19 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HAZİRAN 1991 MÜZİK KÜLTÜR-SANAT CUMHURtYET/7 Gençlik festivali I Kiiltür Servisi — Gençlik Festivali'nde dün gece Kflltür Bakanhğı E>evlet Korosu Aya Irini'de bir konser verdi. Koro şefliğini Walter Strauss'un yaptığı konserde, Hans Leo Hassler'in "Kızım Günden Güne Uzaklaşırken", Thomas Morlcy'in "Yangın", Hugo Distler'in "Müzik Kimlerin Kalbindeyse, Ninni, Baharda", isimli parçalan, Halk Şarkılan Bölümü'nde; Ukrayna'dan "Sus, Sus, Sakin Konuşma", Yugoslavya'dan "Gözlerimde Yaşlar", Aşık Veysel'den "Yol", Finlandiya'dan "Bak, Işte Yaptım Bir Kavalcık" eserlcrini scslendirdi. Konserin ikinci bölümünde ise; 1964 yılında Yapı Kredi Bankası'nın 20. kunıluş yıh nedeniyle banka tarafından Çağdaş Türk Müziği Bestecilerine yaptınlan halk türkülerimiz seslendirildi. Nüvid Kodallı'mn "Zekiyem, Lofçalı", Bülent Tarcan'nın "Bastım Iğdenin Dalına", Ferit Tüzün'ün "Ha Bu Diyar, Su Gelir, Ben Giderim Batum'a", Necil Kâzım Akses'in "Kolbaşı", Ulvi Cemal Erkin'in "Dondurmacı, Evlerinin önü Mersin, Sen Kimin Canısm" ve Muammer Sun'un "Bir Dalda Iki Elma" isimli eserleri çok sesli koro tarafından seslendirildi. BALE 160 baleriııden dans • Kültür Servisi — Dilek Bale Kursu öğrencileri ders yılı içindeki çalışmalannı sergilemek üzere 8 haziran cumartesi saat 20.30*da; 9 haziran pazar saat 15.3O*da AKM Büyük Salon'da gösteri yapacaklar. Her yıl yaptığı resitalleri bir kuruluş yaranna düzenleyen Dilek Bale Kursu bu yılki temsillerini Gazeteciler Cemiyeti / Basın Müzesi için gerçekleştirecek. Programda "Kuğu Gölü", "Pas de Quatre", "Le Corsair" gibi dünya klasiklerinden Peter Gabriel, Karl Orff ve Vaya Con Dios gibi modera bestecilerin eserlerine yapılmış özgün koregrafiler, Macar danslarıyla hazırlanmış tabloların yanı sıra miniklerin canlandırdığı "Dünya Çocuklan" ve "Sirk" adlı eserler bulunuyor. Bu program, 100 küçük 60 büyük öğrenci tarafından gerçekleştiriliyor. SERGİ Resimde Polonezköyü • Kiiltür Servisi — Polonyah ressam Maria Dziopak'ın "Resimde Polonezköyü" başhklı sergisi 7 haziranda tstanbul Sanatlan Çarşısı'nda (Kabasakal Cad. No. 5 Sultanahmet) açılacak. 1954 yıhnda Polonya'nın Katovvice kentinde doğan ressam, 1977 yıhnda Silesian Üniversitesi'nden mezun oldu. Avrupa ve Amerika'nın birçok kentinde sergiler açan sanatçının tablolan çeşitli ödüller de kazanmış. ETKİNLIK Musevi besteciler • Kültür Servisi — 500. Yıl Vakfrnın etkinlikleri kapsamında dün akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Musevi bestecilerin yapıtlarından oluşan bir Klasik Türk Müziği Konseri gerçekleştirüdi. 1492 yıhnda lspanya'dan kaçarak Osmanlı lmparatorluğu'na sığınan Ispanyol Musevilerinin göç etmelerinin 500. yılı nedeniyle düzenlenen konseri kalabalık bir davetli topluluğu dinledi. Şef Rıza Rit yönetünindeki İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Türk Musikisi lcra Heyeti 2 saat süren konserde Tanburi Isak, Izak Varon, Udi Ibrahim (Avram) adlı Musevi bestekârlannın GüUzar, Şed Araban, Maye, Acem Aşiran, Ferahfeza, Evç, Hicaz, Kürdili, Uşşak, Rast ve Nihavend tnakamlanndaki çeşitli eserlerini seslendirdi. 3 bölümden oluşan konsere solist olarak katılan Türk sanat müziği sanatçısı Recep Birgit ise Musevi bestekârların baa eserlerini yorumladı. AŞIKNESİMİ VE CIRASIYLA 50YIL Nilgün AKKUŞ İzzet ALTINMEŞE Ali Ekber ÇİÇEK Güler DUMAN Ahmet GÜNDAY Arif SAĞ Karaca Ahmet Semah Ekibi ve AŞIK NESİMİ ÇİMEN Konuşmacılar: Zülfü LİVANELİ - Onat KUTLAR Yöneten: Abdullah Nevzat ÖZTÜRK Sunan: Giilsüm ÇINAR Yfer. AÇIK HAVA TİYATROSU Tarih: 7 Haziran Cuma Saat: 19.30 • (26 Mayıs Pazar tarihindeki konser hava muhalefeti nedeniyle ertetenmiştir) VEEAT ÇOK ACI BİR KAYIP Ziraat Yüksek Mühendisi, Sevgili dayımız, biriciğimiz, ' mükemmel insan SAİT GÜNGÖR ÜN'ü Kaybetmenin acısı içindeyiz. Anısı daima bizlerle olacak. YEĞENLERİ: ÜMİT, HASAN, NEŞE, FAİK. GAYE, SELİM, GÜVEN, DİLEK, GÖKHAN, GAMZE, NESLİHAN, MEHMET, HAKAN Piyanist Idü Biret, hocası ünlü müzisyen Wühelm Kempffi anlattı Beethoven'ın torunu olurGeçenlerde 96 yaşında ölen Alman piyanist ve şef Wilhelm Kempff, Biret'in hem hocası hem de çok yakınıydı. Biret anlatıyor: "Ben Beethoven'ın torunuyum, derdi. Nasıl torunu oluyor? Beethoven'ın öğrencisi Czerny. Czerny'nin öğrencisi Liszt. Liszt'in talebesi Barth. Barth'm öğrencisi de Kempff..." SABETAY VAROL ~ BRÜKSEL — Ünlü piyanist tdfl Biret ve eşi ŞefiU Büyükyük- sel'le Brüksel'deki evlerinin sa- lonunda geçen günlerde 96 ya- şında ölen Alman müzisyen Wilbelra Kempff üzerine söyle- şiyoruz. Çiftin KempfPle ilgili amlan bitecek gibi değil. Söze Büyukyüksel giriyor ve 1982 yı- lına ait bir anı anlatıyor: "ttatya'da Pozjtantfdaki evin- deyiz. Yemek sırasında birkaç kere Türkiye'den bahis açıldı. 'Kemal Paşa çok buyük adarndı' diyordu. O zaman ben de sor- dum, 'Türkiye'ye siz çok eskiden beri geliyorsunuz. Benim bildi- ğim kırklı yıllarda gelip halke- vinde çaldınız! Ondan evvel de Ankara'ya otuzlu yıllarda geidi- gjni söyledim. 'Hayır' dedL 'Be- nim ilk gelişim 1927 senesidir. Ankara'da halkevinde bir kon- ser oldu. Kemal Paşa beni ak- şam Çankaya'ya çağırdı. Orada yemek verildi. Yemekten sonra herkes aynldı. Benim orada kal- mamı istedi. Sabahın dördüne kadar uzun uzun konuştuk. O konuşma sırasında devamh ola- rak söylediği Türkiye'ye klasik Batı müziğini getirmek, mektep- ler açmak, halka bunu sevdir- mek. Kemal Paşa bu iş için kim- leri getirmesi gerektiğini bana İDtL BtRET £N ÇOK KEMPFF'TEN ETKtLENDİ— tdil Biret, VVİlhelm Kempff (solda) üe 7 yaşında Paris'te tanıştı. Daha sonra Kempff'ten dersler de alan Biret, ünlü müzisyenle biriikte iki konser verdi. Kempff ile Biret'in dostluklan faep surdn. sordu. Nasıl bir düzen kurulur, konservatuvarlar açmak için ne yapmak lazım. Bana isim ver- memi ve ayrıca da görüşlerimi istedi. Sabaha kadar bunlan konuştuk' dedi. 1927 senesinde ileriye doniık olarak Atatürk'le bunlan konuşması bence olay- lann bilinmeyen bir tarafını or- taya koyuyor. Anlattıklan bu kadardı..." Konuşmanın burasında tdil Biret müdahale ederek KempfF- in tavsiye ettiği kişilerin Türki- ye'ye gelerek konservatuvarın kuruluşunu sağladıklannı hatır- latıyor. KempfFin Türkiye'ye son gelişinin 1965 olduğu konu- şuluyor. Büyukyüksel, John Kennedy'nin 1%3'te öldürüldü- ğü günün ertesi gunü VVilhelm KempfPin, tstanbul'daki konse- rini iptal ettirmesinin düşünül- düğünü, sonra bunun anma konserine çevrildiğini, kendisi- nin bu konserde bulunduğunu anımsatıyor... Piyanist Idil Biret'e, "Biraı önce Kempfrin ölümünun biı- tün dünya basınında geniş şekil- de yer aldığım konuşuyorduk. Sizce Kempffin müzik dünya- sındaki gerçek yeri, hoca olarak mı piyanist olarak mı ön plandadır" sorusunu soruyoruz. BtRET — En doğrusu müzis- yen olarak demek lazım. Bir de şunu unutmamak lazım. Doğu- mu 1895. Bu demektir ki Wal- ter Gieseking ve Kempff aynı za- manın insanlan. On yıl kadar fark olsa da Backhaus... Bunlar çok büyük bir kuşağın piyanist- leridir. Bunlann doğrudan doğ- ruya çok büyük kompozitörlerle kontağı olmuştur. Düşününüz ki Backhaus 1884 doğumlu Brahms'ı konserde dinliyor. Bunlar çok önemli şeyler. Kempff, "Ben Beethoven'ın torunuyum" derdi. Nasıl torunu oluyor? Beethoven'ın talebesi Czerny, Czerny'nin talebesi Liszt, Liszt'in talebesi Barth. Barth'ın talebesi Kempff... — Siz de ondan levanis edi- yorsunnz? BtRET — Tabii, ben de onun talebesiyim. Hakikaten uzerim- de en büyük etkiyi yapan odur. Yedi yaşımda iken Paris'te tanış- tırdılar. Ondan sonra her gelişin- de dinledi. Ders verdi. Ondan sonra kendisi çok istedi ve bir- iikte iki konser verdik. Sonra Italya'daki evine her zaman git- tim. — Sizin sanat planında üze- rinizdeki etkisini nasıl özetleye- bilirsiniz? BtRET — Tâsviri çok güç bir şey. Ama şöyle bir şey var; ben bu adamı hemen hemen her gün bir kere duşunurüm, her zaman akhmdan geçer. Bir eser karşı- sında çahşırken, bu sorunu bu adam nasıl çözebilirdi, kolunu burada nasıl kullamrdı, yahut da hangi şekilde bir tınlama ala- caktı... — Tek diyebilir misiniz, yok- sa sizi bu ölçude etkileyen baş- ka hocalannız da var mı? BtRET — En yakından tanı- dığım Kempff. Tabii Cortot da var. tki üç yıl çalıştım ama onu daha geç tanıdım. KempfPle olan ilişkim 7 yaşımdan beri de tanıdığım için manevi bir baba gibi bir ilişki. — Neden Italya'ya yerleşti? BtRET — Ozellikle Almanla- rın çoğu kez bir ttalyan hayran- hğı vardır. GoetheMen de biliyo- ruz. Hepsinin içınde sanıyonım bir ltalya ideali vardır. Kempff, Pozitano'yu çok severdi ve ora- da "Casa Orfeo" diye bir evi vardı. Orada her yıl ileri derece- de dersler verirdi. Sabahları genellikle kurs olurdu. öğleden sonraiarı bazen kurs olur, bazen gezintiler yapı- hrdı. Yakında nefis harabeler vardı ve oraya gidilirdi. Çok kul- türlü bir adarndı. Grekçe, Latin- ce bilirdi. Çok geniş bir klasik kültür almış.bir adımdı. Oturur birdenbire eski Grek mitoslann- dan bahseder. Yok VirgiPden Latince bir şey okur. Aynca ba- bacan, neşeli bir adamdı. 8 ço- cuğu vardı. Her şey büyük bir aile atmosferi içinde olurdu. Müzik yazartmız FÎLİZ ALÎ, kullandığından yazılarına bir yıllık izninin bir bölümünü sûre ara vermiştir. 3. ULUSLARARASIİSTANBUL TtYATROFESTtVALl Nikolay Gogol'ün 'Müfettiş'M Işık Kasapoğlu sahneye koydu GogoPün tipleri sahnede şeffaf Işıl Kasapoğlu'nun "Müfettiş" yorumlamasında, oyunculann "tçlerinin paramparça olduğu" görünüyor. Saydam giysilerle oynayan oyunculann içinden lambalar yamp sönüyor. LAXE FİLOĞLU ~ "Sinin, sinin! tkiniz de sinin... Av-ağa kalk! Otur! Konuşmaya çalış. yeni bir şeyler deneyelim." Siyah papuçlarına taktığı tu- runcu fosforlu bağcıklan ta uzaktan göze çarpıyor. Saçını bıyığını iyice uzatmış, belki bi- raz da kilo almış. Işıl Kasapog- lu provalarda kendini iyice kap- tınyor. Zaman zaman oyuncu- nun yerine geçip kendisini yöne- tiyor. İstanbul Şehir Tiyatroları, Uluslararası Tiyatro Festivali'ne bu yıl Nikolay Gogol'ün "Müfettiş" adh oyunuyla katı- lıyor. Suna Pekuysal, Savaş Diı.- çel, Toron Karacaoglu, Hikmet Körmiıkçü, Kahraman Arehan- m rol aldıkları oyunun yönetme- ni Işıl Kasapoğlu. Müziklerini Esin Engin'in, dekorunu Atıl Yalkut'un hazırladığı oyunun kostümleri Canan Göknil'e ait. Topluluğu "Theatre a Venir" ile çalışmalannı Fransa'da sür- düren Kasapoğlu, 15 yıldır yurt- dışında olmasına rağmen Tür- kiye"de de oyunlar sahneliyor, ödüllere değer gorilluyor. Sanat- çının kafasmda bin bir tane pro- je dolaşıyor. Bunlardan biri de henüz uzak bir tasarı olan "Hır- çın Kız"da Ferhan Şensoy'u ka- dın rolünde oynatmak. FESTtVALDE BUGÜN Übü/NADA Tiyatrosu (Taksim Sahnesi, 20.30) Müfettiş/Şehir Tiyatroları (Harbiye Muhsin Ertuğrul, 15.30, 20.30) — Gerek Goldoni'nin 'tki Efendinin lişağı', gerek Shake- speare'in 'Kral Lear'ını izleyen- ler kimi surprizlerinizle karşılas- tı. Klasik oyunlara güncel un- surlar kattınız, seyirciyi 'punkvari' bir kralla karşılaştır- dınız. Yine bir klasik olan 'Mıi- fettiş'te seyirciyi ne tür sürpriz- ler bekliyor? — Bir tekst sahneye konula- cağı zaman bir savaş da başla- mış oluyor. Benim anladiğım nedir? Oyuncuyla paylaştığım nedir? Mutlaka bunu anlatma- ya ihtiyacımız var mı? Ben, is- tek üzerine oyun yapmayı bece- rebüeceğimi sanmıyorum. Şunu anlamıyorum: "Hadi sen ora- dan gir, ben buradan çıkayım, şu teksti okuyalım..." Bu şekil- de tiyatro yapüabileceğine inan- mıyorum. 1yi ya da kötü oyun- lar çıkabilir, ama en başta tiyat- ro olmalı. Sorunuza gelince; 'ben illaki sürpriz yaratmak için yola çık- mıyonım Bazı unsurlar var, ama sürpriz dememek gerek. Bu oyunda kişiler, istedikleri kadar güzel giyinsinler içlerinin paramparça olduğu görünecek. Gogol, karakter değil, tipleme yaratıyor. Kostümlerin şeffaf ol- masını istedik. Herkesin içi gö- rünecek. lnsanlann içinden lam- balar yanıp sönecek. FESTtVAL BUGÜN SONA ERIYOR— Bugün sona erecek İstanbul Tiyatro Festivali'nde Go- gol'ün "Müfettiş'i Harbiye Muhsin Ertuğrul'da izlenebUecek. Müfettiş Hllestekov'u Savaş Din- cel, Kaymakamın karısı Anna Andreyevma'yı Suna Pekuysal oynuyor. — Sahnelediğiniz oyunlara bakılırsa henuz 20. yuzyıla sıra gelmediği gorulüyor. Klasikler- de ısrarlısınız. Neden? — Çünkü 20. yüzyıldan kor- kuyorum. Yönetmen kendisinin nerede olduğunu bilmeli. Şimdi- lik gerçekten klasiklerle uğraşı- yorum. İki nedeni var: Öncelikle klasiklerin sahnelenmesi gerek- tiğine inanıyorum. Yeni yetişen genç kuşağın Shakespeare, Mo- liere, Gogol'ü öğrenmeleri ve bunlann temel taşlar oldukları- nı görmeleri gerekiyor. Klasik- ler mutlaka yapılmah. Bir yönetmen için dünyanın en büyuk mutluluğu önce ken- di kendisiyle, sonra buyük tekst- lerle uğraşmasıdır. Henuz yeni, modern oyunlar yapacak kadar kuvvetli hissetmiyorum kendi- mi. Belki de böyle bir oyunla karşılaşmadım. Bir Türk yaza- nn tekstini sahnelemeyi çok is- tiyorum. Bir gün bir tekstle kar- şılaşırsam çok modern bir oyun sahneleyebilirim. — Türkiye'nin ismi, Kürt sı- ğınmacılann Türkiye'ye kacışlan sonrasındakj uygulamalar nede- niyle Batı'da oldukça olumsuz duyuruldn. Türkiye'nin demok- rasi ve insan hakları sorunlan yurtdışında yaşayan Türk sanat- çılan ne şekilde etkiliyor ve et- kileyecek? — Tttrkiye'de insanlann fark- etmediği bir olay var. En iyi ta- nıtım kültürle olabılir. İznik çi- nilerinin satılmasını bir kenara bırakıp Türkiye'den dışarıya Türk tiyatrosunu, resmini götür- mek gerek. tnanın Türkiye'nin adını bugün dunyada Mehmet Ulusoy, Komet, Yaşar Kemal duyurmaktadır. Şu sıralar ima- jımız dışarıda çok kotü. Nere- deyse şoven olmaktan korkaca- ğım. Çok önemli sorunlar var ve Türkiye yetersiz kalıyor. İmaj kötüleştikçe bir Türk sanatçımn sergi açması, kitabımn basılması zoriaşacak. Yine de sanatçı, sa- natını ne kadar iyi icra ederse bu imajı delmesini de o oranda bi- lecektir. Yine iş sanatçılara dü- şüyor. AlfredJarry'nin 'Kral Übü'süFransıziarın ilginç yorumuylasahnede Acmıasız bir diktatör SONRA DA EVRENSEL- Babette Mason ve Guil- hem Pelkgrin'in oynadıklan "Kral Übü", yazılışından yüz yılı aş- kın bir süre sonra da evrenselligini koruyor. Kültür Servisi— Türkiye*de 1960'larda Arena Tiyatrosu'nda sahnelenen, daha sonra geçen yıl- larda Dostlar Tiyatrosu'nun Orhan Duru uyar- lamasıyla sunduğu "Kral Übü", bu kez Fransa1 dan gelen NADA Tiyatrosu'nca sahneleniyor. Alfred Jarry'den Babette Mason ve Guilbem Pellegrin'in sahneye uyarladıklan "Übü"de ay- nı sanatçılar Übü Ana ile Übü Baba'yı canlan- dınyorlar. Bu iki oyuncu dışında sahnede mey- veler ve sebzeler var. "Küçük çocuklan giildüren, yetişkinleri ürkütür" diyen Alfred Jarry'nin 1876'da yazdı- ğı "Kral ÜbiTde, Doc. Dr. Zebra tpşiroğlu'na gö- re hiçbir kural tarumayan, astığı astık kestiği kes- tik bir diktatör tipi yer ahyor. Ağız dolusu sö- vüp sayarak çevresindeki herkesi, her şeyi aşağı- layan bu armut kafalı, faraş ağızlı, pis kokulu yağ ve et yumağı, tam anlamıyla iğrenç bir yaratık. Utanmaz, onursuz ve korkak, ama aynı zaman- da acımasız. Beş kuruş için gözünü kırpmadan anasını bile satabilecek bir tip. İpşiroğlu'na göre işin ruhaf ya da şaşırtıcı ya- nı, Übü'nün yıkıcı olduğu kadar güçlü oluşu. Kimse karşı koyamaz, dur diyemez ona. Nedir Übü tipini yaratan? lnsanlann korkaklıkları mı, umursamazlıklan ve vurdumduymazlıklan mı, yoksa içlerindeki "Übiilük" mü? NADA Tiyatrosu'nda "Knd Übü"yü yorum- layan Babette Mason ve Guilhem Pellegrin ise oyunla ilgili göriişlerini şöyle açıkhyorlar: "Oyunun, yazıldıgı dönemden bir yüz yıl sonra bile şaşırtıcı poliük tepkilere yol açması ve ko- nusunun eyrenselliği, ilgimizi çeken en önemli öğe oldu. Übü Baba Ue Übü Ana, yaşayan, ne- fes alan ve güzel olan ber şeyi yok etmek için yö- netimi ele geçinnenin simgesi. Übü Baba, Afri- ka'nın çeşitli diktatörlerini, Übü Ana ise Lady Macbeth ya da Mao'nun dul eşini anımsatır he- men. Dolayısıyla olay hiçbir yerde geçmeyip her yerde geçecektir. ÖzeUikle güzelin yok edildiği her yerde..." NADA Tiyatrosu'nun yonımunda Übü Ana ile Übü Baba iki oyuncu tarafından canlandırıhyor. Konuklar, askerler, generaller, saray erkânı, halk ve öteki kişiler ise iki oyuncu tarafından oynatı- lan kuklalar ve ziyafetin tamamlayıcı öğeleri. Oğuz Ankanlı öldti • Kültür Servisi — Şair Oğuz Ankanh (59) önceki gün öldü. Ankanh'nın cenazesi dün Moda Camisi'nde kılınan öğk namazının ardından toprağa verildi. Konya doğumlu olan Oğuz Ankanlı, ortaöğrenimini Pertevniyal Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi'ndeki öğrenimini yarıda bıraktı. Memurluk, metin yazarhğı yaptı, Ufuklar, Küçük Dergi, Mavi, Seçilmiş Hikâyeler, Yenilik, Yelken, Ataç, Yeni Ufuklar dergilerinde çıkan şiirleriyle tamnan Ankanh, toplumsal gerçekçi akıma bağlı çalışmalannı 1956 yıhnda yayımladığı "Maça Kızı" adh kitapta topladı. Aziz Nesin söyleşisi • Kültür Servisi — TYS'nin halka açık söyleşiler dizisi.ıin ikinci bölümü bu hafta başlıyor. 'Yazar-Yasam' anabaşhğı altında haziran ayı boyunca yapılacak söyleşilerin ilk konuğu Aziz Nesin, 8 haziran cumartesi günü saat 15.00-17.00 arasında sendikanın Kabataş-Setüstü, Inebolu Sokak No: 63'teki genel merkez lokalinde konuşacak. Daha önce 'Yazar-Bahar' anabaşhğı altında düzenlenen söyleşilere TYS Genel Başkanı Oktay Akbal, PEN Yazarlar Derneği Başkanı Şükran KurdakuL Tiyatro ve Televizyon Yazarlan Derneği Başkanı Recep Bilginer ile yazar Aydın Boysan katılmışlardı. Köseoğlu'ntın resimleri • tSTANBUL (tÜHA) — Bir süre önce hayatını kaybeden İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Doc. Dr. Ayhan Köseoğlu anısına Basın- ' Yayın Yüksek Okulu Fotoğraf Kulübü tarafından hazırlanan 'Doç. Dr. Ayhan Köseoğlu' daimi sergisi açıldı. Basın Yayın Yüksekokulu Fotoğraf Kulübu öğrencilerinin oluşturduğu fotoğraflardan oluşan sergide 60 eseT yer alıyor. _. _ «,«„. rru ^ etkinlikleri • Kiiltür Servisi — İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı Sosyal ve Kültürel Hizmetler Komitesi'nce düzenlenen haziran ayı etkinlikleri belirlendi. Etkinlikler kapsamında çarşamba günu Sapanca'ya bir gezi gerçekleştirilecek. İlgilenenlerin 321 78 09 ya da 161 57 19 nolu telefonlarda Kamuran Aköz ve Oya Uğur'dan bilgi almaları gerekiyor. Perşembe günü saat 18.30'da ise Maçka Kampusu G Amfısi'nde Makedonya Filarmoni Orkestrası'mn vereceği konser dinienebilir. TYB'den 1991 • ANKARA (ANKA) — Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yayımlanan 'Kültür ve Sanat Yıllığı'nın 8'incisi çıktı. Yüzden fazla yazarın katkısıyla hazırlanan yıllıkta politika, spor, edebiyat, sanat, dış politika ile ilgili bilgiler yer alıyor. Yılhkta toplum ve siyasi olaylarla ilgili yazılan Doç. Şükrü Karatepe, hukuk bölümü Mustafa Everdi, kadın ve aile Hamide Nadir, iktisat Mustafa Acar, çalışma hayatı Cengiz Amk, kültür Do. Mustafa İsen, dış politika Kemal Kahraman, Islam dünyası Mustafa Varol, Türk dünyası Ömer Kayır, şiir Muhsin Macit, spor Ömer Lütfi Mete, Türkiye ve dunyada olaylar bölümü ise Gazi Asıroğlu tarafından hazırlandı. Yıİlık 720 sayfadan oluşuyor. BUGÜN • Kent ve Şiir Cengiz Bektaş'm Kent ve Şiir konulu söyleşisi saat 13.45'te İstanbul Lisesi Konferans Salonu'nda. • Dia gösterileri Fethi İzan ve Engin Güneş'in dia gösterileri saat 18.00 ve 19.00'da Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu'nda. • 3 oyun üzerine Prof. Cevat Çapan'ın yöneteceği tiyatro söyleşisi çerçevesinde Kafkas Tebeşir Dairesi, Müfettiş ve Übü oyunları ele alınacak. • Çakır'ın diaları Nevzat Çakır'ın dia gösterisi saat 16.00'da İÜ Basın Yayın Yuksekokulu'nda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear