Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 TEMMUZ 1990 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÛN
Metooroloii Genel Müdünüğü'n-
den aknan bilgiye göre: Yurdun
kuzeybatı kesirrteri parçaiı az bu-
iutJu, fltskı yeher az bulutlu ve
açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI
değişmeyecek. RÛZGÂR: Güney
ve bab. yurdun kuzey kesımlerin-
de kuzey ve doğu yönlerden ha-
fif, ara sıra orta kuvvette esecek.
DENIZLERİMİZDE: Akdeniz'de
kıble ve lodos, ötekı denizlerime-
de yıldız ve poyrazdan 2-4 kuv-
vetinde saatte 4-16 denız mtlı hızia
ecek. Dalga yüksekliğı 0.5-1.5
.,,. dolayında butunacak. VAN GÖ-
LÛ'NDE HAVA: Az bulutlu ve açık
geçecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden hafif, ara sıra
orta kuvvette esecek. Göl kûçük dalgalı olacak.
Adana
Adapaan
Mıyaman
Afyon
Aflrı
Anöra
Antakya
Anttfya
Artvifi
Aydın
Battasr
Btotik
NagM
Brtfe
Sokı
Burs»
Çanatoale
Çorom
Oendı
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
33° 24° Dıyartalor /
32° 19» Edirne /
39°26°Eıaman 1
31° 14° Erzunım 1
29° 12° Eskiştfır
33°19°Gazı*tef>
31°29°Giresun 1
30° 21° Gûmüştene
3f 1«°H*)*i ı
36°22°lsparte
30°20°islantxJ
32° 18° izmif
3S°18°K«
30° 17° Kisamong
30° 16° Kays»ri
3f18»Kırttorel
32°2r
>
Knwı
33
o
20
c
KuUtv
3S°22°kUaly>
* 40° 23° Mansa t
\ 33° S° K.Maraş /
* 34°19°Mefan t
\ 29°14°Mu0ka >
k 31°T7°Muş >
\ 38°23°N*}e t
» 28°22°0ntu t
\ 30°W°Rize /
\ 33°2f
>
Samsun /
* 31° « ° Sirt f
\ 29°21°Smof> )
»3S°21°S«as /
* 29° 13° fcfanJafl t
\ 30° 16° Trataon t
\ 33° 16° Tüncel! *
»30°21°Uş» /
\ 34° 19° Van /
» 31° 15° Ytagat t
\ 38°21°ZonQukl* /
k 36° 24°
k 38° 22°
k 31° 26°
k 33°22°
k 34° 18°
k 32° 16°
k 28°22°
k 27° 21°
* 28°20°
k 38°25°
k 27°21«
k 31° 14°
k 31° 20°
k 28° 22°
k 36° 21°
^ 31° 16»
k 30° 14°
k 31° 14°
k 25°20°
K* yajmurlu Q£sısk A-açık B-bukıOu G^uneşt K-kartı S-aslı
Kopenhag U
Londra ^ ^
j y ^ »Berlın:
Q
c Paris
•viyana
Lenıngrad 4 »
• t
Moskova
• Şam
Kahıre*
OÜNYAOA BUGÜN
AmstenbmA 23°
Amraan A 38°
Atna
Bagdd
Barataa
Basd
Belgrad
Berin
Bonn
Briüsel
Ccnem
Cray.
Oddc
Dubai
FranMurt
Srne
KDm
Kopenhag
KUn
Leteşa
A 34°
A 49°
A 29°
A 30»
A «4°
A 24°
A 29°
A 27°
30°
31°
31°
40°
45°
29°
30°
21»
35°
2D°
27°
A 35°
Lenngrad
Londra
Madrid
Momreaı
Mostawa
Mûnh
Y 18°
A 28°
A 38°
A 31°
A 26°
Y 20»
A 28°
A 23°
A 19°
A 27°
A 28°
A 46°
A 30°
Y 28°
A 38°
A 30»
A 36°
A 29°
A 30»
A 24°
VAsftnglonA 32°
Zûnlı A 30»
Mo
Paris
Ptag
Rıyad
Roma
Şrty»
Şam
Inus
Viyana
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Gemilerde kullanı-
lan halat aksamından
bir ip çeşidi. 2/ Kalay
oksit katılarak do-
nuklaştırılmış ya da
kemik tozu katılarak
yarı donuk hale geti-
rilmiş cam... Nişan.
3/ Pokerde her oyun-
cu tarafından ortaya
konan para... Odunu
marangozlukta kuila-
nılan bir Afrika ağa-
cı. 4/ Halk müziğine
özgü telli bir çalgı...
Sözsilz oynanan köy
seyirlik oyunlarının genel adı. 5/ Ge-
mide yelkenlerin açılması... Ödeşme,
razı olma. 6/ Rutherfordyum elemen-
tinin simgesi... Üzerine üçgen biçimin-
de yelken asılan seren. 7/ Uğur, iyi ta-
lih... Maglup. 8/ Güney Ameriİca'da
yaşayan bir tukan türü. 9/ Yüce, yük-'
sek... Tesir.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Küçük han. 2/ KaJın bükülmüş si-
cim... tki kulplu ve geniş karınlı antik
tesü. 3/ Renkli minerallerden oluşan bir tür kayaç... Ticaret eşyası.
4/ Telefon sözü... Eski Mısır'da guneş tannsı... Türkçede ilgi adılı.
5/ Pi&ibalığıran küçüğü. 6/ Öğütülmüş tahıl... YaprakJan saiata ola-
rak yenen baharlı bir bitki. 7/ Çatal bıçak takımı yapmakta kulla-
nılan gümüşlü bir alaşım. 8/ Engel olan, geciktiren anlamında es-
ki sözcük... Küçük erkek kardeş. 9/ Evcil hayvanları üretrae ve ye-
tiştirme bilimi.
oO YIL ÖNCE Cumhuriyet
Heyeti Vekile
17 TEMMUZ 1930
Heyeti Vekile bugün saat beşte toplanarak devaire ait bazı
hususat ile bir kısım iktisadî mesaili muzakere etmiştir.
Heyeti Vekile 930-931 bütçelerinde müvazeneî umumiyeye
dahil tahsisatı döviz noktasından tetkik ederek hulâsatan şu
karara varmıştır:
Devlet bütçesinden ecnebi ithalâtı emteası olarak satın
alınan eşya bedeli 11.653.000 lira olarak bulunmuştur.
Bundan sonra alınacak eşya Heyeti Vekile kararile
abnacaktır. Büyük inşaat için alınacak maJzeme, yerli
olmayan mefruşat, melbusat, iaşe levazımı, tesisat, ecnebi
mütehassısı celbi Heyeti Vekile kararile olacaktır. Her
tarafta 2500 liradan fazla kambiyo alınmasını icap ettirecek
taahhüdat için Heyeti Vekile kararı lâzımdır. Belediye, idarei
hususiyeler, devlet sermayesi bulunan şirketler de bu
ahkâma tabidir. Mülhak bütçeli devair de bu şekilde idare
olunur.
Âsri ahırlarE STWM UfOmt
nrl Ah Itrı m
MİH ŞOFÖR ve ZİRAİ M^Kl^lST
MckttM
SO TEMMUZ PAZAR GUNU
tnek ahırları mes'elesi henüz
halledilmemiştir. tnekçilerin
Şehremanetine tekrar
müracaatta bulunarak
ahırlann asri surette inşaasının
3 sene daha temdidi veya
ahırlann Emanet tarafından
inşası ile inekçilere kira ile
verilmesinin rıca edilmesine
karar verdiklerini yazmıştık.
Dün Şehremanetinde bu hususta tahkikatta bulunduk.
Emanette salâhiyettar zevat şu sözleri söylemektedirler:
"— Bize inekçiler böyle bir müracaatta bulunmamışlardır.
^mafıh bu müracaatın da bir semeresi olacağını
z>-~.jetmeyiz. Çünkü inekçilerin istedikleri şeylerin
yapılmasına imkân yoktur. Tklimatname ahkâmı tatbik
edilecektir. Bunun için yeni mühlet te vermek kabil değildir.
Ahırların Emanet tarafından yapılarak inekçilere
kiralanması teklifıne gelince buna da imkân yoktur. Çünkü
bu kadar ahırı yapmak aşağı yukarı 1 milyon liranın
kapısıdır. Buna ise emanetin mali vaziyeti müsait değildir.
Maamafi inekçiler müracaat ederse teklifleri tetkik edilir"
30 YIL ONCE Cumhuriyel
Kennedy'nin demeci
17 TEMMUZ 1960
Dünyarun değiştiğini belirten
Kennedy, eski çağın sona ermekte
olduğunu, eski usullenn
yürütülmiyeceğini bildirmiştir.
Kuvvetler muvazenesine isaret eden
Kennedy, "yeni ve pek çok rnüthiş
silâhlar, yeni ve kararsız milletler,
halk kitlelerine yöneltilen yeni •••
tazyikler ve muhrumiyetlerin mevcut bulunduğunu"
açıklamış ve "dünyanın üçte birinin hür olabileceğini fakat
üçte birinin kaba bir tenkilin kurbanı ve diğer üçte birinin de
fakirlik, açlık ve kıskançlık ile sarsıldığını" belirtmiştir.
Demokrat Parti Başkan adayı, "yeni bir neslin liderliği
zamanı gelmiştir, yeni meseleler ve yeni imkânlarla yeni
insanlar uğraşmaiıdır" diye ilâve etmiş ve bütün dünyada,
bilhassa yeni mernleketlerde genç insanlann iktidara
geldiğini belirtmiştir.
Kennedy, "bugün yeni bir cephenin kenarında bulunuyoruz,
bu cephe bilinmiyen imkânların ve tehlikelerin yerine
getirilmemiş ümitlerin ve tehditlerin cephesidir. Bu vaadler
değil ve fakat meydan okumaların bulunduğu bir cephedir.
Bu daha çok güvenlik yerine daha çok fedakârlık
gerektirmektedir" demiştir.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Gorbi şoku
17 TEMMUZ 1989
Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Paris'teki
sanayileşmiş 7 ülkenin (G-7) zirvesine yaptığı çağnda Doğu-
Batı arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesini
:
-verek, ülkesinin dünya ekonomisi içindeki yerini almayı
> dçladığını belirtti.
AP'nin Paris kaynaklı haberine göre Gorbaçov, Fransa
Cumhurbaşkanı François Mitterrand'a gönderdiği mektupta,
ülkesinde uygulanmakta olduğu perestroyka (yeniden
yapılanma) politikasının, Sovyetler Birliği'nin dünya
ekonomisine katılımı ile yakından bağlantılı olduğunu
belirtti.
Batılı diploraatik kaynaklar, bir Sovyet liderinin
sanayileşmiş Ulkeler zirvesine ilk kez doğrudan mesaj
gönderdiğine dikkat çekiyorlar.
Mektubunda, "Bizim uygulamakta olduğumuz perestroyka,
-•dünya ekonomisine tam olarak bütünüyle katılmaktan ayrı
-aüşünülemez" diyen Gorbaçov, Batılı ülkeierle SSCB
»•arasındaki ikili ilişkilerin geliştiğini; ancak global ekonomik
cHconulardaki işbirliğinin aynı düzeyde olmadığını belirtti.
TARTISMA
Bu TRT Yönetnni GhmelidirL.
Yazarıyla, oyuncusuyla, yönetmeniyle, bestecisi, yorumcusu,
icracısıyla, yapımcısı ve teknik ekibi, emekçisiyle bu ülkenin
sanatsal üretim yapan pırıl pırıl insanları bir avuç çağdışı
düşünceli bürokratın esiri olamaz!..
TRT böyle gitmediği için bu yönetim git-
melidir!..
Türk halkının beğenisini, beklentilerini ve
isteklerini hiçe saydıklan için gitmelidirler!..
Düşünce ve uygulamaları ile seyircinin ge-
risinde kaldıkları, ustelik yansız davranmadık-
ları, ekranı baştan aşağı yabancı yapımlarla
doldurdukları, Türk halkına çağdaş Türk ya-
pıtlan vermedikleri, bundan kaçmdıklan, öne-
ri ve projeleri sürekli reddettikleri için gitme-
lidirler!..
Sineması can çekişen bir ülkenin, bu dala
gönül veren, ömür veren bir avuç sanatçı ve
emekçisine kapılannı sonuna kadar açmak ye-
rine, 198 bölümlük, 240 bölümlük demode
Güney Amerika dizilerine kucak açtıklan ve
bunu geçen gün yıllık programlannı sunarken
sey-irciye matah bir şeymiş gibi duyurdukları
için gitmelidirler!..
Neredeyse kilo ile satın alınan iceriksiz, an-
lamsız, kimi zaman da ahlaksız yabancı ya-
pımlan satın alıp.ekrandaoynatmakla televiz-
yonculuk yaptıklarını sandıkları ve Türk hal-
kı ile Türk sanatını, sanatçısını ekranda bu-
luşturmaktan kaçmdıklan için gitmelidirler!..
Genel Müdürü, Daire Başkanı ve şu anda
yönetimdeki yetkilileriyle birlikte çekip gitme-
îi, yerlerini TRT içindeki aydın, çağdaş, işi bi-
len ve bunca yıldır özveriyle çalışan gerçekçi
kadrolara bırakmalıdırlar!..
Ne var ki, yönetimdekiler seyirciye ve sanat-
çıya olduğu gibi, kendilerine de saygıdan yok-
sundurlar!.. Koltuklanndan, atanmadan kalk-
maya niyetli değildirler!..
Işte bu nedenle, bunlar henüz gitmediği için
ben gidiyorum!..
Ben, 19 yıldır TRT'ye sayısız skeçler, oyun-
lar, diziler yazan ve milyonlarca seyirciyi
"gülümsetebileB" bir Türk yazarı olarak, yü-
rekten sevdiğim ülkemin radyo ve televizyo-
nuna bu yönetim gidene dek tek satır yazı yaz-
mayacağım!.. Bunu söyleyebilmek aslında çok
acıdır. Ama, bu yönetimin Türk sanatına ve
sanatçısına verdiği zarar daha da acıdır.'..
Tnrkiye'nin, TRTye sanat ve fıkir üreten say-
gın kişileri gittikçe yoğunlaşan bir baskı için-
dedirler... Yerli yapımlara kapılar sıkı sıkıya
kapalıdır... Lütfedip (!) kabul buyurdukları za-
man da senaryolar ilkel bir denetim anlayışı
ile doğranmakta, filmler parça parça kesil-
mekte, kimi zaman da değerli besteci ve şar-
kıcıların eserleri yasaklanmaktadır!..
Tüm bunları göz önüne alarak ben bu yö-
netim için yazı üretmemeye karar verdim. Ama
biliyorum ki, benim bu kararım yarın başka
meslektaşlarım da aynı doğrultuda karar ve-
rirse, öbür gün sanatçı arkadaşlarım da bunu
destekler "Biz d« oynamıyoruz" derse, bir an-
lam kazanacaktır... Ben tek başıma hiçbir şe-
yi değiştiremem, fakat birlikte değişmesini
sağlayabiliriz. Bu yönetimin değişmesini iste-
mek ve bu uğurda korkusuzca çaba göster-
mek, açıklamalarda bulunmak tek tek ya da
birlikte yasal eylemlerde bulunmak için bulun-
duğumuz koşulların farkına varan her onur-
lu Türk sanatçısının görevi olmalıdır düşün-
cesindeyim!..
Yazanyla, oyuncusuyla, yönetmeniyle, bes-
tecisi, yorumcusu, icracısıyla, yapıması ve tek-
nik ekibi, emekçisiyle bu ülkenin sanatsal üre-
tim yapan pırıl pırıl insanları bir avuç çağdışı
düşünceli bürokratın esiri olamaz!..
Halkımızın kola boykotu, et boykotu vb.
gibi eylemlerle artık tepkisini göstermeye baş-
ladığı bir dönemde, bu halka ömrünce iyiyi,
doğruyu, güzeli vermeye çalışan biz sanatçı-
lar tepkisisiz kalamayız!..
Şunu unutmayalım ki, bizler bir süre
TRT'siz olabiliriz. Ama TRT yazarsız, yönet-
mensiz, oyuncusuz, bestecisiz, şarkıcı-
türkücüsüz, kısacası sanatçısız bir tek gün bile
olamaz!.. Sabahtan akşama kadar yabancı ya-
pımlarla Türk televizyonu olmaz!.. Müslüman
mahallesinde salyangoz satarak koltuklarını
koruyamazlar!..
Bu nedenle, bizler de artık kendi gücümü-
zün bilincinde olalım!.. Tepkilerimizi ortaya
koyalım!.. Toplu ya da tek tek açıklamalara
başlayahm. Sanatçı onurunu ve halkın istek-
lerini hiçe sayan bu saygısız yönetimin
TRT'nin başından gitmesi için tüm yasal ey-
lemlerimizi yapaJım!.. (Basın toplantılan,
açıklamalar, direnişler, duyurular, boykotlar,
mektuplar... vb.)
Hep birlikte -TRT'ye değil- TRT'yi bugün
yönetenlere hayır diyelim!..
lçtenlikle yapuğım bu çağrıma yukanda an-
dıklarımın dışında saygıdeğer Türk basının-
dan, hangi partiden olursa olsun çağdaş dü-
şünmesüıi bilen sayın parlamenterlerden ve
kendisine asla layık olmadığı bir ekran sunu-
lan milyonlarca vefakâr Türk seyircisinden
destek bekliyorum!..
KANDEMtR KONDUK
'Sevinee Her Şey Kolay
9
Dünyanın kutladığı işçi bayramını yasaklamak; katılanları,
devlet büyüklerimizce günlerce önce yakılan yeşil ışığa
dayanarak kurşunlamak. Bu mu uygarlık?
tstanbul Şirinevler Fizik Tedavi Merkezi'n-
deki odasına girdiğimizde "Gülay Beceren"
uyuyordu. Çapa Tıp Fakültesi'nden nakli bir-
kaç saat önce yapılmıştı, yorgundu. Hastane
yönetimi, Gülay'ı ta Ankara'dan ziyarete gel-
diğimizi dikkate alarak bize 10 dakikalık gö-
rüş izni vermiş, kapıdaki polis, fotoğraf ma-
kinelerimizi, büyük bir nezaketle de olsa top-
lamıştı. "Daha ilk giinden sorun çıkmasın, ku-
r«l böyle" diyordu.
Biz Ankara'dan, "Gülay Beceren için d elc
kampanyası" ile ilgili birkaç arkadaştık; Onu
görebilmek için saatlerce sokaklarda, telefon
başında beklemiştik. Ne var ki yerini bulup
izin de çıkınca yeterince sevinemediğimizi gör-
dük: Ne diyecektik Gülay'a? Sıcak, ağır bir
gündü... 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı kutlamak is-
teyen bu 20 yaşındaki üniversite öğrencisine
sıkılan kurşunun acısını kalbimizde, beynimiz-
de, sızlayan bedenimizde duyuyorduk. Ne di-
yecektik Gülay'a? Odaya bu baskı altında gir-
dik, ama içerde her şey birden değişti: Gülay
uyuyordu. Annesi, terini silerek uyandırma-
ya çalışıyor; o, uykusu içinde güzel bir rüya
görür gibi tatlı tatlı gülümsuyordu dünyaya...
— Kızım bak Ankara'dan konuklarımız
gelmiş...
Gülay, upuzun yattığı yerde uyandı. Bede-
ni hareketsiz, gözleri pırıl pırıldı. Belli ki ya-
şama küsmemiş, inancını ve güvenim yitirme-
mişti.
Olup bitenlerden hiç söz etmedik. Politika
ile ilgili tek sözcük de kullanmadık. Gerçek
öylesine büyük ve çarpıcıydı ki sözcüklere yer
kalmamıştı. Aynca o gerçeğe, sanıyorum, baş-
ta Gülay, hepimiz meydan okuyorduk, onu
yenmeye kararlıydık.
Bir arkadaşımız:
— lşler iyi gidiyor, iyi sonuç alacağız, biz
çok umutluyuz, dedi kısaca.
Kampanyadan mı umutluydu, yoksa Gü-
lay'ın iyileşmesinden mi, bu pek belli olmadı
ama Gülay anlamıştı: "Ben de, ben de çok
umutluyum" diye konuştu gülerek. "Tedavi sı-
rasında neler yapmayı düşünüyorsun?" soru-
suna ise "Hayatta yapacak o kadar çok şey
var ki yanıtım verdi. En başta okumak istedi-
ği tüm kitapları okuyacaktı. Doğal olarak da
dersleri vardı, çalışıp sınavmı verecekti. Gu-
lay Beceren, Teknik Üniversite elektrik-
elektronik öğrencisi.
— Zor bir branş seçmişsiniz?
— Sevince kolay, zaten her şey öyle değil
mi? Sevince kolaylaşır.
Gülay'm yanından çok daha mutlu aynldık.
Belki bazı şeyleri ömür boyu yapamayacaktı.
Ama biz artık onun yapamayacaklannı değil,
oturarak ya da iyileşmiş olarak yapabilecek-
lerini düşünüyorduk; üretebileceklerini...
Bugüne dek doğru, yanlış az emek vermedik,
ama ne olduysa gençlerimize oldu. Daha yol-
larını ararken sürüldüler cepheye ve üzerleri-
ne basıp geçtik, bilerek bilmeyerek... Öldüler,
sakatlandılar, eğıtimleri yarım kaldı. Dünya
kamplara ayrümıştı. Sıcak savaşı, soğuk sa-
vaşı, ideoloji savaşıru onlar icat etmediler; tüm
bunları gümuş tepside gençliğe sunan süper
güçlerdir. Bu ülkenin gençlerinin dünyadaki
bu akımdan uzak kalması beklenemezdi: Cl-
ke sorunlanna eğildiler ve kendilerini sorgu
ve işkence odalannda, cezaevlerinde buldular.
ölmeyenler şimdi oralarda yudum yudum yi-
tiriyorlar yaşamlarını... Kurtulup çıkanlar ise
işsiz, sürekli takipte... Hiçbir şeye karışmasa-
lar da gece yarılan evlennden alınıp götürü-
lüyorlar. Testiyi kırmadan, "Ya kırarsa" ör-
neği peşin dayak, peşin işkence, peşin ceza yaz-
gıları...
Toplum ne zaman yitip giden bu gençliğe
sahip çıkacak? Dünyanın kutladığı işçi bay-
ramını yasaklamak; katılanları, devlet büyük-
lerimizce günlerce önce yakılan yeşil ışığa da-
yanarak kurşunlamak. Bu mu uygarlık?
JALE CANDAN
İSTANBUL ÜNtVERStTESİ İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME İKTİSADI
ENSTİTÜSÜ'NÜN ADAY ÖGRENCİ KAYDI DEVAM ETMEKTEDİR
Yönnicilik çağında yaşıyorıu; diplomanız başarı için yeterli de|i!dir. Ar-
ıık, 21. yüıyılın koşullarına gör eğirim görme zorunlulugu vardır.
Ülkemizde, bu konudakı ihtiyacınızı en iyi şekilde "yöneticilik ejitüninde
36 yıllık deneyimi" olan Işletme İktisadî EnstitüsO'nUn aşa&daki program-
larından en az birine katılarak sajlayabilirsiniz:
I—GENEL IŞLETMECILİK PROGRAMLARI: (1 akaderaik yü süreli)
İ-İŞLETMECILİK İHTİSAS PRCKİRAMI
(Türkçe öjreıım yapan günduz ve gece bolümleri vardır)
2-IŞLETME IDARESİ PROGRAM1
(S'atılı, en az 5 yıllık pratik deneyim, 6 hafta süreli)
II—ÖZEL İŞLETMECİLİK PROGRAMLARI:
(Bu programlann Ingilutce, TOrkçe dillerinde 1 akademik yılsüreyle
öğretim yapan günduz ve gece bölUmleri vardır.)
1-ULUSLARARASI IŞLETMEClLlK İHTİSAS PROGRAMI.
2-TURİZM (ŞLETMECILİĞİ İHTİSAS PROGRAMI,
3-İNŞAAT IŞLETMECİLİĞ1 İHTİSAS PROGRAMI.
4-DENİZ İŞLETMECİLİCI İHTİSAS PROGRAMI,
5-FİNANSAL KURULUŞLAR YÖNETİMİ İHTİSAS PROGRAMI,
(Banka, Sigorta, Borsa. Sermaye piyasası vb.)
6-HAFTA SONU YÖNETİCİLİK EĞITİMI,
7-TURİZM İŞLETMECİLIĞI ÖZEL UZMANLIK PROGRAMI (Iki
akademik yıl süreli, önlisansa eşdeger).
III-İNGİLİZ D1LI KURSLARI:
1) Ingiliz dilinde öğreıım yapan programlarımıza; iiletme-iktisat dallann-
da lısansustü programlara ve işhayatına Ingılizce Hazırbk nııelıginde 1 aka-
demik yıl süreli işletme ağırhklı Ingilizce Kurslan ve 2) Hafta sonu (Cumartesi-
Pazar) 1 yıl süreli tngilizce Dil Kurslarımız vardır.
KAYIT ŞARTLAR1
l.lhıisas programlanna katılabilmek için en az 4 yıllık bir yukseköğretim
kurumundan, Turizm tşleımeciliği Özel Uzmanlık Programma katılabilmek
için de lise ve dengi meslek okullanndan mezun olmak gerekir.
(1990 giız döneminde mezun olacaklar da aday kaydı yaptınlabilirler.)
2Aday kaydı 1 Haziran 1990 tarihinde başlayacak ve 29 Agustos 1990 gü-
nü saat 17.00'de sona erecek, seçim sınavı işjeunecilik ihtisas programı için
2 EylUI 1990 Pazar, dıjer programlar 1 Eylül 1990 Cumanesi günü yapıla-
caktır.
3.Aday kaydı için; 2 fotoğraf ve mezuniyeı ya da son sınıfta bulunduguna
ilişkin belge gerekir.
Dak* fazla bilgi icia: I.Ü. IşfctmeFakültesi lsktme İktisadî Enstitûsü 34850
Avcılar-tslanbul
Telefon: 591 44 91 — 591 99 78 — 590 14 27/325-326-300-301
591 39 64
Basın: 28963
VEFAT
Zonguldak Devrek Karabaşh köyünden, değerli
varhğunız, büyük insan, Zonguldak Maden Işçileri
Sendikası kurucularından, emekii başmadenci
Hacı S. SADIK EREN
hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 17.7.1990 Salı
günü öğle namazını müteakip Zonguldak'ta Ulu
Cami'den kaldırılarak asri mezarlıkta toprağa
verilecektir.
EVLATLARI
T.C KÜLTUR BAKAMIĞ! TÜRK VE ISLAM ESERLERİ MÜZESİ
B A L K A N
NACİ İSLİMYELİs
18 HAZİRAN - 30 TEMMUZ 1990 |2
5. KURULUŞ YILINDA V E S T E L ' I N DEÛERLI KATKILARIYLA
T.C. MALATYA
2. SULH CEZA MAHKEMESİ
Sayı:
Esas No: 1990/258
Karar No: 1990/457
C.Sav. No: 1990/582
Sanık: Osman Solraaz, Muharrem Oğ. Mediha'dan olma, 1965
D.lu, Pütürge ilçesi Gökçe Kö. Nüf. kayıtlı olup halen Malatya Sa-
ncıoğlu Mah. Camii yanı, No: 45'te oturur, bekâr-okur yazar, sabı-
kasız. Süt mamülleri satıcısı.
Suç: Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet.
Suç tarihi: 23/2/1990
Karar tarihi: 14.6.1990
Kesinleşme Ta.: 21/6/1990
Gıda maddeleri nizamnamesine aykınlık suçundan sanık hakkın-
da açılan kamu davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması
sonunda:
Mahkememizden verilip kesinleşen karara göre samğın suçu sabit
görülerek TCK'run 398.402/1-2.647 S.K.nın 4., 5. maddeleri uyannca
neticede 490.000 TL. ağır para cezası, 7 gün süre ile işyerinin kapa-
tüması ve 3 ay süre ile de cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatının
tatiline, karar kesinleştikten sonra karar özetinin kapatma süresi kadar
kalmak üzere büyük harflerle yazılmak suretiyle işyerinin göze ça-
rpan bir yerine yapıştırılmasına, aynca hüküm özetinin C. Savcılı-
ğı'na gönderilerek masrafırun bilahare hükümlüden tahsil edilmek
üzere, Ankara-Istanbul-lzmir'de, yayımlanan ve tirajı yuz binin üze-
rinde bulunan bir gazetede ve aynca Malatya'da yayımlanan bir ma-
halli gazetede derhal ilanına, karar verildiği Han olunur. 22/6/1990
Basın: 29045
AJNKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Kutsal Çöl'de Cinayet: (4)
Kitap Okumak Suç...
Mekke'nin 10 km. yakınındaki inşaat şirketine bir gün, 1985
yılında hac dönemi geçmiş, on on beş gün sonra iki polis ara-
basıyla on kadar polis gelir. Suudlular nasıl giyiniyorlarsa po-
lisler de öyle giyinmektedırler. Üzerlerinde ak entariler vardır.
Görevli işçi, onları alıp İdare Amiri Aydın İpek'e getirir: Polisle-
rin amiri:
— Biz, der, şirketin yöneticisiyle görüşmek istiyoruz.
— Şirketin müdürü yok, idare müdürü var.
— Peki, der Aydın İpek, İdare Müdürü Filistinlidir. Yanında
Mısırfı olan Personel Müdürü oturmaktadır. Personel Müdü-
rü Mısırlı Hattıata, ayağa kalkar ve gelenlerden birine "Hoş gel-
diniz"der, kucaklaşırtar. Aydın İpek, onları baş başa tHrakıp dışan
çıkar. Az sonra İdare Müdürü gelir: "Mr. Aydın, der. Bu arka-
daşlar, Mr. Atilla'yı arıyorlar". Aydın İpek aratıp Atilla'yı buldu-
rur. Atilla, idare Müdürü'nün yanına gider. Personel Müdürü
Hattıata gelir, Aydın İpek'e:
— İdare Müdürü Abdülkadir seni çağırıyor der. Abdülkadir,
ipek'e şöyle der:
— Mr. Aydın, bu kişiler sizin evinizi görmek istiyorlar. Eviniz-
de bir şey aramak istiyorlar.
Eve giderter. Eve girerken biri kitaplığı görünce "Oooo, ma-
şallah!" der. 5-6 tane "Nokta" dergisi, 5-6 tane de "Cumhuri-
yet gazetesi alırlar. Aydın ipek:
— Ne aradığınızı söyleyin, ben size yardımcı olayım" deyin-
ce, sakallı olanı:
— Biz aradığımızı biliyoruz! Yanrtını verir, Arapça. "Sana ih-
tiyacımız yok!"
Baslarında bulunan ve "Mr. Adnan" diye çağnlan Suudlu Şef,
sakallıya sorar:
— Bu, (yani Aydın İpek) Arapça biliyor mu? İyi mi biliyor
Arapçayı?
— Biliyor!
Bunun üzerine, Aydın İpek'in yanında Arapça konuşmama-
ya başlarlar polisler. Aldıkları arasında Cumhuriyet gazeteleri,
Nokta dergileri yanında Aziz Nesin'in "Sosyalizm Geliyor, Sa-
vulun", Mahmut Makal'ın "Yer Altında Bir Anadolu" gibi kitap-
lar da var.
Sonra birlikte, Şara Sittin denilen caddenin üzerindeki İkinci
Şube'ye giderler. Gözaltına alınan Atilla da orada beklelilmek-
tedir. Sakallı olanı, bu arada Aydın İpek'e:
— Aydın Bey, biz yemege gidiyoruz. İsterseniz size de bir şey-
ler getirelim. İster misiniz (Sakallı, çok güzel Türkçe konuşmuş-
tur. Aydın İpek sorar)
— Sen Türk müsün?
— Evet Türküm! Mardinliyim...
— Mardinliler, bu kadar güzel Türkçe konuşmaz. Sen nere-
de öğrendin, bu kadar güzel Türkçe konuşmayı?
— Aydın Bey, konumuz bu değil, lütfen...
— Sen, bunlann ajanı mısın?
— Beni ajanlıkla suçlayamazsın!
— Başka nedir? Bunlann uşağısın sen...
— Aydın Bey, karnınız aç değil mi?
— Aç değil! Aç olsa bile sizin gibilerin yemeğini yemem!
Atilla ile Aydın İpek'i ayn ayn hücrelere koydular. Aydın İpek'in
sorgusu başlamıstı:
— Şirkette ne iş yapıyorsunuz?
— Şirketin İdare Amiriyim...
— Şirkete gelen her şeyden, olaylardan haberiniz olur mu?
— dur!
— Peki, 1 Mayıs'ta toplantı yapmışsınız. O gün bazı aflsler
dağıtmışsınız, siz bizzat!
Aydın İpek düşündü, 1 Mayıs'ta dedikleri gibi bir toplantı yap-
mamışlardı. Toplant da afış dağıtma da söz konusu değildi. Polis
şefi Adnan:
— Arapça biliyor musun?
— Biliyorum.
Sakallı, Türk'ü göstererek:
— Peki, çevirmen olarak kullanalım mı arkadaşı?
— Hayır! Siz bana sorun, ister İngilizce ister Arapça. Siz ba-
na sorun, ben yanıtlayayım. (Sakallı Türk, ara sıra karışınca Ay-
dın İpek ona, "Sen karışma!" diyordu. "Sana gereksinimim
yok!" Sen bunlann uşağısın! Suudlu Mr. Adnan ise Türkçe an-
lamıyordu. "Bana bakın, benim yanımda Türkçe konuşmayın!"
diye, Aydın İpek'i de sakallı polisi de uyardı).
Polis şefi Adnan, Aydın İpek'e "Cumhuriyet" gazetesini
gösterdi:
— Siz bu gazeteyi nasıl okuyabiliyorsunuz? Bu gazetenin, bu-
raya girmesi yasak değil mi? Biz krallıkla yönetilen bir ülkeyiz.
Cumhuriyet, bu ülkeye nasıl girer? Hangi yollardan getirtiyor-
sunuz bu gazeteyi?
— O gazete, normal yollardan giriyor. Geliyor havaalanından,
bütün marketlere dağılıyor. Şu karşıkl markette var, birlikte gi-
delim, alalım marketten (Bir asker gönderildi, Cumhuriyet'i alıp
geldi asker).
— Türkiye'de yasak değil mi bu gazete?
— Ne yasağı? Türkiye, cumhuriyet., Cumhuriyetin gazetesi
bu...
— Peki, şu kitabı okumaya utanmıyor musun sen? (Kitabın
adt "Cinsel Politika"ydı. O da topianıp getirilmişti).
— Bu kitap psikoloji kitabı Ben psikoloji öğretmeniyim. Emek-
liyim, ama psikoloji öğretmeniyim...
— Ama bu kitabı okumak sizin yaşınıza uyuyor mu?
— Ne demek istediğinizi anlamadım!
— Peki, bu "Sosyalizm Geliyor, Savulun" kitabı ne oluyor?
Nereye geliyor sosyalizm?
— Bu kitap, bir gülmece kitabıdır. Bütün dünya dillerine çev-
rilmiştir. Sadece Suudcaya çevrilmemiş, ama bütün dünya dil-
lerine çevrilmiş bir kitap. Ünlû bir yazarın Aziz Nesin'in kitabı;
bir gülmece kitabı. Sosyalizmin gelmesiyle, gitmesiyle ilgisi yok.
— Onu, sen benim külahıma anlat!
— Peki, bu Nokta dergisi nasıl giriyor?
— O da karşı markette var. Normal yollardan giriyor...
— Peki, "Gizli Örgüt Nasıl Kurulur?" O ne oluyor?
— O bir roman. Gerçekten bu sakıncalı bir kitap olsa Türki-
ye'de de satılmaz. Orada satılıyor.
— Peki, 1 Mayıs'ta yaptığınız toplantıyı anlat! Afiş dağıt-
mışsınız?
— Toplantı yapmadık, afiş dağıtmadık. Bilmiyorum, görme-
dim. (Polis şefi Mr. Adnan, bir afiş çıkardı, afişte, zincirlere vu-
rulmuş bir insan. Elinde balyozla, zincirleri kırmış, altında Rusça,
Arapça, Türkçe daha birkaç dilden "Bütün Dünya İşçileri
Birleşiniz" yazısı var).
— Bunu siz yaptınız değil mi?
— Hayır! Ben bunu görmedim bile.
Uzun sorgulamadan sonra Atilla ile yüzleştirilirter. İki arka-
daşı birbirlerine düşürmek istemektedirler. Her yerde aynı
yöntem...
Aydın İpek, bir ay gozaltında kaldı. Biraz sert davrandılar, ama
işkence ne yapmadılar doğrusu. Ağzından itiraf almak istiyor-
lardı. Bir ara:
— Sen namaz kılmıyormuşsun, oruç tutmuyormuşsun! Kal-
dığın beş yıl içinde ne oruç tutmuşsun, ne namaz kılmışsın!
— Biz, laik bir ülkeyiz!
— Senin laikliğin burada sökmez! Burası Suudi Arabistan!
Krallıkla yönetilen dinl bir ülke.
— Ben namaz kılmayı, oruç tutmayı bilirim. Çocukluğumda
belki yapmıştım. Ancak biz laik bir ülke olduğumuz için isteyen
oruç tutar, istemeyen tutmaz. Ama burada oruç tutmuyorsun
diyemez bana klmse; oruç tutmamanın Suudi Arabistan yasa-
larına göre suç olduğunu biliyorum...
— Peki namaz kılıyor musun?
— Şu anda kılmıyorum!
— Biliyor musun namaz kılmasını?
— Biliyorum...
— Niye kılmıyorsun?
— Biz, laik bir ülkenin çocuklarryrz. Atatûrk'ün çoculdanyız. (PoNs
Adnan, Atatürk için ağır sözler söyledi. "Isjamı katletti" dedi).
— Hayır, Atatürk islamı kurtardı. Atatürkblmasaydı, Türkiye
olmazdı, İslam da kalmazdı Türkiye'de...
SATILIK
TRİPLEX VİLLA
Kuşadası Otuzevler'de deniz kenannda, yarım donüm
bahçe içinde.
Tel: (Izmir) 36 05 11
Akşam: 20.00-22Û0 arası