18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 4 MART 1991 Tarafoızlık-TRT ve Sayın Özal Anayasaya açıkça aykırı, taraflı tutumların demokraside ne onulmaz yaralar açtığı, toplumdaki çoğunluğun nasıl bir tedirginliğe ve umutsuzluğa itildiği daha uzun süre görmezlikten gelinemez. KÂZIM YENİCE Hukukçu Sayın Özal o gün de art arda TRT haberle- rinde görüntüleniyordu. Konuşmalanndan bi- risi dakikalarca kendi sesinden verildi. Buna- hmh bir dönemden geçtiğimize göre böyle bir konuşma, önemli uluslararası ya da ciddi bir ülke sorunu nedeniyle olmalıydı... Cumhur- başkanı, anayasaya göre "devletin başı"ydı; "Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil" ediyordu (madde-104). Dav- ranışları da kuşkusuz buna göre olacaktı... Dinleyici ve izleyiciler yargılannda yanılmış- lardı. Görülüyordu ki Sayın Cumhurbaşkaru, Anavatan Partisi'nden, partinin bir ildeki ör- güt seçiminden, bu seçimde aday olan eşinden, seçimle ilgilenen, kendi nitelemesine gore iç- lerinde bir "Brütus"ün de bulunduğu birkaç bakandan söz ediyordu. Tarafsız cumhurbaşkanı Anayasanın 103. maddesinde yazılı olduğu gibi, "...Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şere- fini korumak, yüceltmek ve üzerine aldığı gö- revi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gü- cüyle çalışacağma büyük Türk milleti ve ta- rih huzurunda namusu ve şerefi üzerine" ant içmiş Sayın Cumhurbaşkanı milyonlara ses- lendiği bu konuşmada, bakın neler diyordu: Bir ay kadar önce eşine, İstanbul ANAP 11 Başkanlığı'na aday olması için öneri gelmiş- ti. Beraber oturup konuyu tartışmış, sonra ço- cuklannın da görüşlerini almışlardı. Ne var ki uç bakan, Keçeciler, Aksu ve Doğan kendisin- den eşi Semra özal'ın bu adayhktan vazgeç- mesini istemişlerdi. Onlara böyle düşünmedi- ğini, bu meseleyi kanştırmamalarını hatırlat- mıştı. Ama onlar buna uymamışlardı. Ayrı- ca, Semra Hanım, Anavatan Partisi'nin ku- ruluşundan bu yana Sayın Turgut Özal'a en büyük desteği veren kimseydi. Sosyal yaşam- da olağanüstü aktif rolü olmuştu. Sayın Özal konuşmasına şunu da ekliyor- du: Kendisinin farklı bir "tarafsızlık" anlayı- şı vardı. Tarafsızhğı, kurduğu, yönettiği par- tinin fikirlerini artık taşımadığı anlamına gel- mezdi. Eşini öven, karşıtları ağır biçimde eleştiren konuşması böylece sürüp gidiyordu. TRT'nin yayın esasları TRT, devlet eliyle kurulmuş "tarafsız bir ka- mu tüzelkişiliği"dir (Anayasa madde-133). Ha- berlerin toplanması, seçilmesi ve yayımlanma- sında tarafsız hareket edilmesi, doğruluk ku- rallanna uyulması, kişilerin özel yaşamlarına girilmemesi, kamuoyunun sağhklı ve serbest- çe oluşabilmesini sağlayıcı bir hizmet verilme- si, TRT'nin yayın esaslan arasındadır (2954 sa- yılı TRT yasası madde 5/j,k,m). Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendi sesiyle ya- yımlanan uzun ve ayrıntıh konuşmasının Cumhurbaşkanhğı işleviyle, ulke çıkarlarıyla tarafsız ve doğru haber anlayışı ve>r a kamuo- yunun belli bir konuda sağhklı ve serbestçe oluşturulması ile yakından uzaktan bir ilgisi olmadığı ise kuşku götürmemektedir. Yayın esaslan belli, tarafsız TRT'den beklenen her- halde bu tur yayınlara yer vermek degildi. Cumhurbaşkanı ve parti __ Anayasanın 101. maddesi, seçildiği anda cumhurbaşkanının partisi ile ilişiğini kesmek- tedir. O artık cumhuriyetin ve Türk ulusunun birliğinin simgesidir. Eşi aday da olsa, devlet başkanının eski partisi içindeki bir seçim on- cesinde, bir kesim üzerinde açık bir baskı kur- ması, TRT'nin de araç olarak kullanılması bir hukuk devletinde anlaşıhr şey değildir. Anlaşılamayan bir başka şey de anayasanın emrettiği tarafsızlık ve kuruluş yasasının gös- terdiği yayın esaslarının bu kadar açık biçim- de ihlaline TRT görevli ve sorumlularının göz yummalandır. Hukuk ve insan Toplumları ayakta tutan, bireyleri kaynaş- tıran görunmez bağlar vardır. Hukuk ve hu- kuka saygı bunlar arasındadır. Bir hukuk dü- zeni bulunduğunun inancını koruma toplum- lann başlıca guvencesidir. Bu inancı yitirme, huzursuzluk ve çözülme ile eş anlamlıdır. Türkiye bugiin sadece sosyal ve ekonomik alanlarda değil, hukukta da ağır bir bunalım geçirmektedir. Anayasamn ve yazılı hukukun en açık ve emredici kurallannı, buna en baş- ta uyması ve vatandaşlara örnek olması gere- kenler, işlerine gelmezse, uygulamada yok say- maktadırlar. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarını bir yana iterek aynı içerikte yeni yasalar çıkarma, ülkemizde siyasi marifet sa- yılmıştır. Geçmişte yaşananlardan bir türlü ders alınmamışUr. Çünkü Şeyh Sâdi'nin de- diği gibi "İçi boş, sesi yüce davulun gümbür- tulü sesi, kopuzun sesini" hep bastırmıştır. Toplumlar, umutlarını hiç yitirmezler. Bu- gün umut, en kısa zamanda yapılacak adil bir genel seçimde ve onun getireceği, uygar ve çağ- daş bir toplumun gereksinmelerine yanıt ve- ren yeni bir anayasada yatmaktadır. Sonuç Önemli olduğuna inandığım bir şeyi daha burada soylemeli} im: Türkiye'de parlamenter sistem korunacak mıdır? Korunacaksa, cumhurbaşkanının ta- rafsızlığıru sağlamanın, hukuk devleti olmanın ve hukuka saygının "olmazsa olmaz" koşulu olduğu unutulmamahdır. Kanımızca yeni ana- yasaya konacak bir kural bu düğümü çözecek- tir. Cumhurbaşkanının tarafsız hareket etme- diğinin açıkça görülmesi halinde, idare huku- kundaki paralellik kuralı işlemelidir. Cumhur- başkanını seçen Türkiye Büyük Millet Mecli- si'ne konu, anayasada belirtilecek belli sayı- da milletvekilinin önerisiyle getirilmeli, taraflı davranıldığı kanısına varması halinde, yine anayasada belirtilmiş bir oy çoğunluğu ile cumhurbaşkanhğı makamının boşalmış oldu- ğuna Türkiye Büyuk Millet Meclisi karar ve- rebilmelidir. Anayasaya açıkça aykın, taraflı tutumların demokraside ne onulmaz yaralar açtığı, top- lumdaki çoğunluğun nasıl bir tedirginliğe ve umutsuzluğa itildiği daha uzun süre görmez- likten gelinemez. EVET/HAyiR OKTfff AKBAL Savaş Bitti mi?Savaş bitti. Dört gündür silahlar susuyor Dev uçaklar kent- leri bombalamıyor. Çağdaş uygarlığın yarattığı teknoloji da- ha çok, daha çok insan öldürmek için kullanılmıyor. Yüzü asık değil artık Bay Bush'un! Tersine açık bir sevinç var TV ekra- nına her çıkışında! Zafer kazanmış bir lider görünümünde! Gelecek başkanlık seçimini artık cepte biliyor. Irak yenilmiş, Saddam teslim olmuş, Ortadoğu'da barış ve huzuru bundan sonra Bush kuracak. Kuveyt'e ve Suudi Arabistan'a üsleriy- le yerleşecek, petrole sahip olacak, Amerikan barışını dün- yaya benimsettirecek... Savaş bitti! Ama gerçekten bitti mi? Hem bir savaş yaşandı mı, yanı bir savaş gerçekten oldu mu? Gördüğümüz bir dev gücün Irak'a çullanmasıdır. Savaş iki karşıt güç arasında ge- çer. Körfez'de böyle bir şey görmedik. Irak uçakları hiç orta- ya çıkmadı. Kara ordusu, yeraltında saklandı. Ufak tefek ça- tışmalar dışında kara güçlerinin alabildiğine savaştığını gö- remedik. En çok uçaklar, bombalamalar, füzeler, Patrıyot'lar, Scud'lar konuştu. Savaş gerçekten başlarken her şey sona erdi. Irak beyaz bayrağı çekti. On binlerce Iraklı kolayca tes- lim oldu. Ama savaş bitmedi. Savaş yeni başlıyor. Savaş güçlü ku- zeyle güçsüz güney arasındadır artık! Sanayileşmiş ülkele- rin sanayileşmemiş ülkeleri sömürmesinin yaratacağı büyük tepkiden doğacaktır. Karşılıklı ordulann çarpışması biçimin- de değil. Füzelerin yağdırılması olarak değil. Daha başka bi- çimde... Yeraltında akan nehirler gibi derinden derinden iş- leyerek, bir düşmanlığı gün gün büyüterek... **•' ' * Oaha belli değil savaş ölülerinin, sakattann, yaralıların sâ- yısı. On binlerce, yüz binlerce mi? Baksanıza açıklamalara, ABD'ye göre Irak'ta yüz binlerce kişi öldü. Ama kendilerin- den ölenler yüzü zor buluyor! Irak yirmi bin kişinin öldüğünü kabul ediyor. Bir yanda on binlerce ölü, öte yanda sayısı yü- zü zor aşan bir kayıp... Buna savaş denir mi? Güçlünün güç- süzü teknolojinın en üstün sılahlarıyla ezmesi desek daha doğru olmaz mı? Irak askeri de çarpışmadı. Daha doğrusu çarpışma fırsa- tını bulamadı. Iraklılar düşman askerlerıni bile göremediler. Tanklar, toplar, füzeler, savaş gemileri! Nerede eski zamanın savaşları? Göğüs göğüse bir tek çatışma bile olmadı. Tü- fek icat oldu mertlik bozuldu' dememiş miydi Köroğlu? Üs- tün, çok üstün bir teknolojiydı savaşan. Zavallı Irak köylüleri ne yapabilirdi böyle bir güce karşı? Acıklı, tüyler ürpertici sahneler izledik. Irak askerleri tes- lim olduktan sonra 'Yaşasın Georges Bush' diye bağırıyor- lar. Amerikan askerinin postalına sarılıyorlar. Yığın yığın tes- lim oluyorlar. Kim kınayabilir onları? Savaşmak istemiyorlar- sa suç kimde? Kim savaşı istedi? Irak köylüleri mi? Yoksa Bağdat'ta ülkenin yazgısını elinde tutan bir avuç kişi mi? Şimdi barış kurulacakmış! Nasıl bir banş, kimin barışı, kim için barış? Bay Özal üzülüyor, 'Ah biz de asker göndersey- dik şimdi tazmınat alırdık". Hep küçük hesap, hep fırsatçı he- sap! Şimdi şişinenler de var. Başta Özal Bey ve yağdanlık- lar! Dedikleri çıkmış, ama fırsatı kaçırmışız! Neydi dedikleri 'Efendim Irak bir günde bpyun eğer' Oknadı iki aya yakın sür- dü Irak'ın direnişi. Bay Özal önceleri, 'Irak'ın gücü yoktur' diyordu. Sonra 'Bize yüklenseymiş ezer geçermiş' dedi. Özal'ın hiçbir dediği çıkmamıştır. Bir dediği öteki dediğini tut- mamıştır. Dış politika alanında ANAP iktidarının tuturnu tam bir fiyaskodur. Şimdi istedikleri kadar ABD gücünün kazan- dığı zafere ortak olmaya kalksınlar, istedikleri kadar ABD'nin 'zaferi'yle övünsünler, kimseyı aldatamazlar. Ne derlerse desinler, Türkiye bu çirkin savaş kargaşasın- dan yara alarak çıkmıştır. Topraklarımızdaki üsleri ABD uçak- larına verdiğimiz, bu üslerden havalanan uçaklarla Irak hal- kına ölüm yağdırttığımız için... Saddam gider, başkaları da gider, ama Irak halkı Türkiye'nin bu davranışını unutmaz. Ku- şaklarca sürer bu duygu... Ayrıca dünya karşısında ABD'ye körükörüne bağlı bir ülke olduğumuz da ortaya çıktı. Şimdi barış konferansında yerı- miz olacak diye avutuyoruz kendimizi. Göreceğiz, Ortado- ğu'da kurulması düşünülen düzende görüşlerimıze ne ka- dar yer verilecek, bu üstün 'zafer'den bize hangi ölçude pay ayrılacak? Savaş bitti mi? Hiç sanmıyorum. Kuzey ülkeleri ile güney ülkelerinin savaşı, ezenle ezilenlerin savaşı, zenginle yoksu- lun savaşı, sömürenle sömürülenlerin savaşı hiç biter mi? Savaş, daha yeni başlıyor. Kıvıya vurdukça denizin dalgalan Yoğunlaşan duvgulanm denizin sularına akar durur Atarak yureğimi kaynar kazanına anıların Deniz ağlar ben ağlarım KMKKLI OĞRKT!HE\ GALJP BENLİ'yi Ölümunün 4. Yıldonunıunde her gun artan ozlemıyle anıyoruz. EŞİ: Sl'OİIE BEM.I ÇOCHKLARI: OLGl N !?fc\A\ - BJR(.l I. - »E(,.kl'\ BESL1 BABAESKI SULH HLKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1990/591 Davacılar Zerrin Çakır ve Zeynep Kumdere \ekılı Av. Mufit Ak- gun tarafından davalı Ahmet Sevrek \e arkadaşları alevhine açılan ortakhğın gidenlmesi davasında davalı Ahmet Scyrek adına çıkarı- lan tebligat bile tebliğ lade edılmış olup /abıtaca vapılan araştırma- larda adres tespıt edılememıştır. Ahmet Se>rek'ın 1 4.1991 gunıı saat 9.00'da bulunması, bulunmadığı lakdırde Jur jşmanın gıyabında ne- ticelendirilecegı işbu ilanın teblıgal yerine geçecegi ve ilan tarihin- den 15 gun sonra tebliğ yapılmı> savılacağı ılanen tebliğ olunur. Galeri • Alölye 14« 97 38 • 132 64 26 TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKH Caferağa Medresesi'nde el sanatlan kurslarının kayıtlarına başlanmı?tır. Tezhıp-Mınyatur-Hat-Resım-Osmanlıca Kumaş Desenleme-Porselen Süsleme-Seramık Vitray-Hah-Kilim-Deri /jieme 513 18 43 • 527 31 44 TEM SANAT GALERJSİ HÖSEYIN ERTUPK Resim Sergisi 19$«bat-16Mart1991 MOrOrioı ErTtt Sok U 5 riOBİ sanat «alerisi METİN GÖNÜL Rpsım Sergıs 16 Subaî - 8 Mart Vaiıkonağı Cad Pasaj 85 Nısantası 146 72 81 M u r a t M e Resim Sergisi 4-25ManWl U00-18M i Pazargımlen Jısında' t e A ğ y a r * Yonca Modem Sanat Galerisi Te.. U0:- J SJ MURAT AĞÇİÇEK es m Sergıs 5-26 Marl Macka Spor Cad No 1303 Besıktas Te' 160 44 26 lanok9 IMUT %UltkSİ » DİLEK AYDEMİR Gravur-Resım Sergisi 6-23 Mart Nispetiye Cad 44 2 Elılet 165 19 35-165 32 91 CAĞDAS TURK RESSAMLARI DEVAMU SERGİSİ ARKEONS\N\F (.MFKtSİ FİKRET MUALLA Resim Sergisi 14Şubat-23Mart Iskele Cad. Salhane Sok. No: 19 Ortaköy Tel 159 92 57 7K"\ ie^ent sanat \/galerısı NEVİN ÇOKAY Resim Sergisi 15 Şubat-12 Mart 1. Levenl SiıHin Sok A-14 Tel 170 03 62 ESİN UMAY Resim Sergisi 4-29 Mart Yapı Kredi Beyoğlu Sanat fialerisi s'ıklal Cad BeyogİL 145 80 80 VAKRO SANAT Vakko Beyoğlu HAYATI MISMAN Ozgûnbaskı Sergisi 5 Mart-30 Mart 1991 UU. SUNAR Vakko Ankara ZİYATİN NURİEV Heykel Sergisi 5Mart-30Manl991 Vakko İzmir MERİÇ HIZAL He\kel Sergisi 5 Mart-30 Mart 1991 5 ^Manl-Ml 1100 lik f&zrgunlen dışmJa' lsQ.--al Caddesı. Î4I B«\?ğlulstanbui Tel 15: e Resim Sergisi AGOPARAD £3 b A R A \ T \ T G \.L E R i S lf Guçlü ımzalar 'da buluştu 27 Şubat-25 Mart Hnrtıor Bli'Vlzırı Kınk TuKmbl Sk «r 13 ?? . SJ4-9SS? F.ı 53147 4i -t- AEDPA i^ımîeks'ılbank Sanat Galensı HÜSEYİN BABAN Soyut Resim SergiM 20 Subal - 11 Marl 91 II. SalonHusre» Gerede Cad 12S Tes»ık(ye Meydan 136 12 79 AEDPA A^Tekstilbank Sanat Galerisi FİKRET KOLVERDİ'ye Savqı Sergısı 20 Sııbat • 11 Mar;91 Husrn Gereae Cad 126 TetvıUye Meydanı 136 12 79 RhSlM u> i m KKL M l /Kl.t Kİ 1)1 RM ('.İ I5 < ^47 3 1 > Danimarkalı Sanatçı JoergenHaugen Soerensenln Heykel Sergısı 5 Mart - 21 Mart 1991 \er: 1. Hareket Koşkü - İstanbul HrSİM »e I1E\KKL MÜZKLERİ DFRNEĞİ 159 47 j» Danimarkalı Sanatçı Joergen Haugen Soerensenln work shop - atolye çalısmaları 1 6-7-8 Mart 1991 MSL . He\kel BoHimu Fındıklı-İST. I Katılım ücretsizdir. Ek bilgi için: 159 47 39 TEM SANAT GALERJSİ ÇELEBİ'DEN GÜRBÜZE SANATIN HİZMETİNDE BE$ YIL 29 0CAK-9MART I9 9I ALİAVNI CELEBİ ZEKİ FAİK İZER, HAKKI ANU, SABRİ 8EKKEL, ABİDİN 0INO CİHAT IURAK, FAHİR AKSOY, ŞÛKRİYt DIKMEN, ADNAN VARINCA, NEJAD MELİH DEVRİM, NEŞET GÜNAl, ADNAN ÇOKER ÖZDEMIR ALUN, ÖMER ULUC, EROl AKYAVAŞ, ÖMER KAIEŞI YÛK5EL ARSLAN, METİN TALAYHAN HYYİT BOZOOĞAN KOMET GÛRKAN COSKUNl, AUETTIN AKSOY, MU5TAFA AJA, FIGEN AYDINTA5BAS, ZAHIT BÛYÜKIŞLİYEN, AYTAC KATI, HÜSEYİN ERTUNC, FEVZİ KARAKOÇ SALIH COSKUN, ŞENOt YOROZLU, FUAT ACAROĞIU, ODET SABAN, YÜKSEl ÛZEN, MİTHAT JEN SELMA GÜRBÛZ Atotürk Kültür Merkezi Imkum İstaabvl Tel 151 S« 00 MAÇKA MEZAT BİRKÖKLER VAKFININ Mücevher, gümüş ve eşyaları için yapacağı 31 MART 1991 ANTİKA MÜZAYEDE'sine mahdut sayıda antika eserier kabul edecektir. laolo Gurıuş Hal' Prr selen Çını El vazması Kıtao KUT an Hof Gfavur TomDak Bev'oz ^opr>ar>e Sedef Edıme rnooıivalo' ve çesı"1 s^nat eseienmzın ucre'sız ekjoertızır yaoıvor ^e mu2 3yedele'iTiızc)e DEĞERLENDİRİYORUZ ftlnchn îttcmt BRONZ SOK 1 TESVİKIYE 14C 47 15 141 18 69 FAX 147 69 07 Gaienmız 10 00 18 00 saatlerı arası açıktır ANMA Çok değerli \arlığımız AIİSALİH SOYDAN'ı aramızdan ayrılışının 1. yılında artan özlemimizle anıyoruz. Ht LYA-ONl R-OĞIZ SOYDAN İLAN İZMİR 4. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ 1990 119 Da\aeı Yaşar Dolay tarafından davalılar Mustafa Berkil, Mehmet Keser alevhine açılan tazminat davasında; DAVALILAR MUSTAFA BERKlL'in MEHMET KESER'in Tanm Sokak No: 12 Ortaca adresine yapılan tebligatlar bila tebliğ iade edilmiş ve yaptırılan zabıta araştırmasına rağmen tebligata elverişlı adresleri tespıt edümemiş olmakla da\a dilekçesinin ilanen teblığıne karar ve- rilmiş olup yukanda adı ve adresı yazılı davalımn duruşma günu 20.3.1991 gunu saat; 9.40'ta mahkememizde hazır bulunmaları vev'a kendilerini bir vekille temsil ettirmelerı, aksı halde duruşmalara gı- yabında de\am edılıp vokluklarında karar \erileceğı hususları dava dilekçesi tebliği yerine geçmek uzere ilan olunur. 13.2.1991 İLAN AKŞEHİR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1990, 205 Davacı Hasan Şahin \ekılı Av. Mevlut Erluğrul tarafından davalı Pakizer Şahın aleyhine açılan terk nedeni ile boşanma davasında: Adresinize tebliğ olunan davetıyemn tebliğ edilemediği ve açık ad- resinizin tespıtı yapılamadığından ilanen tebliga! \apılmasına karar verilmiştir. Ağrı ili Taşlıçay ilçesı Taşlıçay köyunde oturduğu bildırilen Mecıt kızı 1942 D.lu Pakizer Şahın'e mahkememizce yapılacak 6.3.1991 gu- nu saat 9.00'da yapılacak duruşmada hazır bulunması. aksı halde HUMK'mn 509 ve 510. maddeleri gereğınce yokluğunda duruşma ya- pılıp karar verıleceği ve işbu ilanın dava dilekçesi tebliği yerine geçe- ceği tebliğ olunur. Basın45894 EDREMİT SULH CEZA HÂKİMLİĞİNDEN Esas No: 1989/672 Karar No: 1990/777 Mutecaviz sarhoşluk suçundan mahkememizde yargılanan aslen Balıkesır Edremit-Camıvasat Mahallesı nufusuna kayıtlı Şeref Re- cep oğlu Nursel'den doğma 1959 D.lu Aykut Yantıra hakkında mah- kememızin 26.12.1990 tarıh ve 1989:672 esas ve 1990/77? karar sayılı ilamı ile TCK'nın 572- 1, 647 S.Y. 4. mad. uyarınca 180.000^ TL. hafif para cezası ile TCK 482/3. 647 S.Y. 4, TCK. 75, 40, 72. mad. uyarınca 300.000 TL ağır para Lezalarının tahsiline daır hukum adı geçenin gıyabında verilmiş, sanık tum aramalara rağmen adresi tes- pıt edilip hükum kendısıne tebliğ olunamadığından 7201 sayılı Teb- ligat Kanunu'nun 28, 29 \e muıeakıp mad. gereğince hükum ozetinin adı geçene ilanen teblığıne, hukmun neşır tarihinden 15 gun sonra tebhğ edilmiş sayılacağına, teblığden ıtıbaren vasal muddetı içerisın- de temyız edümedığı takdirde hukmun kesinleşeceğı ilanen tebliğ olu- nur. ' Basın: 20773 OKURLARA. OKAYGÖNENSİN Toplumsal Sorumluluk... O kurlar ya da genel olarak kamuoyu basını denetlemekle yükümlüdür Kamuoyu, bu yükümlüluğünü yerine getiremediğl ölçude siyasal ya da ekonomik güç odakları devreye girer, mahkemeler, savcılar, polisler girer. Her büyük olayın genel olarak yazılı ve görsel basının prestijinden biraz daha eksilttiği bir dönemde yaşıyoruz. Batı'da basın ve TV'deki tekel girişimleri, büyük basın patronlarının kendi çıkarları yönünde yayın organlarıyla oynamaları kaygılanna Romanya olaylarının aktanlması ve Körfez savaşındaki habersizlik de eklenince, halkın medyalara güvensizlik katsayısı bıraz daha yükseldi. Oysa halk, demokrasinin korunması ve gelişmesi için basın ozgürlüğüne sahip çıkmak zorunda, bunun yolu da medyaların kendilerini bu kamuoyu denetimine çeşitlı yollarlarla açmaiarı olarak görülüyor. Halk, okur olarak neyi denetleyecek? Fransız Basın Enstitüsü öğretım üyelennden Claude-Jean Bertrand bu sorunun yanıtını kısaca veriyor: Kamuoyu, medyaların toplumsal sorumluluğunu denetleyecek, gazetecilere çeşitli yollarla baskı yaparak toplumsal ışlevlerinın bilıncini korumalarını sağlayacaktır. (Mediapouvoirs, no 21, ocak- mart 1991) Medyaların toplumsal sorumluluklarının bilincınde olmasının anlamı, çoğunluğun ıstek ve ihtiyaçlarına yanıt vermek olarak özetleniyor; bunun tersi de sahiplerinin çıkarlanna ya da ülke yöneticilerinin çıkarlarına hizmet vermek oluyor. Gazetecinin toplumsal işlevinin bilincinde olması. meslek ahlakının ilkelerini benimsemiş olmasıyla dolayısıyla iyi bir eğitimden geçmış olmasıyla bağlantılı. Gazetecinin mesleğe başlamadan önce alabileceğı şeyler çok belli: Güçlü bir genel kültür, dünyaya açıklık. öğrenme duygusunun güçlülüğü, uzmanlaşma eğilimi ve meslek ahlakının temel ilkelerinin kavranması... Gazetecinin niteliği işin bir yanı, diğer yanı ıse halkın denetimini hangi araçlarla gerçekleştirebileceği. Kuşkusuz birinci ve temel yol o gazeteyi almamak ya da belli bir TV kanalını izlememek; ama bu genel bir cezalandırma, o gazete ya da TV'nın yayınlarının nitelığıni doğrudan etkileyici ve geliştirmesine katkıda bulunucu bir yol değil. Okur karşısında gazeteye güveni sağlayan belki de en klasik yol, gazetenin kendi kendini düzeltmesi. Basının kendi yanlışlannı örttüğü izlenimi yaygındır, buna karşılık kendi yanlışını yorumsuz düzeltmek o gazetenin okurlarını bu düzeltme olayına katılmaya da teşvik edecek, prestijini arttıracaktır. ABD'de Kentucky'de yayımlanan Louisville Courier Journal, 1967 yılında 'ombudsman' uygulamasını basında ilk kez başlattı ve yıllar içinde bu yöntem çok yaygtnlaştı. Ombudsman, aslında gazetenin bir görevlisi, genellikle deneyimli bir gazeteciye verilen bir sorumluluk ve özelliği, gazete ile okur arasında aracı işlevi görmesi. Ombudsman okurlardan gelen her türlü yakınma ya da eleştiriyi alıyor, araştırıyor ve haklı bulduklannı rapor halinde gazetede yayımlıyor. Kuşkusuz o gazete çalısanlarının pek sevdikleri bir kişi de olmuyor. Japonların gazetelerin kalitesinı denetlemek için buldukları kurumun adı Shinshashitsu, yanı ıçehği degerlendirme kurulu. Bu kurul gazetenin bütün içeriğıni sürekli olarak ızliyor ve gazetecilik ilkelerı açısından gunü gününe değerlendiriyor; dolayısıyla gazetecilerin iş içinde sürekli eğitimi de gerçekleşmiş oluyor. ABD'de lllinois'da bir yerel gazete Journal Star. kendi kendini denetlemek için değişik bir yöntem bulmuş: ••Gazetenin dağıtıldığı 21 bölgenin her birinde her ay bir ev kadını ile görüşülüyor ve bu ev kadını ay boyunca çevredeki insanların gazete hakkındaki görüşlerini topluyor. Ay sonunda gazete merkezinde bir araya gef&n ' 21 ev-kaşfını izlenimieriniyönetime anlatıyor, sonuçte v* ortaya çtkan rapor da gazetede yayımlanıyor. . : Okuyucu jürileri oluşturup belli zaman aralıklanyla' '' tartıştırtfıak da değişik ülkelerde uygulanan bir yöntem, ama genellikle bunlar değişik kesımlerin temsilcisi olarak belirleniyor. Gazeteye ve gazeteciye toplumsal sorumluluğunu sürekli anımsatacak yontemler zamanla daha da gelışecektır. Batı'da bu konu üstüne düşünenlerin, çaba gösterenlerin çıkış noktası. tartışmasız bir ilkedir: Basının topiumsai sorumluluğunun bilincinde olması, basın özgürlüğünün ve demokrasinin gelişmesini sağlayacak en önemli dayanaktır Alman Siemens kuruluşu bu yıl tüm Avrupa çapında stratejik bir kampanya yapmaya ve 17 ülkenin her birinde bir tek gazetede ilan yayımlamaya karar verdi: ingıltere'de Financial Times, irlanda'da The Irish T/mes, Fransa'da Les Echos, Lüksemburg'da Luxemburger Wort, Hollanda'da Handelsblatt, Belçika'da Trends. Finlandiya'da Helsingin Sanomat, İsveç'te Svenska Dagblatt. Norveç'te Aftenposten, Danimarka'da Berlinske Tidende. İsviçre'de Neue Züricher Zeitung, Avusturya'da Die Presse, italya'da II Sola 24 Ora, Yunanıstan'da To Vima, Ispanya'da Cıncos Dias, Portekiz'de Diarıo de Noticias ve Türkiye'de Cumhuriyet bu kampanya için seçildi. Almanya'dakı ajans "Niçin Cumhuriyet seçıldı" sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Gazete seçimi için goz önüne alman kıstaslar; saygınlık, güvenilirlik, ış dünyasınca ızlenmek vb. Cumhuriyefi değişik siyasal görüşlerden herkes okuyabilir. çünkü haberlerinin doğruluğuna en fazla güvenilen gazetedir. Cumhuriyet gazetesı, okurunun kültür b'mkımi açısından en önemli gazetedir. Bu nedenlerle uluslararası duzeyde yapılan bu kampanyanın tek adayı Cumhuriyet gibi prestijli bir gazetedir." ÇAĞDAŞ YAYINLARI İlhan Selçuk ZİVERBEY KÖŞKÜ 5.000 lira (KDV içinde) Odemeh gonderılmez ÇAĞDAŞ YAYINLARI Türk Ocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-ISTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear