25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 AĞUSTOS 1990 CJJMHURÎYET/19 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Metooroh»! Genel Müdünu- {jü'nden aknan bılgıye göre yur- dun taıaybatı kesımlen parpalı bulutkı ûtelo yerler az bulutlu ve açık geçecek HAW\ SICAKLIĞI Oefrşmeyecek RÛZGÂR Kuzey ve batı yönierden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek Denızlen- mtzde rüznâr Karadenız ve Mar- maratia yridız ve poyrazdan kuzey Ege'öe yıHız ve kârayel güney EoVöe gûnbatsı ve karayel, Ak- dmztte günbatea ve lodostan 2-4 yer yer 5 kuvvetınde saatte 4-16 yer yef 21 dernz rmlı hızfa esecek. A 35° 21° OyartHlor A 30° 18° Edıme A 37° 23° Eranc» A 30° 11° Erajrum A 31° 11° EsJoşetnr A 31° 17° Gazantep A 32°26°&resun A 36° 22° Gumusnane A Oenız hafif çaJkarrtlı olacak Van Gfllü'nde hava Az bu- lutlu ve açık geçecek rûzgar kuzey ve bat yönterden hafif arasıra orta kuvvette esecek göfüş uzaklığı 10 km dola- yında buhınacak y Baktesr Meak BmgOI Brtfc Botu Buraa ÇanaMaie Çonjm Danczf A 22°16°Hrtttn A 39°23°lspaf1a A 32° W° Istanbul A 31°15°lzmr A : 38°22°Manısa 35°2f KMaraş 28° W Itorem 26» 8°Muflla 30°U°Uuş 38°24°N4de 29°21°0rtu 2S°I3°R» 32° 18° Sarnsun 32°«°S«rt 30°22°Sinop 3G°23°SMS A A A A A A 28° 13° Kastsnonu A 28° 11° tttaon A 30° 11° Kaysen A 28° 10° Incai A33°17°Kırtd»l A35°20°Uşak A 32°21°Kon»a A 29° 15° Van A 28° 10° Kutafya A 32° 16° ttızgat A 3S°2i°Mab(ya A 34° 19° Zonguldak A 38° 24° A 35°21° A 31° 24° A 38° 20° A 30° W° A 28° 14° A 29°21° A 29° 21° A 27° 20° A 33° 22° A 27° 20° A 27° 11° A 30°20° A 29° 21° A 32° 18° A 32° 17° A 28° 13° A 26° 11° A 26° 19° ~Çy aç* « ^ twto«u ^yajmurtı ^ ss* ft*** A-açık B Dukıikı 6-gune^ K-Wı S-sıst VyaCmurtu «Belgrad nkı J 1 enıngrad ' **. Moskova J / _) j&' AnKdfB ^ •*iA/rf Tsbnz İr } ^» / •Sam \* * Kahıre»-Ç£" OUNYA'OA BUGUN Am5twd3n A/nnun Ataa BafrM Baıertonj Basel Bamnd Bertn Bom Briftsal Budapefk Cmem CkUe Duba Ffankkırt a™mstta KaNra Kop«ntag KMi A 20° A 34° A 38° A 42° A 28» Y 28° A 29° Y 19° A 21° A 21° Y 28° A 28° A 34° A 44° A 43° A *i|° A 35° A 23° A 35° Y 19° A 21° A 37° Ltnmgrad Londra Madnd MUno Montretf MosteM Murah Nw Vbrk Oso Pans Ftyad Roma Sofya Şam W Awv Imus Vfenedık Vıyana A 19° A 22° Y 35° A 28° A 32° Y 22° Y 19° A 29° Y 18° A 26° Y 20» A 44° A 30° A 30° A 37° A 34° A 35° Y 19° A 28° Y 19° WMmg«ınA 30° Zurih Y 26° BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 5 1/ Enk, kayısı gıbı ağaçlardan sızan bır ceşıt zamk 2/ Fırın- da ekmek, börek, çö- rek çevırmeye yarayan bır tür kürek Rad- yumun sımgesı. 3/ Aptal, sersem 4/ Bır renk Olay 5/ Hay- laz, sersen 6/ Dıvan şunnde sevgılının kır- pığı ıçın kullanılan mazmun Denızayısı da denılen bır fok tü- nl 7/ En kısa zaman süresı Verme, öde- me. Peygamberlen Hnd'u dınlemedık len ıçın Tann tarafından yok edılen ka- vım. 8/ tşaret olarak yere dıkılen çu- buk Gözlen görmeyen 9/ Dınsel ınançları olmayan Kuşak YUKARIDAN AŞAĞIYA; 1/ Saçlan ağajmaya başlamış orta >l aşlı erkek 2/ Müakte sus ışaretıne venlen bir başka ad Evren 3/ Hanç. Bre- alya'run plaka ışaretı Bır nota. 4/ Bır şeyı yapıp yapmamaya karar verme gu- cü tlkel benbk 5/ Hayvanı avcılığa aiıştırma tşı Büyuk pulluk 6/ Sarma teknıgıyle yapılan bır tür ışleme. 7/ AntaJya'run bır pla- jı Bır spor takımının gözde oyuncusu 8/ Uzak Lıflen doku- macılıkta kullanılan değerh bır bıtkı 9/ Hındıstan'da Sıhlenn söz- cülüğünu yapan sıyasal partı 60 YIL ONCE Cumhuriyet Hudutlarda sükûn 21 AĞUSTOS 1930 Son gelen malûmat Ağrı'da kıtaatımızın tevakkuf halınde oldugu, yukanlarda devam eden kar ve soğuk dolayısıle eşkıyanın günden güne asağıya ınmeğe mecbur kaldığı merkezındedır Son çarpışmada ölüp te şahsıyetlennın meydana çtkmaması ıçın arkadaşlan tarafından başlan kesılen şakıler arasında sergerde Ömenn de rnevcut olduğu anlaşılıyor Ötekılerın kım olduğu malûm değıldır Cenuptan gıren 40 kışılık çetenın şıddetle takıp edılmekte olduğu ve Urfa'da hududun emnıyet altına alındığı bıldırılmektedır Türk tarihi Reisıcumhur Hazretlennın Türk tanhının raenşeıne daır hazırlamakta olduklan kıymettar eser bır haftaya kadar ıkmal edılecektır Kurunu ulâ medenıyetının Türk medenıyetı olduğunu ısbat eden bu tarıhî eser, 700-800 sahıfe kadar tutacaktır Mekteplenmızde tanh tednsatmda esas olacak olan ve en meşhur Avrupa âlımlennın kabul ettıklerı hakayıkı tarıhıyeye müsterut bulunan bu kıymettar eser, son defa gözden geçınldıkten sonra yakında tabedılecektır Yunan emlâki Muhtelıt Mubadele Türk Heyetı Murahhasası Rıyasetınden teblığ olunmuştur Bazı gazetelerde eN^elce ıcarelenne vazıyet edılmış olan Yunan emlâkının bır kaç güne kadar eshabına ladesı takarrür etmışse de bu hususta Gaynmübadıller Cemıyetıne henıiz bır ış'ar vakı olmadığı ve kıralarm cemıyetçe tahsılıne devam edılmekte olduğu tarzında esassız haberler görulmüştür 10 hazıran tanhlı muvakelenın 9 uncu maddesı mucıbınce nıhayet 2 ay zarfında eshabına ıadesı lâzım gelen ışbu eralâk üzenne mevzu haczın kaldırılmış olduğu Heyetı murahhasanın 14 ağustos tarıhlı teblığnamesıle gazetelerle ılan edılerek Muhtelıt Komısyon rıyasetıle Gaynmübadıller cemıyetıne de malûmat venlmıştır Mukavelename ahkâmına tevfikan Yunan tabuyetınde bulunan emlâk sahıplerının tanhı mezkûrdan ıtıbaren bılâkaydu şart mülklerıne tasarruf edeceklerı tavzıhan teblığ olunur 30 YIL ONCE Cumhuriyet Ayarlama bitti 21 AĞUSTOS 1960 — Orduda kemıyet bakımından yapılan ayarlama hareketımn hazırlığı bıtmıştır Ifade olunduğuna göre, bugune kadar ıstıfa dılekçesı verenler arasından, kadro ve mahrut sıstemı tanzım edıldıkten sonra, açıkta kalanlara yarın akşam bırer mektup gönderılerek dılekçelerının kabul edıldığı bıldırılecek, ayrıca ıkramıyelennı alacaklan bankalar, ıkramıye mıktarları göstenlecek ve emeklıye aynlanlann sıvıl hayatta çalışmak ıstedıklerı konular sorulacaktır Formüle edılen bu soru kâğıtlarında emeklı subaydan Mıllı Eğıtım veya tktısadı Devlet Teşekküllerı veyahud ıdarı bır vazıfede çalışıp çalışmayacakları, tercıh ettiklen meslek mevzularının bıldınlmesı ıstenecektır Bu düeklenn karşılanmasına çalışılırken, Mıllı Eğıtımm, tktısadı Devlet Teşekküllennın veya dığer ışlerde vazıfelı olanların haklarına taarruz edılmıyecektır Mıllı Bırlık Komıtesının prensıp olarak bır genel çalışma seferberlığıne başladığı, butün yapılan ışlerın ve alınan kararların bununla ılgılı olduğu bıldırılmektedır Dılekçe veren albay, yarbay ve bınbaşılardan hepsımn dılekçelerının karşılanmasına ımkân bulunamamıştır Ordunun kadro ve mahrut durumunun ıcap ettırdığı ayarlama yapümış, kuçük rutbelı subavlann sayısı ve kadrolarda ışgal ettiklen yerler ıle bunlann terfılerının mahruta yapacağı tesır hesaplanmış ve netıce alındıktan sonra ordudan ayrılacak mıktar tesbıt olunmuştur GEÇEN YIL BUGUN Cumhur.yet Sınır kapatılıyor 21 AĞUSTOS 1989 Bulganstan'dan zorunlu göç yoluyla Turkıye"ye göndenlen soydaşlarımızın sayısı 303 bını aşarken Bakanlar Kurulu, 22 ağustos salı günü (yann) saat 02 00'den ıtıbaren, Bulgarıstan smırııu zorunlu göçe kapatma kararı aldı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Alı Bozer, kapatma kararının Bulgarıstan'ın kapsamlı bır goç anlasması ımzalayana kadar geçerh olduğunu beürterek anlaşma yapıldığı takdırde butun Turklerı altnaya hazır olduklarmı söyledı TARTISMA Dönüşü Olmayan Tur Gezi programında Rize Emniyet Mudurluğu ve Cumhuriyet Savcılığı'nın olduğunu rüyamızda görsek inanmazdık herhalde. Dokuz gunlük bayram tatılımızı değerlen- dırmek ıstedık Amacımız gönnedığımız Ka- radenız'ı görmektı Bu gezıyı bır "Tur'Ma yap- makta karar kıldık, çunku en azından bıze rehber olacaktı Bır tunzm şırketının gazete- de yayınladığı ısrarlı ılanlar aracılığıyla ve de bayramda "Karadcıuz gezısi" duzenleyen fir- ma olması dolayısıyla ırtıbat kurduk Başlan- gıçta oldukça yardıma oldular, bız de bu dos- tane ılgıye guvenerek karanmızı verdık Bu tatılın olumlu geçeceğıne ınancımız o kadar buyüktu kı, ne hareket noktasındakı otobüsün esküığı, ne de ılk baştakı yer kav- gaları bıze etkı edecektı Ancak ılanda ve bı- ze venlen broşurde gösterılen yolu takıp et- mıyorduk (Bu ılanda gösterılen yol Sınop, Bartın, Safranbolu, Kastamonu, Samsun, Hopa, Rıze, Trabzon, Çorum, îstanbul ıdı Bız ıse Gerede, Amasya, Samsun, Rıze yolu- nu ızledık ) Ustelık rehber, rehber olma özel- lığının tamamen dışında Karadenız'ı ılk defa gören bınydı Tanhı, tunstık yerler hakkın- da bılgısı olmadığı gıbı nasıl gıdıleceğını de bılmıyordu Ancak, butün bu sorumsuzluk- ların sahıbımn elbette tunzm şırketı olduğu ve Karadenız'ı bılen bır rehberı yoksa bu ge zıyı duzenlememesı gerektığı konuları tartı- şılmaya bıle değmez Ancak terslıkler bu kadar değıldı ve ışın kö- tüsü daha yenı başlıyordu Tunzm şırketı 4 gün Riıe'de konaklanılan otehn parasını yol- lamıyor ve telefonla aramalara ne şırketın kendı ne de şubelerı cevap verıyordu Sonuç- ta otehn konaklama ucretını bızler vermek zo- runda kaldık Yanı tunzm şırketı herc kendı sorumluluğunu yerıne getırmıyor, hem de müştenlerıne sariıp çıkmayarak Rize'de bız len kendı kaderımızle başbaşa bırakıyordu lşın cıddıyetını gören grup önce Cumhuriyet Savcılıgı'na, buradan Emniyet Mudurlugu'- ne gıderek durumu resmı makamlara ılettı Gezı programında Rıze Emmyet Müdürlüğü ve Cumhunyet Savcıhğı'nın olduğunu ruya- rnızda görsek inanmazdık herhalde Tabıı bu arada rehber de ortadan kayboluyordu Grup Seçenek ve ' Sıcaksu kaynak çalışmaları ulkemizde, MTA tarafından 1962 yılında başlatılmıştır. 28 yıldır bu kaynaklar değerlendirilmiş olsaydı, bugun termik santrallar sıkıntısı başımızda olmazdı. Sa\ın Osman Gostenşlioğlu'nun 14 8 1990 tarıhlı Cumhunyet'tekı "Alternatif Olabılır mi?" bashklı jazısında behrtılen konulara ka tılıyorum Yalnız, enerjının "yenıden UFetilebüır" kavnaklardan sağlanabıleceğı ko- nusunda, S«yın Noyan Ozkan'ın verdığı bıl gılenn ütopya değıl, uygulanabılır olduğunu belırtmek ıstıyorum Ulkemizde ruzgâr enerjısınden önce sıcak- su, bıyogaz, akarsular, enerjı üretılmeye uy gun yenılenebılır enerjı kaynaklarıdır Denız- lerdekı akıntılar, dalgalar ve güneş enerjısını saymıyorum Şu anda bızım teknolojımız ye- terlı olmayabılır Jeolojı Yuksck Mubendısi Dr. Tuncer Es- deger, ağustos 1990 tarıhlı yazısında, "Ulke- mız jeolojik ve coğrafık konumu nedeniyle çok zengin jeotermaJ enerji kaynaklanna sa- hiptir. Jeotermal enerjı uzun omurlu olup maliyetı diger konvansnonel enerjı kaynaklanna gore çok daha ucuzdur Bu enerjının çok >onlu kul- lanılması durumunda, fosıl enerjı kavnakla- nndan buyuk olçnde tasarnıf sağlanacakür" demektedır rehbersız olarak tstanbul'a dönüş kararı al- dı Rıze'den tstanbul'a kadar kalınan otelle- nn, sabah ve akşam yemeklerının parasını herkes kendı cebmden vermek zorunda kala- rak elbette Bütün bu sorumsuzluklar karşısında tunzm şırketı lstanbul'da muştenlenne bellı bır mık- tar para vererek (kı bu butun çekılenlerın %10'unu bıle karşılaşamaz) müştenlenm ba şından atma pohtıkası ızlıyor ve bütün olay ları tahmın edıleceğı gıbı rehbere yükluyor- du Herhalde duşüncesı, belkı parasının yet- tığı yere kadar bu ınsanlan götunnektı Olay- lan açıklamaya teklıf ettıklen para yetmez ve bır tunzm şırketı ıstese de bu kadar berbat bır gezı yapamazdı herhalde Çünku gazete ılan- lanmn büyüklüğu, bastırdıklan broşürlenn kalıtesı ve Scyahat Acentelen Birtiğı'ne üye olmasına bakılarak bır tunzm şırketının cıd- dıyet sahıbı olmasını düşunmek çok yamltıcı oluyordu Bır başka yamltıcı nokta da bu olaylar karşısında nasılsa bıze sahıp çıkacak bu- yerlenn varhğına karşı uıancımız oldu Oy sa Kultür Bakanlığı ve Seyahat Acentelen Bır- hğı 'şikâyet dilekçesi verin' demekle yeundı Olayın herkese ve tunzm şırketlenne örnek olmasım dıleyerek bu fırmanın cezasız kalma- masını ıstıyoruz SUNA TANDOĞAN-ELtF BARINDIRIR- ESİN YILDIRIM Ankara Ulkemizde, sıcaktığı yer yer 100°Cye ula- şan 600'un üzennde sıcaksu kaynağı bulun- duğu, aynı kıtapcıkta behrtılmektedır (s 7) Sı- caksu kaynak çalışmaian ulkemizde, MTA ta- rafından 1962 yılında başlatılmıştır 28 yıldır bu kaynaklar değerlendınlmış olsaydı, bugun termik santrallar sıkıntısı başımızda olmazdı Sayın Göstenşlıoğlu'nun belırttığı gıbı "... bır- çok şey halkıo saglıgı pabasına ve iradesıne ragmen..." yapılmaktadır. Bız Yeşiller Partisi olarak bu konularda m- sanların daha çok bıhnçlenmesı, haklanna sa hıp çıkması çabasındayız Ancak o zaman guçlü olarak "DUR" denılebılecektır ŞUKRAN YURDAGÜL Yeşiller Partisi / ANKARA *Hedef Saptınnası9 \ akıştırması Bilindiği uzere Anayasa Mahkemesi, anayasa maddelerini değiştirmeye veya ıptale yetkili değildir. Bu bakımdan Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını iyi okumak gereİcecektir. ğüdır Bu bakımdan Anayasa Mahkemesı'nın gerekçelı kararını ıyı okumak gerekecektır 2- Ba> Aybay gene kendı yakıştırrhası ıle, benım, bır üruversıtenın duzeymın "mutfağıy- la, kıtaplığıyla, ya da temızlığıyle " bebrlene- bıleceğı şeklınde ıkıncı vanılgıya duştugumden sözetmıştır Aslında, bu ümversıtenın duzeyım belırle- yen en önemlı ögelerden bınsı ve başlıcası Id- taplığıdır. Bay Aybay bana bır onende bulunarak, "yo- lu duşurse tstanbul L nıversıtesı'nin sosyal bı- lımer fakultelenıun kılaplıklanna uğrayıp, bir goz atsın, kartotekslennı ıncelesın... sozunu erdğım eğıtım duzev ötçutu hakkında ciddi bir fikir sahıbı olabılır" dıyor Hıç merak etmesın, ben sözünu ettığı unı- versıtenın Hnkok Fakultesi mezunuyum Ge- rek ders ve gerekse semıner çalışmalarım do- layısıyla o kıtaplığı ve kıtaplann bır kısmını epeyce zıyaret edıp, ınceledım ve onlardan çok yararlanıp, gayriciddi denemeyecek oranda fı- kır sahıbı olabıldım 3- tstanbul Ünıversıtesı (Darulfunun'u) da hıl, yurdumuzda kurulmuş olan butun unıver- sıteler bu unvanla öğretıme başlamışlardır tstanbul Darulfununu dahı evrım ıle değıl ve fakat 1936 Unıversıte Devnmı ıle bugünku anlamına kavuşabılmıştır Bay Aybay'ın "kapısında universite yazan her yen unıversıte saymak" yakıştırması gıbı sözlen, ben sınırhlığm ve bay Aybay'ın en azın- dan acele olarak kaleme rasılmasının sonuç- lan şeklınde ancak değerlendırebılıyorum Bay Aybay, yenı açılan ve Anadolu Ümver- sıtelerı dıye anılan ünıversıtelen de kapsar nı- telıkte, genel bır tartışma konusunu benımse- yerek, sadece Bükent Umversıtesı'nı kuçüm- sevıcı sözmkler kullanmasaydı, ben esasen bu tartışmayı gereklı görmezdım Bilkenl L niversitesi'nın latapbğındakı kıtap- lann kaç tanesının o kurumca uretılmış olması konusuna gelınce, bay Aybay kendısını yetkı- Aydın Ayb», 19 Temmuz 1980 tanhlı yazı- sında Sayın Doğramacı'nın enjekte ettığı yan- lışlann etkısıyle benım "yanlış şejler..." yaz- dığımı ılerı surmuş "Cumhuriyet" okurlan- nın hoşgörüşune sunarak belırtmek ıstenm kı, bay Aybay'ın bu satırlarını doğrusu çok ya- dırgadım 1- Bay Aybay, "ılk yanılgımın" vakıflann unıversıte kurabıleceklennı sanmam olduğu na ışaret edıyor Ehh, yarulmamak bazılannın tekelınde olunca, enjeksıyonun etkısınde kalan bıze y'a- nılmak duşüyor Acaba gerçek oyle mı 9 Anayasa, IV- İDARE. başlıklı bolumunun, "E- Yuksekogretım Kurumlan ve L'st Kuru- luşlan", "1- VuksekogreUm Kurumlan" baş- lığı altında 130 maddesının 8 fıkrasında aynen, "V uksekoğretim kunımlannın knnıluş ve organlan ıle ışlejışleri ve bunlann seçımlen, görev, \etki ve sorumluluklan, unıversıteler uzennde devletin gozetım ve denetım hakkı- nı kullanma osuUeri, ogretım elemanlannın gorevleri..." belırlenırken genel tan' "yukse- kogrenim kunımlan" olduğu gıbı, 9 fıkrada, "vakıflar tarafından kurulan yuksekoğretinı kurumlan, mab ve ıdan konu- lar dışındakı akademık çalışmaian, ogretım elemanlannın sağlanması ve guvenlık vonle- nnden, devlet eliyle kurulan yuksekoğrenım kunımlan icin anayasada belırtilen bukumlere tâbidır" denılmektedır kı, anayasanın bu hu- kumlenmn, yukseköğretım kurumlan deyımı- nı genış anlamda kullanarak unıversıteyı de kapsar nıtelık ve unıversıte ıle eş anlam tanı- dığı kolaylıkla anlaşılabılmektedır Bay Aybay'ın tek taraflı yargısının aksıne, bu açık durum karşısında bır yanılgı sözko- nusu olamaz Ancak ve belkı bır yorum yapı- labılır Anavasa Mahkemesi kararına gelınce. Bı- lındığı uzere Anayasa Mahkemesi, anayasa maddelennı değiştirmeye veya ıptale yetkıh de- lı görmemekle beraber, lütfedıp ızın versın ve yeterlı zaman tanısın da, bu konuda gelece ğın ne göstereceğını bırlıkte ızleyelım 1986 yılında kurulduğunu öğrendığımız bır yüksek öğrenım kurumu kıtaplığından bu tur bır görüntu beklemek ıçın henüz epeyce erken olduğunu kabul etmek herhalde ınsaflılık ve ısabet olur 4- Bu kısımda bay Aybay sayın Doğrama- cı'nın Bılkent Umversıtesı ıçın aıle gehrlenn den veya servetınden harcadığı belırlenen 90 mılyar lırayı aşkm parayı nereden ve nasıl bul duğunu kendıne özge üslubu ıle belırlemeğe çalışarak, "bay Kubanç'ın harcanan bu dok- san milyar liraıun (yaklaşık 4 mılyoıı ABD Do- lan eder) kavnağını da kesin kaydı de ogre- nip bıze de açıklamasını dılerdık" gıbı, hıç de hakkı olmadığı bır görevı bana yuklemeye ça- lışarak, sayın Doğramacı'nın bukadar büyük bır servetı mevcut unıversıtelerden bırıne tah sıs etmesının daha ısabetlı olacağı sonucuna vanyor Bay Avbay'ın bana bu tür bır görev öner- mesını son derece yakışıksız bulduğumu ön- celıkle belırtmek ıstenm Ben Sayın Doğramacı'nın ne yetkıh avuka- tı veya vekılı, ne yetkıh saymanı, ne guvenlık görevlısı veya koruması, ne de sırdaşıyım Bır yakınımın, ümversıtelerarası seçme ve yerleştırme sınavlarında üst duzeyde notlar abp, bu ümversıtenın muhendısbk bolümlenn- den bırısınde burslu öğrenım görmeyı yeğle- mesı dolayısıyladır kı, Sayın Doğramacı ıle 1989 yılı Eylul ayında, dığer altı velı ıle bır- lıkte tanışıp-görusmüş, bu arada Bılkent Ünı- versıtesı'ne devletm ne kadar parasal katkısı olduğunu sorduğumda, kesın kaydı ıle sözko- nusu mıktar harcamanın sadece aılemn ser- vetı ve gelırlennden karşılandığım öğrenmış ıdım Başkanlannın ve bu arada Sayın Doğrama- cı'nın servetı ve gelırı hakkında merak sahıbı olmadığım cıhetle, bu konudakı merakını bay Aybay'ın kendısının gıdermesmı önermekle ye- tıneceğım NECDET KUBANÇ Şarkoy-TEKİRDAĞ Insan Manzaralan Gunumuzde Amerika'nın birçok eyaletinde sık olarak yapılan açıkhava konserlerınde bile bira dahil alkollü içki yasaktır. Sadece alkolsuz içeceklere izin verilmektedir. Son haftalarda basında yurtdışma kaçınl- mış olan önemlı eserlerden bahsedılmekte ve Kultur Bakanlığı'nın bu eşsız eserlerı gen ala- bümek ıçın faahyete geçtığı bıldırılmektedır Ancak burada önemle vurgulanması gereken bır nokta daha vardır Bu da paha bıçılmez değerdekı eserlerımızın korunmasının halkı- mıza öğretılmesıdır Bılındığı gıbı Turkıye'de son yıllarda buyu- leyıcı guzellıktekı antık tıyatrolarımız goste mış olduğu bılmçsızhk orneğı yurekler acısı ıdı Zaman ılerledıkçedaha da acıholaylar ya- şadık Bır sure sonra pıknık çantalanmn açıl- masına, bıralann ve hatta votkalı kolalann ıçılmesıne tanık olduk Gunumuzde Amenka'nın birçok eyaletın de sık olarak yapılan açıkhava konserlerınde bıle bıra dahıl alkollu ıçkı vasaktır Sadece al- kolsuz içeceklere ızın venlmektedır Çunkü al- kol şışedekı gıbı durmamaktadır Kaldı kı böy- rılere açılmış bulunmaktadır Bunlardan tz- mır'ın Selçuk ılçesındekı Efes ve AnUlya'da- kı Aspendos son derece görkemlı. büyük ız- leyıcı kapasıtesıne sahıp olan hepımızın hav- ranlıkla seyrettığı antık tıyatrolarımızdandır Jşte bu eşsız mekânlardan bırı olan Efes An- tik Tiyalro'da ılk kez 1987 yılında 1. Ulusla- rarası Izmir Fesüvali'nın açılış konserım ızle- me olanağmı bulmuştuk Seyrettığım ıkı gösterıden sonra, antık alan- larımızın gelışı guzel olarak gösterılere açıl mamasımn gereklıhğıne ınanmaktayım Çun kü böyle devam edecek olursa henuz yurtdı- şına kaçınlmamış olan bu eserlenmızı korka- rım kı kendı ellenmızle katletmış olacağız. Sö- zunu etmış olduğura son ıkı gösterıdekı kala balık ızleyıcı grubunun pek çoğunun sergıle- le antık mekânlarda alkollü kışıler ortamın bu- yuleyıcıhğını bozmakta, alkolün verdığı cesa- retle sevıyesızleşmektedırler Daha da önem- lısı bu guzelım alanlar bır çöp yuvası halıne dönüşmekte ve bu eşsız guzellıktekı mekân- lar ıçecek tenekelen ıle tahrıp edılmektedır Kultur Bakanlıgı'nın ve Anıtlar Vuksek Ku- rulu'nun bu konuya ıvedılıkle yaklaşmasını Aydın'ın Karacasu ılçesındekı Afrodisias An- tik Kenti'nde olduğu gıbı değerh arkeolog Sa- yan Prof.Dr.Kenan Erim'ın uygulamasının ör- nek ahnmasını umıt edıyorum Bu antık tıyat- rolann yılda en fazla bırkaç kez, çok özel gös- tenler dışında açılmamasını ve tahnbı önle- me bakımından kesınlıkle su dışında kolalı ıçe- cekler dahıl dığer içeceklere ıan venlmeme- sını ülkesını gerçekten seven bır yurttaş olarak yurekten dılıyorum Tanhı eserler yaratıhnış olan kültür ve uy- garlık belgelendır Bu eserler bır zamanlar ta- rıh sahnelennde yer almış olan ulusların uy garlıklannı yansıtan mıman yapıtlardır Ulus- lan, savaşlarda kazanmış olduklan zaferler de ğıl kultur ve sanat alanındakı başanlan yü- celtmektedır Bız zengin kultür varlıklanna sa- hıp olan ender ulkelerden bınyız Önemlı olan bu bılınce sahıp olmamız ve bu kultur varlık- lanmızı koruyabılmemızdır Bunlann değenm bılmeyen toplumlarda bu guzel eserler yok olup gıtmeye mahkûmdurlar Böyle gıdecek olursa kısa bır süre sonra ne Selçuk'takı Efes Antık Tiyatro ne Aspendos ve ne de dığerlerı kalır Prof. Dr. GULDEN UĞLR Ege L Tıp Fakultesi Anestezı Anabilim Dalı ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKQ Çanakkale Savcısı'yla ir Görüşme... Çanakkale E Tipı Cezaevı'nde göruştüğümüz sıyasal hüköm- lülerln sorunlarını, ınsan hakları yönetıcılen Nevzat Helvacı, Mu- zaffer llhan Erdost, IHD Çanakkale Geçıct Başkanı Alaattın Çakır, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcı Vekılı Umıt Erışık'la görüştü- ler O görüşmeyı arkadaşlarımızdan dınledım Asıl sıyasal hü- kümlulerın ısteklerını anlatıp bıtırdıkten sonra başsavcı ıle goruşmeye de geleceğım Geçen yazıda yazdığım adlardan bınydı bayan hükûmlü Sı- yasal bayan suçlularla, 'sosyal suçlu" dedıklerı adı suçlularla bır arada, bır koğuşta kalmalarımn çeşıtlı sorunlar yarattıgını an- latıyordu Meraklanıyordum — Ne gıbı sorunlar yaratıyor örneğın' Sosyal suçluiardan kımı cınayetten, kımı zınadan, kımı hırsız- lıktan gelıp düşmüştü cezaevıne Oğrenımlerı yoktu Hıçbır eğı- tımden gecmemış olanları vardı Gecenın bır yarısı, kafası bozulan bırı — Dört beygınm var, dördü de kara, dıye türku soyleyerek elın- de dumbelekle göbek atmaya başlıyordu O zaman, bızım aydın sıyasal suçlular, ıster ıstemez somurtu- yorlar, yapacak bır şey de bulamıyorlardı Koylü kadınlardı, oku- muşlara saygılıydılar Dılekçelerını neyı sıyasal suçlular yazıyorlardı Ama gekjelelım, bır yerde de dayanılmaz oluyor- lardı Bırbırlerıyle şakalaşırlarken ışı elle şakalaşmaya dek go- türüyorlar, açık saçık konuşmaya, takılmaya başlıyorlardı Bın öbürüne — özledın mı gııı, dıye başlayan konuşmalar olağanlaşıyor- du Cezaevı yönetımı, sosyal hukumlu kadınların eğıtımı ıçın hıç- bır şey yapmıyordu Onların eğıtımını hukümlulere bırakmak, usu- ma gelıyordu Örneğın erkek adı suçlular, sıyasal suçlulann arasma alınmıyorlardı Yönetım, onların da gıderek bılınçlenıp sıyasal görüşe erışeceğını mı sanıyordu ne' Kadınlar olayında öyie duşünülmuyor, "Kadındır" deyıp bır araya konuyorlardı Ara- dakı sorunlar daha çoktu, belkı bana anlatmaya da çekınıyor- lardı Sosyal suçlular, yanı "kader kurbanı" kadınlar tuvalet ışlerınde de aydınlar gıbı görgulu, eğıtımlı değıllerdı Helaya gır- dıklerınde, helanın delığını tam tutturamıyorlardı' O zaman da ortaya temızlık sorunu çıkıyordu Koğuşta hırsızlıklar oluyor, bu ayrı bır sorun yaratıyordu Sıyasal hukûmlu bayanlarla sosyal hü- kümlü bayanlann bu nedenlerden ayrı koğuşlara konmaları ıs- tenıyordu Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Ümıt Enşık, bu konuda çalışmalar yaptıklarını söyledı Şımdı yemekhane ayrıl- mıştı, oysa eskıden bırdı Savcı, "Şartları zorlayarak çözüm bul- maya çalışacağız' dedı Hükümlüler ıse ıkı kapı açarak sorunun kolay çözümleneceğını soylüyorlardı Cezaevı temsılcılerı, bır de dısıplın cezalarından yakınıyorlar- dı Infaz süresınce, bır hükümlu dört hücre cezası aldığında, "ın- faz"ı yanıyor, koşullu salrvermeden yarartanamıyordu Tek tıp gıysı gıymemek, havalandırmaya çıkmak ıstememek, mudüre karşı gelmek gıbı suçlar, 'anayasayı ıhlal" suçundan daha ağır so- nuçlar doğuruyordu Bır hükümlü — Tek tıp gıysı gıymedıklen ıçın ınfazı yakılmış 80 arkadaşı- mız var, dedı Boyle ınfazları yakılmış olanları enınde sonunda Eskışehır Ce- zaevı'ne mı gondermeyı duşunuyordu yönetım' Hükümlüler, hûc- re cezasından ne korkmuyorlardı Yenı bır "statü", yenı bır "durum' yaratılmak ıstenıyordu Hukümlülenn kazandıkları hakjar ellerınden alınıyordu, buna karşıydılar Eskışehır Cezaevı hazır- lıklanyla, yönetıcıler ölum cezası olesıye hapıs cezası almış olan- ları dırı dırı gomüte gömmeyı mı duşünuyorlardı ne' Doğrusu bunu usuma bıle getırmek ıstemıyorum Hükümlüler oraya ta- şındıktan sonra eylemlere geçmek, protesto etmek, ışı yokuşa surmek olacaktır Şımdıden bu hazıriıkların önüne geçılmelıdır Hükümlülerın ıçten kanıları da bu yolda Sıyasal hükümlüler, kadını, erkeğı dış guvenlık sorunlarından yakınırken, dış güvenlığın "yaşamsal duzevdekı haklanna dek karışmasım" eleştırıyorlardı Örneğın cumhunyet savcısının ızın verdığı görüşmecıler gerekçm gosterılmeden cezaevıne sokul- muyorlardı Gelen aıleler uzennde "psıkolojık" baskı uygulanı- yor, görüşmecılerın el cüzdanlan, kemeherı, kaiemlen, ağızlıklan (delıcı, durtucü olmamasına karşın) alınıyordu Bıze anlatıldığı- na göre böyle bır uygulama yalnız Çanakkale E Tıpı Kapalı Ce- zaevı'nde vardı Hükümlülerın bır ısteklerı daha vardı 19 hazıran "Babalar Günü" açık görüş yapılacakken yapılamamıştı Önümüzde 30 Ağustos Bayramı vardı 19 hazıranda yanan kazanılmış hakları- nı 30 Ağustos ta kullanamazlar mıydı' (Başsavcının bu konuya dıkkatını çekmek ıstıyorum') Çanakkale Başsavcısı Ertem Türker, adlı tatıl nedeniyle Ça- nakkale dışındaydı Ertem Türker'ın yenne, Ümıt Erışık bakıyor- du Nevzat Helvacı, Muzaffer llhan Erdost, cezaevı hükümlülerının sorunlarını Umıt Erışık'a anlattılar Sorunlan Nev- zat Helvacı anlattı, söze zaman zaman Erdost da gırdı Ümıt Erı- şık anlatılanları bır bır not ettı Cezaevı dış yönetımının, cezaevının ve başsavcılığın ışlenne karışması nıtelığındekı dav- ranışları anlatılınca Umıt Erışık "Dış guvenlık komutanı değıştı Bır yüzbaşı atandı, ışlerım dolayısıyla yüzbaşıyla göruşemedım Ben yuzbaşıyla görüşür bu sorunlan çözenm" yanıtını verdı IHD yönetıcılen, jandarma nızamnamesınde yazılı bıçımde dış gü- venlığı sağlamakla ılgılı hususlann uygulanmasını, cezaevı yö- netımı ıle başsavcılığın aldığı kararlara jandarmanın karışmasının durdurulmasını onlenmesını ıstedıler Savcı Ümıt Erışık, IHD yönetıcılenne, "Buradakı hükümlü ve tutukluların bır başka cezaevıne gıdeceğını sanmıyorum" dedı "Bız yakından ılgılenıyoruz" dıye ekledı Nevzat Helvacı, savcı- ya ' llgılerınızden dolayı hükümlü arkadaşlar sıze teşekkür edt- yorlar, bır de sızınle görüşmek ıstıyorlar' dedı Savcı Umıt Enşık, kendısının de gıdıp hukümlülerle görüşeceğını, sorunlarını bır de kendılerınden dınleyeceğını bıldırdı Ümıt Erışık, Muzaffer ll- han Erdost'a — Sızın bır 'Şemdınlı' röportajınız vardı Ben onu yazdığınız sırada Uludere'deydım Sonra Şemdınh'ye geldım Orada bır ay kadar görev yaptım Şemdınlı röportajı "Yön"de yayımlanmaya başladı o sıra Röportajınız ıçın bır dava açıldığını duymuştum Ne oldu o dava, dıye sordu Savcı ıle görüşme, böyle sıcak bır havada yapıldı IHD yönetı- cılen ayrılırken şoyle dedıler — Eskışehır-Aydın olaylan dolayısıyla bız IHD Ankara Şubesı olarak bır kıtap yayımladık Kıtaba koyduğumuz ad "Cezaevın- de Insan Olmak" Bızım buradakı amacımız, cezaevındekı ın- sana ınsan olarak bakmak, tutuklu ve hükümlü olarak bakmak, bır sıyasal hasım olarak bakmamak Bız bu amacı taşıyoruz Nedense koğuşları gezmemıze ızın venlmedı, ama Çanakka- le Cezaevı'nde ılgınç şeylerle de karşılaşmıştık Cezaevı Müdü- ru Behzat Demır bır ara şöyle dedı — Sayın Ekmekçı'ye de bır sürprız yaptık, yeğenını getırdık! Az sonra Muharrem amcamın torunu Yusuf getırıldı Necatı Ce- be'nın oğlu Ismet Cebe'yle de görüşmek ıstedık O da getırıldı Koğuş temsılcılennın cezaları yüz yılı bulan sosyalıst gazetecı- lerın, gençlerın hemen tumu okurumuzdu Bın — Bız Serdar'ın arkadaşlarıyız, dıyordu Sız Serdar'ı da aıle- sını de yakından tanıyorsunuz Tanıyordum, Serdar'la, Beşık- çı'nın bırlıkte çekılmış fotoğraflarını almıştım Sağmalcılar'dan OLUM Aılemızm değerh buyuğü, merhum Dr. Alı Huseyin Sunaç'ın eşı, sevgılı annemız, kayınvalıdemız, anneannemız, babaannemız HABÎBE SUNAÇ'ı 17 8 1990 Cuma gunü kaybettık Cenazesı 21 8.1990 Salı gunu Erenkoy Galıppaşa Camu'nde kılınacak öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verılecektır Kızı AZER AKHL Y OftuUan B41CAN, KAYH4TV \E ERSAN SUNAÇ Damadı ZEKt AKHUY Gelınlen SE> l, SEVİNÇ \ E DAGMAR SlilNAÇ Tornnlan MURAT VE TOLGA AKHUY, ASU, Bl RAK. THORSTKN VE ANKE SITSAÇ Kımlığımı ve pasaportumu kaybettım Hükümsüzdür CEMİLE TEPE Nüfus cüzdanımı kaybettım Hükümsüzdür SENEM OCAK SÖNMEZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear