18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ŞUBAT 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYEDE BUGÜN Dtvlet Meteorotofi feteri Genel Mü- düriüğü'nden aıınan bılgıye göre bü- tün bölgeler.mız parçalı yer yer çok bulutiu Marmaranm doğusu Güray ve İç Ege, Akdeniz. Iç Anadolu. Karade- niz ile Ooflu ve Güneydogu Anadolu 1 nun batısı yağmurkj geçecek HA/A SBAKIIĞI Onerr*bır(fe<jisil*olma- yacak RÛZGAR Gûney ve <to$u, yur- dun kuzey ve bao kesımlennd* kuzey ve doftj yönleroen fıafif arasıra orta kuvvette, yurdun batısmda kuvvettîce esecek- Denızler. AJsdenız'de kıWe ve lodos, ötekı denztenmode yildız ve poyrazdan 2-4 Bat Karademz, Marma- ra ve Ege'de 5-6 kuvvetmde saatte 4-16 Bah Kandenız. Marmara ve Ege 1 de 27-33 deniz mılı fıızia esecek. daJ- Adana Mapazan Adıyaman Afyim Afln Ankara Ano*ya k ga yûksekiığı 05-15, Batı Karadenız, Marmara ve Egede 27-33 deniz mılı hızla esecek Van Gölûnde hava Parçah ve çok bulut- lu gececeK rüzgâr güney yönlenJen hafif olarak esecek. göl kû- çûk dalgalı olacak f Artvm %*n MKesır B*c* Bıngöl Bıflıs Bolu Bursa Çanattafc Çorum Oerezh Y 7° B 9° 8 1° Y 8° Y 12° Y 15' Y 10° 4°Edıne Y 15° 6°Erancan Y 8° 2°Emmjm B 0°-7° Estaşelur Y 8° PGazıanBp Y 14° 7"Gıresun Y 18° 7° Gûmûşhane Y Y 12° 2° Hakrtri B Y 18° 5°lspam Y 8 15° 3-lstanM B 2°bn»r B D 3 Kars B •5° Kasamonu Y 1°K»ysen Y 5° KırMm* B B 14° 5°Korça Y Y 8° -PKûtalva Y Y 10° 5°Mabtya Y 13° 0°Mansa 13° PkMaraş 8° 0°M«sn 2°-3° Mutfa 8° r>Mtlş 19° 5°N4de 11° 5°QnJu 7" 0°Hoe 7° -4 Samsun 7° 2»S«rt 11° 3°Snop 16° 3°S»as 0°-7° 7° 7° 0°1unal 15° 2°Uşalt 8° 1°V*i 8° 2-Ytaoal 9° 0°Zonguida* B 16° - Y 12° 5° Y 16° 10° Y 11° 4° B 0"-7° Y 8" 1» Y 11° Y 19» Y ît" 4° B 13* 3° Y 9° 4° Y 5" 0° B 11° 4° Y 12° 4° 5° 5° 9° 0° 9° 3° 4»-4° 7» 0» 9° 4» İ0: açık yaOmurlu m stsi A-açık B-tMkıtlu frfluneş* K-karh S-sısü Y-yaOmurtu Lenıngrad tf • o Moskova / DUNYA'DA BUGUN Amsterdam Amman Atma Bajdat B Basel Belgrad Bertn Bom Briitaal Budapeşe Cenavre Cidde OuDa frankturt Gıme Hetsmkı Kahn Kopenhau KHı Itfoşa Y 11° B 17° B 18° Y 13° B 10° Y 9° Y 12» Y 1T» B 10» Y 12° A 20° Lenmgnd Lonbra Madnd Mlano Monreai UosUra Münıh New ttlrt Oslo Pans Prag ftyad Roma K «° Y 13° B 14° B 16° Sam Y W ~ " Y 20° Y 5° Y 24 Y 11° Y t3° Y 20° Y 5° Y 14" B 10° B 18° B 11" lunus VJTÎO» Y 7° \Aradk B 16° Viyana B 5° WasHngton-- Zünh Y 13° BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Tavjan yavrusu... Oyunda cezalı ço- cuk. 2/ Gerçekleşti- rilmesi zamana bağ- lı istek... Sıvas'm bir ilçesi. 3/ Şarkı... öküz yemliği. 4/ Manganezin simge- si... Sermaye. 5/ Işe, eyleme dayanan. 6/ Ortaoyununda Rum tipine verilen ad... Bir nota. 7/ Iradesiz- likten ileri gelen sü- rekli cansızlık... Te- niste topu rakibin ar- kasına düşürmeyi amaçlayan vuruş. 8/ Haydut... Hintli kadinlann ulusal giysisi. 9/ Karakter... Çöllerde ya da deniz kıyüannda rüzgârlann yığdı- ğı kum tepesi. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Müzıği Ferit Tüzün'e ait olan tek perdelik bale. 2/ Kutsal inanç... Bir tiyatro oyuncusunun, izleyicilerin du- yacagı biçimde ama sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi konuş- ması ya da diışünmesi. 3/ Sevinçü... İlgi. 4/ İsrail'in plaka işa- reti... Keman yapınu ile ünlü bir ItaJyan ailesi. 5/ Kansızlık has- talığı. 6/ Bilgiçlik taslayan kimse... Ünlü bir saz ve türkü usta- mLzın soyadı. 7/ Çeşitli ağaçlardan elde edilen bir cins reçine... Mikroskop camı. 8/ Demir çubuk... Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi siyah olan at donu. 9/ Üretilen mal değerlerinin iniş çıkı- şına göre saptanan ücret ödeme ölçümü. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyel İş Kanunu ••• RAOYO » ' "I'ENTHÖKE LÂMBASÛ RADYO PHiUPS 24 ŞUBAT 1931 tş kanunu layıhasında amelenin istirahat ve hafta tatili hakkmda şu kayıtlar mevcuttur: tşçinin, günün ortasında bir saat istirahate hakkı vardır. Eğer iş müddeti giinde beş saat ise istirahat yarım saate indirilebilir. Dört saati geçmiyen işlerde istirahat vermek mecburiyeti yoktur. Kız ve erkek çocuklann ve kadinlann gece istirahatleri 11 saatten ve 18 yaşına girmiî işçilerin dokuz saatten eksik olamaz. Gece ve gundüz çalışan rhtiesseselerde*'" ' işçiler, bir hafta gece, diğer hafta da gundüz çalıştırılacaktır. Hafta tatili kanununun hükmü mer'idir. Haftalık resmi tatillerden bir gün evvel iş en geç saat on yedide bitecektir. Sanayi ve ticaret evlerinde, doğurduklarından itibaren dört hafta geçmedikçe kadınları çalıştırmak yasaktır. En az üç aydanberi ayni iş yerinde çalışmakta olan gebe kadınlar, gebeliklerinden dolayı işlerinden çıkarılmazlar ve hekim raporile doğurmadan evvel ve doğurduktan sonra dört hafta izinli sayılırlar. Bu müddet zarfında ücretlerinin yarısını alırlar. Emzikli kadınlara istirahat zamanlarından başka ayrıca yarımşar saatlik istirahat müddeti verilir. Bu kadınlar çacuklannı müessese içinde emzirebilirler. 18 yaşına girmiş elliden fazla kadın işçi çalıştıran müesseselerde bir çocuk emzirme odası bulunacaktır. Bu odalar sıhhi olacaktır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Fezaya gîdecek adam 24 ŞUBAT 1961 Birleşik Amerikanın, nıayıs hattâ belki de nisan ayında bir Mercury kapsülü içinde fezaya fırlatmağa hazırlandıkları adam, bu iş için müracaat eden yedi namzet arasmdan seçilmiş üç kişiden biri olacaktır. Adaylar arasında John John Gleen Gleen, Allan Shepard ve Virgil Grissow'un adı da bulunmaktadır. Kapsül, tıpatıp bir tek insanın sığabileceği ölçüde yapılmıştır. Bir Redstone füzesinin havalandıracağı bu kapsül saatte 20.000 kilometre hızla gidecek, 185 kilometre irtifaa kadar yukselecek, beş dakika müddetle yer çekimi kanunlan dışına çıkacaktır. Yedi havacı, iki yıldanberi, bu iş için sıkı bir talim görmekte idiler. İlk hedef: Nisan veya mayıs ayında yapılacak olan bu ilk yükselme tecrubesidir. Bir buçuk, iki sene sonra, dünya etrafında bir seyahate çıkılacaktır. Mercury kapsülünün, içinde insan bulunmaksızın yapılan iki gün evvelki tecrübesi, bilhassa en kötü şartlar altında olmuş ve başan ile bitmiştir. GEÇEN YBL BUGÜN Cumhuriyet TVde dîn dersi 24 ŞUBAT 1990 Diyanet İşleri Başkanlığı "televizyondan din dersi" verilmesi amacıyla çalışma başlattı. Çalışmanın, bütün imam hatip lisesi mezunlarını üniversite mezunu yapmak amacıyla Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'ne bağlı "Uahiyat bölümü" kurulmasını ve derslerinin televizyondan yayımlanmasım öngördüğü öğrenildi. Diyanet raporunda, "TV'den din dersi" için Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi ile "prensipte anlaşmaya varıldığı" kaydedildi. Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Başkanvekili Uygur Tazebay, Diyanet'in calışmasından haberdar olduğunu, ancak henüz YÖK'e resmi bir başvuru yapılmadığını söyledi. DÜZELTME • 15 Şubat 1991 tarihli gazetemizin Tartışma sayfasında yayımlanan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı, Doç. Dr. Erol Köktürk'ün, "Çok Amaçlı Kadastro" başlıklı yazısının, "Çünkü günümüzde kadastro, 'yalmzca taşınmazların sınırlarını belirleyen ve taşınmaz iyeliğini güvenceleyen bir araç' olarak algılanmakta, çok amaçlı kadastro artık genel kabul görmektedir." cümlesindeki "algılanmakta" sözcüğti "algılanmamakta" olacaktır, düzeltiriz. IAKTISMA Belgin, Balçın, Balguı ve Diğerleri Onceden belirlenen çizgilerin dışında kimseye zarar vermeden yaşayanların haber malzemesine dönüştürülen yaşam biçimleri, bu insanların sonlarını toplumumuzun gözünde doğal kılıyor. Toplumumuz çürümeye yüz tuttu. Git- gide daha hoşgörüsüz, daha katı, daha ezik ve bu ezilmisliğin acısını çıkarmaya çalışır- casına acımasız. Bu çürümüşlüğe bir gaze- te haberiade somut olarak rastlamak ayrı- ca şaşırtıcı. Gazetelerin de toplumun çarpık yargılarıru, hoşgörüsüzlüğünü, anlayışsız- lıgıru ve çizdiği çember dışında bir hayatı seçen insanlara karşı takındığı tavrı nasıl yansıtüğını, üstelik bu tavrı nasıl destekle- diğini geçenlerde hayretle izleme fırsatını bulduk. 8 şubat cuma gıinü günlük gazetelerin be- şinde irili ufaklı yer alan bir haber vardı. Haberde, üniversite öğrencisi "güzel" Bel- gin'in, Balçın'ın ya da Balgın'ın Goztepe'- deki evinde vahşi ve hain bir cinayete kur- ban gittiği yazıhydı. Buraya kadar sıradan bir haberden iba- ret olan bu yazılan ayrı ayn okuduğunuz- da az önce sozünu ettiğimiz çürümüşlüğun gözümüzden kaçması mumkün değil. Ha- berden edinilen izlenim, çıkarılan sonuç, Belgin, Balçın ya da Balgın'ın yalnız yaşa- dığı, komşularının ondan şikâyetçi olduğu, evine çok kişinin girip çıktığı, sevgilileri ol- duğu, evde içki içilip "âlem yapıldıgı" ve kızın bâkire olmadığının anlaşıldığı idi. Bel- gin, Balçın, Balgın'ın gerçek adının bunlar- dan hangisi olduğu ise hâlâ karanlıktaydı. Gazete muhabirleri, onun bâkire olup ol- madığını öğrenme fırsatı bulmalanna rağ- men adını öğrenememişlerdi. Zaten, habe- rin iletileceği gazetenin hedef kitlesine ve ni- teüğine (fîkir gazetesi mi, bulvar gazetesi mi?) bağlı olarak kurbanın niteliklerinin de istenen kalıba sokulması kaçınılmazdı. Böylece Belgin, Balçın, Balgın; adı kesin olarak bilinmeyen, ama bâkire olmadığı ke- sin olarak bilinen bir kurban olarak gazete sayfalanna geçti. Gazetelerin, Türk toplumunun genelde yaygın olarak benimsediği katı ve bir nok- tadan sonra zararlı değer yargılarıru (önyar- gılarını demek daha doğru) beslemeye, bu insanlara karşı duyulan öfkeyi körüklemeye haklan var mıdır? Yalnız yaşayan kızların, evlerine "erkek alan", dolayısıyla bâkire olmayan, apart- man komşuları tarafından hoş karşılanma- yan ve "âlem yapan" insanlar olduğu gö- rüntüsünü gazeteler aracılığıyla yaymak, bu insanlara karşı muhafazakâr toplumumuz- da zaten var olan düşmanlığı ve hoşgörü- süzlüğü kamçılamaz mı? önceden belirle- nen çizgilerin dışında kimseye zarar verme- den yaşayanların haber malzemesine dönüş- türülen yaşam biçimleri, bu insanların son- larını toplumumuzun gözünde doğal kılı- yor. Bekârlara, öğrencilere, yalnız yaşayan kadınlara böylesine katı yaklaşan ve "kut- sal aile" kurumunun dışında kalan bütün anlayışlan daha başından reddeden bir zih- niyetin, toplumun bilinci ve sağduyusu gö- revini görmesi gereken gazetelerimizin ön sayfalarından sırıtması ne acı... SEDEF ERKMAN İstanbul ANAP kulisinden bilgiler ANAP'ta muhafazakâı kanatla Özalcılaı'ın yollan nasıl ve nerede aynldı. Kanat tbplantüanna katüan Vuralhan'm görüş ve yorumlan. Savaş tazminatlan Işın Çelebi, Türkiye'nin savaş zararlannııı hesabını yapt ve tazminat olarak istenebilecek bir rakam ortaya çıkartt. Hollywood yıldızlan çevre militanlan Birçok unlü sinema ve TV yüdızı çevreyi korumaya yönelik etkinliklere katılıyor. En militan "çevreci" Robert Redford... Kürk koleksiyonu yapıp dogayı korumaya soyunanlar... Vakıf kurup bağış toplayanlar... Türk Süahh Kuvvetieri'nde 17 ATOSTi A1DS teşhisiyle çürûğe çıkanlar... GATA'nın gelişmiş teknolojisı AIDS'e karşı... Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Hurşit Tolon ordudaki AIDS olgusunu ilk kez Tempo'ya açıkladı. Yazarlık okullan ABD'de yazarlık okullanndan mezun olan gençlenn peşine düşen çok: Yaymevleri, senarist avalan, reklam ajanslan ve tabii hayranlan... Tûrkiyeli yazarlann ortak tikri: Yazarlık değil, teknik oğretilebilir! Çocuklar da mastûrbasyon yapar Mastürbasyonun yaşı yok. 18 ayliktan 10 yaşına kadar değişen yaşlardaki 24 çocuk üzerinde yapılan araşarmanın ortaya çıkardığı gerçek: Kız çocuklan üç buçuk, erkek çocuklan üç yaşında mastürbasyona başhyor. Sanat eğitimi özel atölyelerde Resim, raüzik, tiyatro, bale eğitimi özel atölye ve kurslarla yaygınlaşıyor. Ustasının sanaündan feyz alanlar, bir zanaat öğrenip gelecege hazırlananlcn... Tempo objektiii atölye ve kurslan dolaşü... Dev-Sol 10. yılında 1243 samldı Devrimd Sol davasında yargüama işlemleri bıtti ama bir türlû kann verilemiyor. Davanın eski savalanndan Turabi Akdeniz'in yapbğı açıklamalar: "Bazı haksızlıklaı yapdmış olabilir." Necef ile Sözen Nuretun Sözen ile hiç kimse böyle bir söyleşi yapmadı. Belediye'deki Sivaslılardan, Sözen'in işportaa geçmişine kadar, çizmeden yukan ne varsa, soruldu. •• SEMRAOZAL'INADAYUSTESISEMRA ÖZAL'IN PARLAMENTO'YA SOKMAK İSTEDİĞİ KADIN GRUBUNUN TAM LİSTESİ. ANKARA VE İSTANBUL'DA SEMRA HANIM'IN LİSTESİNE GİRECEKLERE KESİN GÖZÜYLE BAKILANLAR, FOTOĞRAFLARI VE KENDİ GÖRÜŞLERİ. KİM KİMDİR, KİM KİMİN HAKKINDA NE DEDİ? Y E N İ B İ R I Ş I K 1 ' Aydınlatma ve Aksesuar Galerisi Modern aydınlatmada öncü isım • Dikit, sarkıt. ma>a lambası. aplıkler, resim aydınlatma clcmanlan vt yüzlercc çağdaş tasanm... Pazar gunlerıde 10.00 -18.00 arası açığız. p ark sorunumuz ycHur Bankalar. Okçu Musa Cad. Tutsak Sok. No: 31 Karaköy Tel: 154 81 54 -155 62 70 nm .. 2. SAYI BAYILERDE ÇOKKAPIUODA Asım Bezirci 3. bası 7.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlart Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ÖdemeUgöaderilmez. VEFATLAR İÇİN Yurtici, yurtdışı cenaze nakle- dilir, cenaze ılaçlama. malzeme, tabut, butün işlemler hassasi- yette, suratle yapılır Işletmede aynca 18 ambülans mevcuttur Cenaze ılanl-vında hizmet be- deli alınmaz İSLAM CENAZE İŞLERİ 14720 06-14068 86 Mesul Müdür HafızVELİEROEMİR Ehliyetiniz için bizi seçin ALTIYOL SÜRÜCÜ KURSU Altıyol Kavşağı, Mürverçıçeğı Sk. No: 12, Kat: 2 7W: 347 83 62-349 13 81 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKfl Aydın Çubukçu'yla Soyleşi... (1) Aydın Çubukçu, 19 yıl 4 gün sonra, Gaziantep Özel Tip Ce- zaevi'nden çıktı. Arkadaşları: — Kara savaşı başlamadan çık; yoksa çıkamazsın demiş- lerdi. Aydın, savaştan önce çıkmayı becerdi. Düşünüyordum; "kara savaşı" buyruğunu, İbn-i Bush, yani "Çalının oğlu" verecek; Schwartzkopf, Türkçesiyle "Kara baş" uygulayacaktı. Amerikalılar, "Kara baş"a, "Çöl ayısı" , da diyoıiardı. Hinthorozu Erdal Bey, cuma günü, Türk-İş, Eğitim-İş, Mül- kiyeliler Birliğı gibi üç kuruluşa gitti. Bu geziler daha süre- cekti. Erdal Bey'e, söyleşi sırasında, hükümette, ANAP'ta olup brtenlere ne diyeceğini sordum; "traji-komik" diye karşılık ver- di. İktidara geldiklerinde, Hacı TÖ'yü, "Yüce Divan"a gön- dereceklerdi... Cuma öğleden sonra Cumhuriyet'teki, küçük odada bir- kaç arkadaş oturup söyleşiyorduk. İçeri otuz yaşlarında var, yok, bir genç girdi. Bilmiyordum, 1947 doğumluymuş... — Ben, dedi, Aydın Çubukçu! Aydın Çubukçu'yu hiç görmemiştim. Ama tanıyordum. 12 Martlardan beri içeride yatıyordu. Emrecan'ın babası! Kucak- lastık. Talip Apaydın da var, sonra Mehmet Aydın, savunman. Cemalettin Gürlek, Sacit Somel, Abdülbaki Cebecı de gel-' diler. Aydın Çubukçu'yla söyleşiyoruz. Aydın: — Tam 19 yıl 4 gün oldu; 1972'nin şubatında girdim! diyor. — Hangi maddelerden yargılanmıştın? — 146/1. Önce idama hüküm giydim. 1974 affıyla 30 yıla düştü. Cezaevındeyken yeni bir ceza aldım. Böylece geldik işte... 19 yılı tamamladım çıktım! — Senden başka kaldı mı 12 Mart'tan kimse? — En son ben! 12 Mart döneminin kilidini kapadım, çık- tım. Artık yok! — Oradakilerin durumu nasıl? Cezaevinin durumu ile İİ-. gili biraz bilgi verir misin? — Şu anda cezaevi gergin bir bekleyiş içinde. — Ne gibi? — Bir yandan yeni uygulamalar çıktı söz konusu olabile- cek; bir yandan Eskişehir Cezaevi'nin açılmış olması, bir hu- zursuzluk sebebi. Eskişehir Cezaevi biliyorsun, "özel tip" cezaevi ve (Güldane Hanım, o sırada çayları getirdi) teşek- kür ederim! Yainızca tek kişilik odalardan oluşuyor, tek kişi- lik bahçelerden. — Ne demek tek kişilik bahçe? — Yani, bu kadar bir oda! (Benim küçük odayı gösteriyor). — Sen gördün mü? — Hayır. Güneş gazetesinde falan fotoğrafı yayımlanmış- tı. Mimari yapısını falan o şekilde öğrendık. Bahçe değil ta- bii. Tepesi açık sayılır. Çünkü o da tel örgülü. Havadan kapalı. Böyle bir cezaevi. Buraya gönderilme endişesi var. Yeni tip- te bir cezaevi. Bilinmedik, beklenmedik pek çok şey söz ko- nusu olacak. Uygulamalar ne olacaktır? Neler dayatılacaktır? Geçmişte yaşananların bir tekrarı olacak mıdır. olmayacak mtdır? Buniara karşı kamuoyunun tepkisi ne olacaktır? Çünkü bir yandan da cezaevi, kamuoyunda artık fazla ilgınç olmak- tan çıktı; ya da şöylece diyelim, art arda gelen açlık grevleri vs. Bir kanıksama da oldu. Yani ölüm olmadıkça kimse dö- nüp bakmıyor! Kuşkusuz, başka bir yol arayışı, yani yapıla- bilen, yapılacak şeylere karşı koyabilmek, yenebilmek için başka bir yol arayışı söz konusu değil! Cezaevindeki insan- lar düşünüyorlar; "Nasıl karşı koyalım, haklan nasıl elde ede- lim?" Senin karşı olduğunu biliyoruz açlık grevine, ama bu bakımdan söylüyorum, ne yapılabilir? Nasıl sesini duyura- cak bu insanlar? Neyle mücadele edebilecekler? Ölüm sı- nırına gelmedikçe... İşte en basitinden kitap girişine izin vermiyor adam. — Cezaevındekilerin ıstekleri neler? — Şu anda, herhangi bir sıkıntı söz konusu değil; yani kbd tap giri$i serbesttir. Görüşler iyidir. Haberleşme fena değil. Ama bu, kalıcı bir şey değil. Herhangi bir hukuka bağlı de- ğil. Tüzük, yönetmelik maddesi değil. Bugün vardır, yarın keyfı olarak kaldınlabilır. Kimse, "Niye kaidırdın?"diyemez. Bir mah- kemeye başvurarak "Benim şu şu haklarım var; bugün artık yok; geri verilsin" diyemeyiz. Bağlanmış değil. Herhangi bir hukuksal zemini, yasal temeli yok. Bunlar konulmamış. Za- man olur, "Haydi her şey serbest!" Zaman olur, "Hepsi ya- sak!" — Adalet Bakanlığı'nın son genelgesine ne diyorsun? — Bir kere şu, açık biçimde uygulanamaz durumda; ce- zaevinin bir kesimine açık görüşü vereceksin, diğenne fira- ra girişen, açlık grevi yapan, buniara vermeyeceksin. Bu olmaz! Çünkü, açlık grevine girmeyen yok zaten bırkaç ki- şi... Buniara açık görüş verilemez. Cezaevi nüfusunun bü- yük bir çoğunlugu görüş yapamazken. iki insan çıkıp açık görüş yapamaz! Istese de... isteyemez zaten içınden gelmez. Dışarıdaki aileler böyle bir şeyi kabul edemez. "Başkaları- nın çocuğu görüşemiyorsa, ben çocuğumla görüşemem!" diyen çok insan vardır. Bu, uygulanamaz bir şeydir. Yani bu şeyden değil, insanların birbirleri üzerine kurdukları baskı,. tehdit, falan, böyle şeyler zaten yok. Ama oyle bir manevi or- tam oluşmuştur ki insanlar bunu çiğneyemezler. Ne mahkûm- lar ne aileleri bu manevi ortamı çiğneyemezler. Dedığim gibi - her şey biraz bakanlıktan gelen havaya bakıyor; öbür ceza- • evleri, Gaziantep gibi pek şerbest değil. Herhangi bir ceza- • evi cehennem de olabilir. İstersen, sen sor. — Sevgi Soysal, kitabında yazar; cezaevinden çıkana ar-. kadaşları, "Arkana bakma!" derlermiş. Sana da dediler mi? Arkasına bakan, yeniden cezaevıne geri dönermış çünkü. Se- lam yolladılar mı bana? "Bıraksın sağınları, bacıları biraz da' bizleri yazsın!" mı dediler? — Herkesin çok selamı, sevgisi var. Her zaman sevilmiş-: tir yazıların. Çünkü, çok zor zamanlarda bile bir moral kay- < nağı, bir ilginin olduğunu gösteren bir işaret olması < bakımından çok sevilir! (Öhö.. öhö!.) İLAN TOKAT 1. SULH CEZA MAHKEMESt'NDEN Esas No: 1990/554 Karar No: 1990/903 Sanık: Selahattin Içer. Ahmet ve Ayşe'den olma, 1949 D.'lu, To- kat ili Kabeünescit mahallesi nüfusuna kayıtlı olup halen Tokat ili Gazipaşa Caddesi 2/2'de oturur. Suç: Gıda Maddeleri Tılzüğü'ne muhalefet. Suç tarihi: 29.7.1988 Karar tarihi: 4.12.1990. Yukanda açık kimligi ve müsnet suçu yazılı sanığın Tokat ili Mey- dan Park Çay Bahçesi'nde satışa arz ettiği dondurmaların sağlığa za- rarlı olduğu, böylece samğın Gıda Maddeleri Tuzüfü'ne muhalefet ettiği anlaşıldığından, TCK'nın 3%, 647 S.Y.'mn 4. ve TCK'ran 402. maddeleri gereğince 32.000 lira ağır para cezası ile 3 ay meslek, sa- nat ve ticaretinın laliline ve 7 gün süreyle işyerinin kapatılmasına karar verilmiştir. Hükümlü tarafından temyiz edilmemekle kesinleşen karar, TCK 402/2. maddesi gereğince ilan olunur. 10.1.1991. Basın: 19965 İLAN TAŞOVA ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Davacı Hazine tarafından davaular Sati ve Muammer Dikmen ile 5 müştereği aleyhine açtığı rücudan alacak davasının ara karan ge- reğince; Davalılar Sati ve Muammer Dikmen'in adlanna çıkartılan dava dilekçesi ve duruşma gunü bila ikmal iade edilmiş, yapılan zabıta araş- tırmasında adresleri tespit edilemediğinden adlanna ilanen dava di- lekçesi ve duruşma gunünün tebliğine karar verilmiş olduğundan; Davalılar Taşova ilçesi Gölbeyli kasabasından Osman kın Sati Dik- men ve Osman oğlu Muammer Dikmen'in duruşma günu olan 6.3.1991 günu saat 9'da bizzat mahkemede hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil etürmeleri, duruşmaya gelmedikleri ve- ya vekille kendilerini temsil ettirmedikleri takdirde duruşmanın yok- İuklannda yapılıp karar verileceği hususu dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği yerine kaıtn olmak üzere ilan olunur. Basın: 45752
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear