18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ŞUBAT 1991 CUMHURİYET/9 INSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E 3 N G Û R Ü Ş Kaz ciğert Şiınnı sevdiğıniz şaırte tanışmak çoğu kez ciğerinın ezmesını sevdiğiniz kaz ile tantşmsya benzer. Muratfcan Mungan CEZAEVİNDEKİ BASIN MENSUPLARIN1141, 142, 163 KURTARMIYOR 159,311 ve 312 TCK'run 141, 142 ve 163. maddelerini kaldıran ve bu maddedekı yasaklan ceblr yo- luyla işleyenleri cezalandıracak yeni bır madde getiren yasal değişiklikler henüz gerçekleş- medi. Anayasada yapılması gereken değişiklik de tartışma aşamasında. Bu arada düşünce özgürlü- ğü ile ilgili suçlardan mahkûm olmuş pek çok kışi de cezae- vinde. Veli Yılmaz ve Osman Taş toplam 748 ve 661 yıl hü- kümlü olarak Barün Cezaevı'n- de bulunan iki basın suçlusu. Düşünce özgürluğü ile ilgili uçlardan dolayı cezaevinde bulunan 32 kişiden ikisi. Zan- nediliyor ki ceza yasamızdaki 141 142 ve 163. maddeler kal- dınldığında cezaevindeki yüz- yülarca yıllık cezalara hükum- lü bu basın mensuplan da ser- best bırakılacaklar. Ancak sorunun sadece 141, 142 ve 163. maddelerle sınırlı olmadıgmı Veli Yılmaz ve Os- man Taş şöyle anlatıyorlar: "Basuı mensuplan sadece TCK'mn 142. maddesinden degD, aynı zamanda 159, 311 ve 312. maddelerinden de ha- pfo i-oy^np» mahkflm HWMK danundalar. Örnek olması açtandan belirtelim. TCK'mn 159. nnddesindeiı hakkımızda ktakmolanan ceza tntan sıra- sıyla 147 yü ve 231 yüdır. 311 ve 312. maddeterden hukmo- lunan ceza tntan ise 12 yü ve 15 yıla eşittir. 142. maddeden verflen 58* yü ve 415 yühk ce- za tatarian gibi bu cezalar da Askeri Yargrtay'ca onaylana- rak 1987 yüında kesürieşmistir. On yüdan beri cezaevlerinde tatulmakta olan tum basın mensuplan için, aynı durum geçertidir. Aynca TCK'mn 159,312 ve 312. maddesini ih- ial ettikteri gerekçesiyle yiızU*- ce basın mensubu hakkıoda onlarca >ılhk ceza tehditleriy- le adli>eraahkemelerindeaçı- lan ceza davalan her gun bir yenisinin eklenmesiyle sürti- yor_." Veh Ydmaz ve Osman Taş- ın yüzkrce yıllık cezalar aldık- lan TCK'mn 159. maddesı hu- kumete, devlete, askere, polise hakaret, tezyıf ve tahkiri du- zenlıyor. Her bır hakaret içın 1-6 yıl arası hapıs öngönıyor. 311. madde suç ışlemeye tah- rik olarak tanımlanıyor ve 3-5 yü hapis cezası öngöniyor. Ya- yın yoluyla işlenen suçlarda ce- za bir misli arttınlıyor. 312. madde ise bir cürmtt açıkça öven kişiye 2 yıla kadar hapis cezası getıriyor. Yayın yolu ile işlenen bu suçun cezası da bir misli arttınbyor. TCK'mn 142. maddesi kal- dınlsa dahı hapisteki gazeteci- ler tahlıye ediîemeyecek. An- cak örneğin Veli Yümaz'm 748 yıllık hapis cezasından 589 yı- lı süineeek, genye kalacak 159 yıl. Osman Taş'ın ise 661 yıl- bk cezasından 415 yüı sılınecek, geriye kalacak 246 yü. 142. madde kaldınldıktan sonra büe demek kı demokra- sı yolunda daha 246 yıllık bir açığımız kaimış olacak. DANS ADIMLARI İLE VAR OLUSUN TEMELİ Selçnk Borak,* "Yaşam ve tnsan" bsüesinde "sevgînin varolmanın temeli" olduguna ilişkin mesajlar veriyor. (Fotograf: tbrahim Günel) Yaşam... İnsan... SavaşveÖlüm İSTANBUL Devlet Opera ve Balesi sanatçüan cuma ak- şamları "Yaşam ve İnsan" ba- lesı Ue "Bir Ftoransa Trajedisi" operasuu birlikte sergıhyorlar. Cuma gunlerı sahnelenen birer perdelık ikı eser AKM Konser Salonu'nda önce Oscar WU- de'ın oyunundan uyarlanan ve A. von Zemlinski'nin müziji- ni yaptığı "Bir Floransa Trajedisi" adlı opera sahnele- niyor. Daha sonra Selçuk Bo- rak'ın koregrafısini üstlendiği ve sahneye koyduğu "Yaşam ve tnsan" balesi sergüenıyor Bale sanatçüan "Yaşam Sihri", "Aşk KntsaMır", "Yalmzuk", "Koca Bebekler", "SUah", "Aşk-Ölum-Öziem'\ "Bag Bo- zumu", "Tango" ve "Yaşamak GûzeT başhklanndan oluşan duygu yoğunluğunu dans adünlanyla sergıliyorlar. "İnsan ve Yaşam" balesınin en "anlanüT bölümü ise "Si- lah". "Sahip olmak" adına in- sanlan ve çevresmı yok etmek pahasma "süaha sanlıp" istek- lerini bu yöntemle elde etmeyı dramatık bir kurguyla sergıle- yen bale sanatçüan yoğun ügi yüzünden 1 perdelik balenin fınal bölümünde, "Yaşamak Güzel" dansmı iki kez sergilı- yorlar. "Yaşam ve tnsan" ba- lesinin koregrafisini üstlenen Selçuk Borak mesajım şu söz- lerle dile getıriyor "Var olnuuun temel ögesidir sevgi. Bilinen ve statik 'kötü- niın büe anası odur. Kısaca sevgi var olmanın U kendisidir. Yaşam içinde sorakknirken bi- le sevgi bizi terk etmeyen bîr duygu olarak belirir. Muzik, dans, hatıralar ve en onemlisi hepsinin temelinde yatan sev- gi. Bize kendi yaşamımızdan iri kesitler sunar. Işte "Yaşam ve tnsan'da sizlerebu kesitkr- den ornekler sunmaya calış- tun." 15 ve 22 şubat günleri AKM'de tekrar sergilenecek olan "Yaşam ve tnsan" kuçuk bir salondan dûnyaya açüan minık bir pencere sankı. Pen- cerenin ardında ise yaşamın sihri, aşkın kutsallığı, yalnız- lığın ağırlığı, sılahın urkuntü- sü, aşk, ölum ve özlemin yo- ğunluğu ve yasamın "güzel" olduğuna ilişkin mesajlar sak- h. TUB6UT (İZAL'IN YAHH6I ŞİIB Cal ki sazın inlesin CUMHURBAŞKANl Tur- gnt Özal, Semra Ozal Ue evlen- meden önce defterler dolusu şiir yazannış. — Semra Hanım'la evlen- dikten sonra bir şiir yazama- dık._ dıyor. Semra Ozal da dogrusu bu duruma biraz bo- zuluyor: — Ben tthammı tükettim... Benden önce çok şiir yazardı. Şiirle doiu bir defteri vardı ev- lenmeden önce... diyor. Peki bu defterler ne olmuş. Onu da şöyle yamtlıyor: — Yok etmiş kardeşi, yok etmiş.- Ben de nuudesef nzgü- nüm ama... Şiir uzerine bu konuşmalar Çankaya Köşku'nde "Şür Defteri" dergisının söyleşisin- de yapıhyor. özal'ın vaktiyle yazdığı şiirler defterlerle birlik- te yok olmuş ama aklında ka- lan bır şıirirun bazı bölumleri- ni okuyor. — Uznnca bir şiirim vardı. Üç kızla bir sairin hikâyesi. Üniversitede okudugum yülar- da yuzmıştım». dıye anlatıyor Turgut özal. Şüri de şöylevmış: "Âşık çalnuş agiamış Üç kızı da aglatmış Yanan kalbini atmış Bir giizeiin yoluna Aşık calsın sazını Deşsin senin sızını Sen de yazdın yazuu Bir giizeiin yoluna * Bir güzel çal âşıgım Bir gnzel al âşığım O hudutsuz ummana Bir guzel dal âşıgım. • Çal ki sazın inlesin te i GELECEK NESİL MELEZ OLACAK Şu göçecek faniler Bir gun seni söylesin..." Özal şüri neden bıraktığıru da şöyle anlatıyor- — Sadece ilhamla olmuyor bu iş. Ugraşmak lazım, çalış- mak lazım yazüan şürlerin uzerinde. Belki de şiirlerini gösterdiği bır ustat kendisine, "Sen şu şi- ir isini bırak da mübendis ve- ya cumburbaşkanı olmaya bak. O işlerde daba başanb olursun" demiştır. Küçük Am'erika İncirlik5 YILDIZLl Seyhan Oteli, henuz bir yüdır faaliyette. Ça- lışan'sayısı 200. Muşterı sayısı 4. Guneydoğu'ya gelen Turki- ye Odalar Birlığj ve gazeteci- ler kafüesiyle 20 kadar muşte- rısı daha oluyor. "Bugunlerde biraz muşteri az ama" dıyor- lar "yine de yuzde 25 doldn- ruyornz." Otelın ust katındakı gece kulubunden Adana gözler önüne senliyor. lncırhk bır ta- rafta. Gece boyunca tncirlik'e inış yapan uçaklar seyredüiyor. Artık gece kulubunde eğlence, uçaklan saymak olmuş. Adana'nın caddeleri kalaba- lık. Arkadaşımız Ayşe Yüdı- nm'ın, çeşitli sorular yöneltti- ği esnaf, halinden pek şıkâyetçı görünmuyor. En çok konuşulan konu ise încirlik. lncirÜk'in bundan sonraki nesli 'melez' olacak- mış. "İncirlik kasabasını da kendilerine benzettiler. Kuçıik Amerika oldu" dıyorlar Evli- lık olavları Amerıkalılarla bir ha>lı fazlalaşmış. "Bir gnn ba- kıyorsun birisi Amerikalı ka- dınla evlenmiş. Başka bir gun bakıyorsun Ayşe, Amerikalı bir erkekk evlenmiş." Türkıye Odalar ve Borsalaj Birhği'nin Körfez krizinin en fazla etküedıgi yörelen yerin- de mcelemek ve görmek ama- cıyla yaptığı gezinin ortaya çı- kardığı sonuç, "Korfez krizi ekonomiyi etkilemiş, en çok da psikolojik olarak ortaya çıkmıştı bu etki. Sonra karto- pu gibi buyumuş. Ama asıl ne- den hukumetin 1990 ekonomi politikası. Şimdi bunun fatu- rası çıkıyordu yavaş yavaş." TOBB Başkanı Yalun Erez, hükümetin bu yanhşlann far- kına vardığını anlatırken "pe- ki zaran kim odeyecek" diye soruyor ve devam ediyordu: "Tiırkiye'de her şe> yapanın yanına kâr kalır. Yapanlar ce- zalandınlacak mı? Eger ceza- landınlsa >apanın yamna kâr kalmasaydı zaten bugünku du- nımlara gelimnezdi." Erez, aynca birlığe bağlı sa- nayicilen ve iş cevrelerini de uyarıyor: "Savaş nasıl biterse bitsin, 1991 pembe bir yü ol- mayacak. Hesaplannızı ona göre yapın." SAVAŞDEMODE OLDU Muhabirler krizde SAVAŞ, doğudaki bölge muhabirlennı de bir hayli etkiledı. tlk zamanlar oldukça hareketli günler yaşadıklannı anlatan muhabirler şimdi haber bulamadıklannı, her şeyin kuruduğunu söyluyor ve yakınıyorlar: "Savaştan önce bolge ekonomisi canlıydı. thracat vardı, itbalat ihracat baberi, polis haberi, magazin haberi her şe> yapabiliyorduk. Şimdi her şey durdu." Savaş haberlenmn ise artık bayat ve demode olduğunu, yöre halkının savaşı haberlerinde büe ilk sırada duyduklarmda gülümsedıklenni söyluyor, "Hiç değilse eğlence >erleri açık olsaydı, açık olanlara da sanatçı gelmiyor ki. Gelselerdi onlann haberini yapardık" dıyorlar. Artık, Incirhk'e de gidemediklen ıçm 'uzun bir sure oturup' beklemenin sıkıntısını yaşıyorlar. HAYVANLAR İSMAIL GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK Madem y denen o Aa/it\ vzİasmn^ı halâ nasıl ısr*x duymayan koknoA j Ü rmkK J PİKNİK Pl\ 4LE W4DR4 P1KNK, İ İ ÇOK GU2EL HIZLl GAZETECİ \ECDET Ş AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GLRSES GARFIELD jm DAVR / £Z- SONKA OD!E;yi'BU TBiBüyÜK BİR. ZANLK TARİHTE BUGU1N MIMTAZ ARIKAS J3 Şubat S£RÜVENCİ BİR SANATÇl: CELLINL. 'DE BuSUM,UMLU /TALYAN KUYUMCU, HEYKELCt VE YAZAKf gEfJUEfilUTO CEİ.LM/ÇÇ£~L&> ŞINOA ÖlAHUŞTU KUYUMCOLMĞA İS "' SE 4O, YAZA&L/ĞA '££ 6O yAŞlM&A CBLLINl, irALYAU HOtJBSANStMN STM T/filK SA- A/ATÇILAB/M&AN BıRlYDl. AŞKLARl, KAVSALARI, DUELLOLARt "-E P£ r^N/NAN SANATÇI, ZAMA- NIHİN SAVAŞLAfllNA KAr'LMAfCTAtJ GE& KAIAA4- M/ş, 81RÇOK K£Z YA&*ü4*JMffrr. 6E8Ç1 rüM Bü SE.RUVENLeR fÇıU TEK KAYHAK,KENOt yAZP/6/ AgAR TtLI AMICASfYOl AMA, 8U 8'LE O Ç4Ğ/M OZELUKLE /itNt>£Nt>t BUyuK HEYKELCl MlCHElAtJGEU? 'MUN GOLGEStNPS KALMAKlA gıflUlere, YALNIZCA -peHSEUS, MBDUSA SAfl li-g "APU 880*12. #eY- K£LI SlLE OtlliN VeTEMEĞINt «ANirtAMAYA Y£T£g.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear