18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Aııadolu, IstanİMiTu iethettiYoğun göçün altını üstüne getirdiği Istanbul gecekondu cenneti oldu Kentin tarihi dokusu yok olmak üzere. BIR ISTANBUL Kl! 5 5 0 bin gecekonduda 4 milyon insan yaşıyor. 7 0 kentten her yıl yarım milyon insan çekiyor. Uluslararası şehircilik ve mimarlık teorilerinin tümünü yadsıyor. Gettolan andıran gecekondularla villalar burun buruna yaşıyor. Yeşil alanların, kültür varlıklannınparsel parsel satılmasını önleyemiyor.Suyunun, elektriğinin, kanalizasyonunun, okulunun, hastanesinin, yolunun yetersizliğine karşın yetermiş gibi yapıyor. btanbuhmgöçyapısı GÖÇÜN SAYISI 15.001 + 5.000 - 15.000 BERAT GÜNÇIKAN Bir kent ki. Türkiye nüfusunun yüzde 13'ü orada yaşar. 550 bin gecekondu yükselir topraklan üstünde. Ve bu ge- cekondularda 4 milyon insan yaşar. O îstanbul ki; her yıl 70 kentten yanm milyon insan göçediyor. Her gûn yeni bir işkoluna kucak acıyor. Uluslararası mimarlık, şehir- cilik teorilerinin tümünü yadsı- yor. Gettolan andıran gecekodu- larla villalar burun buruna ya- jıyor. Yeşil alanlann, kültür varlık- lannın parsel parsel satılması- nı önleyemiyor. Suyunun, elektriğinin, kana- lizasyonunun, okulunun, has- tanesinin, yolunun, otobusü- nûn yetersizliğme karşın yeter- mis gibi yapıyor. Insanlann ruh sağlığı, fiziki sağhğı giderek bozuluyor, kent- liymiş gibi yaşanıyor. Bu kentin adı Jstanbul. Elli yıldır sistemli bir şekilde içine düşürüldüğü kaostan çıkanl- maya çalışılıyor. Bugün, bu kenti yaşanıhr hale getirmek için başta DFT olmak üzere pek çok devlet kuruluşu, üni- versiteler, belediyeler, sendika- lar düşünce üretiyorlar. Proje- lerde kentsel gereksinmelere ya- mt aranırken göçle oluşan "ye- ni kenthler"in de tanınması, an- laşılması amaçlanıyor. Bir baş- ka anlatımla nüfusun yansın- dan fazlasım oluşturan "yeni kentliler" kendilerine "onm- snz" bakan, "Kcşke yerterinde kalsalardı, geldikr her şeyi bozdnlar" diye burun kıvıran- lara "varsınız" dedirtiyor. Gecekondulaşma üzerine ya- pılan tüm araştırmalar Türki- ye'nin toplam nüfusunun yüz- de 59.1'inin artık kentlerde ya- şadığına dayanıyor. Her yüz ki- şiden 13'ünü taşıyan Istanbul- da ister istemez araştırmalann odağını oluştumyor. Değerleri ve sonuclan farknlık gösterse de "Gdç ancak devlet politika- syta önieoebüir" düşüncesinde birleşen bu araştırmalardan biri Devlet Planlama Teşkilatı'na (DPT) ait. Istanbul'un son on yılda en fazla Kars, Sıvas, Giresun ve Ankara'dan 15-64 yaş, yani ça- lışma grubundan göç aldığını gösteren araşürmaya göre gö- çenlerin yüzde 53.05'i ilkokul, yüzde 25 2Ts\ ortaokul, yüzde 6.11'i de üniversite mezunu. Sa- nayi, hizmetler sektörü ve ima- lat sanayiinde ücretli olarak iş bulabilen yeni kentliler, bir ha- nede ortalama 4-8 kişi yaşıyor- lar. Altı ya da daha fazla kişi- den oluşan ailelerin lstanbul- da oturma süreleri 20 yıla da- yanıyor. Eşler arasmda fazla yaş farkının bulurunaması, res- mi nikahb evlilerin oranımn yüzde 90"a ulaşması, ailenin ku- ruluşundaki geleneklerin kent- sel gereksinmelerle bağdaşma egilimi gösterdiğinin kanıtı. Beykoz - Soğuksu, Fatih - Usküdar, Usküdar - Bulgurlu, Eyüp - Emniyettepe - Esente- tep, Sarıyer - Derbent, Gazıos- manpaşa - Merkez - Zübeyde Hanım - Habibler, Şişli - Gül- bahar - Yeşilce - Talatpaşa, Ka- ğıthane, Zeytinburnu - Gökalp - Veliefendi, Kartal - Pendik- Fevzi Çakmak, Tuzlu - Yayla - Şifa - Esenyalı, Bakırköy - tnö- nü mahallerinde ortalama 19 yıldır yaşayanlarla yapılan araş- tırmaya göre yeni kentliler için üst tabakaya geçmenin, kendi- ni şehirli kabul etmenin ilk yo- lu eğitim. Çocukların birinci kuşaktan daha yüksek bir eği- tim düzeyine sahip olması yeni kentlilerin eğitime verdiği öne- mi gösteriyor. Ancak ağırlığını konryan işsizler arasmda eğitim görenler okuma - yazma bilme- yenlere oranla fazlalık gösteri- yor. Küçük üretim ve hizmetler- de çalışanlann bir kısmı geçici ve güvensiz çalışmakla birlikte şehirde kalma süresi uzadıkça fabrika işçiliğinde yoğunlaşma görülüyor. Sosyal güvenlik ku- rumuna bağlı olanlann yuzde 73.5'ini ise 11 yıl ve daha fazla süredir Istanbul'da oturanlar oluşturuyor. 1988 yilı fıyatlanyla aylık ge- lirleri yüzde 55 oranında 100-300 bin lira arasında deği- şen yeni kentlilerin yüzde 22'si yaşamlannı ek gelirle sürdürü- yor. Ek gelirlerin başında da yi- ne kentte kalmanın süresinin uzunluğuna göre kira ve faiz yer ahyor. Yüzde 70'i tasarruf yapamayan yeni kentlilerden ta- sarruf yapabilenler sırasıyla bina-ev-dükkân, arsa-arazi- dayamkü tüketim mallan ve al- tına yöneliyor. Eğitimden sonra kentli olma- nın koşulunu dayanıklı tüketim mallannda gören yeni kentliler gelirlerinin yüzde 87'sini buz- dolabı, yüzde 68'ini siyah-beyaz televizyon, yüzde 63'ünü dikiş makinesi, yüzde 53'ünü ise tey- be ayınyorlar. Yeni kentliler hem dayanıklı tüketim malları- nı hem de giyecek ve yiyecek- lerini yüzde 63 oranında taksit- le alıyorlar. Yüzde 46'sı kendi evinde otururken yüzde 17.3'ü kamu arazisine yerleştiğini ka- bul ediyor. ADALARA NAZIR GECEKONDU ÜLKESİ — Ev-tark ne varsa sanp savuştarulur, düşültir yoDan Anadolu'dan. Aranan beiki de küçük bir umnttur. İstikbalde neler bekliyor pek düşünülmez olur. Boş bulunan bir yere, kaşla göz arasmda kondurulur gecekondu. Yolu yoktur, snyu yoktur, hiç önemli de- gil bunlar. "Nasılsa ileride olur." Gelenler kulturlerini de gelirmiştir. Kafalarda değer karmaşası yaşanır. Ama ne olursa olsun kalmaya karar vermişlerdir ve bunun için yapamayacaklan şey >oktur. (Fotoğraf: ERDOCAN KÖSEOGLU) ÎTÜ Mimarhk Fakültesi Şe- hir ve Bölge Planlaması Bölü- mü'nün Prof. Hande Suher başkanlığında Şişli'de yaptığı araştırmanın sonuçları DPTnin raporuyla benzer so- nuçlar gösteriyor. Bu araştır- maya göre de geçmişte ve bu- gün tstanbul'a daha iyi bir iş ve gelir umuduyla gelen yeni kent- lilerin, gelecekten umduklan- nın başında "daha iyi egitim" geliyor. Daha iyi sosyal çevre, sağhk hizmeti ve insan ilişkisi- nin ise daha iyi kültürel olanak- lar izliyor. Yeni kentli hafta sonlannda akraba, eş-dost zi- yaretleriyle gecirmeyi yeğlerken ailece en sık gittikleri eğlence yeri Gülhane Parkı oluyor. Türkiye Hak Işçi Sendikala- n Konferasyonu'nun yaptığı araştırma sonuclan ise gece- kondularda oturanlann yüzde 45'inin işçilerden, yüzde 20'sinin ise işsizlerden oluştu- ğunu gösteriyor. Araştırma so- nuclan gecekondulan içinde bulunduğu olumsuz koşullara karşın siyasal tercihlerini sağ partiler lehine yapmalanna dik- kat çekerken suçluluk oranını, fuhuş, alkol ve uyuşturucu alış- kanlıklannın kent ortalaması- mn ortasında olduğunu ortaya koyuyor. Her üç araştirmanın sonuclan Yeni kentlmin varbğını kabul eden üç araştırma da sonınla- nn çözümünü gecekondulaş- maya yönelik devlet politikasın- da Börüyor. DPTnin raporun- da Istanbul'a devlet, özel sek- tör ve yabana sermayece yapı- lacak yatınmlara teşvik veril- memesi, tstanbul'a yerleşmenin hemşerilik vergisi, ayakbastı parası gibi yasal ve idari tedbir- lerle disiplin altına alınması, "işsiz gnçsüz, yersiz ve yavasu" olarak tanımladığı kişüerin za- bıta tarafından tespitini ve ge- rektiğinde geldiği yerlere gön- derilmesi gibi katı uygulamalar öngörülüyor. iTÜ'nun araşür- ma sonuçlannda ise yeni kent- linin kent yaşamındaki faaliyet- lere katıhmı mevcut ve yetersiz kamu ulaşım sistemine demir- yolu, denizyolu, metto ve hafif metro sistemlerinin eklenmesi- ni, kalkınma planlannda belir- tildiği gibi gelişme ve refahın göstergeleri olan kentlileşme, sanayileşme, göç, yeni şehir po- litikalanmn merkezi yönetimler tarafından geliştirilmesini içeri- yor. Tüm araştırmalar, yeni kent- linin kırsal yaşam biçiminden kentsel yaşama geçiş yolunda olduğunu, kentlileşme amacıy- la elinde tüm olanaklan kullan- maktan yana olduğunu göste- riyor. YENİ KENTLİLER NE DİYOR? HAZER AKYİJZ — GeleU kaç >ol oldu. unutluk. Kocam, uç karde$i>le birlikte geldi. Ben halimden memnunum. Ko>un işi zor. Ekmek yap, tarlaya git, su laşı. Burada her şe> kola>uk. GURSEL KOCA — Samsunhı- yum. 15 yıldır burada)ız. Birev yapabildik. İlk >ülarda çok zor- luk çektik. Ağnmıza gitti, a>ıp olur dedik donemedik, soğan ekmek yedik dayandık. TORLN AVCI — Beş yıldır tstanbuldavım. tş olsaydı tstan- bul'a gelmezdik. Elâlem nasıl yaşı>orsa biz de o>le >aşanz de- dik geldik. Henuz duzenimizi kuramadık. Çocuklarımın iyi bir eğitim görmesini istivorum. Şimdiye kadar bir tek başımızı so- kabilecek dam >aptık. YENİ KENTLİ NELER UMUYOR? Geçmişte Bugün için Gelecek için Daha iyi ıs ... %22 0 . 27.9... 8.4 Daha iyi gelır 14.0 ... 11.7 15 2 Daha iyi eğitim olanağı 19.2 .... 9.1 21 7 Daha iyi sağlık hizmeti 9.0 8.2 14.9 Daha iyi sosyal çeyre 9.8 7.0 15.1 Daha iyi insan ılişkisı 13.2 10.1 11.9 Daha iyi kültürel olanaklar .. 10.7 8.5 10.9 Hıçbırşey .... 2 1 . 17 5 . 19 YENİ KENTLİLERİN İŞLERE GÖRE DAĞILIMI Nüfus Yüzde Ucretli 973 719 . . . 7543 Işveren 15.309 1 19 Kendı hesabına çalışan 167.773 13 Ucretsız aıle ıscı 133.960 10 38 Bılınmeyen 190 .. 0 01 Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna: Hükümetler de check-up yaptınrlar MERT A I İ BAŞARIR Gazetemizi dun ziyaret eden Dr. Yıidmm Aktuna, ba- kanüğına bağlı Ulusal Hp Akaderaisi'ni kurarak Türki- ye'deki sağlık kuruluşlannda verilen tedavi hizmetlerinin koordinasyonunu sağlayacak- lannı açıkladı. Sağhk Bakan- lığı dışında bir bakanlığı hiç düşünmediğini söyleyen Ak- tuna, Yeşil Kart'ın bütün Türk insanını sosyal güvence altına almada bir sembol olduğunu belirtti. Aym gün Süleymani- ye Doğum ve Kadın Hastalık- lan Hastanesi'ni de denetle- ycn Aktuna ile 'acil bir mini söyleşi' yaptık: — HasUBderi oteie çevire- ccfinizi soylayorsunuz. Bn dnramda "daha fazla hasta alsm" diye yataklar French- Bed (iki kişih'k yatak) mi ola- eak.Doktoriann kapûmda da "lütfenrahatsızetmeyiniz" mi yuacak? AKTUNA — (Gülüyor) Hastaneleri otele çevinneyece- ğiz. Hbbi hizmetlerle oteldlik hizmetlerini birbirinden ayıra- cağız. Hastanenin de odası yatağı. kirli çarşafı vardır. Ye- mek gelecektir, kahvaltı veri- lecektir. Odası temiz olacak- tır. Duş alacakur. Bunlar otel- cilik hizmetleridir. Tıbbi hiz- metlerden ayn tutulması gere- kir. Başhekım otelcüık hiz- metlerinden anlar mı? Hasta- nelerin çoğunda Hilton Oteli'ndekinden daha fazla yatak vardır. Pislik ve bakım- sızhk bu eksikükten kaynak- lanmaktadir — Mecburi hizmeti kaldı- racagnuza göre bastalar dogu- dan batıya "mecburi tedavi" için mi gdecekler? AKTUNA — Zorunlu hiz- meti demokratik hizmet anla- yışı olarak g&rmüyoruz. Doğ- ru olmadığııu da insanlann gitmek istememelerinden an- hyoruz. Rapor alıp gitmiyor- lar. En son kuraya girecek 80 tane doktor vardı. Bunlann 60 tanesi rapor almıştı. Gitse- ler bile yararh olmuyorlar. Çünkü sevmiyorlar. Mecburi hizmet yerine çağdaş uygar bir uygulama getinneliyiz. Zaten genel sağhk sigortası çıktığı zaman bu mesele ken- diliğinden kalkacaktır. Ücret politikasında bir düzenleme yapılacaktır. — Hüknmeti saghkfa görii- yor mnsunuz? Yoksa sık sık "check up" gerekecek mi? AKTUNA — Hükümetler de insanlardan oluşuyor. Her insan ne ölçüde sağlıklı görü- nebilirse, ne kadar sürede check up'tan gecmesi gereki- yorsa hükümetler için de ay- nı şey söz konusudur. Dini eğitim için Türkiye'ye gelen Balkarlı iki genç baskıyadaha fazla dayanamadı 'Burada dört duvar arasında kaldık'VEDAT YENERER "Dört aydır Türkiye'yi anahtar de- u'ginden görnyornz. Biz Türkiye'ye boşiukta kaian milletimize ön ayak oiabilmek, düzeyU bir din egitimi alıp Hıristiyan yaklafunlara karşı koyabil- mek icin geklik. Oysa burada dört du- var arasuıda kaklık." Bu sözler Sovyetler Birliği'nde ba- ğımsızhk savaşımı veren Balkarya'dan ülkemize getirilerek Kartal'daki Elmah Yaülı Kuran Kursu'na yerleştirüen ma- kine mühendisi Reşit Kurdan Ue fi]o- loji meznna Abdfilkerim Ölmez'e ait. Reşit Kurdan Moskova'daki Islam Diyalog Merkezi'nde Başkan Abdülre- şit Bndayev'in kendilerine Türkiyc'de- ki eğitimin üniversite ile enstitü egiti- mi arasmda olduğunu ve yeterli gele- ceğini öne sürdüğünü, bu nedenle de Diyanet Vakfı araahğıyla Türkiye'ye geldiğini belirterek şöyle konuşuyor. "Orada gnzd bir işiın vardı. Ünrver- siteyi de bitirmiştinı. tşimi bırakıp, on- lara inanıp dinin derulikierini, Uahi- yaü ve Çin feiscfesini, Hut felsefesini öğreumek icin getdim. Borada çok gö- zd insanlar ve bol kitap var. Ama ba khaplan okumamız için serbest olma- nuz gerekir." Reşit, kaldıklan yerde sadece Zaman gazetesi okuyabildiklerini ve Atatürk'- le ilgili olarak da Lenin'in bir kopyası olduğu yolunda düşüncelerin açıklan- dığım belirterek "Biz dogrnsona bil- miyoruz" diye konuşuyor. Bu sırada Abdülkerim söze aüüyor. Bir odada 14, diğer odada da 10 arka- daşının balık istifi yasadıklannı söyle- yerek sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bizim orada uç ya da dört kişi bir odada kalır. On dört kişinin kaJdıgı knçök bir odada herkes farklı şeyler yapmak istediği için her zaman soran oiuyor. Kimisi ışıgı yalap, Knren oku- mak isterken bir digeri nynmaya kal- luyor." Reşit Türkiye'ye geldikten sonra kendi konumlanndan dahi bilgilerinin olmadığıru, oturma müsadelerinin he- nüz çıkarılmadığını da hatırlatarak "Burada 24 arkadaşız yann ne olaca- gını bümiyoruz. Ya bize yann geri dö- niıyorsunuz derlerse ne olacak? Biz o zaman niye geldik? Neye hizmet edi- yornı?" diyor. Reşit ve Abdülkerim kaldıklan ye- rin ekmeğini yediklerini ve onlan ka- ralamak gibi bir düşüncelerinin olma- dığını, ancak beklediklerinin çıkmadı- ğını öne sünıyorlar. İki genç BaJkarlı, kursta hoca olarak kendilerine eğitim verenlerin hem çok genç hem de eği- tim olarak yetersiz olduklannı söylü- yorlar. Ahmet Staj ve Adem Nebso ad- lı Adiga özerk Cumhuriyeti'nden ge- len iki Çerkezin de kurstan aynlarak geri döndüklerini söylüyorlar. Aynl- malanna gerekçenin ise kursa haber vermeden akrabalanmn yanlannda birkaç gün kalmalan gösterilmis. Reşit Kurdan ve Abdülkerim ölmez Balkarya'daki yaşantılanyla buradaki- ni şöyle karşılaştınyorlar: "Sporsnz hayat bizim için zindan- da olmak gjbidir. Aç kaklık ama spor yaptık. Burada duvara koanlabilecek bir barfiks bile yok. Paşababçe'deki Dagutanh ve Çamhca'daki Mongol ar- kadaşhum durumlan bizlerinkinden de kötn. Onlardan da bazılan geri dön- döler. PTT'ye mektup atmaya bile gi- derken haber vennek zorunda kalıyo- ruz. Biz Kafkasya'dan, Kazakistan'a 1944'te sürttlmuş bir mUletiz. O zaman sadaka yemedik. şimdi de yemegiz. Biz Kartal'daki Elmalı >atılı Kuran kursuna yerleştirilen Reşit Kurdan (sagda) ve Abdülkerim Ölmez, yannların ne geti- recegini bilemcmenin endişesini taşıyorlar. Türkiye'deki kurslara salt Kuraı oka- mak için başvnrmadık. Anladık ki iş- ler çok farklı. Türkiye Ue Asya'daki Türki cnmhnriyetler arasında birer di- yalog konnmundayız ve diyalogumu- zn kiltür ve eğitim alanında arrünnak istiyomz." Reşit Kurdan Türkiye'ye gelmeden önce Türkoloji konulannda araştınna- lara merakh olduğunu ve Balkarya'da- ki "Töre" adlı bir Türkoloji deraeği- ne de üye olduğunu belirterek çok önemli olarak nitelediği düşuncelerini şöyle aktanyor: "Balkarya'daki son kazılarda Türkoloji dabnda çıgır açacak yeni bö- gOcr ek geçti. Bunlar Rus yetkilikr ta- rafından kontrol altına alındı ve der- neğimize bunn yayma yasağı getirildi. Yeni kazüarda Iskitlerle BgOi kautlar da çıkü. Bn kazılarda Bolgariann ts- kitlerin bir koln oldnğu da ortaya çık- b. Benim Türkiye'ye gdmek istemenün bir nedeni de bn. Tüm bilgileri ve bazı evraklan yanunda getirdün. Türkolog- lann benimk flişkiye girmelerini isti- yomm, çnnkn ben onlara ulaşacak du- rnmda degüîm." Reşit ve Abdülkerim TC hükumeti fleri gelenlerine kendilerine ve tum soy- daşlanna sahip çıkmalan yolunda çağn yaparken sözlerini şöyle tamamhyor- lar: "Bizi TC yetkilileri imtihan etsin. Üniversitelerde ilahiyat, febefe ve di- ger büimleri oknyahm. Üniversite ymrt- lannda daha iyi koşullarda kendimizi yetiştiretim. Devamta stres ardnda ya- şamayahm. Biz Türküz ve Türldye'den başka kinuemiz yok. Hastalandıgımız zaman doktora gidemiyoruz. Çiınkii paramız yok. Ayhk 150 bin lira ik ne yapüır. Ama ogrenci statüsüne alınır- sak en azından üniversite hastaneleri- ne rahat gideriz. En önemlisi, biz bu- raya ilim ve bilim öğrenmeye geldik. Bizim elimizden totsunlar."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear