18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Türk-lşarabulucııANKARA (Cumhariyet Burosu) — Türk- lş Genel Başkanı Şevket Yümaz, Zonguldak- Ankara yürüyuşü konusunda dün arabulu- cu olarak devreye girdi. Hükumet yetkilile- ri, Türk-tş'e, "Parasal uyuşmazhkta hiikttınet dacrisi ile sendika önerisi arasında 100-200 bia lira luüdt. Ancak işçüer Zongıüdak'a ge- ri dönmedikçe, gönışmeler yeniden başlaya- maz" mesajını verdüer. Yılmaz, Başbakan Yıldınm Akbulut'un Bolu'ya kadar gitmiş- ken görüşmeleri bitirmemiş olmasını eleşti- rerek, "Askerle karşı karşıya geliyor işçi. Ya- zık, günahtır. Oimaz bö\le şey" dedi. Türk-lş'te yaşanan bu tedırginlik üzerine yönetim kurulu üyeleri dün öğle üzeri bir ara- ya geldiler. Türk-lş Genel Başkanı Şevket YD- maz, SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetia ile gorüşerek madencilerle yürüyen SHP Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Selvi aracıhğıyla "yumuşama" olanakları aradı. Yılma/, dün saat 13.00 sıralannda Cumhuriyet'e şu açık- lamayı yaptı: "Yola çıkülar. Geri dönüş yok. Bu iş bal- ledilecek. Oodan sonrası hayıriısı bakalım. Bu grevin başanya nlaşması için bepimizin gayreti şart. Çıinkü işçi harekeüdir. Başba- kan'ın, ta oraya gitmiş iken, bu müzakereyi en iyi şekilde bitinnesi lazundı. Yani öyte yal- nuca bu yüriişün durması için gitmenin fay- dası yok, muzakre yapılmalıydı ve bitiriime- yi- Genel Maden-lş Sendikaa ile konaşup, bir şey yapmak laam. Arkadaşiar, 'Durun bakalım, dinlenin. Biz de Ankara'ya cağır- dılar, gidelim' demek gerekir gibiıne geliyor." Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, bu görüşmeden hemen sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut'u arayarak randevu istedi. Yılmaz, yanına Türk-lş Ge- nel Sekreteri Orfaan Balta'yı da alarak, Ay- kut ile görüşmeye gitti. Yılmaz, Aykııt aracı- hğıyla, gerek Başbakan Yıldınm Akbulut'a, gerekse Genel Maden-tş Başkanı Şemsi De- nizer'e "Görüsmeter yeniden baslasın" me- sajını verme girişimlerinde bulundu. Yılmaz- ın bu önerilerine, gerek Başbakan, gerekse di- IZLENÎMLER ğer hükumet yetkilileri, "Sözleşme uyuşmaz- Uğı için göröşBİebilir. Ancak devlet disiplini geregi, yüriiyüşteki maden işçileri Zongul- dafc'a dönmedikçe, görüşmeler yeniden baslayamaz" görüşünde ısrarlı olduklannı di- le getirdiler. Türk-tş Genel Başkanı Yılmaz, dün saat 17.30 sıralannda İmren Aykut ile yaptığı görüşmeden döndü ve saat 17.45'te Aykut ile yaptığı görüşmeye ilişkin şu bilgileri verdi: "Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı'ndan arabuluculuk yapmasını önerdik. Hatta daha ileri giderek Şemsi Bey'in bura- ya (Ankara'ya) gelmesi için de Bakan Aykut, Şemsi Bey'le aynca tekfon gönişmesi yaptı. Bu sefer de tabii Cumburbaşkanı'nın bu iş* kanşouş olması, iyi etki yapmadı. Başbakan, 'Işçüer yerine dönmeyince muzakereye otur- mam. Bitmiştir' diyur." İmren Aykut'u 3. kez Başbakan Yıldınm Akbulut ile görüştürduklerini de bildiren Yıl- maz, Başbakan'ın, "tşçi geriye dönsiia, görüşdim" düşüncesini aynen koruduğunu belirterek şunlan söyledi: "Şu anda o işçiyi geriye gönderecek oUn kişi, ben teklif etmem, tabii ki Şemsi Bey- dir. O da bunu düşünür mii, eder mi onu bi- lemem. Onun da kendi düşünecegi bir şey. Şanlı greve leke düşurmemek için biz elimiz- den geleni yapıyoruz." Kadınlar dönmediZonguldak'tan Mengen'e araçlar taşınıyor. Gece battaniye ve ekmek taşıyan minibüs ve otobüsler dün sabahtan itibaren madencüeri getirmeye başlıyor. Yürüyenler arasında yaşlı ve hasta emekli madenciler bile var. ŞÜKRAN KETENCt MENGEN — Sabah saat 09.00, hâlâ gecenin ayazı, don ve kırağı duruyor. On binlerce işçi, bütün gece olduğu üzere, Mengen sokaklannı turlayarak soğuğa meydan okumaya çalı- şıyorlar. Uykusuzluk, soğuk gözlerini şişirmiş, yüzler karar- mış. Bulabilenler, Zonguldak ma- den muhendislerinden ve evle- rinden dayanışma olarak dağı- tılan battaniyelere pelerın gibi sarılmışlar. Bakkallarda gazete alma kuyruğu var. Mengen Belediye hoparlörun- den kaymakamlığın anonsu ya- pılıyor. "Mengen - Ankara - ls- tanbul yollan trafige kapatıl- •uştar. Anıçlann yola çıkmama- sı için duyunılur." tkinci bir anons Genel Maden-tş Sendikası'ndan, ka- dınlar düğün salonunda yapıla- cak toplantıya çağrılıyorlar. Yönetım Kurulu üyeleri ile ka- dınların toplantısı çok kısa sur- dü. . Kadınlar, geri dönmeleri one- risine öylesine kızdılar kı "biraz daha konuşursam dayak yerim korkusuyla sustum" cumlesi ile sonucu özetliyor genel sekreter Erdem Ercan. Ardından kadın- lar sokağa fırlıyorlar, "Ölmek var, dönmek yok", "Gemileri yaktık geri dönüş yok" slogan- ları ile Mengen içinde yurüyuş turları atarak dönmeme karar- lılıklannı açıklıyorlar. Kadınlara alkış Erkekler kadınlara alkış tutu- yorlar. Saat 10.00 sıralannda Şemsi Denizer, işçi temsilcileriy- le aynı yerde toplantı yapıyor. O da uzun surmüyor. Madenci üslubuyla birkaç cumle ve slo- gan alışverişi ile sonuç çıkıyor. Barikatlar, tehditler, Cum- hurbaşkanı'nın bir gece önceki saldınsı, Başbakan'ın bir şey ve- rilmeyeceğini açıklaması, gece- nin ayazında sokakta kalmak madenciyi kızdırrruş. Karar: "Yola devam". Baş- kan da bir daha kadınların dön- mesi onerisini getiriyor. "CHmaz Başkan, sonra kadınlannızı korkuttuk derier" itirazı tartış- mayı bitiriyor. Çok sınırlı tele- fonlann önünde uzun kuyruk- lar. Telefonu kapatan "Zongul- dak ayakta, Özal bizi daba çok kızdırdı" diyor. Zonguldak'tan Mengen'e araçlar taşınıyor. Gece boyun- ca yiyecek, ekmek, battaniye ta- şıyanlara, sabah işçi ve halkı ta- şıyanlar eklendi. Minibüs ve otobüslerden durmadan insan- lar iniyor. Derken birileri uyarıyor. "Çaycuma ve Devrek agızlann- da geüş yollan kapatılıyor." Binlerce işçinin yolu kesen araç- lardan inerek yüruyüşe geçtik- leri haberi geliyor. Büyük An- kara yuruyüşunü yapanlarla aralarındaki 30 kilometrelik uzaklık, katılmak isteyenlere engel olarak görülmüyor. Onların da parolaları, "yola devam". "Yola devam" diyen öyle il- ginç örnekler var ki çok yaşh iki madenci emeklisi kucaklaşarak selamlaşıyor. Ellerinde yiyecek torbaları. Meslek hastalığından, ağtr işçilikten çokmüş bedenle- ri ile nasıl yürüdüklerine, soğu- ğa nasıl dayandıklarına akıl er- miyor. Eğlenceye gider gibi keyifli- ler. Arkadaşına takılmasına, di- ğeri "oglumu yalnız bırakacak mıyım? Böyle giinde yürünmez mi?" yanıtını veriyor. Bir ma- denci, önceki gece verilen ha- berlere dayanamayıp Zongul- dak'tan yurüyuşe gelen 80 ya- şındaki annesini, yürüyemez olunca-arkadan gelen boş araç- lardan birine bindirmeye çalışı- yor. Gece Mengen'de sokakta ateş yakarak ısınmaya çalışan, dola- şan \Q binin üzerinde madenci vardı. Evlere, kahvelere, açık bırakılan dükkânlara yerlesen- ler, yakın köylere gidip bir da- ha katılacaklar derken, iyimser bir 30 bin kişilik yürüyuş kon- voyu bekliyorduk. Mengen'den 1.5 saat kadar yüruyüp hafif eğilimli kavşaklı bir mekândan arkayı gözleyen basın mensup- ları, sonu dağlar arkasından bir ttirlü gelmeyen kalabalığın tah- mınini yapmaya çalışıyoruz. 100 bine uzanan rakamlar ortaya atıuyor. Yanımızda yüruyen grev komitesinden bir madenci- ye şaka yapıyorum: "Yüriiyiif kolunu geçerken 30 bin görulü- yordu. Nereden çıktınız" diyo- rum. "Madenci yerin altından çıkıyor" yanıtı geliyor. Yerin altından çıkanların 17 kilometrelik, 5 saatlik bir yürü- yüşten sonra karşılaşacaklan olağanüstü polis ve askeri bari- kat herkesin kafasını kurcalı- yor. Milletvekilleri, basın men- supları, konvoyun başı ile Bes- ler deresi üstunde iki dağın ara- sında kalan köprü üzerindeki barikat önüne kadar araçlarla mekik dokuyorlar. PORTRE ŞEMSİ DENİZER Liseyılları madende geçti İş Sendika Servisi — Şemsi Denizer, 1951 yılında Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Serdaroğlu köyünde doğdu. 5'i erkek 6 çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu. Babası Zonguldak'ta kömür işçiliğinin çeşitli kademelerinde çalıştıktan sonra şef kadrosundayken emekli oldu. Halen Serdaroğlu köyünde muhtarhk yapıyor. Denizer'in ağabeyi Almanya'da işçi. Diğer 3 erkek kardeşi Türkiye laş Kömürü Kununu'nda (TTK) kömür işçisi olarak çalışıyor. Denizer, Gelik Özel llkokulu'nu ardından da Kilimli Ortaokulu'nu bitirdi. Kilimli Lisesi'nde öğrenimini sürdürürken 1970 yılında "kaznuKi yedegi" olarak Gelik Ocağı'nda kömür işçüiğine başladı. "Tabancı", "latHncı", "rambleci" olarak 2.S yıl kadar çalıştıktan sonra askere gitti. Askerliğini 1974 yılında tamamladıktan sonra üyesi olduğu Genel Maden-lş Sendikası'nda araştırma bürosunda çahşmaya başladı. 1976 yüında TTK'nın Geük Işletmesi'nde bu kez "yevmlyeli hesap mernuru" olarak yeniden işe girdi. Bu görevini sürdürürken topoğraf kursuna gitti ve kursu tamamlayarak işletmedeki görevini topoğraf olarak sürdürmeye başladı. Denizer, 1 Mayıs 1983'te Genel Maden-lş Sendikası araştırma uzmanlığına atandı. 1. olağan genel kurulda (1983) Genel Maden-lş Merkez Yönetim Kurulu'na seçildi ve Genel Araştvrma Sekreteri görevine getirildi. Daha sonra yapılan genel kurulda ise bu kez genel başkanveküliğine seçildi. Denizer, 1989'da yapılan son genel kurulun ardından sendika yönetim kurulunun oy birliği ile verdiği karar ile 4 Temmuz 1989 tarihinde Genel Maden- lş Genel Başkanhğı görevini üstlendi. İlk evliliğinden olma 17 yaşında bir kızı bulunan Denizer, 8 yıl önce ikinci evliliğini yaptı. Eşi ev hanımı. Zonguldak'ta yerel gazetelerde uzun süredir çeşitli yazılan yayımlanan Denizer'in Genel Maden-tş Sendikası'nca yayımlanrnış, "Türkiye'de İşçi Hakları ve 12 Eylul'ün Getirdikleri" adlı bir kitabı bulunuyor. MENGEN MANZARALARI — Zonguldak'tan fld günlük bir yuriiyüşle Mengen'e gelen işçiler, çok el>erişsiz koşullarda gecelemelerine ve man zaman yalmzca kunı ekmek yemeierine ragmen yiiriiyüşlerini sürdürerek barikata gelip dayandılar. (Fotograf: Birol Üzmez) 1İİEYVE İÇENLERDEN MİSİNİ NARENCIYE PRESİ * Sağ-sol hareketli güçlü motor. * Basma hareketi ile harekete geçen otomatik sıkma sistemi. * Kolay yıkanabilir özellikte Vs«^ >£ â . 'j?f * Şık, zarif görûnüm * Ayrılabilirsürahi * Şeffafüslkapak Daiwı Türkiye Temsiicisi CORAL A^. Üretim : GİJR ELEKTRONİK KATI MEYVE SIKACAĞI * 3ayndev1r *Fhısh sistemi * Ayn bölümlere posa ve meyve suyunu ayıran sistem * Uzun ömûrlü metal fikre •Ekparçaik blender olarak kullanabilme özelliği DAIVVA SATICIIAR1NDA TUM DAIVVA SATICILAR1NDA TUM DATVVA SATICILARINDA TÜM DAIYVA SATIC1LAR1NDA TÜM DAIVVA SAT1CIIARINDA TÜM DAIVVA SATiaiAMI İnönü, Akbulut'la görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — SHP Genel Başkanı Er- dal Inönü, dün gece Başbakan Yıldınm Akbulut'u telefonla arayarak yuruyüşü engellenen madencilerin donma tehlikesiyle karşılaşmalan halinde "kimse- nin bu sorumluluğun altından kalkamayacağım" söyledi. Ak- bulut, buna karşüık önce "du- rumun vahametine inanmadığmı" belirtti, ancak Inönü'nün ısran üzerine konuy- la ilgileneceklerini bildirdi. Istanbul'dan Ankara'ya dö- nerken Yüksel Cangel, Nurettin Sözen ve Ercan Karakaş'tan madencilerin yürüyüşu hakkın- da bilgi alan İnönü, Genel Sek- reter Hikmet Çetin aracıhğıyla Başbakanlıktan görüşme iste- ğinde bulundu. Inönü'ye 19.30'da Başbakan Akbulut'la görüşebileceği iletildi. Inönü, uçaktan indikten sonra genel merkeze geldi. Burada Cumhuriyet muhabi- rinin "Başbakanla görüştiinüz mü" sorusuna İnönü şu karşı- lığı verdi: "Bir telefon gönişmesi yap- tıııı. Oraya gitmek istedim. Fa- kat Başbakan 'telefonla görüşe- lim' dedi. Kendisine kaygı veri- d haberler aldığımı, sogukta 50 bini aşkın kişinin bir bogazda, ne ileri ne de geri gidemeden beklendiğini anlattım. Buna bir çare bulunmasını istedim. Baş- bakan bana 'Verdiğimiz ucret- leri kabul etmıyorlar' diye iicret- lerin yeterii olduğunu anlatmak istedi. Ben de ona 'Şimdı o söz konusu değil. Geceyi nasıl geçi- recek o kadar insan? Bunun için yardım edin' dedim. Başbakan, oradaki dunımun vahim oldu- |nna inanmadıgını söyledi. İnönü, bölgeden aldığı haber- lerin Akbulut'un değerlendir- mesinin aksine olduğunu dile getirerek "Sayın Akbulut'a 'Oraya bir bakan gonderin, ora- daki dunımu > akından görsun- ler ve ona gore geregini yapsın- lar 1 dedim" diye konuştu. lnö- nü'nün verdiği bügilere göre te- lefon görüşmesi şöyle devam et- ti İNÖNÜ — lnsanlar oraya ne sebeple gelmiş olurlarsa olsun, devletin sorumluluğu altında. Soğuktan insanlan donma teh- likesiyle karşı karşıya bırakmak, bunun sorumluluğunun altın- dan kimse kalkamaz. AKBULUT — llgUenirim. baktınnm. İnönü, "Barikatın açılması gündeme geldi mi?" yolundaki soruyu şöyle yanıtladı: "Başbakan 'Geri dönmek is- terlerse otobusleri gönderirim. Kolaylık sağlanz' dedi. Ben sen- dika başkanının elinde olan bir meseie yok. O kadar insan ora- ya kadar gelmiş. Onlara ancak sizler bir şey soylerseniz daha sakin bir yere goturebilirseniz bir şey olur. Sendika başkanının elinde değil geri donıin demek' diye anlattım. Başbakan da bu ısranm üzerine iigilenecegini söyledi." "Sorumlu Özal" T Maden işçilerinin barikat önünde durdurulmasından iti- baıen SHP genel merkezi dün yoğun bir gün yaşadı. Genel Sekreter Hikmet Çetin yurüşçü- ler arasında bulunan Genel Sek- reter Yardımcısı Cevdet Selvi'den aldığı bilgileri tçişleri ve Çalış- ma bakanlarına aktararak, ba- rikatın kaldırılmasını istedi. Bu arada Türk-lş Başkanı ve Kızı- lay yetkilileri ile görüşen Çetin düzenlediği basın toplantısında "Konuyu tahrik eden, çözüm- süzlügüne neden olan bir kişi olarak sayın Özal tekrar ortaya çıkmıştır. Konunun bu hale gel- mesinin baş sorumlusu Sayın Özal'dır" dedi. Demirel: Bubîr zulümdür ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, dün ögleden sonra Zonguldak yürüyuşü ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, binlerce kişinin üç gündür aç, susuz ve soğukta perişan oldu- ğunu belirterek "Bu bir zulüm- dür, bu iş bir an evvd çözübüıı" dedi. Süleyman Demirel açıklama- sını şöyle sürdürdü: "Bu karakışta binlerce kişi üç gündür, aç susuz ve sogukta pe- rişan otanuşlardır. Bu bir zulüm- dür. Devlet, sefkat demektir. Devlet, işçilerin talebine yak- laşmıştır. Olaya sıcak bir yakla- şım sorunu çözebikcektir. Ülke yöneticilerinin, Çankaya'nın in- safsıziığına bakmayıp, bu işi bir an evvel bitirmeleri lazımdır." Demirel, maden işçilerinin ge- ceyi yolda geçirme kararlann- dan sonra dün akşam olay ye- rinden dönen partili milletvekil- lerinden bilgi aldı. Demirel, hü- kümetin tutumunu "vahşet" olarak nitelerken, şöyle konuştu: "Adamlar aç. Kızılay'ın vere- cegi battaniyeleri geçirtmiyor. tşçinin dunımu kotü. Oralara bir şey götürtmüyor. Koymuş devletin askerini. polisini, bir şey geçirtmiyor. Boyle bir vahşet dü- şünülemez. Bu vahşettlr."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear