18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 PAZAR KONUĞU 8 ARÂLIK 1991 Prof. ANGELIKILAIOU: Bizans,dünya tarihinin aynasıBizans, tarihçilerin daima ilgisini çekmiş olan bir konu. Roma İmparatorluğu'nun Asya'daki uzantısı olarak bin yılı aşkın bir süre hüküm sürmüş olan Bizans, bütün dünya kültürlerini ve komşulannı derinden etkiledi. Bizantoloji, tarihçilerin en özgün uzmanlık alanlarından birisi. Tarihçi yazanmız İlber Ortaylı, dünyanın önde gelen Bizantologlarından biri olan Yunan Angeliki Laiou ile konuştu. SÖYLEŞİ İLBER ORTAYLI I Bizans dönemine ait sosyal ve ekonomik yaptya ilifkin açıklamalanmzda çok değişik yak- laşmuar var. Biz özellikle, Balkanlar'da, Marma- ra ve Trakya bölgesinde Osmanlı-Türk genişle- mesiyle bağlantılı olarak Bizans topiumundaki demografik değişimi inceleyen çalışmalanmzla çok Ugiliyiz. Lütfen bize bunları açıklar mısmız, okuyuculanmız da konu hakkmda daha aynntı- h bilgi sahibi olabilsinler. Sorunuza birkaç şekilde cevap verebilirim. ön- celiklc, değinmiş olduğunuz Makedonya'nın köy- lü nüfusu üzerine kitabımda başvurduğum de- mografik, bir bakıma sosyolojik ve zaman zaman antropolojik yaklaşımın Bizantologlann aşağı yu- kan son yirmi yıldır sosyal tarihe gösterdikleri özel ilginin bir parçası olduğunu söylemek iste- rim. Bizans çalışmalan aıtık büyük ölçüde politik ve administratif tarihin dışına yönelmiştir. Ve Bi- zans tarihçileri sadece devletin gelişimini incele- mek yerine, küçük sosyal gruplan ve genel ola- rak toplumun kendisini ve gelişimini incelemek- le daha ilgililer. Bu nedenle, söz konusu çalışma- nın arkasında yatan ilgi noktası, tüm dünyadaki Bizantologlann ortak ilgi alanı. Benim bu çalışmadaki hedefım, 14. yüzyü Ma- kedonya nüfusu kapsamında, Bizans köylülûğü- nttn iç yapısını ortaya çıkartmaktı, ki ben konu- yu hane yapısı, akrabalık gruplan ve gerek ev ge- rek köy toplumu düzeyinde üretim açüanndan ele aldım. Bunun yanı sıra nüfustaki dalgalanmalar, yani nflfusun kendini ne derecede yenilediği, nü- fusta ne ölçüde artma veya azalma olduğu ve sa- vaş gibi katastrofîk faktörlerin nüfus yapısı üze- rindeki etkileri de incelediğim konular arasında yer aldı. Böylelikle çalışmam hem bir bakıma köy top- lumunun iç yapısının bir incelemesi hem de be- Hrttiğiniz gibi nüfus hareketlerinin demografik bir araştırması. Kitap yaklaşık on beş yıl kadar ön- ce ilk yayımlandığında demografik boyutu ve özellikle istatistiki bir yöntem içermesi oldukça yeni özelliklerdi. Fakat o zamandan beri aynı ko- nuya açıkhk getirmeye çahşan benzer başka in- celemeler de yapıldı. diğer bir faktörün Bizans devletinin kendisinin gerilemesi olduğunu düşünüyorum, ki bu sadece veya öncelikle demografik gerilemeyle bağlantılı bir olay degil; kurumsal bir gerileme. Sizin de söy- lediğiniz gibi devletin gelir kaynaklanmn bir bö- lümünü kaybetmesinden kaynaklanan ekonomik bir çöküntu de gönllüyor Bizans'ta bu devirde. Bölgede siyasi istikrarsızlığa neden olan ve Bi- zans imparatorlanm kendi devletlerinin kaderi- ni bile tayin edemeyecek kadar güçsüz bırakan iç savaşlar var. Aynca, devlet gelir kaynaklan- mn yanı sıra ordu üzerindeki hâkimiyetini de kaybetmiş, ordu merkezi idare yerine şahıslar ta- •rafından kontrol edilir hale gelmişti. tşte bütün bu faktörler bir araya gelerek Osmanlı fethini ko- laylaştırdı. PAZAR KONUĞU \tlginç biryorum. Şimdi genelde Bizans Imparatorluğu ve onun dünya tarihindeki rolü- ne dönelim. Yunanca konuşan halk bu impara- torluğun tentel etnik unsuru sayılır. Ama Bizans aynı zamanda Slavların, Ermenilerin, Mezopo- tamya ve Suriye'deki Sami kökenli halklann, hat- ta Peçeneg vs gibi bazı diğer etnik grupiann da imparatorluğu. Eğer Kafkasya'daki Hıristiyan- lığı, hattaRusya'nın Hıristiyanhğı Bizans'ın Or- todoks Kilisesi'ne mensup olarak kabulünü dü- şûnürsek, bir Doğulu dünya devletinin tarihi söz konusu. Şimdiki Bizans araştırmalannı 19. yüz- yıldaki parlak Bizans araştırmalan geleneği ile karşılaştırabilir misiniz? önce sorunuzun ilk bölümüne değinmek isti- yorum, yani Bizans tarihinin bir "dünya tarihi" oluşuna. Yakınlarda ölen çok büyük bir Bizan- tolog, Paul Lemerle, yıllarca önce Bizans tarihi- nin Ortaçağ tarihi çahşmalan için en iyi odak noktasını teşkil ettiğini sftylemişti. Bunu, kısmen, Bizans tmparatorluğu'nun ta- rihinin değişik dönemlerinde sırurlan dahilinde çok sayıda farkh insan gruplan banndırmış ol- A N G E L I K I L A I O U1941 yılında Atina'da doğan Prof. Angeliki Laiou ilk ve orta öğrenimini aynı şehirde tamamladı. Lisans öğrenimini Atina Üniversitesi ve ABD'deki Brandeis Üniversitesı'nde yapttktan sonra Bizans tarihi konusunda uzmanlaştı ve doktora tezini Harvard Üniversitesı'nde tamamladı. Brandeis ve Rutgers üniversitelerinde de öğretim üyeliği yapan Laiou, 1982'den beri Harvard Üniversitesi Tarih Bölümünde Bizans tarihi profesörü olarak görevli bulunuyor. Aynca Washington'daki Dumbarton Oaks adlı Bizans Çalışmalan Enstitüsü'nun Müdürltiğü'nü 1989'dan bu yana sürdûruyor. Özel ilgi alanları arasında son dönem Bizans siyasi tarihi, Akdeniz ticareti tarihi, ekonomik ve sosyal yapılar, Bizans aile tarihi gibi konulan sayan Prof. Laiou'nun çeşitli dillerde yayımlanmış çok sayıda kitabı ve makalesi var. akademik formas,yonunda filolojinin tuttuğu önemli yer var. Bunlann birçoğu, örneğin Krum- bacher gibi klasik filoloji eğitimi görmüs ve an- cak sonradan Bizans çahşmalanna yönelmiş ki- şilerdi. tkinci olarak 19. ve 20. yüzyü başı tarih- çilerinin yoğun ilgisini çeken konudan, Bizans idari sistemi üzerine çalışmalardan bahsetmek ge- rekir. Bu ilgi sarurım Bizans'taki idari sistemin Batı'da görülen sistemden çok farkh oluşundan ileri geliyordu. Bizans çahşmalanm başlatan Av- rupalüar, ortaçağ Baü toplumlannda az gelişmiş bir devlet yapısı görmeye alışıktılar ve ortaçağ ku- rumlannın modern Batı kurumlanna dönüşümü- nu anlamak çabası içindeydiler. Halbuki çok güçlü bir devlete ve oldukça or- ganize bir idari yapıya sahip olan Bizans, Batı Av- rupa'ya oranla, çok değişikti. Ve işte bu özellik Avrupah araştırmacılar arasında büyük ilgi uyan- dırdı. Bizans idari sistemi üzerine çahşmalanm ilk olarak imparatorluk kurumu ve imparatonın şahsı üzerinde yoğunlaştırdılar. Fakat konuyu sa- dece kurumsal bir açıdan değil, diğer açılardan da ele aldılar. Günümüzde Bizans çahşmalan tüm dünyada çok faal. ABD'de; Ingütere, Almanya, Avusturya ve Fransa'da; Sovyetler Birliği'nde; Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya vb Balkan ül- kelerinin birçoğunda, büyuk Bizans çahşmalan merkezleri var. Ve tarihsel araştırma dallanmn hepsinde olduğu gibi şu anda bizim de ilgi oda- gımız ve Bizans çahşmalanna yaklaşummız, do- ğal olarak, önceliklere nazaran daha farkh. Ör- neğin, geçen yüzyılda Bizantologlar çeşitli metin- ler saptayıp, onlan yayımlamak zorundaydılar. Bizler gerçi hâlâ metin yayımyla uğraşıyonız, fa- kat bu alanda temel çahşma artık oluşmuş du- rumdadır. Sonra, günümüz tarihçiliğinde yeni bir eğUim, Bizans toplumunun kendi içerisinde çahşüması. Yani, biz artık Bizans'ın Batı Avrupa'ya veya başka toplumlara benzeyip benzemediği sonısu- nu gerilerde bıraktık; öncelikle Bizans toplumu- nun kendi özeUiklerini, bu toplumda işlerin ne şe- kilde yürütüldüğünü, örneğin idarenin ekonomiy- le, ekonomik yapılarla nasıl bağlantıh olduğunu araştınyoruz. Artık hepimiz biliyoruz ki, Bizans, tüm diğer ortaçağ toplumlan gibi gelirinin büyük bir kıs- mım topraktan, yani tanmsal kesimden sağlı- yordu. Yine büiyonız ki, Bizans'ta bir mübade- le ekonomisi ve gelirin büyük bir kısmımn dev- let tarafından vergi olarak toplandığı komuta ekonomisi hüküm sürmekteydi. Dolayısıyla, şimdi üzerinde durduğumuz sonı, bütün bunlann Bizans toplumunun kendisiyle ve Bizans çalışmalarını başlatan Avrupalılar ortaçağ Batı toplumlannda az gelişmiş bir devlet yapısı görmeye alışıktılar ve ortaçağ kurumlarının modern Batı kurumlarma dönüşümünü anlamak çabası içindeydiler. Halbuki çok güçlü bir devlete ve oldukça organize bir idari yapıya sahip olan Bizans, Batı Avrupa'ya oranla, çok değişikti. Araştırmamın neticesinde vardığım demogra- fik sonuçlara gelince, aşağı yukan 1300-1340 yü- lan arasında kalan dönemde, nüfusta gerçek bir düşüş kaydedilmese dahi, en azından bir durgun- luk olduğunu gösterebildiğimi samyorum. Tabii söz konusu devir Osmanhlann Balkan- lar'daki ilerlemelerinden önce olduğuna göre ben bu demografik durumun bir ölçüde bölgedeki di- ğer savaşlar ve siyasi istikrarsızhktan kaynaklan- dığı fikrindeyim. Şunu da unutmamah ki, 1340'h yülann sonlanna doğru, yani benim çalıştığım dö- nemin hemen ardından, köylü nüfus üzerinde bü- yük etki yapmış olan "kara veba" salgını ortaya çıkmıştır. Kara vebanın sayısal etkisini tam ola- rak saptayamamakla bu-likte, 14. yüzyıhn ikinci yansında bölge nüfusunda önemh bir azalma ol- duğunu görüyoruz. ••••M^/usun azalması hakkındaki bilgilerin çok açık olduğunu söylüyorsunuz. Sizce bu geri- leme ekonomik bir çökuntüye neden oluyor, do- layısıyla toplumun savunma yeteneği azalıyor ve Türk ilerlemesine olanak doğuyor, öyle mi? Bence, nüfustaki gerileme büyük olasıhkla Os- manlı fethini kolaylaştıran bir faktör olmuştur. Bununla birlikte, Osmanlı fethini kolaylaştıran kım yapısal unsurlarla karşdasıyonız. Bu çok önemü, çünkü toplumlann bünyelerin- de, devlet sımrlan ile kısıtlı kalmayiD. daha ee- niş bir coğrafî alana yayıhnış bazı yapı ve form- lar var olduğunun bir göstergesi. Bunlann sap- tanması ve araştınhnası da modern Bizans çahş- malannda önemli yer tutan bir eğilim. •••••Evve/A:; konuya tekrar dönmek Üzere bir gözlemimi belirteyim. Bence Batı ve Doğu Av- rupa arasında bir aynlık var. Batı, Bizans ile uzak bir Avrupa olarak ilgileniyor. Onu daha çok ken- disine Uzakdoğu Avrupa'nm biçimlendiricisi ola- rak görüyor. Oysa Doğu Avrupa ve Balkan mil- letleri için, Bizans'ı Slav, Türk ve Helen dünya- lannın bir bileşimi olarak incelemek önemli sa- myorum. Çünkü Bizans yıkıldıktan sonra da bir Bizans yaşamıştır. Benim burada vurgulamak istediğim nokta; bilimsel "Bizantinistik"in bu ülkelerde yerleşmesi, güçlenmesi ve ortak çalısmalarla Bi- zans tarihinin yeniden yazılması meselesidir. O zaman, belki Batı Avrupa, Bizans araştırmalan- nın bazı ters yorumlan düzeltilebilir diye düşü- nüyorum. Bu konuda siz ne düsünüyorsunuz? öncelikle şu düşüncemi belirtmek isterim ki, Batı Avrupah araştırmacüann Bizans tarihi ça- hşmalanna büyük hizmetleri olmuştur. Sanınm sizin sözünü ettiğiniz ters yorumlar ashnda ön- celikle 19. yuzyıla ait yorumlar ve de bir ölçüde şimdiki yüzyıhn daha önceki senelerinde Batı Av- rupa eksenli bir yaklaşımla sorulmuş yanlış so- rulardan kaynaklanan çarpıtmalar. örneğin, bir zamanlar tarihçiler hemen hemen her yerde so- mut feodaüzm örnekleri bulabilecekleri yanılgı- sıyla çahşmalanm bu konuya yöneltmişlerdi. Türk araştırmacılar bence ilginç bir avantaja sahipler. Şöyle ki, önlerinde gelişmiş ve gelişmeye devam etmekte olan Osmanlı çalışmaları var. Bu iki grubun, Bizans ve Osmanlı araştırmacılarının, birlikte çalışmalan muhakkak ki çok verimli olacaktır. > ^ X - ^ 1 Laiou, 1453'teki Osmanlı fethinde, Bizans'ın iç savaşlar sonucu guçsuz duşmesinin de rolu olduğunu söylüvor. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) masına bağlayabiliriz. Ama en başta gelen nede- ni Bizans'ın Müslüman uygarhğı, Slav dünyası ve Batı Avrupa'ya bitişik oluşu ve bu uygarhk- lann hepsiyle değişik yakınhkta ilişkiler kurdu- ğu gerçeğidir. Sözünü ettiğiniz Slavlar bunun en belirgin örneklerinden biri. Slavların uygarhklan, kültürleri ve hatta poli- tik ideolojileri üzerinde derin bir Bizans etkisi gö- rülüyor. Aynı şekilde Bizans'ın Müslüman dev- letleri ve Batı Avrupa ile ilişkileri, gerek diplo- matik gerek karşıhkh kultürel etkileşimler açısın- dan, çok önemli yer tutar. Dolayısıyla, Bizans'- ın bir dünya medeniyeti olduğu ve Bizans'tarihi- nin Yunanlann, Slavlann, Araplann ve Türk- lerin (aynı zamanda Batı Avrupahlann da) tarih- leriyle değişik şekiUerde bağıntüı olduğu görüşü- nüze katıhyorum. Bizans araştırmalannm bugünkü durumuna ge- lince, 19. yüzyıl geleneği ile karşüaştırma yapma- mı isterken hiç şüphesiz o devrin, Karl Krumbac- her gibi birtakım büyük isimlerini düşünüyordu- nuz. Esasen, etkinliğini yüzyıllardu sürdüren es- kiçağ araştırmalanna kıyasla, Bizans çahşmala- n oldukça yeni bir alan sayıhr. Charles da Can- ge gibi birkaç önemh 17. yüzyıl arastırmaası bh- kenara bıraküırsa, Bizans çahşmalanmn 19. yüz- yıla ait bir gelişme olduğu görülür, çünkü arada bir kesinti ohnuştur. Kammca bu kesinti aydın- lanma dönemi ve sonrası rasyonahs,tlerinin genel- de ortaçağ toplumlanna karşı besledikleri şüphey- le kısmen bağlantıhydı. Sonuçta, gerek ortaçağ Avrupası gerek diğer ortaçağ tpplumlan 19. yuzyıla dek azgelişmiş bi- rer çahşma alanı olarak kaldılar. Fakat 19. yüz- yıl sonlanna doğru konuyu etkileyen birkaç ge- lişme oldu. Bunlardan bir tanesi, Avrupa'da ye- ni yeni önem kazanmaya başlayan ortaçağ çahş- malan bağlamında, Bizans uygarhğımn da öne- minin keşfıydi. Şimdi o devirde yürütülen Bizans araştırmala- nnm üç, hatta dört ana unsuruna değinmek is- tiyorum. öncelikle, ilk büyük Bizantologlann o toplum dahilinde birbirleriyle ne şekilde bağ- lantıh olduklan, toplumun nasıl işlediği. tlgilendiğimiz konular arasında aile yapısı ve işlevi, hukuk sisteminin günlük yaşamda uygu- lanış biçimi, vb gibi meseleler de sayılabilir. Bi- zans'ta var olduğunu bildiğimiz, çok formel ve büyük ölçüde Roma hukukuna dayanan hukuk sistemi karşısında bizi öncelikle düşündüren so- ru, msanlann günlük yaşamlannda bu sistemden nasıl etkilendikleri. MKKKtMTabii hukuk önemli. Çunkü Bizans Ro- ma hukuk sistemini yaşatan bir dünya ve Osmanlı döneminde de Roma hukuku gene Rum- Ortodoks grubun yönetimi (Patrikhane) tarafm- dan yaşatılıyor. Evet, öyle. Meseleye Akdeniz tarihi genel çer- çevesinde bakacak ohırsak, hukuk sistemi örne- ğinde görülduğü gibi zamanın ve toplumlann de- ğişimine rağmen sürekliliğini koruyabihniş birta- Sonınuzun diğer kısmına gehnce, Bizantolog- lann -tüm Bizantologlann- birtakım meseleleri beraber incelemelerinin önemh olduğu kanısın- dayım. Tabii vurguladığınız noktaya, yani Bal- kanlar'ın özel bir mirasa sahip olduğu ve bu ne- denle dünyanın bu yöresindeki araştırmacılann bazı ilginç meselelere eğiüp bunları birlikte ince- leyerek Bizans çahşmalanna özel bir katkıda bu- lunabilecekleri fıkrinize katıhyorum. Bence Doğu Avrupa ve Balkan araştırmacıla- nnın ortak çalışmalan çok yararh olur. Bunu yap- manın sanınm değişik yollan var. WK^MŞimdi bir konuya daha değinmenizi is- tiyorum. Bizans çalışmalan bizim ülkemizde çok yeni. Ankara Üniversitesi'nde bir Modern Yunan Tarihi Böiümü kuruldu. Başında son devir Bizans ve erken Osmanlı dönemiyle uğraşan bir meslek- taşımız, Prof. Melek Delilbaşı var. tstanbul Bo- ğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde bir uzma- nımız, Yard. Doç. Dr. Nevra Necipoğlu var. Genç öğrenci ve araştırmacılara, Bizans uygarlı- ğını ABD'de öğreten ve tanıtan öncü bir araştır- macı olarak ne gibi tavsiyeleriniz olabilir? Türkiye'de Bizans çahşmalanmn ilerlemesi ve güçlenmesi çok önemh. Bu halen gerçekleşmesi ümit ve arzu edilen bü gelişme. Fakat sözünü et- tiğiniz, örneğin Ankara ve Boğaziçi universitele- rinde Bizans çahşmalanna yönelik birtakım ge- lişmeler, oldukça umut verici işareüer. Türk araştırmacılar bence ilginç bir avantaja sahipler. Şöyle ki önlerinde gelişmiş ve gelişme- ye devam etmekte olan Osmanlı çahşmalan var. Bu iki grubun, Bizans ve Osmanlı araştırmacıla- nnın, birlikte çahşmalan muhakkak ki çok ve- rimli olacaktır. Bir disiplinin diğerine yardımcı olacağı çeşitli konular var; dikkat ve ilgilerini bu konulara yö- neltebihrler. örneğin, geç dönem Bizans ve er- ken dönem Osmanlı tarihinde, her iki imparator- hıktaki toplumsal gelişmeler incelenebilir. Çün- kü sosyal yapüann ömürleri bazen devleüerinkin- den daha uzun süreçh olabiliyor. Bu yüzden geç dönem Bizans ve erken dönem Osmanh çahşma- lanmn paralel olarak yürütülmesi çok verimh ola- cak ve önemh sonuçlara yol açacaktu*. Zaten ça- hşmalanm bu doğruhuda birlikte yürüten araş- tırmacılar var; fakat bu tür paralel çahşmalan de- vam ettirmek ve daha da yaygınlaştumak şart. Türkiye'de Bizans tarihine olan ilginin biraz önce sözünü ettiğiniz Türk araştırmaalanmn ça- hşma ve katkılanyla teşvik edileceğini umuyorum. VADE FARKSIZ TAKSITLE İıtkt ,t KARTALKAYA Yılbaşında ABANT BURSA BOLU KORU SİDE ANTALYA BODRLJM KUŞADASI GÖ/Vf/V POLENEZKÖY KEMER \KI \KIBRIS FİYATLARIMIZI BUROMUZDAK ÖĞRENEBİÜRSİMZ. Aıiıvs: \'1 )lık()iil v^ı ( . u l . liıişir.ın A])t. \ > I t - T ' I K 11 - 1 U J » !İM - I î l ")('> ! » - I M ~> İLAN ERZİNCAN SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 1990/934 Davacı Hıdır Coman tarafından davalüar Kemal Kurukafa ve Meh- met Kurukafa aleyhine açılmış bulunan men'i müdahale davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara karar gereğince tebligatm ila- nen yapılmasına karar verildiğinden davalı Kemal Kurukafa' nın du- ruşmaıun talik edildiği 26.12.1991 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kanuni bir temsilci ile kendisini temsil ettirme- si, duruşmaya gelmediği takdirde duruşmarun gıyabında devam ede- cegi, işbu ilanın yayımından 10 gün sonra tebligatm yapılrruş sayılacağı tebligat yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 29.8.1991 Basın: 50676 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 72. DÖNEM KAY1TURI BAŞLADI Hafta Sonu - Hafta içi akşam kurslan da vardır. Dersane Usküdar 343 67 82 PISTLERIMIZ- Kozyatağı 362 47 33 Tarabya 162 08 18 Tek Yol Eğıtım TÜRK KALP VAKFl Muayene, Teşhis, Tedavi 17512 44 / 45 Laboratuvar, Röntgen 148 58 66 T.C. ANKARA 12. SULH CEZA MAHKEMESİ ESAS: 1991/124 KARAR: 1991/256 Hâkim: Refik Dızdaroğlu Kâtip: Mehmet Eğrikülah Sanık: Abdurrahman Akyaz, Durmuş oğlu, EliPten olma, 1953 D.lu Ankara ili K. Kale nufusuna kayıtlı halen Beştepe 18. Sokak No:4'te oturur. Suç: Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet etmek. Suç tarihi: 26.6.1990 Sanığın gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet etmek suçundan TCY.'nin 398.402/2, 647/4, üç ay curme vasıta kıldıgı meslek ve sa- natının tatiline ve takdiren yedi gun ış yerinın kapatılmasına, huküm özetinin kapatma suresı kadar göze çarpan bir yerine asılmasına, ka- rarın kesinleşmesini muteakip, huküm özetinin Ankara'da tirajı yuz binin üzerinde bulunan bir gazetede derhal ilan olunmasına, 1.000. TL. lira yargılama giderimn ahnmasına, sanığın yuzüne karşı, Yar- gıtay yolu açık olmak üzere karar verildı. Basın: 45989 K A D I K O V SÜRKUR SÜRÜCÜ KURSU Hafta Sonu - Hafta lcı Gûndüz - Akşam kayıtlar devam edıyor TAKStTLF. KADKÖY (Sofluluçeyne Cam, »an,) Te* 349 18 24-33602 06 33402 79 FOK 3*? 18 25 GBDERASAK YAŞARKEN Vedat Gıinyol 8.000 lira (KDVİçinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul Ödemeli göndertlmez. MUDO HAZIR GİYİM İMALAT VE PAZARLAMA ANONÎM ŞİRKETİ'NDEN TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR Şirketimizce azami briit % 85 (net %76.075) oranı üzerinden iskonto edil- mek suretiyle ihraç edilecek C tipi 360 gün vadeli 1 tertip 5 000 000 000.- TL. tutanndaki finansman bonolan 9.12.1991 tarihinden itibaren 10 iş günü süre ile satışa aracılık eden İKTISAT Bankası T.A.Ş. tarafından aşağıda adresleri belirtilen yerlerde satışa sunulacaktır. Bu finansman bonolannın halka arzı, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 2499 sayılı Kanun ve 86/11130 sayılı Bakanlar Kurulu Karanna dayanıla- rak çıkanlan Seri:III, No:4 sayılı Tebliğ uyannca verilen 4.12.1991 tarih ve FB-31 / M-3 sayılı izne dayanmaktadır. Ancak bu izin,finansmanbono- lanmızın ve ortaklığımızın Kurul yada Kamuca tekeffülü anlamına gelmez. 1. Ortaklığın Ödenmiş veya Çıkanlmış Sermayesi 2. İzahnamenin Tescil Tarihi 3. Finansman Bonolannın Vade Tarihi 4. Finansman Bonolannın Ödenmesini Garanti Eden Banka Bankası T.A.Ş. 5. Satış Süresinin Birinci Günündeki Satış Fiyatı : 3 434 000000.-TL. 6.12.1991 2.12.1992 İKTISAT Kupür DeSeri (TU 5 000 000.- Satış Fivatı CTL) 2 839 699.- 6. Satışın Yapılacağı Yerler: İktisat Bankasının Merkez ve Şubeleri Merkez Adresi: Büyükdere Caddesi No: 165 Zincirlikuyu-İSTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear