Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
72 TEMMUZ 1990 * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor
ANKARA — Bu iktidar, mille-
tin meclisini göstermelik duru-
muna getirmek için elden gete-
ni esirgemiyor.
Beş yüz, belki de daha fazla
insan Ölmüş. Faciaya yo< açan
nedenler ne olursa olsun Suudi
Arabistan sorumluluktan kaça-
maz. Türk hükümeti ise büyük
btr vurdumduymazlıkla Suudileri
sorumluluk zincirinin dışında tu-
tacak politika izliyor. Sorumlu
Başbakan, "Acımızı içimize
,ömdük" d'ryerek neredeyse kral
hazretlerinin tanrının takdiri yar-
gısına hak verecek.
Oysa bilinenlerin yanında bi-
linmeyenler büyük ölçüde. Aca-
ba hangi boyutta bir olay olmalı
ki tatil rehavetinden uyanmak is-
temeyen iktidar çoğunluğunu
olağanüstü Meclis toplantısına
getirme olanağı bulunsun?
Evet, sorun ortada. Beş yüz in-
sanın ölümüyle ilgili görüşmeler,
Millet Meclisi'nde yapıtmayacak
da olay ve boyutları nerede, han-
gi platformda tartışılacak? Balık
pazarında mı?
DYP, 55 imzalı bir başvuruyla
anayasanın Meclis Başkanı'na
verdigi yetkiyi kullanmasını ve
olağanüstü toplantının 18 tem-
muzda yapılmasını istedi. SHP,
başvuruya yan tuttu. Meclis Baş-
kanlığı'nın vereceği yanıt olum-
suz olursa DYP ile işbirtiği yapa-
rak gereken 90 imzayı tamamla-
yacaklarını bildirdi.
Önceki gün kul'ıs, iki yönde ça-
lıştı. Meclis Başkanlığı ile hükü-
met arasında gorüşmeler sürer-
ken, muhalefet kanadında fikir
alışverişi yapıldı. Hükümet, var-
sın beş yüz kişi ölsün, sorumlu-
lar, dinmeyen acının etkileri bir
yana Meclis'in olağanüstü top-
lantı yapmasını istemediğini
Meclis Başkanvekili Halim Aras'a
bildiriyordu.
Meclis kaçağı iktidann hükü-
met başkanı Akbulut ise Meclis
yerine Meclis dışı görüşmelerle
olayın geçiştirilmesini istiyordu.
ağanüstü toplantıyı reddeder-
~an halkın meclisinden yakayı
kurtarmak için "olağanüstü bir
çözüm" yolu da bulmuştu. Dev-
let Bakanı Cemil Çiçek, bugün iki
muhalefet liderini ziyaret edecek,
edindiği bilgileri anlatacak, so-
run kalmayacaktı!
Kısacası iktidar, Meclis yerine
iki muhalefet liderine kapalı ka-
pılar arkasmda verilecek bilgıler-
le yetinilmesini istiyordu. Oysa
olay, iki liderin bilgilenmesinin
ötesinde ulusal vicdanı rahatsız
eden boyuttaydı. Bu konudaki
açık görüşmelerin aynntılarıyia
Meclis'te yapılması, oradan ka-
muoyuna yansıması gerekiyor-
du. Aynca bir hükümet elden ge-
leni yaptıysa Meclis'teki gorüş-
melerden kaçmaana ne gerek
vardı?
Bu arada Meclis Başkanlığı da
bir âlemdi doğrusu. Anayasanın
açık hûkmüne karşin Meclis Baş-
kanlığı, "hükümeti, bu konuda
izahat vermek için zoriamaya yet-
kisi olmadığım" düşünüyordu.
Dün öğle üzeri basın toplantısıy-
la görüş açıklayan Halim Aras'a
göre başkanhk, çağrı yapmaya-
caktı. Muhalefet dilerse 90 imzalı
gündemi yazılı bir öneriyle baş-
vurabilir, başkanhk bu istemi ka-
bul edip etmemeyi "düşünebilir-
di."
Anayasanın 90 imzalı başvu-
rudan sonra olağanüstü toplan-
tının zorunlu olduğunu gösteren
hükmü de askıya alınıyordu.
Aras, baklayı ağzından çıkarı-
yor, hükümette olağanüstü top-
lanb eğilimi olmadığım söylüyor.
Demek ki hükümet istemediği
için Meclis Başkanlığı anayasal
yetkisini kullanmaya yanasmryor-
du.
Demokratik sfizleri basında
baştacı edilen Başkan Kaya Er-
dem'in, Meclis'in saygınlığını ko
ruma vaatleri, Meclis'in işlevint
yerine getirmesini sağlayacağını
belirleyen güvenceleri nerede
kalıyor? Bir Meclis, hac olayını
görüşmekten kaçınlırsa hangi öl-
çekte olayla olağanüstü toplana-
cak, lürfen söyler misiniz?
Kaya Erdem, Meclis'in dene-
tim görevini yapmayışından ya-
kınanların başında geliyor. Bu-
gün Meclis'te 35 genel görüşme,
550 sözlü soru, 165 kanun gü-
cünde kararname, gündemde sı-
ra bekliyor. Hac olayını Meclis
denetiminden kaçırarak Kaya Er-
dem, bu rakamlara bir yenisini,
doğrusu en önemlisini ekliyor.
Halim Aras, DYP yetkililerine
çağrıyı reddedeceklerini kuliste
söylerken "başka yollardan
çitmelerini" salık veriyor. İş, don-
dü dolaştı bu noktaya geldi. Mu-
halefete şaşmamak elde degil.
Bu iktidarı, baştan sona egemen
olan zihniyeti bilmiyormuş gibi
muhalefet, anayasa gereği Mec-
lis'in başkanlıkça toplantıya çağ-
rılacağını sanıyordu. Onceki
günler yapılacak görev, iki muha-
lefetin hemen bir araya gelerek
90 imzalı başvuruyu Meclis'e da-
yamalanydı. Omadı. Bir zahmet
bir iki telefon gorüşmesiyle ola-
ğanüstü topiantıyı sağlayabilirler-
di. Neyse ki çağrıyı kaldığı yer-
den yûrütme kararı aldılar. Dün
öğleden sonra DYP ve SHP
Grup Başkanvekilleri bir araya
gelerek 90 imzayı hemen ta-
mamlamayı ve Meclis'in 18 tem-
muzda toplanmasını isteyecek
başvuruyu yapmayı görüşecek-
lerdi.
Türkiye'nin yüreği son bir ay-
da mezarlığa dönüştü. Ama ne
gam! Hükümet Meclis'ten kaçar,
TÛ ise Suudi'nin büyükelçisini
Çankaya'da görür ve hemalde
kral hazretlerinin uyutucu sözle-
rini kabul buyurup "acımızı gön-
lümüze gömmekle yetinmemizi"
sağlar.
ABD. Yunanistan'la aleyhimize
güvenceter veren anlaşmaiar im-
zalar. Konu, Bakanlar Kurulu
gündemine alınır ve fakat "vakit
dariığından" görüşülmez.
Hac boyle, ulusal yararlarımı-
zın askıya alındığı günlerde tu-
tum böyle. Meclis dışlanmış, hü-
kümet var yok arası, TÖ serin su-
larda, Meclis Başkanı denizden
başını çıkaramıyor
Bir de yoğun muhalefet yapan-
lara eleştiriler geliyor ki... İşte bu,
insanı yaralıyor.
, J \ BccctcbMHderitekm BtccrtMıMtterttakMf
---- ÇAMURATMAK ÇAMUR ATMMC
Bayrampaşa
belediye seçimi
SHFnin
4 başkan
adayı
çekildi
tç Politika Servisi — Yeni ilçe
olan Bayrampaşa'da 19 ağustosta
yapılacak yerel seçimlerde
SHP'nin belediye başkan adayını
KARtKATÜRLÜ PROPAGANDA— ANAP, 19 ağustosta 14 yerde >vpılacak yerel seçimler için karikatür afişli propagandaya başladı. belirlemek için bugün yapılacak
önseçim öncesinde 5 adaydan 4'ü,
"aday seçiminde oy knllaaacak
üyelerin listesinde tahrifat yapü-
ileri sürerek adaybktan çe-
Akbulut: Demirel seçimden korkuyor
EVREN PE6ER
ORDU/GtRESUN — Başba-
kan Yıldınra Akbulut, DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman Demireli
korkaklıkla suçlayarak, "19 ağus-
tosta seçim var ginniyoriar. Kork-
tular, o nedenle girmiyorlar" de-
di. Akbulut, Doğu Karadeniz ge-
zisi sırasında kendisinden iş iste-
yen ve hükümetin fındığa verdigi
fiyatı protesto eden vatandaşlan
da azarladı.
Başbakan Akbulut, dün sabah
uçakla Ankara'dan Merzifon'a git-
ti. 22 temmuzda belediye başkan-
lığı seçimi yapılacak olan Ordu-
nun Ikizce ilçesine helikopterle gi-
den Başbakan Akbulut, burada
yaptığı konuşmada muhalefeti
eleştirerek şöyle dedi:
"Ben onlann liderlerini kaste-
diyorum. 3 haziranda yapılan ye-
rel seçimlere muhalefet partileri
balıklamasına daldılar ve
'ANAP'a oy vermeyin' dediler.
Kazanacaklarını sanıyorlardı,
ama kaybettiler. Millet onlan is-
temedi. 10 ağustosta yine seçim
var. DYP bunlara da kaülmaya-
cak. Neden? Korktu da o neden-
le kablmıyor. Millet onlara ders-
lerini verdi."
Akbulut, Ikizce'ye oy için gel-
diğini belirterek, "Bir oy için gel-
dim. Bir oy bile mukaddestir. Oy
isterim, oy" dedi.
Akbulut buradan önce Ünye^
ye sonra da Fatsa'ya gecti. Başba-
kan Akbulut, Fatsalıların "ll ol-
mak istiyoruz" sloganlan üzerine,
'11 olmak sizin de hakkınız, bu-
nu verecegiz" diye konuştu. Ak-
bulut daha sonra geldiği Perşern-
be"den aynlırken parti otobüsün-
de gazetecilerin sorulannı ya-
n ı t l a d ı .
Başbakan Akbulut, "19 agus-
tos secimlerinden başanh çıkarsa-
nız, ara secimlere gîder misiniz?"
şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
"Hayır. Bu sene enflasyon yüz-
de 54. Önnmüzdeki yıl yüzde
40'lara kadar iner. Enflasyonu bu
hızla geri çekersek, kalkınma hı-
zı da artarsa gelecek yıl en kötii
ihtiraalle yüzde 40 olur enflasyon.
O zaman herşey tamam."
Bir gazetecinin, "O zaman se-
çim için önemli bir avantajınız
olur. Bu da 1991'de ara seçimler-
le erken genel seçim birarada olur
anlamını mı taşıyor?" şeklindeki
sorusuna Akbulut, "Hayır, öyle
birşey söylemiyorum. Bakanz"
yanıtıru verdi. Akbulut, ANAP
kongresinin tarihi konusundaki
bir soruya ise, "Onnn bir prose-
dürü var. Öyle kolay iş degil" ya-
nıtıru verdi.
Başbakan Akbulut, Ordu'dan
Giresun'a geçerken yol Ustündeki
ilçelerde sevgj gösterileriyie karşı-
landı. Akbulut Giresun'un Bulan-
cak ilçesinde konuşurken fmdık
parasının yeterli olup olmadığıru
sorunca bazı vatandaşlar '1yi pa-
ra alanudıkn
dediler. Akbulut bu-
nun üzerine "lyi para aldınız, iyi
para aldınız. Geçen yıl iyi para
akhnız" şeklinde üstele>ince alan-
daki bir genç "hayır alamadık" di-
ye bagırdı. Akbulut bunun üzeri-
ne genci "Sen sus bakayım, slo-
gancı otma" şeklinde azarladı. Bu
yü fındığa iyi para vereceklerini
yineleyen Akbulut daha sonra Gi-
resun'a geçerek yurttaşlara hitap
etti ve icraatlanru anlattı. Akbu-
lut burada "Işün yok, eve gitme-
ye utanıyonım" diye seslenen Vey-
sel Sojtürk adlı vatandaşa, "Biz-
de berkese iş var, herkese iş bulu-
ruz. Tiirkiye bedavaolar ülkesi de-
dıgmı"
küdiler.
SHP 11 Baskanlıgı'na dilekçey-
le başvuran ada> lax Mustafa Ataş,
Zahit Gürdal, Hiiseyin Derin ve
Giilabi Kazma, genel merkezce
düzenlenen ve dün saat 17.00'de
kendilerine ulaşan listede, yüzde
40'a varan oranda tahrifat yapıl-
dığıru ileri sürdüler. Adaylar, bu
nedenle önseçime katılmayacakla-
rını açıkladılar.
SHP Istanbul II Başkanı Ercan
Karakaş, 4 adayın adaylıktan çe-
kilrne gerekçelerini "ciddiye
aldıklannı" ve iddialan genel mer-
keze ileteceklerini bildirdi. Eyüp1
ten partinin önde gelen birçok
üyesinin de listelerde yer almadı-
ğinı kaydeden Karakaş, kendileri-
ne ulaşan listede beklenildiği gibi
2941 üyenin isminin yeraldıgını,
ancak bu isimlerin önemli bölü-
Güzel-Akbulut 4 liderli 'Hodri Meydarf
görüşmesi
SHP-DYP işbirliği
(Baftamfi 1. Sayfada)
kümetle temasa geçtiklerini, an-
cak Mecüs'in olağanüstü toplan-
tıya çağnlması konusunda olum-
suz yanıt aldıklannı belinen Aras,
"Hükümet hac konusuyla ilgili
olarak kamuoyunu sürekli bilgi-
lendirdiğini, aynca hükümet adı-
na TBMM'de gnıbu bulunan parti
başkanlanna da bilgi verilecegini
bildirerek, olağanüstü toplanlıya
gerek olmadıgı vanılını vermiştir.
Bu durumda bizim Meclis'i ola-
ğanüstü toplantıya çağırmamız
mümkün göriilmemiştlr" şeklin-
de konuştu.
Aras, basın toplantısında özet-
le şunîan söyledi:
"Yapılan başvuruda sayın mil-
letvekillerinin isteği hükümetin
açıklama yapmasıdır. Hükümetin
açıklama yapması ise ictüzüge gö-
re kendi btem ve takdirierine bağ-
lıdır. Bu durumda bizim toplantı
cagnsı yapmamız ve miizakere aç-
mamız mümkün değildir."
DYP Grup Başkanvekili Köksal
Toptan, Aras'ın açıklamalanndan
sonra, SHP ile işbirliği yaparak 90
imzayla Meclis'i olağanüstü top-
lantıya çağıracaklarını söyledi.
^ağanüstü toplanü için
şvuru bugün
SHP Grup Başkanvekillerinden
Hasan Fehmi Gttneş de gazeteci-
lerin sorularını cevaplandınrken,
TBMM'nin olağanüstü toplantı-
ya çağrüması için DYP ile birlik-
te yeterli milletvekili imzasıyla bu-
gün Meclis Baskanlıgı'na başvu-
racaklannı söyledi. önergenin
şekli ve gerekçe için DYP grup yö-
neticileriyle gorüşmeler yaptıkla-
nnı, bir anlaşmazhk olacağını
sanmadığını belirten Güneş, top-
lantı tarihi için de iki parti arasın-
da görüş aynlığı olmadığım
söyledi.
Demirerin sözleri
Bu arada DYP Genel Başkanı
Siileyman Demirel, dün gazeteci-
lerin sorularıru yanıtlarken, Baş-
bakan Yıldırım Akbulnt'un
TBMM'nin toplanmasına gerek
olmadıgı biçimindeki açıklamala-
rı için, "Işlerine geldiği zaman
hem 'Her şey parlamentoda
hallolacak' diyecekler hem de 500
kişinin hayatını kaybetmesi uraur-
lannda degü, işte Türkiye'nin
haü" dedi. Demirel, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Anayasa, 'Parlamentoyu,
Cumhurbaşkanı, hükümet, Mec-
lis Başkanı toplayabilir' diyor. Her
üçünün de şu ana kadar parla-
mentoyu toplamaya kalkışmama-
lannı kınıyonım. Bir ülkede, va-
tandaşlannın 500'ünün hayatını
kaybetmesi gibi olay olacak ve bu
parlamentonun toplanmasını ge-
rektirmeyecek. Bu, parlamentoyu
gereksiz hale getirmenin yollann-
dan biridir. Halkın yüzde 15'inin
bile destegini almayan bir gnıba
Cumhurbaşkanı sectirirken parla-
mentoyu baş üstüne alıriar ama,
bu ülkenin 500 vatandaşı hayatı-
nı kaybederken, gelin bunu konu-
şun. sahip çıkın denilen bir mü-
esseseyi kapalı tutmayı yeğlerler.
Tiirkiye Cumhuriyeti'nde parla-
mentoyu ve demokrasiyi ne hale
getirdiklerinin resmidir."
Olayda hayatını kaybeden va-
tandaşların hukukunu aramaya
devam edeceklerini bildiren Demi-
rel, TBMM Başkanvekili'nin,
Meclis'in toplanması konusunda
Başbakan'dan görüş aldığının
anımsatılması üzerine şunları
söyledi:
"Biz, Meclis Başkanı'nı, 'Par-
lamentoyu topla' diye ikaz ettik.
Siz Meclis'e kişilik kazandırmak
istemiyor musunuz? Meclis, hü-
kümetin bir dairesi değildir. Her-
şeyin üsründedir Meclis. 'Meclis
demokrasinin kalbidir" dersiniz,
sonra da sanki hükümetin, nüfus.
tapu dairesi haline getirirsiniz.
Hoş bunlara göre, parlamento ha
var ha yok. O zihniyeti ortaya koy-
muşlardır. Parlamento uzun za-
mandır kişiliğini yiürmiştir. Bir
gayret sarf ediliyor, parlamento-
ya kişilik kazandıralım diye. 90
imza bulmamız sorun değildir ve
cuma günü de 90 imza tamamla-
nır. SHP bunun dışında kalamaz.
SHP de zaten TBMM'nin toplan-
ması isteğini ortaya koydu. Mesele
SHP, DYP degil, Mectts'in toplan-
ması meselesidir.
De\iet Bakanı Cemil Çiçek,
dün TBMM Başkanvekili Halim
Aras ve SHP Genel Başkanı Er-
dal Inönü ile ayn ayn görüştü. Çi-
çek, Aras ile yaptığı görüşmeden
çıkarken gazetecilere, "Hüküme-
timiz hacdaki faciayı milli bir me-
sele olarak kabul etmektedir. Bu-
nun için TBMM Baskanlıgı'na ve
gnıbu bulunan parti liderlerine
bilgi venneyi görev saydık" dedi.
Çiçek, saat 15.00'te de
TBMM'deki odasında SHP Genel
Başkanı Erdal Inönü'yü ziyaret et-
ti. Görüşme başlamadan önce kı-
sa bir açıklama yapan Çiçek, fa-
ciayla ilgili olarak, olayın boyut-
lan ve yerinde yaptığı incelemeler
hakkmda bilgj vermeye geldiğıni
bildirdi. tnönü de yaptığı konuş-
mada, "Olayın kamuoyunu çok
yakından ilgilendirdiğini, 500'ü
aşkın vatandaşımızın hayatını
kaybettiğini, bunun Meclis'te gö-
rüşülmesi için çaba gösterdikleri-
ni belirterek, "Bu yüzden verilen
bilgiler bizim için yardımcı
olacakhr" dedi.
Inönü-Çiçek görüşmesi bir sa-
atten fazla sürdü. SHP Genel Baş-
kanı, görüşmeden sonra gazeteci-
lere yaptığı açıklamada ise, "Sa-
yın Devlet Bakanı aynntılı bir şe-
kilde bilgi verdi. Bizim islediğimiz
bu açıklamanm TBMM'de yapıl-
masıydı. Görüşme açılsaydı, par-
tiler burada görüşlerinî açıklar,
hükümet de cevap verirdi" dedi
Özal'ın kabulti
Cumhurbaşkanı Turgut özal da
dün Suudi Arabistan'ın Ankara
Büyükelçisi Abdülaziz Muhyed-
din Hoca'yı kabul etti. Büyükel-
çi, Özal'a hac faciası konusunda
bilgi verdi, Suudi Arabistan Kralı
Fahd Bin Abdulaziz'in başsağlığı
dileklerini iletti.
öte yandan Sağlık Bakanı Ha-
lil Şıvgın, dün Suudi Arabistan'a
gitti. Şıvgın, Ankara'dan aynlma-
dan önce yapüğı açıklamada, Baş-
bakan Yıldırun Akbulut'un tali-
matıyla Suudi Arabistan'da bulu-
nan yaralı ve hasta Türk hacıları-
nı getirmek üzere THY'ye ait bir
uçağın hazırlandığını bildirdi. Şıv-
gın, tüm hasta ve yaralı Türk ha-
alannın yann Türkiye'ye getirüe-
ceğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — ANAP Genel Başkan aday-
larından Hasan Celal Güzel'in,
Başbakan Yıldınm Akbulut ile
Başbakanlık Konutu'nda gizli tu-
tulmaya çalışılan bir görüşme yap-
tığı öğrenildi. 5 haziranda gerçek-
leştiği belirlenen görüşmeyi doğ-
rulayan Güzel, bunun gelecek
ANAP kongresine yönelik olarak
bir "diyalog" biçiminde yorum-
lanmaması gerektiğini söyledi.
ANAP Gaziantep Milletvekili
Hasan Celal Güzel, 3 haziranda
yapılan yerel ara seçimlerde
ANAP'ın elde ettiği başandan do-
layı Başbakan Yıldınm Akbulut'u
tebrik etmek istediğini, söz konu-
su görüşmenin bu çerçevede de-
ğerlendirilmesi gerektiğini kaydet-
ti. Görüşme isteminin kendisinden
geldiğini kaydeden Hasan Celal
Güzel, görüşme konusunda baş-
ka yorumlar yapılmasının >anlış
olacağını vurguladı. Güzel, Akbu-
lut Ue olağanuuu kongrade de-
mokratik bir şekilde karşı karşı-
ya geldiğini, bu konuda daha son-
raki eleştirilerin Akbulut'un şah-
sına değil, aday gösterilme şekli-
ne yönelik olduğunu belirttı.
Başbakanlık Konutu'na yakın
çevreler ise, Akbulut-Guzel göruş-
mesinin gizlenmesi diye bir duru-
mun söz konusu olmadığım, baş-
bakanın yaptığı her goruşmenin
basına açıklanmasının da bir ge-
lenek olmadığım kaydettiler.
(Baftanfı 1. Sayfada)
1990 günü yayımlanacakken "wıi
bir kararia" ertelenen "Hodri
Meydan" programını görüştü. 3.5
saat süren toplantı sonunda yapı-
lan yazılı açıklamada şöyle denil-
di:
"Hodri Meydan programının,
halen işleyen seçim yasaklan göı-
önünde tutularak, seçim yasakla-
n dışında kalan 24 Temmuz - 8
Ağustos 1990 tarihJeri arasında,
TRT kanunundaki yayııı Ukeleri
vt 298 sayılı kanunun 63. madde-
sinde ifadesini bulan Ukeler dik-
kate alınarak ve bu programla il-
gili olarak kunımumuza bugüne
kadar vaki başvurulann da değer-
lendirilmesi suretiyie yayınlanması
hususunda Genel Müdür Sayın
Kerim Aydın Erdem'e yetld veril-
mesi yöneüm kurulunca kararlaş-
dnlmışür."
Toplantıya katılan TRT Genel
Müdürü Kerim Aydın Erdem ise
gazetecilerin bu konudaki çeşitli
sorulannı yamtsız btrakırken sa-
dece "yayının canh yapüacağını"
söyledi. TRT Başhukuk Müşaviri
Akın Beşiroğlu ise Cumhurbaşka-
nı özal'ın konuk okiuğu program-
dan sonra, TRTye başvuruda bu-
lunan siyasi partilerin davet edi-
leceğini söyledi. Beşiroğlu, "Seçim
dönemi içerisinde biz, sayın cum-
hurbaşkanına cevap verilmesini
uygun görmedik. Inönü de Demi-
rel de bunu kabul etti. Kendileriy-
le ayn bir program yapacak ve
9
elden gidiyor
BURSA HİPODROMIPNDAN FÎKRET DAĞUOĞLV
Ddnci koşu sürprize müsait
1. AYAK: Çim pist çalışma-
lannda çok iyi görünen Altuğ-
bey usta binicisi ile ilk şansa sa-
hiptir. Yine bu yanş için itina Ue
hazırlandığını gördüğümuz lh-
san Harun da başanlı olacaktır.
Yanşın sürprizlerini Beybaba ve
Cemil l'den bekliyoruz.
2. AYAK: Sürprize müsait
görünen zor bir A gnıbu yanşı.
Ağır kilosuna rağmen idmanla-
rında çok iyi görünen Uğur
56'ya ilk şansı veriyoruz. Yine
son çıkardığı olumlu yarışı ile
Sonbatur ve formunun zirvesin-
deki Altulşah daha sonra düşü-
" 'lebilir. Kuruşbey'i sürprizde
.»eririz.
3. AYAK: Bu yanşı için çok
iyi hazırlanan Atom, iyi bir yö-
netim ile başanlı koşacaknr.
Ağır kilosuna rağmen kalite
Prensigör sert rakibidir. Acaba
ve Vivaldi sürpriz yapabilirler.
4. AYAK: Uzun süredir. Bu
yanş için ciddi hazırlıklar yapan
Pamilly, usta jokeyi ile ilk şan-
sa sahiptir. Mesafenin lehine ol-
masından Flamingo ile Radrigo
yararlanabilir.
5 AYAK: Zor bir C grubu ya-
nşı. tdmanlarda günden güne
düzeldiğini gördüğümuz Altepe
yanşın en şanslı ismidir. Yine
düzgün formu ile Sezentay ve
Sinem sert rakipleri olacaktır.
Yanşın sürprizlerini Adsız 2,
Aslı 3 gerçekleştirebilir.
6. AYAK: Kayıth bulunan ra-
kiplerinden kalite ve klas olarak
üstün görünen Mesudiyegüzeli
bizce kazanacaktır. Yine iyi el-
lerde çok iyi hazuianan Kurtoğ-
lu tek sert rakibi olacaktır. Teh-
like ve Fatih 7'yi sürprizde öne-
ririz.
TAHMİNLER
1. KOŞU: F. Altuğbey (1), PP.
Ihsan Harun (5), P. Beybaba
(2), S. Cemil 1 (3).
2. KOŞU: F. Uğur 56 (2), PP.
Sonbatur (6), P. Altuşah (4), S.
Kuruşbey (7).
3. KOŞU: F. Atom (4), PP.
Prensigör (1), P. Acaba (7), S.
Vivaldi (2).
4. KOŞU: F. Pamilly (3), PP.
Flamingo (4), P. Radrigo (2), S.
Bahir (7).
5. KOŞU: F. Altepe (4), PP.
Sezentay (3), P. Sinem 2 (13), P.
Adsız 2 (10), S. Ash 3 (5).
6. KOŞU: F. Mesudiyegüzeli
(11), PP. Kurtoğlu (3), P. Teh-
like (6), S. Fatih 7 (8).
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağhoğlu
K. Akyer
Orhan Özsu
Nalp Yılmaz
6-2-5
1-5-2
5-1-2-3
9-10-6
8-5
2-6
6-8-5-7
5-6-7-8
4
1-4
4
1
3
2-3-4
3-4
3
13-4-11
3-4-13
4-11
10-3-4-13
11
11
11
11
1_
r
§
11
a
o
I|7
a
»
11
12
o
1_
•
10
11
12
13
»
T
•
•
m
(Baftarafı 20. Sayfada)
2. Türkiye'nin bunu ödeyecek
parası yoksa, bir bölümünü peşin
para, bir bölümünü de hammad-
de olarak kabul ederiz. (Aynı za-
manda Türk hükümetinin finans
danışmanı olan üç Amerikalı or-
taktan birinin bu sonınun yanıtı-
nı görevinden dolayı çok iyi bil-
diği anlasılıyor.)
3. Definenin karşüıklı anlaşma-
ya vanlacak bölümünü Amerika'-
da alıkoyar, geri kalanını Türki-
ye'ye veririz. Bu takdirde:
a) Alıkonulan kısım karşılığin-
da Türk müzelerinin bakımı ile
personelinin eğitimine katkıda bu-
lunabiliriz.
b) Türk müzelerinin elinde bu-
lunan bol sayıdaki değişik defme-
lerdeki sikkelerle, örneğin "Poda-
lia Definesi"nin bir bölümü ile ta-
kas edebiliriz. (Elmalı'nuı antik
dünyadaki adı Podaha'dır. Elma-
h'da 1957 yüında 1.600 gümüş
sikkeden oluşan bir başka defıne
daha bulunmuştu. "Podalia
Defınesi" adı verilen bu buluntu-
dan ancak 510 kadan Türk hükü-
metinin eline geçmiş, ötekiler Yu-
nanistan üzerinden Avrupa'ya ka-
çınlmıştı. tkisi sikkebilimci olan
üç Amerikalı ortak, bu 510 Lik-
ya sikkesinden bazılan ile Elmalı
Definesi arasında takası
öneriyor.)
Amerikalı ortaklann "uzlaşma
önerisi" haberinin 31 martta ga-
zetemizde koşullara yer verilmek-
sizin, sadece böyle bir önerinin
yapüdığının yayımlanması üzeri-
ne, ünlü Türk arkeologlan "De-
fine için pazariık yapılmamah"
yolunda tepkilerini açıklamışlar
ve pazarhğa şiddetle karşı çıkmış-
lardı. Bunun üzerine Kültür Ba-
kanı Namık Kemal Zeybek "Pa-
zariık yok" yanıtıru vermişti.
Amerikahlann "uzlaşma" öne-
risinden beş ay, bakanın bu açık-
lamasından üç ay geçtiği halde,
davalı tarafa "ikili görüşmeye
hazınz" ya da "mahkemeye
devam" yolunda herhangi bir ya-
ııt iletümedi.
"Kocb kampından" bir yetkili
dün telefonla beni arayıp şöyle
konuştu:
"Komıyla baştndan beri yakın-
dan ilgilendiğinizi ve izkdiginizi
bihyoruz. Önerilerimizin beş aşağı
beş yukan ne oldagunn da biü-
yorsunuz. Bu demek değildir ki,
bo önerilerie smıru kalacagu. Her
törhi öseriye açık otdugumuzu da
Törk hükümetinin avukat ve tem-
silcilerine söyledik.
Ancak bu kadar zamandır tem-
sücflerinizdeıı bir yanıt alamadık.
Avukaüannıza tdefonla dunı-
mun ne olduğunu nezaket knral-
lan çerçevesinde sorduk. Onlar-
dan da tatmin edici bir yanıt ala-
madık. Ankara'mn bu suskunlu-
ğunu siz nasıl yornmlayıp değer-
lendiriy orsunuz?''
Ben de kendilerine, "Kültür ve
Dışişteri Bakanlıklannın konuyla
ilgili yetkililerinin nisan sononda
11 giüriük şeker bayramı tatih, ar-
dından mayıs sonu ve haziran ayı
boyunca Avusturya, Japonya ve
Avustralya'da küMrel sergilere
kanhm ve daha sonra da temmu-
zun ilk haftasında dokuz günlük
Inrban bayramı tatiti nedeniyle 27
milyar lira değerindeki yüzyılın
definesini düşünmeye zamanlan-
nın olmadığım, yetkililerin gün-
demlerinde şimdUik başka ulusla-
rarası sergi ve ba>Tam tatüi obna-
dıgını, bu nedenle yanıtın önü-
müzdeki birkaç gün içinde çıkma-
sının olası olduğunu, bunun her-
hangi bir artniyet taşımadığmı"
söylemekle yetindim. Bereket
Koch kampındaki muhatabım
"ya yaz tatiline çıkarlarsa ne
partUerinin görüşlerini naklede-
cekler. Ama pekçok başvunı ya-
pıldı TRTye. Sayın Ecevit de çık-
mak istedi. Sayın Başbakan da gö-
rüş bildirmek istedi. Ama bu bîr
yönetim karan gerektiriyordu.
Yönetim Kundu da bu görevi ye-
rine getirdi." Başhukuk Müşaviri
Beşiroğlu, program için başvuru-
da bulunan liderlere davetiye çı-
karılacağım ve gelecek yanıtlara
göre "Hodri Meydan"ın kesin ya-
yın tarihinin belirleneceğini
bildirdi.
Beşiroğlu'nun açıklamasına gö-
re "Hodri Meydan"a katılma ta-
lebinde bulunan DYP, ANAP,
SHP ve DSP liderleri davet edile-
cek. Ancak bu konudaki kesin ka-
ran, Yönetim Kurulu'nun "tam
yetkili" kıldığı Genel Müdür Ke-
rim Aydın Erdem verecek. TRT
yetkililerinin bildirdiğine göre dört
siyasi parti dışında, başka başvu-
ru olmadı.
öte yandan, "Hodri Meydan"
programının yapımcısı Uğur Dün-
ttar, 29 haziranda ertelenen prog-
raraın, Genel Müdür Erdem'in
Türkiye'de bulunması halinde ya-
yımlanacağı inancında olduğunu
söyledi. Dündar, TRT Yönetim
Kurulu'nun son kararından son-
ra, Genel Müdür Erdemie bir ara-
ya gelerek programın yayını ve
hangi partilerin katılacağı konu-
sunu görüşeceklerini bildirdi.
Program amacının azami ölçüde
"çok sesliliğe" yer vermek olduğu-
nu belirten Dündar, başvuruda
olnr" diye sormadı.
öte yandan, anımsanacaği üze-
re "Karun Hazinekri" davasın-
da eserlerin Türkiye'den gittiği
kanıtlandığı halde bu hazineyi
elinde tutan New York Metropo-
litan Sanat Müzesi, davanın
"zsmanaşımına" uğTadığı gerek-
çesiyle "nsul açısjndan" Türkiye'-
nin isteminin reddini istemişti.
New York Federal Mahkemesi,
sonbaharda
ğil. Köy Hizmetleri'nde, Karayol- münün genel merkezde değiştiril-
lan'nda iş çok" diye yanıt verdi. diğinin ileri sürüldüğünü kaydet-
ti. Bu durumda bugünkü önse-
çimde Vahit Çahn'ın tek aday ola-
rak kaldığını belirten Karakaş,
bulunan ANAP, SHP, DYP ve
DSP'nin dördünün de katılıp ka-
tılmayacağı ile yayın süresinin Er-
dem'le yapılacak görüşmede belli
olacağını ifade etti.
SHP Genel Başkanı Erdal Inö-
nü, TRT Yönetim Kurulu'nun
Hodri Meydan programının yayı-
nıyla ilgili olarak aldığı yeni ka-
rar için, "Bize bildirilsin, gereken
eevabı vcririz" dedi.
tnönü, TRT Yönetim Kurului
nun karanna ilişkin soruyu yanıt-
larken, "Biz onlara bir soru sor-
moştnk. Cevabım bekiiyonız. As-
lında bir tamirat işi yürütülüyor.
TRT aslında bir çaresizlik içinde
başını oradan oraya vuruyor. Çün-
kü hükümetin baskısı albndadır"
şeklinde konuştu.
Demirel
y
lığı ya da yoklugu" konusunda
karar verecek.
Eğer mahkeme, müzenin iste-
mini kabul edecek olursa Türki-
ye bu konuda Türk hükümetleri-
nin ihmalinin acısını çekecek.
Çünkü mahkemenin karan "beı
ne kadar bn hazine Türkiye'den
getmişse de şimdiye kadar aklınız
neredeydi" çerçevesinde olacak.
Mahkeme Türkiye'nin istemini
kabul ederse "müzenin kötü ni-
yetle davraodığına" karar venniş
olacak.
Ayrıca iç savaş yaşayan Lüb-
nan hükümeti bile bu yüın başın-
da 70 milyon dolar (yaklaşık 190
milyar lira) deferinde olup, New
York'ta Sotheby's müzayede sa-
lonunda seTgilenen ve daha son-
ra Isviçre'de açık arttırmaya çık-
ması öngörülen "Sevso
HazinesT'nin satışıru mahkeme
karan ile durdurtmuştu.
Buna karşdık Türk hükümeti
Karun Hazinesi için tam 20 yıl
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel de "yapılan açıklamadan
bir şey çıkaramadığını, TRT yet-
Idlileriyle konuşması gerektiğini"
söyledi. Demirel, bu görüşmeden
sbnra açıklamada buhınabilecegi-
ni bildirdi.
Bu arada, daha önce de
TRT'nin "Yasak Oyunlar" adlı
filmi yayın sırasında makaslaması
nedeniyle tazminat talebinde bu-
lunan Refik Ceylan adlı yurttaş,
bu kez de Istanbul Cumhuriyet
Savcılığı'na "Hodri Meydan"
programı için suç duyurusunda
bulundu. Refik Ceylan, ayrıca
TRT kurumundan 12 milyon lira
tazminat talep etti.
bekledikten sonra, Elmalı Defıne-
si için de 1.5 yıl sonra Amerika'-
da dava acmıştı. Kültür ve Dışiş-
leri Bakanlıklannın önünde böy-
lesine canlı ve somut örnekler bu-
lunduğu halde, Elmalı Defınesi ile
ilgili davayı zamanaşımının dol-
masına birkaç saat kala açması ve
şündi de karşı tarafa beklediği ya-
nıtı beş aydır vennemesi, konu Ue
ilgili çevrelerde kaygı ve kuşku ya-
ratıyor.
New York'taki Türk Başkonso-
losluğu yetkilileri Ue Türk hükü-
metinin avukatlan "Ankara'dan
gelen talimata göre hareket ede-
ceğfa" demekle yetiniyorlar.
Buna karşılık bu tür davalara
giren Washingtonlu bir hukuk bü-
rosunun bir avukatı, "Danım an-
latbgınız gibiyse, çok güçlü ve
sağlam yasal dayanaklannı Türk
hükümeti yitiriyor, hakh davasuı-
daki etkinligi zayıfhyor demektir.
Dava Boston'da ve Boston da
Amerika'da oldağnna göre dava-
da bn ülkenin yasalan nygnlana-
cak demektir. Amerikan yasala-
nna göre 'iyiniyet bildirimi' içe-
ren bu öneriye karşı 'kasıth ihmal
göstermekle' Ankara karşı tara-
fın eiine büyük koz veriyor. Da-
ha önce Karun davasında Türk
hükiimetini temsfl etmek için New
Yorklu ortaklanmızla Ankara'ya
başvurmayı düşünmöştük. tyi Id
başvurmamışız" dedi.
Emekli askeri kımlığimı ve
nüfus cu7danımı kaybettim
Hukumsuzdur.
HASAN GÜIER
1C
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ
İSKİ
İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İHALE DUYURUSU
Aşağıda Özeltikleri belirtilen kapalı zarf ile teklif alma yöntemindeki ihale ile ilgilenenler, ihale
dosyasını İSKİ Genel Müdürlüğü Ticaret İşleri Daire Başkanlığı'nda görebilir ve dosya bedelini İS-
Kİ Genel Müdürlüğü merkez veznesine yatırarak alabilirler.
istekiilenn şartnameye uygun hazııiayacakları kapalı tekl'ıf mektuplannı ihale tarihinde saat 11.00'e
kadar aşağıda belirtilen adreste Genel Evrak Müdüriüğü'ne giriş, tarih ve numaraşını içeren alındı
makbuzu karşılığında teslim etmeleri gerekmektedir. Teklif zarflan saat 14.00'te ihale Komisyon
Başkanlığı'nca açılacaktır.
ihale Geçıci Dosya
İSKİ No: İşin adı Keşif bedeli tarihi teminat bedeli
T-7151 6000 Ad. Pik baca kapağı 1.700.000.000 17.7.990 85.000.000 500.000.-
V-8045 500 Torba kireç 44.000.000 18.7.990 2.200.000 13.000.-
Not: 1-Postadaki gecıkmeler dikkate alınmaz.
2- İSKİ 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta, dilediği-
ne kışmen veya tamamen yapmakta uygun bedelın tespit ve takdinnde serbesttır.
ADRESİ: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Aksaray Meydanı 34410 Aksaray-İSTANBUL
Tel: 588 38 00 (35 hat) Telex: 23923 ISU-tr Fax: 588 38 83
Beşîkçrye
bir davadan
tahliye
tstanbnl Haber Servisi — "Bir
aydın, bir örgüt ve Kürt sorunu"
adlı kitabında, "ırk aynnu yapa-
rak milli duygulan zayıflabcı ve
yok edici propaganda yaptığı" öne
sürülen sosyolog Dr. tsmail Beşik-
çi, dün yapılan ilk duruşmasında
tahliye edildi. Ancak Beşikçi ay-
nı suçlamayla yargılandığı iki ay-
n kitabından dolayı tutuklu oldu-
ğu için, yine cezaevinde kaldı. Be-
şikçi, savunmasında özgürlükleri,
demokrasiyi ve insan haklanm sa-
vunan Türk yazarlannın aynı za-
manda devletin Kürtlerle ilgili res-
mi görüşünü de savunduklannı
belirterek, kitabında aydınlann bu
çeUşkisini eleştirdiğini söyledi. Be-
şikçi "Eğer Türk yazarlar kendi
devletlerini eleştiremiyoriarsa bn-
radan demokrasi çıkmaz ve ne
devlet ne de yazarlar itibar kaza-
nabüir" dedi.
lstanbul DGM'de dün tsmail
Beşikçi'nin yargılanacağı duruşma
öncesinde polis çevrede geniş gü-
venlik önlemleri aldı. Sabah yapü-
ması gereken duruşma öğleden
sonraya bırakılınca, duruşmayı iz-
lemeye gelen çok sayıda dinleyici
DGM'nin önünde bekleüldi. Za-
man zaman duruşmayı izlemeye
gelenlerle polis arasında tartışma-
lar çıkarken, duruşma başladığm-
da sanık avukatlan daha geniş bir
salon bulunmasını istediler. An-
cak mahkeme bu istemi reddetti.
Duruşmada daha sonra savcı Çay-
han Ülgen'in hazırladığı iddiana-
me okundu. lddianamede lsmail
Beşikçi'nin "Bir aydın, bir örgüt
ve Kürt sorunu" adlı kitabında
Türkiye Yazarlar Sendikası'nın
(TYS) Kürt sorunu hakkındaki tu-
tumunun eleştirildiği, ırkcılık ya-
pılarak Türkiye'de milli duygula-
n zayıflatıcı ve yok edici propa-
ganda yapıldığı savlanarak Beşikçi
ile yayımcı Metin Dağlum'un
TCK'nın 142/3-6. maddeleri uya-
nnca 15'er yıla kadar ağır hapisle
cezalandınlmalan isteniyordu.
tddianamenin okunmasından
sonra savunması sorulan tsmail
Beşikçi, Türkiye'de yazarlann bü-
yük bir celişki içinde bulundukla-
rını, bunu eleştirmek için söz ko-
nusu kitabı yazdığını söyledi. 55
sayfalık savunmasını özetleyen ts-
mail Beşikçi, TYS'ye gönderdiği
bir mektupta yıazarlann Kürt so-
runu hakkındaki tutumlannı eleş-
tirdiğini, Türk yazarlann insan
haklan, demokrasi, özgürlükler
gibi kavramları savunurken aynı
zamanda devletin Kürt sorunuy-
la ilgili resmi görüşünü de savun-
duklannı ve bunun büyük bir çe-
lişki olduğunu söyledi.
Salonda bulunanlarca alkışla-
nan lsmail Beşikçi hakkında da-
va sonra 20'ye yakın savunma
avukatı tahliye isteminde bulundu.
Avukatlann ortak isteminde ayn-
ca Beşikçi'nin "Devletleraras So-
mürge KürdisUn" ve "Bilim, res-
mi ideoloji, devlet demokrasi ve
Kürt sorunu" adlı iki kitabından
dolayı iki nolu DGM'de aynı suç-
lamayla yargılandığı belirtilerek,
birbirinin devamı olan kitaplardan
dolayı ayn ayn açılan üç davanın
birleştirilmesi gerektiği beUrtildi.
Yayıncı Metin Dağlum'un da
suçlamayı reddederek "kitabı yi-
ne basanm" dediği duruşmada,
mahkerne, üç davanın birleştiril-
mesi konusunda iki nolu mahke-
meden görüş soruhnasını ve bu
konuda daha sonra karar verilme-
si için Beşikçi'yi tahliye ederek du-
ruşmayı ileri bir tarihe bıraktı.
Tahliye gerekçesinde yazann ad-
resinin belli olduğu ve kanıtlann
toplandığı yer aldı.