25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 21 AĞUSTOS 1990 "Din Eğitimi" Adı Alftııda Okırtnlanlar! Dini politikaya maksath olarak alet edenler bir yana, iyi niyetleri ve samimi dinsel inançları nedeniyle dini politikaya alet edenlere, kananlara da seslenmek ve gerçekleri gostermek sanırım hepimizin görevi artık. Prof. Dr. AYSEL EKŞİ îstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Acaba bızım aydın dın adamı yetışurdığını dü- şünduğümüz ımam hatıp hselerı ıle ılahıyat fakül- telermdekı gençlerımıze hangı ders kıtapları oku- tulmaktadır1 ' Amacırn hıçbır şekılde bu okullann ve okutulan kıtapların tutnunu karalamak değıl Ancak dın dersı uygulamalarını ve canu vaazlannı gönlp dınledıkçe, konuyla ılgılenmemek olanaksız. Bu amaçla taradığım, "dın adamı yetıştıren okullardakı" ders kıtaplarından Türkçe kültür kı- taplarıru burada hep bırlıkte görelıra Okutulanlara bakın... "Cumhurıyet eğıtımınm çarkından geçenler dı- ne karşı yabancılaşmış, Turk İslam kulturunden so- ğutulmuşlardır Turk İslam özüne bağlı kalmaya ça- lışan aıle ıle Batılılaşmış, yabancılaşmış aıle orta- mı ve beklentılerı arasında hıçbır benzerbk ya da ortak unsur yoktur Bu özentı, bu yenı örnek aıle- ler yenıden tslam ılkelenne dönuş yapmazsa, bu öze yabancılaşmadır Bunalıma suruklenenler ıle Türk toplumuna karşı çıkanlann, antı sosyal kışılık ge lıştırenlerın buyuk çoğunluğu bu tur aılelerde yetışmışlerdır" dıyor bır dın adamımız, dın adamı yetıştırecek okullarda okutulan kıtaplannda. (1, say- falar 189, 167, 89) Bu kıtapta öz Türk-İslam aılesının nıtelıklerı ay- nntılı bıçımde gozler önune serılmektedır "Buy- rultu nıtehğınde rol ta>m edıa ve toplumda yer sağ- layıcı etkenler olarak ayetler ve hadısler, Turk İs- lam toplumunda kadına erkeğmkıne göre farklı ıkı yer vermektedır Bu ıkılı duruma göre kadın eş ola- rak erkeğe tabı, yen onun yennden aşağıdadır (1, sayfa 81) "Türk İslam aılesınde kadının başlıca rolü dın- darlık ve ıyı ahlaklı olarak kocasına eşlık görevını yapmak ve ona ıtaat etmektır Hz peygamber ka- dının kocasına ıtaatıne buyuk önem vermıştır Hz peygamber "eğer bır kımseye Allah'tan başkasına secde etmesını emredecek olsam, kadınların koca- larına secde etmelerını buyururum" emretmıştır Bunun sebebı Allah'ın erkekler ıçın kadmlar üze- rınde küdığı haklardır Kadın dört şeyı ıçın nıkâh edılır, malı, güzelhğı, soyu sopu ve dındarlığı Sen bunlardan dındar olanını bul araştır Kızlardan bu- luğ öncesınde örtunmeye başlaması, daha önce de kız çocuklannın kendı aralannda oynayıp eğlenme sı, erkek çocuğun da kızlar, kadmlar arasına sokul- maması ıstenır" (1, sayfa 75, 76). " Erkeğe ana olamayan kadını boşama hakkı tanınır Kocası ıstemedığı halde kadın evınden çı- karsa, göktekı bütün melekler, cın ve ınsan hanç yanından geçtığı her şey ona lanet eder, kadın beş vakıt namazım kıldığı, ramazanda orucunu tuttu- ğu ve kocasına ıtaat ettığı vakıt, cennete hangı ka- pıdan dılerse oradan gırer Kadın kocasının yatağı- nı mazeretsız terk ederse, o kadına melekler saba- ha kadar lanet eder (1, sayfalar 75, 76, 78, 77) "Eğer kocasının razı olmadığı bır kımseyı aıle yu- vasına alırsa, koca kadını hafıfçe dövup sakındırabıhr" (1, sayfa 37) tslamda Çocnk kıtabırun yazarı Dr Bılgın'e gö- re "Gözlenmızın sevıncı olan çocuklarımızı kız ve erkek olarak ayn tutmamız Kuran'ı Kenm'de önem- le bıldınlmıştır tslam dımnın ılk muhatabı olan Arap toplumunda olduğu gıbı o devırdekı ve on- dan öncekı toplumlann çoğunda kız çocuklanna ıkıncı derecede önem verıldığı bılınmektedır Gıda bulmanın güçlüğu, süreklı savaşlarla erkeklenn aza- lıp kadınlann çoğunluğu teşkıl etmelen karşısında bu tuturn bır çeşıt nüfus planlaması olarak görül- mektedır Bır tedbır olarak da olsa bır süre uygu- lanan bır yöntem kısa surede âdet halıne gelıverı- yor ve artık sebep ortadan kalksa bıle, ınsanların ona bağlılıklan kolay değıştırılemıyor Kuran'ı Ke- rım çok şükür kız çocuklarımn öldurülmesı âdetı- nı ortadan kaldırmıştır Fakat kız çocuklanna ıkmcı derecede değer verılmesı âdetı henuz yok olmuş değıldır" (2, sayfa 37) Aynı kıtabın yazan, Prof Beyza Bılgın'e göre ve- layet, sözlük arilamı ıle sevmek, yakın olmak, ko- rumak demektır islam hukuk kurallannda çocuk- lar ttzenndekı velayet hakkı babaya, baba yoksa ba- banın babasına veya onun tayuı edeceğı velıye aıt olacaktır Kadınların tecrübelennın bu ışe yeteme- yeceğı düşuncesı ıle anneye velayet hakkı tanınma- mıştır (Aynı kıtap, sayfa 41) Yanı bu hanım pro- fesörümüze göre kadınlann çocuklannı sevmek, on lara yakın olmak ve korumak tecrubelen yeterlı de- ğıldır Dr Halıs Ayhan'ın şu düşüncelen son yıllarda toplumumuzda çok sık duyulkgeldığı ıçın yadırgan- mayacağına emınım "Reklara, moda, basın yoluyla ınsamn ıstek ve arzuları tahrık edılır, sonra bunların sosyal ve eko nomık ımkânsızlıklar sonucu tatmını mumkun ol- maz ıse bırçok ferdı ve ıçtımaı buhranlara kapı açıl- mış olur Onun ıçın meşru yollarla tatmını müm- kun olmayan ısteklerın uyandırılmaması, tahrık edılmemesı esas olmahdır Uyanmış olan ıstekler hukuk, örf ve dın esaslanna uygun şekılde tatmın edümelıdır3 "Jsteklennı hıç tatmın edemeyen, nıçın tatmın edemedığını nefsıne açıklamayan ve ısteklennden vazgeçemeyen ınsanlar başka ınsanlara ve ıçınde ya-^ şadığı cemıyete ters duşer Bırçok kötu alışkanlık- lara duşebıleceğı gıbı suç da ışleyebılır Ya da ruh hastası olarak aklı dengesını kaybeder" (3, sa>fa 132) Bn ilkel ögütler! Ben otuz yülık meslek yaşantımda bugüne ka- dar rastlamadığım böyle bır açıklamayı oğreten Ha- lıs Ayhan'a herhalde teşekkur borçlu olduğumu du- şunurken sözu kendı dusuncelenyle surdurelım "Is lam eğıtımı ışte ınsanları bu noktalara geürmeden çarelennı bulan ve gösteren, ruh beden yapısının ge lışımıne göre ınsanlara normal tatmın yollannı ka- zandıran faalıyetlerını yerıne getırmelıdır" (3, say- fa 132, 133) Aydın dın adamı yetıştınnek özlemlenmızle ya- zılan kıtaplarda, herhalde Islamıyetın ılk dönem- lerıne aıt ınanış, düşünce, göruş ve değer yargıları- mn, yırmıncı yüzyüın sonunda hâlâ ders konusu olabıldığı görülmektedır Bunlardan bırkaç örnek verelım "Rızkın bollaşmasına veya eksilmesıne, omrnn artmasına veya eksilmesine sebep olan durumlar şunlardır: • Kaden ancak dua gerı çevırebılır ömru de an- cak ıyılık yapmak arttırır Zıra kısı ışledığı bır gu- nah sebebıyle kfndısıne gelecek rızıktan mahrum olur • Yalan konuşmak fakırlık getırır • Sabah vaktınde uyku uyumak da rızka engel olan durumlardandır • Fakırlığe sebep olan hallerden bın yatakta çıp- lak yatmaktır • Fakıılığın sebeplennden bırı de ayakta, yahut çıplakken küçük su dökmektır • Fakırlığın sebeplennden bır dığen cünüp ıken yemek yemektır • Fakırlığın bır dığer sebebı soğan ve sarmısak kabuklannı ateşte yakmaktır • Fakırlığın on ıkıncı sebebı evı bır mendıl ya hut bez parçası ıle süpürmektır • Fakırlığın sebeplerınden bırı de gece vaktı ev supurmek ve supruntulerı evde bırakmaktır • Fakırlığın bır dığer sebebı kapının eşığı üzennde oturmak, kapının ıkı kanadından bırıne yaslana- rak oturmak, dınlenme yerlennde aptes almak, üze- rınde ıken elbıseyı dıkmek ve aptesten sonra elbıse ıle aptest azalannı kurulamaktır • Fakırlığın sebeplennden bır başkası sabah na- mazından sonra mescıdden çabuk çıkmaktır • Fakırığın sebeplennden bırı de lambayı ufle- yerck söndurmektır Zenginlik nedenleri! • Sadaka vermek • Zengınlığın ıkıncı sebebı erken davranmaktır Üçuncu sebep guzel yaa yazmaktır Dörduncu se- bep güleryuzlu olmaktır Beşıncısı hoş sözlu olmak- tır Altıncısı evın etrafım supurmektır (Hz Hasan b Alı'den rıvayet edıldığıne göre şöyle buyurmuş- tur "Evın cıvannı supunnek ve çanaklan temız yı- kamak zengınlığe sebeptır" 4) (sayfa 153-157) Toplumun ve dının fertler uzenndekı denetımı ko- nusu ımam hatıp hselerı ve ılahıyat fakultelerın- de okutulan benım ve ınceledığım bu kıtaplann he- men tumunun ortak ve temel noktasıdır Tum kı- taplarda islam dını hukümlerının, bızım ınanç ve ıbadetlenmızın dışında, obur varlıklara karşı vazı- felerımızı de ıçermesı gerektığı savunulmaktadır "Islamıyet sadece kul ıle Allah arasındakı ozel bır ılışkıyı değıl, ınsanın hayattakı tüm üışkılennı, aı- le hayatını, cınsel hayatını duzenleyen bır ahlak ka- raktennde olmahdır" gönışu devamh vurgulanmak- tadır Sonuç Artık bu noktada sormamız gerekmez mı bızı bu- gune kadar ne dının gunah ne de çevrenın ayıp kav- ramları değıl, kendı akıl ve vıcdanımız yönetmış- ken doğnıyu eğnden ayırmayı öğrennıışken neden şımdı dın kurallanyla yönetılmeyı özleyelım'' Bıze, hemen toplumun dejenere olduğu, gençlenn yoz- laştığı yalanlanru, plak gıbı dınletmek ıstıyorlar Şımdıkı gençler, çok daha kışılıkiıdır, dürüsttür, çunku kendıne saygısı vardır, daha güvenlıdır, çok daha sağlıklıdır Bu mu yozlaşma9 Hıçbır aklı ba- şında Türk kadını ve erİceğı 1400 yü önceye dön- meyecek, dunyada hıçbır Müslüman ülkesınde var olmayan şımdıkı haklanndan vazgeçme saflığını göstermeyecektır Bu mu yozlaşraa9 Gazete sayfa- larındakı uç beş fuhuş olayını tüm kadanlara mal etmeye çalışanlar, aslında çarşafların altında neler dönduğunü çok ıyı bılırler' Dını politikaya maksath olarak alet edenler bır yana, ıyı niyetleri ve samımı dinsel mançlan nede- niyle dını politikaya alet edenlere, kananlara da ses- lenmek ve gerçekleri gostermek sanırım hepımızın görevi artık Çünkü yann çok geç olabılır 1 Sabn Akdenız (1982) Toplumumuz ve Egıumımız îstanbul Mat Isl 2 DT Beyza Bılgın (1987) lslamda Çocuk Dıyanet lşlcn Başk Yay Ankara 3 Dr Halıs Ayhan (1986) Eğjtıme Gınş ve tslamıyelın Eğıtı me Getırdıgı Değerler Uludağ Ü Ilahıyat Fak öğretim üye- sı, Damla Yay Isl 4- Imam Burhanüddın Ez Zernucı (1989) Tâ'lîm'ül Müteallıın Islamda Egıtım Öğretun Metodu Tercume eden DT Vehbı Ya- vuz (ME B. Talım Terbıye Kunılunca 1985'te Imam Hatıp Lı selenne tavsıye edılmışür) HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD Kimi Gerçekleri Istanbul'un Anadolu yakasında Kadıköy'le Bayramoğlu arasın- da kısa gezıler yaptım bır süre önce Epeydır uğramadığım Ka- dıköy'le Bayramoğlu arasında hıçbır tanış semte, sokağa, güzel bır doğa parçasına rastlamadan Şoför oraları bılmeseydı, yo- lumıı bulamazdım Ne Kadıköy ıskele meydanı, ne Alttyol ağzı vardı Moda'ya Kozyatağı'na nasıl varabıleceğımı de kestıreme- dım' Feneryolu'ndan Göztepe Erenköy'e nasıl varılırdı, Mısırlı- oğlu neredeydı, çıkaramadım 1 Şoför mesleğı gereğı buraları bıl- meseydı bunca yıl Istanbul'da yaşamış bırı olarak belkı de kay- bolacaktım* Ne genış bahçeler, btrı otekınden görkemlı köşkler vardı, ne gül ve yasemın kokular arasında hızla yol alan renklı tramvaylar 1 Kıyılarda o guzelım yalıların yerınde çırkın betonlar Böylesıne kötümser bır gırışe karşın yıne de busbütün umutsuz değılım Fenerbahçe'nın bakımsızlıktan vıraneleşmış halk par- kı ve Bayramoğlu'nda Basın llan Kurumu'nun tatıl köyu, ıç ka- rartıcı bır dünyaya ışık tutuyorlardı Yeterlı mıydı lyımserlık ıçın bır ıkı ışık pırıltısı? Umut, yoksu- lun ekmeğı demışler' Kapkaranlıktan yeğdıri Fenerbahçe'de yıllardır unutulmuş, vıraneleşmış, çöplükleş- mış beledıye parkı, Istanbul'un yıtırılmekte olan güzel kıyı bu- cağını yol olmaktan kurtaran Turkıye Turıng Kurumu Genel Mü- düru Çelık Gülersoy elıyle Istanbul'a kazandırıldı Fenerbahçe parkı özenle ve yenıden yaratılırcasına kurtarılmıştı Işıltılı, renklı, canlı bır doğa koşesı oluşturulmuştu Turıng Kurumu bu emek ve kurtarıcılık ıçın beledıyeye üstelık yüksek bır para da ödemek- teydı Yüzyılhk sakız ağaçlarının gölgesınde yemyeşıl çımenler kahve, çay ve sennletıcılerın yanı sıra kıtap satışı da yapılan se- vımlı büfeler yeşıl hışıltılı kuytuluklarda gazete okuyan yaşlılar, çocuklannın boyle bır yerde oynayışını seyreden mutlu anneler, babaanneler, dedeler 1 Yıldız ve ötekı saray bahçelerını halka acan Çelık Gulersoy'un o en öfkelı anında bıle gülumseyen yüzüne yakışan Gülersoy soyadı 1 Seksen dönümluk bır doğa parçasını yok olmaktan kurtarıp Istanbul'a armağan eden Çelık Gulersoy'a borçluluklarlai Istanbul'da otomobılle 40-45 dakıka yakınlıkta bır başka baş dınleme köşesını yazık kı geç keşfettım Basın llan Kurumu Bayramoğlu Tatıl Köyü, Istanbul'un burnu dıbınde Motorlu araçla sadece bır saat 1 Bayramoğlu Tatıl Kö- yu'nu tanıtma yazısının bır ovgü olmasını açıklamaya çalışaca- ğım Doğa ve ınsan ılışkılerını seksen donumlük yemyeşıl bır me- kanda bağdaştırabılmek ovguden de oteye alkışlar gerektırır" In- sana değer veren bır uygulama ıle gerçekleştırılmış bır dınlen- me koyunü önce yadırgar gıbı oldum Nasılını ve nedenını bır süre düşündum Bayramoğiu Basın llan Kurumu sosyal tesısle- rının benzerı tesıslerı hıç bırınde bulunmayan bır yanı var Seksen dönum toprağın ınsana değer veren bır anlayışla ger- çekleştırılmış olması 1 Once yadırgar gıbı oldum Duşundum ve kısa surede nede- nını yakaladım' Toprak vurguncularının ağzının suyunu akıtacak genış topraklar alabıldığıne kullanılmıstı' Topraklarının belkı de yüzde doksanı boş bırakılmıştı1 Yumuşak bır tırmanışta tam yo- rulur gıbı olduğunu, bır an golgelı bır koşede kuçuk bır masa ve bırkaç koltukla karşılaşıyorsunuz Masanın ustunde cıgara tab- sure duşundum Bayramoğlu Basın llan Kurumu Sosyal Tesıs- len'nın benzerı tesıslerı hıç bırınde bulunmayan bır yanı var Bayramoğlu Tatıl Köyu'nun kurucusu gelışerek aşarak daha da guzel ve yararlı olmasını sağlayan kışı ya da kışılerı soruş- turdum Ilk genel mudür Sebahattın Selek'ın ıçtenlıklı tutkusu- nun ağır bastığını ılerı sürdüler Şımdılerın genel müdurü Gülte- kın Samancı'nın da var olanı benzerı bır doğa tutkusuyla koru- duğunu ve gelıştırdığını de sozlefıne ekledıler Kadıköy ve Bayramoğlu arası kımı îstanbul gerçeklerıyle ılgınç' Görülmelı, derım Bir TDK Yaymmm BUims€'l Düze>i Her bilimsel yapıtta birkaç yanlış olabilir; bu, bir bakıma doğaldır. Ne var ki biz kişisel bir yayın karşısında değiliz: Elimizdeki çeviri "akademik bir kuruluş" olduğu iddiasında bulunan yeni TDK'nın yayınlarından biridir ve içinde birkaç değil birçok yanlış vardır. Prof.Dr. TALAT TEKİN Geçenlerde Cumhunyet gazetesınde yayım- lanan bır yazımda yenı TDK'mn "tmla" kı lavuzlanndakı Turkçenın gramenne aykın ve kendı ıçınde çelışkılı kımı yazım yanhşlan üze- nnde durmuş, bu yapıtlann yaam konusun- da "kılavuz" olma nıtelığınden ne denlı uzak olduklannı beiırtmeye çalışmıştım (1) Bu ya- zımda da yıne "faİuş" yanlışlarla dolu bır başka kunım yayını üzennde durmak ve oku- yuculara kımı TDK yayınlannın bilimsel du- zeyı hakkında bır fıkır vermek ıstıyorum Sözunu edeceğım yapıt ünlu Alman Tur- koloğu A von Gabaın'ın Altturkıscbe Gram- matik adlı Eskı Türkçe dılbılgısının (gramerı- nın) çevırısıdır. (2) îlk basısı 1941 'de, ıkıncı- sı 195O'de, üçüncüsü de 1974'te yapılan bu dıl- bılgısı, Türkolojımn temel başvuru kıtapla- rından bırı, belkı de bırıncısıdır Ülkemızde Almanca bılmeyenlerın yararlanamadığı bu dılbılgısının ılk basısından yanm yuzyıl son ra da olsa Turkçeye çevnüp yayımlanması se- vındıncıdır Aynca yapıtı çevırenın bır Turk dıh profesörü, yayımlayan kunıluşun da TDK olması, okuyucuda bu kıtaba karşı bır güven duygusu yaratması gerekır Yanlışlarla dolu çeviri Ne var kı bu güven yapıttakı çevın ve eskı Türkçe yanlışlarının çokluğu nedeniyle daha ılk anda yıtmekte, çevın onu okuyan ve kul- lananian büyük bır duş kınklığına uğratmak- tadır Gerçekten bu oylumlu yapıt öyle alıcı gözu ıle filan değil, şöyle ustünkörü bır bı- çımde gözden geçırıldığinde bıle hemen her sayfasında rastlanan "fahış hata"lar ınsanın şevkını kırmakta, çevırene ve kuruma olan gu- venı temelınden sarsmaktadır Bu «azıda ya- pıttakı çevin ve eskı Türkçe yanlıslanndan bır- kaç örnek vererek bu TDK yayını hakkında- kı görüşümun hıç de abartmah olmadjğını ka- nıtlamak ıstıyorum önce çevın yanlışları ıçın bırkaç örnek vereceğım 1. neng artatmagalı ıdı umadım "ıch musste unbedıngt verfallen lassen" (Gabaın, 109), çe- vınsı "asla mahvedemedım" (Akalın, 78) Almanca tümcenın çevınsı şöyle olmak gere- kır "Mutlak harap olmaya bırakmak zorun- da kaldım" ya da daha ıyı bır Türkçe ıle "ha- rap olmasına, mahvolmasına asla engel ola- madım" Uygurca (Eskı Türkçe) tümcenın an- lamı da zaten budur Akalm'ın çevınsı ıse bu- nun tam tersıdır' 2 sekiz oğnz, tokuz tatar kalmaduk "es waren keıne Acht - Oğuz und keıne Neun - Tatar ubrıggeblıeben" (Gabaın, 117), çevın- sı "sekız Oğuz, dokuz Tatar kalmadık (yok olduk)" (Akalın, 83) Bu çevınde bır değıl, ıkı yanlış vardır 1) Tumccmn öznesı "bız" değıl, "Sekız Oğuz, Dokuz Tatar"dır, yanı 3 kışıdır, 2) kalmaduk sözcuğunun anlamı "kalmadık (yok olduk)" değıl, "kalmadı (hepsı geldı)"dır' Tümcenın doğru çevırısı şoyle olacaktır "Sekız Oğuz, Dokuz Tatar kalmadı, (hepsı geldı)" Almanca çeviri yan- hş aktanlmış, Eskı Turkçesı de anlaşılamamış- tır Aynca çevınde "sekız" ve "dokuz" söz- cuklenmn bö>le kuçük harfle yazılması da bır yazım yanlışıdır, çünku bu sayılar Gabaın'ın Almanca çevınsınden de anlaşılacağı gıbı et- nık adlann bır parçasıdır 3 tek bızınge neçukin erser, amraklartiD adnlgoluk emgek bolmazan erti tip korkar men "sondern ıch bın angstlıch ın der Meı- nung, dass uns doch nıcht ırgendwıe der Schmerz der Trennung von Lıeben entstehen solle" (Gabaın, 134), çevınsı "Bıze nasıl olup da sevgımn aynlık acısı ızdırap vermesın de- yıp korkuyorum" (Akalın, 92) Bu çetrefü çe- vınde de ıkı yanlış vardır 1) Uygurca amrak sözcüğünün anlamı "sevgı" değıl, "sevgdı, azız"dır, 2) Almanca entstehen eylemının an lamı "ızdırap vermek" değıl, "doğmak, be- hrmek, ortaya çıkmak, meydana gelmek"tır Uygurca tümcenın anlamı şudur "Ancak ben bızım ıçın şu ya da bu şekılde sevdıklenmız den aynhna aası baş göstermesın (gösterme- se) dıye korkuyorum " Gabaın'ın Almanca çevınsı doğrudur, ne v ar kı bunu Turkçeye çevıren buradakı iıeben sözcuğunun Heb "sev gılı, azız" sıfatının adlaştırılmış bıçımı liebe^ nın çoğulu olduğunu anlayamamıştır' 4 korgelı kortle "schön anzusehen" (Ga- baın, 169), çevınsı "guzel görmeye" (Aka lın, 113) Eskı Türkçe korgeii sözcuğunun bu radakı anlamı "görmeye değer, görulesı"dır, korgeb körtle, böylece "görmeye değer guzel, gorulesı guzel" anlamında bır söz öbeğıdır (sı- fat tamlaması) Haydı Almancası anlaşılama- mış, Turkçesı de mı bılınemezdı? Bılıneme mış ışte1 Gramer bölumundekı yanhşlar böylece su rup gıdıyor Istersenız şımdı bu yapıtm bıraz da sözlük bölumune bır göz atalım Burada sayfa başı- na bır değıl, bırkaç yanlış vardır Işte bunlar dan bırkaçı 1 adınagu, adnagu "başka" (Akalın, 258) Almancası "anderer" olan bu sözcuk sıfat de- ğıl, adıldır, bu nedenle "başkası, başkaları" dıye çevrılmelıydı 2 agtın- "aufsteıgen, aufwahrstfuhren" (Gabaın, 318) eylemı "çıkmak, yukselmek, çı- karmak, yukselunek" dıye çevrümış (Akalın, 259) Türkçe çevındekı son ıkı anlam yanüş- tır' 3 alangor- "erschöpfen (trans ), gesc- hwacht seın" (Gabaın, 318) eylemı "yormak, zayıflatmak' olarak çevnlmış (Akalın, 259) Gabaın'ın verdığı ılk anlam yanlıştır, çunku bu eylem geçışsızdır Bu yanlış duzeltılmedı ğı gıbı doğru olan ıkıncı anlam da yanlış çev- nlmıştır' 4 andıran, anlaran, antran "oradan, busbutun" (Akalın, 260) Almancası "von vveg" olan bu sözcüğün ıkıncı anlamı olarak verılen "busbütün" busbütün yanlıştır' 5 ata "Vater" (Gabaın, 322) sözcüğü yı- ne "ata" olarak çevrılmış (Akalın, 261) Be- nım bıldığıme göre Türkçe ıtı'nın "baba" anlamı yalnızca kaynata bıleşığınde kalrruş- tır' 6 ataç "Vaterchen" (Gabaın, 322) sözcü- ğu de yukandakıne uyularak "sevgılı ata" dı- ye çevnlmıştır (Akalın, 361) Yanlış, doğru- su "babacık, sevgılı baba" olacaktır (3) Duzeltilmesi gerekirdi Eleştın konusu çevınde bır de yapıtm as- lından kaynaklanan yanhşlar vardır Gaba- ın'ın dılbügısı yukanda da behrtmış olduğum gıbı bundan tam yanm yuzyıl önce yayımlan- mış, yapıt ıkıncı ve uçüncü baskılarda da önemlı bır duzeltme görraemıştır Bu neden- le Gabaın'ın dılbılgısınde yanlış okunmuş ya da yanlış anlam venlmış bır haylı Uygurca sözcuk ve tumce düzeltılmeden kalmıştır Bu yanlışlann yapıtm yanm yuzyıl sonra yapılan Türkçe çevınsınde dıpnotlan ıle duzeltilmesi gerekirdi Bu yapılmamış, yapıtın ılk baskısın- dakı okuma ve yorumlama yanlışları olduğu gıbı bırakılmış, daha doğnısu bunların yan- lış olduğu fark edılmemıştır 1 Burada yapıtm aslından kaynaklanan yan- lışlara da örnekler vermek ısterdım, ama bu- tün bunlan bu yazının dar çerçevesıne sığdır- ma olanağı yoktur Ancak yazıma son verme- den önce bır noktayı vurgulamadan geçeme- yeceğım Her bilimsel yapıtta bırkaç yanlış olabılır, bu bır bakıma doğaldır Ne var kı bız kışısel bır yajın karşısında değılız Elımızde- kı çeviri "akademik bır kuruluş" olduğu ıd- dıasmda bulunan yenı TDK'nın yayınlarından bındır ve ıçınde bırkaç değıl bırçok yanlış var- dır Bu çcvınnın, yayımlanmasına karar ve- nlmeden önce Almanca'yı ve Eskı Turkçeyı gerçekten büen bır Turkoloğa ıyıce ıncelettı- rılmesı gerekırdı Bu yapıhnamıştır Sonuç Bıldığıra kadanyla bu yapıtın denetımı şöy- le olmuştur Bır Türk dılı profesörü tarafın- dan yapılan bu çevırının Almanca ash ıle kar- şılaştınlması ışmı Yürutme Kurulu uyesı bır yardımcı doçent ustlenmış, sayın çevırmen profesör de bunu kabul etmış ve bu denetım ışını "gönüllu" olarak ustlenen yardımcı do- çent Yurütme Kurulu'na övgulerle dolu bır ra- por sunmuştur TDK Yurutme Kurulu da bu "ahbap ışı" rapora dayanarak yapıtı olduğu gıbı yanı bütun "hatalan ve sevaplan" ıle ya- yımlama kararı almıştır Bu durumda yanhş- larla dolu olarak yayımlanan bu çevınden çe- vırenden çok yapıtı sözde mceleyen ve son de- rece olumlu rapor veren kışı ıle yalnızca bu kışının raporuna guvenerek onu yayımlayan TDK Yurutme Kurulu sorumludur 1)' Yazım Kargaşası Cumhnnyel, 19 Temmuz 1990 2) A von Gabaın, Eskı Turkçenın Gramen (Çevıren Mehmet Akalın), Turk Dıl Kunımu Yayınlan 532, An- kara 1988 3) Kendısme verdıgıın Uygurca ödevını hazırlamak ıçın yalnız Akalın ın bu çevınsım kullanan yüksek hsans ög rencılenmden bırı 1990 bahar döneırunde bu dersten ba jarısız olmuş ve geçmez not almışıır PENCERE Kazan, Tencere Doğurmaz Irak'ın Kuveyt ı ışgalınden bu yana toz ve dumandan ferman okunmuyor, televızyon radyo, gazete haberlerı makıneh tüfek- lerın yaylım ateşlerı gıbı ortalığı bırbırıne katıyor, Ortadoğu'da savaş, "ha çıktı ha çıkacak" dıye beklentı suruyor Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Özal da —fırsat bu fırsat— dış polıtıka yapıyor Dış polıtıka nedır? Adı üstûnde Polıtıka' Dış polıtıka, ıç polıtıkadan soyutlanabılır mı' Polıtıka bır bü- tundûr ve dış polıtıka, ıç polıtıkanın dışa dönük yüzüdür Anaya- samıza gore ancak seçımle ışbaşına gelen ve pariamentoya he- sap vermekle yukumlû bır hükumet, dış polıtıkayı yürütebılır Ozal'ın yürüttüğu dış polıtıkayı muhalefet partılerı beğenmı- yorsa ne olacak? Işler sarpa sararsa "sorumsuz" cumhurbaş- kanı kıme hesap verecek? özal, anayasayı, yasaları, temel ku- ralları her gün paspas gıbı çığnemektedır Pekı, Cumhurbaşkanı yasaları hıçe sayarsa, sokaktakı yurt- taş neler yapmaz'? * Ulunay'la Felek'ın gözdesı Nasrettın Hoca, anasının gözü, bı- tırım fılozof, feleğın çarkına okumuş bılgedır, öykulerı gerçek- ten süzülmüş su damlaları kadar saydamdır Hoca günlerden bır gün komşusundan çamaşır kazanını ıs- ter Komşulukta olur boyle şeyler Aldığı kazanı kullandıktan sonra gerı verırken ıçıne bır de tencere oturtur hoca. Komşu şaşınr —Hoca bu ne' —Kazan doğurdu Ses çıkarmaz komşu Çünkü kazanın doğurması adamın ışı- ne gelmıştır, ama gel zaman gıt zaman, Nasrettın Hoca bır kez daha kazanı komşusundan ıster aldıktan sonra da gen vermez, ustüne yatar Komşu da kapıya dayanır —Ne oldu bızım kazan? —Kazan sızlere ömür — Hoca, kazan hıç ölür mü? Komşunun aldığı yanıt, ınsanlığın bellı bır uygarlık aşamasın- da ulaştığı maştığın ürünüdür —8e adam' Kazanın doğurduğuna ınanıyorsun da ötdüğüne neden ınanmıyorsun? Mantık bır kez bozuldu mu kural bır kez çığnendı mı ardından sökün edecek olanlan kımse hesap edemez Insanoğlu "kural, yasa, ılke" kavramlannı uygarlığın suzülmüşlüğünde arıttı, ge- lışmışlık aşamasında benımsedı, hukuk devietı kurallar üzenn- de yükseldı Yasaya göre elınde yetkı bulunmayan kışının yetkı kullanması temel bır kuralın çığnenmesıdır Yasadışı yetkıyı kullanan kışı ıyı ya da olumlu bır ış yapsa da cezalandırılır, çünku suç ışlemıştır Ozal'ın kuralları çığneyerek dış polıtıkayı yürütmesıne göz yu- manlar —Canım, dıyorlar, kötü bır şey yapmadı En kötü şeyı yapıyor, daha ne yapsın' Bır kez kazanın doğurduğuna ınanırsan, yann kazan öldüğün- de söyleyecek lafın olmaz • Irak'ın Türkıye'ye saldıracak halı yoktur, Saddam kendı varlı- ğını kurtarmaya bakıyor Bölgede güç dengelerını bozacak sılahlanma ıse yalnız Irak- ta görülmuyor Israıl, dünyanın en etkılı sılahlı guçlerınden bırı- sıdır ve Türkıye'yı "kendı guvenlık alanı ıçınde" saymaktadır Or- tadoğu da yalnız Bağdat ın elındekı füzelen gündeme getırmek, Vasıngton markalı mantığın dışavurumudur Zalım Saddam'ın Ku- veyt'ı ışgalıne karşı olmak doğaldır, ama Israıl'ın Fılıstın, Surı- ye'nın Lübnan toprakıarını ışgal etmesı devletler hukukuna çok mu uygundur 7 Ortadoğu'da bunalım yaşanıyor krız derınleşıyor, Türkıye'yı kuşatıyor Doğrudur, ama "dfktatöriük hevesleri" de "normaT dönemlerde ortaya çıkacak değıl ya 1 Heveslıler hep bunalım zamanlarında boy göstermıştır Ister "krız" dönemınde ıster "normal" zaman. da yaşayalım, ama kuralı unutmayalım < Kazan tencere doğurmaz 1 Club MONAKUS'tan Bodrum-Yalıkavak'ta 1990SONBAHAR kampanyası Dublex villalarda kahvaltı-öğle ve akşam yemekleri dahil, kişi başına 55.000.-TL. Çanak anten-Magıc Box îstanbul Tel (1)1410521 Ankara Tel (4) 126 39 30 -126 24 60 -168 14 29 Yalıkavak Tel (6144) 1392-1397 Türkıye'nın en guzel duğun salonlan / * NİŞANTAŞI \ RESTAURANT Düğun Salonlan 150 Kışı ıçın Yemeklı 1 785 000 YemekS mewh 2 175 000 Rez 147 62 39 -147 74 40 • Sahnlanmız khmaltdır • MEVLÜD Merhum denız bınbaşısı Hafız Mehmet, Denız Kuvvetlerı Komutanı Koramıral Şukru Okan'ın sevgılı gelını, Hıkmet Çetınsoy'un sevgılı eşı, Mehmet •\lı Çetınsoy'un kıymetlı annesı, Nımet Fethıye Çetınsoy'un kıymetlı annesı, Nımet Fethıye Çetınsoy'un sene-ı devnye mevludune butun mumınlnenn teşrıflerını rıca ederız Vlevlud, 22 ağustos varşamba gunu oğle namazını muteakıp Beyoğlu Çukurcuma Basoplu Camısı'nde okunacaktır 1 Hamur kağıda çok temız O T O KOP Doğan Copy 16O 78 28 60 TL. Ortabahçe Cad. No: 6O Beglktaş VEFAT VE TEŞEKKUR Çukurova Unıversıtesı Tıp Fakultesı'nden mezun olduktan sonra eüm bır trafık kazası sonucu henuz yaşamının bahanndayken aramızdan aynlan sevgılı evladımız, kardeşımız Dr.ERKİN ÖZMEN'in ölumünden dolayı bızzat gelerek ya da telefon ve telgrafla acımızı paylaşan Çukurova Unıversıtesı Tıp Fakultesı devTe doktorlarma, tum dost ve akrabaiarımıza teşekkur ederız ANNESÎ, BABASI VE KARDEŞLERİ KÜRT EZGİLERİ N EV R 0 Z Enstriimantal PhOOUKTOR HASAN SAJTIK YONETMEN HASRET GLLTEKIN IVM PUI( VE KASETC1LEII0E NCPI M2)> TlfM PUANtUM MC 1 ftH M I2f4 INUnUH-ISIAItflH. ra si: M « su n ı; FU* SU cı H HİMARUK DEKORASYON E OÛMİB. ttMATU* DBOU PROFİL PROF. UTMdT İZGİ TÜM •fİMARUK VE tÇMİMAMJK ÇAUŞMALARI İŞ MERKEZLERİ APARTMANLAR VİLLALAR TEKEVLER İKİZEVLE VESIRVESIRAEVLER ÇAÖDAŞ DÜNYA MİMARUÖI RICHARD ROOERS LLOYD'S CEMTER NORMAN FOSTER SHANOHA1 BANK DOSYA ÇAĞDAŞ TURK MIMARUĞI "^AZfeKlfT AHOUn'-NEŞCT UKMJir muram »I«M taıtjlMiı Wt HW ı lııı tnım tnz nuç« odvz-fûutü buu. NUKM BİIfrMIZKUflT 0tiM OOUIT «AHlHU*4umr û ü u n a MAHMUTTUNA 9CVKİ «UMJ ı m « M 3#m
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear