18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 15 HAZİRAN 1991 Kent Ayduılatıııası... Kentsel değerlerin ortaya çıkartılması ve kentlerin estetik yönden çekici bir görüntü oluşturması için yapılan aydınlatmalar, özellikle turizm yönünden de çok önemlidir. Bu tür aydınlatmalarla kentlerin gece görünüşleri, gündüz görünüşlerinden büsbütün ayrı nitelik taşır. Prof. Dr. MÜJGAN ŞEREFHANOĞLU Yıldız Üni. Mim. Fak. Aydınlatma tekniği, yaşadığımız çağın ikinci yarısından sonra gelişmeye başlamış, özellikle ışık kaynaklannın (Iambalann) gelışmesine ko- şut olarak hızlı bir biçimde surmuş ve giderek daha da hızını arttıracak bir niteliğe ulaşmıştır. Bu tekniğin gelişmesi, uygulama alanında yapı içinde, işleve ve iç mimari oluşuma uygun, ge- rekli aydınlatma duzenlerinin getirilmesine ola- nak sağlarken aynı zamanda yapı dışını da tur- lu yönlerden çekici ve güvenlıkli kılan ve kente geceleri ayn bir yaşantı getırecek duzenlenn oluş- turulmasına da olanak sağlamaktadır. Görsel al- gılamayı sağlayan ışığın oluşturduğu aydınlık, gun boyunca doğal olarak elde edilirken gunışı- ğırun yetersizleştiği ya da ortadan kalktığı zaman onun yerini almak amaayla kullanılan yapay ışık kaynakları ile sağlarur. Kentler, gündüzleri süreklı değişim gösteren, guneş ve gök ışığından oluşan gunışığı altında algılanır. Bir doğal olgu olan bu ışığı denetle- mek, değiştirmek genelde olanaksızdır. Çoğu kez hoşa gıden ve turlu etkiler yaratan bu değişim, kentlerin görüntü olarak değişik izlenimler bı- rakmasını getirir. Bu göruntülerin çekiciliğinde özellikle güneşin varhğı ve devinimı buyük rol oynar ve belleklere yerleşir. Örneğin, guneş ba- tarken Topkapı Sarayı ve çevresinın pitoresk go- rüntusü gibi. Doğal ışığı değiştirmek olanaksız olduğu için gündüzleri kent göruntusundeki değişımler, an- cak dolayh olarak ve belirli ölçude sağlanabilir. Bu da yapılann ve çeyrenin renk, doku, koyuluk- açıklık gibi özeliklerine bağlı olarak görünurlü- lüklerini değiştirerek yapılabilır. Bu nedenle, ya- pılann renkleri, birbirleri ve çevre ile uyumlan kent görüntüsunde önemli bir konudur. Doğal ışığın ortadan kalkmasıyla araya gıren yapay aydınlatmanın. avdınlatma tekniiŞıne da- yalı olarak, kent aydınlatmasındakj amaçlar doğrultusunda ve getireceği yararlar iyi değer- lendirilerek çözumlenmesi gerekir. Çünkü bura- da enerji kullanınıı ve türlu yönlerden yapılacak harcamalar, üzerinde önemle durulması gereken etkenlerdir. Kent aydınlatmasında amaç Kent aydınlatmasında temel amaç, kentin gece kullanımına olanak sağlayacak duzenlerı getir- mektir. Bunun için de. tyi görme koşullannın yaratılması, Yaya ve araç trafığinin guvenliği, Kentle ilgili, kimi kamu hizmetlerinin gece- leri de sunulması. Kentsel değerlerin ortaya çıkarılması, Kentlerin estetik yönden çekici bir görüntü oluşturması, • Açık hava etkinliklerinin (spor, eğlence, din- lence gibi) geceleri rahatlıkla yapılabilmesi, • Hırsızlık, yankesicilik, sarkıntılık ve benzeri tür olayların önlenmesı gibi konular önem ta- şır. Bunların bir bölümü doğrudan doğruya ay- dınlatma tekniğine dayalı olarak yapılan dış ay- dınlatmaları oluşturur. Öraeğin trafık ile ilgili yol, kavşak, meydan ve bunlarla bütünleşen is- kele, durak, istasyon, havalimanları ve benzeri ulaşım ağının aydınlatılması gibi... Bu tur tek- nik aydınlatmalarda, özellikle :aşıt kullanıcıla- rı yönünden, ışığın doğrudan göze gelmemesi, göruş alanı içine çok ışıklı yüzeylerin (ışıklı rek- lamlar, çıplak lambalar gibi) girmemesi, yol yu- zevlerinde buyuk aydınbk ya da ışıklılık ayrım- lan olmaması, yani, aydınlığın düzgün yayılması gibi konular yer ahr. Yine iyi görme koşulları yönünden aydınlık düzeyleri (aydınlığın azlığı- çokluğu) önemlidir. Tekniğine uygun aydınla- tılmış yollarda bu yönden kaza olasılıgı ortadan kalkar. Kentsel değerlerin ortaya çıkartılması ve kent- lerin estetik yönden çekici bir görüntü oluştur- ması için yapılan aydınlatmalar, özellikle turizm yönünden de çok önemlidir. Bu tur aydınlatma- larla kentlerin gece görunüşleri, günduz görünüş- lerinden büsbütün ayrı bir nitelik taşır. Ayrıca değişen duzenlerle (ışık rengi, ışığın azaltüıp art- tınlması, değişik aydınlatma ve ışıklandırmalar yapılması gibi) birbirinden ayn değişik görun- tuler elde edilebilir. Kent aydınlatmasının bu yönü, konunun ge- reği, teknikle birlikte estetik ve sanatsal değer- ler taşımalıdır. Örneğin, bir saray aydınlatma- sıyla bir trafık yolu aydınlatması arasında bu- yuk ayrım söz konusudur. Yol aydınlatmasın- da teknik yönden yol yuzeyinde oldukça düzgun yayılımlı aydınlık gerekirken saray aydınlatma- sında ise, sarayın uç boyutunu ve mimarlık özel- liklerini (girinti, çıkıntıları, rengi, süslemeleri gi- bi) görkemini ortaya çıkartacak bir aydınlatma gerekir. Kentlerin kendine özgü niteliklerine göre kent aydınlatma konuları: • Tarihsel ve sanatsal değeri olan eserleri, (sa- raylar, kasırlar, dinsel yapılar, köprüler, surlar vb), • Ören alanlarını, • Sosyal v e kulturel amaçlı yapı ya da yapıla- n ve çevrelerini (tuneller, kültür merkezleri vb), • Uluslararası ilişkiler yönünden önem taşı- yan yapılan, • Çağdaş mimarlık özellikleri olan yapılan, • önemli kamu kurum ve kunıluşlarına ait ya- pı ya da yapılan, • Açık hava etkinlikleri, fuar vb alanları, • Yaya alanları, gezi yolları, alışveriş merkez- lerini, • Yeşil alanları, park ve bahçeleri, buralarda yer alan havuz, göl, gölet, heykel, değerli ağaç- ları ve benzerlerinı kapsar. Tüm bu konulann aydınlatılmasında olaya tek tek konulann özelliklerine gore ve kent butünu içinde bakmak gerekir. Ancak bu durumda çe- kici ve başarılı görüntuler elde etmek olanaklı- dır. Gece aydınlatmasında tum çevre karanlık ol- duğu için ışıklılığı fazla olan yuzeylerden ve çok ışıklı çıplak lambalar kullanılmasından kaçın- mak gerekir. Çünkü bu gibi durumlar göz ka- maşması oluşturduğu için cevrenin algılanmasını zorlaştınr. Bu tür aydmlatmalar kimi zaman ve yerlerde doğanın güzelliğini bozmakta, özellik- le, ay ışığı ve görüntusünun büyüleyici etkisini yok etmekte, adeta lamba ya da aydınlatma ay- gıtlan ile ay göruntü olarak birbirine kanşmak- ta ya da yarışmaktadır. Bu nedenle, kent aydın- latması gelişigüzel lambalan ya da aydınlatma aygıtlannı dizerek ve bunlan çokça kullanarak yapılan bir aydınlatma olmayıp tamamen uz- manlığa dayalı ve tum konulann özelliklerine gö- re çözumlenmesi gereken önemli bir alanı kap- samaktadır. İyi bir kent aydınlatması kentlerin gece kul- lanımlarını iyi bir biçimde sağladığı gibi, kentle ilgili olumlu ve ilginç görüntulerinin bellekler- de yer etmesini sağlamakta da önemli rol oynar. Sonııç Günumuzde kentlerin yukanda sözü edilen amaçlara yönelik ve aydınlatma tekniğine dayalı olarak aydınlatılması, böylece geceleri de yaşa- yan kentler oluşturulması ve bunun aynı zaman- da kent ve ulke bütünu içinde yaygınJaşmasının sağlanması, gelışmişliği simgeleyen etkenlerden biridir. Çünkü bir ülkede bilim ve teknolojinin getirdiği yenıhkierden ve olanaklardan yararlan- mak, çağı ve çağdaş yaşamı yansıtan bir göster- gedir. Turizm yatırımlannın, uluslararası türlü iliş- kilerin önem kazandığı ve AT'ye girilmesinin amaçlandığı ülkemizde bu açıdan da konuya yaklaşmarun öneminin bilincinde olmak gerekir. İyi aydınlatılmış kentler geceleri her turlu kö- tü, ahlak ve yasadışı davramşlan ve olaylan önemli ölçüde önlediği, aynca karanlığın kor- ku ve ürküntu veren etkisini kaldırdığı için de önem tasımaktadır. Kent her turlu kullanımı ve görüntüsüyle bir butundür. Bu nedenle, kent aydınlatma konu- sunun da bu bütünün içinde yer alması ve bele- diye hizmetleri kapsarruna girmesi doğru bir yak- laşım olacaktır. özellikle değerli tarihsel ve kul- tür varuklan, doğal güzellikleri, kıtalar arasın- daki konumu ve uluslararası türlü ilişkileriyle 'ts- tanbul gibi önemli bir dünya kenti'nin bu açı- dan özenle üzerinde durulması ve devletin ilgili kurum ve kuruluşlan tarafından her türlü des- teğin verilmesi gerekir. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL BirSHPKongresinde... "önümüzdeki kurultay ile gıderilemeyen ıki başlı görün- tûnün ve hizipçi yaklaşımlann yok edilerek parti içinde birlik ve berabertiğin sağlanması ve boylelikle dışa dönük müca- deteye hız verilerek partımızin ıktıdara bir an önce taşınma- sı gerektiği gerçeğı ortadadır. Sosyal demokrat ıktidarın hal- kın iktidarı olduğuna inanan bızler, sız partılilerimızden ala- cağımız güçle partımizi sağa ve tekelci sermayenın çıkarla- nna peşkeş çekmeye çalışan grup ve hiziplere izin verme- yeceğiz." Bir SHP il kongresı.. Herhangi bir ilimiz. Elime tutuşturu- lan kâğıtta yazılı olanları okuyorum. 'SHP'nin İktidarı İçin Vanz 1 başlıklı bu açıklama genel merkezci başkan adayının imzasmı taşıyor. Tam üç başkan adayı var. Eskı il başkanı açık- ça Baykalcı olduğunu söylemekten çekinmeyen biri. Baykal'cı olmak ne anlama gelıyor, bilmek zor! Demek eskı il başkanı belli bir hizbin yandaşı... Ansiklopedilerde 'hizip' sözcüğü- nOntanımı yaprfırken örnek gösterilen 'Baykal hizbi'nin ada- mı!.. Genel merkezci aday var, bir avukat. Üçüncü aday da eski bir sendikacı. Kongre Dtvan Başkanltğı'na Baykalcı bir milletvekili geti- rildi. Açış konuşmasını 'hürmetle ve saygıyla' diye bıtiren bir poJitıkacımn ne denli nitelik taşıdığı daha ılk anda belli oldu! 'Hürmetle ve saygıyla' denince daha mı güçlü bir söz edil- miş oluyor, saygı bir kat daha mı artıyor? Her şey önceden belli gıbı! Baykalcı ıl başkanı bir kez da- ha seçılmeyi sağlama almış. Zaten yerel gazetede bir yazar 'önceden başkanın kim olduğu bellidir' diye yazmamış mıy- dı? Genel rrterkez adayı ile eski il başkanı arasında bir de üçüncü aday var ki Baykalcıların kazanmasını garanti etmek niyetiyle ortaya çıkmış! Solda oylar ikiye bölünür, sağdaki aday az bir farkla seçimi kazanır. Hesap bu. Başarılı bir he- sapl Birkaç yıldır parti kongrelerinı ızlemiyorum. Geçmiş yıllar- da CHP'nin, AP'nin ya da başka partilerin kongrelerıne gi- derdim. Yıllar geçti, ama kimi şeyler hıç mi hıç değişmedi. O da hatiplerin uzun konuşmalarla hiçbir şey anlatmamala- rı! Sözcük salatası! Kendilerinin bile ınanmadıkları birtakım düşünceleri söylemek. . Delegeler hep salon dışındadır. üs- teter elden ele gezer. Düşünce, fıkır, görüş, program gibi şey- ler bir yana itilir, Ali Bey mi, Veli Bey mi, onun takımı mı, bu- nun takımı mı? Bıktırır bu tekdüzelik!.. Beş-altı saat geçti. Konuşmalar dinledik. Biri çıktı eski il başkanının yıllar boyunca hiçbir olumlu iş yapmadığını söy- ledi. İl başkanı da bunu kabul etti. Öyleyse bir daha seçıl- memeli değil mi? Oysa durum bambaşka! Delegeler önce- den koşullandırılmış. Ne dersen de, durum değışmeyecek. Biri çıktı 'anamalcı sermayeye' karşı olduğunu söyledi. Hem anamal, hem de sermaye ne demekse! Genel merkezden gelen milletvekili uzun, ama çok yararlı bir konuşma yapıyor. Partı meclısınde kabul edilen yeni pro- jelerı anlatıyor. Eğıtım, malıye, yönetim konuları... SHP bir yıl içinde pek çok şey hazırlamış. Ayrıntılara giriyor konuş- macı. Dikkatte dinliyorum. SHP Genel Merkezı zamanını boşa geçirmemış. Kendi programına uygun biçimde çalışmalar yapmış. İktidara geldiğinde hangi konularda ne gibi atılım- lar yapılacağını açık açık anlatıyor. Bilmem dinleyen var mı? Oy pusulaları dağıtılmakta. Her- kes seçim telaşında. Önde oturan milletvekilleri bile sıkılmaya başladılar. Biri kalktı sigara içmeye gitti, başka biri iki de bir çıkıp dolaşıyor. Genel merkez temsilcisinin anlattıklarını din- liyor mu? Hele Divan Başkanı Baykalcı milletvekili zaman za- man alaycı bir gülümsemeyte konuşmacrya bakıyor. Hani sen söyle, ama biz bildiğimizi okuruz' der gibi!.. "Göreve geldim. Bizden önce bu konularda neler hazırla- mışlar, görmek istedim. Bir dosya getirdiler içı boş. Hiçbir şey yapılmamış. Biz işe sıfırdan başlamak zorunda kaldık." Divan başkanı, Baykalcı yönetımin eleştirildiğini duyunca "Betediye seçimlerinde partiye büyük basarı kazandırdık, yet- mez mi?" diye atılıyor. Sanki bu ikisi arasında bir benzerlik varmış gibi! SHP tüm Türkiye'deki il, ilçe kongrelerinde 'iki başlı' bir görünüm içinde. Ne yapıp edip bu iki başlılığı ortadan kal- dırmalı. Yoksa SHP, bu iç düşmanlıklarla başarılı bir sonuca ulaşamaz. Bir SHP il kongresınden çıkarken düşündüklerim boyle işte... ELAZIĞ ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN (İŞ) Dosya No: 1990/453 Davacı SSK Genel Müdürlılğü ile davalı tbrahim Çayan arasında- kı alacak-iş davasının yapılan dumşması sırasında verilen ara kararı gereğince; Davacı vekıli dJekçesınde özetle; müdürlüklenne ba^lı 1694, 21 sayılı dosyasında ışlem gören işyen işçisı iken geçırdıgi trafik kazası sonu- cu malul kalan Nurettın Asal'a 17.740.007 TL peşın değerli gelır ba|- landıgjnı, aynca 438.183 TL de masraf ve ödeme yapıldığını, kaza ne- deni ile Elazığ 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığım, açılan kamu davası sonucu tbrahim Çayan'ın 8/8'de kusurlu bulundugunu, bu nedenle müvekkılı ıdarece ışçı Nurettın Asal'a ödenen 18.178.190 TL'nin davalıdan ahsil edilmesı gerektigini belirterek 18.178.190 TL'nin yasal faızi ile birlikte davalıdan tahsiline karar venlmesinı talep et- miştır. Davalı tum aramalara rağmen Şahınkaya Köyü-Elazığ adre- sınde bulunamadıjından dava dilekçesımn ve durusma günün ılanen tebliğine karar venlmışlır. Davalının duruşma günu olan 4.7.1991 günü saat 9'da mahkemede hazır bulunarak ibraz etmek istedığ) belgeleri ibraz etmesı, gelmediği takdırde davanın yokluğunda karara bagla- nacagj (HMUK.nun 509, 510. maddelerı gereğince) hususu dava di- lekçesi yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. PENCERE Dava?.. —Yüksel Çakmur çalar mı? —Ne çalar mı? Piyano çaldtğını hk? görmedim, keman çal- dığını duymadırn.. —Hayır, devlet malı çalar mı? —Yok deve!.. Kimi insanın kişiliği resimli roman kahramanı gibi köşelen- miştir; kamuoyunun gözünde değiştıremezsin; Izmir Beledi- ye Başkanı Yüksel Çakmur'un rüşvet aldığını soyleyenin la- fına kim inanır!.. Belgesiz iddia, geri tepen silaha dönüşür. Değil mi? • İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen yargıç önüne çıkacak... Niçin? Sozen, Dolmabahçe'deki pek ünlü "gökkafes"\n yapım iz- nini iptal etmiş, inşaatı mühürlemişti; "görevini kötûye kullandığı" iddiasıyla yargılanacak. Diyor ki Sözen: '—Bu konu kentimizın tarihıni ve siluetini (izdüşümünü) ko- rumak için yaptığımtz mücade/enin unutulmaz ve bize onur VBren bir.parçasıdır." Yalnız İstanbullu'ya değil, Anadolu halkına ve çağımız uy- garttğını simgeleyen evrensel insan kişiliğine seslenen bir an- lam var bu açıklamada... • Çağdaş insan... İstanbul'daTophane'den yürümeye başlıyor, Fındıklı'yı ge- çiyor, Kabataş'a vanrken Avniömerefendi Camisi'nin mina- resi göğe yükselıyor ve tam o anda Dolmabahçe Sarayı'nın tepesine heyula gibi oturmuş beton yığınını dehşetle görü- yor; tarihimizin ve kültürümüzün üstüne çöken barbarlık anı- tına şaşkınlıkla bakarken soruyor: — Ne bu? — Beş yıldızlı İsviçre oteli... — Hayır, onu sormuyorum, "bu cınayeti kim işledi, katil kimdir" diye soruyorum. Katil kim? İsvıçreli mi? Cenevre'de ya da Lozan'da, kentin tarihine, kültürüne, kim- liğıne, güzelliğine aykırı bir tek çivi çakabilir mi isviçreli? is- tanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nın canına nasıl okuyabiliyor? Ama elbette suçlu onlar değil, bizleriz; programında "muha- fazakâr ve milliyetçi" olduğu yazılı ANAP iktidarının para hır- sıyla harmanlanmış gorgüsüzlüğü Istanbul'u katletmistir. Kentin incecik minarelerle bezenmiş tarihsel izdüşümüne saldın üstüne saldınnın durdurulması yalnız belediyecilik de- ğil, insanlık görevidir. Dolmabahçe'deki "gökkafes" adı verilen betonlasmanın ya- pımı bu yüzden durduruldu. • Bir kentin çöpü toplanamıyorsa, toplanabilir; suyu yoksa, (Arkast 19. Sayfada) Çevreye saygı vt X U Daha güzel bir dünyada yaşamak istiyoruz... berrak, daha temiz bir dünyada... Daha rahat alan bir dünyada.„ daha soluk ANMA "Yığıt loprağa duşen de bir kırmızı gul alur. Yürek bılenır, bilenır yurek. ." Bilendi yüreklerımiz 84'ün hazin sıcağında. özgürlükler için Bedenlerini ölume sunan. ÖLÜM ORUCUNDA YİTÎRDlĞÎMİZ APO, FATÎH, HAYDAR, HASANı ANIYORUZ SEVDANIN ODAĞINDA. ÖZGÜR-DER'LÎ TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ AİLELERt ADINA IVEVİA YAĞ4> Geleceğe hazırlanan Borusan ıçın bu yıl onemıı bir donum nokîasıdır Çun^u bu yıl Borusan ır yenı kurum kımhgı yaratı d Borusan kımlığ' tum şırket adlanmn ozet olarak yazılışından, ozel Borusan --enklerınden ve Borusan amblemınaen oluşuyo r Tum pano ve tabelalardan taşıtla r a kırtasıye malzeme- lerınden çalışanlarm gıysılerıne kaaar he r yerde uygulanıyor Ve tum Borusan şrkeîle- rını gorsel b r butunluk içinde sunuyor Ancak kurum, k.mlığı sadece gorsel unsur- lardan ıbaret değil ayrı zamanoa Borusar m uç temel ılkesmı de yansıtıyo r Yenıl kçılık. verımlılık ve çevreye saygı Çev r eve saygı 1 Çun-^u bir Borusan sağlıklı bir çevrenn ekonomık gelısmenın terrel koşullarınaan bırı olduğuna inanır Yuzbınlerce tonluk uretım kapasıtes ne sahıo olan Bo^usan fabnkaları bjlundukar ool- gelerde cevre tem z ığı konusunda ornek gösterilen tesıslerdır Çevre korjma gelecegın korunma- sıdır Çevre ko'umaya ven en onem, gelecek kuşaklara verilen onemın de gostergesıdır BORUSAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear