19 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 HAZÎRAN 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 OLAYLARIN ARDENDAKiGERCEK Ağca olayı yine düğüm (Başlarafı 1. Sayfada) relliğe bağlamak, oy kaygıiarıyla canti yaptırmaya benzer biçimde üniversite sayısım çoğaltmaya kal- kışmak, ileride faturası pahalıya ödenecek yanılgılardır. Akıl, bi- lim, deney, önyargısız araştırma ve inceleme üzerine yilkselecek üni- versiteieri dinsel amaçlara bağlı si- yasal merkezlere dönüştürmeye çalışmak, Türkiye'yi ortaçağa geri döndürmek isteyen gerici akımla- nn karanlık girişimleridir. Bir tilkede üniversiteyi savuna- cak olan, üniversitenin hocaları ve öğrencileriyle birlikte halkın bilin- cidir. Toplumsal alanda belirli bir düzeye ulaşmıs ve demokrasiyi amaçlamış ülkelerde, siyasal ikti- dann üniversitelere müdahalesı kabul edilemez. Türkiye'de daha kötüsü yapıl- mış, YÖK düzeni askeri darbeyle oluşturulmuştur. önce bu ayıph yanügımn düzel- tilmesi gerekiyor. Aynca aklı başında insanlarm yaşadığı varsayüan hiçbir ülkede, siyasal kararla üniversite sayısı bir günde 29'dan 73'e çıkarılamaz. Hele halk tabam erimiş ve iktidar- dan gidici bir siyasalpartinin mil- letvekiüeri Meclis komisyonlann- da böyle bir karar verirlerse, o ül- kede her şeyin çivisinin çıktığına hükmedilir. Nitekim Milli Eğitim Bakanı AvniAkyol, bu karar kar- şısmda hakh olarak, "Bunlar üni- versite olamaz, kantann topunu kaçırdauz" diye tepki göstermiştir. ANAP iktidannm, giderayak, htanbul Üniversitesi'ni de ikipar- çaya bölme gihşimi, işin şirazesin- den çıktığmı vurgulayan bir baş- ka göstergedir. Dünyanın en uzun geçmişe sahip yirmi üniversitesi arasında yer alan tstanbul Üniver- sitesi'ni ikiye ayırmanın cinayet iş- lemekle eşanlama geldiğini söyle- mek bile gereksizdir. Yaşadığımız dönemin bir çelis- kisi de şu noktada belirginleşiyor Üniversite özerkiiğine ve bilim Ozgürlüğüne karşı YÖK düzenini benimseyen ANAP iktidan, üni- versitelerin sayısım artırmaya ne- den bu kadar hevesli görünüyor? Çünkü onların istedikleri, ger- çek üniversite değildir; siyasal ik- tidara bağlı kurumlardır. Kimile- ri de ortaçağm karanlığını üniver- site adı altında kurumsallaştırmak amacını gûdüyorlar; medreseleri canlandırmak hedefıne doğru si- yasal iktidardaki yandaşlanyla yürüyorlar. • * * (Bastarafı I. Sayfada) (CIAj bilgisi altında cereyan et- tiğini iddia ediyordu. Italyan te- levizyonunda yayımlanan Ka- radzhov'un ifşaat bandının ar- dından İtalyan Savcılığı da ha- rekete geçerek yeni bir soruştur- ma açtı. Roma Savcılığı'nın, Karadzhov'u sorguya çekmek için Bulgar makamlanyla tema- sa geçtiği sırada İtalyan radyo- suna bir demeç veren Karadz- hov, bu yolda çıkan tüm haber- leri yalanladığı gibi "hiçbir za- man Bulgar gizli servislerinin şe- fi olmadığını, KGB ile uzak ya- kın ilgisi buiunmadığını, o yıi- larda Sofya'da bir telefon şirketinde çalçtığını ve sözti edi- len 3 milyon Alman Markı'nı hiç görmediğinj, Agca'yı hiç ta- nımadığını, Bulgar biiyükelçiligi veznedan Todor Ayvazov'a da hiç para vermediğini" söyledi. "D Giorno"nun elinde bulunan ses bandına açıklamalarda bu- lunduğunu da inkâr eden Ka- radzhov, aynca şeker hastası ol- duğu ve hastaneye kaldınldığı yolundaki haberleri de tümüy- le yalanladı. Karadzhov, "Ev- deyim ve öldürülmekten korkuyoram" dedi. yıne "D Giorno"nun Italya'da or- talığı birbirine katan haberi üze- rine harekete geçen CIA da ken- dilerine yönelik iddiaları yalan- ladı. Bilindiği gibi Karadzhov tara- fından yalanlanan sözde açıkla- malara göre Ağca CIA'yı, sui- kast planından, suikast günün- den önce haberdar etmişti. Bu- na karşın CIA yöneticileri Ağ- ca'nın tetiği çekmesini önlerae- ye çalışacaklanna Türk terörist- ten plana uymasını, ama Papa'yı öldürmeyip yalnızca ya- ralamasını isıemişlerdi. Dün birbiri ardına yağan ya- lanlamalara KGB'ninki de ek- lendi. CIA'nın ardından bir açıklama yapan Sovyet istihba- rat örgütü de Papa suikastı ola- yıyla hiçbir ilgisi olmadığını be- İirtti. Öte yandan Bulgar radyo- televizyonu da Konstantin Ka- radzhov'un hiçbir zaman ülke- nin ıstihbarat örgütünde çalış- madığını duyurdu. Bu arada "II Giorno" gaze- tesinin haberini kaleme alan muhabir Francesco Bigazzi, Ka- radzhov'un kasetini teslim et- mek ve tanık olarak ifade ver- mek üzere Roma Savcılığı'na çağrıldı. VELtEFENDİDEN FIKRETDAĞLIOĞLU Robinson kazanır GOZLEM 1. Ayak: Bir yarış gördiikten sonra daha iyi duruma gelen ve son yaptığı 26, 13 R sprintinde göz dolduran Erdeniz, ilk şan- sa sahiptir. 2. Ayak: Son koşusunu ko- lay kazanan Robinson, kendi- ne uygun bu grupta birinciliğe yine uzanâcaktır. 3. Ayak: Kum piste yatkın olan Polat'a ilk şansı veriyo- ruz. Cihangir 8, Eserbatur ve Kayra daha sonra düşunülebi- lir. 4. Ayak: Son yarışındaki ikinciliğiyle toparlanan Süslü- ihsan ve ağır kilolu Arım Ba- hm, Hilal 12 ve Sam Amca'nın kuponlarda bulunmasında fay- da vardır. 5. Ayak: Son haftalarda is- tikrarlı yarışlar çıkaran Kay- narhan ve hafta içi idmanları- nı beğendiğimiz Cemil, yarışın en şanslı isimleridir. Bahtiyar, uygun kilosuyla düşünülebilir. 6. Ayak: Muntazam idman ve galoplarla hazırlanan Nav- ratilova ve hafif kilolu Yavaş Ol Kaptan arasındaki mücadele yarışın birincisini belirleyecek- tir. Uzun mesafeyi seven Was- hington'u sürprizde öneririz. TAHMİNLER 1. Koşu: F: Umurbey (4), P. Tara (3). S: Hasbey (2). 2. Koşu: F: Erdeniz (4), P: Ro- za (6), PP: /Jdırma Gönül (1), S: Bigehatun (3). 3. Koşu: F: Robinson (2), P: Patron (9), PP: Melih (5), S: Good Luck (1). 4. Koşu: F: Polat (4), P: Ci- hangir 8 (5), PP: Eserbatur (2), S: Kayra (3). 5. Koşu: F: Süslüihsan (5), P: Arım Bahm (1), PP: Hilal 12 (4), S: Sam Amca (3). 6. Koşu: F: Kaynarhan (3), P: Ceınil (2), PP: Bahtiyar (12), S: Rakkase (13), S: Doğangüneş (7). 7. Koşu: F: Navratilova (2), P: Yavaş Ol Kaptan (5), PP: Se- fer (8), S: Washington (4). UGURMUMCU BENZERSIZ BİR ATAKOY ! A t a k ö y 7 . - 8 . K ı s ı m , 3 . E t a p K o n u t l a r ı Ataköy 7.- 8. Kısım 3. Etap Konutları'nda bir hayal gerçekleşti. Her ayrıntısıyla, her köşesiyle farklı bir bölüm ve mükemmel konutlar. (Bastarafı 1. Sayfada) bir yana, parti genel kongresine de ipotek koyarak adayla- rı saptıyor. Özal, parti genel başkanını, neredeyse "cumhurbaşkan- lığı tezkeresi" ile atayacak. Bir şirkete genel müdür mü aranıyor? Yoksa, parlamen- ter sistemde, bir parti, genel başkanlık seçimi için mi ha- zırlanıyor? Belli değil. Oldu oiacak, genet başkanlık "kapalı zarf usulü" ile art- tırmaya çıkanlsın. Daha demokratik olmaz mı? İtalyan II Giorno gazetesi, Bulgar gizli servisi eski Baş- kanı Karadzhov'un, Agca'yı, KGB'nin emriyle öldürmek için 3 milyon marka kiraladıklarını, CIA'nin de Ağca'ya "öldür- me, yarala" emri verdiğini ileri sürdü. Karadzhov da dün bu yayını yalaladı. Ne zaman Ağca konusu gündeme gelse "artık okurlarbu konuöan bıktı" diye yazı yazmak istemiyorum. İnanın ben de bıktım. Ancak gazeteci olarak bu konulardan bıkmaya hakkım olmadığını da biliyorum. "Malatyalı Hazreti /sa"nın ne gibi karanlık işlere karıştığı- nı yıllar önce yazmış, bu ilişkilerin kanrtlarını da bir bir ser- gilemiştik. Ne yazalım başka? Ağca'nın bazı MİT görevlileriyle de ilişkisi vardı. Yazdık, çizdik, yetkililerden ne bir ses çıktı ne bir nefeş! Agca'yı Bulgarları suçlayıcı ifadeye zorlayan İtalyan as- keri haberalma örgütünün (SISMI) başkan yardımcısı Ge- neral Musumici mafya ilişkileri nedeniyle yargılanmış ve ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Karadzhov da rüşvet suçun- dan tutukludur. Bu gibi olaylar daha önce yazıldı. Tecrübe ile sabit; ne zaman bu olaylan yazmışsak. içeriden ve dışarıdan çapraz ateşlere tutularak 'CIA, MİT ve KGB ajanlığı' gibi suçlama- larla karşılaşmıştık. "KGB ajanlığı" gibi suçla- maları yapanların başında Ankara CIA istasyon şeflerin- den Paul Henze vardı. CIA ve MİT suçlamalarının başında da Bulgar servisinden Şişmanov! Ve Sovyetçi, Amerikancı, ülkücü çevreler. İdeokîjiler ve siyasetler Gün geçtikçe elbette olay- lar aydınlanacak. Aydınlan- dıkça foyalar bir bir ortaya çıkıyor. Türkiye'ye de bu aşamada yine görev düşüyor: Dosyayı yeniden açmak... * Sayın Ecevit'in Cumhur- başkanı Özal ile görüşmesi neden yadırganıyor anla- mıyorum. Ozal, öteden beri Sayın Ecevit'i koruyor ve kolluyor. Bu yakınlaşma yeni de değil. Sosyal demokrat oylar ne ka- dar bölünürse ANAP'ın şan- sı bu kadar artıyor. Özal'ın he- sabı bu. Hesaba bir diyecek yok. Hesap akıllıca yapılmış. I987seçimlerinde DSP'nin SHP'ye faturası 60-70 millet- vekiliydi, unutuldu mu? Ecevft de ikttdardan çoic "muhalefete muhalefef edi- yor. Bu da Özal'ın işine geli- yor. Görünen köy kılavuz iste- mez. Demeçler ortada, tavır- lar, siyasetler ortada. Aralarında bir de küçük benzerlik var: Her ikisinin eşi de Medeni Kanun'dan aldık- ları güçle siyaset yapıyor. Bu da bir başka dayanışma duy- gusunu oluşturuyor. İster misiniz, DSP, bir 'anahtar parti' konumuyla ge- lecek seçimlerde ANAP ile bir koalisyon ortağı olsun? Olur mu olur! Sayın Ecevit'in 1974 yılında MSP ile ortaklık kurarken "ta- rihsel uzlaşma" diye bir sözü vardı. Bu da adı konmamış bir başka uzlaşmadır ^ ^ J g f e ş g ş i • Yeryüzü, Sadece Sizin. 3. Etap Konutları'nda çok farklı bir yapı teknolojisi ve çok farklı bir anlayış uygıüandı: Araç trafiği yeraltı yollanna, otoparklar yeraln parklanna alındı. Konutlar arasında trafik gürültüsü, egzos kokusu, araç tehlikesi yok. Yeryüzü, sadece burada yaşayanlann. Tüm "Ataköy Konforu" ile donanmış çağdaş konutlann yakınında büyük alışveriş merkezleri, kafeteryalar, çocuk parklan, bisiklet ve koşu yollan var. Güzel ve kolay bir hayat için gereken her şey elinizin altında. • Sadece 1408 Konut! Ataköy 7. - 8. Kısım 3-Etap Konutlan'nda, değişik tiplerde toplam 1408 konut. Bügi ve Başvunı Tarihi: 10.06.1991 - 21.06.1991 TANITIMI YAPACAK EMLAK BANKASI ŞUBELERİ tstanbul - Ataköy 4. Kısım 56062 44 tstanbul - Ataköy Turizm Merkezi 559 32 54 Istanbul - Göztepe Ankara - Yenişehir tzmlr-Efes Adana - Ziyapaşa Antalya - Antalya 36312 00-3631201 133 5812-134 46 07 25 43 60 (4 hat) 111442-111733 1150 60 EMLAK BANKASI SATIŞI YAPACAK EMLAK BANKASI ŞUBESİ tstanbul - Ataköy 4. Kısım 560 62 44 NOT: Başvuruda öncelik, konut seçiminde öncelik anlamını taşımayacakbr. Ancak, seçilen peşinat miktannın yüksekliğine göre, öncelikli seçim hakkına sahip olunacaktır. Zaman Gazetesi Başyaza- rı, Atatürk ile ilgili yayınlara çok merak salmış; "Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hak- kındaki Yasa kalksın" diyor. Evet kalksın. Emperyalizmi yurt toprak- larından kovmuş, devrim yap- mış, cumhuriyet kurmuş bir büyük adam elbette böyle ya- salarla korunmaz. Ve korun- mamalıdır. Resmi tarihe karşı olan da oturur, çalışır ve bu tarihi çü- rütür. Gücü, yüreği, bilgi dü- zeyi ve dağarcığı yeterse! O kadar basit bu iş. Devrimcilik, laiklik.. hadi bunlar bir yana; Mustafa Ke- mal ve arkadaşlan olmasalar- dı, dinci başyazar bugün cu- ma namazlarını, tıpkı Batı Trakya'daki Türkler gibi Yu- nan ordusunun işgalindeki kentlerde kılmak zorunda ka- lacaktı. Zaman başyazarı, zamanı- nı hiç harcamadan bu konu- ları öğrenmek için önce dev- rim tarihi okumalı ve bu konu- daki cehaletten zaman içinde kurtulmalıdır! TÜRKTiE YÖNETİMİNDE KARMAŞA Prof. Dr. Liitfü Duran 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yavmları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödrmeli gonderilmez. ONİKİDEN ONİKİYE TÜRKİYE Ali Sirmen 3. bası 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı • Cad. 39-41 Cağaloğlu-hlunbul Ödemeli gonderilmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear