18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/10 D1Ş HABERLER 8 MAKT 1991 SSCB'de grev yayılıyor • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin Ukrayna Cumhuriyeti'ndeki Donetsk Havzası'nda geçen hafta ücret artışı istemiyle başlayan könıür işçUerinin grevi, siyasi istemlerin de eklenmesiyle giderek hızh bir biçimde yayılmaya devam ediyor. Ajans, Donetsk Havzası'ndaki grevcUere, Sibirya'nın güneyindeki Kuznetsk Havzası'ndan sonra Kuzey Kutbu yakınlanndaki Vorkuta madenlerindeki işçilerın de katılacaklannı bildirdi. Ancak grevlerin etkilediği kömür ocaklannın sayısıyla ilgili oiarak çelişkili haberler ahnıyor. tnterfaks Ajansı gibi bağımsız kaynaklar eylemden etkilenen ocakiardan üretimin durma noktasına geldiğini belirtirken TASS Ajansı birçok madende üretimin yavaşlayarak da olsa sürdüğünü kaydediyor. Yeni güvenlîk konseyi • MOSKOVA (AP) — Sovyet E>evlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Ulkede yasa ve düzenin korunmasından sorumlu olacak yeni güvenlik konseyinin listesini parlamentoya sundu. Buna göre konseyde, Başkan Yardımcısı Gennadi Yanayev ve Başbakan Valentin Pavlov'un yanı sıra Savunma Bakanı Dimitri Yazov, lçişleri Bakanı Boris Pugo, KGB Başkanı Vladimir Kruçkov, Dışişleri Bakanı Alexander Besmertnih bulunuyor. Güvenlik Konseyi'nin eski üyeleri Gorbaçov'un Körfez elçisi Yevgeni Primakov ve eski lçişleri Bakanı Bakatin de konseydeki yerlerini konıdular. Letonya'da bombalı saldın • MOSKOVA (AA) — Letonya'da Sovyet askeri personeli ve ailelerinin oturduğu bir binada patlayan bombanın hasara yol açtığı bildirildi. Haberi veren bağımsız Postfactum Haber Ajansı, Başkent Riga'da resmi binalara yönelen iki başka bombalı saldınnın daha meydana geldiğini duyurdu. Ajans, patlamalarda can kaybı olmamasına karşın, bu olayların ulkede artan gerginliğin onemli bir işareti olduğu yommunu yaptı. SSCB'den aynlmak için güçlü bir halk hareketinin olduğu Letonya'da son aylarda bombalarna eylemlerinde artış olduğu büdiriliyor. görüşmeleri • MOSKOVA (AA) — SSCB merkezi yönetiminin, Baltık cumhuriyetlerindeki ayrılıkçı hareketleri, askeri operasyonla bastırması üzerine ocak ayında askıya ahnan SSCB Ue Uluslararası Para Fonu (IMF) arasındaki ekonomi konulu gorüşmeler yeniden başlatılacak. SSCB Dışişleri Bakan Yardımcısı Ernest Obminsky'nin basın toplantısında yaptığı açıklamaya göre, IMF ve Avrupa Topluluğu (AT) ile Dünya Bankası SSCB'de hızh ve kapsamh ekonomik reform tavsiye edici inceleme konusundaki ekonomik içerikli görüşmelerin sürdurülmesini kabul etti. IMF ve Dunya Bankası ile diğer uluslararası kredi kuruluşları ile SSCB yönetimi arasındaki göruşmelerde, bu kuruluşlarca hazırlanan rapor ele alınacak. SSCB yönetimi, özelleştirme hareketini ve ekonominin tek elden yönetimini değiştirmeyi ve böylece, IMF ve Dunya Bankası üyeliği şartlarını yerine getirmeyi hedefliyor. GOsetya'da çatışmalar • MOSKOVA (AFP) — Sovyet Başkan Yardımcısı Gennadi Yanayev, Sovyet Parlamentosu'ndaki konuşmasında, geçmişte Gürcistan'a bağlı özerk bir bölge olan Güney Osetya'da geçen arahktan beri çıkan etnik çatışmalarda en az 37 kişinin öldüğünü açıkladı. 'Yanayev bu çatışmalarda ölenlerden yirmisinin Gürcü milliyetçisi, 17'sinin ise Güney Osetyah ayrüıkçılar olduğunun sanıldığım söyledi. Yanayev, Kafkasya'nın dağlık bölgelerinden sağhkh haber almanın gıiçlüğüne değinerek ölü sayısunn bu sayıyı aşabileceğini söyledi. ÖzaVın önümüzdeki hafta SSCB'yeyapacağı ziyaret, iki ülke ilişkilerinde yeni birsayfa açacak Moskova şimdi daha yakınOzal'ın 11-16 Mart tarihleri arasındaki SŞCB ziyareti soğuk savaş sonrası ilk Ankara-Moskova zirvesine ortam hazırlayacak. YASEMİN ÇONGAR / SEMİH İDİZ ANKARA — Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın önümüzdeki hafta Sovyetler Birliği'- ne yapacağı ziyaret, Ankara - Moskova iliş- kilerinde "Urihsei bir dönüm noktas" ohış- turacak. tki devletin kuruluşundan beri ilk kez bu denli yoğun ve kapsamlı bir işbirliği sürecine girmeleri nedeniyle her iki tarafın da büyük önem atfettiği bu ziyaret, soğuk savaş sonrası ilk Ankara - Moskova zirvesi- ne de ortam hazırlayacak. Cumhurbaşkanı özal'ın Sovyetler Birliği'nin çeşitli cumhu- riyetlerini de kapsayacak gezisi, son yıllar- da iki ülke arasında hızla gelişen ekonomik flişkilerin en üst duzeyde tescüine olanak ve- recek. Bu "tescfl" Moskova'da imzalanacak Dostluk, lyi Komşuluk ve îşbirliği Antlaş- ması ile resmi bir zemine oturtulacak. Sovyetler Birliği'ne 1969'dan bu yana cumhurbaşkanı düzeyinde yapılacak bu ilk ziyaret, gerek ikili ilişkilerin geleceği, gerekse Turkiye'nin dış politikasının 199O'lı yıllarda izleyeceği rotanın belirlenmesi açısından bü- yuk önem taşıyor. Körfez krizinin ortaya çı- kardığı bazı yeni gelişmeler ve Turkiye'nin Batı Avrupa ve ABD ile olan ilişkilerinde ge- linen nokta bakımından da Ankara ile Mos- kova arasındaki istişarelere "ayn bir deger" veriliyor. Moskova'da SSCB lideri Mihail Gorbaçov ile Cumhurbaşkam Turgut özal arasında ya- pılacak temaslarda üzerinde ağırhkla duru- lacak konular şöyle sıralanıyor: — Savaş sonrası Ortadogu: Körfez krizin- de gerek SSCB, gerekse Turkiye'nin "önemli" rol oynaması, bu konuda yapıla- cak istişareleri ön plana çıkanyor. Türkiye'- nin lncirlik Üssü'nü ABD savaş uçaklanna açması konusunda kaygılannı diplomatik ka- nallardan Ankara'ya ileten Sovyet yönetimi, genel çerçevesiyle Turkiye'nin izlediği Kör- fez politikasını eleştirmekten uzak durdu. Hatta Sovyet yetkiülerinin resmi aeıklama- lan Turkiye'nin savasa girmemesi başta ol- mak üzere ahnan bazı kararlann övülmesi- ni de içerdi. Kriz sırasında Gorbaçov ile Özal arasında yapılan telefon görüşmesi ise Orta- doğu konusunda iki ülke arasında istişare- lerin en üst düzeyde başlatılması anlamına geldi. Bu kapsamda, savaş sonrasında Orta- doğu'da kurulacak yeni düzene ilişkin ola- rak iki ulkenin Moskova'da geniş bir görüş ahşverişinde bulunması bekleniyor. Türkiye ile ABD arasında yeni ve kapsamlı bir güvenlik ilişkisine gidilmesi beklentisinin yoğunlaştığı bugünlerde, Moskova'nın Özal'a ban önemli mesajlar verebileceği de tahmin ediliyor. tki ülkenin Ortadogu'daki gelişmeler konusunda temas ve işbirliğini art- tırmaları yönündeki eğilimin bu ziyaret sıra- sında belirginleşebileceği beUrtiliyor. özellik- le savaş sonrası gelişmelerin bölgede surekli bir istikrarsızlık nedeni oluşturması olasılı- jb, Müslüman ve Kürt nüfusa sahip SSCB'de de "kaygı" yaratıyor. Bu çerçevede, Anka- ra ve Moskova'nın bölgede harita değişiklik- lerine ve yabancı güçlerin müdahalesinin de- vamına İcarşı ortak bir görüş açıklamalan bekleniyor. — Karadeniz îşbirliği: Fikir babalığını Cumhurbaşkam Ozal'ın yaptığı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi (KEIB) projesi de Moskova zdyaretinin gündeminde önemli yer tutacak. Bu projenin, Gorbaçov ve Özal'ın ortak bir deklarasyonuyla desteklenmesini is- teyen Ankara, bu yöndeki görüşlerini Mos- kova'ya iletti. Bu deklarasyonun yayınlanıp yayınlanmayacağı henüz kesinlik kazanma- makla birükte, Sovyetler'in projeye "scak" yaklaşımlarını ziyaret sırasında vurgulama- lan bekleniyor. Bu beklenti, özellikle işbir- liği sürecinden bazı kaygılar duyduğunu do- laylı oiarak büdiren Bulgaristan'a mesaj gön- derilmesi açısından Ankara'da önemseniyor. Moskova'daki görüşmelerde aynca, Karade- niz'e kıyısı olan ülkelerin projeyi görüşmek uzere yaz aylarında devlet ve hükümet baş- kanları düzeyinde bir zirve toplantısı yapma- lan yönünde çağn yapılması olasılığı da bu- lunuyor. — İkili ilişkiler: özal'ın ziyareti sırasında imzalanacak bir dizi anlaşma, ikili ekonomik ve siyasi ilişkilerin geleceği açısından belir- leyici olacak. Bu anlaşmalar, Dostluk, lyi Komşuluk ve tşbirliği Antlaşması, Ticaret ve Ekonomik, Smai ve Teknik İşbirliği Antlaş- ması, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Antlaşması olarak sıralanıyor. Ziyaret sıra- sında son yıllarda önemli gelişme gösteren ikili ticaret ve yatınm ilişkilerinin "dev" he- deflere yöneltümesi konusunda görüşbirliği sağlanması bekleniyor. Ekonomik ilişkiler- deki canlıhğın siyasi Uişkilere de yansıması ve Ankara - Moskova ekseni dışında Sovyet cumhuriyetleriyle Türkiye'nin doğradan iş- birliğini güçlendirmesiyle pekiştirilmesi de Moskova'da ele alınacak. özal'm Moskova'- nın yanı sıra Türkiye'nin yakm üişkide ol- duğu Sovyet cumhuriyetlerine de gidecek ol- ması bu kapsamda "önemli bir adım" ola- rak değerlendiriliyor. özal'ın ziyareti 11-16 mart günlerinde yapılacak. Ziyaret Mosko- va dışında, Ukrayna, Azerbaycan ve Kaza- kistan'ı da kapsayacak. özal'ın Moskova'- da olduğu günlerde, ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın da buraya gelecek olması ise diplomatik çevrelerde "Uginç bir rastlanö" olarak değerlendiriliyor. MOSKOVA BÜYÜKELCISI VURAL, TÜRK- SOVYETILISKİLERINI DEĞERLENDIRDI Ifeni bir dünyadayeni bir ortakhğa doğru"Sayın Özal'ın Moskova'daki ve ziyaret edecekleri cumhuriyetlerdeki başhca misyonlanndan biri sanınm 2000 yıllannın altyapısını oluşturmak olacaktır!' VOLKAN VURAL TC Moskova Büyükelcisi Cumhurbaşkanımız Sayın Özal, cumhuri- yet tarihimizin, Sovyetler Birliği'ni ziyaret eden ikinci cumhurbaşkanı olarak 11 mart- ta Moskova'ya geldiklerinde, SSCB Cumhur- başkam Sayın Gorbaçov ile birlikte Türk- Sovyet ilişkilerinin yeni bir dönemine de im- zalarını atrmş olacaklardır. Moskova dışın- da Kiev, Alma Ata ve Bakü'yü de kapsaya- cak bu yoğun gezinin her bir durağı, Sovyet- ler Birliği'ndeki yeni "olgular" göz önünde tutulduğunda ayrı bir önem taşımaktadır. Ziyaretin odak noktası olan Moskova, Türk ve Sovyet liderlerinin ilk resmi buluş- masına sahne olacaktır. Kiev'de, Rusya Fe- derasyonu'ndan sonra Sovyetler Birliği'nin nüfuz ve ekonomik güç olarak ikinci büyük cumhuriyeti, komşumuz Ukrayna'nın yöne- timi ile bir araya gelinecektir. Alma Ata ve Bakü ise "akrabalannm" Kazakistan ve Azerbaycan'ın başkentleri olarak duygusal bir buluşmamn yanı sıra bir süredir başlamış olan ekonomik ve külturel ilişkilerimizin ye- ni bir ivme kazandınlacağı merkezler olacak- tır. Yirminci yüzyıl, Türk-Sovyet ilişkileri açı- sından ilginç izdüşümleri, aynhklar ve yakın- lıklarla doludur. Yüzyılın başlannda çarlık Rusya'sım yıkan Ekim Devrimi "dünyayı sarsan" alevini yitirmiş görünmektedir. Bir- kaç yıl sonra ortaya çıkan Mustafa Kemal- in Anadolu ihtilali ise, öngördüğu laik, de- mokratik, çoğulcu sistem ve serbest piyasa ekonomisinin gelişmesine olanak sağlayan geniş perspektifı ile kendini yenileyerek gün- celleşmekte ve "örnek olma" değerini taşı- maktadır. SSCB. vükselen etnik tansivona karşın birliöi sürdürme ugraşında ÜTVANYA Nûfusu 3 6 nvlyon, Yüzölçıjmû 66.200 kıtf, Başkentı Vilmus Nûfusun yû2de BO'ı LıWanyalı 1919-40 arası bajımsızdı Halkı KatoRk. Bajımsızl>ğını ılan eden ilk cumhurtyett Ocak ayında Kızdordu askertennın mûdahalesi sonucunda 14 ktşı öWü UKMYNA Nûfusu. 51 4 tnilyon, Yûzölçümû 603 700 km 2 . Baskenıt Kıev Nûfusun yüzde 70ı Ukraynalı Sovyetler Bniığı'nın tahıl deposu ve ıkıncı önen* cumhunvetı 1654 len bu yana Rus ImparatortuOu nun parçasıydı. anca* 1918-21 arası tam baOımsızdı LETONYA Nûfusu' 2 6 mlyofl. Yûzölçûnmi 63 700 km», başkentı «ga Nûfusun yûzde 55ı Letonyatı 1918-40 arası bajımsızdı Halkoyiamasında oyların yûzde 86'sı ba§" TtsıziıMan yanaydı EST0NYA Nûfusu 1 5 mılyun. YûzAlçûmû 45 bın km 2 , Başkenf Talln Nûfusun yûzde 60 ı Estonyalı 1919-40 arası bajımscdı Geçen pazar gûnkû reJerandumda, halkın yûzde 78'ı bağımsızlıktan yana oy kullandı KYAZ RUSYA Nûfusu 10 mdyon Yüzötçümû 207 600 krn* 8aşkent Mınsk Nûfusun yûzde 80'ı Beyaz Rus Baslıca endûstnyel ürûnlen makıne, traktûc ve tetetıl MiByttçı harekefler görûlûyot MOUMVYA Nûfusu 4 2 mılyon, Yûzötçümû 33 700 km 2 , Başkent Kışinov Nûfusun yûrie 60 ı MoMavyalı Toprakiannın bûyûk bir kısmı. 1940 yılında Romanya dan alındı Rumence konusan halkta Homanya'ya katılma ıstejı çok jpjçlû Yeni Bırtık Anttaşması'nı ımzaJamayacağını açMadı Nûfusu 5 3 mlyon. Yûzötçûmû 69 700 km2, Baskenû Tıflıs Nûfusun yüzde 65 ı Gûrcû Oünyanın en zengın manganez yataldannın yanı sıra, kauçuk ve kömür yatakiarına sanıp Osetyaiı ve Abaza aaniıklarla ıhşkılen oidukca gergm RUSYA Nûfusu. 146 mılyon, YüzMçümü 17 rmlyofl km 2 , BaşkenO' Moskova Nûfusun yûzde 83'ü Rus Sovyeöer Bırtjı'nın en bûyûk. en zengm cumhunyeA ve merkezı. Federâsyonun başkanı. Sovyetler Biriji'nin lideri Gorbaçov'un en önemli rakıbı olan Bons Yeltsın AaodsTAi Nûfusu 20 mtyon YûzAlcûmû 447 400 km!, başkenb Taşkent Nûfusun yüzde 60' ı Özbek Orta Asya cumhunyetlennın en geişnn^ SSCB'nm pınnç gereksıramının yûzde 50'SUK, ıpejın yûzde 33'ûnû. kenevınn yûzde 85'ını karşılıyor Gtziı Islam hareketler bûyûyor KAZAKtSTAH Nûfusu' 16 5 mılyon Yûzûlçûmû 2 rralyon 720 bın km 2 . Baskent Alma-Ata Nûfusun yûzde 40ı Kazak. Geniş topraklannda zengın ımdan yatakten var Hazar Denızı ve Aral GMû'nde balıkçılık yapıtıyor Endûstnde onemli adımlaı abtdı EMKIİSTNİ Nûfusu 3 5 mılyon, Yûzölçûmû. 29 800 km 2 , Başkentı Envan Nûfusun yüzde 85ı Ermenı yûzde 5ı Azen 1917-20 yıllan arasında bağımsızdı Dajlık Karabag konusunda Azerbaycan ile çatışma haSnde Gorbaçov'un yeni Bırlık Anflasması'nı ımzaJamayacağım açıkladı AZEMAYCAH Nûfusu 7 mılyon, Yûzölçûmû 86.600 km 2 . Başkentı Bakû Nûfusun yûzde 70ı Azen, yûzde 10'u Ermenı Ûnemlı peUol yataklanna sahıp Daylık KarabaO konusunda Ermentsün ile olan anlasmazlık 1990 ın ocak ayında patiak vermş, kanlı olayların üzerine cumhunyete Kızıtordu bırtkten oonrJenlmisiı TttMOIEitSTAN Nûfusu 3 5 mlyon. Yûzölçûmû. 488.000 km 2 , başkent Aşkabad Nûfusun yûzde 65'ı Türkmen Topraktarmın yûzde 80 - im Karakum Cölû kaolıyor TACMCTAM Nûfusu 5 mlyon, Yûzölçûmû 143 000 km 2 , başkentı Dusanoe Nûfusun yûzde 55ı Tacık Çogu Mûskıman olan halk. Farsçaya yakın bir dıl konuşuyor Yoj)un sanayiteşme çabatan gorûlûyor Yerafona inmiş otan islami hareket buyûyor KR8IZİSTAM Nûfusu- 4 2 rralyon, Yûzölçûmû 196 500 km 2 Başkent Frunze. Nûfusun yüzde 45ı Kırgız Sovyetler Bırliğı'mn en yoksul bölgelenııden olan cumrtunyette başlıca gekr kaynaflı hayvancılık İsiamı hareketJenn güçlendıjı göfûlûyor Geçen yıl arazı anlaşmazJıjı nedeniyle Ûzbeklerle kanlı çattşmalar meydana gelmgt POTANStYEL — 15 cumhuriyet, çok sajıda ozerk cumhuriyet, özerk bölge ?e 300 milyona yalun nüfusuybı Sovyetler Birligi, Türkiye için önemli bir poUnsiyel oluşturuyor Genç Türk ve Sovyet cumhuriyetlerinin ük kuruluş yıllanna egemen olan dostluk anla- yışı 16 Mart 1921 Moskova Anlaşması Ue bel- gelenmiş ve iki ülke arasında ortak tarihleri- nin en uzun ve kesintisiz barış dönemini aç- mıştır. Ancak banş, işbirliği demek değildir. Sovyet yönetimince, daha sonra hata oldu- ğu açıkça kabul edilen Stalinist politikalar, ideolojik kutuplaşma ve soğuk savaş döne- mi, Türk-Sovyet ilişkilerine daima bir "mesafenin" gölgesini düşürmüştür. Bu ne- denle daha çok ekonomik plana indirgenmiş olan işbirliği, cumhuriyetimizin kuruluş yıl- lannda Sovyet katkısı ile gerçekleştirilen te- sisler dışında ilk somut örneklerini, ancak 1960'h yıllarda Sayın Demirerin başbakan- lığı döneminde imzalanmış olan anlaşmalarla vermiştir. Demir-çelik, petro-kimya ve alü- minyum gibi ağır sanayimizin temel taşları- nı oluşturan ve Sovyet katkısı ile gerçekleşti- rilen bu tesisler yakın tarihimizin en kapsamlı işbirliği örnekleri olmuştur. Siyasi planda iliş- kilerimizin gelişmesi ise 1970'li yıllarda şekil- lenmeye başlamıştır. "Banş içinde birlikte yaşama" ilkesinin benimsenmesi ve Helsin- ki sureci, ikili siyasi ilişkilerimize de yansı- mış ve Sayın Ecevit'in başbakanhğı dönemin- de imzaianan 1978 Dostluk Belgesi Ue sonuç- lanmıştır. 1980'li yıllar Türkiye ve Sovyetler Birliği- ni yeni oluşumlar, siyasi ve ekonomik yapı- lanmalar içinde bulmuştur. Türkıye'nm son on yıl içindeki gelişimi bUinmektedir. Daha az bilinen ise, 1985'te Sayın Gortaçov'un baş- latüğı demokratikleşme ve yeniden yapılan- ma sürecidir. "Glasnost" ve "perestroyka" sozcükleri Ue dünyaya mal olan bu reform gi- rişimi, üpkı Ekim Devrimi gibi, Sovyetler Bir- liği'nin iç yapısında ve uluslararası Uişkiler- de yepyeni dinamikleri harekete geçirmiş, dünyamızı kısa bir zaman düimi içinde tanın- mayacak ölçüde değiştirmiştir. Almanya'nın birleşmesi ve Doğu Avrupa'nm siyasi ve ide- olojik mimarisinin değişmesi, soğuk savaş dönemine son verirken silahsızlanma ve gü- venlik alanlanndaki Doğu-Batı işbirliği da- ha banşçı bir dünya umudu yaratmıştır. An- cak bu süreç henüz tamamlanmamıştır. "Glasnost" ve "perestroyka" kendi evinde zor dunımdadır. Demokratikleşme süreci, toplumdaki uzlaşma arayışlannı arttıracağı yerde, "dar" milliyetçüik akımlarımn, etnik çatışmaların, yılların birikimi olan hoşnut- suzluklann birdenbire yüzeye çıkmasına ola- nak vermiştir. Yeniden ekonomik yapılanma ise "nıükeınıneli" aramanın, sancısız doğum yapma özleminin gel-gitleri içinde beürsiz bir seyir izlemiştir. Eski ekonomik yapılar sökü- lürken yenileri henüz kurulamamıştır. Bu ge- lişmeler şaşırtıcı değUdir. Yüzü aşkm milliyet- ten oluşan, yeryüzünün altıda birini kapsa- yan uçsuz bucaksız bir ülkenin, tüm gelenek- lerine ve alışkanhklarına karşın, Batılı ülke- lerin yüzyıllar süren demokratikleşme süre- cini bir çırpıda yakalaması aşın bir beklenti olur. 70 yüı aşkm merkezi planlama alışkan- lığmdan ve yaygın bürokratik yapılardan ser- best piyasa ekonomisine geçiş, elbette kolay ve sancısız olmayacaktır. Batıhlar için anla- şılması güç gelebUecek bu olgulann, biz Türkler için referans kolaylığı vardır. Dogalgaz anlaşması 8O'li yıllann oluşumlan, Türkiye Ue Sov- yetler Birligi arasında önceükle "gtiven" bu- nalımının aşılmasına yol açmıştır. Nitekim Sayın Özal'm başbakanhğı döneminde ahnan ve stratejik bir tercihi içeren Sovyetler Birli- ği'nden doğalgaz ithali kararı böyle bir gü- venin ifadesldir. Doğalgaz anlaşması, Türk-Sovyet ilişkile- rinin yapısal değişimini sağlayan, yeni dina- mikleri ortaya çıkaran ve Türkiye'yi Sovyet- ler Birliği'ne tanıtan önemli bir araç olmuş- tur. Bir yandan bu anlaşmanm sağladığı ola- naklar, diğer yandan son iki yıldır Türkiye^ nin Sovyetler Birliği'ne sağladığı yaklaşık 1 milyar dolarlık kredi, ticari ve ekonomik iliş- kilerimize yepyeni boyutlar getirmiştir. 1985 yıhnda 410 milyon dolar civannda olan Tür- kiye'nin sadece belirli tanm ürünlerini tamyan Sovyet tüketicisi, şimdi 300'ü aşkın ve çoğu sanayı ürünü olan Türk mallanna alışmıştır. Son üç yıldır Türk müteahhitlik sektöni, Sov- yetler Birliği'nde toplam bedeli 600 milyon dolan bulan 17 proje üstlenmiş ve bunlardan 4'ünü zamanından önce bitirerek teslim et- miştir. Türk inşaat firmalan, mühendisleri ve işçüeri başanlan Ue hakh bir üne ulaşmışlar ve milyonlarca dolar sarf edilse bUe yapıla- mayacak bir tamtmayı gerçekleştirmişlerdir. Ekonomik yapdan, üretim biçimleri ve tü- ketici gereksinmeleri açısından birbirlerini bu ölçüde tamamlayıcı niteliklere sahip iki ül- ke, üstelik komşu bulmak zordur. Ancak bu potansiyelin daha yoğun biçimde harekete ge- çirilmesi, Sovyet ekonomisinin bugün içinde bulunduğu durum ve döviz darboğazı nede- niyle özel bir beceri ve yaratıalık gerektir- mektedir. Sayın özaPın Moskova'daki ve zi- yaret edecekleri cumhuriyetlerdeki başhca misyonlanndan biri sanınm 2000 yıllannın altyapısını oluşturmak olacaktır. Siyasi planda Siyasi planda ise Moskova Ue ilişkUerimiz sorunlardan anndınlmış bir gundeme sahip- tir. Yıllardır çözüm bekleyen irili ufakh pek çok konu, son birkaç yıl içinde karşüıklı an- layış içinde sessiz ve gösterişsiz bir biçimde sonuca bağlanmıştır. Bu nedenle Saym özal- ın siyasi gündeminin, geçmişten çok gelece- ğe yönelik bir içerik taşıması doğal olacak- tır. Sovyetler Birliği'nin yeni birlik yapısımn yeniden oluşturulması sürecinde, ortaya da- ha ağırlıkh bir şekilde çıkan cumhuriyetler Ue ilişkiler konusunun siyasal gündemin önemli bir maddesi olarak belirmesi olasıdn-. Bu alanda Türkiye'nin sergilemiş olduğu ya- pıcı ve Sovyetler Birliği'nis içişlerine kanş- mamaya özen gösteren tutum Moskova ta- rafından bUinmektedir. Hemen yam başımız- daki ve özellikle Kafkasya'daki etnik nitelikli çatışmaların durması, sığ milliyetçilik akun- larırun yerlerini uzlaşma ve işbirliğine bırak- ması, siyasi haritaları değiştirme ütopyalan yerine, kaynaklann ve enerjinin bireysel ve toplumsal geh'şmeye ayrüması, Türkiye^nin ve Sovyetler Birliği'nin ortak çıkarlandır. Bu ve- rimsiz çatışmalan körükleyen ekonomik güç- lüklerin aşdmasında Türkiye ve Sovyetler Bir- liği'nin, Ugilı cumhuriyetlerin de katılımı Ue üretebUecekleri yeni projeler olabUir. Nite- kim, Sayın özal'ın bir süre önce ortaya at- mış olduklan ve hem merkezin, hem de cum- huriyetlerin büyük ilgisini çeken Karadeniz refah bölgesi projesi bu alanda somut bir ör- nektir. Mallann, hizmetlerin, sermayenin ve işgücünün giderek serbestçe dolaşımını ön- gören bu proje, uluslararası ekonomik hare- ketlerden uzak kalmış ve ekolojik dengesi bo- zuhnuş Karadeniz havzasını yeniden canlan- dırmayı amaçlarken, aynı anda Türkiye'nin ve Sovyetler Birliği'nin Avrupa'nm yeni mi- marisine etkin bir biçimde katılmalannı da kolaylaştıracaktır. Ortadoğu'nun yeni mimarisi Bolgesel ve uluslararası konular bakmıın- dan ise savaş sonrası Körfez bölgesinin ve da- ha geniş açıdan Ortadoğu'nun yeni mimari- si, iki Üderin herhalde başhca ilgi alanım oluşturacaktır. Kriz boyımca ve sıcak savaş sırasında dünya kamuoyu Sayın özal ve Sa- yın Gorbaçov'un tutumlarını Ugi ile izlemiş- tir. Türkiye ve Sovyetler Birliği'nin sınırlan- nın hemen biüşiğindeki yeni oluşumlara Ugi duymaları doğal olduğu gibi, bu alanda ya- pabilecekleri işbirliği, banş ve istikrann sağ- lanmasında önemli bir katkı sağlayabüecek- tir. Bu tarih kesitinde Saym özal Ue Saym Gorbaçov'un buluşması iki ülke ilişkUerin- de Uk gençlik yıllarmın sıcakhğına dönüş için bir fırsat olarak görünmektedir. Bu fırsatın değerlendirümesi iki ülkenin çıkarlanmn öte- sinde bolgesel ve uluslararası yankılan ola- cak bir gelişme sayılacaktır. KARADENIZ EKONOMIK İSBÎRLIĞI BÖLGESI Ehşa açılmada yeniboyutCumhurbaşkanı özal'ın ortaya attığı Karadeniz Ekonomk işbirliği Bölgesi Projesi, AT modelini esas alıyor. Bu proje, Türkiye'nin değişen dünyada entegrasyon çabalarını çeşitiendirmesiniamaçhyor. İnsanoğlu aya ilk kez hangiyıl ayak bastı hatırlıyor musunuz? ANKARA (Cnmhnriyet Büroso) — tlk olarak Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın or- taya attığı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi (KEİB) projesinin önümüzdeki ay- larda ivme kazanması bekleniyor. Karade- niz'e kıyısı bulunan SSCB, Romanya, Bul- garistan ve Türkiye'nin ekonomik ilişkUe- rini canlandırma amacı taşıyan projeye üiş- kin teknik düzeydeki ikinci toplantı 12-13 mart günlerinde Bükreş'te yapUacak. Cum- hurbaşkam Özal'm 11 martta başlayacak Moskova ziyaretinde de ele alınacak olan projeye, Avrupa Topluluğu (AT) model oluşturuyor. Moskova'da özal Ue Sovyet li- deri Gorbaçov'un projeye destek vermek uzere bir ortak deklarasyon yayınlamalan ve dört ülkenin devlet ve hükümet başkan- larını haziran ayında bir zirve toplantısına çağınnalan yönündeki Türk önerisi de ge- çerlüiğini koruyor. Cumhurbaşkam Ozal'ın Uk başta "Türki- ye'nin AT dışında da alternatifleri olduğu" görüşunü savunarak ortaya attığı KEÎB pro- jesi, Doğu-Batı ilişkUerindeki yumuşama- mn sağladığı konjonktürden de yararlanma- yı amaçlıyor. Doğu Avrupa ülkelerinin ser- best piyasa ekonomilerine yönelmeye baş- ladıklan bir dönemde, Türkiye'nin hem komşu ülkelerle hem de Balkanlar uzerin- den Doğu Avrupa ile ekonomik Uişkilerini ciddi biçimde geliştirmesi de projenin he- defleri arasında yer ahyor. Sovyetler Birliği'nin Karadeniz'e kıyısı olan cumhuriyetleri Ue Romanya, Bulgaris- tan ve Türkiye'nin ortak bir serbest ticaret alanı oluşturmasım öngören proje, ileri aşa- malarda sermaye, mal, hizmet ve işgücü do- laşımımn serbestleştirilmesini amaçlıyor. Türkiye'nin "serbest piyasa ekonomisi" de- neyimini diğer üç ulke>r e aktarması, söz ko- nusu dört ülkenin özellikle bankacüık ve ya- tınm planlaması alanlarında bUgi ve vergi alışverişi j'apmalan gibi hedefleri de olan proje, Karadeniz'in turizm, balıkçüık, ulaş- tınna gibi sektörlere yöneh'k potansiyelinin ortak programlar çerçevesinde değerlendi- rihnesini de içeriyor. Ekonomik hedefleri ön planda tutulma- sına karşın KEİB projesinin yaşama geçi- rilmesi durumunda bölgedeki siyasi işbir- liğinin de güçleneceği tahmin ediliyor. SSCB'nin başından beri "çok olumlu" bak- tığı projeye, Bükreş ve Sofya'nm da gide- rek daha "sıcak" yaklaştığı kaydediliyor. Son görüşmelerde Bulgaristan temsilcUeri- nin bazı kaygılar ifade ettikleri ve Yunanis- tan'm da projeye dahil edilmesini istedik- leri öğrenUdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear