23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 7EYLÜL 1990 Notlar MELİH CEVDET ANDAY Atom Fızıkçısı Werner Heısenberg. atom ti- zıkçısı Nıels Bohr'a soruyor "Son günlerde verdığınız konferanslarda gos- terdığınız ve nedenlennı açıkladığınız atorn ım- gelen ne anlama gelıyor9 ' "Bu ımgeler" dıye vanıtlıvor Bohr "deneyler- den elde edılmış ya da herhangı bır teonk tahmın- den vola çıkılarak bulunmamıştır Bu ımgelenn atomların yapısını. klasık fızığın dılının elverdığı ölçüde ıyı betımledığını umut edıyorum Burada dılın, şıırde olduğu gıbı kullanıldığı konusunda aydınlanmış olmamız gerekır Çunkü şıırde ko- nu somut olarak anlatılraaz Tersıne dınleyıcı- nın bıhncınde ımgeler uyandınlır ve düşunsel bağlar uretılır " Bırsoru daha ve yanıtı "Eğer atomların ıç vapısı net bır açıklamaya elvenşlı değılse ve sızın dey ımınızle atomların ya- pısı hakkında konuşabıleceğımız bır dıl de yok- sa, o zaman atomları arllayabıleceğımızı nasıl soylersınız0 " "Bunu anlamak olanaksız değıl "Vma aynı za- manda 'anlamak' sozcüğunun ne anlama gel- dığını oğreneceğız " t Kımı ınsanların ısılan var. fakat enerjılen yok- tur * Anlamın anlamı değıştıkçe bunu kullanan canlı yaratık (ınsan) da değışır Tanhte bırbınn- den farklı, tumden farklı ınsanlar olmuştur Ayaklı balına ıle bugunku balına arasındakı fark gıbı * Ustuste gelmekle oluşan kultur butünûmuzun basamakları bırer vanhştır Işte bız bu yanlışlar aracılığı ıle bırbınmızı anlıyoruz Çunkü kültur. geleceğe bırakılabılen demektır Sos>alıst toplum. bıreyın kendısını özgürce ge- liştırebıleceğı bır sosyal yapıda olmalı Isa. "Ben yasayı ortadan kaldırmak ıçın değıl vennegetırmekıçıngeldım" demış Atomlarnesnedeğıldırler '" "O>le\senedırlerr " "Bunun ıçın sozlu bır anlatım venlemez Çün- ku dılımız gunluk deneylerle oluştu ve atomlar da gunluk denev lenn nesnelen değıldırler " Arıstoteles, Platon"un 'ıyı' üzenne dersını dınlemeve gelenlenn sık sık antmetık ve gokbı- lımden hmıtvebırden başka bırşev du>mamala- n vuzünden nasıl şaşırdıklannı anlatırmış 7. Mektup'ta Platon bu konuyu şoyle açıklıyor "Benım en azından bu şeyler uzenne herhangı bır ıncelemem yoktur ve hıçbır zaman olmayabı lır çunkü konunun, otekı bılımlenn tersıne, soz- cuklerıleıletımıolanaksızdır " Nokta bırçızgının başlangıcı ıse, sonudur da Oyle ıse çızgının başlangıcı ve sonu yoktur Her şeyı çızgı gıbı duşunebılınz Duvusal algının bılgı ıle aynı şey olamayacağı- nıkabul edıyorum Cevat Şakır, gezdırdığı yabancı tunstlere. îyonya'da zekânın nasıl bırden bıre parladığını anlatırken şu soru karşısında kalmış "Neden burada da başka verde değıP'" ve şu yanıtı vermış (kendısınden dınlemıştım) "Belkı de bır kuyruk- lu>ıldızgeçtı " Doğa filosoflanna ancak doğasal bır gerekçe vakışırdı ^ Dıl. anlaşmama aracımızdır Gene de sevenm Hemıngwa>'ı Buyükluğü- nu saklar, ben bulurum * F de Saussure"ün dılbılıme getırdığı şaşırtıcı goruş, anhvorum kı, butün kafa yapımı değıştır- dı Sözcüklenn nerdeyse sonsuzcasına vanyana gelmesınden orta>a çıkan anlam, doğada da ken- dını gostenyor Nesnelenn tek başlanna anlamı >ok Sadece teklık uçuruma gotürur, açıklığın dı- bındeçoklukvatar Kuantum teonsının anlaşılmaz olduğunu öğ- renınce, v enı fızıkçılenn büyük bır gerçeğı keşfet- tıklerını anladım Kutsal Kıtap "tüm varhklann ınleyerek ve zorluklarıçındeılerledıklennryazıyor Spengler. elındekı kanıtlan kafasındakı şema- yaşövle uydurur "Tanhı kavramak yolunda bü- yuk bır yetenekle donatılmış olan ve tanhe karşı büyük bır eğıbm duyan Mısır ruhu, ılkel bır tut- kuyla sonsuza ulaşmaya çabalayarak, geçmışı ve geleceğı ıçınde yaşadığı evren olarak gordu Içınde yaşanılan an ıse onun ıçın Geçmışın ve geleceğın uçsuz bucaksız ulkelen arasında sıkışıp kalmış dar bır sınır şendınden başka bır şey değıl- dı Mısır uvgarlığı, ılgının (uzakhğın ruhtakı kar- şılığı) geleceğe duvulan ve yonut malzemesı ola- rak granıt ve bazaltın seçılmesınde, taşlara kazmmış belgelerde, ustaca bır yonetım sıstemı- nın v e bır sulama ağının gehştınlmesınde gorulen ılgının somutlanışıdır, geleceğe duv ulan bu ılgıv e -zorunlu olarak geçmışe duyulan bı ılgı de ekîen- mektedır' KazıbılımcıHennFrankfortşunueklıyor "Mısırhlann tarıh duygulan çok zayıftı, çun- kü onlar dunyalannı, ozunde durağan ve değış- meyen bır dunya olarak gorüyorlardı " tlkel toplumda torensel ışlerle pratık ışler bır- bınne sıkıca bağlıydı. rrustık ve ussal dav ranış ıçı- çeydı Trobnand takımadasında uzun zaman ın- celemelerde bulunan Malınovvskı, "Şımdı>e dek bır yerhnın tek bır fıdesı torensız dıkılmemış" dı- >e yazıyor * Katharsis konusunda çağdaşlanmız Hıppok- rates ıle Freud'u bırbınne kanştınyorlar Ans- toteles, Freudcu değıldı Katharsıs'ın gerçek anlamını uzun uzun kurcalamak gerekıyor Tra- gedya'yı anlamak ıçın gereklı bu Ben Kıral Oı- dıpus u gördukten sonra kendımde bır lyıleşme duvmuvorum, çünku o ovuna gıderken hasta de- ğıldım ARADABIR BERIN TAŞA1N Izmır Barosu Avukatlarından Kiralık Handan Dağıtılan AdaletSıgara dumanına boğulmuştoş,daracık bır kondor Insan- lar bırbınne omuz vurarak geçıyor Yol açmaya çalışan |andar- malar, ellerı bağlı tutuklular cuppelı avukatlar, ellerınde gün kâ- ğıdı duruşma saionunu arayan ınsanlar Açık bır kapı önünde bekleşen mubaşır, avukat, davacı, davalı, tanıklar Kapının per- vazına toplu ığne ıle tutturulmuş duruşma lıstesı Tam 65 dava, bır günde saat 9-12 arasında görulecek Duruşmaya bakan hâ- kım ayağını bıraz daha uzatsa karşısında oturan davalı yahut davacılardan bırısının ayaklarına değecek Yırmı metre kare ge- nışlığınde bır oda Avukatlara ancak ayakta durabılecek kadar bır yer var Hem hâkım odası hem duruşma salonu hem kıtap- lık hem arşıv Turk mılletı adına karar verecek hâkım, masası- nın ortasına kadar eğılmış tanığa soruyor — Dogru soyleyeceğıne Allahın ve namusun üzenne yemın eder mısın'? — Ederım Şu odada adaletın yücehğı ıle ılgılı tanığın belleğınde yer ede- cek, ıçtığı andın onemını kendısıne duyuracak ne var? Bu duruşmanın yapıldığı yer Türkıye'nın üçuncü büyük kentı Izmır'ın Adalet Sarayı' Ikı metre gemşhğındekı korıdorlarından yürünemeyen yırmı metre karelık hâkım odalarında duruşma yapılan Sosyal Sıgortalar Kurumu'ndan kıralanmış Adalet Sa- rayı En çok tutulduğum, hıç ıçıme sındıremedığım adaletın yuce- lığı ıle bağdaşmayan çarpık çurpuk adalet daıresı dıye kıralan- mış bınalann duvaıiarına, duruşma salonlarına "Adalet Mülkün Temelı" dıye yazılması Türkıye Barolar Bırlığı'nın 1983 yıhnda düzenledığı 'Dünya adalet sarayları fotoğraf sergısı" dolayısıyla Asya ve Afrıka ulkelerındekı adalet sarayları ıle bızımkılerını kı- yaslayıp "Adaletı var, sarayı yok ' dıye yazmıştım Adalet mül- kün ve devletın temelı ıse bınası kiralık olmaz Hâkımı bır ma- sa, dört koltuk sığacak bır odada duruşma yapmaz Türk Mılle- tı adına verılen kararlar ıncecık, okunmaz pelür kağıtlarına ya- zılmaz Bu bır tercıh sorunudur Devletın hukuk devletı olup olmadığı ıle ılgıhdır Yönetımın hukuka olan bağlılığı ve saygınlığı ıle ılgı- lıdır Izmır'de 1973-1976 yılları arasında (C Savcılığım dönemı) adalet daıresı olarak kullanılan, kentın en ışlek yerındekı Mıt- hatpaşa Caddesı'ne bakan bınanın pencerelerı o kadak yazış- maya, basında çıkan eleştırılere karşın ödenek gönderılmedı- ğınden uzun sure perdesız kaldı Sonra her mahkeme başının çaresıne bakıp kımı avukatlardan, kımı ış sahıplerınden sağla- dığı her bırı ayrı renkte, alacalı bulacalı, kımı uzun, kımı kısa per- deler astılar Bu çırkın görünum yıllarca surdu Sonra aynı bına Içişlerı Bakanlığı'nca "Polıs Evı" olarak satın alındı Adalet da- ıresının ana caddeye bakan pencerelerıne perde asacak kadar ödenek bulamayan yonetım, polıs evının merdıvenlennı halı ıle döşedı Dune kadar tek gerekçelerı, ödenek yokluğu ıdı Sonra sırf adalet daırelerının yapımı ve donatımı ıçın "Adalet Vakfı" ku- ruldu Adlı sıcılde ışı olan her ış sahıbınden bellı bır para alını- yor Oışarıdan alınan dava dosyası kabul edılmıyor Adalet Vak- fı'nın bastırdığı dosyayı almak zorunlu Dışarıdan 250 lıraya sa- tılan dosya Adalet Vakfı'nca 2 500 lıraya satılıyor Adalet hız- metını paraya donuştüren bu yanlış uygulamaya karşı barola- rın karşı koymasını engellemek ve dırencı kırmak ıçın bakanlık yetkılılerınce şöyle bır savunma bulundu "Adalet dajrelerının durumunu bılıyorsunuz, bu hal devam mı etsın?" Kaldı kı yıne mahkemelerde daktılo şerıdı yok Yıllarca saklanması gereken kararlar yıne harflerı duşmüş eskı daktılolarla ınce pelür kağıt- larına yazılıyor Sarayından gectık, duruşma salonlannda taraftar içın oturacak sandalye yok Adaletın sorunlannı kım çozecek, saygınhğını kım koruyacak, gücünü ıktıdarlara kım kanıtlayıp kabul ettırecek? Ayrı bır yerı bıle olmayan, Adalet Bakanlığı ıçerısınde çalışıp partılı bır ba- kanın başkanlığında toplanan bır "Hâkımler ve Savcılar Yük- sek Kurulu" mu' Başbakan'a özür dılercesıne "Elbette Ana- yasa Mahkemesı'nın eleştırılen bırçok kararı olacaktır, vardır da " dıyen bır Anayasa Mahkemesı Başkanı mr? Yıne Başba- kan'a ' Sıze arz etmek ıstedığım bazı sorunlar var" dıyen, Ba- rolar Bırlığı Başkanı nın adalet yılı açılış törenınde yapacağı kc- nuşma metnını görulmek üzere uç ay öncesınden ısteyen Yar- gıtay Başkanı mı'' Yaş sınırından emeklı olmamak ıçın yaşını küçultmeye kalkan bır Danıştay Başkanı mı? Yenı adalet yılına gırerken yıne de umudumuz, guvencemız bütün yasal kısıtlamalara karşın, hak bıldığı yolda ödun verme- den yürüyen "fıkn hur", "ırfanı hür", "vıcdanı hür" hâkımlerı- mızın, cumhurıyetın ınançlı ve cesur savcılarının, bağımsız ba- roların ve avukatlann mevcut olmasıdır Önemli OlanPr atîsyen Hekîmler Kongresiydi.. Şımdı resmı ağızlardan her zaman önemi vurgulanan 1. Basamak Sağlık Hızmetleri'nin, bu yen küçümsenmeyecek kadar önemli olan pratısyen hekım sorunlarına eğılmek ve buemekçılerimızin çalışma koşullannı düzenlemek ve daha yararlı hale getirmek, onların süreklı eğitımlen ıçin gereklı olan her şeyı yapmak, tıp fakültelennden daha bılgılı ve becen ıleçıkmalannı sağlamak Sağlık Bakanlığı'nın en başta gelen görevı olmalıdır. PROF.DR.KAZIMTÜRKER A.Ü.TıpFakültesi Farmakoloji Anabıhm Dalı Başkanı 1990 yılının ılgınç bır özellığı değışık ba- kanlıklann adeta yanşırcasına bırbın ar- dınca şûra toplantılan yapmalandır Ülke- mızde çeşıtlı konulann gundeme getınlme- sı, ılenye dönuk gelışmelerde daha olumlu, daha tutarlı hedeflenn ortaya çıkanlarak uygulamaya konulması ıçın bu gıbı toplan- tılar ulke gerçeklen. bılımın dınanızmı \e ozellıkle Atatürk ılkelen gozonune alına- rak yapılırsa kuşkusuz son derece yararlı olur Fakat bu > ıl bırkaç a> once tanık oldu- ğumuz şûra toplantılannda bazı çarpıklık- lar daha ışın başlangıcında dıkkatı çekıyor. zıhınlerde onemlı kavram kargaşası oluş- masına neden oluyordu Etkılı ıletışım araçlan. ozellıkle TV, basın, ılgılı bakanlık- lann yazılı ve daha başka etkınlıklerle du- yuru yapması "acaba bu bır reklam mı" de- dırtecek düzeylere varan çelışkılenn oluş- masına neden oluy or ve nıçın bu kadar gös- tenşe yönelıyoruz sorusunu kendımıze sor- mak gereğını duyuyorduk Nasıl "şûra"bu? Genışletılrruş Sağlık Şûrası bunlardan bı- ndır Neden genışletılmış denılmek gereğı duyulmuştur, bunu anlamak mumkun de- ğıldır Şayet maksat uygulamak ıstedıklen polıtıkalan genışletılmış şûra deyımı kulla- narak. pahalı reklam yontemlen ıle daha üst yetkılılere duyurmak ve halkı ınandır- mak ıçınse boşuna çaba Halk, sağlık hız- metlennı en ıyı şekılde ve u>gar bır ınsana yaraşırcasına almaktan başka hıçbır şeye önem veımez Bu toplantıda hangı sonuçla- ra vanlmış ve sağlık sorunlannda hangı ya- ra>a parmak basılmıştır 9 Böyle bır genışle- tılmış şûra toplantısıvapmaktansaT C hü- kumetlennınülkemızınsağlıktamasterpla- nınıyaptırmaküzereanlaştığılngılız"Pnce Waterhouse'" fırmasının raporuna goz at- ması ve dıkkatle ıncelemesı daha doğru ol- maz mıydı 1 Bu rapor doğrultusunda hemen uygulamaya geçmesı beklenmez mıydı 9 Fırmaya yapılmış mılyar uzenndekı öde- meler acaba boşa mı gıdecek 9 Çunku bu ra- porun kapsamı. yıllardan ben Türk Tabıp- len Bırhğı (TTB) Merkez Konseyı'nın sağlık polıtıkası hakkındakı göruş ve önen- lerınden pek de farklı değıldı Şürada ba- kanlığın danışman olarak seçtıklen kımse- lere, daha hıçbır hızmet almadan plaket ve- nlmesı ya da ödüllendınlme uygulanması. anlaşılması son derece güç bır olgu olup ödülü veren ne ıse kendısıne plaket sunu- lanların böyle bır gırışımı nasıl karşıladık- lan doğrusu merak edılecek bır konudur TTB Merkez Konseyı 12-13 Mayıs 1990 tanhınde ülkemızde ılk kez 1 Pratısyen He- kımler Kongresı düzenlemıştır Boyle bır kongrenın yapılmasına neden gerek duyul- muştur 0 Çunku sağhk hızmetlennın %90'ı 1 Basamak Hızmetler'ı kapsamı- na gırer Bu hızmetı yürüten pratısyen he- kımdır Bu durum kentte de boyle köyde de boyledır Her ne kadar bu gerçek, nıhayet bakanlık tarafından da anlaşılmış ve sık sık dıle getınlmışse de bunun çaresı Sağ-Kur gıbı bızce bıraz hayal ürunu olan yasanın kabulü ıçın bır reklam aracı olarak kullanıl- masını gerektırmezdı Polıklınık kapılann- da çıle dolduran ınsanımızın sorununu pra- tısyen hekım gıdenr Sonınlann boyutlan- nı da ancak bu ınsanlarla her gun her saat temasta olan bu kahraman meslcktaşlan- mız bılırler Bu konu, masa başında bır ta- kım merkezı teşkılatlanma yontemlen ıle halledılebılecek bır konu değıldır Kanımca yetkılılenn ve herkesın en çok ders alması ıcap eden pratısyenler kongresı, bızler ıçın son derece öğretıcı oldu Ne varkı tum duyuru, davet ve resmı başvurulara karşın ne basın, ne TV ne de en çok kendıle- nnı ılgılendıren Sağlık Bakanlığı yetkılılen gereken ılgıyı gösterdıler Bakanlık örgü- tunün bazı alt düzey yetkılılen değıl bu top- lantıyı ızlemek, kongreye gelmek ısteyen bazı meslektaşlanmız ıçın ınanılması güç zorluklar göstennışlerdır TTB Merkez Konseyı kendısıne ulaşan bu kabıl uygula- malan anında yetkılılere duyurup protesto etmıştır Kongrenm2 günu sayın musteşa- nn kısa bır sure ıçın kongreyı ızlemış olması ve herhangı bır konuşma ve> a tartışma y ap- maması dıkkat çekıcıydı Halen bu zıyare- tın maksadını kavramış değılız Neler vurgulandı pratısyen hekîmler kongresınde'' Pratısyenlık ülİcemızın en çok gereksınım duyduğu bır hekımlık dalıdır Sağlıkta %90 hızmet. bu meslektaşlanmız tarafından venlır Vatandaşın sorununu büyuk ölçüde gıderen bu meslektaşlanmız- dır Kongrenın davetlı konuşmacısı İngılız Kralıyet Pratısyen Hekîmler Kolejı Başka- nı Prof Gray, ülkesındekı durumu aynntılı bır şekılde anlattı Bakanlık yetkılılenmız hıç olmazsa Prof Gray'ı dınleselerdı pek çok ders alırlardı, gorüşundeyım Şayet bu konuşma ızknseydı bakanlık yetkılılen pratısyen hekımlığın saygın bır kurum ol- duğu gerçeğını kavrayabılırler ve kendı hu- kumetlen zamanında bır bakanın hangı dû- şunce ıle yaptığını bır turlü anlayamadığı- mız bır hekımı meslekten olmayan bır kım- senın emnne vererek mesleksel onuruyla uğraşmanın ne demek olduğunu kavraya- bılırler ve pratısyen hekımın kımlığını daha ıyı öğrenırlerdı Ne var kı araç gereçsız, yar- dımcı personelsız ve daha bın bır yetersızlık ıçınde sadece beş duyusunu kullanarak bü- yük bır ozven ıle hızmet veren pratısyen he- kımlenmız 12 Eylul'den sonra ınanılması guç olan psıkolojık ve fızık baskılarla karşı karşıya bırakılmış ve terk edılmışlerdır Şımdı resmı ağızlardan her zaman onemı vurgulanan 1 Basamak Sağlık Hızmetle- n'nın, bu yen küçümsenmeyecek kadar onemlı olan pratısyen hekım somnlanna eğılmek ve bu emekçılenmızın çalışma ko- şullannı düzenlemek ve daha yararlı hale getırmek, onlann sureklı eğitımlen ıçın ge- reklı olan her şeyı yapmak, tıp fakültelenn- den daha bılgılı ve becen ıle çıkmalannı sağ- lamak Sağlık Bakanlığı'nın en başta gelen görevı olmalıdır Koyde ve kentte bu sorun gıderılmedığı sürece, yetkılı yetkısız hemen herkesm yakındığı polıklınık kapılanndakı çıle çeken vatandaşın sorunu çözüme ulaş- üralamaz tngıltere'de bır mezunıyet son- rası eğıtım halıne gelmış "pratısyen hekım lık" ulkemız koşullanna göre çok daha ko- layca duzenlenebılır Yeter kı devletımız. bazı sektorlere çok cömert olan davramşını bıraz da sağlık hızmetlenne ve hekımlere uygulasın Ve yeter kı hekım yan ıından endışe duymay acak maddı ve manevı deste- ğe sahıp olabılsın Yaptığı hesaplamalann- da buyuk yanılgılar ıçınde olan devlet plan- lama orgütü, artık basıt bır gerçeğı gorerek ülkemızde 1500-2000 kışıye bır hekımın ye- terlı olabıleceğını kavrasın ve tıp fakultele- nne kapasıtelenn çok üzennde öğrencı abnma ısrarından vazgeçsın Nıtelıklı ol- mayan hekımlenn artmasının ılende ne gıbı sorunlan da berabennde getırebıleceğını görsün, eğer görmek ıstemıyorsa ozellıkle bu konuda Pnce NVaterhous'un raporun- dakı ılgıh bölümlen dıkkatle ıncelesın Genç hekimleridinleselerdi Pratısyen Hekîmler Kongresı kışısel ka- nımca ülkemızde yapılmış en ılen düzeyde, bılım, ülke gerçeklen ve hekımlık hızmetle- nnın bır eşgüdum ıçınde yurütulmesının zorunluluğunu bır kez daha sergılenmesı bakımından son derece başanlıydı Ne ya- zık kı masa başında daha 1 Basamak Sağ- lık Hızmetlen'nın hangı düzeyde olduğu- nu bılerek veya bılmeyerek 55 mılyon ınsa- nımızın sağlık taramasından geçınlmesı gı- bı pohtıka üretenler bu kongreye gereklı ıl- gıyı göstermedıler Genç hekımlenn her turlu övgüye değer bıldınlennı dınleselerdı herhalde çok yararlanırlardı Çünkü soru- nu en ıyı bılenler, yaşamını sorunlar ıçınde geçırenlerdır Hocamız Prof Dr Ruşen Keleş'ın tercume ettığı Japonya'dakı Savvauchı koyunun oyküsunü defaatle okumalannı tum yetkılı ve etkıhlere önen- Kanımca Pratısyen Hekımler Kongresı, bın bır çaba, masraf ve gereksız gayretlerle duzenlenmış, peşm plaketlı ve ödullü, ge- nışletılmış şûra toplantısından çok daha ba- şanlıydı Tıbbın değışık uzmanlık dallann- dan ıstedığınız sayıda danışman seçebılırsı- nız, ama eğer bakanlık orgütünde hekım ol- mayan kımselenn sayılan artar ve onemlı kılıt noktalannı tutarlar ve hekım, hekım olmayanlarla karşı karşıya gelırse, bırbınnı anlamakta güçlük çekerler Bu durum esa- sen bozuk olan sağhk sıstemı ve hızmetlen- nın daha da çıkmaza gırmesınden başka bır şeye yaramaz TARABYA'DA SANATÇILAR ve DOSTLAR KOOPERATIFrNDEKI HAKKIMI DEVREDIYORUM 178 42 11 1 Hamur kağıda çok temız F O T O KO Pİ 60 TL.Doğan Copy 16O78 28 Ortabahçe Cad. No: 6O Beşiktaş PENCERE Karanlıkçının Aydınlığa Sıktığı Kurşun... Turan Dursun oldurüldu Her yaşamın bır anlamı vardır, olum ılk bakışta anlamsız gö- rünür, ama her ölumun de anlamı vardır Üsküdar Koşuyolu'ndakı evınden öncekı gun saat 15 sulann- da çıktı Dursun, yurümeye başladı Guzel bır eylül ıkındısı ya- şanıyordu Istanbul'un sonbaharına doyum olmaz Dursun'un nı- yetı alışverış etmektı Evden bıraz uzaklaşmıştı kı pusu kuran terorculerın çapraz ateşıne tutuldu Sıyah renklı bır arabayla uzaklaşan katıller sılahlanna susturucu takmışlardı, çevreyı ayağa kaldıracak kadar gurultü olmadı Turan Dursun yere yığılmıştı, ceset önce gazetelerle örtüldü, sonra otopsı ıçın morga yollandı Bu ölümün anlamı neydı7 * Turan Dursun, Şarkışla'nın Altın köyünden Doğumu 1934 Ba- bası ımam Çocuğu "gâvur okulu"na göndermıyor Dursun'un anadılı Kürtçe Türkçeyı askerde öğrenıyor 1955'te ıstanbul'a ge- lıyor Dışarıdan sınava gırerek ılkokul dıploması alıyor Dın öğre- tımınden geçıyor vaızlık sınavına gırtp kazanıyor 14 yıl vaızlık yapıyor 1965'te TRT'ye gırıyor Önce evrak memurluğu Arka- sından dınsel yayınlar produktörü Sonra yazarlık yaşamı başlı- yor Nasıl bır yazarlık'' Özgür düşûnceyı savunmak, bağnazlığa karşı çıkmak aklın ve bılımın yolunda yürümek . Turan Dursun yazıyor — Ben hıç zınayı tanımadım Içkıyı tanımadım Kuman tanı- madım Zaten hıçbır oyunu bılmem Benım babam da ımamdı Babam benı bır hedef ıçın çalıştırmış Ona göre ben bır kahra- man olmalıydım Islam kahramanı, dın kahramanı olmalıydım " Dursun kahraman oldu Ama dın kahramanı değıl, özgür düşünce, demokrası ve laık- lık kahramanı Dergılerde çıkan yazıları yüzünden tehdıt mektupları alıyordu Turan Dursun, hıçbınne metelık vermedı, omuz sılktı, yolunda yürudü Yolun başındakı levhada ne yazıyordu Aydınlanma yolu' Vbltaıre, Dıderot, Rousseau ve daha nıcelerı daha 18'ıncı yüz- yılda o yoldan geçmışlerdı Fransa'da başlayan o yolun taşlarını döşemek ıçın nıce ınsan yaşamını hıçe saymıştı, bu uğurda öl- muş, oldurûlmüştü Yolun yapımı kolay değıldı, yol zor döşenı- yordu Turkıye'ye ulaşıncaya kadar ıkı yüzyıl geçmıştı Yolun Ana- dolu'ya döşenmesı Ataturk devrımlerıyle hızlandı, ama pusular, tuzaklar, kundaklar, saldırılar sürüyor, yolun yapımı güçleşıyor Turan Dursun, aydınlanma yolunun Turkıye'ye döşenmesı ıçın çalışan fikır emekçılerınden bırıydı Bu yüzden öldüruldü Eskı dın adamımn aydınlanmasından ve çevresını aydınlatmasından korkan karanlıkçı guçler çapraz ateşe tuttular eskı vaızı.. •k Özgur düşünce, dınsel bağnazlıktan bağımsızlaşmış, gerçe- ğe, akıl ve bılım yolundan ulaşılacağım algılamış kafanın ürünü- dur Batı'da yuzlerce yıl önce savaşımını verdı özgür düşünce, ın- sanı aydınlattı demokrasıyı turettı, hoşgörüyü pekıştırdı Toplum yaşamında ozgurluk ve demokrası gerçekleştı mı, en sofu kışı bıle her çeşıt düşunceye hoşgörüyle bakar, zorbalıkla değıl, tar- tışarak karşısındakını ınandırmaya çalışır, cınayetı aklının ucu- na bıle getırmez Cınayet, "Şeytan Ayetlen" romanının yazarı SaA man Rüşdu ıçın Humeynı'nın çıkardığı fetvada karanlıklaşan Or- taçağ kafasının urunudur Ingıltere, Almanya, Fransa, Avrupa, Batı, Salman Rüşdü'ye sahıp çıktılar Turkıye Turan Dursun'a sahıp çıkıyor mu? Dursun'un katıllen belkı bulunamayacak, ama bu cınayetm "faıtı meçhul" değıldır Aydı ılığa sıkılan sılahın tetığını çeken ellerı ta- nımayan kaldı mı? KAMUOYUNA "Yıl 196a TPİR SULTÂN ABDAL 1 oyunu Tuncelı Valilığı tara- fından yasaklandı Halk valılığe yürüdu Polıs ateş açtı Meh- met Kılan adındakı vatandaş, polısın ateş açması sonucu öl- dü " (O günkü gazeteler) Yıl 1990 "PİR SULTAN ABDAL" oyunu Istanbul valılığı'nce Istanbul ıl sınırları ıçınde yasaklandı Aradan 22 yıl geçtı Ulkede demokrası adına ne değıştı De- mokrası nutukları atanlar, bu tür yasaklarla mı savunuyoriar de- mokrasıyı Yoksa "Demokrası"yı PİR SULTAN ABDAL'a karşı mı koruyorlar Kıtaplar, dergıler, gazeteler, fılmler ve PİR SULTAN ABDAL : lar yasaklanarak bır yere varılamaz Hele "çağ atlayanlar" bu tür yasaklarla çağın gensıne düş- tüklerının bılıncındeler mı acaba Tuncelı valısı'nı bugün kımse hatırlamıyor Yarın Istanbul Va- lısı'nı de hatırlamayacaklar Baskı, zorbalık ve sömürü var ol- duğu surece PİR SULTAN ABDAL'lar yaşayacak ve hatırlana- caklardır Bu böyle bılıne Yasaklarla bır yere vanlamayacağı bılıncıyle PİR SULTAN AB- DAL oyunu uzerınde yasaklama kararının Öncelıkle kaldırılma- sını ısöyor ve valılığın yasaklama kararını protesto edıyoruz. DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ Yon Kurulu Bşk Hasan Gursoy, Cengız Kılıç, Orhan Ozdemır, Yakup Cam, Nesım Yıldırım, Mustafa Altunay, Halıl Polat, Mıyase llknur gaze- tecı, Dr Huseyın Özkahraman Bakırköy Halkevı Baş , Hu- seyın Derm Eyup Bel Baş Yard , Musa Doğru Eyup Bel Mec Uyesı, Hasan Gerçek Eyup Bel Mec Uyesı, Mahmut Karakaya Anakent Bel Mec Uyesı, Gazı Karakaşlıoğlu, Ana- kent Bel Mec Üyesı, Htdır Uluer, Karacaahmet Yön Kur. Üyesı, Huseyın Guzelyılmaz, Huseyın Gülseven, Nıgar Bir- gul, Yalçın Şenlık, Battal Kılıç, Mustafa Yılmaz, Cafer Tıre, Seyıtalı Aydoğmuş, Mahmut Şengul, Mehmet Vural, Av Sa- yıtalı Kaya, Av Zeynel Asıl, Suleyman Çelebı, DISK Yönt Kurulu Uyesı Sayıt Kaya, Nejdet Erık, Yusuf Özdemır, Fah- rettın Kaynar, Bayram Erık, Zıya Coşkun, Sayıt Güngörmez, Doğan Bayrak, Satılmış Karababa Kılıç, Mehmet Korkmaz, Leyla Kılıç, Fadıme Karayalçın, Yılmaz Kılıç, Ahmet Eşref Çı- çek, Nuray Çıçek, Velı Korkmaz, Selçuk Kılıç, Denız Kılıç, Bertal Parfak, Fevzı Delıömeroğlu, Alı Gerçek, Safı Karayal- çın Doğan Doğan, Ismaıl Onarlı, Sadık Çelık, Cengız Sarı- kaya, Pembe Cıhangır, Hasan Şengul, Şükru Demır. Vestel buzdolabı... ^ ^ | H e m e n t e s l î m ! ÜRÜNLER Vestel 864 Tam Otomatık Çamaşır Makınesı Vestel S4X Tam Otomatık Çamaşır Makınesı Vestel Combı CB 32 Buzdolabı 1 Seçenek 2 Seçenek 1 Seçenek 2 Seçenek 1 Seçenek 2 Seçenek 6 A\ Taksıtle Peşınat 650 «X» 340 000 650000 355 000 650 000 320 000 Taksıt 275 000 M0 000 300000 355 000 255000 320 000 Toplam 2300 000 2380 000 24^0000 2 48^000 2180 000 2 240 000 12 Ay Taksıtle Peşınat 650 000 210 000 6W000 220 000 6S0OO0 195 000 Taksıt 155 000 210 000 170 000 220.000 145 000 195 000 Toplam 2 510 000 2.730 000 2690 000 2.860.000 2 390 000 2 535 000 1 TVESTEL^ ^ ^ ^ ^ ^ 1 I ! S INTERNATIONAL Pt£
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear