18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 22 HAZİRAN 1991 Portekiz'den Türklere vize • ANKARA (AA) — Portekiz hükümeti, 24 haziran gününden itibaren, Türk vatandaşlanna ülkeye girişlerinde vize uygulama karan aldı. Türkiye, yainız 4 günlük bir ihbar süresi tanıyarak vize zorunluluğu getiren bu karan üzüntüyle karşıladı. Dışişleri Bakanlığı'ndan konuya üişkin yapılan açıklamada, şöyle denildi: "Portekiz hükümeti, 25 Haziran 1991 günü imzalayacağı Schengen Antlaşması'nı gerekçe göstererek Portekiz ile aramızda mevcut 21 Kasım 1962 tarihli vize muafîyet anlaşması iie Avrupa Konseyi iiye devletler arasında kişilerin seyahatleriyle ilgili Avrupa anlaşmasını askıya alarak Türk vatandaşlanna 24 Haziran 1991 tarihinden itibaren pasaport türüne bakılmaksızın Portekiz'e girişlerinde vize uygulamaya karar vermiştir. Portekiz hakümetinin vatandaşlanmıza yaJnız 4 günlük bir ihbar süresi tanıyarak vize mecburiyeti getirmesi üzüntü ile karşjlanmıştırf' Medellin'de bir teslim daha • MEDELLtN (AA) — Kolombiya'nın dev kokain üreticisi ve pazarlayıcısı Medellin kartelinin patronu Pablo Escobar'dan sonra kaçakçibk şirketinin mali işler sorumlusunun da dun kendiiiğinden teslim olduğu bildirildi. Kolombiya televizyonunda yer alan haberlere göre yetkililerin Medellin'in mali işler baş sorumlusu olduğunu belintikleri Valentin De Jesus Taborda önceki gun teslim olan büyük patron Escobar'ın ardından güvenlik guçleriyle temasa geçerek teslim oldu. Escobar'la Taborda'nın Escobar'ın doğum yeri olan Envigado kasabası yakınlanndaki "Iüks cezaevinde" birlikte tutuklu bulundukları haber verildi. Irak ordusu hâlâ güçlü • MANAMA (AA) — Amerikan uçak gemisi Nimitz'in komutanı Tuğamiral Philip Guast, Irak'ın askeri açıdan hâlâ güçlü olduğunu söyledi. Körfez bölgesinde görev yapmakta olan geminin kaptanı, Manama'daki basın toplantısında "Müttefiklerin savaş sırasında onca bombardımanına karşın Irak, bugün askeri açıdan güçlü olmaya devam ediyor" dedi. Tuğamiral, "O nedenle Irak'ın kötü niyetlerini engellemek için Körfez'de Amerikan varlığının bir süre daha bulundurulması gerekli" diye konuştu. Jivkov, tanık sandalyesinde • SOFYA (AA) — Sağlık durumu nedeniyle duruşması sürekli ertelenen Bulgaristan'ın devrik Devlet Başkanı Todor Jivkov, önceki gün sürpriz bir şekilde Çernobil davasında tanıklık yaptı. Eski Devlet Başkanı, Çernobil faciasından sonra Sofya'daki Sovyet Büyukelçisi tarafından uyanldığı ve politbüro üyeleri için yurtdışından radyasyonsuz yiyecek ve içecek getirildiğine dair haberlerin tamamen asılsız olduğunu öne sürdiı. Sri Lanka'da patlama • COLOMBO (AA) — Sri Lanka'nın başkenti Kolombo'da, Tamil gerillalarına karşı sürdıirülen askeri operasyonların yönetifdiği Polis ve Asker Ortak Komutanlığı Karargâhı'nda meydana gelen patlamada, ilk belirlemelere göre 20 kişi öldü. Görgu tanıklan, ölenlerden en az sekiz kişinin, binayı korumakla görevli askerler olduğunu belirtiyorlar. Patlama sonucu karargâh binasmda bûyük maddi zarar meydana geldiği, çevredeki ev ve araçların da hasar gördüğü belirtildi. ABD, Türkiye'desüıekli bir askerigüç bulundtmıhnasma "çekimser" bakryor Çevîk KuvvettartışılıyorKuzey Irak'taki Kürtleri korumak amacıyla Türkiye'de konuşlandınlması düşünülen "Çevik Kuvvet" konusunda ABD ile Ingiltere ve Fransa arasında görüş aynlıklan bulunuyor. İngiliz savunma kaynaklanna göre Kürtleri korumak için yürütülen harekâta da "kerhen" katılan ABD, aynı tutumunu sürdürüyor. Kuzey Irak'taki müttefik birliklerinin çekilme takvimi konusunda da ABD, tngiltere ve Fransa'dan farkh düşünüyor. ABD, bölgedeki birliklerin 4 temmuza kadar çekilmesini isterken, Ingiltere ve Fransa bunun en az 10 gün ertelenmesini istiyorlar. 10 gün ertelenmesini istedikleri kaydediliyor. İngiliz savunma kaynaklan, Türkiye'de oluş- turulacak "Çevik Guç" konusunda anlaşma- ya vanlamaması durumunda müttefiklerin İrak'tan çekilmesinin 4 ay kadar ertelenebi- leceği görüşündeler. UFUK GÜLDEMtR EDtP E.ÖYMEN / SEMİH İPİ2 WASHINGTON/LONDRA /ANKARA — Irak'taki Kürtleri Saddam'a karşı koru- mak için Türkiye'de oluşturulması duşünü- len "Çevik Kuvvet" konusunda ABD ile In- giltere ve Fransa arasında görüş ayrılığı ol- duğu belirtiliyor. İngiliz savunma kaynaklan ABD'nin Tür- kiye'de "Acil Tepki Giicıi" adı altında sü- rekli bir askeri guç bulundurulmasına daha "çekimser" baktığını kaydediyorlar. Bu arada müttefik güçlerin Irak'tan çekil- me takvimi konusunda da farklı eğilimler var. ABD'nin 4 temmuz tarihine kadar müt- tefik birliklerinin Irak'tan çekilmesini iste- diği, İngiltere ve Fransa*nın ise bunun en az Yeni hükümet bekleniyor Ankara'nın ise Türkiye'de konuşlandırıl- mak istenen "Çevik Güç" konusunda ancak yeni hükümetin kurulmasından sonra bir ya- nıt verebileceği belirtiliyor. Bu konuda An- kara'ya henüz bir yazılı bildirimin yapılma- dığı, önerilerin "sözlii" niyet beyanlan tar- zında olduğu da öğrenildi. Askeri çevreler ise "karann hükiimete aiı olduğunu" belirterek "Buna rağmen hukü- metin karar vermesinden önce bu konunur yakından inceknmesi gerektigini" söylediler Bir başka askeri kaynak ise Güneydoğu Anadolu'da konuşlandınlacak çevik gücün "askeri açıdan caydırmaya" yönelik olduğu- nu kaydederek "Bu kuvvel Irak'ın bölgede- ki 12 tümenine karşı bir şey yapamaz, ama gösteriye yönelik olarak 'Biz buradayız, dik- katli ol' anlamında bulundunılacakür" di ye konuştu. İngiltere ısrarlı İngiliz savunma çevreleri, müttefik güçle- rin, Saddam yönetimi ile Kürt liderler ara- sında özerklik anlaşması imzalanıp yürürlüğe girmeden, bölgeden çekilmeyeceği görüşun- deler. Aynı kaynaklar, ABD'nin Kuzey Irak'ta- ki Kürtleri korumak için müttefik güçlerin giriştiği operasyon sırasında da önce çekin- gen davrandığını, daha sonra "kerben" bu ise girdiğıni belirterek ABD'nin aynı tutumu- nu sürdürdüğünü söylüyorlar. İngiltere Dışişleri Bakanı Douglas Hurd, Kürtlerin guvenliğinin sadece Türkiye'de ko- nuşlandınlacak bir "caydırıcı güç" ile sağ- lanamayacağını da vurguladı. Hurd "Bölge- de BM'nin variıgını arturmak gerek" diye- rek guvenli bölgede görevlendirilmeye çalı- şılan BM muhafızlan sayısımn, öngörülen 500 rakamına ulaşmasını" istedi. Hurd, Turkiye'nin rolü hakkında da "Bu- güne kadar olduğu gibi Törkiye yetkilileri ile yakın temas içindeyiz. Bu temaslar sünnekte- dir" dedi. Avmpalılann "çekilme ertesi" güvenlik düzenlemesinin daha "resmi" bir yapı ka- zarunasına dönük girişimleri nedeniyle çeki- lişin yavaş ve kademeli olması düşünülüyor. Buna göre ani bir çekiliş olmayacak. önce Kuzey Irak'taki birliklerin şu anda 7182 olan sayısı düşürülecek, kalanlar yavaş yavaş Türkiye-Irak sınınna kaydınlacak, ardından Türkiye'ye kaydınlacak ve oradan da birlik- lerine dönecek. Bu arada da Silopi'deki acil müdahale tugayı, eğer taraflar kurulmasını benimserse, son seklini alacak ve Irak aske- ri makamları ile teması buradan sürdürecek bir irtibat bürosu kurulacak. Büroda tuga- ya asker veren ülkelerin üst rutbeli subayla- rı görev alacak. ingiliz basınında, Turkiye'nin de Çevik Kuvvet fikrine tıpkı Amerikan yönetimi gibi "krrhen" yaklaşacağı savunuldu. "Guardian" gazetesinin haberinde, "Cumhurbaşkanı OzaJ, Körfez savaşında Amerikan siyasetini destekkdi ve Türkiye'ye şimdi yeniden bir sı- ğınmacı alunını önlemek istiyor" dendi. "Times" gazetesi de benzer bir görüş be- lirterek "Böyle bir kuvvet kurulması Turki- ye'nin de işine getir, çiinkii sıaınna yeniden Kürtlerin yığılmasını istemez" diye yazdı. 3 Ekim 1990'da başkent olması öngörülen kente unvanı iade edildi Berlin mutlu, Boıııı üzgünBerlinliler kararı coşkuyla karşılarken Başbakan Kohl, değişimin bir gecede olmasının beklenmemesi gerektiğine dikkat çekti. Yeni iş olanakları açılacağını uman Doğu Almanlar, tırmanışa geçecek fiyatlara karşı uyarılıyor. Dış Haberler Servisi — Berlin duva- nnın yıkılmaşını 9 Kasım 1989'da, iki Al- manya'nın birleşmesini 3 Ekim 1990 ta- rihinde kutlayan Almanlar, bu kez Bonn'daki parlamentonun önceki gün aldığı ve Berlin'i tekrar siyasi başkente donüştüren kararla kendilerini yine coş- kunun kollarına bıraktılar. Daha önce- ki kutlamalar kadar canlı gecmese de Berlin'in önemli caddeleri ulusal bayrak- Ian ile otomobil turlan atan Almanlar- la doldu. îkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kuru- lan Federal AJmanya'nm başkenti olan Bonn'da ise sessizlik hâkim. Politika dı- şında başka bir sermayesi olmayan ve 'başköy' olarak anılan Bonn'un Beledi- ye Başkan! Hans Daniels kentin gelecek- te "Önemli oiçüde mali yardıma gerek- sinimi olacağuu" duyurdu. Berlin'e 'resmi başkent' unvanuun geri iade edilişi üzerine yaşanan coşku, ger- çeğin gözardı edilmesine neden olmadı. Başbakan Helmut Kohl karann ertesin- de yaptığı açıklamada, "Bir gecede çö- zülemejecek kadar büyük ve önemli bir görev devralmış bulunuyoruz" şeklinde Konuştu. Kohl, "Degişimio kısa sürede olacagını sanaalar hayal kınklığına ug- rayacaktır, ben değişimin en az 10 yü ala- cağını öngörüyorum" dedi. 'Yapılacak çok iş var' Berlin Belediye Başkanı Eberhard Di- epgeo de görüşlerini "Artık yapılacak çok iş var" şeklinde dile getirdi. Berlin Belediye Başkanı sonuçlann belli olmasından sonra AA muhabirine, "Berlin'de yetıi işyerleri açılacak, Türk gençleri mesiek öğrensinler. mesleki egi- time önem versinler" dedi. Bonn'daki meclis üyelerinin resmi baş- kentin Berlin olmasım 17 değil 15 oy farkla oyladıklan belirtildi. Dün yapılan hükümet açıkiamasında, oylama sonu- cunun ilk açıklandığı gibi 337 olumlu oya karşıiık 320 olumsuz oy şeklinde ol- madığı, yönetimin Beriin'e taşınması le- hinde oy verenlerin sayısımn 336, Bonn- da kaJması lehinde oy verenlerin sayısı- nın da 321 olduğu bildirildi. Önceki geceki oylama sonucu cum- hurbaşkardjğı, başbakanlık ve parlamen- to binalan Berlin'e taşınacak. Taşınma işlemüıin süresi tam olarak açıklanmaz- ken, bu işin maliyetinin Almanya'ya 100 milyar marka mal oJabileceği belirtiliyor. Senato'nun da Bonn'dan Berlin'e ta- şınıp taşınmayacağı 5 temmuzda belir- lenecek. Bu tarihte yapılacak oylamamn sonucuna göre hareket edilecek. COŞKU ZtNCtRİ — Önce dnvar yıkddı, ardından iki Almanya birleşti ve Berlin'e başkent unvanı iade edildi. (AFP) Başkentin resmen Berlin'e kaydınlması Başbakan Helmut Kohl'ün siyasi amaç- lanyla da bağdaşıyor. Uzmanlann gö- rüşlerine göre resmi başkenti yeniden Berlin olan Almanya, eskiden olduğu gi- bi siyaset sahnesinde önemli rollere so- yunacak. Bu açıdan, alınan karar Kohl- ün izleyeceği politika ile uyum içerisin- de sayılıyor. Başkentin Bonn olarak kalmasında ıs- rar edenler, değişimin gereksiz yere ma- li harcamalara yol acacağını savunurken, Doğu Almanlar siyasi merkezin Berlin'e taşınması ile yeni iş olanaklarına kavu- şacaklannı umuyorlar. Ancak zaten yük- sek olan fiyatlann Berlin'de iyiden iyiye tırmanışa gececeğine kesin gözüyle ba- kılıyor. DlŞBASIN Kürdistan Cephesi Avrupa Sözcüsü Hoş- j'ar Zebari Londra'da yaptığı açıklamada, "Kürtlerin güvenliğine en ufak bir tehdit. on- lann yeniden kendilerini güvenlik içinde his- sedecekkri daglara, Türkiye'ye doğnı kacnu- lanna yol açacaktır" dedi. NATO tartışması İngiliz kaynaklan, eğer Çevik Kuvvet ku- rulur ve Türkiye'de konuşlandınlırsa, bunun hukuki temelinin ne olacağı konusunda açık seçik bir görüş getiremiyorlar. Bir NATO kay- nağı ise "Böyle bir kuvvetin, NATO fllkele- rinden oluşsa dahi, NATO ile bele NATO Alan Dışı Müdahale ile ilgisi yok. Irak'la ça- üsan müttefik kuvvetlerin bir operasyona- dor" şeklinde konuştu. Bir savunma kaynağı ise Çevik Kuvvet'in "dogal olarak" Güneydoğu Anadolu'da ko- nuşlandınlacağını, bölgenin böyle bir güce "ev sahipligi ynpması olasılıgının yıllar ön- ceden tahmin edildigini" söyledi ve 1988'de Konvansiyonel Istikrar Göruşmeleri sırasın- da, Güneydoğu Anadolu'nun geleneksel si- lah indirimi kapsamı dışında bıraküdığını ha- tırlatarak "Turkiye'nin Ortadofu'ya acılaıı bu kapısından, Avrupa ve Bad için istenmeyen istikrarsızlıkların girme olasılığına karşı bu- rası asker ve muhimmal ile tahkim edilmeye uygun yer olarak işaretlenmişti" dedi. THE GUARDİAN Özallar ve TürkiyeÇalkalanan, kendini güvenlik içinde görmeyen, kültürel bakımdan karmaşık ancak potansiyel olarak güçlu bir ulusun başında olan Cumhurbaşkanı Özal, bir hanedan yonettiği ya da anayasayı çiğnediği şeklindeki suçlamaları yalanlamaya çalışıyor. Türk toplumundaki zıtlaşan akımlan anlamak için özal hanedanını anlamak gerek. Eşi Semra, gayet muhafazakâr bir toplumda Batılılaşan kadının simgesi. Semra aynı zamanda giderek artan bir siyasal güç odağı. Geçen mayıs ayında bir mfiletvekilinin oğlunun düğününde, ANAP liderliği için yarışan adaylar, Semra Özal ile konuşabilmek için iki saat beklediler. Kuyruğa girenlerin arasında Başbakan AJcbulut da vardı. Boşuna beklemiş oldu. Rakibi Mesut Yılmaz'a yenildi. Yılmaz'ın zaferini Semra özal, açıkça ve halk içinde destekledi. Yetim olarak bilinen yeğenleri Hüsnü, Semra'mn İstanbul il başkanlığma karşı çıktığı için savunma bakanhğından atıldı. Semra Özal, çekişmeli ve sert geçen bir yanşmadan sonra belki de demek istediğinin fazlasını söyledi: 'Bu, bir aile içinde bir yanşmadan ibaretti ve şimdi sonucu aldık. Elbette kazanan ve kaybeden olacaktır, ancak biz hâlâ bir aileyiz." Anavatan Partisi de ekonomi gibi dağınıkhk içinde. Şimdiye kadar kamuoyu yoklamalarındaki en duşük noktasında. Eğer bekJendiği gibi Mesut Yılmaz başbakan olursa, kendinden öncekine bakışla, Özal'ın daha az etkisinde kalacaktır. Ancak cumhurbaşkanı hâlâ etkindir ve ekonomi buyümeye devam ediyor. '-' özal'm muhalifleri, Ozal'ın ekonomiyi Iiberalleştirmesi ve yabancı sermayeye açmasındaki başansını kabul etmek zorunda. <2l haziran) H KA0HMEPINH Baker'ın Belgrad ziyareti "...James Baker, Yugoslavya'yı ABD'nin krize de facto kanştığı bir anda ziyaret ediyor. Sırp liderliği uzun süredir Washington'u ve ABD'nin Yugoslavya Büyükelçiliği'ni Yugoslavya'yı bölmek istedikleri gerekçesiyle suçluyor. Demokratik uygulamalan, şu anda Atlantik ötesinden yainız sözlü destek alan federal hükûmeti zayıflatmayı amaçladığından söz ediliyor. Baker, bu ziyaretinde ulkenin beş federal cumhuriyetinin liderleriyle ayn ayn görüşmek suretiyle, ABD'nin bu ülkeye yakın ilgi gösterdiğini kamtlamaya çalışacak. Ancak ABD yalruz Yugoslavya değil, tüm Balkan ülkelerine yakın ilgi göstermek istiyor. Aym AT, Almanya ve Itaiya gibi... Bu çerçevede Baker'ın Tiran ziyareti de hiç tesadüfı olmayacak. Güncel yaşam sorunlarıyla karşı karşıya bulunan Arnavutluİc'u yeniden inşa etmek fırsatını deneyecek olan ABD, böylece Balkan yanmadası için göstermeye başladığı yakın ilgiyi ilk kez ağırlığım koyarak resmileştirme yolunda yüruyor... ABD'nin şimdi 'Doğu Akdeniz, ıran Körfezi'nin başlangıcıdır' teorisine 'Balkanlar, Doğu Akdeniz'in başlangıcıdır' halkasını eklemeye çalıştığı gözleniyor." (21 haziran) r Rus halkı beni, Devlet Başkanı olarak seçti Aynca, Lenıngfad'ın adını St Petersburg, senin adını da Dukakis olarak ^değistırdıler. Newsweek'ten Yüksek Soyyei, Sovyet Bderinin karşı çüanası üz&ine Başbakan Favlov'a ofağanüstüyetkiler verümesirû reddetti Gorbilden mulıafazakarlaradarbeBaşkan Mihail Gorbaçov, Yüksek Sovyet'in dünkü oturumunda yaptığı sert konuşmada, KP ve parlamentodaki muhafazakâr güçleri ülkede oluşturulan uzlaşma ortamını torpillemeye çahşmakla suçladı. Gorbaçov, Başbakan Pavlov ile arasında anlaşmazlık olmamasına karşın, muhafazakârların "yetki" istemini kendisi aleyhine kampanyaya dönüştürdüklerini belirterek önerinin reddedilmesini istedi. MOSKOVA (AA) — SSCB Başkanı Mi- hail Gorbaçov'un, ulkenin ekonomik reform yolunda kararlı bir biçimde yüruyeceğini be- lirtmesi uzenne, SSCB'deki muhafazakâr çevrelerin isteklerinin sözcüsü durumunda olan Başbakan Valentin Pavlov'un "geniş yetki" istemi, Yüksek Sovyet tarafından red- dedildi. Başkan Mihail Gorbaçov, parlamentonun dun sabahki oturumunda yaptığı kısa ancak sert konuşmada, ülkede oluşturulan ve güç- leuUınıuıeMiıc ydlışiıgı uzlaşma ortamının başta KP ile Yüksek Sovyet içindekiler ol- mak üzere muhafazakâr güçler tarafından torpillenmesine çalışıldığından yakındı. Gorbaçov, özellikle muhafazakâr "Birtik" (Soyuz) adlı parlamenterler grubunun lider- leri olan Viktor Alksnis ile Yuri Blohin'i açıkça ad vererek gericilikle suçlarken, bu çevrelerin, Başbakan Valentin Pavlov'un, ekonomiyi bunalımdan çıkarmak için istediği yetkileri, kendisi aleyhinde bir kampanyaya dönüştürdüklerini bildirdi. Yaratılan bu görüntüye karşın Başbakan Pavlov \k arasında hiçbir çatışma olmadığını ve "olmayacağım umduğunu" bildiren Mi- hail Gorbaçov. SSCB Yüksek Sovyeti'ne, "iyi düşunülmeden ortaya atılnış" olduğu- nu söylediği Pavlov'un yetki isteminin red- dedilmesi çağnsında buiundu. Gorbaçov'un konuşmasından sonra Pav- lov'un yetki istemine ilişkin madde oturum sırasında yapılan oylamada büyük bir çoğun- lukla reddedildi. Gorbaçov, bu oturumdan sonra gazeteci- lerin sorularını yanıtlarken, Başbakan Pav- lov'un karşı çıktığı bilinen, ekonomist Gri- gory Yavlinsky'nin ABD'li ekonomistlerle birlikte hazırladığı planla Pavlov'un uygu- lamaya koymak istediği "anti-kriz" progra- mı arasında "aşılamayacak derecede büyük farklılıklar" olmadığını bildirdi. Sovyet lideri, kendisinin bu iki programı birleştirerek bir "Gorbaçov planı" hazırla- yacağını ve bu planı gelecek ay Londra'da yapılacak sanayileşmiş ülkeler doruğunda Batılı liderlere sunacağını söyledi. Mihail Gorbaçov, geçen yıl, "500 gün" plan, adıyla bilinen reform programıyla Baş- bakan Nikolay Rijkov'un plamm birleştirme- ye çalışmakla düştüğu hatayı yineleyeceği yo- lunda yorumlar olduğunun hatırlatılması üzerine, "Bunlar hiçbir nesnel degeri olma- yan gazeteci yakjşunnaları" şeklinde konuş- tu. Sovyet liderinin "gazeteci yakıştırması ' olarak nitelemesine karşıiık, SSCB'nin Ba- tı'yla işbirliği planının miman olan Grigory Yavlinsky de dün düzenlediği basın toplan- tısında aynı benzetmeyi kullanarak Gorba- çov'un geçen yıl yaptığı hatadan "ders almış oldttğunu" umduğunu söyledi. Yavlinsky, "tki planın sadece ara başlık- lannı karşılaştınrsanız bağdaşmayacak bir şey yok" şeklinde konuşurken, kendi planı- nın Pavlov planında büyuk farklıhklar taşı- dığını belirtti. Başbakan Pavlov'un, geçen yıl kendisinin hazırlamış olduğu plan gibi 500 günlük bir reform programı çizmeye çahştığmı anlatan Yavlinsky, kendisinin hazırladığı 6 ila yedi yıllik planın ise Batı'run SSCB'nin kalkınma- sındaki, SSCB'nin de Batı'yla ekonomik ola- rak bütünleşmekteki siyasi çıkarlanna daya- nan bir çerçeve olduğunu anlattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear