18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Körfez savaşk Türkiye'nin büyük umudu olan mavi sektöre çok ağır bir darbe vurdu Tiirk turizmi 9Fde tatile eıktı OLÛM NOKTASINA POĞRD lurizmciler, sektörün batma noktasma hızla yaklaştığını belirterek devletten destek arayışındalar. TÜRSAB Başkanı Bahaettin Yücel, bu yılı şöyle tanımhyor: "Türk turizm sektörüne yabancılar çok ucuz fiyatlarla hâkim olurlar. Türkiye'nin bütün yatınmlannın üzerine konarlar. Şu anda devlet 200 milyon dolarlık krediyi bulmazsa, bu parayla gelir ve sektörü ele geçirirler. Belki de bir yerlerde programı yapıhyör" Son 4 yılda eJde edHen tarizn getiri (milyon doiar) 2.556 3.396 2.355 1.721 1987 1988 1989 1990 Son 4 yılda Türkiye'ye "şelen turtst sayısı (Bin kışı) 4 - 4 5 9 4.172 2.855 •1967 1988 1989 1990 SAVAŞ SONRASI UMUTLU Türkiye'nin bir turizm ülkesi olarak potansiyelinden hiçbir şey kaybetmediği, hatta kriz boyûnca değişen imajıyla 'çok şeyler' kâzandığı, sektörde çahşanlann ortak kanısı. Savaş bittikten sonra özellikle gelecek yıllarda turizmde yeniden bir 'bahar' yaşanacağı belirtiliyor. Ancak 20 yıldır oluşan turizm sektörünün temel yapısınm, kriz nedeniyle yıpranacağından endişe ediliyor. Turizmciler devletten destek bekliyor. CEMHAMULOGLU Turizm... Türkiye'nin alün çocuğu... Kalkınma programla- ruıın mavi düşü... Yılda 4 mil- yar dolarlık döviz geliri ile ül- kenin 21. yüzyıldaki umudu... Evet, bu çocuğa nazar değdi. Daha doğrusu Körfez savaşının "kem baluşı" Türkiye turizmi- ni önce üşüttü, sonra yatağa atü ve 91 yılında kolayca ayağa kal- kamayacak kadar ağır bir has- talığm pençesine düşürdü. Tu- rizmciler şimdiden ilan ettiler bi- le: "1991, Tiirk turizmiain kayıp yılıdır. 1992ye bakalım!" Tablo açık: Savaş patladı ve Devlet desteği 'yılan hik yAnkara'da hemen herkes turizmin desteklenmesine 'sıcak' bakmasına rağmen bugüne dek turizm için atılmış somut hiçbir adım yok. Ekonomi Servisi — Körfez krizinden olumsuz etkilenen tu- rizm sektörüne verilmesi diişü- nülen devlet desteği "yılan hikâ- yesi"ne döndu. Başta Cumhur- başkanı Turgul Özal olmak uze- re Ankara'da hemen herkes, tu- rizmin desteklenmesine "sıcak" bakıyor. Sektörün yaşadığı bu- nalırru atlatması için gereken yardımın ne olduğu da çok iyi biliniyor. Ama Körfez krizinin 7. ayını doldurmasına ikı hafta kalmasına karşın, turizm için çı- kartılmış somut hiçbir yardım bulunmuyor. Sektörün hazırladığı ve Tu- rizm Bakanhğı eliyle Yüksek Planlama Kurulu'na sunulan önlem paketi "prensip olarak" benimseneli neredeyse 1 ay oldu. îhsan Aküziim ile Giineş Ta- ner'in aynı gün, 25 ocakta yap- tıkları "turizme destek çıkü" açıklamalarının üzerinden ise 3 hafta geçti. Ama sektör hâlâ "bekliyor". Şimdilik tüm umut- lar salı günü toplanacak olan YPK'ya sunulması beklenen Türkiye Kalkınma Bankası'nın hazırladığı 200 milyon dolarlık talebin kabul edilmesine bağlan- mış durumda. Eğer turizm için bu hafta da gereken çözüm bu- lunmazsa, sektörün birleşerek "sert" .bir tavır alması bek- leniyor. Uretici turizmin kıırbanıEkonomi Servisi— Körfez krizi ile birlikte boşalan yatak- lar yalnız turizmcileri değil, tu- rizme ürün sağlayan öteki sek- törleri de olumuz olarak etkili- yor. Turizm sektörü, ülke eko- nomisine yılda 3.5-4 milyar do- larbk bir döviz katkısı sağlıyor. Ama turizmin öteki sektörlerin- de çalıştırma oranının l'e 4 ora- nında olduğu belirtilerek turiz- min Türkiye'ye aslında 15-16 milyar dolar tutannda bir kat- ma değer kazandırdığı ifade ediliyor. Türkiye'nin en önemli turizm merkezi olan Antalya'da üretici- ler, 1991'i kaybedilmiş sezon" olarak niteliyorlar. Cumhuriyet Antalya muhabiri Bülent Ecevit, bolgedeki üreticilerle görüştük- ten sonra krizin "faturasım" şöyle çıkarnyor: "1990 yıknda 5.5 milyon tu- rist gelen Tirkiye'de bir turistin 1 giinde yınm yumurta, 100 gran sflt, 200 gram et, 1 kilog- ran meyve ve sebze yiyip içtiği hesaplanıyor. 5.5 milyon turis- ttn 10 gön Türkiye'de kalması 27 milyon 5O0 bin yumurtanın tü- ketlmesi aılamına geliyor. Ta- nes 250-2*5 TL olan yumurta- u n turiznUe 6 milyar 875 mil- yon TL.'lik piyasası buluncyor. Bir sezonda 5.5 milyon kUog- ram süt tiıketen tnristlerin gel- nacnesi dnrumunda ise süt üre- ttderinin zaran 16 milyar 500 nulyon lirrı buluyor. Yaklasıktesaplarla 11 mflyon kücgnuneiraketiktiginibetHien iâmiciler bınun faturasuun 187 mJyar TLVe ulaştıgını söylü- yodar. Sebze vtmeyve ttretkileri ise 5 S nflyoa Uogramlık tüketimin yok olmasaın piyasayı 55 mil- ymı TL zanra sokacaguu belir- tjytriar." Körfez'e yakın Akdeniz ülkele- rine turist akışı bıçak gibi kesil- di. Son yıllarda belirgin bir ata- ğa kalkan Türkiye turizmi, bu işten en çok kaybeden ülkelerin başında geliyor. 1990'da 5.3 milyon turistin geldiği ve 3.9 milyar dolar dö- viz getirdiği Türkiye'ye 1991'de ne kadar turist geleceği şimdilik belirsiz. Savaş marttan önce so- na erse bile tamtun ve rezervas- yon açısından bu mevsimi kur- tarmak çok zor. Türkiye, geçen yıl aldığı paym yansına bile ra- zı olacak durumda. Aldıkları kredileri ödeyemez duruma dü- sen turizm yatınmcılan, isletme- cileri ve seyahat acenteleri şim- di devlet kapısında "destek" arayışındalar. Turizm stoklanamaz "Hayal ve Util" sattıklannı söyleyen turizmciler, "Tnrizm bir tüketinı olayıdır ve tüketim maddeleri arasuıda stoklanama- yan tek üriindiır" diyorlar. Tu- rizmin bu özelliğinin devlet ka- tında yeteri kadar anlaşılama- masından yakınan turizmciler, "Biz öteki sanayi dallannda ol- duğn gibi kriz anında malımızı depoya kaldınp daha sonra satamayu" diye ekliyorlar. Bu yuzden "batma noktası"na doğnı geriye sayımın son gün- lerde hız kazandığına dikkat çe- ken turizmciler, "Turizm sektö- rii devletten para kopannak için ağlaşıyor sanılıyor. Oysa gercek çok farklı. Çimkü bu bunalımın bedeli bir gün çok daha fazla- sıyla ödenmek zorunda kaunacak" diyorlar. Piyasa kan ağlıyor Krizin başlangıcı olan 2 ağus- tostan bu yana, tam 7 aydır "savaş halini" yaşayan turizm piyasasının görünümü nedir? Seyahat acentesinden işletme- cisine, yatırımcısından turizm- den yaşamını kazanan "turizm işçisine" dek sektörün her kesi- mi "kan aglryor". Büyük kentlerdeki lüks otel- lerden daha küçük çaplı işletme- lere dek herkes yeterli "dolulagu" yakalayamamak- tan yakımyor. "Dev" hediyelik eşya mağazaları ile sokaktaki satıcının durumu ise birbirinden hiç farklı değil. Sorunun aynı nedenden kaynaklanması, bü- yük küçük her kesimin aynı dertten, turist olmamasından yakınmasına yol açıyor. Seyahat acenteleri ise yurtdı- şı müşterileri bütünüyle kesildiği için "iç turizme" ilgi gösteriyor. Sömestr tatilinde kış turizmine yönelik yatakları dolduran ama kâr marjının düşük tutulması yüzünden gereken kazancı sağ- İayamayan acenteler, Ramazan Bayramı'na umut bağlıyorlar. Bir acente yetkilisi, "Bayram, herkes için bir ümit. Agırlıklı olarak iç turizmle ilgUenenlerin zaten kendi konulan. Ama sa- mnm bu konayla hiç ilgiknme- yenler de biraz olsun para ka- zaoabilmek için baynuna ilgi duynyorlar" diyor. "Ölüm Noktası" yaklaşıyor Beklediği desteği aylardır ala- mayan turizm sektörü, "ölüm noktası" için geriye sayıyor. Türkiye Seyahat Acenteleri Bir- liği (TÜRSAB) Başkanı Bahaet- tin Yücel, acenteler için bu ta- rihi, "28 Şııbat 1991 persembe günii" olarak veriyor. "Bnnnn sonucu ne olur" sorusunun ya- nıtı ise şu oluyor: "Türk turizm sektörüne ya- bancılar çok ucuz fiyatlarla hâ- kim olurlar. Türkiye'nin bütün jatınmlaruun üzerine konarlar. Şu anda devlet 200 milyon do- larlık krediyi bulmazsa, bu pa- rayla gelir ve sektöre hâkim olurlar. Belki de bir yerlerde bu senaryonun programı yapılı- yor." ÜSTSÜZ CENNETt ANTALYA ÖKSÜZ MÜ KALACAK? — Dünya turizm çevrelerinde "Türk Rivierası" olarak adlandırılan Antalya sabiUeri, geçen yü 2 ağustostaki Körfez krizinden önce dop- doluydu. Her gün Antalya ve Dalaman havaalanlanna inen binlerce turist bölgeye döviz ve canlı- lık getiriyordu. Kıyı boyunca turistik tesislerin sayısı mantar gibi çogalırken bu tesislerde birçok kişiye yenl iş alanlan açılıjordu. Her yd yaz aylannı 'üstsüz' fotograflan Ue karşılayan gazeteler de turizmdeki canhlık ve umudu vurgnlayan haberler yapıyorlardı. Ancak bu yd durum farklı gö- rünüyor. Körfez savaşı mart ayından önce bitse bile iptal edilen rezervasyonlann yeniden 'okey- lenmesi çok zor. Üstelik başta tspanya olmak üzere savaştan uzak bolgelerdeki ülkeler 91 yazuun kaymağını şimdiden kaptılar bile. Antalya bu yaz degil 'üstsüz' üstlii turiste bile hasret kalacak gibi görunüyor. Geçen yaz bir tatil köyünde havuzbaşı hatırası. (Fotograf: Yusuf Toprak) TURİZMİNDEĞİSİK[MU1ARINDAÇAUŞANLARKRİZKONUSUHDA NEDİYDR? Turizmde muz cumhuriyeti olmayalım'Ekonomi Servisi — Turizm sektörünün de- ğişik dallannda çalışan kişilere bu yılı nasıl de- ğerlendirdiklerini ve turizm sektörünün içine düştüğü kriz hakkındaki düşünceleri sorduk. Işte yamtlan: Armagan San (Gürkay Tiırizm yöneticisı): Eğer biz bugün gereken teşvikleri uygulamaya koymazsak sonumuz hüsran. Türkiye, doma- tes, kavun ve karpuzla para kazanacak. Asıl para olduğu gibi yurtdışına çıkacak. Adamlar gelip burada ahşveriş merkezlerini bile acacak- lar. Türkiye, turizmde Güney Amerika muz cumhuriyeti gibi bir şey olacak. Olay oraya doğru gidiyor. Bahaettin \&cei(TÜRSABBaşkanO.Savaş bi- ter bitmez yabancı tur operatörleri Türkiye1 nin fiyat indirmesi için oiağanüstü baskı ya- parlar. Bunu önlemenin yolu kendi sektörü- müzü sağlam tutarak bunu göğüsleyebilmek- tir. Bizim bunu göğüsleyebilmemizi engellemek için ellerinden geleni yapıyor bazıları. Bu ger- çekleşirse yatınmlann karşılığını alamayız, be- davaya başkalanna kullandırmış oluruz. Bel- ki birileri bundan kâr eder. Ama tabii biz sek- tör olarak da onların takipçisi olacağız. Erdem Kocapmar (Net TUrizm ve Bazaar 54 Mağazaları Genel Müdürii): Kriz bizi bir hay- li etkiledi. Mağazalarımız 1990'da 50 milyon dolann üzerinde ciro yaptı, ama düşündüğtt- müz hedefin yüzde 22 altmda kaldık. Kriz yü- zünden çok ciddi tasarruflara gittik. Büyüme planlanmızın ertelenmesinden telefon ve çay giderlerine dek her şeyde tasarrufa gittik. Mas- raflarımızı onda bire kadar düşürdük. Yüksek maaşlı kalifıye personelimiz dayanışma goste- rerek ücretlerinin onda birine çalışmaya razı oldular. Biz programımızı 1991 yılında hiç tu- rizm olmayacakmış gibi yapıyoruz. Kapılan kapatmayacağız. Ama kapılardan giren kişi de yok. Necati Kayun (Antalya Sheraton Voyager Gn. Md Yrd.): Normalin fevkinde bir düşüklük ol- duğu kesin. Zaten ölü sezondayız, ama bu se- zonda yapılan kongrelere krizin etkisi büyük oldu. Tasarruf paketimizin tamamında olabil- diğince tasarruf etmeye çahşıyoruz. Ama 5 yıl- dızb bir oteli açık tutmamn maliyeti 10-15 bin dolardan aşağı değil. Ismail Acar-Sabri Sevim (Sultanahmet Aras- tası esnaflan): Çarşının çayası bile kapayıp git- ti. Çarşımn yüzde 6O'ı kepenklerini açmıyor. Fiyatlan indirdik, zaranna satmak istiyoruz. Ama alıcı yok. Bu gidişle çarşının anahtarla- rını toplu olarak vakıflara teslim edeceğiz. Cevat Sezgin (tzmir Büyük Efes Oteli Gn. Md.): Önlem olarak yeni eleman almıyoruz, mevcutlardan bir kısmını da izne çıkardık. Ya- kıt masrafı fazla olduğu için üç bloktan ikisi- ni kapattık, tek blokla hizmet veriyoruz. Ka- pımızı açık tutmamn maliyeti 30 milyon TL'yi bulur. Ama otel bunu her zaman çıkanr. Caner Baykal (Miltur yöneticisı): Doluluk sö- mestrde fena değildi, ama kâr marjı düşük tu- tulduğu için gelir de az oldu. Şu anda ayağı- mızı yorgammıza göre uzatıyoruz. Bayram için kötümser değiliz en azından. Biz dış turizm yapmazsak ölmeyiz. Mustafa Kayacan (Kuşadası Fantasia Oteli Gn. Md.): Bizim yerli müşterilerden oluşan bir po- tansiyelimiz var. Onunla ayakta kalmaya çah- şıyoruz. Herkes gibi küçüldük ve personelimizi yüzde 60 oramnda azalttık. Yüzde 40 orarun- da fiyat indirimi yaptık. Yaz aylan için önü- müz kapkara, hiçbir şey göremiyoruz. Tesisi kapatma diye bir şey olacağını sanmıyorum. Ama çahşıyor gibi bir hava da olmaz herhal- de. Selim Dunı (Duru TUrizm): Kendi yurttaşlan- mızı yurtiçinde en çok gezdiren acente olma- mıza rağmen krizden en fazla etkilenen acen- telerin başmda geliyoruz. Yurtdışmdan 15 mil- yon dolarlık bir iş hacmimiz vardı. Şu anda sı- fır, 1 dolar bile yok. İç turizmden daha fazla randıman alabilmek için kâr marjını düşük tut- tuk. Teşvikler çıktı çıkıyor deniyor, ama orta yerde bir şey yok. Pabucumuzu bile sattık. Tuncer Yalçındağ (Asya-Net Gn. Md.): Bizim satışlanmız deri, kuyum, hediyelik eşya ve kon- feksiyon ağırhküdır. Müşterilerimizin ise yüzde 99'u yabanadır. Yüzdeli oranındaki Türkler- den öyle az satış yapıyoruz ki elektrik masra- fını bile karşılayamaz. Yalmz deride yüzde 25 oramnda Türk müşterimiz vardı. Sattığımız de- rilerle burayı döndürmeye çahşıyoruz. Yılmaz Türkeri (Turizm Yatınmcılan Derneği (TYD) Finansman Komitesi Bşk.): Dış ülkelerle işletme anlaşması olan yatırımcüarın çoğu te- sislerini acmamak niyetinde. Bugün bütün ya- bancı işletmeciler dolduramamaktan korktuk- ları için tesisleri açmamayı tavsiye ediyorlar. İstanbul'un en dvdvli bölgesi bile Körfez krizi nedeniyle alışmadığı bir tenhcdığa büründü Sultanahmet bu kadar sessiz kalmamıştıİstanbul'da turistik faaliyetlerin 'Kâbe*si sayılan Sultanahmet çeyresi, Körfez savaşı nedeniyle oiağanüstü bir tenhalığı yaşıyor. Yaz kış hemen her mevsimde turistlerle dolup taşan Ayasofya çevresi şimdi bomboş. Ekonomi Servisi — İstanbul'- un "turistik semtleri" olan La- leü üe Sultanahmet, "tenha" fo- toğraflar veriyor. Laleli'nin ara sokaklarından başlayıp Sulta- nahmet Meydam'nda bitecek kı- sa bir geziden geriye, insanlann suratmdaki bıkkmlığın yol açtığı "ağırhk" kalıyor. Otelinden butiğine, seyyar sa- tıcısından kafesine dek piyasa- mn her kesımi savaşı "içinden" yaşıyor. Körfez krizi 7. ayım dol- dunırken krize başlayana dek sokaklardaki turistten "bir şekilde" para kazanan insanla- ra "Durumunuz nasd" diye sor- mak, ıster istemez ciddiye alın- mamayı da beraberinde taşıyor. Çünkü "onlar" 7 aydır aynı şe- yi konuşuyorlar. Aslında Beyazıt, Laleli, Aksa- ray çizgisine dağüan irili ufakh işletmeler, piyasaları gereği kri- zi daha hafif atlatma şansını da taşıyorlar. Kapısında "Zvezda Rostfrei" yazan bir züccaciyeci olan Metin Demirci, "Kriz bo- yunca savaş çıkana kadar işler fena degildi, ama savaştan son- ra azaldı" diyor. Doğu Avrupa ülkelerinden olan turist trafiği- nin "kesilmedigi" Laleli piyasa- sına "Kimler geliyor" sorusunun yanıtt, "Yugo da geliyor, Polak da" oluyor. Sokaklarda göreceli lükslüğu ile dikkat çeken Demo adlı deri butiğinin yöneticisı Cengiz Yük- sel, sorunu şöyle ortaya koyu- yor: "Bizim 3 tane de otelimiz var. tşler felaket. Burada deri var, bugün satmam yann satanm, ama oteller öyle degil. Otdde yatak satılmadı mı zarardasın." Her haftabaşı 1-2 otobüsün gekiiğini söyleyen Yuksel, "Ama Istanbul koskocaman şehir, 50 bin tane mağaza var. Herkes kapışıyor" diyor. Dükkânının vitrinine "Mec- buriyetten yüzde 35 indirim" ya- zan Yalçın Konfeksiyon'un sa- hibi Adıgüzel Yalcıner ise artık işi "şakaya vurduklannı" belir- terek şunlan söylüyor: "Aslında her sene bu aylarda indirim yapanz. Ama bn sene Saddam sayesinde fiyatlan biraz daha indirdik." Savaş başlayana dek Körfez krizinden fazla etkilenmedikle- rini söyleyen Yalcıner, Ama Do- ğu Avrupa ülketerindeki degişik- liklerin ardından bu sene daha iyi müşteri bekliyorduk. Olma- dı. Bugün için maalesef zararda- yız, bunu üstüne basa basa söyleyebiUriz" diyor. Divanyolu'ndan Sultanah- met'e doğru inerken konuştuğu- muz 26 yılhk tezgâhtar Mehmet Ökkeş Küpeli, "Abi tam adamı- nı yakaladın" diyerek anlatma- ya başlıyor: "Ben buranın yazını, kışını, mevsimini, turistini adım gibi bilirim. tşler çok kapalı. Hiç böyle olmamıştı. Ocaktan itiba- ren düştü işler. Yuzde veremem. Yüzdelik değil sıfıra düştü beye- fendi... Mfllet 'Kafam rahat olur' deyip kapatıyor. Yülann Vitamini kapattı abi..." Sultanahmet Meydanı ise gü- zelliklerini güvercinlerle, okuiu asan liseli âşıklara sunuyor. Acenteler, yatırımcılar ve otelcilerin oluşturduğu Turizm Ulusal Konseyi (TUSEK) ise şimdilik beklemeyi tercih edi- yor. "Umutla bekliyoruz" di- yen TUSEK yoneticileri herhan- gi bir tarih vermekten kaçmı- yorlar. Büyük sermayeli seyahat acentelerine verilmesi düşünülen ucuz kredinin ise Resmi Gaze- te'de "bir türlü" yayımlanama- masını anlayamadığını söyleyen Bahaettin Yücel, "Fakat bemen çıkması, savaşın seyahat acen- teleri üzerinde yarattı^ı yıkıntı- yı çözümlemez. Bunnn savaşla ilgisi yoktur. Bir ydı zararla ge- çiren, enflasyon tahminleriyle kandınlan bir sektör zarar et- mişken sennayenizi arttınn de- mek bu sektörle alay etmekür" diyor. "Peki, hiçbir destek alamaz- sa, Türk rnrizmini uzun döeem- de neler bekliyor?" Bu soruya oldukça "karamsar" yamtlar veriliyor. Türkiye'nin bir turizm ülke- si olarak potansiyelinden hiçbir şey kaybetmediğİni, hatta kriz boyunca değişen imajıyla "çok şeyler" kazandığını herkes ka- bul ediyor. "Turizmde bahann" çok yakında yeniden geleceğinden de kimse kuşku- lanmıyor. Ama 20 yıldır oluşan turizm sektörünün yapısınm, kriz yüzünden yıpranarak ken- dini toparlamasımn "çok giç" olmasmdan kaygı duyuluyor. Turizmin muz cumhuriyeti olabüiriz Dünya turizminin "devleri" olan tur operatörlerinin Türk turizmi uzerindeki istekleri, sek- törü "korkutuyor". 1992 yılın- da "tek pazara" doğru giden AT ülkelerindeki operatörlerle, havayolu şirketlerinin birleşerek daha da büyüme yolunda çaba harcamaları bu kaygıları arttı- nyor. Seyahat acenteleri üe yurtdışmdaki Türk tur opera- törlerinin, Türk turizminin en büyük güvencelerinden birisi ol- duğu ifade ediliyor. "Türkiye hipotetik bir yaklasımla gele- cekte turizm cennetidir. Ama önemli bir sorun van Turizm cennetinin gdirieri Türkiye'ye mi kalacak, dışanya mı gide- cek?" diyen Türk tur operatö- rü Gürkay Tnrizm'in yöneticisı Annağan San kendi sorusunu şöyle yamtlıyor: "Ben turizmde 1991'in ötane- sine razıyım. Ama yeter ki hal- kayı oluşturan zincirier ayakta kalsın. Çünkü ayakta kaldığı sürece vabancı tur operatörleri ve yabancı işletmeciyle mücade- le edüebilirj' Sarı'nın verdiği sayılara göre yabancı tur operatörünün yurt- dışında sattığı bir Türkiye tati- linin yüzde 20-22'si Türkiye'ye transfer ediliyor. Tatili bir Türk şirketi sattığmda ise bu oran yüzde 75'e dek çıkıyor. "Bider ayakta kahrsak Türk turizminin kalkanı oluruz" diyen San ko- nuşmasım şöyle sürdürüyor: "Almanya ve Fransa'daki Türk tur operatörleri bu ülke- lerden Türklve'ye gelen turist- lerden >üzde 65'ini getiriyor. Bu çok büyük bir başandır. Bu ya- pı konınmaz ve yenilerinin olıış- ması için destek saglanmazsa, belki turizm cenneti Türkiye'ye 10 milyon turist gelecekür. Ama gelecek olan 10 milyon turistin Türkiye'ye getirecegi gelir, bu- gün gelen 500 bin turistinki ka- dar olacaktır. Yani Türkiye tu- rizmde Güney Amerika'nın muz cumhuriyetlerine benzeye- cektir." Tanıtımın tam sırası Sektör genelde savaşın sonu- nun giderek yaklaştığı görüşün- de. Bu gerçek ise Türk turizmi- nin kemikleşmiş sorunlanndan birisi olan tanıtımı fazlasıyla gündeme getiriyor. Çünkü Türkiye'nin Körfez krizinde ta- kındığı tavrm, "Ban" ülkelerin- deki imajını olumlu yönde de- ğiştirdiği kabul ediliyor. Tu- rizmciler, "Bu öyle bir imaj ki, eger medyayla desteklemezsek, yani malnmn beyan etmezsek, büyük bir fırsaü tepmiş ohınız" diyorlar. Türkiye'nin, savaşın hemen ardından büyük bir tamtun kampanyasına girmesi gerekti- ğini belirten Bahaettin Yücel ise bu konuda Ankara'da "ciddi" bir hazırlığın yapıldığından "haberdar olmadıklannı" söy- lüyor: "En büyük korkum, tamtun- la ilgili bir çalışmanın yapdma- mış olmasıdır. Bu durumda Türkiye'nin değişen imajı gibi önemli bir miras ortadan kalk- nuş olur. Burada bir beceriksiz- lik söz konusudur, bir bilgisiz- lik söz konusudur."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear