18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 HABERLER / HAZİRAN 1991 POLİTİKA GÜNLÜGÜ Beşifcçi'den ödüle ret • ANKARA (ANKA) — Kürtler üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan ve yine bu araştırmaları nedeniyle yaşamının 11 yılını cezaevlerinde geçiren sosyolog Doç. Dr. Ismail Beşikçi, merkezi ABD'nin New York kentinde bulunan "Düşünceyi özgürce Açıklama Fonu"nun 10 bin dolarhk para ödülünü almayı reddetti. Beşikçi, ABD'li ünlü solcu yazarlardan Lillian Hellman ve Dashiel Hammet tarafından vakfedilen fonun yönetim kurulundan Gara La Marche tarafından yazılan, ödüle layık görüldüğünü bildiren mektubu yamtladı. Siyasi baskılara maruz kalan yazarlann desteklenmesi amacına döıuîk olarak verilen ödülü geri çeviren Beşikçi, Gara La Marche'a gönderdiği mektupta Sevr ve Lozan anlaşmaları çerçevesinde Kürt ve Kürdistan sorunlarmın uzun bir tahlilini yaparken ABD'nin Kürt politikasının utanç verici olduğunu vurguladı. Perinçek: 'Hedef alınıyorum' • Istanbul Haber Servisi — 2000'e Doğru dergisinin genel yayın yönetmeni. Doğu Perinçek, kendisini hedef alan "yoğun bir psikolojik harekât" yürütüldüğünü öne sürdü. Perinçek, düzenlediği basın toplantısında, bölücü örgüt Hderi Abdullah Öcalan'la yaptığı görüşmeyle ilgili fotoğrafların "PKK ile dayanışma politikasma karşı bir grup Sosyalist Partili" imzalı bir mektupla son bir hafta içinde basm kuruluşları Ue siyasi pârti yöneticilerine gönderildiğini TJİldirdi. Röportaja konu olan fotoğrafların zalen dergide de yayımlandığını belirten Perinçek şunlan söyledi: "Araştırma sonucu, gönderilen bu mektupların imza sahibini bulduk. Sosyalist Partili falan değil, resmi bir devlet kuruluşu. Ama israi bugüne kadar pek duyulmamış, devletin yeraltı kuruluşlanndan, Toplumla îlişküer Başkanlığı. Aleyhimde yoğun bir psikolojik harekât söz konusu" Basın özgürlügü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Ankara Barosu'nca düzenlenen "Anti-Terör Yasası ve Basm özgürlüğü" konulu panel dün yapıldı. Teoman Evren'in yönettiği panelde konuşan gazetemiz yazarı Uğur Mumcu, işkenceli sorguların kan davasına dönüştüğünü belirterek "Devlet, Dev-Sol'un yöntemlerini kullanırsa . devlet olmaz" diye konuştu. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Oktay Ekşi de Terörle Mücadele Yasası'nın çıkartılmasının, "TCY'nin 163. maddesini kaldırmayı ve PKK kökenli Kürt teröriine ya da o dünyaya çiçek atarak seçimde oy ;oplamayı hedeflediğini" savundu. Panele, Milliyet gazetesi yazan Mehmet Ali Birand ile Türkiye gazetesi yazarı Yalçın özer de konuşmacı olarak katıldılar. Aydın Engin cezaevinde • İSTANBUL (ANKA) — Gazeteci Aydın Engin, 11 yıldır siyasi sığınmacı olarak yaşadığı Almanya'dan döndükten sonra daha önce kesinleşmiş cezasraın beşte birlik kısmı olan 3 ay üç günü geçirmek üzere Bayrampasa Cezaevi'ne gönderildi. Aydın Engin, gözaltında tutulduğu sırada olağandışı herhangi bir işleme tabi tutulmadığını belirtti. Engin, şartlı salıverme yasası gereği bazı cezalarının ortadan kalktığını, 17 aylık cezasınm ise beşte birini yatması gerektiğini söyledi. Bayrampaşa Cezaevi'ne üç ay üç günlük cezasını çekmek üzere nakledilen Engin, cezaevinden çıktıktan sonra "iş bulursa" gazeteciiğini sürdüreceğini ifade etti. Dışkı yedırme Ikibaşvuru daha HtKMETÇETİMCAYA TURAN YELMAZ Bitüs'te jandarma karakolunda gözaltında tutulduklan sırada kendisine 'köpek pisliği' yedirdiklerini öne süren İslam Aysoy'un iki kardeşi de savcılığabaşvurdu. özeüikle beni yere yabrdıklannda, ağ- amı zorla açtüar, ama gözlcrim kapa- bydı, agnma üç ayn maddeyi zorla sok- tular. O sırada bagırmaya başladım, bir de baktım ki agzımı bafladdar. Daha sonra teknur işkence e»meye başladılar. Tahminime göre 12 saat işkencede kal- dını." Sonra kendisine tuvalete gitme izni ve- rildiğini, ağzını su ile çalkaladığını dile getiren lsmet Aysoy, dilekçesinde, "Af- federsiniz, bağınnasaydım, tecavöze uğrayacaktım" iddiasında da bulundu. llhan Aysoy da suç duyurusu dilek- çesinde, karakol kömürlüğünde kendi- lerine işkence yapıldığı savını yineledik- ten sonra, "Bir de bizi yere yaürarak ag- zımıza taayvan pisliği gibi şeyler koydular" iddiasında bulundu. Kendi- lerine sürekü "kalk, çok" denüerek kal- GÜROYMAK/BtTLİS — Jandarma karakolunda gözaltında tutulduğu sıra- da kendisine "köpek pisnği" yedirildi- ğini öne süren İslam Aysoy'un kardeş- leri İsmet ve tlhan Aysoy da aynı gerek- çeyle savalığa başvurdu. tsmet ve îlhan Aysoy, savcüığa yaptıklan suç duyuru- sunda, ağızlanna zorla konulan hayvan pisliğinin kendilerine yuttundmak isten- diğini öne sürdüler. lsmet ve llhan Ay- soy, karakolda kendilerine tecavttze yel- tenildiğini de iddia ettiler. Güroymak'- ta incelemelerde bulunan SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, "insanlık dnayeti" olarak nitelediği olayı TBMM gündemine getireceğini söyledi. Bitlis Cumhuriyet Bassavcüığı'nın, Aysoy'la- nn suç duyurulannı incelemeye aldığa öğrenildi. Güroymak ilçesinde 11 mayısta çıkan olaylar nedeniyle rutuklanan lsmet Ay- soy'un (29), gözaltında tutulduğu jan- darma karakolunda kendisine zorla "köpek pisliği" yedirildiği iddiası, bir- likte gözaltma ahndığı iki kardeşince de doğmlandı. lsmet Aysoy (24) ve llhan Aysoy (18) Bitlis Cumhuriyet Savcüığı'- na birer suç duyurusu dilekçesi vererek, karakolda kendilerine de "köpek pisliği" yedirildiğini öne sürdüler. lsmet Aysoy, suç duyurusu dilekçesinde, ka- rakola götürüldüğünde gözleri bağlana- rak kömürlüğe yatınldıklannı belirterek, şu savlara yer verdi: "Bize işkence etmeye başladılar. Bir saat işkence yapüktan sonra yanımda IKIKARDEŞ — SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ve SHP Bitlis Ü Başkanı bulunaa kardesim tlhan'ı ve beni zorla Avukat Kenan Coşar, kendilerine köpek pisliği yedirildigini öne süren lsmet ve yere yaürarak, hayvan nisüfti yetirdiler. tlhan Aysoy ile görüstü. (Fotoğraf: Turan Yılmaz) HASANPAŞA OPERASYÖNÜ kıp oturtulduklanm, bu yapılırken alt- lanna tahta parçalan konulduğunu da öne süren llhan Aysoy, "Çökünce kal- çalanmıza batryordu" dedi. Kendileri- ne işkence yapanlann üç er olduğunu, göz bantının biraz aşağı kayması üzeri- ne gördüğünü de öne süren llhan Aysoy, "Içkrinden biri tecavüze kaUastı. Bagn-- dtğım için zorla (cinsel organım) ağzıma sokmak istedfler. Agzıını aemadığım için basıma bir kova geçirip adeta davul ca- hyorlardı. Bir de, 'Hiçkimseye söylemeyin' diye tehdit ettiler" iddiala- rında bulundu. llhan Aysoy dilekçesin- de, "Bu kadar işkence yapmalamun ne- deni nedir, suçumuzu öğrenmek isrİYonız" dedi. Olay TBMM'ye getiriliyor Güroymak'ta incelemelerde buluna- rak, kendilerine hayvan pisliği yedirildi- ğini öne süren lsmet ve llhan Aysoy ile görüşen SHP Tunceü Milletvekili Kamer Genç, "insanhk dnayeti" olarak nite- lediği olayı, TBMM gündemine getire- ceğini açıkladı. tşkence uygulamalannın ülkeyi yönetenlerin bilgisi dahilinde ger- çekleştiğini de öne süren Genç, "tşken- cenin en iğrenci, insanlara pislik yedirilmesidir" dedi. Bunu yapanlann amacının Türkiye'yi uygar dünyadan koparmak, ülkedeki suistimalleri gizle- yerek, "faşist bir diku kurmak" oldu- ğunu da öne süren Genç, dışkı yedirmeyi tanımlarken, "igrenç" sözcüğünün bi- le hafif kaldığmı belirtti. Genç, "Ba in- sanhk rinayetinin, insanlık tarihi üzerin- de yara<tığı iz de suinmeyecektir. Bunu yananlar, insan degüler. fnsan Idsveai al- bnda yaşayan cani runlu hayranlardır" diye konuştu. Sorular yanıtsız kaldıSHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in Akbulut'a, Hatice Dilek Aslan ve îsmail Oral'ın yakınlannın avukatlarının yetkililere sorduğu sorular yanıt bekliyor: • 6 yıldır yaşanan ev, örgüt evi olabilir rni? • Eğer 'çatışma' olduysa evde silah ve patlayıcı madde ele geçirildi rni? • Kaçarken vurulduğu öne sürülen Oral'a isabet eden kurşunlar neden göğüs ve koltuk altlarında? • Oral'ın elbiseleri neden teslim edilmedi? tstanbul Haber Servisi — Ka- noktalara dikkat çekiliyor: dıköy Hasanpaşa'da Hatice Di- — Hasanpaşa'da yaklasık 6 lek Aslan ve Îsmail Oral'ın po- yıldır 7 yaşındaki oğluyla birlik- lis operasyonu sonucu öldükle- rinin açıklanmasımn üzerinden 10 gün geçmesine karşın, olayla ilgili kuşkulu noktalar aydınlan- madı. Olayla ilgili sonışturmayı yü- rüten Kadıköy Cumhuriyet Sav- cısı Yavuz Berberoğlu, görevsiz- lik karanyla dosyayı dün lstan- bul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savalığı'na gönderdiğini beUrjti. Aüelerle avukatlarm suç du- yurularında ve SHP Tlınceli Milletvekili Kamer Genç'in TBMM JiiaşkanlığYna verdiği soru önergesinde kuşkulu nok- talar 6 soruda toplamyor. Polis ve savcıhk, "Soroştunna sürii- yor" demekle yetinirken Hatice Dilek Aslan'ın yakınlanmn ara- dan geçen 10 güne karşın eve girmelerine izin verilmedi. 19 mayıs gecesi yapılan operasyon sonrası Beylerbeyi'ndeki evinden gözaJtına alınan tsviçreli Barba- ra Anna Kistler'in siyasi şubede olduğu ve sorgusunun sürdüğü belirtildi. Yasadışı örgüt üyesi oldukla- n ve silahh eylemlere katıldıklan öne sürülen Hatice Dilek Aslan ve Îsmail Oral'ın yakınlannca yetkililere iktilen çok sayıda "kuşkulu nokta" bulunuyor. Ai- le ve avukatlann ardından As- lan'ın kardeşi Adil Dilek de ver- diği suç duyurusunda, tanık ol- duklarını savcüığa aktardı. Di- lek, önceki gün düzenlediği top- lantıda, 19 mayıs gecesi Hasan- paşa'dan Kartal Gülsuyu'na ge- len siyasi poüsin, kendisini kaç- ması için teşvik edip, vurmayı amaçladığını öne sürmüştü. Avukat Mibriban Kırdök, Mehmet Ali Kırdök ve Emel Ataktürk'ün Kadıköy Cumhuri- yet Savalığı'na verdikleri suç du- yurusu dilekçesi Ue SHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Baş- bakan Akbulut'un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde şu te oturan ve cevrede çok iyi ta- nınan Hatice Dilek Aslan ile Îs- mail Oral'ın bulunduğu evin ör- güt evi olmasına olanak var mı? — Eğer burası bir örgüt evi ise AltıyoFda Marmara Tip Mer- kezi'nde hemşire olarak çalışan Aslan Ue Oral'ın eve ya da işye- rine gidip gelirken sağ yakalan- maları mümkün değil miydi? — Olay sonrası polis, Aslan ve Oral'ın kendilerine ateşle kar- şdık verdiklerini ve bu yüzden çatışma çıküğını belirtmişti. Ev- de silah veya patlayıcı madde ele geçirüdiğini, polis neden net bir şekilde açıklayamadı? — 'Çatışma'nın gece saat 23.30 sıralarında meydana gel- diği belirtilmişti. Hatice Dilek Aslan'ın ölü olarak Haydarpa- şa Numune Hastanesi'ne getiri- liş saati ise 01.30. 2 saatlik süre içinde ne oldu? — Arka pencereden bahçeye kaçarken vurulduğu öne sürülen Îsmail Oral'a isabet eden 16 kur- şunun büyük çoğunluğu neden göğsünde ve koltuk altlarında bulunuyor? — Îsmail Oral'ın elbiseleri, olayın ardından niye ailesine tes- 'im edilmedi? Aslan ve Oral'ın avukatları Mihriban Kırdök ile Emel Atak- türk, bir süre önce Kadıköy Cumhuriyet SavcüığYna verdik- leri suç duyurusu dilekçesinde, müvekkillerinin "yakalandıktan sonra tasarlanarak" öldürül- düklerini öne sürmüşlerdi. Operasyon gecesinin en önemli tanığı, Hatice Dilek As- lan'ın 7 yaşındaki oğlu Özgtir Ciban Aslan. Halen annesinin ölduğünden habersiz olan öz- gür, babası Mustafa Aslan'a ve daha sonra HEP'te düzenlenen toplantıda gazetecüere gördük- lerini anlatmıştı. özgür Cihan Aslan'ın geceye ilişkin anımsadıkları şöyleydi: "Annem içeriye girmek istedi, yattıgım odaya. Polisler izin ver- medi. Polis bir odaya bırakü be- ni. Sonra annem geldi. kafası- nı kaldınp, 'Babanı ara' dedi. Polis izin vermedL Tam o eğilir- ken birisi ayagıyla kafasına bas- tırdı. Annem ilk önce, İçeride çocuk var, onun yanında böyle yapmayın' demişti. Sonra beni dışanya çıkartan polis, karako- la götürdü." 19 mayıs gecesi olayın ardın- dan Kartal Gülsuyu'na geçen polis timlerinin, Hatice Dilek Aslan'ın kardeşi Adil Düek'i an- ne ve babasının yanından göz- altına aldı. Birkaç gün emniyette tutulan Adil Dilek, serbest bıra- kıldıktan sonra yaşadıklannı ve işittiklerini şöyle aktardı: "Kapı>ı ayaklanyla büyük bir gürültüyle çaldıklannda, ben aç- tım. Ellerinde silah olan ve yüz- leri atkıyla örtülii birçok kişi içeriye girdi. Kısa bir aramadan sonra babama kaç tane kın ol- duğunu sordular. Babam da '5 kızım var' diye yamtladı. Polis, elini babamın sırtına vurarak dalga geçercesine, 'Tamam ihti- yar, bir kızından kurtuldun' de- di. Beni dışanya çtkardüar. Kol- lanmdan tutan polisler beni bı- raktılar. Bir tanesi babacan bir tavıria, 'Kaybol, ortalıktan kaç" dedi. Ben de kaçmam için bir neden olmadığını söyledim. Bu- nun üzerine tekrar kollanma girdiklerinde, sokağm iki yanın- da çok sayıda polis çıkfj." Içişleri, İnsan Hakları Komisyomr ııa karşı Bakantık tarafından Ankara Valiliği'ne gönderilen yazıda, II özel îdaresi Yasası'nda, idareye böyle bir görev verilmediği belirtilerek komisyonun 'yasal olmadığı' öne sürüldü. GÜNEŞ GÜRSON ANKARA — Içişleri Bakanlığı, Ankara ll Genel Meclisi'nce kurulan "tnsan Hak- lan ve Araşürma Komisyonu"nun iptalini istedi. Bakanhk tarafından Ankara Valili- ği'ne gönderilen yazıda, tl özel Îdaresi Ya- sası'nda idareye böyle bir görev verilmedi- ği belirtilerek komisyonun "yasal olmadığı" ileri sürüldü. Ankara ll Genel Meclisi'nde 10 üyenin önergesiyle "İnsan Haklan ve Arastınna Komisyonu" kuruldu. Valilikler bünyesin- de ilk örnek olan komisyonun, insan hak- lanna aykın eylemlerle ilgili yakınmalan araştırması kararlaştınldı. Ankara Valiliğî, yaklasık 15 gün önce kurulan ve 3'ü SHP, 2'si DYP, 2'si ANAP'h olmak üzere 7 üye- den oluşan komisyon Ue ilgili olarak Içiş- leri Bakanlığı'ndan görüş istedi. Içişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri Şera- fettin Tarhan ve Müsteşar Yardımcısı Rıza Gür'ün imzalanyla valih'ğe gönderilen ya- zıda, İnsan Haklan ve AraştuTna Komisyo- nu kunnanın ll Genel Mecüsi'nin görevleri arasında olmadığına dikkat çekilerek şöyle denildi: "h Özel Îdaresi Kannnu'nun 78. madde- sinde tl Özel tdaresi'ne ait mahaOi hizmet- ler beurtilınistir. Benrtilen bn hizmeüer için- de 'İnsan Haklan ve Araştırma Komisyo- nu kurulacağma' dair bir nükttm bulunma- dıgmdan Ankara D Genel Meclis üyeterinin teklif ettigi komisyonun kurulamayacagı gö- rüşündeyiz." Ankara özel Idare Müdürlüğu Hukuk Müşavirliği de bildirdiği görüşünde, temel hak ve özgurlüklerin tl Genel Meclisi tara- fından komisyon kurularak incelemeye ahn- masının "yasal olmadığı" ileri sürüldü. özel tdare Müdürlüğu Hukuk Müşaviri Avukat Gürcan Törkşen'in imzasıyla 28 Mayıs 1991 tarihinde valiliğe gönderilen yazıda şu gö- rüşlere yer verüdi: "tnsan haklan ve temel özgurlüklerin ev- rensel olarak ayrun gözetilmeksizin herkes, bütün vatandaştannuz icm gercekleştirume- si, cfgıını«m, devletimizin ve kamu knrnm ve kuruloslanmızm başlıca amaçlanndan birisidir. Bu amaç, temel bak ve özgurlük- lerin, insan lrişilifiııiıı aynlmaz bir öğesi ol- duğu ilkesi, kamu kurum ve knrnluslannın önemli bir görevi olduğu biMnmektedir. Kal- dı ki insan haklan ve temel özgtirlnklerin tanmması, httr ve bağunsıznk ilkesi Ue kişi mal varlıklannın göıetim konusu olmakla kalmayıp. bunlann güvence altına aunarak aykın gidişlerden korunması, devlet ve do- layısıyta kamu kuruluşlan kanalıyla korun- ması ilke edinihniştir. Dünya banşı ve in- san haklannın sürekli olarak givence altı- na aunması, 1944 yıhnda Btrleşmiş MiUet- ler kanalıyla oluslararası ekonomik, top- hunsal ve insanal sonuüann çöznmünü ko- laylaştırmak, insan haklanna ve temel hak ve özgUriüklere saygı duyulması komisyo- nu kurulmuş, bir antlaşma ile aralannda Türkiye'nin de bulunduğu 50 ülke tarafın- dan 1945 yıünda kabnl edilmiştir. Görnlfl- yor ki, devletler arasında akdedflen andaş- nuüaria kabul edilen hak ve özgurlüklerin konuuna altına almması nedeniyle, & Ge- nel Meclisi tarafından komisyon knndarak incelemeye w>ıınn»« yasal degUdir. 3360 sa- ydı tl Özel tdarekri Kanunu'na göre de bu tür kuruluşlann kurulması da mümkün de- pdir. 3360 sayuı kannnun 78. maddesi, Ü Genel Medisi'nkı yerine getirilmesi gereken görevleri açık bir şekilde saynuşür. Kannnla belirtilen bu hizmetier içinde 'tnsan Hak- lan ve Araştırma Komisyonu kurulacağma' dair bir huküm bulunmadığından, ba tür komisyonlann kurulamayacagı görüşünde olduğumuzu bilgilerinize sunanz." SHP Böyle Kaldıkça DSP Daha da Güçlenecek... Üç partinin lideri alanları dolduran topluluklara seslenir- ken, insan gözlerinde bir umut ışığı gözleniyor. Havatıpkı, 1989 yerel seçimler öncesi. Alanlar kıpır kıpır ve liderter ge- lecekten umutlu. inönü, Demirel ve Ecevit ufukta bir erken seçim görmü- yorlar. Ama yine de, haziranda yapılacak mini yerel seçim- ler öncesi halkın nabzını tutuyorlar. Üç lider bir gün bura- da, öteki gün orada. Bir koşuşturmaca, kovalamacadır sü- rüp_ gidiyor. Üç parti lideri alanlardaki heyecanı, devinimi gördükçe be(- ki kendi kendilerine soruyorlardır: — Acaba bir erken seçimde ya da 1992'de yapılacak ge- nel seçimlerde tek baştna iktidar olabilir miyiz? DYP lideri Süleyman Demirel, bu soruya kendi kendine yanıt verirken belki şöyle diyor-. — Ama daha fazla çalışmalıyız. Özellikle büyük kentter- de asılmalıyız... Demirel, Adapazarı, Manisa, Balıkesir ve Antalya'da ara- dığını 1987 seçimlerinde de bulmuştu, 1989 - Adapazan dı- şında - yerel seçimlerinde de. Alanlar tıklım tıklım dolup ta- şıyordu, insanlar bir kurtarıcı arıyordu. Süleyman Demirel, özel sohbetlerde 'Türkiye'nin günde- mini özal sağlamıyor" yanıtını verirken, iste o alanları dol- duran yığınların, gözlerinde yakaladığı ışığı anlatmaya çatı- şıyordu. Demirel, "Türkiye'nin gündemini, Türkiye sağlıyor" görüşünü aktarırken de çarpıcı bir noktaya değiniyordu: — Türkiye'nin gündemi yoksulluk, pahaiılık ve ışsiziik. Se- bebi sadece Sayin özal... Demirel ardından da ekliyor: — Sayın özal, Türkiye'nin gündemini saptıyor diyenler, bir yalancı gündeme kendilerini kaptırmışlar. Onun için özal gündemi saptamıyor, Özal Türkiye'nin gündemlerinden bir tanesi... Alanlarda ANAP yok. Ama geçmişte ANAP'a oy verenler SHP, DYP ve DSP li- derierini dinlemeye koşuyor... DSP lideri Bülent Ecevit, 1986'dan bu- güne dek epey yol almış. Ecevit'in 1986 yılındaki kadrolanyla bugünkü kadroları arasındaki ayrınv dikkati çekiyor. Beş yıl önceki kadrolar şimdi SHP'de yer alıyor. Beş yıl önce SODEP'te, daha sonra SHP'de politi- kayapanlar, 1991 yı- lında DSP'de görü- lüyor... Bülent Ecevit'e "Kadrosu yok, ekibi yok" demek, 'tek adam' partisi vakış- tırmasında bulun- Erdal İnönü, bu eğilimin yani SHP tabanının DSP'ye kaydığını görüyor mu, kendisine bu yolda bilgiler geliyor mu? Biz hiç şanmıyoruz. Bir partide kimi milletvekilleri özel sohbetler bir yana ilçe kongrelerinde çıkıp açık açık "İnönü ile bu gemi batar" diyorlarsa, SHP'li seçmen niçin DSP'ye gidip oy vermesin? mak bu saatten son- ra acımastzlık, politikayı tepeden izlemek, gerçeği görme- mek olur. Ecevit'in kadrosu da var, ekibi de, tabandan ge- len gücü de... Ecevit diyor ki: — Sizler bu partinin Bülent Ecevit'in, Rabşan Ecevit'in değil, halkın partisi olduğunu göstereceksiniz... Eğer Ecevit, bu sözleri 1986 ve 1987 yıltnda söyleseydi biz aynen şu yanıtı verirdik: — Doğru soylemiyorsunuz Sayın Ecevit... Ama şimdi öyle değil. Yiğidin hakkını, yigide vermek ge- rekir. DSP, SHP'nin hem kırsal kesim oylannı çekiyor, hem de büyük kentlerdeki oylannı. Bir de, 1983 vei987 seçimle- rinde ANAP'a kayan CHP oylannı. Bu neden böyle oluyor? Yanıtını bir SHP'li üst düzey yöneticisinden alalım: — Partide çift başlı görüntû sürüyor. Bu durum parti ta- banımızı, seçmenimizi olumsuz etkiliyor. öteden beri Ece- vit faktörü vardı. Son aylarda seçmen tabanımız, parti içi çe- kişrnelenjen bıktı usandı, DSP'ye eğilim gösterdi. Bizim der- lenip toparlanmamız gerekiyor... Erdal inönü, bu eğilimin yani SHP tabanının DSP'ye kay- dığını görüyor mu, kendisine bu yolda bilgiler geliyor mu? Biz hiç şanmıyoruz. Bir partide kimi milletvekilleri özel sohbetler bir yana ilçe kongrelerinde çıkıp açık açık "İnönü ile bu gemi batar" di- yorlarsa, SHP'li seçmen niçin DSP'ye gidip oy vermesin? DSP eskisi gibi değil. 4-5 yıl önceki 'lümpen kadrolar' bu partide yok şimdi. O kadrolar, DSP'den ayrılıp SHP'de be- lediye meclisi üyesi olmuşlar, ilçe yönetim korullanna seçil- mişler. Bir başka önemli nokta da şu: — SHP'deki altıoklar değistirilmeli... — Ya ne yapılmalı? — Altıoktan cumhuriyetçiyiz çıkanlmalı... Evet böyle bir kısır tartışma içinde SHP. DSP lideri de bu- nu yakalamış, SHP'nin oy tabanına doğru yürüyor. Hem de büyüyerek, güçlenerek. SHP'liler hiç kızmasın... ANMA VE TEŞEKKÜR Sen inançla yaşamak tutkusunu, yüzünden asla silmeden gflzel şeyler yapabilmenin mutluluğunu yaşadın. Değerli varlığımu MEHMET KAY4'yı Aramızdan aynlışmın kırkmcı gunttnde her geçen gün bOyüyen özJemiyle anıyor, acınuzı paylaşan tüm dost ve akrabalara teşekkur ediyoruz. UTKli-lT Mirr n ŞEHSt KAYA Terörle Mücadele Yasası'nın iptali için 2 bini aşkın imza toplandı Açlıkgrevleri yayılıyor Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır, Lice, Ceyhan, Gaziantep, Malatya, Bismil, Silvan ve Mersin'de süren açlık grevleri Mardin'de debaşladı. ADANA (Cumnuriyet Gttney Üleri Bürosu) — Terörle Müca- dele Yasası'nın pıotesto edilme- si amacıyla tutuklu ve hüküm- Itt yakınlannca başlatılan açlık grevleri Mardin ve ilçelerine de yayıldı. Mardin HEP il örgütü çevresinde önlem alan güvenlik güçlerinin, yakmlanna battani- ye götürmek isteyen dön çocu- ğu gözaltma aldığı bildirildi. Yasanm iptali için başlatılan kampanyada iki bine yakın imza toplandığı öğrenüdi. Bölgedeki açlık greviyle ilgili son durum şöyle: ADANA — HEP il örgütün- de 12 gün süreli açlık grevi, sü- renin dolmasına karşın devam ediyor. Tutuklu hükümlü ya- kınlarından oluşanların açlık grevi 13. gününe girdi. ŞANLIURFA — Tutuklu ve hükümlü yakınlarıyla Dicle Universitesi öğrencilerinden oluşan 110 kişilik açlık grevi 9. gününü tamamladı. Önceki ge- ce rahatsızlanan Zeliha Ağaç adh grevci kadın, doktorun is- teği üzerine evine döndü. DİYARBAKIR — 94 tutuk- lu ve hükümlü yakımnın HEP'- teki açlık grevi 11. gününe gir- di. Açlık grevindeki bazı yaşlı kadınlann sağlık durumlannm bozulduğu, ancak tedavi kabul etmedikleri bildirildi. Diyarba- kır 1 nolu E Tipi Cezaevi'nde 350 tutuklu ve hükümlü tarafın- dan sürdürülen açlık grevi de 5. gününe girdi. LİCE — Aralannda HEP il- çe yöneticilerinin de bulunduğu 11 kişi dünden itibaren açlık grevine başladıklannı açıkladı- lar. MARDtN — Kent merkezi, Derik, Kızıltepe ve Savur ilçele- rinden gelerek HEP il örgütün- de toplanan 30 kişi açlık grevi- ne başladı. NUSAYBİN — Aralannda avukatlar ve HEP yöneticileri- nin de bulunduğu 40 kişilik aç- lık grevi 3. gününe girdi. BATMAN — 75 tutuklu ve hükümlü yakınının başladığı aç- lık grevi 8. gününe girdi. Bat- man Bölge Barosu'nca "Terörie Mücadele Yasası'nın iptali" amacıyla açtığı kampanyada bin dolayında imza toplandığı belir- tildi. CEYHAN — Tutuklu ve hü- kümlü yakınlannca HEP il ör- gütünde sürdürülen açlık grevi 6. gününü tamamladı. GAZİANTEP — HEP il bi- nasında 40 tutuklu ve hükümlü yakınının açlık grevi 8. günün- de. MALATYA — E Tipi Ceza- evi'nde bir hafta süreyle başla- tılan açlık grevi, sürenin dolma- sına karşın sürüyor. BtSMtL — 70 tutuklu ve hü- kümlü yakınının açlık grevi 7. gününe girdi. SİLVAN — Tutuklu ve hü- kümlü yakınlarından oluşan 30 kişinin açlık grevi 4. gününde. MERSİN — 50 dolayında tu- tuklu hükümlü yakınının 12 gün olarak açıkladığı açlık grevi sü- resi dolmasına karşın sürüyor. Açlık grevi 13. gününe girdi. YALOVA — HEP Yalova il- çe örgütü'nce de dört gün ön- ce başlatılan açlık grevi sürüyor. Dönüşümlü olarak yürütülen açlık grevini uç HEP üyesi üç gündur devam ettirirken dün de iki üye grevi devraldı. Beko Beko Ticaret A.Ş.'NİN SERMAYE TEZYİDİNE İŞTİRAK DUYURUSU Şirketimizin 30.5.1991 günü yapılan Olağanüstü Genel Kurul top- lantısında 15.000.000.000.— TL. olan şirket sermayesinin 7.500.000.000.—TL'sı nakten, 7.500.000.000.— TL'sı bedelsiz olmak üzere 15.000.000.000.— TL'sı arttırılarak 30.000.000.000.— TL'ya çı- karılmasına karar verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu ve esas mukavelemiz gereğince hissedarları- mızın nakten artırılan 7.500.000.000.— TL'sından ellerindeki hissele- rin %50'si nispetinde yeni htsse almak hususunda rüçhan haklan vardır. Rüçhan haklarını kullanmak isteyen hissedarlanmızın 17 Haziran 1991 tarihine kadar Şirketimiz merkezine müracaatla, yeniden satın alacaklan hisseler için iki nüsha ve her biri ayn ayrı imzalanmış iştirak taahhütnamesi vermeleri ve taahhüt edilen tiisselerin 1/4'ünü Şirketi- mize peşin ödemeleri gerektiğini Türk Ticaret Kanunu'nun 394'üncü maddesi gereğince duyururuz. BEKO TİCARET A.Ş. İSTİKLÂL CAD. NO: 349 BEYOĞLU-İSTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear