14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Cezayir'de Islami giyim • CEZAYtR (AP) — Cezayir'de geçen ay yapılan seçimlerde radikal tslamcüann güç kazannıasımn ardından Olkede yeni siyasal çallcantılann beklcndiği bildirilirken iktidardaki Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin 7 üyesi politbürodan ynldı. Bu arada başkent Cezayir'in yakınlanndaki bir tatil beldesinde radikal radikal Islamcüann baskılan üzerine sokaklarda şort, mayo ve banzeri "ahlaka aykın" giysilerle dolaşmanın da yasaklandığı bildiriliyor. Tipaza kenti yönetimi kadınlann da dizlerinin üzerinde etek giymesine izin verilmeyeceğini açıkladı. Polonya'da çiftçi eylemi • VARŞOVA (AA) — Polonya'da, hükümetin tanmdaki taban fiyatlan için güvence vermesini isteyen çiftçiler, yollan kapatma eylemine başladılar. Kırsal Dayanışma Sendikası'nın cağrısı üzerine, çiftçilerin dün Varşova-Poznan karayolunu traktör ve kamyonlarla kapatmalan üzerine başkent Varşova'ya giden araçlann yol kenannda uzun kuynıklar oluşturduklan bildirildi. Kırsal Dayanışma Sendikası Başkanı Gabriel Janonski, Poİonya televizyonunda yaptığı konuşmada, hükümetin son zamanlarda çiftçüere bazı tavizler vermesine rağmen eylemin vam edeceğini söyledi ve "Polonya'nın kalbi yollarda atmaktadır" dedi. Hindistan'da sınırda olay . • SRINAGAR (AA) — Hindistan'ın Keşmir eyaleti sınırında bulunan güvenlik güçleri, Pakistan'a geçmeye çalışan 6 silahlı Müslûmanı öldürdü. YetkiüleT 6 silahb kişinin, güvenlik güçleri tarafından uyanldıktan sonra öldürüldüğünü bildirdiler. Ote yandan isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Keşmir'de farklı olaylarda militanlann 3 Müslüman ve bir Hintliyi öldürdüğünü açıkladı. Hapishanede 3 ölü • MOSKOVA (AA) — Sovyetler BirliğTnin kuzeyindeki Komi özerk Cumhuriyeti'nde bir hapishane revirinde ayaklanma başlatan üç mahkûmun, olaya müdahale eden güvenlik vvetlerinin açtığı ateş - ..lucunda öldüğü büdirildi. Interfaks servisinin haberine göre hapishane revirinde üç hemşireyi rehine alarak kendilerine kurşun geçinnez yelekler, silah, el bombalan ve telsizle bir otomobil sağlanmasını isteyen mahkûmlar, hapishane yetkililerinin, isteklerinin görüşmeler yoluyla çözümlenmesi önerilerini reddettiler. ABDTİTV nıuhabiri • WASHINGTON (AA) — Amerikan Anayasa Mahkemesi, bir mahkûmla telefonda göruşme yapmasını ayarlayan kişinin kimliğini açıklamayı reddetmesi üzerine 6 ay hapse mahkûm edilen televizyon muhabirinin salıverilme isteğini reddetti. Anayasa Mahkemesi'nde, Texas'ın San Antonio kentinde bir TV istasyonunda çalısan muhabir Brian Karem'in serbest bırakılma isteğini reddetme karan 2'ye karşı 7 oyla alındı. Lübnan'da • BEYRUT (AA) — Lübnan'da beş aydır çarpışan iki Hıristiyan grup arasında anlaşma sağlandı. "Ateş Yasak" adını verdikleri anlaşmaya, meral Michel Aoun ile Ulbnan Güçleri Komutanı Şamir Caca'ya baglı temsilcilerin bulunduğu güvenlik komitesinde, yaklaşık üç saat süren görüşme sonucu vanldığı kaydedildi. Lübnan güçlerinin komitedeki temsilcisi Albay Fuad Malek, iki grubun da yalnızca ateşkes değil ateş yasağı konusunda anlaşmaya vardıklannı açıkladı. Dışişleri Bakanlığı ulusal çıkarlann zedelenmemesi için değerlendirmeye gidiyor Ankara'nın'Batı' sancısıYASEMÎN ÇONGAR SEMİH İDİZ ANKARA — Dış poiitikada güç bir dönemi yaşamakta olan Türkiye'nin, Batı ile ilişkilerinde zorlandığı ve yer yer de dışlanma- ya başladığı dıkkati çekiyor. Ba- tı'yla Uişkilerin daha çok kötüleş- memesi ile ulusal çıkarlann zede- lenmemesi arasındaki dengeyi tut- turabilmek için Dışişleri Bakanlı- ğVnda kapsamlı değerlendirmeler yapüıyor. Yunanistan ile ABD arasında- ki Savunma İşbirliği Anlaşması- nın (StA) hafta sonunda Türkiye' yi dolaylı olarak hedef alan ifade- ler içeren biçimde imzalanması, Güney Kıbns Rum yönetiminin AFye "ani" bir başvunı yapma- sı, Türkiye'nin bu alandaki diplo- matik güişimlerini olumsuz yön- de etkiledi. Dışişleri Bakanı Ali Bonr'in ABD'li meslektaşı James Bakcr ile TtırnberTy'de yaptığı gö- rüşme ve ardından AT başkentle- rinde yaptığı yoğun temaslar bu iki olası gelişmeyi önlemeye yöne- likti. Ancak Batılı yetkililerin An- kara'ya ilettigi birtakım güvence- lere karşın ortaya çıkan sonuç bu açıdan etkili olunmadığını ortaya koydu. Hadran başından beri birbiri- ni izleyen diplomatik darbelerin etkisinde olan Ankara, yaz döne- minin genel durgunluğuna karşın, somut politikalar ve yaklaşımlar vunma ışbirüği anlaşmasının re- vizyonunu isteyip istemeyecegi ko- nusunu gündeme getirdi. Kimi diplomatik kaynaklara göre Türkiye, hem Washington hem de Brüksel karşısında karar- h tepkiler göstermek zorunda. Ancak bu tepkilerin Batı bütün- leşmesinden belirli ölçülerde dış- lanma tehlikesini de beraberinde getirmesinden tedirginlik duyulu- lı olarak ortak etmesine neden ol- du. Eski Başbakan Papandreu- nun 198Tde anlaşmayı imyalamaV için önkoşul olarak Türkiye'ye karşi güvence sağlanmasını iste- mesi, Vtashington'un kendisine çok yakın gördüğü Mitsotakis dö- neminde gerçekleştirildi. Bu geliş- me, ABD'nin Ankara'ya önceden "Sizi rahatsız edecek ifadelerin anlaşmada yer almasına izin ver- Haziran başından beri birbirini izleyen diplomatik darbelerin etkisinde olan Ankara, yaz döneminin genel durgunluguna karşm somut politikalar belirlemenin yoğun çalışması içinde. ABD belirlemenin yoğun çalışması ıçin- de. Nitekim, Kıbns Rum kesimi- nin AT'ye üyelik başvurusunun, Topluluk Bakanlar Konseyi'nin 16-17 temmuzdaki toplantısında nasü bir kabul göreceği Türkiye1 - nin AT ile ilişkilerinde çok belir- leyici sonuçlara yol açabilecek. Öte yandan Atina ile Washington arasında imzalanan son anlaşma, Türkiye'nin eytül ayında kendi sa- yor. Ankara-Atina arasındaki so- runlann ve Kıbns konusunun, bir yandan Türk-ABD, öte yandan Tttrk-AT ilişkilerine yansımasıyla ortaya çıkan iki gelişmenin perde arkası söyle: 1) SIA ikilemi: Yunanistan'ın ABD ile imzaladığı StA, Atina- nın Washington'u Türkiye komı- sundaki olumsuz tezierine dolay- meyiz" yolundaki güvencelerine ters düşüyor. Aynca ABD Savun- ma Bakanı Rickard Cheaey'in ön- ceki gün Cumhurbaşkanı Ond da dahil olmak üzere Türk yetkilile- re, "Sizi hedef almadık" demesi ise Ankara'da inandına bulunma- dı. Nitekim dünkü haftalık basın toplantısında bu konuda yeni bir tepki göstermemeyi yeğleyen Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Mnrat OrtodoksKilisesi'ningövde gösterisi Patrik Birinci Dimitrios, ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Doğu Avrupa'da ateizmin başarısızlığa uğradığmı" ve "eski Hıristiyan dönemlerine dönüldüğünü" söyledi. WASHINGTON (AA) — Rum Ortodoks Kilisesi, Senato ve Tem- silciler Meclisı'nin ust düzey lider- lerinin kaüldığı bir törenle ABD Kongresi'nde gövde gösterisi yap- ü. Fener Patriği Birinci Dimitri- os'un onuruna düzenlenen ve Kuzey-Güney Amerika Rumlan Başpiskoposu Yakovas'ın da bu- lunduğu törende, Amerikan Kongresi'ndeki Rum-Yunan lobi- sinin "aüttUnUn" kiüseden ödül aldı. ödül alan Kongre üyelerinin hepsinin, Kongre'de Türkiye ve KKTC'ye karşı girişilen çabalara öncülük edenler olduklan dikkat çekti. Amerikan Kongresi'nde yapı- lan törende, Ermeni tasansını ha- zırtayan Senatör Robcrt Doie'a da Senato Cumhuriyetçi Parti lideri unvanıyla madalya verildi. Bu arada program davetiyesin- de Fener Patrikhanesi'nin "Uzun yıBar sörea tebat s o n c ı , ABD cdd Başkam Jimmy Cartcr ve Ba; piskopos YakoTas'ın çabalmnylm yeni binasna kavnjtaga" ifadesi dikkati çekti. Tören programında Dimitrios, "Konstıntinopl Ekonenikal P«trigi" olarak nitelendi. Türkiye ve aanlıklar Kıbns sorununun Kongre'deki en ısrarlı takipçisi sayılan millet- vekili Wtni«ııı S. BroomfleM, kendisine ödül olarak verilen St. Aadrew haçıyla yaptığı konuşma- da Türkiye'nin azmlıklara karşı tutumunu eleştirdi. Broomfield, " A B D ' B İ B ve Kongre'nin Türkiye'yi degerien- diriıkea aaalıklar IMMMUH öl- çü •tauanı" önerdi. Broomüeld, "Ttrldye'Bİıı azubUmnaa m u - •Mied Mr tantnsol kigıdı otacak" dedi. Bu sözler ayakta alkışlanırken milletvekili, Patriğin ziyaretinin, Türk-Yunan diyaloğunun başla- dığı bir aşamada gerçekleşmesine dikkati çekti. önceki gün Washington'daki Meçhul Asker Anıb'na çelenk ko- yan ve demokrasi savaşçılan için dua eden Patrik, dün Rum Orto- doks kadınlann yemeğine katıldı. Patrik bugün Beyaz Saray'da Başkan George Bostı ile görüşe- cek. SANDtNtSTLER — Contnriaria Sandinistlcr arasıada yer yer çatışnaiar cıkıyor. (Fotogrmf: Reater) Nikaragua'da hanlı grev Orta Amerika liderleri tüm uluslan Nikaragua Devlet Başkam Chamorro'ya yardım etmeye çağn-dı. Sandinist lider Ortega, ordunun grev kırmaya çağnlmasmı eleştirdi. Dı» Haberier Servisi — Nikaragua'da hü- kümet yanlıa eski Contralar ile Sandinist bir- likler arasında süren çatışmalann şiddetlen- mesi üzerine uluslararası yardım çağnsında bulunuldu. Orta Amerika devlet başkanla- n, önceki gün yaptıklan ortak açıklamada Nikaragua Devlet Başkan VioleU Chjunor- ro'nun desteklenmesi çağnsmda bulundular. Guetemala, El Salvador, Honduras ve Cos- ta Rica liderleri tarafından imzalanan bildi- ride "Ülkedeki kriıe cözüm bıdmaym çatasan hükümete tüm uluslann gerekli yardımı yapmmlan" istendi. Devlet Başkam Chamorro'nun emri üze- rine sokak gösterilerine müdahale eden po- lis ekiplerinin, göstericilere karşı şiddet kul- lanmadıklan bildirildi. Sökülen barikatlar- dan daha fazlasımn da yemden sokaklara dö- sendiği de eklendi. Polislerin kamu binala- nnı kontrol ahına alan Sandinist gösterici- lere müdahale etmedikleri haber verildi. Polis ve ordu güçleri Sandinistler tarafından oluş- turulmuştu. 2 temmuzdan beri devam eden grevlere or- dunun müdahale etmesi Sandinist liderlerin tepkisini topladı. Daniel Ortega grevin zor kullamlarak dağıtılması çabasının "kaostra yuygulaşmaa" ile sonuçlanacağın] açıkladı. Ortega geçen hafta sonu yapüması planlanan ancak daha sonra ertelenen görüşmelerin so- na erdirilmesi talebinde bulundu. Chamor- ro yönetimi Sandinistlerin ekonomi değil, si- yasi konulan görüşmek istemesini gerekçe olarak göstermisti. Anti-Sandinist Contra yönetiminin eski üyelerinden Roberto Ferrey, polisin grevci- lerle işbirliği yaptığına dair raporlar olduğu- nu açıkladı. Ferrey, şimdi Chamorro hüktt- metinde görevli. Sandinistleri destekleyen gruplann Soyyet yapımı AK-47 silahlan taşıdıklan bildirildi. Şubat seçimlerinden sonra dağıolan bu silah- lann geri verilmesi yolundaki hükümet çağ- nsına uyulmamıştı. Chamorro hükümetinin uyguladığı ekono- mik politikalara tepki olarak baslatılan grev- lerde, on gün içinde dört kişinin öldüğü, ya- ralı sayısının ise 100'ü aştığı bildirildi. Pa- zartesi günkü olaylann Anastasio Somoza'- nm devrildiği 1979 Sandinist devrimnden bu yana en şiddeüi olaylar olduğuna dikkat çe- kildi. Grev sırasında başkent Managua'daki uluslararası havaalam kapatüdı, kentin be- lirli bölgelerine su sağlanamadı, salı gününe kadar elektrikler kesildi. Elektrik kesintile- rinin aralıklı olarak süreceği açıklandı. Pos- tane görevlileri ile telefon çauşanlan da iş bı- raktılar. Yollarda oluşturulan barikatlar ne- deniyie işyerlerine ulaşılamadı. Yüzlerce fab- rikada çaîışmalar durdu. Sandinistler ekono- mik politikaların saptanmasında söz hakla- n olmasını istiyorlar. Şimdiki politikalar so- nucu çok sayıda işçinin ışsiz kalmasını eleş- tiriyorlar. Nikaragua'daki olaylann şiddetlenmesi üzerine ABD, Sandinistleri eleştiren bir açık- lama yaptı. Açıklamada Sandinistlerin ulke ekonomisinin düze çıkması için gerekli adım- lann atılmasına engel olduklan belirtildi. Ekonominin kötü durumundan on yıl süreyle iktidarda kalan Sandinıstlerin sorumlu oldu- ğu da kaydedildi. Snagar, bir soru üzerine "Ameri- kan Savunma Bakanı'mn söyle- dikleri konnsuıda büyuk bir tal- mİB içinde degffiz" demekle yetin- di. Sungar, Yunan StA'sının Türk - Amerikan Savunma ve Ekono- mik tşbirliği Anlaşması'na (SEİA) nasü bir etki yapacağma iliskin bir soruya yanıt olarak da "Zamanı gelince Türk - Amerikan Uişkile- rinin tüm veçbeleri degerlendiri- erek gerekli karar verilecektir" dedi. Ancak Dışişleri BakanlığYnın üst düzey yetkilileri Cmmhnriyet'e yapüklan değerlendirmelerde SE- , tA'nın revizyonunun pek düşünül- mediğini ifade ediyorlar. Bu tu- tum ise diplomatik çevrelerde, "Ankara riske ginnek istemiyor" diye yorumlanıyor. Nitekira gecer- liliği aralık ayında dolacak olan S yıllık anlaşmarun uzatılmasına Uişkin 1985'te başlayan görüşme- lerde yaşanan sıkıntı, o dönemin Türk - Amerikan ilişkilerindeki sancüann bir sonucuydu. Ancak Dışişleri yetkilileri, 1989'da ikili Uişkilerin Ermeni tasansı ve Be- yaz Saray'ın "24 Nisan mesajı'' ile Ermeni iddialanna sağladığı des- tek nedeniyle en sorunlu günleri- ni yaşadığım açıkça ifade etmele- rine rağmen, bu kez SEtA'da ye- ni bir revizyona yönelik görüşme- lerin yapılmayabileceğinden söz ediyorlar. Oysa SElA'yı uzatan 1987 tarih- li ek mektup, ikili ilişkileri zede- leyebilecek gelişmeler karşısında VVashington'un "elinden geleni yapacağı" taahhüdünü içeriyor. Ermeni sorunu, Fener Patriği'nin Washington ziyareti ve son olarak ımzaJanan ABD-Yunan StA'sı bu taahhüdun yerine getirümediğinin açık göstergelerini oluşturuyor. Türkiye'nin bu gelişmeler karşısın- da "sessiz" kalarak SEİA'mn ol- duğu gıbı devamına göz yumma- sı olasıhğı ise diplomatik çevreler- de "aİDSİararası platformdaki en büyiik dayanagıru yitirmek iste- meyea Ankara'ıun verecegJ öoemli bir odıin" olarak görülüyor. 2) AT ikilemi: Türkiye'nin AT başvurusunun "socucu ve süresi beürsiz bir bekleyişe" iülmesi son- rasında hazırlanan işbirliği pake- tinin uygulanması, Dublin zirve- si sonuç bildirisi ve Güney Kıbns 1 ın topluluğa yaptığı başvunı ne- deniyle tehlikeye girdi. Dublin zir- vesinden Kıbns konusunu Türki- ye - topluluk ilişkileriyle bağlan- tılandıran bir bildiri çıkmasma "sert" tepki gösteren ve bu tepki- yi hem Bakan Ali Bozer'in dış te- maslannda hem de Dışişleri Müs-» teşan Büyukelçi Tngay Ozçeri'nin Ankara'dakı girişimlenyle toplu- luk yetkililerine ileten Ankara, "Brüksel ile ilişkilerimi doadnnna" olasılığım gündeme getirmedi. Ancak Güney Kıbns 1 ın Topluluk Dönem Başkanlıgı- m yeni devralan Italya'mn beh'r- gin desteğini kazanarak yaptığı üyelik başvurusunun, normal pro- sedür çerçevesinde kabul edilme- si ve incelemeye alınması duru- munda bu olasıkk güç kazanacak. Nitekim yetkililer, 16-17 temmuz Roma toplantısında alınacak ka- rara göre "Türkiye'nin ulusal çı- karlan ve milli dava olan Kıbns koonsn feer jeyin önündedir. Ge- rekirse en sert tepkileri de gösterebtliriz" diyorlar. Ancak böyle bir tepkinin "dışlanmayı arttına" bedeli de değerlendirme- lerde göz önttne ahruyor. Üst dü- zey Dışişleri yetkilileri de Comha- riyet'e yaptıklan yorumlarda, "ATye gösterilecek tepkiye ffişkJn son karann Köşk'ten çıkacagını" ammsatıyorlar. KlBRIS Eylem haftasıLEFKOŞA (AA) — Kıbns Rumlan, 1974 yümda Yunanis- tan'ın desteğiyle düzenlenen dar- be ile bunun sonucunda gerçekleş- tirilen Türk Banş Harekâtı'nı pro- testo için bir dizi eyleme hazırla- nıyorlar. Gösteri, min'ng ve yürüyüş şek- linde yapılacak protesto eylemle- ri, başta Rum yönetimi olmak üzere siyasi partiler, Ortodoks Ki- lisesi ve çeşitli örgütler tarafından düzenlenecek. Adada yeni bir ger- ginliğin doğmasma neden olabi- lecek Rum eylemleri bugün baş- layacak ve 20 temmuz akşamına kadar sürecek. Bu süre içinde KKTC güvenlik kuvvetleri üe BM Banş Gucü, smır boylannda mey- dana gelebilecek olası Rum taş- kımıklanna karşı gerekli tedbirleri uygulamaya koyacak. öte yandan DYP Genel Başka- nı Süleyman Demirel, Kuzey Kıb- ns Türk Cumhuriyeti Yeni Doğuş Partisi Genel Başkam Orhan Üçok'u kabul ederek bir süre gö- rüştü. Üçok, görüşme sırasında KKTCde genel seçimlerin baskı altında anti-demokratik biçimde yapıldığmı öne sürdü. DYP Genel Başkam Süleyman Demirel de KKTC'nin demokra- tik esaslar içerisinde iyi idaresinin Kıbns sorununa nihai çözüm bu- lunmasında önem taşıdığını söy- ledi. Demokratik esaslardan ne kadar kaçılırsa o kadar batağa saplanılacağını anlatan Demirel, şöyle devam etti: "Bizim aradıgınuz, KKTC'nin kendi kendisiııi idaresidJr. Dünya- ya karşı bir sınav içerisindeyiz. Knzey Kıbns'taki soydaşlanmızın kendi kendisiai idare olgnnlugn, dönyaya gösterilmeUdir. Şiktyet- lerin ba kadar ayynka çıktagı za- nan olmamısü." SORUNLAR ERGUNBALa Türkiye'nin Açmazı Son birkaç ay içinde Türk-Amerikan ilişkilerine kuşbakışı bir göz atalım. Başkan Bush, Ermeni konusunda Türkiye'ye karşı açıkça tavır alıyor. Ankara, otaydan duyduğu "derin kaygı ve üzüntüyü" belirterek Bush'un tutumunu kınıyor. ABD"yi ziyaret etmekte olan Fener Rum Ortodoks Patriği Di- mitrios'a, Beyaz Saray en önemli devlet başkanlan dûzeyinde olağanûstü ilgi gosteriyor. Patrik, ABD'de "ekûmenik" (evren- sel) olarak kabul ediliyor. Ankara durumu "kaygı ve hoşnutsuzlukla" izlediğini belirtivor. ABD ile Yunanistan arasındaki Savunma işbirliği Antlaşma- st'nda (SİA) ilk kez "Yunanistan'ın egemenliği, bağımsızltğı ve toprak bütünlüğûnün ABD tarafından garanti edileceğı" ifadesi yer alıyor. Ankara bu oiayı "kaygt ve üzüntü ile" karşıladıgını acık- lıyor. Boyiece bir senaryo tekraıianıp duruyor. ABD'nin dostiulda bağdasmayan rıer çıkışından sonra TOrkiye, duyduğu "kaygı ve üzüntüyü" dile getiriyor. Ardından Amehkalı yetkililer sırtımızı sı- vazJayarak "Siz yanlış anladınız. Bızim içimizde bir kotûlük yok" diyorlar ve oyun sûrüp gidiyor. Bir gozlem daha' Bush yönetiminin Türkiye'ye karşı giderek daha pervasız tavır takındığı zaman dilimi, soğuk savaşın sona erdiği, Avrupa'da Doğu'dan gelecek bir tehdidin ortadan kalktı- ğı, Varsova Paktı'nın dağılma sürecine gırdiğı, dolayisıyla NA- TO'nun askerı güvenlik örgütü olarak anlamının azakjığı bir do- neme rastlıyor. Başka bir deyişte Türkiye'nin Bafi açısından stra- tejik önemini yitirdiği, Ankara'yı gücendirmenin artık pek riskli olmadığı bir dönem. Bu dönemde Ermeni, Kıbrıs ya da Yuna- nistan konusunda Türkiye'ye dolaylı ya da dolaystz baskılann art- tıgı gözleniyor. NATO'da artık kendisine eskisi gibi irttiyaç duyul- mayan, AT'ye alınması ihtimaii çok zayıf olan bir Türkiye karşı- sında Bush yönetimi, pervasızlığının dozunu giderek arttınyor. Aslında soğuk savaşın sona ermesi, NATO'nun eski anlamını yitirmesi, Türkiye'nin stratejik önemini azaitmaz. Asya ile A^ru- pa arasında koprü olan, petrol bölgesinin hemen yanı başında bulunan, Ortadoğu'yu Avrupa'ya bağlayan Anadolu yarımada- sı, daha uzun süre dûnyanın en önemli stratejik bölgelerinden bıri olmaya devam edecektir. Ancak bölgelenn stratejik önemi yeterii değildir. O bölgede yaşayan toplumun bu konumu değer- lendirebilecek gücte olması gerekir. Aksi takdirde stratejik önem o ülke için bir güç kaynağı değil, felaket nedeni olabilir. Lübnan ve Afganistan da stratejik bakımdan önemli ülkelerdir. Başları- na gelenler ise herkesin malumu. İkincı Dünya Savaşfndan sonra Türk hükümetterinin belki de en büyük hatası, stratejık önemi sadece coğrafi anlamda alma- ları, bağımsız bir kalkınma ve savunma politıkası oluşturmaya- rak soğuk savaş ortamında sırtını ABD'ye yaslamayı yeterii gör- meleridir. Günümüzde soğuk savaş bitmiştir. Onunla birfikte Türkiye^ nin soğuk savaşa dayanan stratBjik önemi de sona ermistir. Türki- ye, Balkanlar, Ortadoğu ve petrol bolgesi arasında kilrt ülke ol- masından kaynaklanan asıl stratejik önemini değerlendirecek ekonomik ve teknotojik güce ise gûnûmüze kadar uzanan hata- lı politikalar nedeni ile sahıp değildir. Boyjece başka ülketer için büyük fırsatlar yaratan soğuk savaşın bitimi, Türkiye açısından yeni sorunlara yol açmış görünüyor. Türkiye ileride daha bir dizi tatsız sürprizierfe karşılaşmak is- temiyorsa, uzun vadeli politikalar oluşturmak, kaynaklarını eko- nomik ve teknolojik kalkınma doğrurtusunda seferber etmek, pla- na bir umacı gibi bakmamak, demokrasiyi ve hukuk devletini gerçek anlamda kurmak zorundadır. Bu hedeflere ise ANAP iktidarı ile ulaşmak ne yazık ki bir ha- yaldir. YUNANISTAN Sadık Ahmet'ten parlamentoda çıkış ATtNA (AA) — Yunanistan'- da parlamento kürsüsünden Batı Trakya'da Türklere aynmcılık ya- pıldığını söyleyen Gümülcine Ba- ğımsız Milletvekili Dr. Sadık Ab- raet'in konuşması, diğer milletve- killeri tarafmdan kesiimeye çalı- şıldı. Yunanlı parlamenterlerin saldınlanm cevaplamak isteyen tskeçe Bağımsız Milletvekili Ah- met Faikoflo'na da söz hakkı ve- rilmedi. Parlamentoda kalkınma prog- ram] ile ilgili görüşmeler sırasın- da önceki gece yansına doğru bir konuşma yapan Sadık Ahmet, 1990 yıhnda Gümülcine'de yapı- lacak 27.5 milyar liralık yatınm- lann tümünün, bu bölgede yaşa- yan Hıristiyanlann kalkınması için harcanmasuun öngörülmesi- ni eleştirdi. "YatınmlanD tftmü bölgenin nçte biri IÇJB harauıacak. Gomil- dne'nin geri kalan üçte ikisi Yu- •anistan'a ait defil mi?" diye so- ran Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerine bankalardan kesin su- retle kredi verflmedığini belirterek "Devlet, hudut bölgelerine yab- nm yapan Yunanhlmra yüzde 45 oranında teşvik primi veriyor. Ancak Yunan vatandaşı olan azınhk fertlerine aynı hak lanın- mıyor" şeklinde konuştu. Gümülcine bağımsız milletveki- li, aanlık fertlerine arazi satın al- malan, ev inşa etmeleri ve işyeri açmalan için izin verilmediğini vurgulayarak "Biz aasıl kalkı- nacağız" dedi. Sadık Ahmet, kalkınmanın eği- tim ile bağlantılı olduğunu ifade ederek konuşmasını, "Yunanis- tan'da ortaokullara giriş sınavla- n yapılmamasına rağmen, Batı Trakya'da azınlık okullannda sı- nav sistemi uygulanıyor. Ynnanis- tan egitim bakanı, okul bulunma- dıgı gerekçesiyle azınlık ortaoknl- lanna 50 ögrencinin alıaacağını söyledi. Oysa ba yri ortaokmla gft- mek isteyeı 250 çocak var" diye sürdürdü. Trakya Üniversitesi dekanının bile, devletin, Batı Trakya'daki azınlığın eğitilmesi yerine, eğitil- memesi için yüz milyonlarca lira harcadığım itiraf ettiğini belirten Sadık Ahmet "Bo aynmcı mua- mde daha ne kadar sörecek?" de- di. Sadık Ahmet, Batı Trakya'da- ki Türklerin yüzde 80'inin çiftçi olmasına rağmen devlet tarafın- dan kendilerine hiçbir yardım ya- pılmadığını vurgulayarak, "Biz yasalann berkese esit aygnlannu- anı jstiyornz" şeklinde konuştu. "Bazen Türk bazen Yunan" Yunanistan'ın, Batı Trakya'da- ki azınlığ] işine geldiği zaman Yu- nan, işine gelmediği zaman da Türk olarak tarumlamasını da eleştiren Gümülcine bağımsız mil- letvekili, azmlığın kökeni Yunan olmadığı için aynmcı muamele gördüğünü söyledi. Sadık Ahmet, Yunanistan'ın 1990 kalkınma programında böl- gelerde yapılacak yatınmlar ko- nusunda vilayet meclislerine yet- ki verilmesinin yanlış olduğunu, bu konuda bizzat hükümetin ka- rar vermesi gerektiğini de kaydet- ti. Iran'dan İngiltere'ye Müsteşar Ozdeş, Londra'ya atandı tran'ın "eski eser kaçırmakla" suçladığı Tahran Büyûkelçiliğimiz Müsteşan Müfit özdeş'in Londra'ya tayini "tran'da çalışmasının güçleşmesi" nedenine bağlanıyor. ANKARA (Camhuriyet Bttro- sn) — Iran tarafından tarihi eser kaçakçılığı ile suçlanan Türkiye' nin Tahran BüyükelçUiği Müste- şan Mvfit Özdeş'in Londra Bü- yükelçiliği Müsteşarlığı'na atandı- ğı öğrenildi. Birkaç gün önce Tür- kiye^e dönen özdeş'in Tahran'da- ki görevinden ayrümasının "nor- nud tayin" çerçevesinde gerçekleş- tiği bildiriliyor. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, Özdeş'e yöneltilen suç- lamanın asüsız olduğunu yinele- yerek, " B D snçlamadan S O M Tahran'da çalışması zoriaşbgı için müsteşar Türkiye'ye biraz erken döndö" diye konuştular, özdeş'- in Tahran'dan aynlması için trani ın herhangi bir resmi girişiminin söz konusu olmadığmı kaydettiler. özdeş, haziran başında izin için arabasıyla Türkiye'ye gelirken Iran devrim muhafızlan tarafm- dan sınırda durdurulmuş, araba- sında yapılan aramadan sonra özel eşyaianmn bir kısmına el konmuştu. lran'ın Ankara Büyü- kelçiliği yekilileri, daha sonra yap- tıklan açıklamada, el konan esya- lann bazılannın 850 yılhk olan ta- rihi eserler olduğunu öne sünnüş- lerdi. Dışişleri Bakanlığı ise bu suçlamayı reddederek, bir diplo- matın arabasının aranmasımn diplomatik uygulamalara aykın olduğunu bildirmişti. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, özdeş'in arama sırasında devrim muhafızlan tarafından tartaklan- dığını da bfldinnişlerdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear