18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYETZ2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 OCAK 1991 Ölünı Cezası Kaldınlmah Suçların önüne geçebilmek için ruh sağhğı sorunu ile uğraşılmalı, onurlu bir yaşamın önlemleri annmalıdır. Devlet ya da toplum böyle istiyor gerekçeleriyle kişi öldürülemez. Ölüm cezasını, halkoyu ve siyasal açıdan ele almak doğru değildir. Sorun ceza adaleti bakımından önem taşır. Doç. Dr. EMİN ARTUK, Dr. EMÎN MEMİŞ MÜ Huk. Fak. Bir kimsenin işlediği suç karşılığı yasamına son verilmesi olarak ortaya çıkan 'ölüm cezası' ka- dar üzerinde durulan ve toplumun ilgisini çeken başka bir ceza biçimine rastlanmamaktadır. Acaba herkesin üzerinde önemli durduğu *ya- şama hakkına' son vermek caiz midir? Hele uy- gar dünyada "devletsiz hukuk" olma düzeyine ulaşan "insan hakları", "insan hakları bilimi"- ne dönüşürken yaşam hakkının dokunulmazhğı- ğı sorunu, kişi merkezli bir dünyada genel insan haklarmdan ayrı düşünülemeyeceği gibi toplum adına uygulanma savında olunduğu varsayılırsa herkesi ilgilendirecektir. Mukayeseli hukuk araştırmalan, bazı ülkele- rin ölüm cezasını mevzuatlanndan çıkardıkları halde bir kısmının korunduklanıu gösterir. ölüm cezasını insansal ya da uygar bulmayan ülkeler, anayasalannda (örneğin 1947 Italya Md. 27/4, 1949 Federal Alman Cumhuriyeti Md. 102... vs.) ve ceza kanunlannda (örneğin 1937 Isviçre Ce- za Kanunu m. 336) ya da ceza hükümlerini içe- ren kanunlarda (örneğin 1867 Portekiz) bu hu- susu açıklamışlardır. Ölüm cezasını kanunlann- dan çıkaran bazı ülkeler, istisnai olarak bu yap- tınmın ancak savaş zamanında uygulanmasına izin vermektedirler: 1952 Hollanda Savaş Ceza Kanunu, değinilen İtalya Anayasa maddesi... ölüm cezasını mevzuatlanndan çıkarmayan ba- zı ülkeleri, bu cezayı uygulayan ve uygulamayan (örneğin Belçika'da son infaz 1867'de gerçekleş- tirilir) ülkeler olarak ikiye ayırmak olanakhdır. ölüm (idam) cezasının cezalar sisteminden çı- kanlıp çıkanlmaması sorunu, daima tartışma ko- nusu olmuştur. Cezanın uygulanmasından yana olanlarla olmayanlann gerekçeleri basında epeyce tartısıkhğı için üzerinde durmayacağız. Aşağı yu- karı biliniyor. Soruna ülkemiz açısından baktığunızda uzun- ca bir süre, insan hakları Islamsal kapsamda de- ğerlendirilmiştir. Ancak tslamsal öğretide özgür- lükler insana insan olması nedeniyle bağlanmış ayncalıklar değil, Tann'nın bağışlarıdır. Bunlar Tanrı'ya ve Tann'nın yeryüzüne yansıması şek- linde oluşan devlete itaati sağlayacak görevler- dir. İnsan haklan öğretisinde olduğu gibi devle- ti sınırlayıcı özler^yoktur. Ülkemizdeki dunım Tanzimat aydınlan (Genç Osmanlılar), XVIII. yüzyıl "aydınlanma çağY'nın liberal - laik - bireysel görüşleriyle ilgilenmişler, Gülhane Hat- tı Hümayunu ile can güvenliği, ırz ve namusun konınması formülleriyle yansıyan 'yaşam hak- kı', Osmanlı siyasasında yer bulur. Temelde tslamsal öze dayalı devlet devam et- mekle birlikte 1856 Islahat Fermanı Batı insan hakları kurammın etkisiyle devlete karşı ileri sü- rülebilen yaşam hakkını (beden bütünlüğünü) yerleştirmeye çabalar. 1876 Kanun-u Esasisi de yaşam hakkı ve uzan- tılarıyla (Md. 71, 26) meşgul olur. Cana, ırza hiç- bir biçimde dokunulamayacağı vurgulanır. Türk toplumunun özgürlüğe açılışını simge- leyen 1924 Anayasası'nın özgürlüğe daha çok dış boyutuyla milletçe bağımsızlaşma, iç boyutu ile daha çok adilleşme yönüyle yaklaşırken, işkence- eziyet-müsadere-angaryayı yasakladığı (Md. 73) izlenir. 1961 Anayasası ürettiği özgürlük kurumlaşma- sıyla insan haklan kuramının oldukça ileri bir örneğini yansıtır. Yaşam hakkına maddi ve ma- nevi olarak iki yönlü yaklaşımla değinir (Md. 14). Aynı geleneği sürdüren 1982 Anayasası da her- kesin yaşama maddi ve manevi varlığını konı- ma, geliştirme hakkına sahip olduğunu, kimse- ye işkence ve eziyet yapılamayacağım, insan hay- siyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muame- leye bağlı tutulamayacağını belirttikten sonra is- tisnai olarak ölüm cezasının saklı tutulacağım öngörmüştür (Md. 17). Anayasanın II. bölümün- de (Kişinin haklan ve ödevleri), "KJşinin doku- nulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlığını taşıyan maddenin gerekçesinde kişinin hak ve öz- gürlüklerinin önem derecesine göre göz önüne alındığı hatırlatılır. Gerekçe; madde ile iki hak- kın (ki 1- Yaşama, maddi ve manevi varhğın bü- tünlüğü, 2- Bunun geliştirilmesi hakkı) koruna- cağı, bunlann bir bütün teşkil ettiği, kanuu gü- vencesi altına konulan yaşama hakkının korun- ması yönünde gerekli önlemlerin alınacağı, işken- ce ve eziyetin uygarlığa ters düştüğü, vücut tam- lığına tecavüz olduğu açıklamasını saptar. "Kişinin dokunulmazlığı" başlığıyla iki yön- lü vücut tamlığı ilkesini konumlandıran anaya- sanın son fıkrada mahkemelerce verilen ölüm ce- zasını saklı tutması celişki doğurur. Çünkü ya- şam hakkı gibi kutsal bir hakkı istisnaya dönüş- türmek, bu hakkın özüne dokunur, hakkı öldü- rür. Anayasanın 12. maddesi gerekçesinde de "Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devre- dilmez, vazgeçilmez..!' hak ve özgürlüklerin dev- letin bir "lütfu" olmadığına değinilir. Bu durumda "idam" olayım, 17. madde 1-3. fıkralanyla bağdaştırmak olanaksızdır. Üstelik yaşamı reddeden bir yaklaşım, insan onuru ile bağdaşmaz. Modern ceza hukuku bilimiyle çe- lişir. Yaşamın özünü bozan bu olgu, serinkanlı- bkla değerlendirildiğinde anayasanın insancıl bo- yutuna da uygun düsmez. tdamlann infazının bir pariamento görevi (Md. 87) sayılması, "Primus inter pares" tartışmasma da yatkındır. Mehazda bulunmayan ölüm cezasının, Türk Ceza Kanunu'nda kabul edildiği 1926 yılında, 14 maddede yer aldığını belirtelim. Sayı 1971'de 28'e çıkmıştır. Demek ki kanun koyucu ölüm ceza- larını çoğaltıcı eğilim içine girmiştir. Bu cezayı öngören suçları içeren maddelerin artmasına kar- şın, uygulamada 60'h yıllarda gerileme görülür. 1965-1971 ve 1973-1980 yıUarı arasında ölüm ce- zası infazmın yapılmadığı dikkatleri çeker. Ne var ki askeri ve yan askeri dönemlerde ölüm cezası sık sık uygulanmıştır. Gerçekten mart 1971-ekim 1973 arasında 14 adi, 3 siyasal hükümlü ve eylül 1980-ekim 1984 arasında 26 siyasal, 23 adi hü- kümlünün idam cezalan uygulanmıştır. İdamın uygulanmasıyla dikkati çeken başka bir nokta; askeri dönemlerde asılan adi suçlulann cezala- nnm Yargıtay'ca onanma tarihlerinin eski olu- şudur. Sonuç 1- Ölüm cezasının kanunlarda korunması ya da kaldırılmasını toplum düzeyi ve gereksinim- leri belirler. Ülkemizde ölüm cezasını içeren mad- delerin artmış olmasına karşın, sivil parlamen- ter evrelerde Lnfazlann azalması ve hatta bazı yıl- larda hiç uygulanmaması, öte yandan Ceza Ka- nunu'nun son değişiklikleriyle 15 suçtan ölüm ce- zasının kalkması, idamın toplumumuzda da ye- ri bulunmadığımn göstergesidir. 2- ölüm cezasının uygulanmasına askeri dö- nemlerde sıkça başvurulması, söz konusu suçlar- la cezalandırilmak istenenlerin yaşamlanm siya- sal çalkantılara bağlı kılmaktadır ki bunun ka- bul edilebilirliği savunulamaz. Kaldı ki Yargıtay'- ca idam hükumleri onanıp da uygulanmayan, uzunca bir süre belirsizlik içinde bırakılan suç- lu, hiç de insani olmayan bir işleme bağlı tutul- muş olur. örneğin Yargıtay'ın 21.10.1975 tarihin- de kesinleştirdiği adi bir suçluya ait ölüm ceza- sının uygulanması kararı, 21.1.1983'te (RG. 21.1.1983, s. 17935) gerçekleştirilir. Kuşkusuz, ölü- münü gunkTİe beklemeye koyulan suçlunun, da- ha ağır bir ceza beklemeyeceğinden her türlü ey- lemi deneyebilecek psikolojik bir yapıya sahip ol- ması olasılığı vardır. 3- Ölüm cezası "kin" saikiyle ele alınamaz. As- lında toplum (devlet) nasıl kindar olabilir? Dev- letin görevi, kişi haklarının öznesi olan insanın vazgeçilmez bedensel bütünlüğünü (ki insan hu- kuksal bir varhk olup yaşarrundan 'feragat' ede- mez) korumak, onu topluma hanrlamaktır. Suç- lann önüne geçebilmek için ruh sağlığı sorunu ile uğraşılmalı, onurlu bir yaşarrun önlemleri alın- malıdır. Devlet ya da toplum böyle istiyor gerek- çeleriyle kişi öldürülemez. ölüm cezasını, halk- oyu ve siyasal açıdan ele almak doğru değildir. Sorun ceza adaleti bakımından önem taşır. Bir kişinin evini yakanın evinin yakılmasına karar vermek doğru mudur? Yukandaki gerekçelerle ve kanaatimizce top- lumun gereksinimi olmaktan çıkan ölüm cezası kaldınlmalıdır. HESAPLASMA BURHAN ARPAD 'BanştanYanaOlmakSuç! Bu yazının başlığını yabancı kültür dillerinden herhangi biri- ne çevirseniz kimse bir şey anlamaz, dizgi yanlışı sanıriar! Oy- sa yirminci yüzyıl sonuna ulaşmış Türkiye Cumnuriyeti'nde ki- mi politikacılar ve yöneticiler barış sözünü öylesine korkunç ve tehlikeli saymaktadırlar ki 'devlet'in güvenliğıni korumak gerek- çesiyle özel yargı organları oluşturmaktadırlar. Böyle düşünebil- dikleri içindir ki 15 yaşında liseli genç kız, 'devletin güvenliğini korumak için' tutuklanmakta, yargılanmakta, sonunda aklansa da küçük bir cezaya çarpılsa da yetkili çevrelerin girışimi ve tu- tumu açısından bir şey değişmemektedir. Liseli genç kızımızın yiğit ve yürekli davranışı, Atatürk'ün "Gençler yarınlar sizin' özdeyişini gün ışığına getirmektedir: Sa- vaşa hayır!' yazdığı için Pendik Lisesi Müdürû'nce karakola teslim edilen N.A. savunmasında özetle şunları söylemiştir: "Bu haksız savaşa hayır demek, insanım diyen herkesin borcudur" diye yazmış olmakla suçlandım. Okul mûdürü hiçbir şey sormadan karakola telefon etti. önemli olan psikolojik işken- ceydi. Savaşa karşı olmayı, yasadışı bir örgüte üye olmakla bağ- dastınyoriafdı. insanın sanki kendi beşına bir şey düşünme hakkı yok gibi! ifade vermedim Kendı yazdıkları bir ifadeyi zorla im- zalamamı ıstediler. Sorgu hâkimliğinde ifademı kabul etmezsem tekrar şubeye, 'Siyasi Şube'ye gönderileceğimi ileri sürdüler. Ka- bul edince cezaevme gönderildım. Cezaevinde çok şey öğren- dim. Ben yine de bütün yasal yolları denedim." Her şeye karşın halk arasında savaşa karşı çıkış var. 1950'li yıllarda Kore savaşına karşı beyannameler dağıttıkları gerekçe- siyle yıllarca zindanda bırakılan Barışseverler Derneği olayla- nndan kırk yıl sonra benzeri olayların yinelenmesi ilk bakışta umutlandırıcı değildir, ama öyle değil. Kırk yıl sonra da olsa o sıcacık ve insancıl barış sözünün dillerde ve kalemlerde pırılda- yabilmiş olması! Atatürk'ün büyükyanı, asker öğrenimli çıkışına karşın kısa sü- rede ülkeyi bir kültür devrimi niteliğine ulastırabilmesidir. Bov- (Arkaa 17. Sayfada) Orta ve Lise Mezunlan, Beklemeli Öğrenciler, İŞSİZ GENÇLER: Aylar, yıllar geçiyor; Siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz? 37 yıldan beri 50.695 genci iş sahibi yapan sahasmda DÜIVYA ŞAMPİYONU olan MKTİLO SEKBfTER Vi BİUîlSAYOR KURSHRI Olabilecejc en kısa sürelerde; UCLZ IX RETLERLE BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFİ; BİLGİSAYARLA MUHASEBE; BİLGİSAYAR PROGRAMC1LIĞI; YABANCI DİL Kurlanna Hiçbir Bağlayıcı Ödeme Zorunhığu Oimaksızın BONOSUZ + TAAHHÜTSUZ veya ÖMCE ÖĞREIV; SO>RA ÖDE usulüyle .™*nî. ya da ÖNCE ÖĞREIV; SONRA ÇALIŞ; . ^ _ daha sonra da l CRETI TAKSİTLE ÖDE; AİLEME VIK OLMA, KEMDİ KAZANCINLA ÖĞREN Seçenekleri + Tüm Ödeme Kolaylıkları ve ÖĞRETİP İŞE YERLEŞTİRME GARANTİSİYLE DİKKAT: Merkez telefonlansuz değjşti. Yeni nomaralannuz: Merkez Kadıköy Beşiktaş Şişü Balorköy Beyazıt, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel Altıyol, Kuşdili Caddesi, 6/8 Tel Çıraöan, Asariye Cad. 7/2-3 Tel Abidei HUrriyet C. Hasat Sok. 15 Tel Hüsreviye S. 18/4 (Migros sırası) Tel 517 92 57 338 08 42 158 24 97 130 90 37 571 31 31 517 92 58 336 11 5O 158 24 98 175 43 14 561 29 06 Bu 5 •dmMfl b«şka ŞAMP1Y0N adıyiı çıliftn hıçbır Dıktilo Sekreter ve Bılgisayar kursu yibtma dejikto. İNGİÜZCE'Yİ İNGİLTEREDE ÖĞRENİN! TURSEM'in rehberliğinde LONDRA. OXFORD. CAMBRıDGE. BOURNEMOUTH; BRIGHTON. HASTINGS. EXETER^CHESTER 1 de seçkin dil okullannda yaz-kış ya da bütün yıl Ingilizce öğrenin. Kurs, Konaklama, Yemekler dahil haftahk 134 £'dan itibaren. • Genei ye Hızlaninlmış Kurslar İTicari îngilizce İTunzmlngılizccsi • Bankaabk İngüizcesi tıırsem İNGRJZÜSANOKULLARI DAMŞMAMERKEZİ CumhuriyetCad 17l'«aMADAĞ 80230 Istanbul Hılton Oteü Karşsı Tel 148 39 77 -148 79 43-148 2Ş 48 Fax 1329729Tbr.27498tusmtr PENCERE Çağır Çevik Kuvveti... Üç çevik kuvvet var: Bir. ABD Çevik Kuvveti... İki: NATO Çevik Kuvveti... Üç: Bizim çevik kuvvet... Amerikan Çevik Kuvveti, şimdi Suudi Arabistan'da konuş- landı; NATO Çevik Kuvveti Malatya'da... Ya bizim çevik kuvvet?.. • Üç çevik kuvvetin de dünya çapında 'ideolojik, politik, stra- tejik ve taktik' görevleri vardır. Suudi Arabistan'daki Amerikan Çevik Kuvveti, "Zenginler Kulübü"nün Ortadoğu'daki petrol topoğrafyasını korumak için bekliyor; gerekirse Saddam'ın tepesine binecek, Batı'da ge- çerli deyimiyle Irak'ın askeri gücünü "sûnnet" edecek. Müs- lüman dünyasında Hıristiyan sünnetçibaşının usturasını sal- larken bütün dünya çığrışacak: — Oldu da bitti maşallah!.. israil en başta şenlige katılacak; çünkü Yahudilerde sün- net geçerlidir. NATO Çevik Kuvveti Malatya'da Erhaç Hava Üssü'nde ko- nuşlandırıhyor. Niçin? Batı'da NATO'nun işi bitti. Varsova Paktı sizlere ömür. Pe- kiyi, elindeki bunca silah, asker, subay ve politikacısıyla NA- TO güme mi gidecek? NATO'ya silah yapan tezgâhlar bozu- lacak mı? Nice kişinin ekmek kapısı koskoca örgütü kim fes- hedebilir? NATO'ya yeni görev bulmak gerekiyor ki yaşasın... Ne yapmalı? Aslan asker Türkiye, Beyaz Saray'ın emriyie bir kotaylık dü- şünür. Önce NATO Genel Sekreteri VVörner, "Türkiye tehdit altındadır" diyerek işareti verir; arkasından da NATO Başko- mutanı Galvin öter; Bush'un Ortadoğu'daki sadık dostu özal, Brüksel'e başvurur: — Irak'ın tehdidi altındayım; Saddam saldıracak, NATO Çe- vik Kuyveti'ni isterim. Vaşington bastırınca, NATO Çevik Kuvveti Irak'ın sünnet düğününe katılmak üzere Türkiye'nin Gûneydogusu'na ko- nar ve "ikinci cephe"y\ açmak için beklemeye geçer. Türki- ye, cumhuriyet tarihinde ilk kez yabancı askeri, ülkeyi koru- mak için Anadolu'ya çağırır. Batı kapitalizmi kendi yapısın- da banş içinde yaşamak için İslam dünyastndaki stratejik kay- nakları denetim altında tutmak zorundadır; NATO'nun yeni görevi komünizm tehlikesine karşı kapitalizmi değil, Müslü- manlara karşı Hıriştiyanları korumakla eşanlamlıdır. Haçlı ordularını, İslam dünyasının zenginliğini gözetim al- tında tutsun diye Türkiye'ye çağırmak, elbette cuma namaz- larını kaçırmayan bir cumhurbaşkanına düşecekti. * Ne var ki şu gözü kör olası Ortadoğu'ya iki çevik kuvvet de_yetmiyor. Uçüncüye gerek var. Birincisi Suudi Arabistan çöllerinde, ikincisi Malatya'da ko- nuşlandı. Ya üçüncüsü? Mengen'de!.. Mengen'in on kilometre ötesinde E-5 karayolu çıkışmda Deller Köprüsü'nde bizim jandarma çevik kuvvetimiz bari- katını kurdu, beklemeye girdi. Vatanımızı Irak'ın saldırısına karşı NATO Çevik Kuvveti'ne havale ettik; ama halkımıza karşı Çankaya'yı kim savunacak? "ideolojik, politik, stratejik, taktik durum muhakemesi" sonun- da karara varıldr. Çankaya çevresinde savunma önlemleri alı- nırken, başkente doğru yürümek isteyen emekçilere karşı çe- vik kuvvet kullanılmasına karar verildi. • Yeter mi? Sanmıyorum, Malatya'daki Çevik Kuvvet'ten destek iste- meli; NATO Çevik Kuvveti ile jandarma çevik kuvveti işbirliği yapmalı; gerekirse Suudi Arabistan'daki Amerikan Çevik Kuv- veti de çagnlmalı... Vailahi Türkiye'yi yönetmek zor VEFAT Sevgili (Em. Topçu .41b. 1934 meıunu) MUZAFFER'imi kaybettim. Acım sonsuzdur. BERRAN VURAL 5.İstanhul,Uluslararası Yapıve İnşaat Malzemeleri Endüstrîyel Fuarı A.B.D., ingiltere. Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Belçika, İspanya, İsveç ve Finlandiya gıbı sektore dunya çapında ege- men ulkelerın dev kuruluşiarının yanısıra, İngiltere, İtalya ve Hollanda'mn ulke standları ile yer aldığı Uluslararası duzeydekı Turk kuruluşlannın katılımı ile. gerçek uluslararası nılelıkte, hepsı bırarada. . Yapı ve mşaat malzemeleri. makina donanım ve sıstemlerı Muteahhıtlik donanım malzemeleri ve gereçlerı, yapı sıstemleri, ısıtma ve havalandırnna. tecrıt malzemeleri. ıç dekorasyort, dre- naj ve kanalızasyon sıstemlerı, aydmlatma. boya ve dekoratıf fı- nışler. bolme ve ayırrna elemanları.prefabnke bınalar, banyolar seramık, sıhhı tesısat duvar ve yer kaplamalan. inşaat demırle- ri. motorlu ve motorsuz aleller. çalı sıstemlerı, olçum aletleri, dış kaplama ve yapı hızmetleri, ışletme ve bakım servısleri, yer doşemelerı, elektrık sıstemien su arıtma sıstemlen konularında, Turkıye pazarı için yeni bırçok urunun ve dunyanın en yeni tek- nok)(ilennın tum sektor çeşıtlerı ile prezante edıldkjı ve yurdu- muzda ilk kez lanse edilen urunlerın yabancı katılımcılarının Turtayede mumessıllık ve dıstrıbutorluk vereceğı. sektörunun nıtelıklı tek fuarı Ustelık, Turkıye dekı tek amaca uygun ve her turlu modern altyapıya sahip. dunya standartlarındakı tek ozel fuar merkezınde .. 9-13 OCAK HILTON CONVENTION& EXHIBITION CENTER ZIYARETSAATLERL12.00-20.00 A&D
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear