18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 'Sansür, sürgün' davası • ANKARA (UBA)— Anayasa Mahkemesi kamuoyunda "Sansür, sürgün" kararnameleri olarak adlandınlan 424 ve 42S sayıh kanun hükmündeki kararnamelerin iptali istemiyJe SHP tarafrndan açılan davayı görüşmeye bugün devam edecek. Mahkeme heyeti toplantıda iptal davası açıldıktan sonra çjkarılan ve 424-425 sayıh KHK'lan önemli ölçüde degişikliğe uğratan 430 sayılı KHK'nın meydana getirdiği değişilik olup olmadığırun belirlenmesi amacıyla hazırlattırılan ek raporu değerlendirecek. • Insan Hakları Komisyonu • ANKARA (AA) — TBMM'de oluşturulmasına karar verilen, "Insan Haklarını Inceleme Komisyonu"nun üyeleri bu hafta belli olacak. Komisyon, Başkanlık Divanı'nın oluşmasmdan sonra çalışmalanna başlayacak. Komisyon, bir başkan, iki başkanvekili, bir kâtip, bir sözcü ve 16 da üye olmak üzere 21 kişiden oluşacak. Komisyon Baskanı, başkanvekillerinden birisi ve kâtip ANAP'Iı üyeler arasından seçilecek. Başkanvekillerinden birisi SHPIi, Komisyon Sözcüsü ise DYP'li olacak. Komisyonda, ANAP 13, SHP 7, DYP 3 milletvekiliyle temsil edilirken bir üye de bağımsız milletvekilleri arasından seçilecek. Komisyon'da ANAP'a düşen 13 uyelik için 43 milletvekili başvurada bulundu. DYP Grubu ise komisyon üyeliğıne îzmir Milletvekili Akın Gönen, Kahramanmaraş Milletvekili Atilla Imamoğlu ve Erzurum Milletvekili Ismail Köse'yi seçfi. Siyasi partilerın seçtikleri adaylar daha sonra genel kurulun onayına sunulacak. ÖzaTın kabulü • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, Italya'nın Torino Itentinde düzenlenen yarışmada piyano dalında bîrinci olan piyariist Kamerhan Turan'ı dün Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Cumhurbaşkanı Tlırgut özal, kabul sırasında piyanist Turan'ın çalışmaian hakkında bilgi aldı ve sanatçı ile bir süre sohbet etti. Niyet edip çalışıldıktan sonra bütün meselelerin hallolacağmı kaydeden Cumhurbaşkanı, bu gerçeğin siyaset dahil her alan için geçerli olduğunu söyledi. Yeteneği topraktan çıkmış cevhere benzeten Cumhurbaşkanı Özal, "Tiraş edih'r, işlenirse ehnas, pırlanta olur" dedi. Bilkent işçileri • ANKARA (AA) — Bftkent Üniversitesi'nden geçen hafta sonu işten çıkarılan 190 işçi bugün yeniden işbaşı yapmak istedi. İşcileri ziyaret eden HEP Milletvekili İbrahim Aksoy, Bilkent Üniversitesi rektörü Prof. Mithat Çoruh ile görüştü. Dün sabah Bilkent Üniversitesi kampusuna gelen işçilerin girişi jandarma tarafından engellendi. İşçileri ziyaret eden HEP Malatya Milletvekili İbrahim Aksoy, Tez-Koop-lş Ankara I. Şube Başkanı Muhlis Karslı ve lektör Mithat Çoruh ile bir sOre görüştü. Rektör Çoruh, işten çıkanlan işçilerin universite vakfına bağlı işyerlerinde istihdam edibnesi için gerekli girişimkri yapacağını bildirdi. Yılniazoılar şansh • BURSA (Camhuriyet Borosu) — ANAP Bursa tl örgütü'nün merkez ilçe kongrelerinin hanrhğı sürerken Mesut Yılmazcı olarak bilinen Osmangazi İlçe Başkanı Feridun Pehlivan, il başkanlığı için aday olduğunu açıkiadı. Genel merkez yanlısı olarak bilinen tl Başkanı Ziya Hısımcıl ise yeniden adayhğı konusunda henüz açıklama yapmadı. Yılbaşı öncesinde yapılan ilçe köngrelerinde genel merkez yanlılannın başarı kazanmasına karşılık, Mesut Yılmazcı olarak tanınan delegelerin merkez ilçelerde ağırlık kazandığı belirtilerek Pehlivan'ın bu tabanın oylanyla il baskanlığına seçilme şansuun yüksek olduğu belfrtiliyor. DYPlideriy hükümetin maden işçileriyle bir an önce anlaşmasını istedi DemirelrBuişibitirinDemirel Sendika ve devlete bir görev düşüyor: Bu işi bitirin! İşçilerin gözaltma alınması gözdağıdır. Suçsuz insanlar gözaltma alınırsa, kıyameti koparınz. Zonguldak işçisi, sükûnet içinde hak arama yolundadır. İşçi açtır, perişandır. Dondurucu soğuğun zulmündedir. Devletin şefkati eksiktir. ANKARA (Cumhuriyet Bü- yal Güvenlik Bakanı tmren Ay- rosu) — Maden işçilerinin yüriı- yüşü nedeniyle DYP genel mer- kezinde dün de hareketli bir gün yaşandı. DYP Genel Başkanı SiUeymao DemireJ bükümete ve Genel Maden-lş Sendikası'na "Bu işi aksamdan önce bitirin" çağnsı yaptı. İşçilerin gözaltma aünmasıru "gözdağı" olarak ni- teleyen Demirel, "Suç işlememiş insanian gözaltma aldıklan tak- dirde de biz burada kıyamet kopartıru" diye konuştu. T)YP Genel Başkam Süley- man Demirel, Çalışma ve Sos- kut'un, maden işçilerinin Anka- ra'ya doğru yürflmesini "Bıı bir isyaodır" diye değerlendirerek, arkasında Saddam Httseyin'in olduğunu iddia etmesini "ayıp" olarak niteledi. Demirel, şöyle dedi: "Fevkalade ayıp etmistir. Fev- kalade dikkatsiz ve sornmsuz bir beyandır. Hele arkasına bi- risini koymaya kalkması. Zaten gösteri hakkının anarşi veya is- yan diye teiakki edilmesi, Türki- yedeki rejimin ayak bağıdır. Rejim ondan işlemiyor. Hak HELİKOPTER NOTLARI aramayı imkânsız haie getiriyor. Adam hak aramaya kalktıgı za- man, ya 'Anarşiye sebep oldun' ya da 'Isyan ettin' diyorsunuz. Masum masum hakkını anyor adam, başka bir şey yapmamış. Ne kınnıs ne dökmüş ne de yol- lardan geçiimesine mani olmuş. Aksine onun yolu kesflmiş, ama devlete karşı en ufak bir şeyin içine ginnemiştir." İşçi açtır, perişandır Demirel, dün TBMM'deki odasında bir basın toplanüsı dü- zenleyerek, maden işçilerinin yü- rüyüşünü değerlendirdi. Yürii- yüşün zor kış koşullan altında gerçekleştirildiğini, yollarda gös- teri yürüyüşünün yasaya aykırı olmasına karşın maden işçileri- nin yasanın yasakladığı duruma düşmediğini anlatan Demirel şöyle konuştu: "Takdirje söyleyeyim ki Zon- guldak işçisi hiçbir sıkıntıya se- bep olmamıs, fevkalade sükûnet içerisinde ve imrenilecek bir şe- kilde bir hak arama \olunu. haklı kalarak takip etmiştir. İş- çi açtır, perişandır. Aksam olun- ca da dondunıcu soguğun zul- tniine maruz kalmıştır. Devlet tarafından gösterilen gayretleri hiçbir şekilde kâfı bulmuyorum. Devletin şefkati eksiktir. İşçiye yardımı önlemek için ledbirler alınmıştır yollarda. Bu, hazin bir durumdur. Devlet kendi va- tandasına şefkat göstermeyip ki- me gösterecek? Hak arayan bu insanlann >ollarda, sanki Turki- ye'nin düşmanlanvmış gibi mu- ameleye tabi tutulmasını esefle karsılıyonım. Karşüıklı itişip ka- kışmaya gerek yoktur. Devlete hiddet, htısumet yakışmaz. tşçinin istediği ile devletin ver- digi arasında. hemen bemen MENGEN AYAKTA-Mengen halkı dönen madenci konvoyunu karsılamak için yeniden sokağa dökülmüşjü. (Foloğraf: Özgen Acar) Madenci çamurlu yoldaÖZGEN ACAR İlk bakışta asağıdaki görünüm, sanki pi- yade desteğinde ilerleyen bir motorize tü- men dar bir boğazda baskına uğramış gi- biydi. Yüzlerce otobusün rengi hakiye bo- yalı olsaydı, bu görüntü daha da inandı- rıcı olacaktı. Yüzlerce otobusün ve binlerce yayanın yönu olayın kaderini gösteriyordu. Devlet otoritesi karşısında "saygmlığı" seçen Zonguldakk maden işçisi Ankara'ya değil, Mengen'e donuyordu. Ankara'dan öğle saatlerinde heükopter- le hareket ettikten bir süre sonra pilotu- muz aşırı sisten geri dönme karan bile al- mıştı. Ancak, uçuş süresini biraz daha uza- tıp sislerin geçit verdiği karlı tepeleri üze- rimizde bırakarak vadilerin içinden E-5 yo- Iuna ve Gerede'ye ulaşabildik. Zonguldaklı maden işçisinin Ankara'ya ulaşmak için E-5 yoluna çıkacağı nokta- da bindirilmiş toplum polisinin, son aşa- ma olarak burada yolu tuttuğu görülüyor- du. Yürüyüş kolu bu noktaya ulasamarruş- tı. E-5 yolundan ayrıhp Mengen yolu uze- rinde kuzeye doğru uçmaya başladığımız- dan 2-3 km sonra bir başka barikatla kar- şılaştık. Bir düzlükte 20-30 kadar askeri kamyon, her an yeni bir barikat oluştur- mak üzere, motoru çalışır durumda bek- letiliyordu. 2-3 km daha uçmuştuk ki bu kez tarn «ratejlk bir noktada öbek öbek toplanmış soğûk havada üşüm'emek için çalı çırpı ya- kıp ısınan toplum polisi ve karşı yamaçta ise 20 kadar güvenlik otobüsü dikkati çe- kiyordu. Tabii bu arada Zonguldak'tan sel gibi akıp gelen azimli insanları durdurma amacıyla buldozerlerden yapılmış sarı bir barai, havadan bile ürkütücü görünüyor- du. Işte bu noktada, yani Deller Köprü- sü'nde, Zonguldaklı maden işçisi devlet otoritesine saygı ile emeğinin bedeli ara- sında bir karar verme zorunda bırakılmıştı. Karlı bir tepenin üzerini aşıp kıvrıla kıv- rıla ilerleyen dar vadide alçalmaya başla- dıgımjzda olayın boyutlan acımasız bir bi- çimde karşımıza çıktı. 4-5 km uzunluğun- da ve (S) biçimindeki bir vadide durum ana baba günu gibiydi. Dar karayolunun tam ortasında ve yan yana ikili üçlü otobüsler güçlükle ilerler- ken iki taraftaki refüjün çamurlan üzerin- de binlerce insan güçlükle adım atıyordu. Sırtlarında torbaları, plastik su şişeleri ile kadınlar ve erkekler bilinmezliğe doğru yü- rüyorlardı. Gerçekten yüzlerce otobüs ça- mur haki renge boyalı ve yer yer de üzer- lerinde askeri kamuflaj lekeleri oLaydı bir motorize birliği bu dar boğazda bir bas- kınla kunartldığı yargisına koiayca varı- iabilirdi. Helikopterle yolu izleyerek çizdiğimiz yeni S'ler boyunca, her köşede durum ay- nıydı. Yan yana güçlükle ilerlemeye çalı- şan yüzlerce otobüs ve çamurlar uzerinden bata çıka adım atan binlerce kadın ve er- kek. Helikopterle Mengen'e doğru yaklaşır- ken otobüsler aralannda fren payı mesa- fe bırakmış ve tek sıralı bir konvoya dön- müştü. Ancak bu hıza ayak uyduramayan yaya sayısı oldukça azdı. Çünkü konvo- yun gerisinde kalmıştı. Mengen ise zaten ayaktaydı. Sokaklar- da koşup duran ya da öbek öbek toplanan insanlar olup biteni ya da olup bitecekleri değerlendiriyor olmalıydılar. Aynı yoldan geri dönmezken konvoyun başı Mengen'e girmek üzereydi, sonu ise çalışma tarihine "Deller Köprüsü" adıy- la girecek san dozerlerin oluşturduğu ba- rikattan daha aynlmamıştı bile. Ama ne var ki onlann da yönü artık An- kara değildi... Gece yeni kararlara gebey- di. HELİKOPTER PİLOTU GÖZALTINDA — Mengen yolunda bir askeri konvoy. Bu görünfiılerin çekildiği Ankara Anakent Beledi- yesi'ne ait helikopterin 2 pilotundan biri de gözaltma alındı. (Fotoğraf: Özgen Acar) fark kalmamıştır. Çok yaklaş- mışür birbirioe. Işçinln yevmiye- sinin 50-65 bin lira arasında ol- masını devlet kabul etmiş du- rumdadır. Meselenin 17 bin li- radan ortalama 60 bin Unya çık- mış olması asiında devkti yöne- tenlerin, bu işçiye eziyet ettikie- rinin kabulüdür. On sene evveJ sofrasından aldıgınız kadar ek- megi, işçinin sofrasına koyuyor- sunuz. Bu. işçinin haklı çıkma- sıdır. Bu hakkın teslim edilmiş olmasını da, işçinin yapiığı mii- cadele sonunda vanlmış bir nokta olarak, herkesin degerien- dinnesi lazımdır. Bnrada sendi- ka ve devlet tarafına bugün (dün) göre\ düşüyor Bu işi bi- tirin." Canevinden vurdu "Devletin, olayiarı prestij me- selesi yapmayacağını" söyleyen Demirel, konunun bu aşamaya geldiği bir şırada Cumhurbaşka- nı Turgul Özal'ın, işçinin en çok korktuğu "işleımelerin kapaülması" konusunda düşün- celerini açıklamasının, "ateşin iistiine benzin dökmek olduğunu" vurguladı. Demirel, "Sayın Özal, 'Bu işletme ekono- mik değildir. Kapatahm' gibi bir beyanla ortaya çıkınca, işciyi ca- nevinden vurmuştur. Halbuki Sayın Akbulut 24 aralıkta Mec- lis'Ie, bu işletmenin kapatılma- yacağınj, modernize edileceğini temin etti. Tabii şimdi hangi laf geçerli olacak?" dedi. Devlet ağabey Hükümetin ve sendikanın, akşamdan önce (dün) anlaşma- sını isteyen Demirel sözlerini şöyle sürdürdu: "İşçi muayyen bir yere gelmiş, durmuş. güvenlik kuvvetleriyJe bir çatışmaya girmiyor. Gayet terbiyeli bir şekilde orada duru- yor. Buna devletin sıcak yaklaş- ması lazım. 'Şu şart olursa sızın- le konuşuruz, şU şart olmazsa konuşmayız' olmaz. Devlet, ba- ba degilse bile ağabeydir. Bun- lar devletin baba olduğunu ka- bul etmiyorlar, hiç olmazsa aga- bey olduğunu kabul etsinler. Biz sıcak ilgisi bakımından devleti, baba kabul ederiz, ama devlet de herhalde bir sendika başka- nı ile ay nı seviyede değildir. Sen- dika başkanımn birtakım sıkın- tılan vardır. İhtilafın devamın- da yarar yoktnr." Bıçak sırtı Demirel, daha sonra gazeteci- lerin sorulannı yanıtlarken de "Biz: olayui bir an evvel son bul- ması, insanlann itilip kakılma- ması, hakkın teslim edilmesini söylüyoruz. tşçi tarafının, hak- lılıklannı yitirip haksız duruma düşmemelerini isüyoruz. Olay, tam bıçak sırtının ustündedir. İşçi, asil bir olay meydana getir- miştir. tstediğimiz şey, onun us- tüne gölge diişmemesi" dedi. Barikatın bu yanı SP Genei Başkanı Ferit tlse- ver dün Mengen'de yaalı bir açıklama yaparak işçilerin önü- ne kurulan barikatın yeni bir kritik aşama başlattığını söyle- di. Barikata karşı tüm halkı bir- leşmeye çağjran llsever şöyle konuştu: "Mengen barikatı nlkemizde ve bölgemizde krizin olağaniis- tü derinleştiği koşuUarda büyük anlamlar taşıyor. Şimdi barika- tın bir tarafında Ozal iktidan, kontrgerillacüar, tüm 12 Eylül- cüler vardır. V ine bu tarafta ts- rail'le birlikte Bush'lar, ülkemizi ABD'nin yanında sa- vaşa sokmaya çalışan tüm güç- ler bulunuyor. tşçinin adımlanndan tirtir titreyen ba- n büyük basın ve TRT'yi de bu- rada saymak gerekir. Barikatın öbür tarafında ise, başta Zon- guldak'ın yiğit madencileri ol- mak üzere işçi sınıfımız, yoksul köyluler ve tüm ezilenler vardır. Başta Filisnn ve Irak olmak üze- re Ortadoğu'nun ezilen hakları, Kızılderilisi ile, karası, sansı ve beyazıyla emperyalizmin ezdiği tümtaalklarda burada bulunu- yor." ZONGULPAKT4N ANKAIU^YA YÜRÜYEN İŞÇİLERE YURTİÇİ VE YURTDIŞINDAN DESTEK Madencîlere yardrnı yağıyor CUNEYTARCAYUREK YAZIYOR lş-Sendika Servisi — Genel Maden-lş Sendikası Genel Başkanı Şemsi DenizeK in Zonguldak'tan Ankara'ya yürüyen iş- çilerin güç koşullar altmda kaldıklannı belirterek, "Tüm dünyaya, Tiirk müietine çağnda bulunuyorum. Bize yardım etsinler" cağnsının ardından madencilere yardım yağmaya başladı. Öte yandan Ba- tı Avrupa ve ABD'deki sendikal Örgüt- ler de maden işçilerinin eylemine destek yönündeki girişimlerini yoğunlaştırdılar. Avustralya'da da 30 Türk ve Ayustral- yalı işçinin, Zonguldakh maden işçileri- ni desteklemek amacı ile bugün Sydney kentinden Canberra'ya kadar uzanan bir yürüyüşe başlayacağı bildirildi. AA'nın haberine göre, Avustralya Bir- leşik Maden İşçileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Ken Hawkins, yürüyüşün "Ücretlerinin arttıniması ve çalışma ko- şullannın iyileştirilmesi istegiyle hafta- lardır grevde bulunan ve Ankara'ya yü- rümeye başlayan madencilere karşı alı- nan tavıra" dikkat çekmek için gerçek- leştirileceğini açıkiadı. Kendilerine "Türk Maden tsçileriyle Dayanışma Komüesi" adını veren bir grup tarafından düzenlenen 300 kilomet- relik Sydney-Canberra yürüyüşünün yedi gün sürmesi bekleniyor. Cumhuriyet Ankara Bürosu'nun ha- berine göre, Avrupa İşçi Sendikalan Konfederasyonu (ETUC), Uluslararası Hür İşçi Sendikalan Konfederasyonu (ICFTU), Uluslararası Madenciler Fede- rasyonu (MIF) ve Amerikan Birleşik Maden İşçileri (UNWA) bu desteği Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'a gönderdikle- ri protesto mesajlan ile gösterirken, MIF'in maden işçilerine maddi yardım- da da bulunacaği öğrenildi. Amerikan İşçi Federasyonu ve Sınai örgütler Bir-ı liği (AFL-CIO) eylemin meşruiyetini sa- vunurken, bu konfederasyona üye UN- VVA da ABD Dışişleri Bakanı James Ba- ker ve Türkiye*nin Washington Buyükel- çisi Niizhet Kandemir'le temasa geçerek işçilerin durumuna ilişkin kaygı bildir- di. Çeşitli işçi sendikalarından da maden- cilere destek yağıyor. Petrol-tş Genel Merkezi, dayanışma amacıyla üyelerin- den toplanan para ile işçilere gönderil- mek üzere parka, giyecek ve yiyecek al- maya başladı. Belediye-lş Sendikası'nın, şube yönetimleri araaüğıyla toplanan gı- da maddelerinin de madencilere gönde- rilmeye devam edildiği açıklandı. Hava- lş Sendikası da dünden itibaren çadır ve battaniye toplamaya başladı. Toplanan çadır sayısının 100'ü aştığı bildirildi. Tek Gıda-tş Sendikası'nca yardım amacıyla toplanan 20 milyon lira ile işçilere gıda yardımı yapümaya çalışıldığı bildirildi. Kristal-tş yönetimi de üyelerinin topla- dığı 40 milyon lirayı dün Mengen'e ulaş- tırdı. Bağımsız Laspetkim-İş Sendikası üyelerinin dayanışma amacıyla 20 mil- yon lira topladıklan Yalova şubesinde de dün belediye hoparlörlerinden anonslar yapılarak yardım kampanyası başlatıldığı öğrenildi. Istanbul Büyükşehir Belediyesi Başka- nı Nurettin Sözen'in işçilere 30 bin bat- taniye ile 10 kamyon yiyecek gönderdiği öğrenildi. Zonguldak Belediyesi halka çağrı ya- parak, battaniye ve ilaç yardımında bu- lunulmasını istedi. Belediye hoparlörle- rinden sık sık yapılan anonslarla şöyle denildi: "Ankara yürüyüşüne devam eden ma- den işçilerinin kötü hava koşullanndan etkilenmemeleri için belediyemiz vatan- daşımıza yardım cağnsı yapıyor. Haikı- mızın evlerinde bnlunan fazla battaniye ve ilaçları, Belediye Zabıta Müdüriüğü- ne bildirmeleri rica olunur." Türk Eczacıhk Vakfı da maden işçi- lerine ağrı kesici, antigripal, boğaz pas- tili, antibiyotik, antisepik tozlar ve so- lusyonlar ile çeşitli pomatlar gönderdi. Tiirk Tabipler Birliği, maden işçileri- ne ilaç ve doktor gönderilmesini karar- laştırdı. Maden işçiJeri için gönderilen yardım- lar, dün saat 11.00 sıralarında barikat- lara ulaştı. Yardımlann işçilere ulasma- sı engelleniyor. Güvenlik yetkilileri ile sendika görev lilerı arasında yapılan gö- rüşmelerde, yalnız gıda maddelerinin iş- çilere ulaştınunasına olanak sağlandı. Sendika yetkilileri, öteki malzemenin de kendi taraflanna geçirilmesini istiyorlar. Olanlardan Olacaklardan Sorumlu Kim? ANKARA — İşçi, jandarma ve polis barikatının önünde duruyor. Geceyi aç ve açıkta geçirmiş. Yürüyüşü sürdür- mek ya da sürdürmemek... "Şimdilik" böyte birsorun yok. Hava koşullan yüzünden cepheyi Mengen'e taşıyor. Ankara'da toplanlı üstüne toplantı. Türk-İş'te, SHP'de ve kimi kurumlarda. Hükümet mi? Son sözü söyleyen insan-' lara özgü kıvançla ne toplanıyor ne de aç ve açıkta kalan- lara devletin şefkatii elini uzatmaya niyetli. Kaskatı, taş gibi,buz gibi... Ölürlermiş. Ölsünler! Hasta- lanırlarmış.. Hastalansınlar! Açlık her derdin başıymış. 01- sun! ikiidar mantığma göre işçileri yürüyüşe, başkente doğru eyleme davet eden hükümet değil! Öyleyse? Olürlerse öl- sünler, hastalanırlarsa hastalansınlar, açlıktan kıvranacak- larmış, kıvransınlar. Geceyi soğukta ve aç geçiren işçiye gönderilen yiyecek kamyonları dün sabah bir yerde durduruluyor. Saatlerce bekletiliyor. Neden sonra yola devam etmelerine izin veriii- yor. İnsanlık erdemini askıya alanların utanç verici bu tutu- mu insanı isyana kışkırtıyor. Önceki gece Denizer, işçiye çadır, ilaç, battaniye veril- mesinin engellendiğini söylerken Mengen ve dolayında ça- dır, ilaç, battaniye yokluğundan yakınmıyordu. Varolanla- rın "işçiye verilmesini engelleyen yetkili kişilerden" söz ediyordu. insanlıktan yoksun, efendilerinin buyruklarını yerine ge- tirmeye çalışan hangi çanak yalayıcısı ise bu adamlar, iş- ler yatıştıktan sonra bir bir bulunmalı, ibret olsun diye hal- ka teşhir edilmeli. Bir bakan çıkıyor, maden işçilerini Saddam'ın kışkırttığı- na inanası geldığinden söz ediyor. Başbakan Konufta otur- — . ^ — — — i ^ — - _ _ — muş, zorba yollarla Bir bakan çıkıyor, maden işçilerini Saddam'm kışkırttığına inanası geldığinden söz ediyor. Başbakan konutta oturmuş, zorba yollarla işçiyi dize getirmeye çalışıyor. işçiyi dize getirmeyi hesaplıyor. içişleri Bakanı, harita üze- rinde nereye bari- katlar kuracağını... Hükümet, bütünûyle soğuk ve açlıkla işçi- yi ezeceğini konuşu- yor. Tırmanan olay- larda hükümet üye- teriyle yetkililerin so- rumluluğu derece derece. Fakat bugünlerde olanlarla bugünden sonra oiacaklarm tek ve asıl sorumlu- su içimizden biri değil, tepemizde oturuyor. İşçisi, hükümeti "meşru zeminlerde" çözüm bulmaya ça- lışıyor. Ne var ki "bu sistemi bozan" TÖ oluyor. Nedeni çok açık. Yetki ve görevi olmadığı halde sendikanın, işçinin kar- şısına "taraf olarak" çıkıyor. Tarafları sürekli kışkırtıyor. Toplusözleşme pazarlığı açmaza girince, işçinin Çanka- ya'ya yürümesı kuşkusuz söz konusu değildir. Fakat Zon- guldak grevinde TO taraf olmuş. Ocakların kapatılacağını söyleyerek ekmek teknelerinin ellerinden alınacağını bildi- rerek işçiyi sürekli kışkırtmış. Hatta ocak kapama planını açıklıyor. "Bugün toplusöz- leşme yapılmalı, vakit yitirmeden ardından ocakların kaparv masını sağlayacak işlemlere geçilmeii, işçiyi emekliye ayı- racak formüHer bulunmalı" diyor. Hem de TV'den... İşçi, bu kadar açık seçik biçimde gelecekten umudunu kesmeye yö- nelten Çankaya'ya protesto yürüyüşü yapmayacak da ne yapacak? Işçilerle pazariıktan sonra sözleşmeyi imzalayacak KİT yönetimi. İşçiye götürülecek maddi önerilerse hükümet so- runu. Ancak TÖ, yukarıdan müdahalelerle hükümet politi- kasfnı; hükOmetlde dışlıyor. ...,/ ..»«»j # Hükümet ise müdahalelerden doğan yanhşiara yertıtori- ni ekliyor. Kimi zorba engellemelerle işçiyi durdurmaya ça- lışırken basit yöneticilere özgü basft bir siyaset kullanıyor. Zorla durdurduğu kitleleri son pazarlıkta verdiğini artık ka- bul etmeye zorluyor. Ne çare, politikanın deneylerden geçmiş ana bir kuralı var. Bu politikaların faturası. kime çıkar, belli olmaz. Yukarıdan aldığı buyruklarla, yukarının müdahalejeriyte üstlendiğı sorumluluklara yenilerıni eklemek için Akbulut, yanında İçişleri ve Adalet Bakanı dün öğle üzeri Çankaya'- ya çıkıyor. Yeni yeni "adli ve idari" hangi önlemler tezgâhlanryor acaba? P A R T İ L E R D E N ANAP'a ihtar davası ANKARA (UBA) — Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı tarafından Anayasa Mahkemesi'ne açılan "ANAP'a ihtar davası" bugün görüşülecek. Başsavcılık, Çorum, Osmancık ilçe teşkilatı üyesi Hüseyin Bülbül'ü uyarılara rağmen partiden ihraç etmediği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak ANAP'a ihtar verilmesini . istemişti. Anayasa Mahkemesi'nin bassavcıuğın istemini yerinde bulması durumunda ANAP'a Siyasi Partiler Kanunu'nun 104. maddesi uyarınca ihtar verilecek. Genel görüşme iptal ANKARA (AA) — ANAP İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı, Körfez krizi, Necip Tonımtay'm Genelkunnay Başkanlığı'ndan istifası ve anayasa değişikliği tartışmalan konusunda grupta genel görüşme açılmasına ilişkin verdikleri önergeyi geri aldıklannı açıkiadı. Grup başkanlığına yapılan başvuruda şu görüşlere yer verildi: "Nedenleri ve gerekçesi ne olursa olsun bir hukuk devletine hiçbir şekilde tasvip edihneyecek olan bu hareketlerin devam ettiği bir ortamda böyle bir genel görüşmenin kendisinden beklenen faydayı sağlayamayacağı ve kamuoyunda grubumuzun birliği konusunda yanlış değerlendirmelere yol açabileceği düşüncesiyle ileri bir tarihte ele alınmak üzere genel görüşme onergemizi geri alıyoruz." önergede Körfez krizi, Necip Torumtay'ın istifası ve anayasa değişikliği tartışmalarının yanı sıra partinin üniversiteler, meslek i kuruluşları, sendikalar ve basınla olan ilişkilerinin ele alınması istenmişti. MADEN İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA BAŞARIYLA SÜRÜYOR • Zonguldak maden işçilerine battaniye ve kışlık giyecek gönderme kampanyası sürüyor. İlk on kamyon yerine ulaştı. Emeğe saygılı herkesi, yardımlarını SHP il ve ilçe merkezlerine ulaştırmaya çağırıyoruz. Tel.: 143 59 71-149 30 61-143 63 21 UL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear