18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 SERGİ Başanr'dan 'Kaos' • Kültür Servisi — Gulgün Başanr'ın "Kaos" başlıklı resim sergisi Atatürk Kültür Merkezı'nde süruyor. Ay sonuna dek izlenebilecek serginin ressamı Gulgun Başanr, şöyle anlatıyor resim dilıni: "Resimde zamanı ritim anlatır. Ritim hareket değil, dunyanın görüntüsüdür. Ressamın ne formu ne konusu, ne soyut ya da figüratif oluşu, ne tekniklerı, ne kullandığı materyal, ne bağlı olduğu akım sanatın anlamını açıklamaya yeter. Sadece ritim anlamdır ve bize bir şey söyler. Ressamın formlannın soylediği şey aslında formlann ritmiyle söylenir!' 1966 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitiren Gulgun Başanr, bugüne dek altı kişisel sergi açtı. Sanatçının yurtiçinde ve dışında özel koleksiyonlarda yaptıları bulunuyor. 'Resim yapnıak yalnızlıkör' • Kültiir Servisi — Ressam Ali Haydar Pektaş'm sergisi Beyoğlu Belediye Sanat Galerisi'nde açıldı. Her yıl Anadolu'nun çeşitli yörelerini dolaşıp resim yapan Ali Haydar Pektaş'ın bu sergisinde suluboya, yağhboya ve pastelle yapılmış eski yapılar, dar sokaklar ve diğer resimleriyle birlikte Akdeniz sahillennden çeşitli görüntüler yer alıyor. 196O'lı yıllardan bu yana resimle uğraşan Ali Haydar Bektaş şunlan söylüyor resim için: "Resim yapmak yalmzlık... Resim yapma bir anlamda fantezi bir dünyaya kaçma, uçma isteğidir. Açıkhava ressamının konusu ışıktır. Ben ışığın peşindeyim ve Tann'mn ışığı herkesten önce ressamlar için yarattığına inanıyorum. Doğa sadece bir görünüş değildir. Örtüsünü ressam kaldırır ve renkleri, formlan sanatseverlere o aktarır." Urart'ta üç ressam • Kültür Servisi — Istanbul Urart Sanat Galerisi'nde çarşamba gününden itibaren üç sanatçının yapıtları sergilenecek. Arzu Basaran, Murat Morova ve Yavuz Tanyeli'nin yapıtlan, 14 ocak tarihine dek izlenebilecek. Serginin amacı, bu uç sanatçının son yapıtlarını izleyiciye göstermek. Başka bir deyişle, "uç isim, üç değişik tavır": Arzu Başaran, "Eşit olmayan parçalara bölünen yüzeyde tek bir biçim vardır. Bu biçim her bölumde ayn bir şekil alıp hareketlenir, parçalanır, bölünür, dağılır ve birbirine geçerek bir seri serüvene doğru gider" diyor. Murat Morova ise "mistik kültürün izlerini taşıyan resimleri** konusunda şöyle söylüyor: "Remz genel başlığı altında sergilendiğim resimlerde 3 zaman boyutunu kapsayan, birbirine yabancı gözüken formlardan oluşan "melez nesne" sergileri uretiyorum" Tanyeli«ise son sergisindeki resimlerin kendisini bir "görsel esığe" getırdiği kanısında; "Bundan sonraki plastik macerayı hep birlikte heyecanla izleyeceğiz. Portreler, peyzajlar ve figürler. Benim resim geleceğimin ilk ürünleri" (Fotoğraf: Sergide yer alan Murat Morova'nm bir yapıtı) INTER-RELIGIOUS LEADERSHIP SEMINAR Forty full scholarshıps are being offered to qualified Turks interested ın a specıal program of inter-religious dialogue The purpose of the program ıs to promote understanding and friendship among peoples of dıfferent relıgıons. (The semınar ıs desıgned for PhD holders and those with sıgnıficant admınıstratıve posıtlons) The program ıs based in New York, and vvill last 40 days, from Jan. 17 to Feb 25, 1992 It wıll include lectures, tours and vanous special presentatıons If you are interested and can attend for thıs whole perıod, please apply with the fo)lowıng ınformation to the address belovv Name, Title, Posrtion, Education, Mailıng Address, Telephone, Fax Please wrıte a few paragraphs saying how you envısıon ınter-religious dialogue contributıng to worW peace. Please also enclose a picture of yourself. Send your applıcation, no later than December 31, to: P.K. 19, Bahanye, Kadıköy, istanbul, or fax it to istanbul 152-6788. Oya Zaim Katoğlu'nun resimleri Benadam Sanat Galerisi'nde sergileniyor Çağıran ve içîne çekenOya Katoğlu'nun resim dünyası bizim dünyamız. Hem gerçek hem düş dünyamız. Bu resimlere bakarken, onlarla sessizce konuşmaya başlayabilirsiniz. Çünkü her resmin gerçeği, ona bakanla kurduğu diyalogda gizlidir. FERİT EDGÜ Doğayı olduğu gibi resmctmek iste- yeh ressamlar vardır Doğayı sorgulayan ressamlar var- dır. Doğayı yorumlayan ressamlar var- dır. Doğaya sırtını dönen ressamlar var- dır. Doğa: Dağlar, taşlar, denizler, ağaçlar, gökler, buğday, gelincik, gündöndü tarlalan... Hayvanlar: Kediler, köpekler, sıpa- lar, kuşlar... Oya Katoğlu işte bunlann ressamı. Ama yalnız bunlann değil. Doğaya değen ınsan elinın yarattık- lannın, evlenn, sokaklann, köpriile- nn, hanlann hamamların ressamı. Ve tabıı insanların: Sokakta bekle- şen, dolaşan, otobüsleri dolduran, ağaç dıplerine çömelen, evlenn pence- relennden bakan ınsanlann Oya, tüm bunlan resmederken, do- ğavı ve dünyayı yorumlamıyor. Sorgulamıyor. Ama bu doğal ve mimari görünüm- lere sırtını da dönmüyor. Tam tersıne. merakla, sevgiyle, il- giyle bakıyor bunlann tümüne. Böylece hem gördüklerıni hem gör- mek istediklerini resmedıyor. Ya da bizlere göstermek istedikleri- ni. Her sabah gökleri boyayan Orhan Veli gıbi. Oya Katoğlu da her sabah, evlen, sokaklan, ağaçlan, otobüsle- ri boyuyor. Resmin sorunsalı değil; resmetrnek. gördüğünü ve görmek ıstediğini res- metmek ilgilendınyor onu. Renk renk insanlar. Renk renk evler. Renk renk sokaklar... Tüm bunlar bir araya geldiğınde, bir Oya Katoğlu mekânı oluşuyor. PAZAR YORGLNLUĞU— Oya Katoğlu'nun Benadam'daki sergisinde yer alan yapıtlardan biri de "Pazar Yorgunlugu" adını taşıyor. 100x70 santimetre boyutlarındaki yaglıboya tablo geçen >ıl gerçekleştirilmiş. Sokak, köy. kasaba... Ev ıçleri. avlular, camiler... Eğer bir ressamın amacı kendine öz- gü bir dünya yaratmaksa, Ova Katoğlu bu kendine özgü dün- yayı böylece gerçekleştiriyor. Yıllaf önce, Bedri Rahmi, onun re- simleri üzerine yazdığı yazının bir ye- rinde şöyle diyordu: "Oya deyince, benim aklıma Bursa geliyor, Bursa'yı ne turist gibi gezdim ne de orada doğup büyümüşler gibi. Çünkü Bursa yeriisi, bir semtin tadı- nı çok iyi çıkartr. Ama ondan ötesini boşlar. Biz. ressam gözüyle kanş karış do- laştık Bursa'yı. Ama seve seve açıklamak isterim. Ben, asıl Oya'nın resimlerinde sev- dim Bursa'yı. Yalnız övülen bir sanatçıyı değil. onu öven sanatçıyı da yücelten söz- cüklerdır bunlar. Eğer Bedn Rahmı yıllarca önce Bursa'yı Oya'nın resımlennde keşfettiyse, bunda şaşılacak ne var? Bir kentı, doğanın bir parçasını, bir ışıgı ya da gölgeyı bize keşfettıren ressamlar değil mıdır? Kastamonu, Tophane kahvelerinı, Anadolu kılımlennı. Kandilh yazlannı, Karadenız uşaklannı, renkleri, motıfleri, havalanyja Bedri Rahmi'nin resimlerinde bul- mamış mıydık? Oya Katoğlu'nun resimlerinde, res- samın baktığı, gördüğü, görmek istediği, düşlediği bir dünya ile karşı karşıyasınız. Bu resimlerde otobüslerin birine bi- nerek yolculuğa çıkabılir, mavı ya da san badanalı evlerden birınde konaklayabilir, hamamında terleyebilir, köprüsünden geçebilir, yağmurunda ıslanabilir, kannda tit- reyebılır, ışığında derin bir soluk alabılirsiniz. Çünkü onun resim dünyası bizim dunyamızdır. Hem gerçek hem düş dünyamız. Burnumuzun dibinde değilse de gö- zümüzün önündedır bu dünya. Siz bu resimlere bakarken. bu re- sımdeki insanlar da renk renk. sizlere bakıyor Onlarla sessizce konruşmaya başlayabılırsinız. Çünkü her resmin gerçeği, ona bakanla kurduğu diyalogda gızlıdır. Oya Katoğlu'nun ınsanlarının, ev- lerinin. doğasının hıçbır gizı yok, apaçık konuşacaktır sizınle. Tüm resımsel gerçekliklerıni hiçbır oyuna başvurmadan. açık, yalın olarak sunmaktadır gözlerımıze Bu da bir renk ve biçim şölenidir. Sı- zı çağıran. ıçine çeken. sız ıstesenız de istemeseniz de kendılerini sıze sevdi- ren resimler. . Oya Zaım Katoğlu resim sergisi / 21 Aralık 1991- 31 Ocak 1992 ' Benadam Sanaı Cale- rısı / Tek 346 97 14 Yunus Tonkuş'un heykel sergisi Ortaköy'de Arkeon Sanat Galerisi'nde Kültürler arasında bir gezgin„ ! ••"â NALANMANYASLI ?™îîi n ?^' _«™?!. r _ 1 f_ rd . e . n şa . d . lk !f^Yunus Tonkuş'un "Kontrbas" heykeli, Amsterdam'da yaşadığı günlerin, o çok seydiği müziğin bir anısı. Tonkuş, yapıtlarında, duyduğu, gördüğü, bildiği, yaşadığı şeylerin izini süriiyor. 24 yaşında Almanya'ya giden Tonkuş, "Artık en ileri ülkelerde de, en geri ülkelerde de yaşayabileceği- mi biliyorum diyor. NALAN MANYASLI Latin Amerika seramiğı. Afrıka totemleri, Anadolu ıdollerinın sırrı. Bu değişik ülke kültürlerinin özgun örgü- leri. "Evrensel bir gezgin sa- natçı" olan Yunus Tonkuş'un heykellerinde butünleşmış olarak Arkeon Sanat Galensi ızleyıcıleriyle buluşu>orlar Vunus Tonkuş'u evrensel/ gezgin olarak tanımladık. çunkü 1978'den bu yana Al- manya'nın Stutgart kentinde süren yaşamı, Parıs, Berlin, Amsterdan. Roma'ya da taş- mış zaman zaman. Bu kent ve sınavlannda. semınerlerden tanıdığı çoğu arkadaşının re- sim sınavlanna gırmesi nede- nıyle ve onlan elemernek ıçın kendisı de resimle ılgilendiğı halde seramıği seçmiş. Okul dönemınde heykele de ilgı duymuş. Seramik bılgısinin heykel >apmasına yardımcı olacağını düşünmüş, ama ış pratığe gelince bunun müm- kün olmadığını görmüş. Heykel üzerine eğitim almak üzere 1978de bir sırt çantası ile Almanya'ya gıtmiş. Kar temızleyicıliği ve işçılik yaptığı bu dönemlerde birçok şadıklan'ndan izler sergılı- >or. "Çünkü" diyor sanatçı. "ben kendim îçin heykel >apı- >orum, doğal olarak da duydu- ğum, gördüğiim, bildiğim ve yaşadığım şeylerin izlerini su- nuyorum yapıtlarımda. Bakın bu "Kontrabas" benim Amsterdam'da yaşadığım gün- lerin o çok se>diğim müziğin bir anısıdır. Burada kontraba- sı, aletin kendi formunu kulla- narak. kendimce değiştirerek, küplere geçirip kırarak, tekrar tellerine takarak oluşturdum. Tabii bunu yaparken plastiğin şürselliğinden >e o müzik aleti- mış zaman zaman. Bu kent ve ğu'rbe"tçı gibi parasız kalmış. nin form ile ilişkisinden de aıt oldukları ulkelerın kültür- A t u a y s o n r a Stutgart Güzel yararlandım. Kendinizden len de yapıtlarına yansıyor Sanatlar Fakültesı Heykel Bö- doğal olarak. Bunun nasıl ve ı ü m ü ' n e ginniş ve 1985'teki ne olçude olduğunu belırtme- mezunıyetine dek öğrencilık, den once Vunus Tonkuş kım. i ş ç i l i k v e heykeltıraşhğı birlik- ûğretmenhktenseramığe.ora- t e götürmüş. 1986'da aynı s z n a l okula öğretim üyesi olduğun-dan hevkele uzanan yaşamı. Almanya da sanatçı d a heykeltıraşhğa daha fazla olmanın getırdıklerı ve gotür- ,'."=• ~ dükleri üzerine kısa bır not düşelım. 1954 doğumlu Yunus Ton- kuş, Öğretmen Okulu'nun son sınıfında iken o dönemde son sınıf öğrencılerine verilen se- minerleri ızleyerek mezun olmuş. Zonguldak Ereğli'de bır yıl oğretmenlık yapmış. Bu arada İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi'nin giriş vveıg Teknik Ünıversitesi Mımarlık Bölümü'nde süren öğretim üyeliğınden ise geçen ağustos ayında istıfa etmiş. Nedeni: Bundan sonra tüm zamanı m ve enerjisini yalnız heykele ayırabılmek. Yunus Tonkuş, Arkeon Sa- nat Galerisi'nin ıki katına yaydığı yapıtlannda "son ya- YILBAŞINDA "MUHTEŞEM KISMET" İVILLA(Ataköy'de) Yarım Bileriere: 2 adet uç yatak odah daire Çeyrek Biletlere: 4 adet bir yatak odalı daire 2.500.000 kişiye toplam 482 milyar!.. M Butterfiy adlı oyun htanbulŞehir Tıyatroları'nda Kadın sandı, erkek çıktı Ali Taygun'un çevirip yönettiği oyunda Fransız diplomatı, Cüneyt Türel oynayacak. Diplomatın 20 yıl boyunca kadın sandığı, ama sonunda erkek çıkan Çinli opera sanatçısını ise Salih Sarıkaya canlandıracak. 1988'de ABD'de birçok ödül kazanan oyun, Çin'de başlayıp Fransa'da bir cezaevinde sonaeriyor. MİLLİ PİyAMGO tSTANBUL (AA) — Çin'de başlayıp Fransa'da bir cezaevin- de sona eren bir oykuyü canlan- dıran "M. Butterfiy" adlı oyun 28 ocakta İstanbul Şehir Tiyat- rolan'nda sergilenmeye başlaya- cak. "M. Butterfiy" adlı oyunu çeviren ve yöneten Ali Taygun oyunun 1988 yılında New Yok'- ta sahnelendiğini ve o yıl Ame- rika'daki tum ödülleri topladığını belırterek "'M. But- terfiy, bizde çok geniş bir kitle- yi toplayacak. Çünkü berkes yaşanundan bir şeyler bulacak oyunda" dedı. Madam Butterfiy operasına göndermelerle bezenen oyunda Fransız diplomat Rene Galli- mard'ı Cüneyt Türel, 20 yıl bo- yunca Gallimard tarafından kadın sanılan Çinli opera sanat- çısını ise Salih Sankaya canlan- dınyor. Daha önce hiç kadın rolünde sahneye çıkmadığını söyleyen Salih Sankaya, bir er- keğin kadını kadın gibi canlan- dırmasının çok güç olduğunu belirtti Sankaya, "Bir travesti- yi oynamak çok kolay, ama ka- dını oynamak tahminimden de zormuş. Çünkü kadının kendi- ne özgü dogası ve ince bir ruh yapısı var. Erkek kadının hissel- tiklerini hissedemiyor" diye ko- nuştu. Oyunun yazarı Çin asıllı bir Amerikalı David Henry Hwang. Yazar, New York Ti- mes gazetesınde yer alan kısa bir haber üzerine bu oyunu yazmış. Haberde sabık bir Fransız dip- lomatıyla Çinli bir opera sanat- çısının Çin hesabına casusluk yapmaktan altışar yıl hapse mahkûm edildikleri ve iki gün süren duruşmada yeni bir aşk ilişkisi ve cinsel kimlik uzerin- de dunılduğu anlatılıyor. Habe- re göre Fransız'ın âşık olduğu, 20 yıl boyunca birlikte yaşadığı ve ondan çocuğu olduğuna inandığı Çinli opera sanatçısı bir erkek. Fransız diplomat da bu erkeğe bilgi sızdırmakla suçlanı- yor. Ali Taygun tarafından sahne- ye konan "M. Butterfiy" adlı oyunun koregrafisini ise Çinli dansçı Xing Hong yapıyor. 28 ocakta perdelerini açacak olan oyunda TUrel ve Sankaya'nın yanı sıra Atacan Arseven, Ber- rin Koper, Bilge Zobu, Kerem Yılmazer, Bestem Türen, Kaan Girgin, Humay Guldağ, Aydan Burhan, Mahperi Mertoğlu, Uğur Taşdemir, Açelya Akko- yun, Özgür Kemertaş, Zija Azazi, Altın Naska, Mikael Vihdi rol alıyor. bir şey yapmazsanız, arkası da gelmez zaten. Doamlılığı ol- maz, samimi olmaz. Bu da hissedilir." Stuttgart ve tstanbul'da bi- rer atölyesi olan Yunus Ton- kuş, taş ve bronzla oluşturdu- ğu yapıtlarında küçük boyutlu. dıkey çah^maların yanında, daha büyük boyutlu. kendınce dengelı hey kellere de yer veriyor. Bu sergisini de tüm çahşmalannın bır sentezı olarak yorumluyor sanatçı: "Heykellerim yıllar boyunca küp şeklinde uzadı, kare oldu, soyuta uzandı. Bu arada degiş- meyen tek şey. insan-doğa iliş- kilerini konu almam oldu. Bu sergideki çalışmalarımda da Latin Amerika seramiğinden, Afrika totemlerine, Anadolu idollerinden Mısır sanatınıngi- zemlerine uzanan bir anlayışın karışımı var. Aradığım belki de Mısır sanatını binlerce yıldır yaşatan o incelik ve sadelik al- tındaki dinamizm. asil çizgiler. Bunun matematik izahı miim- kün değil tabii, ama bunu hisse- debilmek ve sunabilmek.. özelikle bu sergide >aptığım da bu." Yunus Tonkuş'un bu evren- sel kultüru özümsemesı. Almanya'da heykelin teknıği- nı öğrenmesı ile başlayan, Roma'da mermeri keşfetmesı ile süren, Pans'teki sanat orta- mı ile olgunlaşan ve örneğin Amsterdam'da tanık olduğu bir müzik olayının "Kontra- bas" gibi bır çalışma ile örnek- lendiğı bir dızi serüvene dayanıyor. Kendısını "sanatçı" olarak niteledığını de belirten Ton- kuş, "Ama tabii ki Türk oldu- gumu, Anadohı iBsan oMugıınıu da hiç unutınuvuıunı. 'tapıtla- rımda \nadolu motiflerini çağdaş düzeyde kullamyorum, yoksa bir kilim motifi kullan- mıyorum tabii" dıyerek sozle- nni bıtiriyor Yunus Tonkuş heykel sergisi/- Arkeon Sanat Galensi / 19 Aralık 1991-18 Ocak 1992 / Tel: 159 9257 Küçük Zeynep'in haşarısı • BURSA (AA) — Bursa özel lnal Ertekin tlkokulu 4. sınıf öğrencisi Zeynep Onart, ilkokullar arasında duzenlenen "Barış bizimle başlar" konulu resim yanşmasında birinci oldu. Onart'a birincilik kazandıran resimde, buyuk bir dunya ve dunya içinde el ele vermiş değişik renk ve ırktan çocuklann barış amblemi etrafında oluşturduklan mutluluk tablosunun işlendiğı bildirildi. Zeynep Onart, yapıtıyla Newyork'ta mart ayında BM'lere üye ülkelerden çocuklann katıldığı yarışmada Türkiye'vi temsil edecek. John Keats'ın kitabına rekor fiyat • Dış Haberler Servisi (tÜHA) — Ünlü tngiliz şair John Keats'ın 1817 yılında basılan bir şiir kitabı, Londra'da bir markette 54 dolara satılırken bir müzayede sonucu 16 bin 830 dolara alıcı buldu. USA Today gazetesinde yer alan haberde, Oxfordlu kitapçılann, şiirleri ince bir cilt olarak satın aldıklan belirtildi. Kitabı alan kişi, kitabın yazan yaşarken basılmış olmasına karşın bu denli değerli olduğunu tahmin etmediğini belirtti. Ünlü Ingiliz şair John Keats 1821 yüında 25 yaşındayken Roma'da tüberküloz hastalığmdan ölmüştu. Resim yan^ması • SAMSUN (Cumhuriyet Bürosu) — Samsun Valiliği Çevre Koruma Vakfı Baskanlığı, çevreyi koruyucu ve çevre sorunlannı yansıtan yaratıcı çalışmaları desteklemek, değerlendirmek ve sergilemek amacıyla odüllü bir resim yanşması düzenledi. Siyah-Beyaz ve renkli baskı dallannda duzenlenen yarışmaya son başvuru tarihi 15 Mayıs 1992 olarak belirlendi. Yarışmaya katılanlar eserlertni Samsun Devkt -, r Güzel Sanatlar Galerisi' Mudurluğü'ne teslim edecekler. MGSIVTde talk show • Kültür Servisi — "Stand up comedy" ya da talkshovt" olarak adlandınlan gösterilere 4 ocaktan itibaren Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde de başlanacak. "Ana" dizi ekibindeki Mehmet Beyazıt, Evin Esen ve Fatih Yıldız'dan oluşan toplulukta müzisyen ve oyuncu olarak Nazlı Tosunoğlu klavyeli çalgılarda da Levent GülsOn yer alıyor. Fatih Yüdız'ın yazıp yönettiği show, "Politikacı ve sanatçı taklitlerinden" öteye gitmeyi amaçlıyor. BUGÜN ~ • Dta gösterisi İstanbul Fotoğraf Kulübu'nun duzenlediği Anadolu'yu Geziyoruz başlıklı gösteriler kapsamında saat 19.00'da Otomobil-Iş Ruhi Su Kültür Salonu'nda Faruk Akbaş'm Bolu Yedigöller, Mudurnu, Göynük ve Kıbnsçık fotoğraflanndan oluşan dia gösterisi izlenebilecek. (3476297) • Dobra Dobra Faruk Şüyun saat 16.00'da Taksim Ataturk Kitaplığı'nda Zeliha Berksoy ile dobra dobra söyleşecek. (1490945) • Sanatçı Gözüyle Rıfat llgaz Rıfat Ilgaz adına duzenlenen karikatur, resim ve kitap sergisinin açılışı saat 18.00'de The Marmara Oteli Tiyat Ticaret Merkezi'nde. bugün bilsak 24 ARALIK S A L I : 19.00 Dia Gosterisi: "Yaklaş" Hczarfen Hadıyc CANGOKÇE Ccnı ÇETİN Seramik Çalışmaları KadriycE/.cl AÖAOĞLU 14 oo-r no Latince Çalışmalar Salı-Pcrşcmbc 19.30-21."50 bilsak, sırasclvılcr c.ıd , soğanrı <.ok 7 rıh.ıngır 14 i 28 7')-^)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear