18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 27 OCAK 1991 Bağdat'tan Diktatörün vahim yanhşı FATtH M. YILMAZ BAĞDAT — "Kaypak Ugile- rin, zarif ihanellerin ve sivilcelerin" başkenti Bağdat. Savaşın birkaç gün öncesinde Bağdat insanı korku, pusu ve kabadayılık kavramlarıyla su- nuidu bana. "Öç alınma zama- nı gelmiş bu kentte" bir dikta- törün boş yere nasıl yuceltilme- ye çalışıldığını gördüm ve utandım. Diktatöre son kitlesel tapın- manın yapıldığı gündu. Güven- lik Konseyi'nin Irak'a Kuveyt- ten çekilmesi için tanıdığı süre- nin bitimine 12, Bağdat'a ilk- bombanın düşmesine ise 29 sa- ' at vardı. Munsariye Üniversite- . si'nin önü, koca göbekli, iri kı- yım Irak Halk Ordusu neferle- rinin rehberliğinde dolup taşı- yordu. Kullan, diktatörlerine ta- pınıyordu. Saddam kentin dört " bir yaruna yerleştirttiği dev port- releriyle ayıni izliyordu, daha da tabulaşıyordu. Dicle'nin hemen kenannda toplu halde serap görülüyordu. Saddam'ın kulları, "Biz kazana- cagız", "Canımız kanımız sana feda olsun ya Saddam" diye ba- ğmyorlardı. Kadınlar, Saddam- m adına isterik çığlıklar atıyor, erkekler kendilerini onunla öz- deşleştiriyorlardı. Binlerce kişi kendini kandınyor, 29 saat son- raya bileniyordu. Bağdat büyük bir yanlışlığı sürdürüyordu. Ayinden sonra, genç sevgililer her zamanki buluşma yerleri olan Al Mansur Oteli'ne gidi- yorlardı. Çiçeksiz kent Bağdat'- ta sokak, kadına gerekli olan sevgiyi göstermiyordu ve çoğu sivilceli genç kızlânn arzulan Al Mansur'un alçak masalarında pazara çıkanlıyordu. Otelde her- kes cesur ve onurlu gözüküyor- du, oysa kederli oldukları açık- ça belli oluyordu. Saddam'dan uzaklaşan kullan, gizlemeye ça- lışsalar da ne kadar zayıf görü- lüyorlardı. Taksi sürücüleri birkaç dolar bozmak karşılığında kent mer- kezine ucretsiz yolcu taşımak için birbirleriyle yanşıyorlardı. Unlü alışveriş merkezi Reşit Caddesi'nde açık kalan birkaç dükkândan dışan, 100-150 di- narhk umutlar vuruyordu. Ka- badayılık caddede kol geziyor- du, avını anyordu. Bir kasetçi dükkânında tezgâhtar yabancı- lan sevmediğini söylerken, ben Bağdat'tan ve diktatöründen utandığımı düşünüyordum. Bağdat'ta son vicdan muhasebe- leri yapılıyor, diktatörle birlik- te Tann'ya dualar ediliyordu. Bağdat'ta akşamla birlikte sanki kentin ayıbını örtmek is- tercesine puslu bir hava yayüı- yordu. Al Raşid Oteli'nin lobi- sinde beyaza çalan iki Arap Wagner'den parçalar çalıyorlar- dı. Taksi sürücüleri felaket tel- lallığı yapıp, birkaç dolar daha bozmanın yollannı arıyordu. Otel, Wagner'in kemandan yük- selen ezgileriyle kedere teslim oluyordu. Diktatörün kullan, boyun eğ meyeceklerini her fırsatta yine- liyorlardı. Bağdat'ın beyni yı- kanmıştı ve diktatörün kullan korkuyu kovmaya çalışıyorlardı. Bağdatlılann kabadayıliğı süru- yordu ve gelecek "tehükeye karşı pusıılar" çoktan kurulmuştu. Bağdat, son derece vahim bir yanlışlığı sürdürmeye kararlıydı. Ilk bombanın atılmasına yalnız- ca İS saat kalmıştı. New Ifork'tan Körfez savaşıyla artan satışlar Bilgisayar oyunlarında savaş programlarının satışlan, savaşla birlikte yeniden arttı. 'Savaş patatesleri' adı verilen savaş meraklıları için uzmanlar, yenilikler hazırlıyorlar. ŞEBNEM ATtVAS NEW YORK — Gazete ila- nında unlem işareti ve buyuk puntolar beş sutuna yayılıyor. "Gaz maskderi, 9O'lı yıllarda hayalla kalabilmenin birinci şartı. Yalnızca 39 dolar." llan devam ediyor: "Empire Stale binasında 8024 numarada sergi- lediğimiz maskeleri gelin bir zi- \aret edin. A>nca kursun geeir- mez elbise. Adam kaçırma>a karşı en son teknik sistemler. G«ce goruşu, dinleme cihazlan- nı farkeden akıllı aletler. Gizli kamera sislemleri ve 90'larda ihtiyacınız olabilecek ber şeyi bizde bulabilirsiniz. Pakel ser- visimizle her isteğiniz yere gön- derilir. Visa ya da American Express knllanabilirsiniz." Savaşın hareketlendirdiği ser- best girişimcilerin başında sim- sarlar geliyor. 80'li yıllardaki patlama ile gözde olan simsar- ların yeni radyo ve televizyon ilanları şoyle: "Diışen dolara karşı korunmak isterseniz, Av- nıpa'daki yaünmalann taahül- lerini .... Bilgisayar oyunlarında "sa- vaş" programlannın satışlan, savaşla birlikte yeniden arttı. telaşı içinde savaş seyredenlere, "savaş patatesleri" deniliyor. Savaş patateslerınin sloganı ise "çevir dügmeyi, seyret bomba- yı." Savaş patateslerinin her biri bir televizyon kanalının savaş uzmanını tutuyor. Savaş uz- manları ise genellikle silah şir- ketlerinin reklam birimlerinde görevli. Ceplerinden çıkardıkla- n kuçük silah maketleri ıle anın- da izleyiciye gerekli bilgiyi ile- tebilme becerisine sahipler. Ör- neğın Irak ılk şoktan sonra Su- udi Arabistan ve İsrail'e Scud fuzeleri yollamaya başlayınca, avcı Patriot füzeleri önem ka- zandı. Butün haber birimleri, Patriot fuzelerinin nasıl çalıştı- ğını, ne olduğunu uzmanlarına sordular. Uzmanların verdiği ikna edici açıklamalardan son- ra Patriot'un yapımcısı Raythe- on'a sipariş telefonlan yağma- ya başladı. İlk hafta gunde 24 saat ya- yımlanan "canlı" savaş haber- leri, bir ara bütün studyolara birden aynı anda giren gösteri- cilerle kesildi. PBS ve CBS stüd- yolarında haberlerin en heye- SAVAŞ İÇİN BLUES — Brookljn'den çıkıp Suudi Arabistan'a savaşmaya gelen koauftugu savaşta, yalnızca notalara dökebiliyor duygulannı. (Fotograf: Retıter) Amerikalı asker, bombalann ve füzelerin canlı yerinde, ekranda haber or- tamının "dddiyetme" uygun ol- ^ . S / C : ^ l £ c mayansaçlısakallı.küpeligös- Eagle" (Saldın Kartalı), Egg He- ter,cilerin suratlan görundü ve ad m F-16 Fıghter Simulatıon'ı bağrışmalan duyuldu. Haber en çok satılan oyunlardan. He- programları, kısa bir süre savaş deflerı arasında Bağdat, Suriye k a r ş ı t I protestoculann stüdyola- ve Tahran bulunan oyunlar, te- n i ş g a l ^-^ı^ soyientisiyle ke- levızyonda Bağdat ın gerçekten s i l d i sgy^ patatesleri, gergin bombalanması seyredüdikten bır ortamda savaş karşıtı protes- sonra oynanıyor. Bu oyunlara toculann savaş uzmanlannı ve duşkun bır taksi şoförü televiz- spikerleri esir aldığını, studyo- yonda CNN den seyrettıği Kör- l a r d a bombaların patlayacagını fez savaşı ıle benzetmeleri anla- Atina'dan Kopenhag'dan CNN, evlerin Savaşın ekrandaki soyutluğu baştacı oldu Savaş, Danimarka'da süpermarketlerin raflannda ya da benzin fiyatlarında hissedilmiyor. Atinalılar, savaş haberlerine aşırı bir rağbet gösteriyor. Sinema ve eğlence yerlerinden el ayak çekilmiş, 9 televizyon kanalı ile 50 radyo istasyonundan CNN kaynaklı savaş haberleri Atinahların en büyük hobisi olmuş durumda. STELYO BERBERAKİS ATİNA — Körfez'de süren savaş, tüm dünya ülkelennde ol- duğu gibi Yunanistan'ı da etkisi altına almış bulunuyor. Yunan- lılar gece gündüz yayın yapan TV kanaUarı ve radyo istasyon- larından savaş ile ilgili son ha- berleri dinlemeye, izlemeye ve bir anlam çıkarmaya çahşıyor. Ancak bu anlamı çıkartmak o kadar kolay olmuyor. Nedenine gelince Yunanistan'da üçu dev- let, altısı özel tam dokuz TV ka- nah ile dördü devlet, 46'sı özel tam 50 radyo istasyonu var. TV kanallannın aşağı yukan hepsi- nin birer "Ortadogu muhabiri" var. Muhabirlerin "eksik" bırak- tıklan haberleri ise tabii ki Ame- rikan CNN kanalı tamamhyor. Ne var ki bu TV kanallannın ya- rısından çoğu CNN'in naklen yayınlarını -Türkiye'de TRT'nin yaptığı gibi- anında tercüme ederek Yunanb dinleyicilerine aktarıyor. Bazısı CNN ve BBC radyosundan aldığı haberleri derleyerek sunuyor. Bu arada Yunanistan'ın en çok satan ünlü siyasi-mizah der- gisi Pontiki'de yayımlanan foto- montajh bir haber Yunan halkı- nın TV yayınlarından ne denli "tarafsız" bilgi sahibi edindiği- •ni başanlı bir şekilde anlaüyor: Bir vatandaş bir diğerine sesle- niyor; "Savaşı Bush kazanır. Antenna kanalı vasıtasıyla CNN'de duydum." Öbür vatan- daş yanıtlıyor: "Hayır, berabcr- ler. Ben Mega kanalı vasıtasıy- la CNN'de gördüm." Bir başka- sı, "Hepsi yalan, Saddam kaza- nıyor. Ben Atina kanalı vasıta- sıyla CNN'de gördiun." Bir baş- kası, "Ya sen ne gördün" diye soruyor. Soruyu alan yaıuthyor: "Yunanistan-Portekiz maçı be- rabere bitti. Yunan devlet TV'si kanalı vasıtasıyla CNN'de gör- düm." Not: Ne var ki bu maç Yunanistan'ın 3-2 galibiyetiyle sona erdi... Yunanistan'da iç siyaseti ken- disi için bir "meşgale" gıbi gö- ren Yunan halkı. savaş haberle- rine o denli konsantre ki taraf olduklan siyasi partilerin görüş- lerini dinlemiyor bile... Hükü- met ne yapmış, ne yapacakrruş, muhalefetteki sosyalistler, ko- münistler ne demiş, kimsenin umurunda değil... Ancak hükümet ya da muha- lefet savaş ile ilgili bir şey söyle- di mi o zaman işler değişiyor... O zaman herkes partilerin bu savaş ile ilgili yaptıklan açıkla- malara "kulak" veriyor. Ama yine de değişen bir şey olmuyor. Savaş nasılsa Amerikalılarla Iraklılar arasında olmuyor mu? Savaşın sonucu da belli olduğu- na göre varsın Yunan partileri is- tediğini söylesin... Yeter ki Yu- nanistan savaşa katılmasın. Yunan halkı arasında yapılan nabız yoklamalannda savaşa karşı olanlann sayısı doğal ola- rak çok daha fazla idi. Ancak bir grup daha vardı ki verdikle- ri yanıtlar çok ilginçti... Bu kü- çük grup, İrak'a gidip Saddam Hüseyin'in yamnda Amerikab- lara karşı savaşmak istediğini açık açık söylüyordu. Hatta bir radyo istasyonuna telefon eden bir dinleyici, Irak sefaretınin te- lefonunu ve adresıni istediğinde, "İrak'a gönullü asker olarak git- mek istediğini" açıklarruştı. Ne- reden ne'reye dıyeceksiniz ama bu eğilimi gösterenler de var Atina'da... FERRLH YILMAZ KOPENHAG — Savaş başla- dığında siz ne yapıyordunuz? Ben Kopenhag'daki bir Türk lo- kantasında Yunan muziği dinle- yip göbek dansı seyrediyordum. Bush da televızyondan butun dünyaya savaşın başladığını ılan ediyordu. Sonra da aile dostu papazla konutuna çekilip dua ediyordu. O, duasını sürdurur- ken ben Brükselli misafirime Nörrebro'nun şık barlarını gös- teriyordum. Bush dua edip, ben şık barları gezerken Amerikan uçaklaıı Irak'a bomba yağdın- rıyordu. Ve kimbilir hangı ulke- lerin hangi resmi bınalarının hangi odalannda ne pazarlıklar yapılıyordu. Ben bunların böy- le aynı anda olduğunu, bunlar olup biterken bilmiyordum. Er- tesi gun haber saatine kurdu- ğum saatin radyosundan öğren- dim her şeyi. Aslında pek bir şey değişme- mişti. CNN, saldınya katılan pi- lotları, saldırıdan sonra Corn Flakeslerinı ve iğrenç Amerikan soslarıyla doldurdukları kahval- tılarını yaparken gösteriyordu. Savaştan bahsediyoriardı; bom- balardan bahsediyorlardı. Bun- lardan bahsederken Corn Flakes yiyorlardı. Ben de sonra kahve- mi yudumlayarak Danimarka- daki Türkler için hazırladığım haber bultenini okurken aynı şeylerden bahsettim. "Savaş başladı" derkenki ses tonum. "İndirimli satışlar bugun başladı" derkenkinden pek de farklı değıldi. Savaş gerçekti; gerçek olduğu kadar soyuttu da. Herkes savaştan bahsedıyordu; havadan bahsediyor da olabilir- lerdi. Aradaki fark, savaş soh- betlerinın hava durumu uzerine geliştırilen tartışmalardan daha heyecanlı bir şekilde yapılıyor olmasıydı. Faksı olanlar. birbir- lerine resmi Irak takviminden ocak ayının fotokopisini geçi- yorlardı. Aynı aksam, savaş bilinciyle başlayan bir Kopenhag gecesıni gezdim. Bu sefer çok değişik yerlere gittim. Savaş bilincine ulaşmış Kopenhag gecesinin yaş ortalamasından, aradaki farkın benim ses tonuma yansıyandan fazla oiduğunu gördüm. Savaş bilinciyle başlayan Kopenhag gecesinde gençlere yönelik yer- ler hâlâ tıkabasa doluydu ve sa- vaş konuşulmuyordu. Yaşı 25'in uzeriride olanlara hitap eden yerler ise sinek avlıyordu. Yani savaş gecesi Kopennagı'nın yaş ortalaması 25'in altındaydı. Belli ki, bu yaşın üstündekiler soka- ğa çıkmak yenne televızyonla- nndan naklen verilen savaşı sey- retmeyi yeğlemişlerdi.' Evet. Danimarka'da savaş, sü- permarketlerin raflannda ya da benzin fiyatlarında hissedilmi- yor. Çunkü savaş, Danimarka- lılar için televizyon kasasının içi- ne kılitlenmiş soyut bir gerçek- likten öte bir anlam taşımıyor. İki Filistinlı gencin İsrail asker- leri tarafından taşlarla dövulme- si yuzunden ayağa kalkan ka- muoyu, atılan binlerce ton bom- baya aynı tepkıyi gostermiyor. Buna karşın, Tel-Aviv'e duşen tek bir fuze, Danımarkalılann yüreklerini Irak'a karşı ofkeyle doldurabiliyor. tırken belki hiç olmadığı kadar heyecanlı. "Oyunun sekizind düzeyini de çözdüm" diye hay- kınyor. "ABD havadan ustunlü- ğü sağlar ve Saddam'ı yok et- mek için Bağdat'a bir Napalm atar." Bu taksi şoförüne benze- yenler arasında sık sık yapılan yeni bir şaka var: "Hiroşima, Nagazaki ve Bağdat'ın benzer- Bği nedir?". Cevap; "Hiçbir şey, şimdilik..." Savaşla birlikte televizyon ha- ber birimlerinde savaş oyunlan uzmanlan, yeni "akıllı silah bi- rimleri" oluşturdu. Bu bırimle- rin temel görevi, her televizyon kanalının vazgeçümez bir parça- sı olan askeri uzmanlan bul- mak, silahlann özellikleri ile il- gili hazır reklam fılmlerini bu uzmanlara açıklatmak ve daha sonra çekılen fılmleri "savaş patateslerinin" anlayacağı hale getirmek. Televizyon karşısında sabah akşam futbol maçı heye- canıyla ve "tarihi kaçırmama" hava] ederek bekiedıler. Kısa bir sure sonra yapılan açıklamada, göstericilerin "savaşla ilgisi ol- madığı", AIDS protestosu yap- tıkian anlaşıldı. Hafta boyunca savaş karşıtı protestolar fazla bir etkinlik gösteremeden sürdü. New York'ta BM önunde, Times meydanında, VVashington'da Beyaz Saray önünde büyük kit- lelerin katıldığı gösterilerde ça- tışmalar çıktı. Basın yayın ku- ruluşlan yeni savaş protesto ha- reketini geçmiştekilerle karşılaş- tırdılar. Vietnam savaşı sırasın- daki etkin hareketle bugunkü arasındaki en önemli farkın, protestoculann yaş ortalamasın- da olduğu saptandı. Bugunkü hareketin büyük bölümünü, Vi- etnam banş hareketindekilerin oluşturduğu farkedildi. Bu ne- denle yeni protesto hareketinde çoğunluğu eskisi gibi gençlerin değil orta yaşhlann oluşturdu- ğu görüldü. Sayın Doktor ve Eczacıların Dikkatine ÇOCUK ŞURUBU 5 cc'de 160 mg Parasetan n . ereniZOcc'Hkş.şelerdeüretiie^ ,ç ı.,a say a v e r 11 m is ti ,j ' I [ İLTAŞ ILAÇ SANAYIl VE TIC A Ş Aynntılı bılgı ıçın P.K. 33 Levent/ISTANBUL İLTAŞ A.Ş. ELGİNKAN TOPLULUĞU SAĞUK GRUBU KURULUŞUDUR. BMW YENİ 3 SERISI "SH0WR00M"LARIMIZDA BMW Yeni 3 Serisi'nin dünya tanıtımına paralel olarak 30, 31 Ocak ve 1, 2 Şubat akşamları Hilton Convention Center'da yapılacak BMW Şölenlerini, tüm dünyayı etkileyen Körfez Bunalımı nedeniyle iptal etmek zorunda kaldık. Özür dileriz. Siz BMW dostları, BMW Yeni 3 Serisi'ni 30 Ocak'tan itibaren Borusan Oto ve Yetkili Satıcılarının "Showroom"larında görebilir, üstünlüklerini yakından tanıma fırsatı bufabilirsiniz. Dilerseniz, deneme sürüşü için randevu da alabilirsiniz. Bölge ve dünya barışının en kısa zamanda yeniden kurul- ması umuduyla, sağlık ve mutluluk diler, şölenlerimizi iptal et- mekten duyduğumuz üzüntüyü bir kez daha belirtiriz. Saygılarımızla... BORUSAN OTO SERVtS VE TİCARET AŞ BMWTürkirtGem*İM»mntUI Bontum Oto Smts ve Tkarrt AŞ G«n*l MOdürHk: Mechsı Mebusan Caddesı 103, Saiıpazar4stantHil Tel- 152 44 05 A»ctlar Sanit v* YMtok Pmrça Martezi: Londra Asfattı 109-110, Avdlar-lstanbu' Te! 591 30 66 Ankara Teşhir v« Sabş M * ğ u a « : Ataturt Bulvan 199/F KavakbderMnkara Tel 128 25 69.167 54 58 Bonuau Oto YttUH Satialan (Alfabetik sırayla) Araç Ttcaret <n Sanayi AŞ Barbaros Butvan 131/A, BalmumcoJstanbul Tet 166 06 96-97 Marefrı Jııfnrt Gazı Mustafa Kemal Bulvarı 255 Tel 502 06 Autorium Motoriu Araçlar Servn ve Tıcırat Ltd. Şti. SaMyolu, Kennedy Caddesı 31, Bakrkoy4stanbul Tel 542 95 00,570 22 80 Baran Otomoöücü* Ltd Şti. Nıspetıye Caddesı CaiıkuSL Sokan 7, Levent-lstanbul Tel 169 59 8344 B^pmartar Otomotrv San. *• Tfc. AŞ Buyukdere Caddesı, YenKen SoKak 1, 4 Levent-lstanbul Tel 180 26 72 (3 hat) Bata OtomoCv S«rviı v« Ticaret AŞ Kayışdağı Caddesı 30, Zrverbey, Kadıkoy^stanbul Tel 348 48 62 Efe Sunk Motoriu Af«çUf Tıc. v« San. Ltd. Şti. Gaz»smanpa»a Bufvarı 1/E (8 Efes Otelı attı) AlsancaK-lzmır Tel. 25 37 86 Kotfftar Oto Sarvts ve Ticarat AŞ Bağdat Caddesı 242/5, Cftetevuzlar-lstanbul Tel 359 99 38 359 99 46-47
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear