Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Sahıbı Cumtlumet Malbaacıltk \e Gazelecıhk Turk ^nonım Şırketı adma Nadır Nadı 0 üenel \a\m Muduru Hısan Cemal, Muessese Muduru Emıne l^aklıgıl, >azı Işlerı Muduru Okai GoneDsın, % Haber Merkezı Mudjru ^alçın Baver, Sa\fa Duzenı Vonelmenı Mı \car 0 Temsdcıler AbnMl T»o. IZMtR Hıkmel Çetınkavı. <\DANA Çelın Yıgenoglu U Polı.ıka Crtal Baflaatıç. fsunbul Habcrkn Şcaay Katkmm. Ekooonu Mcnl Taacr. Dij Haberler Ejffta Şukrea ktuacı. Kulıur CdallsKr Eğmm Geaca> ŞajİM. Yun Haberlen NtctM Do{aa. Spot Danısmaıu Dız. VaiıLar b f l a Çatçkaa. Arası rma Ş*UM Aiaa». Düzriınrc AMıMah Yaaa 0 Koordmaıör Ahate trol trkol 0 Muhasebe Bokffl teacr 0 Bütçe Ptanlam* Sc««i O m t h f n | l ı 0 Rek]*ro Anc T « w Hul.ı \.vol 0 0 0 lş Sctıdıka >ınlan, Malı lsier Ek Ya>ınlar Idaıt Hıuoın Carer 0 Isletme Ûado Çrilk 0 Bılgı Ijtem >ıü Ual 0 Personel Sot> »o»»acıo«ta Yavtn Kurutu Baskan Nadir Sadl Oaıa> UbaL Yalpa Ba^r H n u C«oul Hıkaı«ı Ç«tmksjm, Oka? GoMluta IJar U a a n tlaaa amel Taa Sasan ^ Yayan. Curahıın>« Matbaaolık ve GaMteoük T A Ş. TUrk Ocajı Cad 39/41 it'U h: Pk. 24« Islanbul Td 512 05 05 120 haı) Tde» 22246 F u (I) 526 60 72 0 Burolur Aakan. Zıya Gekalp Blv Inkılap S N o 19 4 Td 13] II 4l*7 Telo 42344 Faj (41 133 0< 6" ^ lıak H Zıy> Blv 1352 S 2/3. Tel 13 12 30 T d a 52359. F u (51) 19 53 60 Inonıl Cüd 119 S No 1 Kjl I Td 19 37 52 (4 haı). Tdex 62155 Faj f 1) 19 23 78 TAKVİM: 22 TEMMUZ 1991 Imsak: 3.52 Güneş: 5.43 öğle: 13.15 Ikindi: 17.12 Akşam: 20.37 Yatsı: 22.19 Moustaki, tstaııbuTıı kucakladı ALİ SİRMEN tstanbul'dan Moustaki geçtı, beş gün süreyle Rumelihisan'nda, Akdeniz, Latin muziği, dostluk, özgürlük ve 1968 rüzgârlan estirerek Moustaki geçti Istanbul'dan. Fransız 'Chanson' geleneğinin son büyüğü ile sanat, ün, politika, Akdeniz ve yaşam uzerine söyleşi yaptık, şimdi söz onun: 20 yidır şarkı söyluyorum. Türkiye'de ilk kez Galatasarayhlann gecesinde söylemiştim. Sonra Çeşme Festivali'ne katıldım. Ama onlar özel olaylardı. İlk kez Rumelihisan'nda normal dinleyici ile karşılaştım. Bir konsere boyut kazandıran dinieyicidir. öyle bir halk vardı ki zamanın, mekânın, dilin farkına varmadım. Heyecanlı, olağanustu bir dinleyici vardı. Hiç yabancılık çekmedim. Müzisyenler de bu havadan etkilendiler. Hep, "Neden bu kadar gec kalmışım buraya gelmek için" diye duşundum. Neyse hiçbir zaman, çok geç değildir. Bu dunımu ne>e baglıyorsunuz? Bilmem, siz neye bağlıyorsunuz? Belki bizim akrabalığımıza, yakınlığımıza bağlı. Belki de şarkılarım sandığımdan HAYRANLARINA ULAŞMA SEVİNCt Georges Moustaki, İstanbul'da verdiği konserlerle ha>ranlarına geç de olsa ulaşmanın sevincini yaşarken izleyiciler de unlu şarkıcıyı ilk kez 'canlı' dinlemenin keyfine vardı. (Fotoğraf: Muharrem Ajdın) daha çok tanınıyor. Ama madem öyle neden bu kadar bek ğildik. flişkim daha çok duygu kez daha gordum ki bu kentin nımlayabilirim. düşmiiyor... Ya politik olarak? ledik? saldı. Yahudiliğimi yadsımıyo benim içın önemi ömrümün so Bu daha çok düşünsel bir Bdki de Akdenizli olma rum, çok da ilginç. Eğer politik nuna kadar surecek. Hiçbir şey Politik olarak hiçbir za kavram olarak ele alınabilir. B1Z. tavırlar almak soz konusu olur lskenderiye ile benim arama gi man ideolojiye bağlı olduğumu Hindistan'da söylediğim zaman Belki, ama bir de ben sa Yahudi olarak almam bu tav remez. lskenderiye benim ço sanmıyorum. Benim kuşağım insanlar onu düşüncede devrim komşuyum. Hem de iki anlam rı. Ben Yahudi asıllıyım, ama bu cukluğum, benim kaygısızüğım, savaşı gördü, yapmadıysak da olarak algıladılar. Biliyorsunuz, hayallerim ve ütopyamdır. Ora yaşadık, bütün kurtuluş, özgür bu Troçkist bir deyim. 1%8'de da. Çocukluğum Iskenderiye'de daha ziyade duygusal. geçti. Türkiye'de Islami olan Çocukluğunuzda,"Buyu da benim dostlarım, hep benden luk akımlarını hissettik. Ne za sokağa çıktun ne oluyor diye, seylere aiışkınım. Bir de Yunanlı yünce ne olmak ıstiyorsun" so daha yaşlı kişilerdi. Zaten ora man özgurlükçu, dunyayı sorgu öğrenci değildim, işçi değildim, köklerim var. İki türlü komşu rusuna "Yaşlı olmak" yanıtını da olduğu gibi Türkiye'de de bu layan bir hareketle karşılaşsam hiçbir şey istemiyordum, hiçbir yuz. Ben Yahudi, Arap, Yunan vennişsiniz. Bu çok etkileyici bir tun doğuda da yaşlılar canlılık onunla aramda bir yakınlık, bir şey ileri sürmüyordum. lstediğilı, Latin, Akdenızliyim... yanıt. Boyle büyumeden yaşla dolu kişilerdir. Onlar özgurdur ünsiyet duydum, katılmasam mi yapıyordum. Istediğim saat Sorsaiar Moustaki kimdir, nan çocukJara rastlanıyor ya ler, ustelik otoriteleri vardır ve da. İ%8 mayısı en çarpıcılann te kalkıyordum. Şarkılar yazıbılgedırler. Çocukluğumda, az dan biridir. Ama bir partiyi, bir yordum. Seyahate çıkıyordum. kendini kim olarak tanımlıyor şamda. Siz de öyle misiniz? diye... Yunanlı, Yahudi, Fran Ben ıstemeden, zoraki bu tanıdığım büyükbabamla, ba çizgiyi, bir ülkeyi izlemedim. Za Ama duyduklanm, gördüklerim sız... yumek zorunda kaldım. Şimdi bamla olduğundan daha dost ten herhangi güçlü bir milliyet birden beni etkiledi. Sorbonne'a Bilmem, belki şöyle diye 57 yaşındayım, muzisyenlerim tum. Yaşhlar belirli şeyleri aş duygum da yok. Çok değişik gittim, onlara şarkı söyledim. bilırım: Yunan uyruklu, Mısır var, menajerım var, yani büyuk mışiar ve özgürluğe daha yak dunyalara aitim. Ama özgurleş Çünkü aynı şeyleri hissediyor ve mek isteyen, dunyayı sorgulayan düşünüyorduk. Ben onlann soyda doğmuş Fransız şarkıası bel lerin dunyasıyla ilgili şcylerim laşmışiar gibi gelır bana. var. Ama bu dunim bana illa iyı Kendinizi hedonist (hazcı) insanlara kendimi hep yakın his lediklerini yazıyordum. Onlar ki de. uyuyor diyemem. Bunlar var, olarak tanımlayabilir misiniz? settim. örneğin, bugun çok kı da benim yazdıklanmı soylüyor Bir de Yahudi... lardı. Bir nevi bileşik kaplardı Bilmiyorum. Ben lskende çunku kaçınılmazlar. Ama bu Bu deyime bir eğilimim nanabilecek bir ulke olan Israbu. Ama ben ne 1%8'in ne başriye'de yaşarken daha lsrail yok benim temenni ettiğim, istedi var. Ama zaman zaman kendi il, başlangıçta herkesin gidip ka bir eylemin ne başında ne tu, daha doğrusu aynlmadan az ğim, kendi yaptığım bir olay de mi sınamayı da severim. Bir he toprağı işlediği, serbestçe seviş içinde ne ardmda oldum. Hiçbir önce oluştu. Orada tam dengeli ğil. Şurası bir gerçek ki çocuk donistte bulunmayan cesaretim tiği bir macera ülkesiyken bana dogmayı izlemedim. Ben bazı kozmopolitlik vardı. Orada get ken yaşadığım dunya bana uy var. Muzikle sınarım kendimi. çok çekici gelmişti. Ama ne za politik durumlariD uyandırdığı tolar yoktu ve hiç kimse şu ya gundu. Bir gitar alıp müzik yapmakla man ki butün katılığı ile lsrail duyguların peşinde oldum. tskenderiye'dekJ yaşam de keyif, insanları ya da kendimi devleti çıktı ortaya, o zaman ben da bu topluluğa ait olmaktan söz etmezdi. Ama Avrupa'ya ge ğil mi? baştan çıkarma arasında gider ondan uzaklaştım, hatta karşı Köçökken ünlü olmayı is1 Evet, Iskenderiye'deki yaşam. gelirim. Saatler geçiririm gita sına geçtim. Çünkü Ortadoğu tcr mivdiniz? lince Yahudiler de olduğunu öğ Ergenlik çağına girerken rendim. Ben de oldukça değişik lskenderiye benim evrenimdı. nmla. Bu, hedonistte olraayan bir nun huzurlu havasını allak bulevet. Ama bu kısa sürdü. bir topluluğun uyesı olduğumu Geçmişe ya da çocukluğa özlem cesaret ve azim işi. Kendimi hem lak etti. Sizin 'Sürekli Devrim' şaröğrendim. Ama bunu fazla da değil yaptığım. İki yıl önce Is bir hazcı hem de hazzı derinleş Ünlü olunca ne hissedilir? Değışen, gelişen bir duygu. hissetmedim. Çok da dindar de kendenye'ye dönduğumde, bir tirmeye çalışan biri olarak ta kınız, 1968'lilerin dillerinden 'Chanson'un son büyüğü Yunan asıllı Fransız şarkıcı, Akdeniz'in ezgilerini Boğaz'a taşıdı A^ğrı Dağı mahkcmede • AĞRI (AA) Ağrı Turizm 11 Müdurü Zal Kara, Ağrı Dağı'nın doğal ve tarihsel özelh'ğinden dolayı turistlerin ilgisini çektiğini, bazı köylülerin ise bundan yararlanmaya kalkıştıklannı belirterek "Bizi mahkemeye veren bir grup köylü, dağın 300 metreye kadar olan kısmında hak iddia ediyor" dedi. Zal Kara, Nuh'un gemisinin bulunduğu öne sürülen alanda turistik amaçlı tesisler kurulacagını duyan yöre halkının, ellerindeki belgelerle mahkemeye başvurarak devletin bu alan üzerinde kurmayı planladığı yatırımlan durdurmaya çahştıklanru belirtti. Kara, mahkemeye başvuran 6 kişinin dağ üzerinde hak talebinde bulunduğunu bildirdi. İstanbul'da hiç yabancılık çekmedim. Hep neden bu kadar geç kalmışım buraya gelmek için diye düşündüm. Kendimi her zaman Yunanlı hissetmişimdir, ama bu fazla belirgin değil. Ben Türkleri geleneksel düşman olarak göremem. Iskenderiye'de yetiştim ve buradan kaynaklanan evrenselliğin, dar, irsi, budala nasyonalizme karşı en ıyi ilaç olduğunu düşünüyorum. Ben önce Edith Piaf ile birlikteyken unlendim. Bu pek hoş bir ün değildi. Beni genç âşık jigolo diye tammlarlardı. Sonra şarkılar yazmaya başlayınca "Eh, hiç degilse katkısı oluyor" dediler. Bütün bunlar beni fazla rahatsız etmiyordu. Çünkü ben tutkulu bir sevgiye kendimi fazlasıyla kaptırmıştım. Ama daha o zamandan herhangi biri olmama duygusunu taîtım. Sonra, beş yıllık olağanustu tembellik dönemini yaşadım. Şarkılanrrun telif haklarıyla hiçbir şey yapmadan yaşadım. O zaman benim için "tşte, artık bitti, tükendi" dediler. Sonra Serge Reggiani benden şarkılar istedi. O zaman, "Ah bak pek tükenmemiş, bir şeyler yapıyor" demeye başladılar. Herkes şarkılarundan söz ediyordu. öyle ki Reggiani'nin plaklannı yapan şirket, bana da öneri getirdi. Bir plak yapacaktım. Gerisi gelir miydi bilmiyorlardı, ama bir plak yapacaktım. Yaptıklanmı sınamak için kabul ettim. Plak piyasaya çıkar çıkmaz nerdeyse bir günde diyeceğim büyük bir sükse oldu. Çok şaşırdım, "Madem ki bende bir şeyler vardı, bunu daha önce anlamalılardı. MALATYA Kayısı şenliği mi, bürokratlar töreni mi? NECATİ GÜNGÖR MALATYA İlk kez 1973 yıhnda cumhuriyetin 50. yüı dolayısıyla gerçekleştirilen Malatya Kayısı Şenlilderi'nin on beşincisi bugün başhyor. Sabah saat 9.00'da Atatürk heykeline konulacak çelengin ardından lstiklal Marşı okunacak, konuşmalar yapılacak, halkoyunları ekipleri gösteriler sunacak. Törenin öğlenden sonraki bölümündeyse temel atma, sünnet, sergi, geleneksel cirit oyunlan var. Gece de Inönü Stadyumu'nda çalgılı çengili bir "şölen" gerçekleştirilecek. Baba toprağımız Malatya'yı bir baştan bir başa turladık. Sokaklannda, çarşı pazar yerlerinde, kayısı bahçelerinde çocukluk amlarımızı buaktığımız o kadim kentten eser yok! O, bir ucu yüzyıllar öncesine varan Bağdadi evler yıkıhp gitmiş; yerlerini ne iduğü belirsiz beton ve dikitlere bırakmış! Kentin otantik atmos şenliklerinin geleneksel bir parferi yer ile yeksan olmuş... Kent çası haJine dönüşen "kayısı merkezini kuşatan zumrüt yeşi giizeli" seçiminden de vazgeçilli bahçeler, yerlerini apartman miş. Nedeni, buralı kızlann böytarlalarına bırakmış. Şakırtılı le bir yarışmaya gönül indirmekoşum sesleriyle çift ath fayton mesiymiş. Doğrudur da... Çünların gidip geldiği eskinin par kü artık Malatya'da, Atatürkke taşh sokaklannı, kara asfalt, un gi>im kuşam devrimini, "Kıboz beton sarmış! Kentin nufu yafet şekle mıiteallik bir mesesu artmış; o her koşe başında bi ledir, dinle alakası yoktur" diriyle selamlaştığınız aşina yuz ye yorumlayan aydın kafalı holer yitip yok olmuş. Kaldınmlar, calar yetişmiyor! Onların yerini birbirlerini tanımayan ınsan ka genç kızların başörtmesini erlabalıklanyla dolmuş... Çarşı dem sayan kimseler aldı... . pazar yerlerindeki fıyat etiketleOn Beşinci Kayısı Şenliği Marine baktım: Istanbul'u her za latya'da halkın katılımına fazlaman çok gerilerden izleyen fiyat ca gerek duyulmadan yapıhyor. lar, fırlamış öne çıkmış, buyuk Cumhurbaşkanı Turgut özal, kentleri aratmaz olmuş! Çevre bu konuyla bizzat ilgileniyor. koyler baraj altında kaldığın Malatyah parlamenterler, kimi dan, bağlar bahçeler parsel par bakanlar, buyuk kentlere demir sel arsa olduğundan, bu mev atmış işadamlan ve yüksek büsimde hoş kokusuyla ortalığı rokratlar, bu mevsimin sıcaklaesans gibi kokutan o canım nyla boy ölçüşecek dUzeydeki il"milloz" kavunlan, "kara yerin gilerini esirgemiyorlar... Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekahn zemin dibine" varmış! Bugune dek yapılan kayısı killeri, yüksek bürokratlar söz konusu olunca da ildeki mülki amırlik bizzat yönetiyor. Malatya'da bir kayısı şenliği düzenlenmesi fikrini ilk kez ortaya atan Ziraat Mühendisi Mustafa Geban, şenliğin nicedir amacından saptığım, bir burokratlar törenine dönüştüğünü söyluyor. Geban, şunlan anlatıyor: "Ük kez 1973'te gerçekleştirdiğimiz Kayısı Şenliği'nin amacı, yerel degerierin tanıtılması ve yerel motiflerin öne çıkanlmasıydı. Bu amaçla kentin ileri gelen kişileriyle bir dernek kurduk. Malatya Fuan ve Kayısı Bayramı Dernegi. Bir amacınuz bölgede bir fuar etkinliği yaratmaktı. Başka bir amacımızsa kayısı ureticikrinin birligini sağlamaktı. Tariş gibi, Fiskobirlik gibi, üreticileri bir araya getirecek bir catı oluştunnak. Festival dolayısıyla birkaç yıl bu dognıltuda şenlik yapıldı. Sonra dernek bu yükii kaldıramaz oldu. Bizler olayın dışında kaldık. Son yıllarda da belediye ve vilajet uzerine aldı. Şimdi yajnızca valilik götiiriiyor bu görevi. tsteyerek mi yüklendi valilik, orasını bilemiyonım. Bildiğim şu ki durağan kalıplar içinde beili bir kesimin eğlencesi haline doniistu Kavısı SenlUti." Şimdiye kadar neden beklediler?" dedim. Sonra düşündüm. "Reggiani'nin söylediği benim şarkılanm, zamanın modası, sakalım falan etkilemiş olabilir" diye. Ve kendi kendime, "Kısa siirer geçer, tekrar eski sakin giinlerime dönerim" dedim. Ama öyle olmadı, şarkıcıhğım hep başka boyutlar kazanarak sürdü gitti. Fransa'dan sonra Italya'da, Ispanya'da başka Akdeniz ülkelerinde, hatta Latin Amerika'da unlendim. Şimdi de surüyor, ne zamana kadar bilmiyorum. Hiçbir şeyi önceden fazla hesaplamam, belki yarın biter bu da. Bir dönemin bütün ünlü chanson ustatlannı tanıdımz. Evet hemen hepsini, bunlar gerçekten büyüktüler ve bir bölumunü de en büyük olan Piaf forme etmişti. Sizi de değil mi? Hayır beni değil. Çünkü ben o zaman şarkıcı değildim ve öyle bir istemim de yoktu. Hatta Piaf buna biraz burulurdu. Çunkü o eline aldığı kişiyi yoğurup yetiştirmeyi severdi. Aİna o beni yaşamımda kamçılayan, bana ilham veren kişi olmuştu. Daha sonralan şarkıcüığa başladığım zaman, emprezaryom Piaf ın eski emprezaryosuydu ve artık Piaf yoktu. Ama o hep "Ah, derdi, keşke Piaf bunlan görseydi." Piaf en büyüktü, en içinden geleni dökerdi. Sahne bir şovbiz (shovbuissenes) yeri değildi onun için. Peki bir Yunanlı olarak Türkler karşısında ne hissediyorsunuz? Kendimi her zaman Yunanlı hissetmişimdir, ama bu fazla belirgin değil. Yunanhlarla Turkler arasında bir olay var ve hâlâ da sünıyor. Bakın Bush1 un gezisiyle ilgili yazılara, gazetelere, çoktan çözülmesi gereken anakronik sorunlar var olduğunu görürsünüz. Ben Türkleri, geleneksel düşmanlanm olarak göremem, ne Yunanistan'da yaşanmış bir geçmisim var ne doğru durüst bir milliyetim. Bir evrensel Iskenderiye'de yetiştim ve bu evrenselh'ğin dar irsi budala •nasyonalizme karşı en iyi ilaç olduğunu düşünüyorum. O yüzden de Yunanlı kökenimin neden bende Türklerle karşıthk varatması gerektiğini anlayamıyorum. Tam tersine Yunanlı yanımın bana burada çok yakınhklar sağladığını, özel ilişkiler sağladığını sanıyorum. Sahnede buzikiyi elime alınca dinleyiciden yakınlık, ilgi görüyorum. Kimileri benim yalnızca Rum olduğumu sorar, kimileri bana salt bu yüzden yolda rastladıklarında bile yakınlık gösteriyorlar. Bildikleri birkaç ya da birçok Yunanca sözcüğü sıralıyorlar. Ben Türkleri ait okJuğum bir ülkenin insanları clarak görüyorum ve kendimi burada öylesine kendi evimde hissediyomm ki, zaman zaman Türkçe konuşmadığıma şaşıyorum sanki. Ya içinde hep lskenderiye1 yi taşımış olan bir sanatçı tstanbul'da ne hisseder? Bir de bir zamaniar İstanbul'da yaşarruş olan büyükbabanızdan söz eden şarkıda 'Konstantinople surgunu' diye bir bölüm var. Galatasaray'daki konserinizde oraya seyirci bir tepki gosterdi, farkında mısınız? Evet farkındayun. Alkışladılar. Çok hoştu, hoşgörülüydü. Ben bu şarkıyı yazdığım zaman Konstantinople, adının Türkler ile Yunanlılar arasında bir anlaşmazlık konusu olduğunu bilmiyordum. öyle duymuştum, kenti ve öyle yazdım. Ama seyirci beni alkışlayarak art niyetsizliğimi güzel bir hoşgörü ile vurgulamış oldu. Istanbul'a ilk kez, beni tavlada yenen bir günlük tamşım olan bir hanımdan, tavlada intikamımı almak için geldim. Alamadım. O benden daha iyiymiş. Zar falan değil, daha iyiymiş. Tavla önemli bir oyundur ve tüm 7ümanı simgeler her şeyiyle. İyi bir oyuncu ise, zan, şansı bile aşarâk kazanabilir. Her neyse, tstanbul'a çok geç gelmiş olduğumu fark ettim. İnsanlar, yüzler ve davramşlar her şey benim ait olduğum dünyanın birer parcası. Kendimi evimde gibi hissediyorum. Ve bana burada 'Hoş geldin!' diyorlar, Öbür Akdeniz ülkelerinde de. Hemen belirteyim ki Akdeniz coğrafyasının ötesine uzanıyor, Latin Amerika'da da aynı şeyi gördüm. Düşünün ki otuz yüdır, oturduğum Paris'in Saint Louis'sinde kimse bana bir scyahatten dönünce "Hoş geldin!" demiyor. Burada edindiğim dunyayı ve sıcaklığı orada edinemedim. Burada insan çok hoş duygulara kapıhyor. Besteci, şarkıcı, şarkılarının sözlerini yazan sanatçı, motosiklet meraklısı, pingpong oyuncusu ve kısa bir süre 'Equipe de Pinpone9 yazan, ressam Georges Moustaki'ye bu duyguları karşısında biz de kendi deyişimizle sesleniyoruz. "Güle güle Moustaki! Yine bekliyoruz!" 'Yine gelecegim' diyor, 'Kuşkunuz oimasm. Yine geteceöim.' Tarihi esere sıkı takip • ANKARA (ANKA) Kültür Bakanı Gökhan Maraş, Turkiye dışına kaçırılan tarihi eserlerin iadesi için açılan davalann hızlandırılması talimatı verdi. Maraş, Zeus Sunağı ve ana tanrıça heykeli gibi kayıp eserlerin bulunması için 'takip' yaptıklannı bildirdi. Gökhan Maraş, 1800'lu yıllardan bu yana çok sayıda eserin yurtdışına kaçınldığını belirterek bunlann iadesi için açılan davaları kazanma olasılığının çok yüksek olduğunu söyledi. Bu tür eserlerin, bulundukları yerlerde değerli olduğunu belirten Gökhan Maraş, "Yurtdışı teşkilatına talimat verdim. Halen devam eden davalan hızlandıracağız. Bunlan dava yoluyla aJma şarısımız çok yüksek. Çünkü daha önceki bir davada zaman aşımı iddiası reddedihniş, bu bizim lehimize. Bir kısım eser için de derhal dava açacağız. Bunun dışında vazgeçemeyeceğimiz eserler için de paramız olduğu ölçude müzayedelere katılacagız" diye konuştu. lahran'da depretn panigi • TAHRAN (AA) Bir Çinli bir astroloğun dün Tahran'da Richter ölçeğine göre 6.3 ile 6.8 şiddetinde deprem olacağı yolundaki tahmini halk arasında panik yarattı. Çinli astrolog Sung Chi Bi'nin tahmini Tahran Radyosu'nda yayımlandıktan sonra paniğe kapılan halk, arabalarla başkenti terk etmeye başadı. IRNA'ya göre Çinli astrolog, Tahran'da dün TSI l güçlü bir deprem olacağını öne sürdü. Âbrar gazetesi de haberin yayılmasuıdan sonra Tahran'dan çıkan yollardaki trafiğin belirgin ölcüde antığını bildirdi. Aizaııi 2 0 yıldır kazılıyor • KÜTAHYA (AA) Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesi yakınlarında bulunan tarihi 'Aizani' harabelerinde arkeolojik kazılara başlandı. Kültür Bakanhğı ile Almanya Arkeoloji Enstitüsü'nce yürütülen çalışmalarda kazı ekibi başkanhğını arkeolog Adolf Hofmann yapıyor. Bu yılki kazılar, geçen yıl ortaya çıkanlan tarihi tiyatro bitişiğindeki alanda devam ettirilecek. 20 yüdır sürdürülen kazüardan bugüne kadar 2 bin yıl öncesinin Zeus tapınağı, sağlık tanncası, zamanın borsa fiyatlannı belirleyen tarihi çarşı, agora, Dor düzeninde sütunlu avlu, hamamlar ve buynıkla duvarlara kazonarak yazılan gıda maddeleri Fıyatım gösterir eserler ortaya çıkanldı. (lo! hio! (JÛ!.. Orsan Oymen anıhyor • tstanbul Haber Serrisi Gazeteciyazar örsan öymen, ölümünün 4. yıhnda bugün Zincirlikuyu'daki mezan başında anılacak. Saat 12.00'de yapılacak anma töreninin ardından, "örsan öymen ödülleri" dağıülacak "Haber ödülü" Milh'yet Gazetesi'nde yayımlanan "tşte Milliyet Saddam'la" başhklı haber ile Bülent Ecevit ve Derya Sazak'a, "Köşe Yazısı ödülü" de "Et Yiyen ve Yemeyen İki Dava Kadını" başhklı yazısı ile Cumhuriyet'ten Ahmet Tan'a veilecek. • • • • Daha kış mevsimine girmeden modacılar 1992 Ukbaharyazının kıyafetlerini hazırladılar bile. Fransa'da önümüzdeki hafta başlayacak defileler öncesi yeni giysiler basına tanıtılıyor. Bu ilginç işli bodysuit, altında parlak file çoraplar ve sırta aülıveren kırmızı satenden pardösü, ttalyan modacı Gianni Versace'den. (Fotoğraf: AFP)