25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 25 TEMMUZ 1990 THE WASHINGTONPOST GAZETESt IRAK'INKUVEYT SINIRINA 30 BİN ASKER YIĞDIĞINIHABER VERDİ Basra Körfezi'nde eller tetikteBasra Körfezi'ndeki ABD donanmasının Birleşik Arap Emirlikleri donanmasıyla birlikte "kısa süreli bir tatbikat" yaptığı açıklandı. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek dün Irak'a beklenmedik bir ziyarette bulundu. WASHINGTON / BAGDAT (Ajanslar) — Irak'la Kuveyt arasındaki gerginlik tır- manıyor. Ajanslann bildirdıgine göre The VVashington Post gazetesi kimliklerini açık- lamadığı Amerikalı ve Arap kaynaklara da- yanarak verdiği haberde, Irak'ın Kuveyt sı- tunna 30 bin asker gönderdiğini ABD'nin de bunun üzehne Basra Körfezi'ndeki sa- vaş gemilerini teyakkıız durumuna geçirdi- ğini bildirdi. ABD Savunma Bakanbğı Söz- cüsü Pete VViIliams da Körfez'deki Ameri- kan donanmasının Birleşik Arap Emirlik- leri (BAE) donanmasıyla birlikte "kısa sü- reli bir tatbikal" yaptıklannı açıkladı. Wil- liams tatbikatm amacı hakkında bilgi ver- meyi reddetti. Washington Post, içinde iki tümen asker ve karadan karaya füzeler bulunduğu sanı- lan Irak ordusuna ait 2.00O-3.0O0 askeri ara- cın tankların eşliğinde güneye gittiğinin gö- riildüğünü yazdı. ABD'nin, Irak'ın Kuveyt sınırında yığı- nak yapmasından kaygı duyduğu bildirildi. Beyaz Saray Sözcüsü Marün Fitz^ater, ko- nuyla ilgili yaptığı açıklamada, durumu "nazik" olarak nitelendirdi. ABD Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü Marga- ret Tutwiler, "Deniz tasıraacılığı özgüriü- ğiinü korumaya ve Hünnüz Boğazı'ndan özgurce petrol taşınmasını saglamaya, ay- nca derin ve köklü bağlan olan Körfez'deki dostlanm bireysel olarak ve topluca korn- maya da kesinHkle karariı" olduklannı vur- guladı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar, Irak'ın Kuveyt'e saldırması ya da ABD'nin bölgeye askeri müdahaJesi ıh- timali olmadığmı söyledi. Isviçre"nin Cenevre kentinde yann başla- yacak olan OPEC toplanusında, Körfez kri- zinin gUndemin ana maddesini oluşturaca- ğı büdiriliyor. Bölgede gerginliğin tınnanmasına koşut olarak bunalımı hafifletmeye yönelik dip- lomatik girişimler de yoğunlaşıyor. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek dün sabah ani olarak Irak'a gitti. Bağdat'ta dün Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ile bir araya gelen Mübarek, gö- rüşmeden scmra yaptığı açıklamada, "Di- lerim, her iki taraf aralanndaki anlaşmaz- lığı göriişmek üzere masa başına otururlar" dedı. Daha sonra Kuveyt'e geçerek Emir Şeyh Cabir El-Ahmed El Sabah ile görüşen Mü- barek'in, Irak-Kuveyt krizine bansçı yollar- dan çözüm bulmak amacıyla başlattığı iyi niyet girişimlerini Suudi Arabistan'da sür- düreceği belirtiliyor. Irak ise Körfez krizinin giderilmesi ve Ku- veyt ile aralanndaki sınınn belirlenmesi amacıyla Arap Birliği çerçevesinde bir ko- misyon kurulması yolundaki Kuveyt öneri- sini reddetti. KÖRFEZ'DE GÜÇ DENGESİ En büyük ordu Irak'ta LEFKOŞA (Reuter) — Kuveyt sınırına asker yiğdıgı bildirüen Irak, Körfez'de en büyük orduya sahip. Irak: 1 roilyon asker, 5500 tank, 160 helikopter, 513 savaş uçağı, 3000 hareketli top, 500 destek topu ve miktan bilinmeyen uzun raeniilli füzeler. Kuveyt: 20300 asker, 275 tank, 60 hareketli top, 36 destek topu, 36 savaş uçağı, 18 helikopter. Birleşik Arap Emirlikleri: 43000 asker, 131 ağır tank, 76 hafif tank, 90 hareketli top, 20 destek topu, 61 uçak, 19 helikopter. Snudi Arobistan: 66000 asker, 550 tank, 130 hareketli top, 275 destek topu, 179 savaş uçağı ve 9 karadan karaya füze. SUUDİ ARABISTAN HABERLERIN DEVAMI Cumhurbaşkam'ndan ANAP Selamı... (Baftarafı 1. Sayfada) laması yakışık alır mı? Almaz. Anayasal açıdan tarafsız ve partile- rvstü bir makam de- öil mi Cumhurbaş- kanlığı? Evet, öyle. O zaman, Cum- hurbaşkanlığı forsu- nun çekildiği bir yerde, partilerüstü olmak durumunda- ki bir cumhurbaşka- nı, hâlâ parti selamı verebiliyorsa, buna ne denir? Bu soruya içim- den geldiği gibi ya- nıt verirsem, belki bana da hakaret da- vası açtırabilir. Yaz oraya: Biz alışmayacağız! Ama kendilerini alıştırmaya başla- yanlar var. İstanbul'un su so- rununu Cumhur- başkanlığı katına çı- karanlar mı? Evet. Allah akıl versin! Hem ûzal, cum- hurbaşkanı okluk- tan sonra ilk kez ANAP selamı ver- miş olmuyor kil Biliyorum. O zaman ne diye hâlâ yadırgıyorsun? Ne yadırgıyorum ne de şaşırıyorum. Yalnızca bir kez da- ha belgeleyip tescil ediyorum bu kural tanımazlığı. Ama gına gelme- ye başladı. Hep ay- nı plaK değil mi? O da bunu istiyor zaten. Herkese gına getirip havlu attır- mak... Her zamanki alı- Sirfar, alıştrfar marvtı- ğı. öyle değil mi? Evet. Geçenlerde düzenlediği basın top- lantısında, "Şu ana kadar siyasal içeriği son derece ağır basan soruları yanrtladığınızın farkında mısımz?" diye sorduğum zaman, bakışlan bir anda değişiverdi. Nasıl? 40 YIL ÖNCE — DP bastonlu Cumhurbaskanı Ce- lal B»yar. (Fotoğnıf: Cumhuriyet/Arşiv) 40 YIL SONRA — ANAP setamh Cumtaurbaşkanı îurgut Özal. (Fotograf: Hürriyet) Sinirlendiği vakit, alnının orta yerine bir anda çöken o morluk belirginleşti. Sonra? Anlattı ki o taraf- sızlığı bizim gibi an- lamıyormuş. Nasıl anlıyor- muş? O konuda Erdal İnönü'nün tepkisi çok hoş. Şöyte de- miş. "Sayın özal diyor ki 'Ben siyasetten geldim, bunun için benim tarafsızlık an- layışım başkadır' Böyle şey olur mu? Tarafsızın anlamı lû- gatta yazar Taraf- sız, taraf tutmayan- dır. 'Siyasi partiden gelenler istediği ta- rafı tutar, onlar için bir şey yapılamaz'; böyle bir şey söylü- yor mu lügat? Sayın Özal'ı çağırıyorum, bana böyle bir lügat göstersin. Herhangi bir dilde otabHir. Ben iddia ediyorum ki gösteremez. Çünkü akıl var, mantık var: Tarafsız... Bu 'sız\ ne demek? 'Taraf siyasette olanlar dı- şında 'sız'... Böyle mi okuyup konuşa- cağız?" Ozal'a göre öyle. Geçelim. Ne olacak? Demokrasi kültü- rü ile hukuk devleti anlayışının bu ülke- de geçerli kılınabil- mesi için böylesine bir kural tanımazlık- la sonuna dek mü- cadele edilecek; başka çare yok. Sonra? Sonrası: İlk genel seçimde, SHP ve DYP'nin de söz ver- diği üzere bir ana- yasa değişikliğiyle onu Çankaya'dan indirmek... Kazanç? Böylece aşiretle devletin, keyfi yönetimle demokratik hukuk devletinin farkı daha iyi anlaşılır. Bir daha da kimse boyiesi işlere kaV ktşamaz. CUNEYT ARCAYUREK yaz.yor (Baftarafı 1. Sayfada) Bu nedeni örte sürerek Magic Box kanalıyla özel bir TV yayım saglamaya uğraştığı izlenimini veriyor. inönü, haklı olarak bu yuttur- macaya karşı çıkıyor. "Ona bu konuda yapılacak anayasa değı- şikliğinde yardımcı olacağjmızı bHdirmistik" cliyor. İştne erverme- diği için tabii TÖ, İnönü'nün yar- dım önerilerini duymuyor. Bir planı aşama aşama uygu- lamaya koyarak, sureti haktan görünmenin çeşirJi marifetlerini sergileyerek Magic Box'ın, gün gelecek başka yabancı şırketle- rin Türkiye'ye TV yayını yapma- sını sağlayacak girişimleri des- tekliyor. Oysa TÖ, oğlumuz Ahmet ara- cıbğıyia TRT'nin yanı sıra Magic Box'la 1992'ye doğru TV yayım- cılığını "kendisi için hazııiıyor". Bugünkü koşullarda TRT'yi daha tarafsızlaştıracak girişimle- re niçin yanlı olsun? Magic Box'- la kittelere hoş gelecek kendi ya- ranna yönelik muhalefetsiz ya- yınlar varken. Demokrasinin te- mel kuralı yansızlıkmış gibi aklı- nın ucundan geçmeyen düşün- ceiere neden kapılsın? TÖ, gelecek seçimlerde ANAP'ı, kuşkusuz Çankaya'yı kitielerin beynini yıkayarak an- cak etkili propagandanın kurta- racağını hesaplıyor. TRT zaten elinde, daha liberal programlar- la, Magic Box kanalıyta muhale- fetin başına yeni siyasal çorap- lar örmeyi düşlüyor. Bir konuyu ya da çözümü ka- (asından yeterince oluşturma- dan sonuçlar açiklamaktan kaçı- nan İnönü, muhalefetin özel bir TV yayınından yararlanması fik- rini yadsımıyor. Ama nasıl? İşte bu soruya henüz yanıt verecek aşamada değil. Bu arada Demirel, aynı yönde çalışmalar yapıyor. Bir görüşme- mizde tek sözcûkle yanıt verdi, "Para" dedi. iki partinin tek baş- larına maddi güçleri yeterli olmu- yorsa hemen şu soru akla geli- yor: "Neden işbirliği yapmayı de- nemiyorlar?" Olanakları bir araya getirip çı- kış yolları aramayı niçin yeğlemi- yorlar? İnönü diyor ki Demirel'- le demokratik haklar ve kurallar- da aynı şeyleri söylüyoruz. Özel söyleşilerde Demirel de aynı ka- nıda. O zaman darboğazları aşmak için kimi yaşamsai konularda iş- birliği zorunluluğu doğmuyor mu? Daha bugünden, örneğin özel TV yayını gibi konularda gerçeklesecek birliktelik, yann, hele seçimden sonra daha önemli konularda gereksinilecek işbirliğinin temellerini atmaz mı? Sorular bu noktaya gelince; örneğin, TÖ'yü Çankaya'dan in- direcek anayasa değişıkliğmde iki partinin daha bugünden yan yana gelmesi istemlerini İnönü, parti bünyelerine özgü çalkantı- ları örnek vererek yanıtlıyor. "Şimdiden bir araya gelsek ya da böyle bir girişimde bulunsaV çoğu kimse 'onlara muhtaç mıyız' diyor" dedi. Sorun birinin ötekine muhtaç olmasının çok dı- şında. Kısacası bir elin yapama- dığtnı öteki elin tamamlamasın- dan geçiyor. Öyle bir dönem ya- şıyor ki Türkiye, TÖ rejiminden kurtulabilmek için her yöntemin, başarıya gidecek her yolun de- nenmesi gerekiyor. Kısır parti bakışlanndan sıyrıl- madıkça, TÖ daha çok TV'ler ya- ratır, muhalefeti zorda bırakacak daha çok siyasal açmazlar hazır- lar. Dar particiliğin üstüne çıkacak biraz siyasat erdem, pekçok en- geli aşabilir. Hatta geleceğe ye- ni ufuklar açabilir. Diktatörlük geçicidir (Baftarafı 1. Sayfada) nokrasiyi kabul etmeyen yakla- $ımı bn" diye konuştu. SHP lideri dün sel felaketinden zarar gören Yağlıdere ve Doğan- kent'te incelemelerde bulundu. Karadeniz gezisinin ikinci günün- de tnönü, sel felaketirie uğrayan- ların zararlannın zamanında gi- derilmesi gerektiğini söyledi. İnö- nü, fındık fıyatının da 5 bin lira olması ve peşin ödenmesi gerek- tiğini ifade etti. önceki gece Fatsa'da partilile- re hitaben parti örgütü tarafından verilen yemekte konuşan tnönü, "Fatsa olaylannın neden meyda- na geldiginin" hâlâ ortaya çıkma- dığıru dile getirdikten sonra şöy- le devam etti: "Bütün dünyada ve Avrupa'- da demokrasi riizgân esiyor. İna- nıyorum ki bn riizgâr devam ede- cek. Bu ani bir rüzgâr değil. Za- man içinde insanlığın biriklirdigi atasıadayız. Ve bu aşamada de- mokrasMen başka yönetim şekli olamayacağt, her ûlkenin geliş- mişlik derecesi ne olursa olsun in- sanlann demokrasi içtmle yaşaya- rak mutlu olacagı anlaşılıysr. Bu, geri dönülraeyecek bir adımdır." SHP lideri, demokrasi yolun- dan bundan sonra geri dönüleme- yeceğini de vurgulayarak şöyle de- vam etti: "Zaman zaman bunu anlama- yan, ufak çıkarlar için harp cıka- ranlar olabilir. Kendi ufak gnıbu- nun çıkan için diktatörlük kur- maya çabşanlar olabilir. Çok ya- kınımızda göriiyoruz. Ama bun- lar geçer. Çünkü bunlar çağdaş dunyamn ayakta tutacagı yapılar olmaktan çıkmıştır. Çagdaş tek- noloji. çağdas bilimler. çagdaş yaklaşımlar, bunlar artık insanla- nn böyle yapay diktatörlnklere, uydurma harplere tahammülü kalmadıgını ortaya koymuştur. Hepsi geçicidir." Sefalet parası(Baftarafı 1. Sayfada) Bir ağustos 1990'dan itibaren uygulamaya girecek yeni rakam- lara göre, zorunlu tasarruf uygu- laması kapsamındaki işyerlerinde çalışanlann aylık asgari ücreti net 261 bin 954 liraya, diğer işyerle- rinde çalışanlann net aylık ücret- leri ise 274 bin 374 liraya çıkacak. Bu düzenlemeyie zorunlu tasarruf kapsamındaki isyerlerindeki asga- ri ücretlilerin günlüklerine 389 li- ra, aylıklanna 115.479 lira zam yapılmış oldu. Asgari ücretlinin yıllık geliri ise bir tnilyon 385 bin 748 lira arttırıldı. 1 temmuzda memur ayhklarında yapılan dü- zenlemeyie basbakanın aylığı 1 milyon 365 bin lira, bakanlann aylıklan 1 milyon 332 bin lira, niilletvekillerinin aylıklan da 1 milyon 268 bin lira yükseltilmiş- ti. Böylece asgari ücretlinin ayli- gına bir yıl için yapılan zam, baş- bakan, bakan ve niilletvekillerinin bir aylıklanna sadece yılın ikinci yarısı için yapılan zam dolayında kaldı. Son düzenlemeyie asgari ücret- lilerin yıllık gelirleri milletvekilleri ve bakanlann aylık gelirlerine ya- kın düzeyde beh'rlenmiş oldu. Bu rakamlar belirlenirken Dl- E'nin Türkiye gendi için saptadığı besin içi ve besin dışı harcama oranları dikkate alındı. Daha önce asgari ücret brüt 225 bin liraydı. Son belirlemeye göre yüzde 84'lük bir artış yapıldı. 16 yaşından küçükler için ise daha önce 155 bin 250 lira olan asgari ücret yüzde 96 oranında arttınl- mış oldu. Tepkiler... Yeni asgari ücretin hükümet ve işveren temsilcilerinin oylanyla benimsendıği öğrenildi. Türk-lş Genel Eğitim Sekreteri Musufa Başoğlu rakamı gerçekçi bir dü- zeye çıkarmak için çaba harcadık- larını, istedikleri orana ulaşılma- dığı için belirlenen rakamı onay- lamadıklannı söyledi. Başoğlu şöyle dedi: "Biz kentsel verilerin dikkate alınmasını istedik. Oysa bu yapıl- madı. Genel ortalaraadan hareket edildi. Buna yüzde 7.5 de refah payının eklenmesi gerekiyordn." işveren adına komisyona katı- lan TÎSK Yürütme Kunılu üyesi Nihat Yüksel ise, yeni asgari üc- retin "gerçekçi" olduğunu öne sürdü. Yüksel, "Yeni asgari ttc- reti saptarken ölkedeki genel eko- nomik dengeler dikkate aiındı" dedi. Hak-tş Federasyonu Genel Başkanı Necati Çe&k ise işçiye dü- şük ücret vermenin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını belirte- rek, "Bn iki çocuklu bir ailenin aylık mutfak giderinin yana ka- dardır. Sorumluluk digerieriyie birlikte Türk-lş in omuzlaniHİa- dır. Asgari ücret işçinin gıda, ko- nut, sağlık, ulaşım, kültür gibi zo- runlu ihtiyaçiannı karşılayacak düzeyde olmalıdır" dedi. Partilerden tepki SHP Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Keskin de konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunlan söyle- di: "Açıldanan asgari ficret ea az geçim endekslerinin dörtte biri düzeyinde. Gıda ve giyinme mas- raflannın dörtte biri oranında as- gari ücret saptayan komisyoann manbgını anlamak mümkün de- güdir. Bu ncretie geçinmek zonın- da kalacak olanlar Endonezya'da mı yasıyorlar? Siyasal iktidar ye- İfadeye tepki İnönü, Karadeniz gezisinde ga- zetecilerin Boyner'in ifade verme- si ile ilgili sorusu üzerine özetie şu açıklamayı yaptı: "Demokrasinin gelmediğini hep söylüyorum. Bu yeni bir ör- nek. Bugüne kadar üyelerinin haklarını korumaya çaiışan sen- dikalar, meslek kuruluşları, onla- ra yardıra eden demek başkanla- n takibata uğruyorlar, mahkeme- ye düşüyorlar. Şimdi de özel sek- törun, isadamlanmn sanayicilerin temsilcisi bu vatandaşımız da ta- kibata uğradı. Bugünkü iktidann demokrasiyi kabul etmeyen yak- laşımı bu. Herkese soruşturma açıp herkesi susturup, herkesi ha- pishaneye aup TUrkiye'yi yönet- meye çalışıyorlar. Sayın Boyner'e geçnuş olsun djyorum. Çalışanla- rımızın, emekçilerimizin sıkıntıla- nnı o da şimdi yakından görüyor. di yıidır çalışanlan bn uikede ya- şamıyor farzediyor. Son açıkla- nan asgari ücretle degindigimiz anlayışın önümuzdeki günlerde de sürecegi anlaşılıyor. Çalışma ba- kanı bayanın günlük kuaför öc- reti 400 bin lira. Kuaföre günlük 400 bin lira veren bir çalışma ba- kanmın böyle bir asgari ücretle kamuoyunun önüne çıkması uta- nılacak bir durumdur. Bu bir se- falet iicretidir." DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de yeni bdirienen asgari ücreti "sefalet ücreti" olarak ni- teledi. Demirel, konuyla ilgili yö- neltilen soruya, "Asgari ücretin net 540 bin liranın altında olması sefalet demektir" dedi. 414 bin liranın vergi kesintisıyle yan yanya düşeceğini beürten De- mird, " 4 nüfosln bir ailenin sa- dece yiyecek masrafı 450 bin lira ile 480 bin lira aresında. Buna yoksulluk sının denir. Bu asgari ücret bir sene gidecek. Bir sene sonra fiyatlar yine yüzde 50 fark eder. Yine memur yandı, arkasın- dan isçi yandı, köylü zaten yan- mıştı. Yanmayan bir tek bu ikti- dar. Çünkü onlar deniz filan bu- lnp giriyorlar, ama bu abali yan- dı." DYP Genel Başkan Yardımcı- sı Mehmet Gölhan da yaptığı açıklamada asgari ücreti çok az bulduklarını belirterek, "Dünya- da çalışanlanyla bn kadar dalga gecen bir başka nlke yoktnr" di- ye konuştu. ANAP Teşkilat Başkan Yar- dımcısı Erzurum Milletvekili Mehmet Kahraman da UBA'ya yaptığı açıklamada, verilen asga- ri ücreti yeterli bulrnadıklanru ifa- de etti. Kahraman, "Ama imkftn- lar ölçüsünde verilen budur" de- di. İTO'nun de^erlendirmesi tstanbul Ticaret Odası Yöaetim Kunılu Başkanı Atalay Şahinoğ- lu da dün yaptığı yazılı açıklama- da, "Yüzde 84'lük bir artışı ifa- de eden yeni asgari ücretin olum- lu bir gelişme olduğunu" kaydet- ti. Şahinoğlu, "Yeni asgari ücret, öncekilere göre daha Umi esasla- ra dayanıyor. Ancak, tTO olarak asgari ücretin vergi dışı bıraküma- sı üzerindeki ısrarunız devam et- mektedir" dedi. Şahinoğlu, bu yü ilk kez, asgari ücrette ülke gene- linde aynı rakamın uygulanacağı- nın açıklanmasını da olumlu bir gerişnıe olarak değerlendirdi. Asgari Ücret Tespit Komisyo- nu'nun dünkü toplantısında, üc- ret belirlemesinde hangi yılın kal- kınma hızının dikkate alınacağı tartışıldı. Türk-lş temsilcileri, 1990 yılı için yüzde 5.7 oranında kalkınma hızının hedeflendiğini belirterek, "refah payı" hesapla- masında bu oranın göz önünde bulundurulman gerektiğini söyle- düer. Hükümet ve işveren temsil- cileri ise 1989 yüında gerçekleşen yüzde 1.7 kalkınma hıana göre hesaplama yapümasını istediler. Bu konuda, hükümet ve işveren temsilcilerinin görüşü benimsen- di. Temmuz ayı enflasyon oranının hesaplanmas; da tartışmaya yol açtı. Temmuz ayı enflasyon ra- kamlan belh' olmadığı için 1988 ve 1989 yılı temmuz fiyat artış hız- ları ortalaması olan yüzde 2.3'lük aylık enflasyon rakamınm dikkate alınmasına Türk-tş temsilcileri iti- raz ettiler. Türk-lş temsilcileri, ge- çen yıl hesaplama sırasında aynı yöntemle temmuz ayı için yüzde 2,2 enflasyon hesaplaması yapıl- dığım, ancak yüzde 5.7 enflasyon ortaya çıktığını belirttiler. Geçen yü gerçekleşen yüzde 3,5 farkın bu yıla yansıtılması yönündeki Turk-lş istemi benimsenmedi. Türk-lş^e göre öte yandan asgari ücretin Türk-lş'in istemi doğrultusunda, 4 kişilik bir aile için belirlenmesi durumunda aylık 1 milyon 328 bin 944 lira olması gerektiği he- saplandı. Bu rakam yüzde 8'lik kalkınma payı ve temmuz ayı far- kı hesaplandığında 1 milyon 435 bin 260 lira olacaktı. Komisyonun belirledigı ilkeler doğrultusunda, ancak yüzde 8 kalkınma payı ve yü2İe 3,5'luk temmuz ayı enflasyon payının dikkate alınması durumunda ise asgari ücret brüt 488 bin liraya yukselecekti. PSP GENEL BAŞKAİVİ, ASGARİ ÜCRETİ DEĞERLENDtRDt *Birgecekondununkirası*Haber Merkeri — 1960 sonrasırun ilk Çalış- ma Bakaıu olan DSP Genel Başkanı Biilent Ece- vit, asgari ücretin 414 bin lira olarak belirlenme- sini haksızlık olarak niteledi. Ecevit net 261 bin lira karşılığı olan yeni asgari ücretin büyük kent- lerde ancak bir gecekondunun kirası olduğunu belirtti. Türkiye'de gelirle ilgili dolar hesapları yapan özal'ın hem kendisini hem de mılleti aldattığını söyleyen Ecevit, tstanbul'da bu konuda Cumhu- riyet'e görüşlerini şöyle açıkladı: "Vergilerie, sigorta kesintilerinden sonra bu ücret sembotik bir düzeyde kalmaktamr. 1979 yı- lında asgari ücret 5400 liraydı. O zamanki asga- ri ücret ile bir işçinin kirasını ödedikten sonra elinde öteki gereksinmeterini karşüamak için beffi bir geliri kalabUirdi. Asgari ücretten vergi alınmasını da eleştiren DSP lideri Ecevit, "Asgari ücrette önemli olan, bu ücretin söz konusu işçiye saglıklı bir yaşam olanagı sağlayıp sağlamamasıdır. Araaç, bu üc- retin saglıklı yaşam saglayabilmesidir. Sayın Özal, Türkiye'de fiyaüann Avrnpaiılaşbgııu söy- lüyor. Fiyatlar Avrnpaulaşıyor ama, gerek işçi, gerek kamn görevliterinin ücretleri Avrupalıla- şamıyor. Avrupa'nın dogusunda veya batısında bir işçi, aldıgı ücretin onda biri veya beşte biri Be rahat yaşayabilecegi bir evin kirasını karşıla- yabiliyor. Biz 1975 yılında Oran Silesi'ne taşmdık. O U- rihkrde ortalama bir daire 80 bin lira idi. 80 bin lirava 100 metrekarelik kaloriferii bir daire sa- ün alınabiliyordu. Demek ki o sırada ayda 8 bin lira alan işçi veya kamu görevlisi 10 aylık ücreti ile Oran'da kaloriferii 100 metrekarelik bir dai- renin sahibi olabilirdi. Şimdi aynı işi gören bir milyon lira ücret alıyor olsa bile o nitelikteki bir daireve 50 aylığım ya da 100 aylığını ödemek zo- mnda. Bu, yoksullaşmamn ne ölçüde hız kazan- dıgını göstermektedir" dedi Ecevit, Cumhurbaskanı Özal'ın Türkiye'deki bazı hesaplan dolarla yaptığına işaret ederek net 261 bin TL olan yeni asgari ücretin 100 dolar ay- lığı karşıladıgını ammsattı. Ecevit şöyle dedi: "Sayın Özal, bir takım Ali Cengiz hesaplan yaparak Türkiye'deki kişi başına gelirin yılda 7 bin dolar olduğunu iddia ediyor. Bu olacak şey degil. Çünkü yılda 7 bin dolar kişi başına gelir, sanınm. bugünkü dolar kunına göre yaklaşık 18 milyon Türk lirası eder. Bu 1,5 milyon lira aylık gelir demektir. Bu dururada 5 kişilik bir ailenin fiili satın alma gücii 7,5 milyon lira anlamına ge- lir. Bu tamamen bir hayaldir. Sayın Özal, hem kendisini aldatıyor, hem de mülerJ aldatıyor" de- di. Ecevit, parti olarak asgari ücret konusunda bir miktar önermenin uygun olmayacağı inancında olduğunu söylerken, bunun partiler arasmda bir açık artırmaya dönüştüğünü ileri sürdü. Türkiye'de üretim hızını kat kat aşan bir enf- lasyon olduğunu bunun da son derece tehlikeli olduğunu söyleyen DSP Genel Başkanı, enflas- yonun Türkiye'de bir uyuşturucu ilaç almaya dö- nüştüğünü, ekonominin yüksek enflasyonsuz ya- pamaz hale getirildiğini belirterek ANAP iktida- nn ülkede enflasyon lobileri oluşturduğunu, ken- disinin bu benzetmesini Merkez Bankası Başka- nının da kullandığını söyledi. Bu lobilerin enf- lasyondan büyük yararlar sağladığuu, bu nedenle enflasyon artışlannı birdenbire kırmarun çok zor olduğunu, Yugoslavya'nın ve Brezilya'mn yüz- de binlerle ifade edilen enflasyon yaşadığım, an- cak kısa sürede alman gerçekçi önlemlerle bu ora- nın düştüğünü ifade etti. Ecevit, Türkiye'de hükümetin enflasyon ko- nusunda bir kararı ve hedefi bulunmadığını, bu- nun ekonomi ile ilgili bakanlann herbirinin de- ğişik rakamlar telaffuz etmesinden anlaşıldığını söyledi. Asgari ücretten vergi kesilmesini de eleş- tiren Ecevit, "Vergi sisteminde köklü degişiklik yapılamadığını, alınan bazı karariann hedefinin, özel sektöre yeni iş alanlan, yeni fabrikalar aç- mak olduğunu" belirterek şöyle devam etti. "Ancak uygulamada yeni fabrikalar açmak bir yana işleyen fabrikalann kapandıgının ortaya çıktığı görüiüyor. Bir örnek vereyim: Uygun bir yerde toprak parçası alıp bir süre bekletsek, o toprak parçası, üzerinde fabrika kurmaktan çok daha kârlı bir hale gelmiş olur. Çok daha rizi- kosuz hale gelir. Bu arada devletin de arazi süb- yansiyonunu özendirdiği göze çarpıyor. Sayın Özal'ın bu konuda özendirici demeçler verdigi gözleniyor." Memurlann konumuna da değinen Ecevit, "memur" sözcüğünü Osmanuca "emir alan" an- lamına geldiğini, bunun yerine "kamu görevlisi" deyimini kullandığını, kamu görevlilerinin işçi- lere göre düşük aylık aldıklannı belirtti. Bunun nedenini ise sendikal özgürlükler ve toplusözleş- me haklanndan yoksun olmalanna bağladı. Ece- vit, 1960'lı yıllann ilk yansında Çalışma Baka- nı iken kamu görevlilerine sendika kurma haktu tanıyan düzenlemelere yöneldiğini, ancak, işçi- lere toplusözleşme hakkı tanınmasının bile ya- dırgandığı bir dönemde tam yetkinin bakanlığm- da bulunmamasmın da etkisiyle bu konuda olum- lu sonuçlar alamadığını anlattı. Ecevit, demokrasinin doğal bir gereği olarak kamu görevlilerine de demokratik işçi haklan- na benzer haklann bir an önce tamnraasıru, sen- dika hakkını toplumda banş sağlama güvencesi olarak görmek gerektiğini ifade etti. Asgari ücret 1988 düzeyinde ts-Sendika Seryisi — Asgari üc retin gelişimine ilişkin ıstatıstikler, son belirlenen asgari ücretin de in- sanca yaşama ücretinden çok uzak, sefalet ücreti düzeyinde kal- dığını ortaya koyuyor. Asgari üc- ret öncelikle kendi belirleme sis- temi içinde de büyük gerileme kaydetmiş bulunuyor. Petrol-Iş Sendikası Araştırma Dairesi Müdürü byas Köstekli'nin brüt 414 bin ve net 261.954 lira olarak belirlenen yeni asgari üc- retin ne anlaraa geldiğine ilişkin istatistik verilere dayalı olarak ilk aşamada yaptığı bazı önemli be- lirlemeler şöyle: Her zaman asgari insanca ge- çinme ücretinin çok gerisinde ka- lan asgari ücret, kendi sistemi içinde de sürekli gerileme kayde- diyor. Asgari ücret 1963 yılı baş- langıç ve 100 kabul edildiğinde, dün belirlenen asgari ücTetin ger- çek değeri 1990 ortalaması için 55.6'ya kadar düşmüş bulunuyor. Aynı ölçülerle 1988 yılı 55.7 ve 1989 yılı 53.2 olarak bulunduğun- dan, asgari ücretin son belirleme- den sonra 1988 düzeyini ancak koruduğu söylenebiliyor. Asgari ücret belirlenmesinde kullamldığı söylenen besin içi ve besin dışı harcamalann doğru he- saplanması halinde ise daha da acıklı bir tabloyu sergiliyor. Ço- cuklu aileye göre hesaplanması bir yana, çocuksuz bir aile için iki ki- şilik besin içi harcamalar 264.337 ve besin dışı harcamalar da 732.641 lirayı bulıryor. DİE veri- lerine göre 996.978 lira tutan bu harcamalaıa 14 aylık %80 enflas- yonun ortalama %40 artış getir- diği varsayıLyor. Bu hesaplama ile 1 milyon 395 bin 769 lirahk bir sonuç ortaya çıkıyor. w Genç emekliye9 çözüm ANKARA (Cnmhurivet BSro- su) — Maliye ve Gümrük Bakan- lıgı kamudaki "genç emekliler" sorununa çözüm anyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıgı bun- yesinde yürütülen çalışmalarda da Türkiye'de emeklilik sistemi için yeni proje hazırlanıyor. Sayıları 2 milyon 800 bini aşan emekli, dul ve yetim aylığı alan- lara ödemede bulunan kuruluşla- nn mali yapılarının saglıklı hale getirilmesi ve sosyal güvenlik sis- temlerindeki farkldıkJann gideril- mesi için Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlıgı bünyesinde çahş- malar başlatüdı. Bu çalışmalar sı- rasında, değişik sosyal güvenl' kuruluşlanndan emekli, dul ve yt tim aylığı alanlar arasında farklı- lığın giderilmesi konusu üzerinde de duruluyor. Maliye ve Gümrük Bakanı Ad- nan Kabved, devlet memurianrun emeklilik sisteminde de bazı de- ğişiklikler yapılması yönünde ça- lışmalar yürütüldüğünü söyl'edi. Kahveci, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "65 yaşın alnndaki emektilerin istibdama katkıda bo- Innacagı yerde işsizliğe yol açügını" söyledi. Kahveci, "genç emekliler"in başka kuruluşlarda çahştıklannı, böylece, yeni işgücü- ne açılacak çalışma alanlanmn daraldığıru belirtti. Kahveci, dev- let memurlan için "ikramiye sıfırlama" yöntemi üzerinde du- rulduğunu kaydetti Kahveci, "emeUUigi teşvik" uy- gulamasma karşı olduğunu sozle- rine ekledi, „ Bu arada, sosyal güvenlik ku- nıluşları arasmda farklı uygula- malar emekli aylıklan arasmda uçurumun büyümesine yol açtı. AA'nın haberine göre Emekli San- dığı'nın en yüksek devlet memu- ru emeklisi için 2 milyon 498 bin lira odemesine karşın, Bağ-Kur'da en yüksek ayuk 933 bin 265 lira, en düşük aylık da 65bin 755 lira olarak uygulanıyor. Emekli dev- let memurlarının en düşük aylığı 417 bin 200 lira olarak uygulanır-' ken, SSK'dan ayhk alanlar için r- - dûşük miktar 299 bin 950 lira. f % kalıyor. SSK emeklilerine ayda en , fazla 974 bin 650 lira ödeniyor. ' < • Çelik-Iş Başkanr na gözaltı ANKARA (Cumhnriyet B t r o - su) — Bağımsız Çelik-lş Sendikasiy , Genel Başkanı Metin Türker, sen- " dikanın Iskendemn'da düzenledi- ği miting öncesinde, önceki gece evine gelen polisler tarafından. gözaltına alındı, daha sonra da' serbest bırakıldı. Çelik-tş Sendikası Genel Baş- t kanı Türker hakkındaki gıyabi tu- .' tuklama kararmın Ankara Cum-' huriyet Savcıhğı'nca 14 Kasım 1989'da açılan davanın duruşma- larına katılmadığn gerekçesiyle ve- rildiği bildirildi. Uye kayıt ücret- lerinin yasalara aykın olarak sen- dika tarafından ödenmesi ve işçi- lere avans verilmesi gerekçesiyle . TCK'nın 510. maddesi uyannca ' "emniyeti suiistimal" savıyla haklarında dava açılan genel baş- kan Türker ve genel mali sekre- ter Feridnn Tanknt'un 5 yıla ka- dar hapis cezası ile cezalandırıl- malan isteniyor. Türker, bu gıya- bi tutuklama karan nedeniyle Ce- za Muhakemaü Usul Kanunu'nun 223 ve 229. maddeleri uyannca önceki gece 20.00 sıralannda evi- ne gelen polis memurlarınca göz- altına alındı ve emniyete Rötürül- dü. Türker, daha sonra Anka- ra 9. Asliye Ceza Mahkemesi du- ruşma salonunda Tankut ile bir- likte yargıç önüne çıktı. Yargıç, iddianamenin okunma- sından sonra Türker'e mahkeme tarafından arandığını, adresi bu-_ lunamaması nedeniyle, savunmr sının alınması için gıyabi tutukl»y _ ma kararı verildiğini söyledi. S a - " ' vunmasını yapan Türker, adresi- nin belli olduğuna dikkat çekti ve bütün suçlamalan reddetti. Tan- kut da Türker'in savunmasma ay- nen kaüldığını belirtti. Yargıç, da- ha sonra Cumhuriyet Savcısı'nın da görüşüne uyarak gıyabi tutuk- lama karanmn amacına ulaştığı- nı, sanıkların savunmalarının alındığmı belirterek tahliyelerine karar verdi. Yargıç, yargıJamaya 18 ekimde devam edilmesini de öngördü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear