Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 AĞUSTOS 7997**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Sabancı: Bir an önce seçim olsun Seçim düellosu
GERÇEK
{Baştarmfi 1. Sayfada)
olabüir; ama,89'dan bu yana
muhalefetin sürekii biçimde er-
ken seçim istediği unutulmasın!
' İktidar buna kulaklanm tıka-
^mıştır.
Demokratik ülkelerdeki göre-
neğe bakılırsa bir iktidar parti-
si genel seçimi erkene alabilir;
kendisi için elverişli gördiiğü bir
tarihte yapabilir; çoğunluğu ye-
tiyorsa, parlamentodan bu yol-
da bir karar çıkarabiiir. Şimdi
ûyle anlaşılıyor ki dün muhale-
fetin erken seçim istemierine al-
dırıs etmeyen iktidar, bugün
kendisi için 1991 kasımını za-
manlama açısından uygun gör-
müştür.
Çtinkü Yılmaz hükümeti se-
çim ekonomisine dönük karar-
lan birbiri ardına almaya basla-
mıstır; biryandan memur ve iş-
çi ayhklanna, öteyandan temel
mallara zam yapmakta duraksa-
mıyor. Kimi çevrelerde ekono-
mik gidişat kaygı uyandırmak-
tadır; 1992'yeANAP'ın bugün-
künden çok daha kötü koşullar-
da gireceği kuşkusu ağv basıyor.
Buna karşılık muhalefet şöyle
düsiinebilir: Erken seçimin er-
kenliği kalmadı. Bu yılın kası-
mıyla gelecek yılın mayıst ara-
sında altı ay var; bilemed'm on
ay sonra genel seçim gündeme
girecektir; benim için en yararlı
zamanlama hangisidir?
Seçim tarihi konusundaki za-
manlama iktidar kadar muhale-
fetin de hakkıdır. Bu bakımdan,
erken seçim pazarlığında muha-
ffet adaletli ve demokratik bir
genel seçimin kurallarını elbet
arayacaktır.
ıktidar-muhalefet arasmda
anlaşma gerçekleşirse, bu kez
ANAP Meclis çoğunluğundan
erken seçim karanmn çıkması
gerekir ki bu da ayn bir sorun
pluşturabilir.
• •
İktidar ile muhalefet arasın-
daki pazarlık ne olursa olsun,
bir an önce erken seçime gidil-
mesinde iilke açısından saymak-
la bitmez yarar vardır. Halkın is-
tediği de budur. Şirazesinden
çıkmış çok şeyin rayına oturtul-
jnası ve 'normalUşme' sürecine
girilebilmesi için bir genel seçı-
me gereksinme var • • •
Milli Eğitim'de
geniş atamalar
ANKARA (AA) — Milü Eği-
tim BakanlığYnda bazı genel
müdürlük, genel müdür yardım-
cılığı, daire başkanlığı, müfettiş-
lik ve il milli eğitim mudürlük-
lerine yeni atamalar yapüdı.
! .Kİesmîüazete'nindünkü sayı-
sında yer alan atama kararları-
na göre Yüksekögretim, Yurtdışı
Eğitim ve Dışilişkiler Genel Mü-
dürlüğü'ne Bakanlık Müşaviri
t ikü Bilgen, Genel Müdilr Yar-
djncıüğı'na ise aynı yer Daire
Başkanı Şeref Kapıdere getirü-
diler. Ortaöğretim Genel Müdür
yardımcüığı'na aynı yer Daire
Başkanı Mehmet Çelikten, 1da-
ri ve Mali îşler Dairesi Başkan-
lığı'na Milli Eğitim Müfettişle-
rinden Cevat Çiçek, Sağlık Işleri
BaşkanlığVna Idari ve Mali Iş-
ler Dairesi Başkanlığı Şube Mü-
dürü İsmail Karataş, Bilgi Işlem
Dairesi Başkanhğı'na da aynı
Daire Şube Müdürü Ali Çorlu
atandılar.
Yurtdışında görev süreleri
dolduğu için merkeze alınan eği-
tim müşavirleri Yüksel özer,
Mehmet Gündüz ve Tolga Yağı-
zatlı ile emekli öğretmen Ruhi
Esirgen, bakanlık müşavirlikle-
rine getirildiler.
Milli eğitim müfettişliklerine
de Burdur Tefenni tlçe Milli Eği-
tim Müdürlüğü Şube Müdürü
Yusuf Ziya Özcan, lçel Tarsus
Endüstri Meslek Lisesi Metal tş-
leri atölyesi öğretmeni ve Mü-
dürü Mustafa Daşçı, Yozgat
Teknik ve Endüstri Meslek Li-
v*i öğretmeni ve Müdürü Süiey-
S üa. Arun ile Erkek Teknik öğ-
retim Genel Müdürlüğü eğitim
uzmanı Tahir Özben atandı.
Başmüfettişliğe ise emekli baş-
müfettiş Hasmet Özsoy getiril-
di.
ABDURRAHMAN
YILDIRIM
VAN— İktidar ve muhalefet
partüerinin "Hangi tarihte yapa-
hm?" diye tamştıklan erken ge-
nel seçim konusunda sanayici ve
işadamlan "Kasım 1991" diyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Bir-
liği'nin (TOBB) Doğu Anadolu
gezisine katılan işadamı Sakıp
Sabancı, daha önce karsı oldu-
ğu seçirrilerin erkene alınmasına
şimdi sıcak bakarak "Bir an ön-
ce seçim olsun da biz de işimize
bakalım' derken, TOBB Başka-
nı Yahm Erez "Genel seçinıle be-
raber yerel seçimler de yapüsın"
diye konuştu.
TOBB'nin dün Van'dan baş-
layan gezisine katılan işadamı
Sakıp Sabancı uçakta gazeteci-
lerin sonılannı yanıtladı. Saban-
cı, gazetecilerin "Daha önce er-
ken seçim yapılmasına karşıydı-
nız. Şimdi görüşünüzde bir de-
ğişiklik oldu mu" sonısuna
"Evet" diyerek şu yanıtı verdi:
"Evet değişiklik oldu. Çünkii
seçimin önce yapılması için şu
anda bir sürü şart oluştu. Daha
önce bu şartlar olgunlaşmamış-
tı. tktidar da seçimin olmasın-
dan yana. Bundan dolayı bir an
önce seçim olsun ki biz de işi-
mize bakalun. Önümüzden çık-
sın bu seçim."
Sabancı "Oyunuzu kime ve-
receksiniz" şeklinde soruyu da
"O, sandıkla benim aramda" di-
ye yanıtladıktan sonra şu ekle-
meyi yaptı:
"Şimdi ANAP'ın içinden ye-
ni bir hükümet çıktı. Genç ve di-
namikler. Heraen işe sanldılar.
Bir iki a> bekleyip göreceğiz.
Ortaya ne çıkartabUiyorlar. On-
dan sonra da kararımızı verece-
İU."
TOBB Başkanı Yalım Erez de
Cumhuriyet'in sorularını yanıt-
larken, ülke koşullarının ve eko-
nominin, seçimin kasım 1991'de
yapümasını gerektirdiğini dile
getirdi. Erez, seçimle ilgili görüş-
lerini şöyle açıkladı:
"Ben Odalar Biıiiği Başkanı
olarak erken seçimin kasun
1991'de yapümasını isteyen kişi-
lerden biriyim. Biz, önünde 5 yü
boyunca seçim olmayan bir ik-
tidara fırsat tanınmasını istiyo-
ruz. Hatta yerel seçimierin de
genel seçimle birlikte yapüması-
nı istiyoruz. Seçilecek iktidar,
önünde seçim kaygısı olmadan
sorunlann üzerine cesaretle gi-
debilecek, ekonominin gerektir-
diği Lstikrar programını yurüriü-
ğe koyabilecektir. Turkiye'nin
içinde bulunduğu koşullar, cesur
iktidarları ve cesaretli atıumla-
rı gerekli kdıyor."
Doğu Anadolu Bölgesi gezisi
için dün sabah uçakla Van'a ge-
len TOBB heyetini, ellerinde
"Geri kalmışlık kaderimiz
degildir" pankanlannı taşıyan
kalabalık bir vatandaş toplulu-
ğu karşıladı. Folklor gosterileri-
nin yapıldığı karşılama töreni sı-
rasında bazı vatandaşların işa-
damı Vehbi Koç'un ve TOBB
Başkanı Yahm Erez'in ellerini
öptüğü görüldü. Van doğumlu
olan Yahm Erez'e havaalanında
ve şehirde yoğun Ugi gösterildi-
ği ve Erez'in posterlerinin şeh-
rin değişik kesimlerini süslediği
dikkat çekti.
Van'dan sonra Ağn, Kars, Er-
zurum ve Trabzon illerine gide-
cek olan TOBB heyetinde, ara-
lannda Vehbi Koç, Sakıp Saban-
cı ile İSO Başkanı Memduh Ha-
cıoğlu, TZOB Başkanı Osman
Özbek, TÜStAD eski başkanla-
nndan Cem Boyner ve Ömer
Dinçkök'un hulunduğu 70 dola-
yında işadamı yer alıyor.
Odalar Birliği'nin Doğu gezi-
sinde ilk olarak bugün Doğu
Anadolu'nun kalkınması konu-
sunda bir panel yapılacak. Pa-
nele, Başbakan Yardımcısı Ek-
rem Pakdemirli, GAP'tan so-
rumlu Devlet Bakanı Kâmran
İnan, bazı burokratlar ile işa-
damlan konuşmacı olarak ka-
tılacak.
Bu arada TOBB tarafından
hazırlanan Doğu Anadolu Böl-
gesi Ekonomik Raporu da ya-
yımlandı. Raporda, bölgede ya-
pımına başlanan yatırımların
15'inin kaynak yetersizliği nede-
niyle yarım kaldığı belirtildi. Ta-
mamlananlardan ise 18'inin iş-
letme sermayesi yetersizliği ne-
PKK'NIN KOML'TANI — Kuzey Irak'taki kamplanna Turk Silahlı Kuvvetleri'nce operasyon surdünilen bölücü PKK orgütünün
askeri kanadı ARGK'nın komutanı, 35 yaşındaki Cemil Bayık. Bayık, operasyon devam ederken Kuzey Irak'ta çeşıtli yerlerde
kurduklan geçici kamplarda militanlanyla birlikte gazetecilere böyle poz verdi. (Fotograf: AP)
Muhalif Kürtlere yardım
(Baştarafı 1. Sayfada)
Ankara'da, Cumhurbaşkan-
hğı Sözcüsu Büyükelçi Kaya To-
peri ile birer kez yüz yuze görüş-
me yapan Dizai ve Talabani,
önceki gece Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın isteği üzerine ye-
niden görüşmeye çağrıldı. Bu
çağnnın kendilerine iletilmesi
üzerine Ankara'dan aynlmak-
tan vazgeçen Dizai ve Talabani,
önceki gün Türk yetkililerle
kapsamlı bir görüşme yaptılar.
Toplantıya Kaya Toperi'nin ya-
nı sıra Dışişleri Bakanlığı'ndan
üç yetkili, Dizai ve Talabani ile
birlikte yardımcılan Kazals Ser-
çil ve Şahzat Saim katıldılar. tki
saatten fazla süren görüşmenin
ana konusunu Türkiye ile Kürt
örgütleri arasındaki ilişkilerin
iyileştirihnesi oluşturdu. Cum-
huriyet muhabirlerinin görüş-
meye katılan Iraklı yetkililerden
aldığı bilgiye göre Ankara'da
Talabani ve Dizai'nin katıldığı
ilk tur temaslann "operasyonun
gölgesinde kalması nedeniyle"
ikinci bir görüşmeye Ankara ta-
rafmdan gerek du>Tildu. Yetki-
liler, ilk gönişmelerde Irak Kür-
distan Demokrat Partisi (KDP)
ve Kürdistan Yurtsever Birliği
(KYB) örgütlerinin Kuzey Irak'-
taki PKK kamplanna karşı yü-
rütülen operasyonlardan duy-
duklan rahatsızlığı ileterek "Ha-
rekâtı durdurun" mesajını ver-
diğini anımsattüar. Ancak, mart
aymdan sonra iki örgüt üst dü-
zey yöneticileriyle Türk yetkili-
ler arasında dün ikinci kez ya-
pılan toplu görüşmede "operas-
yon sonrası ilişkilerin
gelistirilmesi" konusu ele alın-
dı.
Görüşmede Dizai ve Talaba-
ni'nin Kuzey Irak'ta denetimin
tümüyle kendi örgütlerinin elin-
de olduğunu ifade ettikleri öğ-
renildi. Jki yetkili, örgütlerinin
Türkiye'yle tyi ilişki kurmak is-
tediğini ve yardım bekledikleri-
ni anlattılar. Kuzey Irak'taki yi-
yecek ve ilaç sıkıntısının günde-
me getirilmesi üzerine Türk yet-
kililer, bu sıkıntının giderilme-
si konusunda yardım sözü ver-
diler.
Görüşmede Türk yetkililerin,
Turkiye'nin Kuzey Irak'ın yeni-
den inşası konusunda önemii rol
oynayabileceğini kaydettikleri
de bildirildi. Türk tarafının tu-
tumunu "son derece olumlu"
diye niteleyen Kürt yetkililer,
Bağdat'ta süren özerklik görüş-
meleri konusunda da Ankara'-
yı bilgilendirdiklerini açıkladı-
lar. Mesut Barzani liderliğindeki
KDP temsilcisi Dizai, görüşme-
den sonra Cumhuriyet'e bilgi
verirken başta buğday, süt ve
yemeklik yağ olmak üzere pek
çok besin maddesiyle her tür
ilaç ve tıbbi malzemenin sıkın-
tısını yaşadıklarını vurguladı.
Dizai, Turkiye'nin bu maddeleri
Bağdat yerine doğrudan kendi
örgütleri aracılığıyla Kuzey
Irakhlara sağlamak konusunda
söz verdiğini bildirdi. Dünkü
görüşmede, yapılacak yardımm
miktarı ve taşıma yöntemi ka-
rarlaştırılmadı. Ancak Türkiye'-
nin bu konuda kararını verdik-
ten sonra Kürt yetkilileri bilgi-
lendireceği öğrenildi.
Talabani ve Dizai ile Türk
yetkililer arasmda Ankara'da
bir görüşme daha yapılması
bekleniyor. Dizai, Cumhurbaş-
kanı Özal'la bir araya gelip gel-
ıneyeceklerini henüz kesin ola-
rak bilmediğini, ancak bunun
mümkün olabileceğini söyledi.
Dizai ve Talabani, Türk tarafı-
nın yeni bir görüşme isteğini
beklemek uzere birkaç gün da-
ha Ankara'da kalacaklar.
Talabani'ye
operasyon uyansı
Güvenilir kaynaklardan edi-
nilen bilgiler, cuma günü Anka-
ra'ya gelen KYB lideri Talaba-
ni ile Cumhurbaşkanlığı Sözcü-
sü Kaya Toperi arasmda aynı
gün yapılan görüşmenin sanı-
landan da sert bir şekilde baş-
ladığını ortaya çıkarıyor. Ro-
ma'da geçen hafta yaptıgı açık-
lamada Turkiye'nin operasyo-
nunu "yasadışı" ilan eden Ta-
labani'nin, görüşmede eleştiri
••bombardımanına" tutularak
kesin ifadelerle "uyanldığı" bil-
diriliyor. Talabani ile bu
"gergin" atmosferde başlayan
görüşmelerin ilerleyen saatlerde
"daha yumuşak" bir zemine
oturtulduğu kaydediliyor.
Talabani'nin aynı gece ve er-
tesi gün Ankara'daki Batılı dip-
lomatlarla temas kurarak gerek
Kaya Toperi ile yaptığı görüş-
me, gerekse Turkiye'nin Kuzey
Irak'taki operasyonu hakkında-
ki gorüşlerini bildirdiği belirti-
liyor. Perşembe gunü başkent-
te gerçekleştirdiği görüşmeler-
den sonra Ankara'dan ayrılan
ve Toperi tarafından cuma ge-
cesi geç saatte acilen geri çağn-
lan KDP lideri Barzani'nin tem-
silcisi Dizai'nin de Batılılar nez-
dindeki bu "siyasi kulis" faali-
yetlerine katıldığı ifade ediliyor.
Irakh Kurt temsilcilerinin
diplomatlarla yaptıklan bu te-
maslarında, "yasadışı" olarak
nitelendirdikleri Kuzey Irak'taki
operasyon sırasında 30 sivilin
oldürüİdüğünü ve operasyonun
derhal durdurulmaması halinde
sivil ölümlerin artacağını soyle-
dikleri kaydediliyor. Bu neden-
le operasyonun durdurulması
için Batılı ulkelerin Türkiye'ye
baskı yapmalannı istedikleri bü-
diriliyor.
G^enelkurmay: Siviller bombalannıadı
(Baftarafi 1. Sayfada)
ca yuvalandıkları tespit edildi.
Bu şerit içindeki PKK militan-
lan temizlenecektir. Aynca son
operasyonda PKK'nın bazı mi-
litanlarının Iran'a kaçtıkları
gözlenmiştir. İran'la da diplo-
matik girişimler yapılmıştır."
Genelkurmay Basın Bilgi
Merkezi yetkilileri, dün yaptık-
Ian açıklamada hava bombardı-
manı sırasında bazı sivil yerle-
şim birimlerinin isabet aldığı yo-
lundaki iddiayı yalanlayarak
şöyle dediler:
"Hedeflerimiz daha önceden
belirlenmişti. Operasyon başla-
tılmadan önce son bir kez yeni-
den tetkik edildi. Sivil yerleşim
birimlerinin bombalandığı yo-
lundaki iddialar kesinlikle ya-
landır. Çünkii teröristler, za-
m İk zaman direnişe geçip ateş
açıyoriar."
Basın Bilgi Merkezi yetkilile-
ri, operasyonla ilgili olarak ba-
zı gazetelerde yer alan haberle-
rin 'abartıldığım', operasyonun
yapıüş biçiminin de yanüş akset-
tirildigini söylediler. Basın Bil-
gi Merkezi'nin bu konudaki
acıklaması şöyle:
"Bazı gazetelerde yer alan sa-
yılar abartüıdu*. Operasyona sa-
dece 1500-2000 kadar dağ ko-
mandosu kablmıştır. Bölgede
bir alay kadar kuvvet operasyo-
na kablmaktadır. Harekâtta ke-
sinlikle tank kullanılmamıştır.
Uçaklanmız daha önceden be-
lirlenmiş hedefleri bombaladı-
lar. Kara harekâtı ise halen sur-
mektedir."
Yetkililer, önümüzdeki gün-
lerde operasyonun gerçekleşti-
rildiği bölgeye bir 'basın turu'
düzenlemeyi düşündüklerini de
belirterek "Harekât sırasında
teröristler zaman zaman direni-
şe geçmektedirler. Basın tnen-
suplannın giıvenligini sağladık-
tan ve gerekli incelemeleri yap-
tıktan sonra basın mensupları-
nı bu bölgeye götiirmeye
çalısaeağız" dediler. *
4 terörist öldürüldü
Bingol'de guvenlik güçleriyle
çatışmaya giren teröristlerden
dördünun ölü ele geçirildiği bil-
dirildi. Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan açıklama-
ya göre bölgede yürütülen ope-
rasyonlar sırasında merkeze
bağlı Yenibaşlar köyü kırsal ke-
siminde 1, Adakh ilçesi kırsal
kesiminde de 2 terörist çatışma
sonucu öldürüldü. Çatışmalar-
dan sonra kaçan teröristlerin
yakalanması için operasyon sür-
dürulürken 1 terörist daha silah-
lanyla birlikte ölü ele geçirildi.
'iölge Valiliği'nden yapılan
açıklamada, Bingol'de 1, Siirt'-
te de 2 teröristin guvenlik birim-
lerine teslim oldukları da belir-
tildi.
Öte yandan Batılıları en çok-
rahatsız eden gelişmelerin başın-
da Turkiye'nin operasyonu ko-
nusunda yeterince bilgilendiril-
memelerinin geldiği gözleniyor.
Özellikle operasyonun ilk gün-
lerinde Dışişleri Bakanlığı'nın
gelişmelerden hemen hemen
'habersiz' olduğunu savunan
üst düzeydeki Batılı diplomat-
lar, bilgi edinmek için diploma-
tik prosedüre uygun olarak Ge-
nelkurmay Başkanlığı ve Milli
Savunma Bakanhğı nezdinde
yaptıklan girişimlerin yanıtsız
kaldığını ifade ettiler.
Diplomatların bu konudaki
bazı göruşleri ise şöyle:
"Turkiye'nin ayrıntıh bilgi
vermek istememesinin kabul
edilebilir bazı somut nedenleri
olabiür. Ancak operasyonun ge-
nel hatları konusunda brife edi-
lebilirdik. Dünyada terorizme
karşı duyulan tepki nedeniyle
Turkiye'nin kaçınmaması gere-
kirdi. Kaldı ki BM şartının 51.
maddesinin öngordüğu meşru
müdafaa bu tür operasyonlara
olanak da sağlıyor. Ankara bir
halkla ilişkiler egzersizi olarak
bunları anlatabilirdi. Mevcut
durumda ise olay tümüyle bir
muamma şeklini aldı. Bu du-
rum sürdükçe de artacak olan
spekülasyon Turkiye'nin aleyhi-
ne işleyecek."
Sınır ötesi operasyonuyla
Turkiye'nin 'iç kamuoyuna' yö-
nelik olarak 'terorizme karşı ka-
rariılık gösterisinde bulunmak
istediğini' düşündüklerini bildi-
ren diplomatlar, bunun artık
gerçekleşmiş olduğunu, bu ne-
denle operasyonun en kısa za-
manda sona erdirilmesi gerekti-
ğini belirUiler.
Bir diplomatın ifadesine gö-
re "Turkiye operasyonu bugün
sona erdirirse müttefikleri açı-
sından bu işten haklı, kendi ka-
muoyu açısından da kârlı çıka-
cak. Aksi takdirde uluslararası
eleştiriler artacaktır."
Edip Emil Öymen'in haberi-
ne göre lngiliz Observer gazete-
sinde sınır otesi harekâtla ilgili
olarak yayımlanan yorumda da
"Kürt milli>etçiliğinden dehşet-
le korkan Türkler, Kürtkri Ata-
türk'ün ongördüğünün aksine,
modern topluma
kaynaştırmıyorlar" ifadesi kul-
laruldı. "Kürtlere yardım operas-
yonunun başarısı Türklerin
Kürtlerle olan nıhsal sonınlan-
nı gizleyemez" cümlesiyle de-
vam eden yazıda, daha sonra
şoyle deniliyor:
"PKK tarafından onlar adı-
na yürütülen 'Kurtuluş Savaşı'
Kurt olmanın ne anlama geldi-
ğini onlara düşundürüyor.
Kürtler, hep düşmanlan tarafın-
dan yazıldığını söyledikleri ta-
rihlerini yeniden yazıyoriar."
"Türkler, Kürt milliyetçili-
ğinden neden bu kadar dehşete
kapılıyor'' sorusu yönelülen ya-
zıda, "PKK'nın tehlikeli bir
Marksist-Leninist örgüt olduğu,
bağımsız bir devlet uğruna ma-
sum insanlan öldurdügü bir ger-
çek. Ancak, Türkiye o kadar es-
nek olmayan uıilliyetçi bir ülke
ki etnik çeşitliliği tehdit olarak
görü>or" deniliyor.
deniyle çalışamadığı, 55 işletme-
nin ise düşük kapasite ile çalış-
tığına işaret edilen raporda da-
ha sonra şöyle denildi:
"Doğu Anadolu Bölgesi'nde
en önemii sorun, ekonomik ve
sosyal altyapının yetersizliğidir.
Yeterli sınai ve tanmsal yatınm-
ların yapılabilmesi için bölgede
gerekli altyapı yaünmlanna ön-
celik verilmeli, ulaşım ve haber-
leşme. eğitim, guvenlik ve ener-
ji gibi alanlarda mevcut prob-
lemler bir an önce çözüme ka-
vuşturulmalıdır. Aksi takdirde
verilen teşviklerin, bölgeyi az ge-
lişmişUk kıskacından kurtanna-
sı mümkün degildir."
TOBB aynca Van ilinin bir
profılini de cıkardı. Çeşitü yön-
leriyle incelenen Van ilinde özel-
likle bankalann teşebbüslere
kredi açarken "mahalli ipotek-
leri kabul etmeyip. batı illerin-
den ipotek talebinde bulunma-
lanna" dikkat çekildi. Raporda,
mahalli banka müdürlerinin ini-
siyatifınde olan bu uygulamanın
bir an önce düzeltilmesi istendi.
îstanbuTu
(Baştarafı 1. Sayfada)
parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz
ile Doğu Anadolu'nun doğusu
sağanak ve gökgürültülü sağa-
nak yagışlı geçecek. Diğer böl-
gelerde ise bunaltıcı sıcaklar et-
kili olmaya devam edecek. Bu-
gün hava sıcakhğının Istanbul-
da 30, Ankara'da 33, Adana'da
32, tzmir'de 34, Diyarbakır'da
40 derece dolayında olması bek-
leniyor.
Yetkiüler, bazı bölgelerde
kaydedilen aşın nemin, haziran
ve temmuz ayındaki yağışlann
ardından sıcak hava kütlesine
bağh olduğunu bildirdiler. Is-
tanbul'da uzun yıllar ağustos
ayı ortalaması, havadaki nem
oranı dün yapılan ölcümlere gö-
re yüzde 70'ten yüzde 79'a çık-
tı. Ankara'da ise nem oraru yüz-
de 40'tan 32'ye düştü. Son ya-
pılan ölcümlere göre Erzurum
ve Diyarbakır'da nem oranında
önemii oranda artış olduğu sap-
tandı. Bu değerlendirmeye gö-
re Erzurum'da uzun yıllar orta-
lama yuzde 46 olan nem oraru
yüzde 68'e, Diyarbakır'da yüz-
de 24 olan nem oranı da son ya-
pılan ölcümlere göre yüzde 40'a
yükseldi.
Hava sıcaklıklarının da son
günlerde, uzun yıllar ağustos ayı
ortalamasının üzerinde olduğu
bildirildi. Meteoroloji yetkilile-
rinden alınan bilgilere göre İs-
tanbul'da uzun yıllar ağustos
ortalaması 28.8 dereceyken, cu-
martesi günü sıcaklık 32 derece
oldu. Uzun yıllar ağustos orta-
laması ile hafta sonundaki sı-
cakhklar göz önüne ahndığında
bu rakamların Ankara'da 30.3
dereceden 32 dereceye, İzmir'-
de 32.9 dereceden 34 dereceye,
Samsun'da 26.8 dereceden 30
dereceye, Erzurum'da 26.5 de-
receden 31 dereceye, Diyarba-
kır'da da 38.2 dereceden 40 de-
receye yükseldiği belirlendi.
Adana'da ise uzun yıllar ağus-
tos ortalaması 34.8 olarak ölçül-
mesine karşın cumartesi günü
sıcaklık 32 derece olarak gerçek-
leşti.
Uzmanlar uyanyor
Uzmanlar, aşın nemden kay-
naklanan rahatsızlıklar ve alına-
cak önlemler konusunda vatan-
daşları uyardılar. Dr. Erdal
Atabek'in verdiği bilgiye gore
yaz aylarındaki rahatsızlıklara
asıl etken sıcaklıktan çok nem
orammn yüksek oluşu. Atabek,
yaz günlerinde nemin etkisinden
kurtulmanın yollarını şöyle
açıkhyor:
1) Özellikle günün daha sıcak
saatlerinde, saat 12.00-16.00
arası kapalı ve riizgârsız yerler-
de bulunmamak, az hareket et-
mek, böylece beden ısısının art-
mamasını sağlamak gereklidir.
2) Bol su içilmesi ve kaybedi-
len sıvının tamamlanması
onemlidir. Eğer terleme çoksa,
terle kaybedilen tuzun da ağız
yoluyla alınması doğrudur.
3) Alkolden olabildigince ka-
çınılmalıdır. Sıcak saatlerde ke-
sinlikle alkollü içkiler içilmeme-
lidir. Günlük alkol miktan da
azaltılmalı ve beden ısısının art-
mamasına yardımcı olun-
malıdır.
4) Bu iklime uygun giyinmek
son derece önemlidir. Pamuklu,
hafıf ve bol giysiler giyilmeli.
Gerek gömlek gerekse panto-
lonların pamuklu ve bol olması
yararlıdır.
5) Güneşten sakınma önem-
lidir. Baş, aynca korunmalıdır.
Bu hava koşuüannda beslenme,
sindirim sistemini yormayan ve
düşük kalorili besinlerden oluş-
malıdır. Yağ miktan daha da
azaltılmalı, kızartmalar ve sin-
dirim sistemini zorlayan besin-
ler yerine sebze ve meyve yeğ-
lenmeli ve yine beden ısısı ko-
runmalıdır.
6) İçeceklerin en iyisi soğutul-
muş sudur. Az şekerli limona-
ta, içine bir miktar tuz konmuş
ayran içecek olarak yeğlenmeli-
dir. Kola ve gazoz türü içecek-
lerle bira, kısa bir süre sonra ter-
lemeye yol açarak yeniden su-
suzluk duygusunu arttırır.
7) Soğuk suyla duş alma ya
da yıkanma beden ısısını azal-
tacağı için yararlıdır. Bu olanak
yoksa sadece başın yıkanması,
el ve ayak bileklerinin yıkanma-
sı da serinlik duygusu uyandınr.
(Baştarafı 1. Sayfada)
lerde, genel ve bölge barajını dü-
şürmeyi düşunmediklerini ifade
eden Başbakan Yılmaz bu konu-
da şöyle dedi:
"Şu anda üzerinde mutabakat
olmayan köklü değişiklikler mu-
halefet partileri tarafından öne
sürülürse bu demektir ki işi yo-
kuşa sürmek istiyorlar. Seçimi
istemiyonım demeye belki cesa-
ret edemezler, ama böyle oriji-
nal öneriler öne sürerlerse bu,
genelde yine seçimden kaçtıklan
anlamına gelir. Mesela yurtdı-
şındaki işçilere belirli imkânla-
rın sağlanması... Biz de bunun
üzerinde calışıyoruz, istedigimiz
bir husus. Ama biz bunu şimdi
gerçekleştirmeye çalışırsak bu
sene içinde seçim yapmamız
mümkün olmaz."
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'la seçim konusunda görüş-
tüğune dair bir gazetede yayım-
lanan Ecevit'in sözlerini eleşti-
ren Yılmaz, "Belki Sayın Ecevit,
Özal'la benim ne konuştuğumu
benden de iyi biliyor olabilir.
Ama Sayın Özal'la son görüş-
mede seçim konusunu göriişme-
dim. Yalnız ondan önceki bir
görüşmemizde Sayın Özal'ın bi-
ze bu konuda tavsryesi olmuştur.
Partimian durumunun fevkala-
de iyi olduğunu, muhalefetin id-
dialannın doğru olmadığını, se-
çime gitmenin partiye yarar ge-
tirecegini bana ve arkadaşlanma
söylemiştir. Sayın Özal'la salı
gunü (yann) yapacağımız görüş-
mede seçim konusu gündeme
gelebilir. Bu görüşmemiz esas
itibanyla dış politika ve guven-
lik ağııiıklı olacak."
Seçim Kanunu'nda yapmayı
düşündükleri değişiklikler için
henüz parti görüşü oluşturma-
dıklannı belirten Yılmaz sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Sayı konusu, siyasi partiler
arasında görüşülecek. SHP'nin
önerisinde bu rakam 500'dür.
DYP de bizim önerdiğimiz 600
sayısını kabul ediyor, olumlu
yaklaşıyor. Biz sadece bölge
kontenjanlannın kaldmlıp ülke
kontenjanının ihdas edilmesini
öneriyoruz. Bu her iki parti ta-
rafından da olumlu karşılandı.
Şu anda üzerinde genel mutaba-
kat olan bu değişikliklerin genel
paketin dışına çıkıp derhal ya-
sallaşmasını istiyoruz. Yann
(bugün) bu konuda SHP'nin
resmi cevabını alacağız. Ümit
ediyorum ki bu hafta bu deği-
şiklikler Meclis'e gelir."
Başbakan Mesut Yılmaz,
önerdikleri sistemde sayı ve sis-
tem ilişkisi nasıl gerçekleşecek
şekiindeki bir soruya, "Bu par-
tiler arasında görüşülecek. Ama
bizim önerimiz, 'kesme baraj
sistemi'nin uygulanması. Yani
yüzde 10'luk bir ülke barajının
milletvekillerinin ülke kontenja-
nının dağılımında da dikkate
alınması. Bu yüzde 10'luk baraj
düşüldukten sonra partilerin al-
dıkları oylara göre bu milletve-
killerinin partiler arasında dağı-
tılması. Edindiğim intiba, DYP
öyle kurullarla bu işi görüşme-
ye ihtiyaç duymuyor. Bu konu-
da olumlu cevap verdiler. Yalnız
bize >-azım konusunda ortak bir
koraisyon oluşturulmasını öner-
diler. Eğer SHP yann (bugün)
yanıt verirse o komisjon salı gü-
nu (yann) oluşturulacak. Ve bu
anayasa değişikliklerini üç par-
tinin yöneticileri kaleme alacak-
lar. Biz üç genel başkan olarak
imza edip ortak önergeyi Mec-
lis'e getireceğiz."
SHP'nin mahalli seçimierin
erken genel seçimlerle birleştiril-
mesine kesin olarak karşı çıktı-
ğını belirten Yılmaz bu konuda
da şöyle konuştu:
"Eskiden olduğu gibi mahal-
li seçimleri öne almaya Meclis'i
yetkili kılan bir öneri getirece-
ğiz. SHP'den bu önerimizi de
değerlendirmelerini istedik.
Ama bu, ilk genel seçimlerden
sonra da olabilir (seçimierin bir-
leştirilmesi). Ama işin doğrusu
budur. SHP bana göre bu konu
hakkında bir çelişki içindedir.
1989 mahalli seçimlerinde orta-
ya çıkan tablo karşısında muha-
lefet 2.5 seneden beri erken se-
çim istiyor. Bize göre aynı du-
rum birçok yerel yönetimler için
de geçerlidir. Çifte standarttan
kaçmak için aynı hususun onlar
için de uygulanması lazım. Çün-
kü onların da güven tazelemeye
bizim kadar ihtiyaçlan var. Ya-
ni gerçekçi olan, genel seçimie-
rin yerel seçimlerle birlikte yapıl-
masıdır. Bu hem merkez yöne-
time hem de yerel yönetimlere
seçim atmosferine girmeden be-
lirli bir süre programlannı uygu-
lamalanna imkân veren doğru
bir sistemdir."
Bu arada zamlardan sonra
KİT'lerde yoğun bir işçi çıkar-
ma yaşandığı ile ilgili bir soru-
yu da yanıtlayan Yılmaz, "Ka-
mu iktisadi teşekkülleri hayır
kurumlan degildir. Sosyal yar-
dım kuruluşları da degildir. İş
hacimieri ortadadır. Kimseye
ekmek parası sürekii olacağı
şeklinde bir garanti verilmiyor.
Bunun için KİT'ler tedbirli ol-
mak durumundadırlar. Üretim-
lerini gözden ge£İrmek duru-
mundadırlar" dedi.
Bu arada Yalova'da bulunan
eski Başbakan Yıldınm Akbu-
lut, ANAP yönetiminin erken
seçim önerisini yerinde bulduk-
larını ve desteklediklerini söyle-
di. AA'nın haberine göre Akbu-
lut, önceki gece Yalova ilçe teş-
kilatının duzenlediği, Maliye ve
Gümruk Bakanı Adnan Kahve-
ci ile bazı ANAP milletvekille-
rinin de katıldığı yemekli top-
lantıda bir konuşma yaptı.
ANAP yönetiminin erken se-
çim önerisınin yerinde ve isabetli
olduğunu belirten Akbulut şöyle
devam etti:
"Bu öneriyi hepimiz destekli-
yoruz. Birlik ve beraberlik için-
de erken seçime gidecek ve yine
Allab'ın izniyle 3. kez partimiz
iktidar olacaktır. Biz, ANAP'-
lılar olarak. partimizin bu se-
çimden de iktidar olarak çıkma-
sı için büyük gayret sarf etmeli-
yiz. Bütün çabamız, birtik ve be-
raberiik içinde, seçimden iktidar
olarak çıkmaktır."
Istanbul'da DYP lideri Suley-
man Demirel, erken seçim ko-
nusunda. hiçbir şart Öne sürme-
diklerini belirtirken Başbakan
Yılmaz'ın, "Muhatefet seçimden
kaçıyor" demesinin mantığı ol-
madığını soyledi. Demirel,
şöyle dedi:
"Bizim hiçbir şartımız yoktur.
Şartları ortaya çıkaran kendile-
ridir. Seçim istiyorum diye gel-
diler ortaya. Bugün anayasa ve
Seçim Yasası'nda değişiklik yap-
madan gidelim seçime. Muhale-
fetin seçimden kaçabileceğini
söylemenin mantığı yoktur. Bu-
nu iddia elmek için kişinin ak-
lını kaçırması lazım. Sayın Yıl-
maz'ı bu bakımdan anlamak
mümkün değil. Bolu Dağı'nda
böyle laflar etmesinin anlamı
yoktur. Kendi gnıbuna danış-
madan, böyle bir karar almış ve
bunun rahatsızlığını duyu>orsa
söylesin, seçimden kaçmayı baş-
kasının sırtına >ıkmasın. Bize
seçim tarihini söylesin. Birtakım
demagojinin içine girerterse, bu-'
nu başlarına geçiririz."
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin de dün Ankara'da duzen-
lediği basın toplantısında. Yıl-
maz'ın önceki gun Abant'ta
yaptığı açıklamanın, iktidarın
seçimden kaçacağı ızlenimini
verdiğini söyledi. Çetin, "tktidar
aslında, seçimden kaçma>ı mu-
halefete yuklemeye çahşıyor. Biz
SHP olarak, 26 Mart 1989dan
beri seçim istiyoruz. Halkımmn
istegi seçim olduğu için seçim is-
tiyoruz. SHP olarak halkın so-
runlannı ve bu sonınların çözü-
munu bili>oruz. tktidara hazınz
ve bir an evvei sandığa gitmeyi
bekliyoruz" diye konuştu. Par-
lamentonun adaletsiz bir Seçim
Yasası'yla oluştuğunu da vurgu-
layan Çetin şunları soyledi:
"Bu adaletsizliği daha da art-
tıracak bir seçim sistemine, bir
Seçim Yasası'na muhalefetin,
özellikle SHP'nin ona\ vermesi
beklenemez. Elbetteki seçim is-
tiyoruz, hazınz. Ama bu. iktida-
rın daha da adaletsiz bir temsi-
le yol açabilecek sistemine evet
demek anlamına da gelmez. Bu
nedenle partilerarası uzlaşmay-
la daha adaletli bir temsile ola-
nak sağlayacak bir seçim siste-
miyle bir an evvel seçime git-
mek. Turkiye'nin de kurtuluşu-
dur. Çünkü milletimiz ANAP-
tan kurtulmuş olacaktır."
Çetin, mevcut seçim sistemiy-
le SHP'nin seçime gidip gitme-
yeceğinin sorulması üzerine de
"Biz bu Seçim Y'asasf nın adalet-
siz bir temsile yol açtığı inancın-
dayız. Bu nedenle pariamento-
nun haksız bir temsil yoluyla
oluştuğunu başından beri söyle-
dik. Başından beri daha adalet-
li bir temsili öngördügumüz için
bunu sağlayacak yeni bir Seçim
Yasası'yla seçime gitmeyi uygun
görüyoruz" dedi.
Çetin, ANAP'ın, SHP'nin
onaylayacağı bir Seçim Yasası
değişikliği getirmemesi duru-
munda, "demokratik kurallar
içinde her türlü mücadeleyi ve-
receklerini" vurguladı. Çetin,
ANAP'ın üzerinde durduğu Se-
çim Yasası değişikliğini "demok-
rasiye sivil darbe" olarak nitele-
yerek SHP'nin suç ortakhğı yap-
mamasını isteyen DSP Genel
Başkanı Bülent
yın Ecevit haksızlık
SHP'nin adaletsiz bir Seçim Ya-
sası'na, dün olduğu gibi bugün
de onay vermesi mümkün degil-
dir. SHP'yi suçlaması haksızlık-
ür" karşılığını verdi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
yor. Köylü kadını güzel Itomşu'y-
İa yufka açıyor... Köyıin diğer
erkekleri kıran kırana bir tavla
partisine dalmış... Köyün ağası
hiçbir eksik gediğin kalmaması
için kan ter içinde. Sazlar çalı-
nıyor, tefler vuruluyor, Çingene
kızları gerdan kınp göbek atı-
yor, cilve yapıyor...
Türkiye Seyahat Acenteleri
Birliği'nin (TURSAB) davetlisi
olarak önceki gün Türkiye'ye ge-
len Yunanh turizmciler ve turist-
ler rakı, kebap, oryantal, folk-
lor ve Türk müziğiyle "felekten
bir gece" yaşadılar. Gelenekler-
le Turk-Yunan dostluğunun pe-
kiştirildiği Laleli Orient House^
daki gecede Yunan Seyahat
Acenteleri Birliği (HATTA)
temsilcileri, birçok Yunan tu-
rizm şirketi yöneticisi, Yunanh
gazeteciler ve TV ekipleri unu-
tamayacaklan bir güzellik ya-
şadılar.
"Allah, Allah, bu nasıl sev-
mek", "Oy oy Eminem, nedir bu
güzellikler", "Mastika, mastika"
nağmeleriyle göbek atıp, raki
içen Yunanh konuklar gecenin
ilerleyen saatlerine kadar gönül-
lerince eğlendiler. Karadeniz ve
Silifke yörelerine ait folklor
ekiplerinin gösterilerine Kafkas
ve Azeri Halk Danslan da ekle-
nince doyumsuz bir eğlence or-
taya çıktı. Burçin Orhon'u izler-
ken kendilerinden geçen Yunan-
lılar keman ve ut sesleri eşliğin-
de şarkılar soyleyerek Türk-
Yunan dostluğundaki içtenlikle-
rini dile getirdiler...