18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 MART 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/1'3 SERBESTPİYASADADÖVtZ ABDDolan Alman Markı Isvıçre Frangı Hoflanda Ftormi İ Q Frinsız Frangı 100 İ.Lİretı SARıyali Avus Şjüni 3850 2240 2620 1980 6680 6S5 300 1000 315 Satış 3870 2250 2640 1990 6750 665 305 1010 320 ALTINGÜMÜŞ Ctımhunyet Reşat 24 ayar afon 22 ayar bilezik 900 ayar gümüş Vataftank Atünı Ziraat Artını Halcaltın Alış 284.000 305.000 43.300 38.400 540 231.000 231000 235 000 Sanş 290 000 320 000 43 600 42 400 567 236 000 236 000 240 000 M.BANKASI PİYASALAM TL Dtaz Piyas» Attm Byasas fl) fc.Hac. (Myv TL) Dote kapam (U) *l.HK.(Miyon S) Kapm? (ons/*) IştefTi Hscını (kQ) 110.42 3.596.6 3701 116.22 3S5.25 1068 Siıltan Air'e Isveçli ortak • ANKARA (ANKA)— Ahmet özal ile ortakhğı nedeniyle son günlerde adı sıkça gündeme gelen Yavuz Çizmeci'nin sahibi bulunduğu Sultan Hava Yollan A.Ş., bir İsveçü finnayla birlikte ikram ve yer hizmetleri vermek üzere yatırım yapacak. Yatınmla ilgili olarak gelecek yabancı sermaye için Devlet Planlama Teşkilatı'ndan izin çıktı. DPT bu yatınma aynca teşvik de sağladı. Istanbul'da kunılacak olan firmanm özkaynağı 18 milyar, sermayesi 20.8 milyar ve yabancı sermaye tutan 8.8 milyar lira olarak açıklandı. Gama da hızlı yemek sektöründe • ANKARA(ANKA)— Yabancı kumluşlarca Türkiye'de yaygmlaştınlan ve hızlı yemek servisi olarak bilinen "fast food" scktörüne Türk fınnalan da ilgi göstermeye başladı. Gama A.Ş,. bu amaçla Resto Restoran Işletmeleri ile birlikte ortak şirket oluşturdu. Şirketin yönetiminde Gama'yı temsilen eski Tekel Genel Müdürü Süreyya Yücel özden de bulunuyor. Gama'nın 499 milyon 980 bin lrralık pay edindiği "Interresto Gıda Sanayii ve Restoran Işletmeleri A.Ş!' adıyla kurulan şirketin, Ankara'nın en büyük ve en işlek bulvarlarından olan Atatürk Bulvan'nda faaliyet göstereceği belirtildi. Bir milyar lira sermayeli şirkette Resto Restoran tşletmeleri Ltd. Şti. 500 bin, Mehmet Izzet Günel 249 milyon 750 bin, Mustafa Izzet Genel 249 milyon 740 bin liralık pay alırken, Erol Üçer ile Cemil Erol özman ve Mehmet Ergil Ersu de 10'ar bin lirayla şirkete ortak oldular. Ertan'a yeni bir görev • ANKARA (ANKA)— TOBB Genel Kurul Başkanlığı'na TOBB Sanayi Odalan Konseyi Başkanı ve Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Şinasi Ertan getirildi. t.E. Fahami Kuzeyman'm vefatı nedeniyle boşalan genel kurul başkanlıgına "Genel Kurul Çalışma Esaslan Yönetmeliği" gereği atanan Ertan, 1991-1992 dönemi genel kurui başkanlığını yürûtecek. Afyon Çimento prim yapü • Ekonomi Servisi — Hafta başında hisseleri Kamu Ortaklığı Idaresi (KOt) tarafmdan halka arz edilen Afyon Çimento hisse senetleri IMKB'nin dünkü seansmda işlem görmeye başladı. Türkiye İş Bankası şubelerinde 30 bin liradan satışa sürülen hisse senetlerinin dünkü kapanış fiyatı 39 bin lira oldu. Afyon Çimento hisselerinin seans içindeki en yüksek fiyatı 50 bin, en düşük fiyatı ise 35 bin lira olarak gerçekleşti. Niğde Çimento'nun kân • NİĞDE (AA)— Kamu Ortaklığı Idaresi'nce hisselerinin bir bölümü satısa çıkarılacak olan Niğde Çimento Fabrikası'nın geçen yıl 10 milyar lira kâr ettiği bildirildi. Niğde Çimento Fabrikası yetkililerinden alınan bilgilere göre fabrika, 1990 yılında 360 bin ton çimento üretimi yaparak 10 milyar lira kâr etti. Savımma,kapLıımbağa gibi Bazıprojelerde kontrat bile imzalanamadı,bazıları da çokyavaş ilerliyor EVREN DEĞER ANKARA — Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin modernizasyonunu sağlamaya yö- nelik savunma sanayi projeleri ' 'ağır aksak" yürüyor. Savunma Sanayii Müs- teşarlığVna yakm askeri kaynaklar, pro- jelerdeki bu gelişmelerin yanı sıra bazı projelerde doğrudan alım yöntemine başvurulmasımn, Savunma Sanayi Müs- teşarlığVnın kuruluş felsefesi ile bağdaş- madığını da belirttiler. Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na ya- kın askeri kaynaklar, birçok projede teknoloji transferinin gerçekleşmediği- ni, bazı projelerde ise silahlı kuvvetle- rin istemleri dışında hareket edildiğini bildirdiler. Yetkili çevreler, Savunma Sa- nayi lcra Komitesi'nin 6 ay, Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu'- nun ise 3 yıldan bu yana toplanmama- sından da yakındılar. Alınan bilgiye göre savunma sanayi projelerindeki son durum şöyle: ZırUı mharebe araeı: Ihaleyi kazanan ABD'nin FMC fırması ile Türk ortağı Nurol AŞ, FNSS şirketini oluştur- du. Geçen mayıs ayında ABD'den ilk 20 araç hazır olarak geldi. Ancak bu araç- lara uzun bir süre toplan takılamadı. Toplann takümaması nedeniyle de Ka- ra Kuvvetleri Komutanlığı araçları ka- bul etmedi. Toplann takılamamasuıdaki en büyük nedenin Isviçre'nin Türkiye'- ye uyguladığı ambargo oldu. Oerlikon firmasından alınacak toplar sonunda ttalya üzerinden, Oerlikon Italiona fir- masından alındı. 75 adet top ahmı için de sözleşme imzalandı. Araçlann gece gtfrüş sistemleri için Ingiliz Marconi fir- ması ile anlaşıldı. Bu firmanın önerdiği sistemleri Kara Kuvvetleri'nin beğenme- diği bildirildi. Askeri kaynaklar, Kara Kuvvetleri'nin bu tavnna karşın firma ile 270 adet gece görüş sistemi alımı ko- nusunda anlaşma yapıldığını belirttiler. Ç«k •••§!•!• tepça r*keti (MLRS): ABD'nin LTV fırması seçil- mesine karşın, halihazırda kontrat im- zalanamadı. Firma ilk planda 6 sistemi TUrkiye'ye gönderdi. On anlaşma uya- rınca firma 6 hazır sistemi daha Türki- ye'ye gönderecek. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin acil gereksinimleri çerce- vesinde 6 ayn sistemin de kazır olarak getirtilmesi olasüığı bulunuyor. Kaynak- lar, aynı sistemin Avrupa'daki Diehl ve MBB fırmalarından çok daha ucuza alı- nabileceğini belirttiler. elefctraalk savaş sistemi: 1989 yılında ABD'nin Loral fırması ile anlaşıldı. Türkiye'de ortak üretim için MIKES fırması oluşturuldu. Ankara yakınlannda üretim için tesis- ler haarlanıyor. 1992 yıhmn ortaların- da F-16 uçaklanna elektronik savaş sis- temlerinin takılması planlamyor. EgUtm açafı prajesi: Italyan Agusta fırması ile anlaşma yapıldı. 1991 yüı başında İtalya'dan 2 adet ucak ha- zır olarak getirtildi. Askeri çevreler, öde- melerde bazı guçlükler nedeniyle tesli- matın zamanında yapılamadığuıı belir- tirken projenin ortak üretim olarak planlanmasına karşın direkt alıma yö- nelindiğini ifade ettiler. Alçak Lrtlfa hava MVUUM sktead: Almanlann Körfez savaşı çer- çevesinde Türkiye'ye gönderdiği Roland sistemleri geri gönderildi. Proje ile ilgi- li değerlendirmeler sürüyor. Helikepter projesi: Proje kapsa- mında 200 adet genel maksat helikop- terin üretimi öngörülüyor. 29 rnartta son teklifler verileceği belirtilmesine karşın, 24 nisana ertelendi. Kaynaklar, ihalede ENKA 'nm ortağı Sikorsky fırmasının şanslı olduğunu belirtirken ihalenin so- nuçlanmasından sonra ilk aşamada ge- nel maksat yerine askeri amaçb helikop- terlerin üretimine başlanmasını öngörü- yorlaT. Edinilen bilgiye göre radar ihalesini kazanan Thomson CSF firması ortak üretim için tesis kurma çabşmalannı sür- dürüyor. Telsiz ihalesinde ise Ingiliz Marconi firması yübaşında ilk parti tel- sizleri teslim etti. Ancak askeri kaynak- lar, teslim edilen telsiz sayısı ile ilgili bilgi vermediler. Mayın avlama gemisi pro- jesinde ise teklifler 24 nisana kadar Sa- vunma Sanayi Müstesarlığı'na verilecek. Sigorta da reklaım keşfettiESER ATtLLA Türk sigorta sektörü reklam atağın- da. 1989 yıb sonunda getirilen bir dizi yenilikle rekabete açılan, sesini duyur- mada ilan ve reklamın önemini keşfeden sigortacılar, 'Kaz gelen yerden taruk esirgenmcz' diyerek kesenin ağzını açtı. 1989 yılında gazete ve dergi ilanları için toplam 3.6 milyar lira harcayan si- gorta şirketlerinin reklam harcamalan 1990 yılında 13 milyar liraya ulaştı. 90'lj yıllann umut sektörü olarak ad- landınlan ve tarifelerin serbest bırakıl- masıyla kendini bir anda çetin bir reka- betin içinde bulan sigortacüık sektörü, fıyat kırma, vadeyi uzatma gibi rekabet unsurlanmn yanına şimdi de reklamı ek- ledi. Ancak sektör temsilcileri, şu anda verilen reklamlann yeterli olmadığım ve sektörde 42-43 şirket varken sadece 7-8 tanesinin reklama önem verdiğini belir- tiyor. Ancak bu yıl içinde reklam kam- panyalanmn artacağı da öne sürülüyor. Nitekim birçok sigorta şirketinin hatta yıllardır sesi soluğu çıkmayan bazı şir- ketlerin de reklam kapanyası hazırlığın- da olduklan söyleniyor. Son zamanlarda reklama ağırlık ve- rilmesi piyasada birkaç nedene bağlanı- yor. Birlik Sigorta Genel Müdürü Emin Atasagun ilk neden olarak serbestlikle gelen rekabeti sayıyor. Atasagun, şirket- lerin serbestiyle beraber kendilerini ge- liştirmeye niyetlendiklerini ve bunun için de halka kendilerini tanıtma gereksini- Rekabete açılan, sesini duyurmada reklamın önemini kavrayan sigortacıhk sektörü, reklam atağına girdi. 1989U1 basm ilanları için 3.6 milyar lira harcayan sigorta şirketleri geçen yıl bu rakamı 13 milyar liraya çıkardı. P^klamlann içeriği de önemli ölçüde değişti. Sigorta şirketlerinin reklam harcamalan Ocak 90 Subat 90 Mart 90 "Jısan 90 Mayıs 90 riaziran 90 Temmuz 90 Ağustos 90 Eylûl 90 Ekım 90 Kasım 90 Aralık 90 Ocak 91 Subat 91 (1000 TL.) Gaate+Oerıi 1.045.275 542.985 516 860 1.172.875 2.588.034 1 126.903 331582 344 700 994.751 2 083 082 608 505 1 594 270 288 170 1 793 331 Tetevlzyon 269 760 485 360 844 900 757.700 117 600 456 500 81 000 583 650 1.673.650 470 600 754.520 302.850 mini hissetüklerini belirtiyor. Nitekim 1990 yıhmn Mayıs ve Ekim aylannda de- ğişik branşlarda serbesthğe geçen sektö- rün bu aylarda reklam harcamalannın arttığı da gözleniyor. Atasagun, "tkinci neden olarak da şirketlerin son 2 yılda cirolannın ve kftr- İannın iyi otmasını sayabiliriz. Artık si- gorta şirketkrinin reklama harcayacak paralan var" diyor. Bunlara ek olarak yeni kurulan şirketlerin pazardan pay alabilmek için reklama ağırlık verdikle- ri de behYtiliyor. Hayat sigortalannın ar- tık ayn bir şirket tarafından yapılması yolundaki karar, geçen yılın sonundan itibaren yeni hayat şirketlerinin kurul- masına neden olmuştu. Bu yeni şirket- lerin de şu anda yoğun reklam kampan- yalanna girdikleri görülüyor. Halk Sigorta Genel Müdürü Erhan Dumanlı, "Sigorta sektörünân reklama daha fazla ağırlık vennesi gerektigi" gö- rüşünde. 1 milyon kişiye 1 milyon mek- tup yazüacağma reklam vermenin daha avantajlı olduğunu söyleyen Dumanlı, reklamlann ürünü tanıtıcı nitelikte ol- ması gerektiğini savunuyor: "Ürün ta- nıtıcı reklam çok az. 'En büyük sigorta şirketi biziz. Biz buyük şirketiz' gibi söz- ler söylemek yerine, doğrudan üriine yö- nelik çarpıcı reklamlar sektör için daha kazançlı olur." Sigorta sektörünün en çok hayat, yan- gın ve kasko dallannda reklam verdiği görülüyor. San Sigorta Genel Müdürü Osman Yücesan bu olayı, "Kunıluşlar stgortayı zaten biliyorlar. Kunılusiar için reklam vertneye gerek yok. Halka sigor- tayı lanıtmak, sigortanuı ne anlama gel- digini anlatmak lazım. Onun için de doğrudan halkı ilgik-ndiren branşlarda reklam vermek gerekli" diye yorumlu- yor. Hayat dahndaki reklamlann artma- sı da hem hayat sigonasının gelişmesi- ne hem de yeni kurulan hayat şirketle- riyle bu alanda rekabetin kızışmasına bağlanıyor. Hayat dalmda verilen reklamlann içe- riğinin de değiştiği göze çarpıyor. 2-3 yü öncesine kadar hayat sigortası reklam- lannda 'ölflnıü' ön plana çıkaran sigorta şirketleri, şimdi daha çok 'emeklilik' kavramına öncelik veriyorlar. Emin Atasagun bu konuda şunlan söylüyor: "Kişi, benden sonrası önemli degil di- ye döşiinnyor. Onun için de olumu ön plana alan reklamlar fazla tutmadı. Şim- di şirketler, Eger hayat sigortası yaptı- nrsanız, 30-35 yıl sonra şu kadar para alacaksınız' diye reklam yapıyor." Osman Yücesan ise geçmisten şu ör- neği veriyor: "Ydlar önce daha Türkiye'de televiz- yon yaygın degilken sinemada gösteri- len reklamlarda bir sigorta şirketi, ha- yat sigortası reklamı yapngında, yeşil bir tabut tasıyan bir cenaze alavı gosteriyor- du. Reklam tepkiyle karşılaodı ve hemen kaldınldı." Sendikalarının mühürlenmesiniprotesto edenleri polis dağıttı; öyaralı, 8gözaltı Memur yürüdü,polîs copladıtş-Sendika Servisi — İstanbul Valiliği'nin sendikalannı mü- hürlemesini protesto etmek amacıyla dün İstanbul Anakent Belediyesi önünde toplandıktan sonra yürüyüş yapmak isteyen memurlar, çevik kuvvet tarafın- dan cop ve sopalarla dağıtıldı. Çevik Kuvvet'in müdahalesi sı- rasında 6 memur yaralanırken 8 memurun da gözaltına alındığı bildirildi. Eğit-Sen, Bem-Sen, Kam- Sen, Tüm-Bel Sen, Tüm-Sağhk- Sen üyelerinden oluşan yaklaşık 2 bin memur dün saat 14.00 sı- ralannda istanbul Anakent Be- lediyesi önünde toplanarak sen- dikalarının mühürlenmesini protesto etmek istediler. Me- murlann, "Sendika hakkımız engellenemez", "Gerçek de- mokrasiyi biz yaratacagız", "Sendika gücümüz grev silahı- mız" yazılı pankartlar taşıdık- ları gözlendi. Burada okunan ortak basın açıklamasında da si- yasi iktidarın yasaları çiğneye- rek memur sendikalannı mü- hürlediği, hükümetin memurla- rın grev ve toplusözleşme hak- kının yer almadığj bir yasa çıka- rarak bağımsız memur sendika- lannı yok etmeye çahştığı belirtildi. Memurlar acıklamanın okun- masınm ardmdan kartondan ya- pdmış üzeri mühürlü bir kapıyı yaklaşık 300 metre uzaklıkta bulunan Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanhğı Bölge Müdür- lüğü önüne koymak üzere yürü- yüşe geçtiler. Ancak çevik kuv- vet barikat kurarak memurlann önünü kesti. Bunun üzerine me- murlar "baskılar bizi yıldıra- maz", "mühurleri sökeceği" sloganlan attılar, daha sonra da BELEDİYE ÖNÜNDE ARBEDE — tstanbul Valiliği'nin memur sendikalannı mühürlenmesini protesto e'den 2 bin memur, Ana- kent Belediyesinin önünde toplandı. Ortak acıklamanın ardın- dan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı Bölge Müdüriüğü'ne yürümek isteyen memurlar, çevik kuvvet tarafından zor kullanı- larak durduruldu. (Fotoğraf: Deniz Topatoglu) gerıye dönerek, arka taraftan yürümek istediler. Çevik kuvve- tin memurlann önünü keserek ellerindeki mühürlü kapıyı yırt- ması Uzerine memurlar "insan- lık onuru işkenceyi yenecek" sloganı attılar. Bu sırada meydana gelen itiş- meyle birlikte çevik kuvvet, cop ve pankart sopalarıyla memur- lara vurmaya başladı. Bazı me- murlann yere yatınlarak dövül- düğü ve gözaltına alındığı görül- dü. Bu sırada anakent binası pencerelerinde toplanan me- murlar da polise camlardan sak- sı ve su şişeleri atarak "yuh" di- ye bağırdılar. Çevik kuvvetin müdahalesi üzerine memurlar anakent binasına sığındılar. Olayın ardından yaralanan me- murlann ilk tedavisi belediye doktorlannca yapıldı, 6 memur sopa darbeleri sonucu hafıf şe- kilde yararlanırken, bir kişinin kolunun çıktığı, bir kişinin be- yin sarsıntısı geçirdiği görüldü. Yarahlar Çapa Tıp Fakültesi'- ne kaldınldı. Güvenlik kuvvet- lerinin 8 kişiyi gözaltına aldığı saptandı. Yemekhanede bir ba- sın toplantısı düzenleyen me- murlar çevik kuvvetin, cop ve sopalı müdahalesini kınadılar. Öte yandan Içişleri Bakanlı- ğı'nca, memurlann sendika ku- ramayacağını bildiren yazılı ta- limatı üzerine valilikler hareke- te geçti. Ankara'da bakanlık ge- nelgesinin, valilik aracılığıyla kaymakamlıklara, oradan da okullara gönderilerek müdürle- re imza attınldığı öğrenildi. Konfeksiyonda heyecanlı gün İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (ITKÎB) bünyesinde yer alan Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birliği'nde yeni yönetim kurulu bugün seçiliyor. Seçimde Veysi Balin grubu ile Mavituncalılar çekişecek. Ekonomi Servisi — İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (ÎTKİB) bünyesinde yer alan Hazır Giyim ve Kon- feksiyon İhracatçı Birliği'nde yeni yöne- tim kurulu bugün seçilecek. Yönetim ku- rulu başkanlığı için dört ayn grup arasın- da yaklaşık 3 aydır suren yarış dün Ba- linler ve Birlik grubunun birleşmesiyle son şeklini aldı. Birliğin Otim'de yapılacak genel kurul toplanusında yönetim kurulu üyelikleri için üç ayn liste çekişecek. Birlik içinde muhafazakâr kesimin oylannı toplayan Birliğe Çağn Grubu Adil Zembat'ın baş- kanlığında liste çıkarırken, eski yönetim kurulu Başkam Nuri Akın tarafından desteklenen ve eski yönetimden üç ismin yer aldığı listenin başkan adayı Sezer Ma- vituncalılar olacak. Dün yaptıkian basın toplantısıyla birleştiklerini açıklayan Bir- lik grubu ile Balinler ise Veysi Balin'in başkanlığında seçıme girecek. "Yanşı iyi koşan kazansın" diyerek yo- la çıktıklannı belirten Veysi Balin, Birlik grubunun sağduyulu davranarak sektö- rün geleceği için Balinler grubuna katıl- dığını söyledi. "Biz zaten işi biürmişük, ama birleşme olunca kazanma döperieşti" diyen Balin, kendisinin 765'i belgeye bağlanmış, 150'si elden ohnak üzere 915 oyu bulunduğunu, Birlik gru- bunun da 320 oy getirdiğini büdirdi. Veysi Balin, Sezer Mavituncalılar'a da seslene- rek, "Gelecek secim için moralini bozma. Şansuu gelecek sefere denersin" dedi. Bir- lik grubu adına konuşan Mehmet Kum- baracı da 5'i Balinler, 3'ü Birlik grubun- dan oluşan yönetim kurulu listesirün sek- törü tam olarak yansıttığını savundu. Iki gnıbun seçim arifesinde birleşme kararı alması konusunda görüşlerini açık- layan Sezer Mavituncalılar, sandıktaki son oy sayılana kadar kesin bir açıklama yapmamn yanhş olacağmı beUrterek "Bir- lik grubu iyi bir gruptu. Birleşme Balin- leri mutlaka güçlendirmiştir. Ama secim almak için son anda yapılan birleşmeler uyumlu bir çalışma ekibinin oluşmasına oe derece yardımcı olur, ben şüphe içindeyim" dedi. Veysi Balin'in saydığı oy potansiyelinin kesinleşmiş listelerle fark- hhk gösterdiğini savunan Mavituncalılar, "Özellikle vekâletnamelerde yanlışlıklar olabiliyor" diye konuştu. Birleşme konu- sunu ancak Balinlerle görüşebileceğini daha önce açıklamış olan Adil Zembat grubu ise anlaşma sağlanamadığı için se- çime ayn listede gireceklerini duyurdular. ÎTKlB'den ahnan bilgiye göre bugün yapılacak seçimde 2176 şirket oy kulla- nacak. Oy kullanacakların 1831'inin bir- liğe muracaat ederek belge aldığmı belir- ten yetkililer, verilen vekâletlerin sayısı- run 790 olduğunu söylediler. IŞÇEVEV EVREMNDEN ^İJKRAN KETENCİ Güzele Düşman...Sendikacılar dünyasında eskiden beri geçerli olan bir üslup, kültür giderek güç kazanıyor; bir sendikanın işleri kötûye mi gi- diyor? Sendikacı zor durumda mı kalmış? Büyük bir zevkle üze- rine giditiyor. Başkalarının başarısıziıkları, ayıpları, açmazları abartılarak kendi ayıpları, açmazlarından kurtulma, bir tür ak- lanma çırpınışlarını izlemek gerçekten ürkütücü. Çöküşün, çir- kinliklerin, komplekslerin gizlenme çabası, ınsanları güzele, doğ- ruya, haklıya düşman yapıyor. Nerede yaşama, dogaya, doğ- ruya, güzele ait bir şeyler varsa, onlan yok etmek üzere her yan- dan nasıl da acımasız bir saJdırı geliyor. Mutsuzfuk, umutsuz- luk, sevgisizlik insanlan gülen, umuttu, seven insartlara düşman yapıyor. Elbette felsefe yapmak haddimiz de, işimiz de degil, ancak sendikal dünyada son günlerde yaşananları, sorunlan olanla- rın terk edılmelerini, yalnızlıklarını, kaderleri ile baş başa kalış- larını açıklayabilmenin bir başka yolunu, mantığını bulamıyoruz. Bir zamanların işçi ücretlerinin en yüksek olduğu havacılık iş kolunda, siyasi iktidar adına kamu işveren sendikası geçen dönemin imzalanmış kamu sözJeçmelerinin çok altında rakam- lar önerebiliyor. Gerekçesı hep benzeıierinde okjuğunun elbette aynısı. THY'nin zararda olduğu söyleniyor. Kulislerden ögreni- yoruz. Türk-İş'te sağ kanat sendika liderleri Hava-İş Sendika- sı'nın zor durumda olmasından çok büyük keyif alıyor, ellerini ovuşturuyorlar. Türk-İş içinde, ilkeli sendikacılıktan söz eden, yönetimi eleş- tiren liderlerin başının kesilmesini, siyasi iktidardan isteyebile- cek karakterde sendikacılarımızın sayısı hiç de az degil. inan- mak istemeyeceksıniz, ancak madencilere fazla hak verilme- mesi konusunda sıyası itctidara telkinde bulunan pek çok sen- dikacı ve siyasi lider adı biliyoruz. Hem de hepsi, konumları ge- reği işçi cephesinde olanlardan ve görevleri, sorumlulukları ge- reği kamuoyu önünde madencinin yanında gözükmek zorunda kalanlardan. THY'nin zarar etmesi yolunda yapılacak her şey yapılıp söz- leşmeli uygulaması ile çalışanların çoğunluğu sendikal birlikten uzaklaştırıldıktan ve de USAŞ yönetim değişiklığinın ardından Bakanlık kararı ile Hava-İş'ten koparıldıktan sonra saldırı cep- hesı genışlıyor. İşveren sendikası 6 ay masada hıçbır rakam ver- miyor Ancak grev kararının alınması aşamasında önerilen ra- kamlar ise anlaşma nıyetinden çok sendikayı zorlamayı hedef- leyen bir politikayı sergılıyor Şimdi ANAP milletvekıli, sendika- nın yıllanmış eski başkanı nerede? Meclis te yasaların tartışma- sında eski görüşlerini anımsatanlara O başka ibrahım Öztürk'tü' dıyebilecek kadar rahattı. Onu demeden de sendikal görev ve sorumlulukları olduğu halde aynı gizli sevinçle el ovuşturanlar cephesinde Türk-İş'ın liderleri var. Geçen hafta artık haber değeri niteliği kalmadığı için gazete sayfalarına giremeyen, genellikle çöp sepetlerinde yerini alan demeçlerınde, gelecek ayların toplusözleşme uyuşmazlıkların- dan, eylemlerinden söz ederek yine ışçiyi, kamuoyunu oyala- mayı düşlüyorlar. Türk-iş'in liderlerine göre bugünlerde işçi dün- yasında büyük bir sessizlik varmış. Patlamalar ilerde olacakmış. Yüz bınlerce işçinın işten atılması sendika lıderlerımızin so- runu degil. Onlar işlerini kaybederken kolay kotay yasal ve sen- dikalı olacakları yeni bir iş bulamayacak, yeniden sendika üye- si olamayacaklar nasılsa. Onların öfkesı, patlaması sendika li- derlerimizi öyle pek tfgilendirmiyor. Petro kimya tesislerinde grev hakları makyaj yasa değişikliği ile alınan işçilerın toplusözleşme kıskacında haklannı alamama- ları, her gün yaptıkian pasıf eylemler, direnışler de Türk-İş yö- netimini hiç mi hıç ilgilendirmiyor. Hava-İş gibi yönetime karşı liderlerin ve sendikalarının zor durumda olmalan, Türk-iş'in ve pek çok sendikamn liderini ayrıca sevindiriyor. Bu noktada yıllardır muhalefet yapan, hep kaybeden ve el- bette hep sonunda tek tek avlanan, sorunlan ile baş başa ka- lan sendika lıderlerınin tutarsızlığı, dayanışma konusundaki il- ' kesızliğıni de aynı cıddiyette olumsuzluklar hanesine yazmak gerekiyor. Türk-iş'in sendikal Işlevıni, güçbirliğinin gereklerini yapmamasının bedeli sendikaların tek tek toplu pazarlık masa- larında sıkışmaları, sorunlan ile baş başa kalmaları ile de stnıriı değil elbet. Cumhurbaşkanı'nın kararı ile şu günlerde gündeme gelen bir anayasa değişikliği var. Anayasada böylesıne önemli değişik- liklerin söz konusu olduğu ve tartışıldığı bir ortamda, işçi hakla- rının, temel sendikal hakların gasp edildiği anayasa maddeleri- nin de değiştirilmesi yolunda Türk-İş ve Tûrk sendikacılık hare- keti ne yapıyor? Hangi hakla ve hangi yüzle hâlâ anayasa ve yasalarda önemli sendikal hak gaspının olduğundan söz ede- bilecekler? Sendikal işlev, sendikaların varlık nedeni ile böyle- sine çelişen bir işlevsizlik ve sorumsuzluk örneğini veren lider kadrolar, elbette bu utanç verici, ayıp konumlarının rahatsızlığı içinde güzel, doğru, haklı olan her şeye düşman olacaklar. On- ların güzele düşman olmalarına değil, bu düzenin böyle sürüp gidebileceğine inanmalarına şaşıyoruz. Onlar güzele düşman oldukça, insanın doğasının, yaşama güdüsünün gereği, taban- da doğrudan, haklıdan, güzelden yana önemli gelişmeler olu- yor. işçilerın pasıf direnişleri, bahar eylemleri, madencilerin ey- lemleri, her yerde tabanda kendi sorunlarına yönelik ilgi, kıpır- damalar işte bu güzelin önemli göstergeleri. Insanlar yaşadık- ça hep güzele düşman olanlar olacak, ancak hiçbir zaman gü- zeli yok edemeyeceklerdir. Coca Cola davası ABD'li şirketin itirazı reddedildiEkonomi Servisi — Bir şişe Coca Cola'da patlak veren fır- tına giderek büyüyor. Merkezi ABD Atlanta'da bulunan The Coca Cola Corporation'ın, Türkiye'de Coca Cola'yı şişele- yip dağıtan tmsa'nın aldırdığı ihtiyadi tedbir kararına yaptığı itiraz, dün reddedildi. Bu du- rum Has Holding bünyesinde yer alan Imsa'ya "şimdilik" bir puan daha kazandırdı. Sözleş- me konusunda anlaşmazbk Ti- caret Mahkemesi'nde karara bağlanacak. 27 yıldır Coca Cola'nın Türkiye'deki şişeleme ve dağı- tımmı yapan Has Holding'e bağlı İmsa ve Imepa şirketleriy- le Amerikan The Coca Cola Company ve Coca Cola Export Corporation'ı karşı karşıya ge- tiren anlaşmazlık, iki şirket ara- sında sözleşmenin sona erdiği tarih konusunda gündeme gel- di. Amerikan şirketinin, söz konusu sözleşmenin 28 Şubat 1991 yılında sona erdiğini iddia ederek, Türkiye'de kurduğu Maksan şirketi aracılığıyla üre- tim ve pazarlama faaliyetine geçmesi üzerine, İmsa "opsiyon anlaşması" gereği sürenin 2 yıl daha uzatıldığını öne sürdü ve Amerikan şirketini mahkeme- ye verdi. 12 Mart 1991 tarihin- de Beyoğlu 3. Asliye Mahkeme- si'nde yapılan duruşmada, Co- ca Cola, Fanta ve Sprite mar- ka meşrubatların İmsa dışında- ki şirketlerce şişeleme ve dağı- tımını engelleyen bir ihtiyadi tedbir kararı alındı. Bunun üze- rine The Coca Cola Company ve Coca Cola Export Corpora- tion tedbir kararının kaldınl- masını isteyerek mahkemeye başvurdu. Dün sonuçlanan Du duruşma- da yargıc, tedbir karanrun aldı- nlması istemini reddetti. Mah- keme sonucunda "İstanbul, Adana, Bursa ve Elazığ bölge- lerinde Coca Cola, Fanta ve Sprite iirünlerinin sadece İmsa ve Imepa tarafından şişelenip dağıtılabilecegi, davalı şirketler- ce Imsa'ya ait yörelerde başka şirketkr kanahyla imalat ve da- ğıtun vapüamayacagı" karanna vanldı. Cola savaşını başlatan söz- leşme süresinin bitmesine yöne- lik tarih anlaşmazlığı taraflar arasında 27.5.1988 tarihinde ya- pılan opsiyon sözleşmesindeki bir maddeye dayanıyor. Bu madde aynen şöyle: "Bu anlaş- marun devamı müddetince şart- lar, yükümlülükler ve taahhüt- ler, tam olarak şişeleyicinin yazı ile vaat eden (en az altı ay, en fazla 12 ayı geçmemek şartıyla muracaat ettiği takdirde, şişele- yici anlaşması 2 sene müddetle uzatıur". tmsa bu hükümden yola çıkarak 23 Mart 1990 ta- rihinde bu opsiyonu kullandı- ğını yazıyla Coca Cola'ya bil- dirdiğini ve sözleşmenin 28 Mart 1983 yılına kadar uzatıl- dığını iddia ediyor. The Coca Cola Company ise sözleşme maddesinden sözü geçen hü- kümlerin yerine getirilmediğini ileri sürüyor. Amerikan şirke- ti, anlaşmada bazı yatırım yü- kumlülüklerinin yer aldığinı, ancak Imsa'mn bu yükümlü- lükleri yerine getirmediğini öne sürüyor. Şirket yetkiüleri, "Pa- zarlama yatınmları yapılması gerekirken bu yapılmamış, da- ğıtım şebekesinin genişletilme- si gerekirken bu da yapılnumış" iddialarında bulunuyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear