23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 TEMMUZ 1990 P A B T İ L E B D E N İçki yasağı MeclistejKESî HABERLER CUMHURÎYET/ll Ömer Çiftçi, Ankara Valiliği'nin bazı bölgelerinde içki satışını yasaklamasını bir soru önergesiyle TBMM gündeminc getirdi. ömer Çiftçi, Başbakan Yıldırun Akbulut'a, bu uyguiamanın "şeriat devleti provası" olup olmadığinı sordu. SHP'li | Çiftçi, Başbakan Akbulut tarafından ' yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, "Bu uygulama ülkemizde şerıat devleti oluşturma çabasında olan güçlere uyunı sağlama, deslek olma ve onlara prim verme amacıru mı taşımaktadır" diye sordu. (Ankara / ANKA) suW* Siyasi bunahm faaliyet gösteren Yeni Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Orhan Üçok, üJkede "siyasi bunalım" yaşandığıru bildirdi. Uçok, "Bağıınsız bir cumhuriyet olan KKTC'nin iç işlerine kanşılmamalı. Türkiye'deki birtakırn yetkililer, KKTC'deki ban işadamlan Ue birlikte milli iradeyi yönlendirmeye çahşıyor" dedi. YDP Genel Başkanı Orhan Üçok, siyasi temaslar nedeniyle bulunduğu Ankara'da bir basın toplantısı düzenledi. Üçok, cumhurbaşkanı, milletvekili ve yerel seçimler sonrası, Demokratik Mücadele Partisi'nin seçim sistemini boykot gerekçesiyle parlamentoya girmediğini anımsattı. (Ankara / ANKA) DemirePin programı £ Süleyman Demirel, 20 temmuz - 6 ağustos tarihleri arasında partisinin 12 U ve 1 ilçe kongresinde konuşacak. Demirel, 20 temmuz cuma gürrü partisinin Balıkesir kongresine katılmak üzere tstanbul'a gidecek. Buradan helikopterle Balıkesir'e geçecek olan 1 Demirel, il kongresinde konuştuktan sonra, I / Balıkesir Fuarı'nın açılışına katılacak. Â Demirel, 22 temmuz'da Manisa, 26 temmuzda Izmir, 28 temmuzda Kayseri, 29 temmuzda Eskişehir, Kütahya ve Afyon il kongreleriyle 30 temmuzda Ankara-Çankaya ilçe kongresine katüacak. Demirel, ağustos ayırun ilk haftasında da Denizli (4 ağustos), Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ (5 ağustos) ile Gaziantep (6 ağustos) il kongrelerinde konuşma yapacak. (Ankara/AA) Horzum Bankası eski Genel Müdürü hakkındaki iddialan araştırmakla görevii Meclis Komisyonu, yurtdışında da inceleme yapabilmek için TBMM Başkanbğına başvurdu. Komisyon dün yaptığı toplantıda, geçen ay Istanbul'da araştırma yapan alt komisyonunun hazırladıgı raporu inceledi. Komisyon Başkanı ANAP Adana Milletvekili Ledin Barlas'ın yaptığı açıklamaya göre tstanbul Belediyesi ve Zmlak Bankası 'ndan beklenen yazılar komisyona ulaşmadığı için çalışmalara 20 temmuz cuma günü devam edilmesi kararlaşürıldı. Ledin Barlas, komisyonun tsviçre'ye giderek inceleme yaprnasına ilişkin bir söruyu cevaplandjnrken yapılacak başvuruyu hazırladıklanru belirtti. (Ankara / AA) • • • * Basın Ozgürlügü Odtilti • tsUnbul Haber Servisi — Gazeteciler Cemiyeti'nin, "Basın özgürlüğü Ödülü", kişi olarak TBMM Başkanı Kaya Erdem'e, kuruluş olarak da Türkiye Barolar Birliği'ne verilecek. Gazeteciler Cemiyeti'nden yapılan yazıh açıklamaya göre Basın Özgürlüğü Seçici Kurulu, 13 temmuzda yaptığı toplantıda, ödüllerin, basın özgürlüğünü savunan yönünde çaba harcayan kişi olarak TBMM Başkanı Kaya Erdem'e, kuruluş olarak ise Türkiye Barolar BirliğTne verilmesini kararlaştırdı. ödül plaketleri, 24 temmuz saJı günü saat 18.30'da, Emirgân Korusu Beyaz Köşk'te düzenienen toplantıda verilecek. Gtivenlik soruşturması işliyor • ANKARA (AA) — Adalet Bakanı Oltan Sungurhı, SHP Çonım Milletvekili Rıza Ilıman'ın 'güvenlik soruşturmalanyla' ilgili soru önergesine verdiği cevapta, güvenlik soruşturması yönetmeligınin yürürlükte olduğunu bildirdi. Sungurlu, Ilıman'a gönderdiği yazılı cevabında, güvenlik soruşturması yönetmeliğinin iptali istemiyle açılan bir davanın 1989 yılmda reddedildiğini kaydetti. Bir başka dava üzerine Danıştay tdari Dava Daireleri genel Kurulu'nca, 'Resmi Gazete'de yayımlanmadığı' gerekçesiyle güvenlik soruşturması, yönetmeliğinin iptal edildiğini hatırlatan Sungurlu, bu karann 'düzeltilmesi' için başvuruda bulunulduğunu, fakat bunun sonuçlanmadığını belirtti. Ev sahibini afişli protesto • GAZİANTEP (AA) — Gaziantep'te bir kiracı, evden çıkmasını isteyen ev sahibini protesto etmek için evin penceresine, "Vicdanlı ev sahibi aranıyor" yazıh pankart astı. Müzeyyen Kurtar (42) adlı kadın terzisi 14 yıldan beri kiracı olduğunu ve oturduğu daireyi hem işyeri, hem de ev olarak kullanmak zorunda kaldığını belirterek "Ev sahibinin kaprislerinden bıktım. Bunun için bu protesto yolunu sectim" dedi. Müzeyyen Kurtar, kirada oturduğu daireden aynlmak istediğini, ancak bütçesine göre kiralık ev bulamadığını kaydederek "Hep ev sahipleri (kiralık) yazacak değil, bende kiracı olarak (vicdanlı ev sahibi anyonım) yazdım. Belki çağrıma cevap veren olur" diye konuştu. İzmir'de 1402'likler görevde • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından 1402 sayılı yasa gereği görevinden alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Türkan Süren, Prof. Dr. Veli Lök, Prof. Dr. Erol Mavi ve Prof. Dr. Cumhur Ertekin dün görevlerine başladılar. Ege Üniversitesi Tlp Fakültesi tarafından hazırlanan kücük bir törenle karşılanan öğretim üyelerinden Prof. Dr. Veli Lök, arkadaşlanmızın arasına dönmekten çok mutluyuz. Geri dönmemiz bize pazartesi günü bildirüdi. Apar topar geri döndük. Şu anda uzun süredir ayn kaldığımız yeni yaşama intibak etmek istiyoruz" diye konuştu. İthal sflaha ilgi • ANKARA (AA) — Türkiye'de ithal sılaha olan ılgi »iderek artıyor. Bu yıhn ilk dört ayında geçen yılın aynı önemine göre ithal edilen ateşli silah sayısı yüzde 51.2 oranında artarak 1.968'e ulaştı. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (HDTM) verilerine göre ocak-nisan döneminde ithal edilen silah sayısında görülen artışa karşın, ödenen döviz miktarı yüzde 23.5 azaldı. Dört ayda ateşli silahlar için 660 bin dolar tutarmda döviz ödendi. DÜZELTME • llhan Selçuk'un dün yayımlanan 'Pencere' köşesinde, 'Colosseum, Isa'dan önce 82 yıhnda açümıştı' şeklinde yer alan cümle 'Colosseum, Isa'dan sonra 82 yıhnda açılmıştı' şeklinde olacaktır. Anayasa Mahkemesi, 424 ve 425 sayılı KHK'ları esastan incelemeye karar verdi Kararnamelere yargı yoluSHP'nin başvurusunu ele alan Anayasa Mahkemesi, İçişleri Bakanı ile Olağanüstü Hal Bölge Valisi'ne "sansür ve sürgün" başta olmak üzere geniş yetkiler tanıyan kanun hükmündeki kararnameleri esastan incelemeyi kararlaştırdı. Karar, 5'e karşı 6 oyla alındı. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Anayasa Mahkemesi, İçiş- leri Bakanı Jİe Olağanüstü Hal Bölge Valisi'ne, "sansür ve sürgün" başta olmak üzere geniş yetkiler tanıyan 424 ve 425 sayılı kanun hükmünde kararnameleri esastan incelemeye karar verdi. Boylece, bu kararnameler için yar- gı yolu açılratş oldu. Anayasa Mahkemesi, söz konu- su KHK'lara ilişkin SHP'nin yap- tığı başvuruyu, dünkü oturumun- da ele alarak, 5'e karşı 6 oyla esas- tan incelerneyi kararlaştırdı. önü- müzdeki günlerde Anayasa Mah- kemesi raportörü tarafından ince- lenmeye başlanacak olan söz ko- nusu KHK'lar daha sonra Anaya- sa Mahkemesi heyetince görüşü- lecek. Anayasa Mahkemesi'nin bu ka- ran, Güneydoğu karamamelerinin "nÜdiğTne deaçıklık getirdi. Söz konusu kararnamelerin, anayasa- mn 148. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan "olaganüstü hal karamameleri" olduğu belirtile- rek, iptali için Anayasa Mahkeme- si'ne başvurulamayacağı savunul- muştu. Ancak bu kararla, 424 ve 425 sayılı KHK'lann, "olağanüs- tü hal kararnamesi" niteliği taşı- madığı ortaya çıktı. SHP adına başvuruyu yapan Seyfi Oktay, "Gerçekten çok an- lamlı bir soooç" olarak nitelediği Anayasa Mahkemesi karannı de- ğerlendirirken, "Anayasa Mahke- mesi, hukui devleti ilkesj ve an- layişını koruma görevine sahip çıkmış, kendi görevine ve işlevine oygun bir karar vermiştir" dedi. Aksine bir karar çıkması halinde, Türkiye'de demokrasinin fülen iş- lernez hale gelmesi sonucunun do- ğabileceğini kaydeden Oktay, şöy- le dedi: "Bu KHK'lar, her ne kadar anayasamn 121. maddesinin 3. hkrasına göre cumhurbaşkanıoın başkanlığında kararlaştınlınış ise de içeriği ve kapsamı itibanyla anayasamn bu maddesinde belir- tenen KHK niteliğinden uzaktır. Gerek mûcavir alan ihdası ile ola- ğanüstü hal bölgesi dışında da olağanüstü hal rejimi uygulamak, gertkst olağanüstü hal bölgesi ve mücavir alan dışında tüm ülkede uygulanan hükumler taşımakta- dır. Böyle bir düzenleme huknk devleti ilkesini ve anlayışını tü- miiyle etkisiz haie getirebüecek bir içerik de taşımaktadır. Bu karar- dan sonra, basınla ilgili olarak ge- ürilen çok sert, lusıtlayıcı hukıim- ler için iptal yolu da acılmıştır. Bundan böyle olağanüstü hal böl- gesi dışında çıkanlan dergi ve ga- zetelerin rayını )-asaklanama)aca- ğı gibi, matbaalar da kapatılama- yacakür. A>nca İçişleri Bakanı da bir sıkıyönetim komutam gibi knl- lanacağı yetkilerden yoksun kala- cakdr." Ankara Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi idare htkuku öğretim üyesi Prof. Dr. Metio Gundaj da Ana- yasa Mahkemesi'nin 424 ve 425 sayılı KHK'lan denetleyebüeceği- ne ilişkin karannı son derece an- lamlı olarak niteleyerek, "Çünkü, bu KHK'lar olağanüstü hal KHK'lan olup, anayasamn 148. maddesinin birinci fıkrası uyann- ca bu KHK'lann olağanüstü hale ilişkin olraalan nedeniyie şekil >e esas bakımından anayasaya aykı- nlığı iddiasıyla Anayasa Mahke- mesi'nde dava açılamayacagı be- lirtilraiştir. Anayasa Mahkemesi bu karanyla, aslında hukuk dev- leti ilkesiyle açıkca çelişeo ve ola- ğanüstü hal rejimini bir anayasal rejim olmakian çok bir polis re- jimi biçiminde anlayan 1982 Ana- yasası'nın getirmiş olduğu bu yar- gı denetimi kısıntısını aşmış bu- lunmaktadır. Dolayısıyla hukuk devleti açısından sevindiricidir" diye konuştu. Günday, şöyle de- vam etti: "Anayasa Mabkemesi'nin kara- nnın gerekçesini bilmemckle bir- likte, bu kararnameler ile olağa- nüstü hal yönetiminin işlemlerinin etkisinin olağanüstü hal bölgesi dışına taşınldıgı gözonunde tutul- dugunda, Anayasa Mahkemesi- nin anılan kararnamelerin bu hü- kümlerini olağanüstü hal kararna- meleri olarak değil de olağanüs- tü halin ilan edilmediği bölgeler- de etkisini gösteren olağan karar- nameler olarak anladığını sanıyo- ruz. Örnegin. 424 sayılı KHK'nın 1/a maddesiyle İçişleri Bakanı'na tanınan yayımlanan her türlü ba- sılnuş eser hakkında bunlann oia- ğanüstü hal bölgesi içinde ya da dışında basılmış olup olmadığına bakılmaksızın basılmalannı, ço- ğaltılmalannı, yayımlanmalarını ve dağıtılmalanm yasaklaraa ve gerektiğinde bunlan basan nutba- alan kapatma yetkisi, ya da ola- ğanüstü hal yönetiminin işlemle- rinin etkisini mücavir alan deni- len ve aslında yine olağanüstü hal bölgesi dışında yer alan alanlara 'ONURLU VE ÖZGÜR BİR YAŞAM'IN İKİNCİ ETABI KOCAELİ^DE BAŞLADI ASAM YÜRÜY HALKİNEMEK YÜRÜYÜŞTE İKİNCİ ETAP — HEP milletvekilleri dün Kocaeli ve Sakarya'da yarüyüslerini snrdürdüler. HEPyürüyüşüne'polis ilgisi' YALÇIN ÇAKIR KOCAELİ / ANKARA — Halkın Emek Partisi'nin 11 kurucu milletvekilinin 9 gün- lük "onurlu ve özgür bir yaşam" ytirüyü- şünün ikinci etabına Kocaeli'den başlayan 11 milletvekili Sakarya ve Bolu'yu yürüye- rek geçip dun akşam Ankara'ya vardılar. Kocaeli il gırişinde polisler HEP otobüsü- nün yolunu keserek milletvekillerinin dışın- da yürümek isteyenlere engel olacaklannı söylediler. Milletvekillerinin yürüyüşüne va- tandaşlar alkışlarla eşlik etti. SBP ve TBKP Kocaeli kumcuları da yürüyüşe katıldılar. Daha sonra Kocaeli-Adapazan arasında bu- lunan dört lastik fabrikasını gezen milletve- killeri, Sakarya'da çok sayıda polis otosu ta- rafından izlendi. HEP otobüsünün Sakarya girişinde önü- nü kesen polisler, Sakarya Valisi'nin talimatı olduğunu ve şehir içinden geçiş yapamaya- caklannı bildirdiler. Bu nedenle Fehmi Işık- lar ile polisler arasında tartışma çıktı. Da- ha sonra, kendilerini "emek takımı" olarak adlandırılan milletvekilleri, kent merkezin- den yürüyerek gectiler. Bolu girişinde de po- lisler tarafından karşılandı. Bolu girişinde polis, HEP'lilere "Sizlere engel olmayaca- ğu, ancak sivil v«tandaşlardan yüriiyenleri fflme alacağu" dedi. Olaysız geçen yürüyüş sırasında Halkevleri Bolu Sekreteri Kemal Güngöl'ün gözaltına alındığı Öğrenildi. HEP'liler bugün Ankara'da eski TBMM bi- nasından yeni Meclise kadar yürüyecekler ve yarın Kınkkale'ye hareket edecekler. da yaymasına iUşkin hükümleri, bir olağanüstü hal KHK'smda yer alabiiecek rürden hikiimler defS- dir. Çünkü, olağanüstü hal karar- nameleri sadece ve sadece olağa- nüstü halin ilan edildiği böigeler- de uygulanabilir. Bu nedenle Ana- yasa Mahkemesi, sözü edilen hü- kümlerin anayasaya uygunlugu- nun denetlenebileceği sonucuna uiaşnııştır, ki bu sonuç son dere- ce yerindedir. Anayasa Mahkeme- si'nin bu yaklaşımı ışığı altında, adı geçen kararnameİeria bu hü- kümlerine dayanılarak yapılacak işlemlere karşı (matbaa kapat- mak, yayınJan yasaklamak gibi) idari yargı yoluna başvurulacagı- nı da kabul etmek gerekir." MuhaUriıııiz Doğana saldırı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Gazetemiz Ankara bürosu muhabirlerinden Ali Doğaa'ın evine silahlı saldında bulunuldu. Saldırganlar Ali Doğan'm eşi Tü- Un Doğan'ı demir çubuklar ve ta- banca kabzası Ue yaraladılar. Yenimahalle örnekevler Yapı Kooperatifi Başkanı Mehmet Re- cep Erdoğdu'nun inşaatında ça- uştığı belirlenen üç inşaat işçisi ta- rafından gercekleştirilen saldın ile ilgili olarak savcılıkça soruşturma başlatıldı. Saldırganların kimlik- lerinin saptandığı ve yakalanma- lan için çalışmalann başlatıldığı bildirüdi. Ankara büromuz muhabirle- rinden Ali Doğan bir süre önce, Batıkent'te, Mehmet Recep Er- doğdu'nun bir başka şahsa "lo- hçto" saldında bulunmasına tanık olmuş ve Erdoğdu aleyhinde mah- kemede tanıklık yapmıştı. Bunun üzerine Erdoğdu, tanıklığını geri alması için birkaç kez kendisi, ya- kınlan ile arabası ve evine saldın dOzenlemişti. Bu saldıniarla ilgi- li davalann da halen mahkemekr- de sürdüğü bildirüdi. önceki gece meydana gelen olayda, üç kişi olan saldırganlar, saat 21.45'te silahlı olarak Do- ğan'ın evine girerek iki el ateş et- tiler. Daha sonra dlerinde demir çubuklarla içerde bulunan Doğan, eşi ve cocuğuna saldırdılar. Do- ğan'ın eşi tabanca kabzası ve de- mir çubukla başından ve kolun- dan yaralanırken Doğan da evde bulduğu sert cisimlerle saldırgan- lara karşı koymaya çalıştı. Saldır- ganlar daha sonra hızla olay ye- rinden uzaklaştılar. Konu, Anka- ra Valiliği'ne, emniyet müdurlü- ğüne ve jandarma il alay komu- tanlığına ilctildi. GüneyAmerika İnsan Haklan veRuh Sağlığı Enstitüsü Başkanı Becker, Türkiye'de Protestocu İnal'a İşkence, iıısaııuı kişiliğiııi yıkıyor' ERBİL TUŞALP ANKARA — Güney Amerika tnsan Haklan ve Ruh Sağlığı Ens- titüsü Başkanı Dr. David Becker, Şili'de 14 Mart 1990 tarihinden bu yana bir devlet politikası olarak iş- kenceye başvunılmadığım söylü- yor. Dr. Becker, General Pinoc- het'nin devlet başkanlığından ay- nlmasımn bu gelişmede önemli bir etken olduğunu vurgularken işkencenin olumsuz sonuçlannın üçüncü kuşağa kadar yansıdığına dikkat çekiyor. Bir Alman yurttaşı olan psiko log doktor David Becker'in Şili ile ilgisi, kendi deyişi Ue "bir siyasal göçmen olan eşinin onu Şili'ye kaçınnasıyla" başlıyor. Dr. Bec- ker, işkencenin insan üzerindeki etkilerini ve işkence sonrası yaşam konusunda doktora eğitinıini ta- mamlamış, otuz beşinde genç bir psikolog. Türkiye İnsan Haklan Vakfı- nın çağrıhsı olarak ülkemize gel- diğini sö>'lüyor Dr. Becker, "insan haklanna karşı davranışlaria ilgili kuruluşlarda çalışanlann, dene- yimlerini birbirlerine aktarmak- tao sorumlu olduklannı" ekliyor. Dr. Becker, Şili'de 16 yülık bi- lançonun çok kabank olduğunu, 15 milyonluk bu ülkede askeri re- jim altında 450 bin kişinin işken- ceye uğradığnun saptandığını, bunlardan 50 bininin ağır travma- lara maruz kaldığını söylüyor. İş- kencede ölen, gözaltındayken kay- bolanlann sayısı ise yaklaşık 4 bin kadar "Sayıiarla konuşurken çok dikkatii davranmak zornndayız" diyor Dr. Becker ve "Bir yanda or- taya çtkmayan olaylar var, öte yan- da da sayılaria korku üretimine neden olmak" diye surdürüyor. Korku ve devlet ilişkisi Psikolog doktor David Becker Güney Amerika İnsan Haklan ve Ruh Sağlığı Enstitüsü'nün çahş- maları konusundaki sorulan ya- nıtlıyor: "Biz üç alanda uğraş veriyoruz. öncetikle işkence karbanlannı te- davi ediyoruz. Bnnlann rümü biz- ce ağır vakalar. Enstitümüz baş- kenl Santiago dışında örgüdenmiş değil. İkinci nğraş alanımız ülke dfizeyinde insan haklanna gönül verenlerin eğitimi oluyor. Son ola- rak da rah sağhğı ile ilgili çaiışma- lar yapıyoruz. Orneğin Şili'de kor- ku ve devlet teröninü çözümleyen bfiyâk bir arastırma yüriitüyo- rnz." Çalışmalannı enstitü rnerkezin- deki 6 ekiple yürüttüklerini söy- DAVID BECKER — Şili'de bilanço kabank. Şili'de 450 bin kişinin işkence gördüğünü saptadıklarını söyleyen Becker, "İşkence sadece bilgi almak için yapılmıyor. Insanın kişiliğini yıkmak, kurbanın politik aktivitesini yok etmek ve onu topluma bir örnek olarak yaşamasını sağlamak amacı daha ağır basıyor. lüyor Dr. Becker. Her ekipte 5 psi- kolog, 2 psikiyatrist, bir sosyal hizmet uzmanı ve bir pratisyen he- kim var. Her hekim ortalama ola- rak yılda, aileleriyle birlikte 80-100 hastayla ilgileniyor. Santiago dı- şında, iki üç gün süreli grup tera- pileri de yapıbyor. Bu yöntemle yılda bin civannda işkence kurba- nıyla tartışmak olanağı bu- lunuyor. Katolik ya da komiinist Katolik Kilisesi'nin koruması altında Pinochet'nin gazabından kurtulabildiklerini vurgulayan Dr. Becker, "ağır baskılara uğrama- malannda Pinochet'nin iyi bir Ka- tolik olmasının rolü olup olmadıgı" sorusunu gülerek yanıt- hyor. Dr. Becker, "O isterse iyi bir Katolik, isterse iyi bir komünist olabüecek yetenekte bir devlet adanudır" diyor. İşkence suçuna kanşan doktor- lann Şili Tabipler Birliği'nden dış- landıklarmı, ancak mesleklerini sürdürdüklerini söyleyen Dr. Bec- ker, "Bu suçun özellikle askeri doktoriarca işlendiğine" dikkat çekiyor: "Çünkü işkence sadece bilgi al- ma amacına donük olarak yapıl- mıyor. İnsanın kişiliğini yıkmak, kurbanının politik aktivitesini yok etmek ve onun topluma bir örnek olarak yaşamasını sağlamak ama- cı daha ağır basıyor. Bunun için işkence kurbanının ölmcmesi ge- rekiyor. Doktorlann görev aldık- lan nokta burası oluyor. Askeri doktorlar ise bunu bir emir ola- rak algılıyoriar ve gereğini yerine getiriyorlar." Dr. Becker, "Askeri doktoriann önce asker mi, yoksa doktor mu olduklan" sorusunu önce anlamı- yor. Sonra "Ne yazık ki bizde de büyük çoğunluğu önce asker son- ra doktor olduklarına inanıyoriar" diyor. "Politik olaylann uyguladığı- mız tedavide katkısı olduğuna inanıyorum" diyerek şöyle an- latıyor: "KurbanJann çok ağır hasta ol- duklannı düşünüyonız. Hem sa- dece kendileri değil, ailelerine de yansı>3n yanlan var. tşkencenin olumsuz sonuçlannın üçüncü ku- şağa kadar yansıdıgını bilimsel olarak saptamış bulunuyonız. Hastalan normal tıp literatürii ile psikiyatrik dille kategorize edemi- yoruz. Biz bunu yaparsak, onlan bbbi hastalar olarak göriırsek, on- lann çektikleri acılann politik içe- rikli olduğunu yadsımış olacağı- mızı biliyoruz." Dr. Becker, Şili'de yeni bir dar- be olasılığı sonısuna "kesinHkle hayu-" yanıtını veriyor. Pinochet yönetiminden sonra demokratik yapıya doğru yavaş, ancak sağhklı bir geçiş süreci yaşandığıru belir- terek "Şili halkımn gdecek üç yıl içinde insan haklan konusunda göstereceği performans Şili de- mokrasisinin geleceği için çok önemli olacak" diyor. Bu konuda atılan ilk adımlardan söz ediyor Dr. Becker: Hükümet askeri yö- netimin birikdrdiği insan haklan sorunlannı araştırmak ve bir ra- por hazırlamak için sekiz kişilik komisyon olaşturdu. Bu komis- yon hem gerçekleri ortaya çıkara- cak hem de adaletin işlemesini sağlayacak. Bu iki görev arasında denge, sonuçta toplumsal banşa ulaşılmasını sağlayacak. Zor bir iş gibi gönınse de başanlamayacak bir iş değil. Zorluk, Şili'de ordu- nun hâlâ birinci güç olması ve Ge- nelkurmay Başkanı Pinochet'nin halkın çektiği acıyı kabul etmeye yanaşmamasından kaynaJdanıyor. Beyin küçülmesi tanısı konan idam hükümlüsü Göktaş'ın avukatı 'Raporlar açıklaıısıııİdam hükümlüsü Şükrü Göktaş'ın avukatı Veysel Akay, beyin küçülmesi tanısının Ankara'daİci doktorlar tarafından koyulduğunu, bu konuda bir rapor düzenlendiğini, ancak bu belgelerin kendilerine ulaşmadığını behrterek "Raporların açıklanmasını, bunagöre tedavinin yapılmasını, gerekirse Göktaş'ın yurtdışma gönderilmesini istiyoruz" dedi. İZMtR (Cumhuriyet Ege Büro- su) — Aydın Cezaevi'nde geçen yıl yaptığı 52 günlük açlık grevi- nin ardından beyin küçülmesi ta- nısıyla önce Ege Üniversitesi Has- tanesi'ne sonra da Ankara'da Nu- ınune Hastanesi'ne kaldırılan idam hükümlüsü Şükrü Göktaş hakkında raporlann açıklanması istendi. Göktaş'ın avukatı Veysel Akay, doktorlann "beyia küçülmesi" tanısını koyduklarıru anımsatarak "Raporiar Aydıa Cezaevi'nde. Bunlann açıklanma- sı için Aydın Tabip Odası'na baş- vurduk. Raporlann açıklanması- nı, bona göre tedavinin yapılma- sını, gerekirse Göktaş'ın yurtdışı- na gönderilmesini istiyoruz" de- di. . Beyin küçülmesi tanısıyla bir süre önce Ege Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Hastanesi'ne kaldınlan, buradan Ankara'da Numune Hastanesi'ne götürülen ve gerek- li incelemelerden sonra yeniden Aydın Cezaevi'ne gönderilen idam hükümlüsü Şükrü Göktaş hakkında girişimkr başladı. Gök- taş'ın avukatı Veysel Akay beyin küçülmesi tanısının Ankara'daki doktorlar tarafından koyulduğu- nu, bu konuda bir rapor düzen- lendiğini ancak bu belgelerin ken- dilerine ulaşmadığını belirterek "Müvekkilimin durumu çok cid- di. Beyin küçülmesi olayı ihmale gelecek bir konu değil. Bir an ön- ce gerekli tedavinin başlamasını istiyoruz" diye konuştu. Akay tutuklu ve hükümiülerin Eskişehir'den Aydın'a sevki su^a- sında yapılanların unutulmadığı- nı, iki kişinin yaşamını yitirdiği- ni belirterek şunları söyledi: "Tutuklu ve hükümiülerin Es- kisehir'de başlattıklan açlık gre- vi anında yaşadıklan vahşet orta- da. Vahşet yeni sürgün yerinde de daha da yoğunlaştınlmış, netice- de H.H. Eroflu ve M. Yalçınka- ya adlı iki hükümlü öldnrülmüş, geride onlarca sakat bınıkılmıştır. Şükrü Göktaş'ta birçok doktor tarafından beyin küçülmesi görül- müştür. ÖnceBkJe Göktaş'ın sağ- hk dosyasında raporiann acıklan- masım istiyoruz. Bunun için izmir Tabib Odası'na başvurduk. On- lar da konuyu Aydın Tabib Oda- sı'na sevk etti. Her şeyden önce sağlık raporianmn muamma ol- maktan pkanlması gerekmekte- dir. Ondan sonra zaman kaybuun olası kötü sonuçlan dikkate alı- narak Türkiye'de tedavisi müm- kün olmayan bu hastalığın iyileş- tirilmesi için Göktaş'ın yurtdısı- na gönderilmesi sağlanmahdır." Avukat Veysel Akay Ceza Usul Yasası'run 399. maddesinin teda- visi yurtiçinde rnürnkün olama- yanların yurtdışma gönderilmesi için yeterli olduğunu belirterek yetkiülerin hassas olması gerekli- ğini belirtti. Haber Merkezi — Cumhurbaş- kanlığı seçimi öncesi yaptığı açık- lamalarda Turgul Özal'ın cumhur- başkanlığına adaylığına karşı çık- tığı gerekçesiyle Balıkesir Barosu Başkanı Turgut lnal hakkında sürdürülen soruşturmada, takip- sizlik karan verildi. Avukat Tur- gut tnal, Balıkesir Baro Başkan- lıgı'nın 8.10.1989 tarihli duyunı- sunda da "Kendine bir cumbnr- başkanı olarak hitap etmeyece- ğiın. Tören ve konferanslaruuı ka- tümayacağım. KaOİdığı lörenler- de bulunmayacagım ve boylece protestomu yıllarca ortaya koyacağım" diyerek özal'ın aday- lığına karşı olduğunu bildirmişti. Balıkesir Cumhuriyet Savcıhğı'nca, tnal hakkında, söz- leri TCK'nın 158. maddesine gir- mediği ve 159. maddeye aylon bir hüküm de buJunmadığı gerekçe- siyle takipsizlik karan verildiği öğ- renildi. öte yandan tzmir Barosu Baş- kanı Sabri Kurt, yeni adli yıhn başlangıcında Türkiye Barolar Birliği Başkam'nın konuşmasmın programdan çıkanlmasım, öteki barolara gönderdiği bir bUdiri ile kınadı. "Savunmayı susturmaya çahf- mak, yargı bağımsızlıgına ve adâ- letin gercekleşmesine ihanettir" başhklı büdiriyi yurt çapında bir- çok baroya gönderen Kurt, "Ül- kemizde hukuk devleti kurma ça- lışmalannda, bizi durdunnaya, susrunnava biç kimsenin güci yetmeyecekör" dedi. Daha önce Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Barolar Birliği Baş- karu'na "Anayasayı iyi okuması" m önerdiğini anımsatan Kart, hu- kukçular olarak bir elektrik mü- hendisine böyle bir öneride bulun- mayı öncelikle hak ettiklerini be- lirtti. Türkiye Barolar Birliği Başka- nı'ndan yeni adli yılda yapacağı konuşmanın metninin istendiği belirtilen bildiride, bu isteğin san- süre yönelik bir uygulamadan baş- ka bir şey olmadığı vurgulanarak "Devletimizi hukuk devleti ol- maktan ahkoyanlar, hukuk devted olma yolundaki kazanımlan bir çırpıda yok sayanlar, bu yok say- mayı kurumlaşnnp sürekhlik sağ- lamaya çalışanlar ve bu çaltşma- lara yanuma olan kanuncular bu- nu böyle bilmelidir" denildi. Nûfus cüzdanlanmızı toplu halde yitirdik. Eskileri geçersizdir. SABAHA TTtN BA TUR. TANSEL BATUR ve İHSAN HA YRİ BA TUR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear