthiş iş yaptı: Costner'in "Ro- bin Hood"u şimdiye dek 140 milyon dolar. Schwarzenegger'm "Terminator 2: Hüküm Günü" fılmiyse 160 milyon dolar top- ladılar. Billy Crystal ("Harry Sally'le Tanışınca"dan anımsa- yacaksınız) "City Slickers" fıl- miyle beklenmedik bir 105 mil- yon dolara ulaştı ve komedinin yabana atılmaması gerektiğini gösterdi. Ama öte yandan Julia Ro- berts, "Genç Ölmek-Dying Yo- uag'Ma 32 milyon dolarda kal- dı. Oysa "Özel Bir Kadın"dan sonra "Julia telefon rehberini bile başanlı bir filme dönüştii- rebüir" demişlerdi. Ashnda yanlış, filmin adın- daydı. Yıllar önce benzer bir ko- nuyu "Aşk Hikâyesi" diye ad- landırmak akıllıhğında bulun- muştu Hollyvvood. Ama Ame- rikan sinemasımn Doris Day'- den beri en garantili kadın starı olan Roberts bile konusu kan kanserinden ölen genç bir kadın olan bir fılmi, hele Amerika'nın "yaz seyircisi"ne yeterince sat- mayı başaramazdı. Roberts'in durumu tekil bir ornek değil. Artık hiçbir ad tek başına garanti oluşturmuyor. Çeyrek yüzyıldır salonlan dol- duran Robert Redford ve Clint Eastwood'un son filmleri ilgi görmedi. Robert de Niro "Avcı"dan sonra 10 yıl büyük iş sağlayamadı. Ama son zaman- larda üst üste 3 filmi başan ka- zandı: "Sıkı Dostlar", "Uyanışlar" ve "Backdraft". Bruce VVillis ise iki "Zor Ölüm" fılmine görüntüsünü ve "Bak Kim Konuşuyor"a sesini verdi- ğinde, her biri 200'er milyon toplayan bu fılmlerle işi güven- ceye almış sayılabilirdi. Ancak son filmleri "Senlik Ateşi", "Mortal Thoughts" ve "Hudson Hawk" başarısız oldu. Kadın yıldızlar için de öyle. Herkes Michelle Pfeiffer'a bayı- lıyor, ama onu perdede görme- ye aynı ölçüde gitmiyor. Jane Fonda'nın ünü, "Yaşlı Gringo" ve "Stanley ve lris"in birer fiyas- ko olmasını önleyemedi. Meryl Streep'in adı ve her yıl yinelenen Oscar adaylıkJan ise koca bir sa- Iondaki bir biblo gibi: Orada, insanlan etkilemek için sergile- niyor. Tom Cruise ve Eddie Murphy de tum ünlerine karşın filmleri değişik sonuçlar veren sanatçılar. tşin garip yanı, artık kimsenin hangi filmin ij yapacağını bile- memesi. Meçhul bir "Evde Tek Başına" ortalığı altüst ediyor, oysa "Havana" gibi hoşa gitmek için her şeye sahip bir film. ABD'de örneğin Italyan filmı "Cennet Sineması"ndan daha az iş yaptı. Hollywood'da artık her yıldı- zm yılda en az bir film yaptığı, sayısız genç-yaşlı oyuncunun kontrat altında olduğu, iş gu- vencesinin çok daha yüksek ol- duğu stüdyolar dönemi yok. Hollywood, artık tam bir mace- ra, kumar ve risk kenti. Bu kent- te "Havana"lar hep "Evde Tek Başına"lardan daha çok, fiyas- kolar bu>ıik hit'lerden daha faz- la olacak. Ama bir gün tam 12'den vurmak ve bir filmden yatırdığının 5, 10, 20 mislini ka- zanmak umudu orada durduk- ça, Hollyvvood hep riske atılma- vı sürdürecek. Çekicîler ^para' çekiyorSon zamanlarda işlerini canla başla yapan özel çekiciler, her çektiği araçtan 30 bin lira alıyor. Çekiciler, anakent belediyesi, ilçe belediyeleri ve Trafık Denetleme Şubesi'ne bağlı çalışıyorlar. Bu üç değişik organ, yasak yere park edenlerden üç değişik fiyat alıyor. ESER ATİLLA tstanbul'un trafık keşmekeşinde direk- siyon sallayanların son zamanlarda bir- birlerine sıkça söyledikleri bir söz var: "Allah çektirmesin!" Her gün lstanbul trafiğinde olup da çüe çekmemek elde değil. Ancak son yü- larda şehrin bu ezeli sorununa bir de "otomobil çekidleri"run çektirdikleri ek- lendi. Otomobilini park ettiği yerde bu- lamayanlar, tstanbul kazan onlar kepçe otomobil arayışına girişiyorlar. Bu "traji- komik" film her gün tstanbul sahnesin- de. Bir istatıstiğe göre her gün 300 otomo- bilin trafiğe çıktığı Istanbul'da çekicile- rin son zamanlarda işlerini "canla başla" yapmaları, bu kişilerin her çektiği ara- badan para almalanna bağlanıyor. tstan- bul sokaklanndaki çekiciler üç değişik organa bağlı çahşıyorlar. Anakent Bele- diyesi, ilçe belediyeleri ve Trafik Denet- leme Şubesi. Ve bu üç değişik organ ya- sak yere park edenlerden üç değişik fi- yat ahyor. Aynca cekicileri resmi ve özel diye ikiye ayırmak da mümkün. Anakent Belediyesi Zabıta Müdürlü- ğü'ne bağlı 20 resmi çekici bulunuyor. Otomobili eğer Anakent Belediyesi'nin cekicileri çekerse belediye, sürücüden "işgal cezası" adı altında 45 bin lira pa- ra alıyor. Belediye, bir de buna 30 bin lira çekim ücreti ekliyor. Bu fiyatlann da ge- Değişik çekicilerin çekim ücretleri (TL) Çekım ücreti Garaj parası Park ceıası TOPLAM ANAKENT BELEMYESİ Resmi çekici 30 bin Almıyor 45 bin 75 bir Özel çekici Çalıştrmıyof - - - İLÇE BOEDİYEURİ Resmi çekici Almıyor 5 bin 45 bın 50 bin Özel çekici 30 bin 5 bın 45 bin 80 bin EMMİYCT Ş U K M0D. Resmi çekici Aimıyor 10 bm-15 bın 30 bin 40biM5t»ı Özel çekici 30 bin 10 bm-15 bın 30 bin 70 bm-75 bin çen cumartesi gününden itibaren gecer- li olduğu söyleniyor. İlçe belediyelerinin ise tarife sistemleri birbirinden tamamen farkh. Bazı ilçeler özel çekicilerle, bazüarı ise kendi resmi çekicileriyle çalışıyor. Resmi çekicilerle çalışan ilçe belediyeleri, çekim ücreti al- mıyor ve otomobili bunlar tarafından çe- kilen "talihli" sürücüler 50 bin liraya otomobillerine kavuşurlarken özel çekici tarafından çekilen otomobiU kurtarmak için 80 bin lira vermek zorunda kalıyor- lar. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü- ne bağlı ise 38 özel, 7 tane de resmi çe- kici bulunuyor. Vilayet tl Trafik Komis- yonu'nun 3 yü önce almış olduğu kararla "resmi çekkOer yetismediği takdirde özel çekicilerin de çabşabihnesi"ne dair çıkar- tılan kanun çerçevesinde işe ahnan özel çekiciler, tstanbul trafiğinin şu anda en büyük sorunu olarak gösteriliyor. Yasak yere park edilen otomobil özel çekici ta- rafından çekilip, özel kişilere ait olan ga- raja götürülduğünde vatandaşın verdiği 75 bin liranın 30 bini devlete kalırken 45 bini ise özel kişilerin cebine giriyor. özel çekicilerin parça başı çalışmala- n ve her çektikleri otomobilden 30 bin lira almalan, son zamanlarda "çekim" olaylannın artmasımn başhca nedeni olarak gösteriliyor. Son zamanlarda ts- tanbul sokaklannda her adım başında bir otomobil çekiliyor. Bu çekicilerin günde 10-15 otomobil çektikleri ve 300-450 bin lira kazandıklan belirtiliyor. Çekiciler, "Trafik »çık olsa daha fada da çekeriz. Ama trafik çok sıkışık" diye yakımyorlar. Bir çekici aracı ise 15-18 milyon lira arasında değişen fiyatlardan satıhyor. Trafik Denetleme Şube Mudür Yar- dımcısı thsan Er, 3 yıl önce çıkan kanun- la müracaat eden çekicilere iş verdikle- rini, ancak sonra vatandaşlardan gelen yoğîın şikâyetler üzerine "taata yapan, va- tandaşa kötii davranan" özel cekicileri işten attıklarmı belirtiyor. Er, artık yeni çekici almadıklannı, hatta özel cekicileri azaltmaya başladıklannı dile getiriyor. Bu çekicilerin yanlannda pobs ya da za- bıta memuru olmadan otomobil çektne- lerinin yasak oduğunu söyleyen Er, ba- zılarının yanında memur olmadan araç çekmelerinden yakmıyor. Özel çekiciler- den memnun ohnadıklannı sözlerine ek- leyen Er, "1 yıl önce 50 tane resmi çeki- ci sipariş verdik. Inşallah bunlar gelir de bu karmaşa sona erer" diyor. Usküdar Belediyesi Zabıta Müdürlü- ğü'nden bir üst düzey yetkili ise "Geçen- lerde gazetede bir vatandaş, 'Nazi A.1- manyası'nda yakınlanm arayan insanlar gibi biz de otomobillerimizi arar olduk' diyordu. Bu söz bana çok dokundu. Kimseye böyle çile çektirtneye hakkımız yok. Araç çekmeye ben karşıyım. Hele bu özel çekiciler işin tadını tuzuau ka- çırdı. Şimdi mecbur kalmadıkça araç çekmiyoruz, arabayı olduğu yerde kilit- leme sistemi baslattık" diyor. Asıl soru- nun îstanbul'da garaj eksikliğinden kay- naklandığını belirten aynı etkili, "Bildi- |im kadanyla Îstanbul'da kayıtlı 1 mil- yon araç göriinüyor. Oysa tstanbul'da sadece 17 bin araca hizmet veren garaj bulunuyor. Garaj sayısını arttırmak lazım" diyor. Aynca trafiği duzenleme işinin çok başhlıktan kurtarılması ve bir tek merciye verilmesinin de şart olduğu söyleniyor. Çekiciler,.. Çekiciler ise yaptıkları işten çok da fazla kazanmadıklanm söylüyorlar. Üni- versite mezunu Necati Çoban, 3 yıl Ön- ce babasının teşvikiyle 6 milyon liraya bir araç ahp çekiciüğe başladığını ve günde yaklaşık 450 bin lira kazandığını belir- tiyor. Bu işin masrafırun çok olduğunu söyleyen Çoban, "Kazandıgım paranın yüzde 12'si KDV'ye, yüzde 35'i Grfir Ver- gisi'ne, ner 30 binin S bini de raazota gi- diyor. Geriye bana ancak 200 bin lira kalıyor" diyor. Araba çekmenin çok zor bir iş olduğunu söyleyen tsmail Kuşlu da "Yokuş çıkıyorsun, yokuş iniyorsun, bu iş zor iş. Masrafı da çok fazla" diye ya- kınıyor. Çekiciler, çoğu kez vatandaşın "Şu arabayı çek" diye kendilerine yalvar- dığmı da belirtiyorlar. IŞÇENIN EVRENINDEN gÜKRAIV KETENd 'ANAP'a Hayır5 Arşiv temizliği yaparken, Türk-İş'in geçmiş yıllara ait der- gi, broşür, afiş, pankartlan da elimden geçti. Seçim kampan- yası için hazırlanmış boy boy "ANAP'a hayır" sloganlarını anımsıyorsunuz değil mi? 1984 yılından bu yana izlediği işçi düşmanı politikalar nedeni ile yine Şevket Yılmaz başkanlı- ğında Türk-iş, ANAP iktidarlarını işçi düşmanı ilan etmişli. Halen geçerli bütün başkanlar kurulu ve genel kurul karar- larına göre de, işçi düşmanı bu iktidara karşı sürekli eylem yapması gerekiyor. Son günlerde TV ve radyo haberlerinde moda oldu: Türk- İş ile hükümet arasında yapılan ve 510 bin civarında kamu işçisini kapsayan topusözleşme anlaşması çerçevesinde il- gili sendikalar, birkaç gün ara ile toplu sözleşme imzalıyor- tar. Daha doğrusu yapılmış anlaşma kağıda dökülüp, yeni bir sözleşme imiş gibi göşterişli birer tören düzenleniyor. İmza torenine mutlaka Türk-İş Başkanı Şevket Yılmaz da katılıyor. Sonunda da ne yapıp edip, soyaddaşı Başbakan Mesut Yıl- maz'a sözleşmelerin imzalanmasındaki olumlu katkılanndan dolayı teşekkür ediyor. Şu ünlü Fransız şirketinin ölçüleri içinde, böylesi bir rek- lamın değeri ne olabilir dersinız? Bunu elbette haberin sü- resi ile ölçmeyeceksiniz. ANAP iktidarlarını "işçi sınıfının düşmanı" ilan etmiş işçi konfederasyonunun başkanının ağ- zından, Başbakan'a yöneltilmiş bir övgünün değeri, işlevi, an- lamı kolay kolay ölçülemez. Türk-İş'in bir başka biçimde, for- mülde ANAP iktidariarına ve Başbakan'a destek vermesi ola- nağı da yok. Sayın Şevket Yılmaz, acaba ışçı kıtlelerinın kar- şısına çıkıp aynı sozleri soyleyebilir mi? Hele de kamu söz- leşmelerinin sahibi işçilerin karşıstna. Onlar ki bu sözleşmelerinin düşük rakamlarla imzalanma- sını engellemek üzere aytarca pasif direniş eylemleri gerçek- leştirdiler. Sürekli sendika yönetimlerini uyardılar. Çoğunlukla sendikalanna rağmen, bazen sendika yönetimlerini ve Türk-iş yönetimini de hedef alan çok renkli çok boyutlu protesto ey- lemleri, viziteye çıkış, yürüyüşleri ile kamuoyunun gündemirv de oldular. İşyeri, işyeri, bazen onbinler, bazen yüzbinlere va- ran katılımlarla daha iyi bir sözleşme için siyasi iktidarla bir- likte Türk-İş yönetimini zorladılar. "Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı", "Hükümet istrfa, Başbakan istifa, Şevket istifa" di- ye bağırdılar. Evet onlar sözleşmelerinin, ANAP hükümeti, Ozal'da sembolleşen iktidar ve Başbakan Yılmaz için seçim kampanyası aracı, reklamı olmasına razılar mı? Bugünlerde 'ANAP'a hayır" diyen, hükümete çok fazla kı- zan 250 bin kişilik bir başka kitle var. örgütsüz oldukları, as- la bir araya gelemedikleri ve asla kimliklerini koyarak hiçbir tepkilerini gösteremeyecekleri için, kamuoyunun dikkatini çe- kemiyortar. Sözleşmeliler ya da sözleşmelizedeler gerçekten çok zor, çaresiz durumda. Telefonlarla hak, bilgi arama ça- basında, güçleri kimseye yetmediği, seslerini kimselere du- yuramadıklan için, sabahtan akşama bize kızıp, telefonlan ile çalışmamızı engelliyorlar. Gerçekten sözleşmelilerin ara- lıksız telefonlan, soru ve tepki başvurularından çalışamaz, ambale olmuş durumdayız. Ister istemez sinirlerimiz yıpran- dığı için de, bazen haksız çıkışıyoruz. "Sözleşmeliye geçer- ken düşünseydiniz" diyebiliyoruz. Oysa biz de çok iyi biliyoruz ki, işçi ve memurları yasal hak ve güvencelertnden uzaklaştırmak amacı ile ANAP iktidarı sözleşmeliye geçirirken, bir yandan ücret artışı ile özendir- di. Diger yandan da, sormadan geç'ışe zorladı. Kıtleleri ya- sal güvenceden uzak, sendikal haklar dışında, tamamen yö- netime bağımlı hale getirdikten sonra da dilediği gibi oyna- maya başladı. As'.ında siyasi iktidar sözleşmeli ile amacına ulaşamamıştı. Hedeflenen istenildiği an atılabilecek, istedi- ğı kadar çalıştırılabilecek, ses çıkaramayacak ve verim artışı ^saölayacak kalifiye çalışanlar yaratmaktı. Oncelikle özelleştirme hayallerinde evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Yakın zamanda kamu işyerierinden kitlesel çıkar- mayı gereklı kılacak, hızlı özelleştirme programları oluşturu- lamadı. Üstelik sözleşmeli çalıştırma ile iş güvencesi, gele- ceği yöneticinin iki dudağı arasında çalışan yaratılsa da, bu tablo hiçbir verim artışı getirmedi. Kitlesel uygulanınca da, sadece, aynı işi yapan insanlar arasında ayncalıklı kitleler yaratma, partizanhk yapma türünden bir işlevi oldu. Doğal olarak da siyasi iktidar için yarar kadar zarar getirdi. Tıpkı sü- per emekliler olayında yaşandığı üzere, hükümet kendi ya- rattığı bir uygulamadan, sonuçlarından pişman oldu. Evet tıpkı süperzedelere yaptığı gibi sözleşmelilere de oyun içinde oyun hazırlıyor: Sözleşmelilerin ücretlerini aşağı çek- meye karar vermiş bulunuyor. Geçen ocak ayı ücret artışla- nndan çok daha çarpıcı uygulama, henüz işletmeler belirle- mediği için genel ilkeleri belli temmuz zamlannda yaşanıyor. Sözleşmeliler en fazla % 20'ye varan çoğu daha az oranlar- da, bazıları hiç zam almayacaklar. Sözleşmeliler şaşkın, hükümete çok kızgın. Kanun hük- münde kararname ile anayasaya ve hukuka aykırı olarak ça- lıştırıldıkları iki Anayasa Mahkemesi iptal kararı ile sabit söz- leşmelilerin hakkını arayabilecek kimse yok. Yasal güvence- leri yok. Sembolik derneklerie dahi örgütlenebilmiş değiller. Tek tek kızmaya, isyan etmeye ve kapalı seçim sandığında "ANAP'a hayır" demeye ancak hakları olacak. Dolar ve borsa düşüşe geçti Sovyetler Birliği'ndeki gelişmeler üzerine dolar, ilk gün aldığı yükseîişten hızla inişe geçti. Darbe öncesindeki duruma dönen dolar, dün 4695 TL'den işlem gürdü. Mark ise TL karşısmda 10 lira değer kazandı. ıhaJesıyle ilgili olarak tMKB'~ de yaratılan spekülasyondan kaynaklandığı belirtildi. IMKB endeksi dün ortalama yüzde 1.66 oranında değer yi- tirdi. Hazine'nin 3 ayhk ihale- sinin iptal edileceği yönündeki söylentilerle önceki günkü se- ansın ikinci yansından sonra birden artış trendine giren fi- yatlar, iptal haberinin gerçek olmadığinm yayılması üzerine dün yeniden iniş eğilimiy gir- di. Ancak seansın son yarım saatinde Hazine bonosu iptali yönünde yeniden spekülasyon- lar başlayınca fiyat lar da yeni- den artış gösterdi. Yine de bir önceki gunkü düzeyini yakala- yamadı. Amerikan Dolan'ndaki geri- leme ise daha hızlı oldu. Gor- baçov'un görevden uzaklaştı- nlmasının hemen ardından 4785 liraya kadar yükselen 1 Amerikan Dolan önceki gün 4735 liraya geriledikten sonra dün de yeniden başaşağı gitti. öğle saatlerine doğru 4720 li- raya gerileyen Amerikan Dola- rı dış borsalardaki değer kay- bına paralel olarak öğleden sonra saatlerinde yeniden hız- la değer kaybetti ve 4700 lira sı- nınnın da altına inerek 4695 li- radan işlem gördu. Buna kar- şılık dolar-mark paritesinde mark lehine gozlenen artış Türkiye'de de etkisini gösterdi ve dün mark, TL karşısmda 10 lira değer kazanarak 2645 lira- dan işlem gordü. Ekonomi Semsi — Sovyet- ler Birliği'nde darbeciler ara- smda göruş aynlığı bulunduğu- na ilişkin haberler dünya bor- salarmda etkisini gösterdi ve dolara ilgiyi azalttı. Bu çerçe- vede Sovyet üderi Mihail Gor- baçov'un görevden uzaklaştı- nlmasının hemen ardından hız- la değer kazanarak 1.83 mar- ka kadar yükselen Amerikan Dolan, dün neredeyse darbe öncesindeki durumuna yaklaş- tı. Dolar çeşitli borsalarda 1.787 marktan işlem gördü. Sovyetler'de olaylar başlama- dan önce 1 Amerikan Dolan 1.76 marktı. Dolardaki bu değer kaybına karşılık altında hafıf bir hare- ketÛlik gözlendi. Londra Bor- sası'nda bir ons altın önceki gün 355.5 dolardan işlem gö- rürken, dün bu rakam 356.2 dolara yukseldi. Hisse senetle- ri fiyatlannda da bir miktar ar- tış oldu. Yatırımcılann alıma geçmeleriyle birlikte dün gerek Londra gerekse Frankfurt bor- salarında endekslerde yüksel- meler gözlendi. Oğleden sonraki saatlerde ise darbenin başarısız olduğu yo- lundaki haberler üzerine New York Borsası'nda endeks 60 puan birden arttı. Türkiye'de ise yurtdışındaki eğilimlerin tersine hem dolar hem de borsada değer kayıplan gözlendi. Ancak borsadaki de- ğer kaybının Hazine bonosu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear