25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/16 DIŞ HABERLER 21 AĞUSTOS 1990 KÖRFEZ KRİZI...KÖRFEZ KRİZl... KÖRFEZ KRÎZÎ...KÖRFEZ KRİZt... KOI sscs İSfal DışişJeri Batanı.fta/kagazf LİIBMAM nggtesı dapıtHnıasını tstedî. V Mraiz Ba|aıı: 2 Irak ianten. ABO savaş gemıterince izteniyor. Birteşik Arap Emirtkten'ne ABO askerî I Oûcû göndenliyor . I BUSH: AMERİKALILARIN GÜVENLİĞİNDEN BAĞDATISORUMLU TUTUYORUM Rehineler stratejik noktalardaBaşkan Bush, rehn«ier içtn Saddam'ı uyardı TÛRKİYE Körfez krizinde 19. gün 20 Ağustos 1990 = Ana yollar ^ » Boru hatları Başkan Bush, Irak ve Kuveyt'te tutulan Batılılar için ilk kez "rehine" sözctiğünü kullanarak, "Açıkça anlaşılsın, Amerikalıların güvenliğinden Irak hükümetini sorumlu tutuyorum" dedi. Dış Haberier Senisi — Körfez krizi, dün- ku gelişmelerle yeni boyutlara ulaştı. ABD Başkanı George Bush, dün yaptığı konuş- mada ilk kez "rehine" sözcüğünü kullana- rak, "Irak'ın yabancılan rehine olarak tuttugunu" söyleyip bu insanlann derhal serbest bırakılmalannı isterken, Irak hükü- meti Kuveyt'teki Batılıların askeri tesislere yerleştirildiğini açıkladı. Reuter ajansı Ame- rikalıların kimyasal silah fabrikasına yerleş- tirildiğini bildirdi. lran, Saddam Hüseyin- le banş yapmasına karşın, Irak'a karşı eko- nomik yaptırımlara uyacağııu açıkladı. Su- riye ise Batılıların rehin tutulması konusun- da Irak'ı uyardı. Başkan Bush dün Baltimore'da yaptıgı konuşmada Irak ve Kuveyt'teki Batılılar için ilk kez "rehine" sözcüğünü kullanarak "Bo insanlar gerçefc birer rehinedir" dedi. Bush Batılıların derhal serbest bırakılmalannı is- teyerek şöyle devam etti: Açıkça anlaşılan, Koveyt ve Irak'taki Amerikalılann güven- liğinden Bagdat hükiimetinj sorumlu tutu- yorum." Başkan Bush, konuşmasının başında sa- lona geç gelmesinin nedenini açıkladı ve "Biraz geciktiğim için öziir dilerim. Ama ABD'nin iyi dostu Turgnt Özal ve biiyttk .dostu Margaret Thatcher'la telefoada koDiışuyordum" dedi. Bush, Irak Devlet Başkanı Saddam Hii- seyin'e yaptığı sert uyarıda, "lnsanlan re- hine olarak tutan liderler tiim dünyanın la- netini uzerine çekerler" dedi. ABD Başkanı konuşmasının bir yerinde, "Birleşik Devletler korkutulamaz. Ameri- ka her zaman oldugu gibi hukuk düzenini yıkmak isteyenlerio karşısmda yer alacakUr" dedi. Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesini "zalim bir saldın" olarak niteleyen Bush, "Irak hükii- metinin yabancüan rehine olarak tutması- nı kabul edemeyiz ve etmeyecegiz. Güven- lik Konseyi cumartesi gecesi Irak'ı kınadı. Bağdat hiikümetine sesleniyonım. Derhal yabancdan serbest bırakın" dedi. Gorbaçov'a teşekkür Başkan Bush, Sovyet lideri Mihail Gor- baçov'a da Körfez krizinde yaptığı işbirli- ğinden ötürü teşekkür ederek, "tki ülke 2. Düoya Savası sırasında da işbirligi yapmış- lardı" şeklinde konuştu. Irak hükumeti dün yaptığı açıklamada Kuveyt'teki Batıhlan askeri tesislere yerleş- tirdiğini bildirdi. AP'ye göre resmi Irak ha- ber ajansı INA, "Irak'ın yabaocı konuklan yaşarasal askeri tesislere >erleşürilmiştir. Kendilerine lum olanakiar sağlanmıstır ve sağlıklan yerindedir" dedi. Reuter Ajansı, Amerikalıların silah fab- rikaları ile kimyasal tesislere yerleştirildi- ğini açıkladı. Irak Parlamento Başkanı Saadi Mehdi Salih, ABD'nin tkinci Dünya Savası sırasın- da Japon asıllı Amerikalılan özel kampla- ra kapattığını hatırlattı. Salih, "tüm dünya üJkelerine, ABD'nin yakiaşık 100 bin Japon asıllı Amerikalıyı bir Japon saldınsını ön- lemek amacıyla özel kamplara kapattığını hatırlatmak isteriz" dedi. STEALTHLER YOLDA — Radara yakalanmadan uçma yetenegine sahip F-117A'lann Tiirkiye'de konuşlanduılacagı ısrarla yalanlanıyor. BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'NE DE ASKER GÖNDERİLİYOR ABD bölgeye iyice yerleşiyorDış Haberier Servisi — ABD, Körfez böl- gesindeki etkinliğini ve gücünü arttırmak amacıyla dün Birleşik Arap EmirlikJeri'ne de asker göndermeye başladığmı açıkladı. Suudi Arabistan'da ve bölgedeki olası bir harekâtta kullanılması düşünülen Stealth F-117A uçaklanndan bir filonun daha gön- derileceği bildirildi. AA'nın haberine göre ABD Savunma Ba- kaıu Rkhard Cbtney, Körfez üikelerine yap- tığı gezi çerçevesinde dün Abu Dabi'ye gel- di. Cheney, Birleşik Arap Emirlikleri Dev- let Başkanı Şeyh Zayed Bin Sultan U Na- hayan'la görüştükten sonra yaptığı açıkla- mada, "BAE tarafından Körfez'in savunnl- maa içİB kabul edilecek birlikler ansmda ABD birliklerinin de olmasından memnnnnm" dedi. Richard Cheney dünden itibaren C-l30 askeri nakliye uçaklanmn bu Olkeye askeri malzeme taşımaya başladık- laruu da duyurdu. Reuter'in haberine göre ABD'nin halen Suudi Arabistan ve Körfez bölgesindeki de- niz güçlerinde görevlendirmek üzere sevk et- tiği askerlerin sayısı yoldakilerie birlikte dün 90 bine ulaşu. Bölgeye sevk edilen Ameri- kan uçaklan da 500 civannda. BAE, önceki gün ulusal savunmasına yar- dıma olmak amaayla Arap ulkelerinden ve baa "dost ttflçfcrdea" askeri birliklerin da- vet edileceğini açıkiamıştı. ABD Savunma Bakaru, dün Abu Dabi- den Umman'a geçerek bu ülke yetkilileriy- le görüştü. ABD'nin BAE'den sonra başka bir Körfez ülkesine askeri güç gönderip gön- denneyeceği konusunda bir açıklama yapıl- madı. Yeni Stealthler Bu arada CNN televizyonu, ABD'nin bölgeye Stealth F-117A bombardıman uçak- lanndan daha fazia göndermeye hazırlan- dığmı duyurdu. Geçen hafta bu uçaklardan 22 adet gönderildiği açıklanırken üslenecek- leri yer konusunda Türkiye'deki tnciriik Üs- sü'nün de adı geçmiş ancak bu iddianın ger- çek olmadığı ortaya çıkmıştL Ankara'daki üst düzey yetkililer de bu uçaklann Türkiye'deki herhangi bir üste ko- nuşlandınlması ihtimalini kesin bir dille ya- lanhyorlar. Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yet- kili Stealthler konusunda Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada şunları söyledi: "ABD Ue aramızdaki Savunma ve Eko- nomik tşbiriigi Aniaşması'na (SEİA) göre Adana'daki Incirtik Üssü'ne inebUecek uçaklar bellidir. Bunlar F-16'lar ve F-lllierdir. Bunlar da sadece egitim uçuş- lan çerçevesinde beliıii aralıklarla inerler. Bunun dışında bir ucak yoktur. Bugüne ka- dar böyle bir taiep gelmemiştir. Gelse bile Tiirkiye'nin verecegi yanıt da bellidir." Bazı yabancı yayın organlannda Ste- althlerin Türkiye'ye gittiği veya gideceği yo- lundaki yayınlar uzerine de Dışişleri Bakan- lığı'ndan bir yetkili, "Yabana kaynaklann sürekli bir dezenfonnasyon kampanyası içinde oldnğunu ve ilgili ülkderin kamnoy- lannı kasith olarak yönlendinneye çaliftık- laruu bttiyoraz" dedi. tsrail endişeli Öte yandan Reuter ajansının haberine göre bölgede bir çatışma ihtimaünin gide- rek artmasından endişe eden lsrail, önlem almaya başladı. lsrail Dışişleri Bakanı Da- vid Levi, dunkü kabine toplantısmda kim- yasal bir saldın ihtimaline karşı halka gaz maskesi dağmlmasını istedi. Ancak David Levi'nin bu önerisinin oyiamaya sunulma- diğı bildirildi. İNGİLİZ UZMANLARINİDDİASI: Irak nükleer güce sanıldığmdan yakınEDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — "Irak'ın nükleer yetenegi, sanıldığmdan da güçlü mü?" lngiliz bası- nında sonılan bu soruya gitgide daha çok kaynak, "evet" yanıtını vermekte Irak'ın, Türkiye sınınna yakiaşık 40 kilometre uzak- bkta bir uranyum oksit madeni oldugu ve buradan elde edilen maddenin zenginleşti- rilerek nükleer silah yapımında kullanıla- bileceğine ilişkin iddia "Sunday Times" ga- zetesinde yer aldı. Gazete, Saddam Hiise- yin'in madeni bu yıl 7 kez ziyaret ettiğini öne sürdü. Aynca, Italya'run en büyük ban- kalanndan "Banca Nazionak del Lavoro" nun geçen yıllarda Irak'a açtığı 3 milyar do- larlık usulsüz kredinin üçte birini Irak'ın, nükleer yetenegini geliştirme amacıyla kul- lanmış olduğuna ilişkin kanıtlar bukındu- ğunu yazdı. Amerikan istihbarat kaynakları, Irak'ın sanıldığı gibi 5 yıl değil, iki yıl için- de nükleer silaha da sahip olacağımn anla- şıldığım belirtiyorlar. Londra Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkan Yardımcısı Andrew Duncan ise, "Irak, nükleer silahı hiç knllanmayabilir, ancak bununla müthiş bir şantaj yapabilir" diyor. Irak'ın yakınlarda Isviçre'den men- zil saptama aygıtları aldığı, Güney Afrika Cumhuriyeti ile de nükleer konularda işbir- liği içinde oiduğu öne sürülmekte. Savun- ma konularında uzman "Jane's Defence" Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Paul Bea- ver'ın da "Irak'ın nükleer bir silah yapmak için hemen her parçayı bir araya topiadıgı- nı" söylediği aktarılmakta. Basın, Irak'ın nükleer programını Saddam Hüseyin'in da- rnadı Hüseyin Kemal'in yönettiğini belirti- yor. Irak'ın nükleer yeteneğini geliştirme gi- rişimlerini lsrail, 1981'de Bağdat'ın güneyin- deki "Osirak" reaktörüne baskın düzenle- yerek sekteye uğratmıştı. Jsrail Gizli Servi- si MOSSAD, reaktörde, nükleer silah için gerekli plutonyum üretildiği görüşündeydi. Irak'ın nükleer yetenegi, tsrail'i on yıidır en- dişeye sevk ediyor. Nitekim basın, Irak'ın Sovyet yapısı Scud- B füzelerini şimdi fsrail sının yakınlarına taşıdığını öne sürilyor. Bu füzelerin sadece nükleer değil, kimyasal saldın amacıyla da kullanılabileceği belirtilmekte. "Daily Tdegraph" gazetesinin haberinde, bir Ame- rikalı yetkilinin, "Irak, Israil'i bunalıma ne kadar çekebilirse, lsrail'in bir saldın dıizen- kmesine ne kadar zemin hazırlarsa, ABD- nin Araplar nezdinde o kadar destek yitir- mesine neden olur" dediği aktanldı. Irak'ın elinde 800 adet Sovyet yapısı Scud-B füzesi ve bunları fırlatmak için de 36 adet rampası oldugu sanılıyor. Scud- B'lerin menzili 300 kilometre kadar, Irak- ın Sovyet modeline benzeterek yaptığı Scud- C'lerin menzili ise 525 kilometre kadar. Scud-B füzeleri daha dakik. Iran'la savas sı- KöNUK YAZAR rasında Saddam Hüseyin'in kimyasal saldın amacıyla bu füzeleri kullandığı biliniyor. Bunalımın başından bu yana ortaya atı- lan senaryolardan biri, Irak'ın tsrail'e kim- yasal bir saldırıda bulunması, lsrail'in de Irak'a nükl-er silahla yamt vermesiydi. "Daily Telegraph"in haberinde, "Sovyet- ler Birligi'nin VVashington'daki askeri ata- şesinin Amerikan Savunma Bakanhgı'nda Scud-B füzelerinin nisan sistemi hakkında bilgi verdiği" şeklindeki haberlerin doğru- lanmadığı belirtildi. Ancak yetkililer, "Sov- yeller'in, Irak'ın askeri gucii hakkında bil- gi vennekte cömert davrandıklannı" söylü- yorlar. Amerikan yönetiminin ise fsrail'e, kara- dan karaya atılan füzelere karşı, "Patriot" adlı bir füze sistemi satmayı planladığı bi- liniyor. Ancak Israil, 200 milyon dolar tu- tarındaki sistemi almak için henüz karar vennedi. Iki ülke halen, eski ABD Başkam Reagan döneminde başlatılan "Uzayda Stratejik Savunma Projesi" (Yıldız Savaş- ları) programı çerçevesinde ortaklaşa ola- rak "Arrow" adlı bir füze sistemi geliştiri- yorlar. AA'ya göre Bağdat yönetimi, Irak ve Kuveyt halkına uyanda bulunarak, yaban- cılan yetkililerden gizli olarak banndırma- maya çağırdı ve yabancüan saklayanlann "ağır cezalara çarptınlacağını" belirtti. Irak Radyosu'ndan bir açıklama yapan hükümet sözcüsü, Irak halkı olarak tamm- Iadığı Kuveyt'e de seslenerek, "Iraklılar, yetkililerden gizli olarak yabancdan sakla- yanlar agır cezalara çarpnnlacakbr" dedi. Lefkoşa'dan dinlenen yaymda sözcû, "Kuzeydeki Zabo'dan Körfez'e kadar tüm ulkede" halkı evlerinde barmdırdıklan ya- bancıları yetkililere bildirmeye çağırdı. Bu arada Irak'ın, ulkede bulunan Arjan- tinli ve Endonezyalıları da serbest bırakma- ya karar verdiği bildirildi. Irak Haber Ajansı INA'mn bildirdiğine göre Irak parlamento sözcüsü, "Körfez'e as- ker göndermeyi reddeden Arjantin Ue Su- udi Arabistan'a asker göndenneyi isteme- yen Endonezya'yı" bu davranışlanndan do- layı kutladıklanm belirtti. Sözcü, her iki ülkenin bu tutumu karşı- sında, Arjantinli ve Endonezyaülann Irak- tan aynlmasına izin verildiğini kaydetti. Irak parlamentosu, önceki gün Avustur- >u, Isveç, tsviçre, Finlandiya ve Portekiz va- tandaşlarımn serbest bırakılacağını açıkla- mış ve buna gerekçe olarak da bu ülkelerin Körfez'e asker ve askeri malzeme gönderme- melerini göstermişti. Bağdat hükumeti önceki gün Kuveyt'te- ki tüm Batılıların derhal otellerine dönme- sini istemişti. Reuter'e göre Londra hüku- meti dün Kuveyt'te 82 İngiliz vatandaşının daha Irak askerleri tarafından alınarak bi- linraeyen bir yere götürüldüğünü bildirdi. Fransa da Kuveyt'te 27 Fransızın önceki gün Irak askerleri tarafından bilinmeyen bir yöreye götürüldüklerini açıkladı. Reuter'e göre FJse Quenter adh bir Fransız kadını, kocasının Irak'tan kendisine telefon ettiği- ni ve "Basra'ya götürülmekte olduğunu, bir daha ailesini hiç görememekten korktugo- no" söylediğinı açıkiadı. Fransız yetkililer, Irak hükümetinin "psikolojik savas" çerçe- vesinde Bay Quenter'in kansına telefon et- mesine izin verdiğini betirtiyorjar. Irak, işgaünden bir süre sonra "ilhak" et- tiğini açıkladığı Kuveyt'teki yabancı diplo- matik misyonlann, cuma gününe kadar ka- patılmasını istedi. Irak resmi haber ajansı tarafından verilen habere göre yabancı mis- yonlann boşaltılması için tüm ulkelere cu- ma gününe dek süre tarundı. öte yandan îngiltere'den sonra ttalya da Irak'ın Kuveyt'teki büyükelçiliklerin kapa- tılması yolundaki ültimatomunu reddetti. BM Güvenlik Konseyi üyeleri dün gayn resmi bir toplantı yaparak Körfez krizindeki son durumu görüştüler. ABD'nin Güvenlik Konseyi'nin Irak'a karşı askeri yaptınmla- ra karar vermesini istediği bildiriliyor. Bu takdirde BM çerçevesinde Irak'a karşı or- tak bir askeri harekât düzenlenebilecek. Tepkiler -r .*^ Saddam'ın ülkedeki yabancıları rehine •durumuna sokması Batı'da sert tepkilere yol açtı. ABD ve Ingiltere, Saddam'ın koşulla- nnı reddederken Avuttralya Başbakanı Bob Hawke, Irak'ın Avustralya elçisine, yaban- cılara rehine muamelesi yapılmasından "dehşete düştü|iinü" söyledi. Irlanda Cumhuriyet Dışişleri Bakanı Gerry Collins, Irak'ın yabancılan zorla tut- masım protesto etti. En az 2 Irlanda vatan- daşının Kuveyt'ten trlanda'ya götürüldüğü bildiriliyor. ABD-Suriye temasları Irak Başbakan Yardıması Sadan Ham- madi dün Moskova'ya gitti. TASS Ajansı Hammadi'nin bazı temaslar yapacağını bil- dirdi, ancak ayrıntılı bilgi vermedi. Bu arada Şam hükumeti Irak ve Kuveyt1 tekı Batılılann rehin tutulması konusunda Bağdat'ı uyardı. Şam Radyosu'nun dünkü yayınında, Irak'ın, binlerce Batüıyı gözetim altında tutması kınanarak, "Bu Batılı güç- lere askeri müdahalede bulunmalan için bir gerekçe vermek demekn'r" ifadesine yer verildi. tran, ise Kuveyt'i işgal ve ilhak eden Irak'a karşı, BM Güvenlik Konseyi'nce aiınan eko- nomik ve ticari yaptınm karanna uyacağı- nı açıkladı. Resmi lrna ajansının verdiği ha- bere göre, Dışişleri Bakanı Ali Ekber Vela- yeti, BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cu- ellar'a yolladığı mektupta, Tahran'ın kara- nnı bildirdi. încirlik Üssü ve Türkiye'nin durumuŞEREF UĞUR Em. Hv. Korgeneral 6. ATAF Eski Komutam Bir süre önce Kuveyt'in Irak tarafından işgali, ardından Irak'a karşı uygulanan "ambargo" ve "abluka" eylemleri ve bölge- de her an beklenen silahlı çatışma durumu karşısında Încirlik Üssü'nün ve dolayısıyla Türkiye*nin davranışının ne olabileceği İco- nusunda basında ve kamuoyunda çeşitli ola- sılıklar üzerinde durulduihı bilinmektedir. Türkiye'nin de üyesi bulunduğu NATO It- tifakı, savunma amaçlı ve de ancak kuzey tehdidine (Sovyet Rusya ve bağlaşıklan) yö- nelik harekât yapacak şekilde örgütlenmiş bulunmaktadır. Sorumluluk alanı bellidir ve bu alan dışında ne NATO anlaşması ne de Amerika Birleşik Devletleri ile yapılan ikili anlaşmalara göre kuvvet kullanımı söz konusudur, bugüne dek olmamıştır da. Ne var ki gerek jeopolitik durum, gerek- se geniş arazi yapısının sunduğu uçuş eği- tim olanaklan nedeniyle Türkiye, sadece ABD'nin değil, diğer Batıb bağlaşıklarımı- zın da sürekli eğitim istemleriyle karşılaşa- gelmiştir. Bu isteklerin çoğunluğu başta gü- venlik düşüncesi olmak üzere çeşitli neden- lerle hükümetlerimizce onaylanmamıştır. özellikle 1974 yılında ABD'nin uyguladığı ambargo nedeniyle konan sınırlamalar gi- derek daha da arttırılmıştır. Ortadoğu bölgesine yakın yerlerde konuş- lanan müttefik hava birlikleri için Türk hü- kümetleri tarafından gösterilen duyarlılık daha da büyük olmuştur. Încirlik Üssü ise bu duyarlılıkta sürekli baş yeri işgal etmiş- tir. Söz konusu meydandan kalkan uçakla- nn, sıkça sınır bölgelerine yaklaşmaları, za- man zaman smırian asma girişimleri bu du- yarlılığın temel nedenleridir. Bu nedenledir ki Incirlik'te üslenen ABD uçaklanna, bölge radarlan ile hava savunma amaçlı eğitim yapmalan için verilen izin geri alınmıştır. Bunun doğal sonucu olarak da anlaşmaya göre banş zamanında lncirlik'te konuşlan- masına izin verilen ABD filoları, uçuş eği- timlerinin büyük bölümunu Tiirkiye'de defil tspanya'da yapmak zorunluğunda bırakıl- mıştır. Özellikle "esnek mnkabele stratejisi"ne geçişten sonra Ortadoğu'da ortaya çıkan so- runlar, NATO ülkelerini yeni birtakım çö- zumlere yönelrmeye başlamıştır. Önce "BÖ1- gedeki her olay madem ki NATO ülkeleri- nin çıkarianyla yakından ilişkilidir, o hal- de NATO'nun sorumluluk alanına Ortado- gu'yu da kataum" denmiştir. Bu konuda bir dizi etütler yapılmış, ancak çeşitli nedenlerle bundan vazgeçilmiştir. Bir süre sonra da "Madem ki Sovyet Rusya'nın nedefi sıcak denizlere inmektir, planlannda tran üzerin- den hedefe ulaşma>"a calışmak istemesi de güçlü olasılıkla vardır, o halde böyle bir aşa- mada NATO'nun müdahale hakkı doga- cakür" gibi düşünceler ileri sürülmüştür. Türkiye tarafından olumsuz karşılanan bu tür istekler süreklilik kazanacaktır. Türkiye'nin NATO aniaşmasına bakış açı- sının zamanla değişmesi, davramşını da et- kilemiş, ulusal çıkarlarını daha bir özenle gözden geçirmeye yöneltmiştir. NATO'nun söz konusu stratejiye dönüşunden sonra coğrafi konumu bakımından en çok etki- lenen ülke olması nedeniyle bu sonuç kaçı- mlmazdı da. Nitekim, gerek yukanda belirtmeye ça- hştığım düşünceler, gerekse bölgenin istik- rarsızlığından kaynaklanan bitmez tüken- mez olaylar karşısında Türkiye, bölgedeki duyarlı dengeleri sürekli dikkate almış, po- litikasım bu esasa göre düzenlemiştir. NA- TO'da görevli bulunduğum süre içinde De- mirel ve Ecevit hükümetleri tarafından NA- TO çıkarlan kadar Ortadoğu'daki ulusal çı- karlarımızın da dikkate ahndığmı, buradaki çıkarlanmızdan hiçbir şekilde ödün veril- mediğini yakinen gözlemlemiş bulunuyo- rum. Bu, kuşkusuz zamanla yalnızca NA- TO içinde değil Ortadoğu'yu da kapsayan çok yönlü bir politika izleme gereğinin do- ğal bir sonucu olmuştur. Her şeyi NATO gözü ile değerlendirmje- nin yanlıslığına ornek oluşturması bakımın- dan burada ufak bir anımı nakletmek isti- yorum: NATO'nun en buyük toplantısı her yıl Belçika'da yapılan SHAPEX'tir. Bu toplan- tıya NATO'nun yüksek düzeydeki komutan- ları dışında, siyasi düşünürler de davet edi- lir ve konferanslar verdirilir. O günlerin önemli tartışma konusu, ül- kelerin savunma harcamalanna bütçelerin- de yüzde 3 oranında ek yapılmasıdır. Öne- ri ABD'den gelmiş, ancak tüm NATO tem- silcileri bu öneriye karşı çıkmıştır. Neden: ABD'nin düşündüğü gibi yakın gelecekte bir savasın çıkmayacağı, bu durumun siyasi ger- ginliği arttıracağı, ülkelerin Sovyetler Bir- liği ve Doğu Avrupa ülkeleriyle geniş çapta var olan ticari ilişkilerinin bu hareketle teh- likeye gireceği, bütçelerinin altust olacağı vb düşüncelerdir. Tartışmalar sürer gider. Toplantıya TürkiyVden de biri üniversi- teden Prof. Türkân Akyol, diğeri ise iş dün- yasından Asfl Nadir olmak üzere iki tem- silci katılmıştır. özel görüşmemiz sırasın- da işadamımız Asil Nadir şöyle der: "Efen- dim, ben böyle bir toplantıya ilk kez kaUlı- yorum. Moralim, süren tartışroalardan do- layı çok bozuldu. Ben sanırdım ki üyeler- den biri bir öneride bulunduğunda diger- leri bunu tartışmasız kabul eder. Bu, esef verici bir durum değil mi?" Grupta bulunan arkadaşlarla beraber kendisini mealen şöyle cevaplanz: "Efen- dim, NATO toplantılarında özgür düşünce egemendir.- Tartışma, sağlık işaretidir. Her tür dnşünce açtklanmalı ki dogru karar çı- kabilsin. Demokrasinin erdemi hu değil mi?" Türkiye'nin büyük bir işadamının dünya- ya bakış açısı böyle olunca, çok yönlü po- litikaya geçişte elbette gecikmeler olacaktır... Sonuç Kriz dönemine girildiği bir gerçektir. Hü- kümetin bu kriz döneminde aşağıdaki nok- taiara özenle eğilmesi kaçınılmazdır: 1- Söz konusu işgal ile ilgili hedef Irak- ın Kuveyt'ten çekilmesidir. Bölge politika- sının düzenleyicisi olarak ABD, önlemleri- ni kademe kademe almaktadır. Ardından amaca ulaşabilmek için sınırlı bir harekâta başlayabilir. Ama bunun Irak'ın ışgaünc \a- racak kadar büyük boyutlara ulasacağı dü- şünülemez. Çünkü günümüz savaşlan, sı- mrlan büyük çapta değiştirmeyi amaçla- rnazJar. 2- Irak'ın karşısında oldukça büyük bir silahlı güç vardır. Dolayısıyla şu aşamada Türkiye gibi bir ülkeyi karşısına alamaz. Ay- ,m anda birden fazla kuvvetle çatışmaya gir- mek savas prensiplerine aykındır. 3- ABD uçaklarının Încirlik Üssü'nden harekâta katılması, Türkiye'yi hedef duru- muna getirecektir. Çatışma çıktıktan son- ra bunu sınırlamak irademiz dışına çıkar ve bu hareket bizi genel bir savaşa sürükleye- biür. 4- Încirlik Üssü'ne plan gereği inecek uçaklar, ancak NATO amaçlı görev yapa- bilirler. Bölgede harekât yapacak uçaklar için yeni bir anlaşma gerekir ki bu da ana- yasa gereği parlamento yetkisindedir. Orta- doğu'ya yöneltilmiş bir harekât için bugü- ne kadar parlamentomuzdan çıkmış her- hangi bir karar yoktur. 5. F-lll uçaklan dışında kalan ve lncir- lik'te konuşlanan ABD hava birlikleri, ha- vada ikmal yapılmaksızın bölgede etkili bir harekât yapamazlar. F-lll uçaklan hava sa- vunma değil taarruzi harekât için donatıl- mıştır. Hem de sadece raenzil değil diğer tüm becerileri nedeniyle ABD'nin bir nu- maralı vunıcu gücüdür. Olası bir harekât- ta încirlik Üssü'nden görevlendirilecek te- mel güç F-lll uçaklan olacaktır. 6- Türkiye'nin Ortadoğu ile ilgili gelenek- sel politikası; tarafsız, onlann iç işlerine ka- rışmayan, hiçbirisiyle düşmanlığı amaçla- mayan dengeli bir politikadır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear