18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 OCAK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Yönetim yürüyüşün ertelenmesini önerdi, Denizer, Yılmaz'ı ağır dille suçladı Türk-tş sıkmtıiçiııcleTürk-tş önce Genel Maden- tş Başkanı Şemsi Denizer'den yürüyüşû ertelemesini istedi. Eylemin gerçekleşeceğinin anlaşüması üzerine "Genel Maden-tş Sendikası'nı destekliyoruz" açıklaması yapıldı. Denizer, "Türkişçi hareketinin önündeki en büyük engellerden birisi Şevket Yılmaz'dır" dedi. Eski Turk-tş Genel Başkanı Halil Tunç yürüyüşün halk hareketine dönüşme izlenimini edindiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- roso) — "Boyük yiirüyüş" ko- nusunda Türk-lş Genel Başka- nı Şevket Yılmaz ile yöneticiler ve baa sendika genel başkanla- rınca savunulan yaklaşımın grevcilerin sendikası Genel Madeh-tş tarafından benimsen- memesi ilginç gelişmelere yol aç- tı. Yılmaz ve Türk-lş yöneticile- ri ile baa sendikalann genel baş- kanları önceki akşam Ankara1 da yaptıklan toplantıda, maden- cilerin yapacaklan yürüyüşte çı- kabilecek bir olayın "3 ocak ge- •el eyleminin başansııu gölge- leyebilecegini" savunarak yürü- yüşün ertelenmesi görüşunde büieştiler. Bu görüş Yılmaz ta- rafından Genel Maden Iş Baş- kanı Şemsi Denizer'e önceki ak- şam telefonla iletildi. Bu görüşmeye karşın büyük yürüyüşün gerçekleşeceğinin an- laşılması üzerine Türk-tş yöne- ticileri sabah da aynı tutumu yansıtan girişimlerde bulundu- lar, ancak sonuç alamadılar. Bu gelişmelerin ardından Yılmaz, "büyük yürüyüş" sürerken saat 16.00 sıralannda Ankara'da-dü- zenlediği basın toplantısında, "Türk-lş yönetimi olarak Genel Maden-lş Sendikası'mn yapması gerekenleri desteklediklerini" söyledi. Bu arada Şemsi Denizer, yu- röyüş sırasında AFP muhabiri- ne Şevket Yılmaz için, "tşçi sı- rafınm önündeki en buyük en- gellerden birisi odur" dedi. Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yumaz, 3 ocak genel eylemini değerlendirdiği basın toplantı- sından sonra, Türk Metal Sen- dikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, Çimse-tş Genel Başka- nı Tamer Eralan. Yol-lş Genel Başkanı Bayram Meral, Tes-tş Genel Başkanı Fanık Barut, Belediye-lş Genel Teşkilatlandır- ma Sekreteri Ali Başdemir ile DENtZER VE ÇOCUKLAR — Grcrdrki maden işçUeri dun sabah konvoy halinde Ankara'ya dognı yola çıktı. Hareketten önce Genel Maden-tş Sendikası Genel Başkan Şemsi Denizer sokaUarüa coşkulu kalabalığın arasında madenci çocuklanyla halay çekti. (Fotoğraf: AA) Türk-îş Yönetim Kurulu üyele- rinin katıldığı bir görüşme yap- tı. Bu görüşmede, sendika baş- kanlan, 3 ocak genel eyleminin başarıya ulaştığını, 4 ocaktaki Zonguldak madencilerinin An- kara yürüyüşünün emniyet kuv- vetlerince engelleneceğini dile getirerek bu yürüyüş sırasında çıkacak bir olayın, olaysız ger- çekleşen genel eyleme gölge dü- şüreceğini ifade ettiler. Sendika başkanlan ve Türk-lş Yönetim Kurulu üyeleri, Şevket Yılmaz- m, Genel Maden-tş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer ile görüşerek yürüyüşû ertelemesi- ni istemesini de önerdiler. Bu tartışmanın ardından Şevket Yıl- maz ile Şemsi Denizer bir tele- fon görüşmesi yaptılar ve Yıl- maz, sendika yöneticilerinin is- teklerini Denizer'e iletti. Türk-tş Genel Merkezi'nde dfln sabah çok gergin saatler ya- şandı. Yürüyüşte bir olayın çık- mamasını ve gerekirse ertelen- mesini isteyen tüm Türk-tş Yö- netim Kurulu üyeleri Şemsi De- nizer'e ulaştnaya çalıştılar. De- nizer'e öğleye değin ulaşamayan Türk-tş yöneticilerı, Zongul- dak'tan başlayan yürüyuş ile il- gili sağlıklı bir bilgi alamamak- tan yakındılar. Türk-tş Yönetim Kurulu üye- leri, oğleyin hep birlikte genel merkezde yemek yerken eski Türk-lş Genel Başkanı Halil Tunc büyük bir heyecanla içeri- ye girdi. Tunç, SHP Genel Baş- kanı Erdal tnönü'nün basın top- lantısından geldiğini belirterek tnönü'nün gerek 3 ocak genel eylemi gerekse Zonguldak yunı- yüşü ile ilgili önemli saptamalar- da bulunduğunu aktardıktan sonra masada oturan Şevket Yıl- maz'a dönerek "Başkan, senin bnndan sonra yapacağın tek şey, hemen Genel Maden-İş Sendi- kası Genel Başkanı Şemsi Deni- zer'i .arayarak sendika yönetim kurulu ile birlikte hemen Anka- ra'ya çagırmak olmalıdır" dedi. Tunç, Zonguldak yüruyusunün bir halk hareketine donuşme iz- lenimini verdiğini belirterek bu yürüyüşte meydana gelecek bir provokasyonun 3 ocakta yapılan ve başanyla gerçekleşen genel eyleme büyük ölçüde gölge du- şüreceğini de sözlerine ekledi. Bunun üzerine Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, önceki gün saat 19.00 sıralannda Şem- si Denizer ile görüştüğünü, Tunç'un kaygı ve önerilerine iliş- kin istemleri kendisine ileıtiğıni ammsatarak "Kendisi de bana, 'göruşlerinızı değerlendıreceğim' dedi. Daha sonra kendisiyle ir- tibat kuramadık" diye konuştu. Daha sonra Yılmaz, Tunç ve yönetim kurulu üyeleri hep bir- likte 13.00 bültenini izlemek üzere odalara dağıldılar. Türk-İş'te olay kaygısı Cumhuriyet muhabirinin dün sabah ayn ayn gör,üştü£ü.Turk.- Iş'in tüm yönetim'Vurulu üyele- ri, Zonguldak yurüyüşünde çı- kacak bir olaydan dolayı kaygı- larını ilettiler ve böylesi bir ge- lişmenin, başanlı 3 ocak eylemi- nin işçilere getireceği güven ve iktidar karşısında güçlü olma duygusunu bir anda yitireceği- ni dile getirdiler. Türk-tş yöneticüeri, zaten Ge- nel Maden-tş Sendikası'mn, Başbakan Yıldınm Akbulut ile Abant'ta yaptığı görüşmelerden sonra taraflar arasında bir "yumuşama" olduğunu, göniş- melerin sürdürülerek çok çabuk bir çözüme gidilmesi gerektiği- ni de ifade ettiler. Türk-tş'in 3 ocak eylemi son- rası, kendisine yeni bir rota çiz- mesi gerektiğini de aktaran Türk- fş yöneticileri, Zonguldak olayı nedeniyle bu rotanın da çi- zilemedi|i görüsünü savundular. Türk-îş'e bağlı hukuk müşa- virleri, 10 ocakta Ankara iş mahkemelerinde başlayacak olan 3 ocak genel eylemi ile il- gili dava konusunda görüş alış- verîşinde bulunmak üzere 8 ocak günü toplantıya çağnldılar. türk-tş üst yönetimi, 10 ocak tarihi sonrasında Başkanlar Ku- rulu'nu bir araya getirerek bun- dan sonra takınılacak tavn be- ANKARA'DA PANZERLER — Knğulu Park'Un başlayarak Başbakanlık Konntu ve Çankaya Köşkü'niin bulunduğu bölgede çok sıkı güvenlik önlenderi alındı. Çankaya'ya çıkan yollann karşaklanna panzerier yerlestirildi. Kentin tüm cadde ve sokaklan kontrol altına alındı. (Fotoğraf: AA) Çankaya'ya panzerlerle barikatANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) — Zonguldak maden işçilerinin yürüyüşe geçmeleriyle birlikte başkentte dün ola- ğanüstü güvenlik önlemleri alındı. Ken- tin tüm girişleri kontrol altmda tutulur- ken poliste izinler kaldırıldı, çevre iller- den takviye birlikler getirildi, kentin tüm cadde ve sokaklan kontrol altında tutuldu. Kızılay başta olmak üzere sürekli kont- rol altında tutuldu. Bu semtlerde görev- lendirilen panzerlerin her an göreve ha- zır halde tutulduğu görüldü. Polise, ge- ce de araçlannın Uzerlerindeki siren ışık- lannın sürekli açık tutulması yönünde talimat verildi. Bu arada polisin 3 ocak günü yoğun Gun programının çekımı ıçin TRT'ye ge- lişinde bina önünde TRT Genel Müdu- rü Kerim Aydın Erdem ile birlikte bek- lerken gazetecilerle sohbet etti. Bedük, Zonguldak'tan işçilerin yıirüyuşe başla- dıklannı belirterek "Ama Ankara'ya ge- lebileceklerini sanmıyorum. Fizik olarak miimkün degil" dedi. Bedük sözlerini, Başkentin özellikle işçilerin geliş isti- kametinde bulunan girişlerine çevik kuv- vet yığmagı yapıldı. Burada, başta Kon- ya olmak üzere bazı çevre illerden geti- rilea çevik kuvvet mensuplan da görev- lendırildi. Başkent polisinde izinler de kaldırılırken, motorize ve yaya devriye ekip sayüannda önemli ölçüde artış sağ- landı. Polis, kentin başta işçilerin ve öğ- rencilerin yoğun oiduğu bölgeleri olmak üzere tüm semt, cadde ve sokaklannı kontrol altında tuttu. Polisin, cadde ve solaklarda sürekli devriye gezdiği, en ufak bir gruplaşmayı bile yakından ta- kip ettiği gözlendi. Başkentin merkezi yerleri, Çankaya ve Kentin tüm girişleri kontrol altına alındı. Çevre illerden takviye kuvvetler getirildi. Çankaya'ya çıkan yollara panzerier yerleştirildi. Polis cadde ve sokaklarda sürekli devriye gezdi. bir biçimde telsizlerini "mandallayarak" haberleşmeyi önemli ölçüde aksattığı gözlendi. Zaman zaman polis telsiz ha- berleşmesini olanaksız hale getiren bu "mandallama" eyleminin, özellikle Em- niyet Müdürü Hasan Özdemir"in telsiz- den konuşmaya başladığı anlarda yoğun- laşması dikkat çekti. Ankara Valisi Saffet Ankan Bedük, Cumhurbaşkanı lurgnt Özal'ın dün 32. "lsterlerse gelsin, izin alsınlar, Etlik Ka- salar'da gosteri yapsınlar. Kimse 'Kanun- ları tanımıyorum' diyemez" diyerek sürdürdü. Bedük, bir gazeteci, Cumhurbaşkanı özal'ın "Anayasayi bir kere ihlalden bir şey olmaz" sözlerini anımsatınca, "O be- ni ilgilendirmez. Ben kanunları uygularım" karşıhğını verdi. Bedük, "PKK dahi bildirfler dağıöyor. Aldığı- mız istihbaratlar bu yönde. Herkes iste- diği yerde gosteri yapsın, anarşi mi ol- sun?" şeklinde konuştu. Vali Bedük, sa- dece Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün bu- lunduğu Çankaya'da değil, Ankara'nın her tarafında güvenlik önlemleri alındı- ğını kaydetti. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden üst duzey bir yetkili de, "Ankara'da geniş gü- venlik önlemleri alındıgı, ama dunımun tamamen normal olduğunu ve gözaltı- na alınan kimse bulunmadığım" ifade etti. Polisin, Etimesgut giriş ve çıkışında tüm araçlan durdurarak kimlik kontro- lü yaptığı gözlendi. Bu güzergâh üzerin- de polisin gidiş ve geliş yönünde ikişer adet olmak üzere dört poKs barikatı oluşturduğu da görüldü. Polis, Kuğulu Park'tan itibaren Başbakanlık Konutu ve Çankaya Köşkü'nün bulunduğu bölge- de önlemleri yoğunlaştınrken, Çankaya- ya giden yollann kavşaklanna da polis panzerleri yerleştirildi. Polis aynca, İstanbul Yolu üzerinde- ki Anadolu Bulvan'nda da yığmak yaptı. lirlemeyi de düşünüyor. Türk-lş yöneticileri hükümetten 3 ocak eylemi öncesi gündeme getirilen sorunların çözümü için somut, elle tutulur adımlar görülmedi- ği takdirde önümüzdeki günler- de büyuk mitingler düzenlenme- si görüşunde olduklannı da bil- dirdiler. Türk-lş Genel • Merkezi'ne dün, 3 ocak eylemi ile ilgili ola- rak çeşitli işyerlerinde doğrudan işçilere dönük soruşturmalar başlatıldığı yönünde de bilgiler geldi. tstanbul'da demiryolu iş- çilerinin işe gelmemesi nedeniyle DDY mufettişlerinin, işçilerin ifadesine başvurduğu, Karayol- lan Genel Müdurlüğü'nün de iş- çilerin iki yevmıyelerinin kesil- mesi konusunda genelge yayım- ladığj öğrenildi. TUrk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, dün saat 16.00 sıralarm- da yaptığı açıklamada, Başba- kan Yıldınm Akbulut'un görüş- me talebinin Devrek Kaymakam Vekili tarafından Genel Maden- tş Sendikası Başkanı Şemsi De- nizer'e iletildiğini bildirdi. Yılmaz, Kızılay Deraeği ile yürüyen işçilere çadır verilmesi için ilişki kurduğunu, ancak ça- dırların o bölgeye yerleştirilme- sinin çok zor oiduğu yanıtını al- dığını bildirdi. Yılmaz, Türk-tş yönetimi olarak Genel Maden- Iş Sendikası'mn yapması gere- kenleri desteklediklerini ifade ederek "Şu aşamada Başbakan randevu bekliyor, 'Gelsinler görüşelim' diyor. Görüşme tale- bi Devrek Kayraakam Vekili ta- rafından Genel Maden-iş Sendi- kası Başkam'na iletildi" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı lmren Aykut'un da kendi- sini arayarak Başbakan Akbu- lut'un Denizer ile görüşmek is- tediğini aktardığmı soyleyen Yıl- maz, hükümetin önerisi ile bu sözleşmede aracı olamayacağını belirterek "Arkadaşlanm ve teş- kilatım emir verirse onlarla bir- likte devreye girerim. Sözleşmeyi bitirecek olan ben degilim. Son rakamı ben soyleyemem" diye konuştu. Şevket Yılmaz, 3 Ocak eylemi ->onrası Ankara'da Türk Metal'e bağlı Güriş işvereninin 85 işçiyi işe almadığını ammsatarak baş- ka kendisine hiçbir şikâyet gel- mediğini söyledi. Yılmaz, "Yü- rüyüş bölgesine siz de gidecek misiniz" sorusunu yanıtlarken "5 kilometrt sonra bir alanda Zonguldak madencilerinin bir degeriendirme yapacaklanm" belirterek bu değerlendırmeye göre hareket edeceklerûıi sözle- rine ekledi. "Ankara yürüyüşû" sırasında AFP muhabirinin sorulannı ya- nıtlayan Genel Maden-tş Sendi- kası Başkanı Şemsi Denizer, Şevket Yılmaz için "tsçi sınıfuun önündeki en büyük engellerden birisi odur" anlatırmnı kullan- dı. Denizer, "Şevket Yılmaz'ın, Ankara yürüvttşünü iptal etmesi için bir öneride bulunup bulunmadığı" yolundaki soruyu şoyle yanıtladı: "Dogru. Şevket Bey benden yürüyüşün ertelen- mesini istedi. Teybe alıyordu. Hükümete kayit geciyordu. Hü- kümelie ortak, işbirliği içinde olan bir zihniyet. Bu tür şeyler Şevket Beyden bekleniyordu, bekleneni yaptı." "Böyle bir önerinin doğnı olnp olmadığı" biçimindeki so- nıya da Denizer şu karşılığı ver- di: "Türkiye'de 10 senelik sıkın- ünın sorumlusu Sayın Özal'dır derken onun kadar suçlu Şevket Yılmaz'dır ve onun işçi sınıfına verebOeceği hiçbir şey yoktur. tş- çi sınıfının önündeki en büyük engellerden birisi odur." DIJN\ADA BUGUN AIİStRMEN Ne Demek İstiyor? 1970-71 yıllannda De Gaulle'ün 'Umırt Anılan'nı çevirme- ye koyulduğumda general, hem deviet hizmetinden hem de yaşamdan aynlmıştı. Fransa'ya ve kendine hayranlığı son ker- teye varmış bu büyük deviet adamının yapıttnı çevirirken hem tarihi bir kişi, hem de kalemi kuvvetli bir yazarta karşı karşı- ya olduğunu hemen anlayıveriyordu tnsan. Biçem sahibi bir yazar olan De Gaulle'û çevirmek güç, ama aynı zamanda zevkli bir uğraştı. Güçlü, çünkü general tan- tanalı biçemiyle, her biri yarım sayfalık tümceler oturtmuş- tu. Zevkliydi, çünkü De Gaulle gerçekten usta, keyif veren bir yazardı. De Gaulle'ün "Umut Anılan"nın bir başka ilginç yanı da yazann kendini yüceltmek için başkalarını yerme geregini hiç duymamış olması, böyle bir yola başvurmamasıydı. O büyük- lüğünü kendi kişiliğinden ve başardtğı işlerden alıyordu. Aradan bunca yıt geçmesine karşın De Gaulle'ün anıları- nı anımsamama Kenan Evren'in anıları neden oldu. Eskiler "üslub-u beyan aynen insandır" derter Gerçekten doğru. Kenan Evren'in btçemi ile De Gaulle'ün biçemi ara- sındaki tark bu iki kişinin yapılan ve kişilikleri arasırtdaki fark kadar büyük. Yanlış anlaşılmasın, yazarlığı da deviet yonetimindeki bT- çemi de pek parlak olmayan Kenan Evren'in anılan ilgimi çek- miyor değil. Tam tersine, o yaîdıkça, 12 Eylül'ün büyük pla- nında hiçbir payı bulunmadığım, kendisinin hazırlanmış şey- tanca senaryoyu, belki de tüm aynntılannın ayırdına bile var- madan uygulamaktan öteye geçmeyen bir kişi olduğunu daha da açık biçimde ortaya çıkarıyor. General Evren'in, General De Gaulle'e benzemeyen bir başka yanı da, Fransa Deviet Başkanı'nın tersine, kendi gö- rüşunde olmayanlan ya da çevresindekileri kolayca harca- maktan kaçınmaması. Kenan Evren'in anılarının 3 ocak tarihli Milliyet'te yayınla- nan böiümünde ise insanı gerçekten saşırtan satırlar yer alı- yor. Kenan Paşa 38 yıllık hayat arkadaşı Sekine Evren'in öiü- müyle ilgili bölüm de son derecede dokunaklı. Kendisini ta- nımış olan herkesin hanımefendi kişıliğinde birleştiğı Seki- ne Hanımefendi'nin ölümu. o zamanlar da herkes tarafından üzüntüyle karşılanmıştı. Eşınin darbeyle yönetime el koyması, özgürlükleri çiğnemiş olması bile Sekine Hanımefendi'nin ölümüne üzülünrnesini engellemiyordu. Evren'in anılarını okurken görüyoruz ki Paşa bu vefalı, fe- dakâr eşin acısını hâlâ içinde taşımaktadır. Doğrusu Evren1 in acısına ve eşine olan bağlılığına saygı duyuyoruz. Ama Sayın Evren'in, eşini anar ve onun nitelıklerini anla- tırken kullandığı bazı tümcelere de şaşmamak elde değil. Ba- kın ne diyor Kenan Evren: "Rahmetli, onuruna çok düşkün oiduğu gibi, üzerimize söz gelmesinden de her zaman çekinirdi. Bugüne kadar kimse- ye kul köle olmadı, el etek öpmedi. Yağcılığı hiç sevmezdi. Kocastnın terfi ve tefeyyüzü için bazılarının yaptığı gibi, hiç- bir komutan hanımına tabasbusta bulunmadı..." Bu tümceyi okuyan bir kişinin, "demek ki, Silahlı Kuvvet- ler içinde, bazı subayların hanımları, komutan hanımlarma, kocalarının terfi ve tefeyyüzü için, tabasbusta bulunuyor" diye düşünmesi doğal değil mi? Bu tümceyi okuyan insanın, kimi generalleri görünce, "aca- ba bu kişiler, becerileri, bilgileri, uğraşlanndaki başarıları ve güçlü kişiliklerıyle mi buraya geldiler? Yoksa eşlerinin komu- tan eşlerine b>r zamanlar yağcılık yapmasıyla mı?" diye dü- şünmesi doğal değil mi? Acaba diyorum, Sayın Evren'in eşini överken kullandığı tümceyi, kendilerinin diktatörlüğü sırasında, bizlerden her- hangi birimiz yazmış olsaydık. gazetemiz kapatılmaz, yazıyı yazanımız hapse atılmaz mıydı? Üstelik Kenan Paşa mey- danlara çıkıp "Bakın bakın sevgili vatandaşlartm neier yazı- yortar. Güya içimizden bazıları, karılarının el etek öpmesı ve tabasbusu sayesinde bu makama gelmışiz" deyip, bunlan yazanlan vatan hainliği ve ordu düsmanlığı ile suçlamaz mıy- dı? Gerçek böyle iken orgeneral rütbesıne erişmiş, Genelkur- may Başkanı olarak ordunun en büyük komutam oimuş, Si- lahlı Kuvvetler adına yönetime el koymuş bulunan Kenan Ev- ren, 3 ocak günü Milliyet'te yayımlanan tümcesiyle ne de- mek istiyor ve kimleri kastediyor acaba? Acaba Kenan Evren, bu satıriarla 12 Eylül'ün Önde gelen başka sorumlularından birini ya da bazılannı mı kastediyor? Neyse bırakalım bütün bunlan bir yana da, yalnızca bir nok- tayı vurgulamakla yetinelım. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en bü- yük komuta mevkiine yükselmiş bir insanın secaat arz ede- yim derken böylesine bir suçlamada bulunması, komuta ka- demesi hakkında boylesme garip soru ışaretleri doğuracak sözler harcaması çok üzucüdür. Kenan Evren'in anıları da tıpkı iktidarı gibi talihsizliklerle dolu. Zaten başka ne beklenebilirdi ki? K1SAKISA • Deprem Bilecik'in tnhisar üçesi ve çevresinde dün sabah 3.9 şiddetinde deprem meydana geldi. Depremde can ve mal kaybının olmadığı bildirildi. • Muayene Ankara Tabip Odası, olası bir savaşın zararlannı arüatmak amacıyla 'son muayene' adı altında bugün Altındağ Belediyesi Kültür Merkezi'nde bir toplanü düzenliyor. Yapılan açıklamada, toplantıya katılanların muayene edileceği ve bunun hem kendileri hem doktorlar için 'son muayene' oiduğu belirtilecek. Toplantıya Türkân Akyol, Orhan Asena, Ulya Ertem, Ali Gököz, Leziz Onaran, Zafer Öztek ve Kazık Türker konuşmaa olarak katılacaklaı. • Doktor Trabzon'un Sürmene ilçesinde 2 yıl önce doğum sırasında anne ve bebeğin ölümüne neden oiduğu gerekçesiyle mahkemeye verilen doktor, 10 ay hapis cezasına çarptınldı. Sürmene Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmam Dr. Ercan Altunbaş, vakumla doğum yaptırdığı sırada anne Nihayet Akosman ve bebeğin ölümüne neden oiduğu gerekçesiyle önce 1 yıl hapisle cezalandınldı. Mahkeme heyeti daha sonra hapis cezasıni altıda bir oranında indirerek para cezasına cevirdi - • Vatandaşlık Çoğunluğunu Süryani ve Ermeni kökenlilerin oluşturduğu 219 kişiye Türk vatandaşlığından çıkma izni verildi. Bu izne ilişkin Bakanlar Kurulu karan, dünkü Resmi Gazete'de yayunlanarak yürürlüğe girdi. • Yangın Kültür Bakanlıgı'nın Mithatpaşa Caddesi'ndeki binasmda dun sabah yangın çıktı. Sabah saat 04.30'da kalorifer kazamnın yakılmasından sonra, kazan dairesinden gelen gürültunün ardından yangın çıktı. ttfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu, yangın büyümeden saat 05.00 sıralannda söndürüldü. • Kaçış Antalya'nın Kale ilçesinden, Yunanistan'ın Meis Adası'na 10'u çocuk olmak üzere 21 kişilik bir gnıbun kaçtığı belirlendi. Edinilen bilgiye göre olay 25 aralık sah gecesi gerçekleşti. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden gelen 10 çocuk, 8 kadın ve 3 erkek, iki balıkçı motoruyla Meis Adası'na geçtiler. ÖLÜM P Gazetect öz Dokuman, dün akşam geçirdiği rahatsızlık sonucu öldü. 1929 yılmda tstanbul'da doğan Dokuman, gazeteciliğe 1%2 yıhnda başladı. Hayat dergisi, Hürriyet, Tünaydm ve Günaydın gazetelerinde muhabir, haberler müdürü ve sayfa sekreterliği gibi görevler yapan ö z Dokuman, iki yıldan beri istanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda uzman öğretim görevlisi olarak çalışıyordu. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olan, telif ve çeviri kitapları bulunan Dokuman, tngilizce ve Fransızca biliyordu. Basın şeref kartı sahibi Dokuman, evliydi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear