22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
72 TEMMUZ 1990 * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor ANKARA — Bu iktidar, mille- tin meclisini göstermelik duru- muna getirmek için elden gete- ni esirgemiyor. Beş yüz, belki de daha fazla insan Ölmüş. Faciaya yo< açan nedenler ne olursa olsun Suudi Arabistan sorumluluktan kaça- maz. Türk hükümeti ise büyük btr vurdumduymazlıkla Suudileri sorumluluk zincirinin dışında tu- tacak politika izliyor. Sorumlu Başbakan, "Acımızı içimize ,ömdük" d'ryerek neredeyse kral hazretlerinin tanrının takdiri yar- gısına hak verecek. Oysa bilinenlerin yanında bi- linmeyenler büyük ölçüde. Aca- ba hangi boyutta bir olay olmalı ki tatil rehavetinden uyanmak is- temeyen iktidar çoğunluğunu olağanüstü Meclis toplantısına getirme olanağı bulunsun? Evet, sorun ortada. Beş yüz in- sanın ölümüyle ilgili görüşmeler, Millet Meclisi'nde yapıtmayacak da olay ve boyutları nerede, han- gi platformda tartışılacak? Balık pazarında mı? DYP, 55 imzalı bir başvuruyla anayasanın Meclis Başkanı'na verdigi yetkiyi kullanmasını ve olağanüstü toplantının 18 tem- muzda yapılmasını istedi. SHP, başvuruya yan tuttu. Meclis Baş- kanlığı'nın vereceği yanıt olum- suz olursa DYP ile işbirtiği yapa- rak gereken 90 imzayı tamamla- yacaklarını bildirdi. Önceki gün kul'ıs, iki yönde ça- lıştı. Meclis Başkanlığı ile hükü- met arasında gorüşmeler sürer- ken, muhalefet kanadında fikir alışverişi yapıldı. Hükümet, var- sın beş yüz kişi ölsün, sorumlu- lar, dinmeyen acının etkileri bir yana Meclis'in olağanüstü top- lantı yapmasını istemediğini Meclis Başkanvekili Halim Aras'a bildiriyordu. Meclis kaçağı iktidann hükü- met başkanı Akbulut ise Meclis yerine Meclis dışı görüşmelerle olayın geçiştirilmesini istiyordu. ağanüstü toplantıyı reddeder- ~an halkın meclisinden yakayı kurtarmak için "olağanüstü bir çözüm" yolu da bulmuştu. Dev- let Bakanı Cemil Çiçek, bugün iki muhalefet liderini ziyaret edecek, edindiği bilgileri anlatacak, so- run kalmayacaktı! Kısacası iktidar, Meclis yerine iki muhalefet liderine kapalı ka- pılar arkasmda verilecek bilgıler- le yetinilmesini istiyordu. Oysa olay, iki liderin bilgilenmesinin ötesinde ulusal vicdanı rahatsız eden boyuttaydı. Bu konudaki açık görüşmelerin aynntılarıyia Meclis'te yapılması, oradan ka- muoyuna yansıması gerekiyor- du. Aynca bir hükümet elden ge- leni yaptıysa Meclis'teki gorüş- melerden kaçmaana ne gerek vardı? Bu arada Meclis Başkanlığı da bir âlemdi doğrusu. Anayasanın açık hûkmüne karşin Meclis Baş- kanlığı, "hükümeti, bu konuda izahat vermek için zoriamaya yet- kisi olmadığım" düşünüyordu. Dün öğle üzeri basın toplantısıy- la görüş açıklayan Halim Aras'a göre başkanhk, çağrı yapmaya- caktı. Muhalefet dilerse 90 imzalı gündemi yazılı bir öneriyle baş- vurabilir, başkanhk bu istemi ka- bul edip etmemeyi "düşünebilir- di." Anayasanın 90 imzalı başvu- rudan sonra olağanüstü toplan- tının zorunlu olduğunu gösteren hükmü de askıya alınıyordu. Aras, baklayı ağzından çıkarı- yor, hükümette olağanüstü top- lanb eğilimi olmadığım söylüyor. Demek ki hükümet istemediği için Meclis Başkanlığı anayasal yetkisini kullanmaya yanasmryor- du. Demokratik sfizleri basında baştacı edilen Başkan Kaya Er- dem'in, Meclis'in saygınlığını ko ruma vaatleri, Meclis'in işlevint yerine getirmesini sağlayacağını belirleyen güvenceleri nerede kalıyor? Bir Meclis, hac olayını görüşmekten kaçınlırsa hangi öl- çekte olayla olağanüstü toplana- cak, lürfen söyler misiniz? Kaya Erdem, Meclis'in dene- tim görevini yapmayışından ya- kınanların başında geliyor. Bu- gün Meclis'te 35 genel görüşme, 550 sözlü soru, 165 kanun gü- cünde kararname, gündemde sı- ra bekliyor. Hac olayını Meclis denetiminden kaçırarak Kaya Er- dem, bu rakamlara bir yenisini, doğrusu en önemlisini ekliyor. Halim Aras, DYP yetkililerine çağrıyı reddedeceklerini kuliste söylerken "başka yollardan çitmelerini" salık veriyor. İş, don- dü dolaştı bu noktaya geldi. Mu- halefete şaşmamak elde degil. Bu iktidarı, baştan sona egemen olan zihniyeti bilmiyormuş gibi muhalefet, anayasa gereği Mec- lis'in başkanlıkça toplantıya çağ- rılacağını sanıyordu. Onceki günler yapılacak görev, iki muha- lefetin hemen bir araya gelerek 90 imzalı başvuruyu Meclis'e da- yamalanydı. Omadı. Bir zahmet bir iki telefon gorüşmesiyle ola- ğanüstü topiantıyı sağlayabilirler- di. Neyse ki çağrıyı kaldığı yer- den yûrütme kararı aldılar. Dün öğleden sonra DYP ve SHP Grup Başkanvekilleri bir araya gelerek 90 imzayı hemen ta- mamlamayı ve Meclis'in 18 tem- muzda toplanmasını isteyecek başvuruyu yapmayı görüşecek- lerdi. Türkiye'nin yüreği son bir ay- da mezarlığa dönüştü. Ama ne gam! Hükümet Meclis'ten kaçar, TÛ ise Suudi'nin büyükelçisini Çankaya'da görür ve hemalde kral hazretlerinin uyutucu sözle- rini kabul buyurup "acımızı gön- lümüze gömmekle yetinmemizi" sağlar. ABD. Yunanistan'la aleyhimize güvenceter veren anlaşmaiar im- zalar. Konu, Bakanlar Kurulu gündemine alınır ve fakat "vakit dariığından" görüşülmez. Hac boyle, ulusal yararlarımı- zın askıya alındığı günlerde tu- tum böyle. Meclis dışlanmış, hü- kümet var yok arası, TÖ serin su- larda, Meclis Başkanı denizden başını çıkaramıyor Bir de yoğun muhalefet yapan- lara eleştiriler geliyor ki... İşte bu, insanı yaralıyor. , J \ BccctcbMHderitekm BtccrtMıMtterttakMf ---- ÇAMURATMAK ÇAMUR ATMMC Bayrampaşa belediye seçimi SHFnin 4 başkan adayı çekildi tç Politika Servisi — Yeni ilçe olan Bayrampaşa'da 19 ağustosta yapılacak yerel seçimlerde SHP'nin belediye başkan adayını KARtKATÜRLÜ PROPAGANDA— ANAP, 19 ağustosta 14 yerde >vpılacak yerel seçimler için karikatür afişli propagandaya başladı. belirlemek için bugün yapılacak önseçim öncesinde 5 adaydan 4'ü, "aday seçiminde oy knllaaacak üyelerin listesinde tahrifat yapü- ileri sürerek adaybktan çe- Akbulut: Demirel seçimden korkuyor EVREN PE6ER ORDU/GtRESUN — Başba- kan Yıldınra Akbulut, DYP Ge- nel Başkanı Süleyman Demireli korkaklıkla suçlayarak, "19 ağus- tosta seçim var ginniyoriar. Kork- tular, o nedenle girmiyorlar" de- di. Akbulut, Doğu Karadeniz ge- zisi sırasında kendisinden iş iste- yen ve hükümetin fındığa verdigi fiyatı protesto eden vatandaşlan da azarladı. Başbakan Akbulut, dün sabah uçakla Ankara'dan Merzifon'a git- ti. 22 temmuzda belediye başkan- lığı seçimi yapılacak olan Ordu- nun Ikizce ilçesine helikopterle gi- den Başbakan Akbulut, burada yaptığı konuşmada muhalefeti eleştirerek şöyle dedi: "Ben onlann liderlerini kaste- diyorum. 3 haziranda yapılan ye- rel seçimlere muhalefet partileri balıklamasına daldılar ve 'ANAP'a oy vermeyin' dediler. Kazanacaklarını sanıyorlardı, ama kaybettiler. Millet onlan is- temedi. 10 ağustosta yine seçim var. DYP bunlara da kaülmaya- cak. Neden? Korktu da o neden- le kablmıyor. Millet onlara ders- lerini verdi." Akbulut, Ikizce'ye oy için gel- diğini belirterek, "Bir oy için gel- dim. Bir oy bile mukaddestir. Oy isterim, oy" dedi. Akbulut buradan önce Ünye^ ye sonra da Fatsa'ya gecti. Başba- kan Akbulut, Fatsalıların "ll ol- mak istiyoruz" sloganlan üzerine, '11 olmak sizin de hakkınız, bu- nu verecegiz" diye konuştu. Ak- bulut daha sonra geldiği Perşern- be"den aynlırken parti otobüsün- de gazetecilerin sorulannı ya- n ı t l a d ı . Başbakan Akbulut, "19 agus- tos secimlerinden başanh çıkarsa- nız, ara secimlere gîder misiniz?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: "Hayır. Bu sene enflasyon yüz- de 54. Önnmüzdeki yıl yüzde 40'lara kadar iner. Enflasyonu bu hızla geri çekersek, kalkınma hı- zı da artarsa gelecek yıl en kötii ihtiraalle yüzde 40 olur enflasyon. O zaman herşey tamam." Bir gazetecinin, "O zaman se- çim için önemli bir avantajınız olur. Bu da 1991'de ara seçimler- le erken genel seçim birarada olur anlamını mı taşıyor?" şeklindeki sorusuna Akbulut, "Hayır, öyle birşey söylemiyorum. Bakanz" yanıtıru verdi. Akbulut, ANAP kongresinin tarihi konusundaki bir soruya ise, "Onnn bir prose- dürü var. Öyle kolay iş degil" ya- nıtıru verdi. Başbakan Akbulut, Ordu'dan Giresun'a geçerken yol Ustündeki ilçelerde sevgj gösterileriyie karşı- landı. Akbulut Giresun'un Bulan- cak ilçesinde konuşurken fmdık parasının yeterli olup olmadığıru sorunca bazı vatandaşlar '1yi pa- ra alanudıkn dediler. Akbulut bu- nun üzerine "lyi para aldınız, iyi para aldınız. Geçen yıl iyi para akhnız" şeklinde üstele>ince alan- daki bir genç "hayır alamadık" di- ye bagırdı. Akbulut bunun üzeri- ne genci "Sen sus bakayım, slo- gancı otma" şeklinde azarladı. Bu yü fındığa iyi para vereceklerini yineleyen Akbulut daha sonra Gi- resun'a geçerek yurttaşlara hitap etti ve icraatlanru anlattı. Akbu- lut burada "Işün yok, eve gitme- ye utanıyonım" diye seslenen Vey- sel Sojtürk adlı vatandaşa, "Biz- de berkese iş var, herkese iş bulu- ruz. Tiirkiye bedavaolar ülkesi de- dıgmı" küdiler. SHP 11 Baskanlıgı'na dilekçey- le başvuran ada> lax Mustafa Ataş, Zahit Gürdal, Hiiseyin Derin ve Giilabi Kazma, genel merkezce düzenlenen ve dün saat 17.00'de kendilerine ulaşan listede, yüzde 40'a varan oranda tahrifat yapıl- dığıru ileri sürdüler. Adaylar, bu nedenle önseçime katılmayacakla- rını açıkladılar. SHP Istanbul II Başkanı Ercan Karakaş, 4 adayın adaylıktan çe- kilrne gerekçelerini "ciddiye aldıklannı" ve iddialan genel mer- keze ileteceklerini bildirdi. Eyüp1 ten partinin önde gelen birçok üyesinin de listelerde yer almadı- ğinı kaydeden Karakaş, kendileri- ne ulaşan listede beklenildiği gibi 2941 üyenin isminin yeraldıgını, ancak bu isimlerin önemli bölü- Güzel-Akbulut 4 liderli 'Hodri Meydarf görüşmesi SHP-DYP işbirliği (Baftamfi 1. Sayfada) kümetle temasa geçtiklerini, an- cak Mecüs'in olağanüstü toplan- tıya çağnlması konusunda olum- suz yanıt aldıklannı belinen Aras, "Hükümet hac konusuyla ilgili olarak kamuoyunu sürekli bilgi- lendirdiğini, aynca hükümet adı- na TBMM'de gnıbu bulunan parti başkanlanna da bilgi verilecegini bildirerek, olağanüstü toplanlıya gerek olmadıgı vanılını vermiştir. Bu durumda bizim Meclis'i ola- ğanüstü toplantıya çağırmamız mümkün göriilmemiştlr" şeklin- de konuştu. Aras, basın toplantısında özet- le şunîan söyledi: "Yapılan başvuruda sayın mil- letvekillerinin isteği hükümetin açıklama yapmasıdır. Hükümetin açıklama yapması ise ictüzüge gö- re kendi btem ve takdirierine bağ- lıdır. Bu durumda bizim toplantı cagnsı yapmamız ve miizakere aç- mamız mümkün değildir." DYP Grup Başkanvekili Köksal Toptan, Aras'ın açıklamalanndan sonra, SHP ile işbirliği yaparak 90 imzayla Meclis'i olağanüstü top- lantıya çağıracaklarını söyledi. ^ağanüstü toplanü için şvuru bugün SHP Grup Başkanvekillerinden Hasan Fehmi Gttneş de gazeteci- lerin sorularını cevaplandınrken, TBMM'nin olağanüstü toplantı- ya çağrüması için DYP ile birlik- te yeterli milletvekili imzasıyla bu- gün Meclis Baskanlıgı'na başvu- racaklannı söyledi. önergenin şekli ve gerekçe için DYP grup yö- neticileriyle gorüşmeler yaptıkla- nnı, bir anlaşmazhk olacağını sanmadığını belirten Güneş, top- lantı tarihi için de iki parti arasın- da görüş aynlığı olmadığım söyledi. Demirerin sözleri Bu arada DYP Genel Başkanı Siileyman Demirel, dün gazeteci- lerin sorularıru yanıtlarken, Baş- bakan Yıldırım Akbulnt'un TBMM'nin toplanmasına gerek olmadıgı biçimindeki açıklamala- rı için, "Işlerine geldiği zaman hem 'Her şey parlamentoda hallolacak' diyecekler hem de 500 kişinin hayatını kaybetmesi uraur- lannda degü, işte Türkiye'nin haü" dedi. Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasa, 'Parlamentoyu, Cumhurbaşkanı, hükümet, Mec- lis Başkanı toplayabilir' diyor. Her üçünün de şu ana kadar parla- mentoyu toplamaya kalkışmama- lannı kınıyonım. Bir ülkede, va- tandaşlannın 500'ünün hayatını kaybetmesi gibi olay olacak ve bu parlamentonun toplanmasını ge- rektirmeyecek. Bu, parlamentoyu gereksiz hale getirmenin yollann- dan biridir. Halkın yüzde 15'inin bile destegini almayan bir gnıba Cumhurbaşkanı sectirirken parla- mentoyu baş üstüne alıriar ama, bu ülkenin 500 vatandaşı hayatı- nı kaybederken, gelin bunu konu- şun. sahip çıkın denilen bir mü- esseseyi kapalı tutmayı yeğlerler. Tiirkiye Cumhuriyeti'nde parla- mentoyu ve demokrasiyi ne hale getirdiklerinin resmidir." Olayda hayatını kaybeden va- tandaşların hukukunu aramaya devam edeceklerini bildiren Demi- rel, TBMM Başkanvekili'nin, Meclis'in toplanması konusunda Başbakan'dan görüş aldığının anımsatılması üzerine şunları söyledi: "Biz, Meclis Başkanı'nı, 'Par- lamentoyu topla' diye ikaz ettik. Siz Meclis'e kişilik kazandırmak istemiyor musunuz? Meclis, hü- kümetin bir dairesi değildir. Her- şeyin üsründedir Meclis. 'Meclis demokrasinin kalbidir" dersiniz, sonra da sanki hükümetin, nüfus. tapu dairesi haline getirirsiniz. Hoş bunlara göre, parlamento ha var ha yok. O zihniyeti ortaya koy- muşlardır. Parlamento uzun za- mandır kişiliğini yiürmiştir. Bir gayret sarf ediliyor, parlamento- ya kişilik kazandıralım diye. 90 imza bulmamız sorun değildir ve cuma günü de 90 imza tamamla- nır. SHP bunun dışında kalamaz. SHP de zaten TBMM'nin toplan- ması isteğini ortaya koydu. Mesele SHP, DYP degil, Mectts'in toplan- ması meselesidir. De\iet Bakanı Cemil Çiçek, dün TBMM Başkanvekili Halim Aras ve SHP Genel Başkanı Er- dal Inönü ile ayn ayn görüştü. Çi- çek, Aras ile yaptığı görüşmeden çıkarken gazetecilere, "Hüküme- timiz hacdaki faciayı milli bir me- sele olarak kabul etmektedir. Bu- nun için TBMM Baskanlıgı'na ve gnıbu bulunan parti liderlerine bilgi venneyi görev saydık" dedi. Çiçek, saat 15.00'te de TBMM'deki odasında SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'yü ziyaret et- ti. Görüşme başlamadan önce kı- sa bir açıklama yapan Çiçek, fa- ciayla ilgili olarak, olayın boyut- lan ve yerinde yaptığı incelemeler hakkmda bilgj vermeye geldiğıni bildirdi. tnönü de yaptığı konuş- mada, "Olayın kamuoyunu çok yakından ilgilendirdiğini, 500'ü aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiğini, bunun Meclis'te gö- rüşülmesi için çaba gösterdikleri- ni belirterek, "Bu yüzden verilen bilgiler bizim için yardımcı olacakhr" dedi. Inönü-Çiçek görüşmesi bir sa- atten fazla sürdü. SHP Genel Baş- kanı, görüşmeden sonra gazeteci- lere yaptığı açıklamada ise, "Sa- yın Devlet Bakanı aynntılı bir şe- kilde bilgi verdi. Bizim islediğimiz bu açıklamanm TBMM'de yapıl- masıydı. Görüşme açılsaydı, par- tiler burada görüşlerinî açıklar, hükümet de cevap verirdi" dedi Özal'ın kabulti Cumhurbaşkanı Turgut özal da dün Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçisi Abdülaziz Muhyed- din Hoca'yı kabul etti. Büyükel- çi, Özal'a hac faciası konusunda bilgi verdi, Suudi Arabistan Kralı Fahd Bin Abdulaziz'in başsağlığı dileklerini iletti. öte yandan Sağlık Bakanı Ha- lil Şıvgın, dün Suudi Arabistan'a gitti. Şıvgın, Ankara'dan aynlma- dan önce yapüğı açıklamada, Baş- bakan Yıldırun Akbulut'un tali- matıyla Suudi Arabistan'da bulu- nan yaralı ve hasta Türk hacıları- nı getirmek üzere THY'ye ait bir uçağın hazırlandığını bildirdi. Şıv- gın, tüm hasta ve yaralı Türk ha- alannın yann Türkiye'ye getirüe- ceğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — ANAP Genel Başkan aday- larından Hasan Celal Güzel'in, Başbakan Yıldınm Akbulut ile Başbakanlık Konutu'nda gizli tu- tulmaya çalışılan bir görüşme yap- tığı öğrenildi. 5 haziranda gerçek- leştiği belirlenen görüşmeyi doğ- rulayan Güzel, bunun gelecek ANAP kongresine yönelik olarak bir "diyalog" biçiminde yorum- lanmaması gerektiğini söyledi. ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Celal Güzel, 3 haziranda yapılan yerel ara seçimlerde ANAP'ın elde ettiği başandan do- layı Başbakan Yıldınm Akbulut'u tebrik etmek istediğini, söz konu- su görüşmenin bu çerçevede de- ğerlendirilmesi gerektiğini kaydet- ti. Görüşme isteminin kendisinden geldiğini kaydeden Hasan Celal Güzel, görüşme konusunda baş- ka yorumlar yapılmasının >anlış olacağını vurguladı. Güzel, Akbu- lut Ue olağanuuu kongrade de- mokratik bir şekilde karşı karşı- ya geldiğini, bu konuda daha son- raki eleştirilerin Akbulut'un şah- sına değil, aday gösterilme şekli- ne yönelik olduğunu belirttı. Başbakanlık Konutu'na yakın çevreler ise, Akbulut-Guzel göruş- mesinin gizlenmesi diye bir duru- mun söz konusu olmadığım, baş- bakanın yaptığı her goruşmenin basına açıklanmasının da bir ge- lenek olmadığım kaydettiler. (Baftanfı 1. Sayfada) 1990 günü yayımlanacakken "wıi bir kararia" ertelenen "Hodri Meydan" programını görüştü. 3.5 saat süren toplantı sonunda yapı- lan yazılı açıklamada şöyle denil- di: "Hodri Meydan programının, halen işleyen seçim yasaklan göı- önünde tutularak, seçim yasakla- n dışında kalan 24 Temmuz - 8 Ağustos 1990 tarihJeri arasında, TRT kanunundaki yayııı Ukeleri vt 298 sayılı kanunun 63. madde- sinde ifadesini bulan Ukeler dik- kate alınarak ve bu programla il- gili olarak kunımumuza bugüne kadar vaki başvurulann da değer- lendirilmesi suretiyie yayınlanması hususunda Genel Müdür Sayın Kerim Aydın Erdem'e yetld veril- mesi yöneüm kurulunca kararlaş- dnlmışür." Toplantıya katılan TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem ise gazetecilerin bu konudaki çeşitli sorulannı yamtsız btrakırken sa- dece "yayının canh yapüacağını" söyledi. TRT Başhukuk Müşaviri Akın Beşiroğlu ise Cumhurbaşka- nı özal'ın konuk okiuğu program- dan sonra, TRTye başvuruda bu- lunan siyasi partilerin davet edi- leceğini söyledi. Beşiroğlu, "Seçim dönemi içerisinde biz, sayın cum- hurbaşkanına cevap verilmesini uygun görmedik. Inönü de Demi- rel de bunu kabul etti. Kendileriy- le ayn bir program yapacak ve 9 elden gidiyor BURSA HİPODROMIPNDAN FÎKRET DAĞUOĞLV Ddnci koşu sürprize müsait 1. AYAK: Çim pist çalışma- lannda çok iyi görünen Altuğ- bey usta binicisi ile ilk şansa sa- hiptir. Yine bu yanş için itina Ue hazırlandığını gördüğümuz lh- san Harun da başanlı olacaktır. Yanşın sürprizlerini Beybaba ve Cemil l'den bekliyoruz. 2. AYAK: Sürprize müsait görünen zor bir A gnıbu yanşı. Ağır kilosuna rağmen idmanla- rında çok iyi görünen Uğur 56'ya ilk şansı veriyoruz. Yine son çıkardığı olumlu yarışı ile Sonbatur ve formunun zirvesin- deki Altulşah daha sonra düşü- " 'lebilir. Kuruşbey'i sürprizde .»eririz. 3. AYAK: Bu yanşı için çok iyi hazırlanan Atom, iyi bir yö- netim ile başanlı koşacaknr. Ağır kilosuna rağmen kalite Prensigör sert rakibidir. Acaba ve Vivaldi sürpriz yapabilirler. 4. AYAK: Uzun süredir. Bu yanş için ciddi hazırlıklar yapan Pamilly, usta jokeyi ile ilk şan- sa sahiptir. Mesafenin lehine ol- masından Flamingo ile Radrigo yararlanabilir. 5 AYAK: Zor bir C grubu ya- nşı. tdmanlarda günden güne düzeldiğini gördüğümuz Altepe yanşın en şanslı ismidir. Yine düzgün formu ile Sezentay ve Sinem sert rakipleri olacaktır. Yanşın sürprizlerini Adsız 2, Aslı 3 gerçekleştirebilir. 6. AYAK: Kayıth bulunan ra- kiplerinden kalite ve klas olarak üstün görünen Mesudiyegüzeli bizce kazanacaktır. Yine iyi el- lerde çok iyi hazuianan Kurtoğ- lu tek sert rakibi olacaktır. Teh- like ve Fatih 7'yi sürprizde öne- ririz. TAHMİNLER 1. KOŞU: F. Altuğbey (1), PP. Ihsan Harun (5), P. Beybaba (2), S. Cemil 1 (3). 2. KOŞU: F. Uğur 56 (2), PP. Sonbatur (6), P. Altuşah (4), S. Kuruşbey (7). 3. KOŞU: F. Atom (4), PP. Prensigör (1), P. Acaba (7), S. Vivaldi (2). 4. KOŞU: F. Pamilly (3), PP. Flamingo (4), P. Radrigo (2), S. Bahir (7). 5. KOŞU: F. Altepe (4), PP. Sezentay (3), P. Sinem 2 (13), P. Adsız 2 (10), S. Ash 3 (5). 6. KOŞU: F. Mesudiyegüzeli (11), PP. Kurtoğlu (3), P. Teh- like (6), S. Fatih 7 (8). OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ F. Dağhoğlu K. Akyer Orhan Özsu Nalp Yılmaz 6-2-5 1-5-2 5-1-2-3 9-10-6 8-5 2-6 6-8-5-7 5-6-7-8 4 1-4 4 1 3 2-3-4 3-4 3 13-4-11 3-4-13 4-11 10-3-4-13 11 11 11 11 1_ r § 11 a o I|7 a » 11 12 o 1_ • 10 11 12 13 » T • • m (Baftarafı 20. Sayfada) 2. Türkiye'nin bunu ödeyecek parası yoksa, bir bölümünü peşin para, bir bölümünü de hammad- de olarak kabul ederiz. (Aynı za- manda Türk hükümetinin finans danışmanı olan üç Amerikalı or- taktan birinin bu sonınun yanıtı- nı görevinden dolayı çok iyi bil- diği anlasılıyor.) 3. Definenin karşüıklı anlaşma- ya vanlacak bölümünü Amerika'- da alıkoyar, geri kalanını Türki- ye'ye veririz. Bu takdirde: a) Alıkonulan kısım karşılığin- da Türk müzelerinin bakımı ile personelinin eğitimine katkıda bu- lunabiliriz. b) Türk müzelerinin elinde bu- lunan bol sayıdaki değişik defme- lerdeki sikkelerle, örneğin "Poda- lia Definesi"nin bir bölümü ile ta- kas edebiliriz. (Elmalı'nuı antik dünyadaki adı Podaha'dır. Elma- h'da 1957 yüında 1.600 gümüş sikkeden oluşan bir başka defıne daha bulunmuştu. "Podalia Defınesi" adı verilen bu buluntu- dan ancak 510 kadan Türk hükü- metinin eline geçmiş, ötekiler Yu- nanistan üzerinden Avrupa'ya ka- çınlmıştı. tkisi sikkebilimci olan üç Amerikalı ortak, bu 510 Lik- ya sikkesinden bazılan ile Elmalı Definesi arasında takası öneriyor.) Amerikalı ortaklann "uzlaşma önerisi" haberinin 31 martta ga- zetemizde koşullara yer verilmek- sizin, sadece böyle bir önerinin yapüdığının yayımlanması üzeri- ne, ünlü Türk arkeologlan "De- fine için pazariık yapılmamah" yolunda tepkilerini açıklamışlar ve pazarhğa şiddetle karşı çıkmış- lardı. Bunun üzerine Kültür Ba- kanı Namık Kemal Zeybek "Pa- zariık yok" yanıtıru vermişti. Amerikahlann "uzlaşma" öne- risinden beş ay, bakanın bu açık- lamasından üç ay geçtiği halde, davalı tarafa "ikili görüşmeye hazınz" ya da "mahkemeye devam" yolunda herhangi bir ya- ııt iletümedi. "Kocb kampından" bir yetkili dün telefonla beni arayıp şöyle konuştu: "Komıyla baştndan beri yakın- dan ilgilendiğinizi ve izkdiginizi bihyoruz. Önerilerimizin beş aşağı beş yukan ne oldagunn da biü- yorsunuz. Bu demek değildir ki, bo önerilerie smıru kalacagu. Her törhi öseriye açık otdugumuzu da Törk hükümetinin avukat ve tem- silcilerine söyledik. Ancak bu kadar zamandır tem- sücflerinizdeıı bir yanıt alamadık. Avukaüannıza tdefonla dunı- mun ne olduğunu nezaket knral- lan çerçevesinde sorduk. Onlar- dan da tatmin edici bir yanıt ala- madık. Ankara'mn bu suskunlu- ğunu siz nasıl yornmlayıp değer- lendiriy orsunuz?'' Ben de kendilerine, "Kültür ve Dışişteri Bakanlıklannın konuyla ilgili yetkililerinin nisan sononda 11 giüriük şeker bayramı tatih, ar- dından mayıs sonu ve haziran ayı boyunca Avusturya, Japonya ve Avustralya'da küMrel sergilere kanhm ve daha sonra da temmu- zun ilk haftasında dokuz günlük Inrban bayramı tatiti nedeniyle 27 milyar lira değerindeki yüzyılın definesini düşünmeye zamanlan- nın olmadığım, yetkililerin gün- demlerinde şimdUik başka ulusla- rarası sergi ve ba>Tam tatüi obna- dıgını, bu nedenle yanıtın önü- müzdeki birkaç gün içinde çıkma- sının olası olduğunu, bunun her- hangi bir artniyet taşımadığmı" söylemekle yetindim. Bereket Koch kampındaki muhatabım "ya yaz tatiline çıkarlarsa ne partUerinin görüşlerini naklede- cekler. Ama pekçok başvunı ya- pıldı TRTye. Sayın Ecevit de çık- mak istedi. Sayın Başbakan da gö- rüş bildirmek istedi. Ama bu bîr yönetim karan gerektiriyordu. Yönetim Kundu da bu görevi ye- rine getirdi." Başhukuk Müşaviri Beşiroğlu, program için başvuru- da bulunan liderlere davetiye çı- karılacağım ve gelecek yanıtlara göre "Hodri Meydan"ın kesin ya- yın tarihinin belirleneceğini bildirdi. Beşiroğlu'nun açıklamasına gö- re "Hodri Meydan"a katılma ta- lebinde bulunan DYP, ANAP, SHP ve DSP liderleri davet edile- cek. Ancak bu konudaki kesin ka- ran, Yönetim Kurulu'nun "tam yetkili" kıldığı Genel Müdür Ke- rim Aydın Erdem verecek. TRT yetkililerinin bildirdiğine göre dört siyasi parti dışında, başka başvu- ru olmadı. öte yandan, "Hodri Meydan" programının yapımcısı Uğur Dün- ttar, 29 haziranda ertelenen prog- raraın, Genel Müdür Erdem'in Türkiye'de bulunması halinde ya- yımlanacağı inancında olduğunu söyledi. Dündar, TRT Yönetim Kurulu'nun son kararından son- ra, Genel Müdür Erdemie bir ara- ya gelerek programın yayını ve hangi partilerin katılacağı konu- sunu görüşeceklerini bildirdi. Program amacının azami ölçüde "çok sesliliğe" yer vermek olduğu- nu belirten Dündar, başvuruda olnr" diye sormadı. öte yandan, anımsanacaği üze- re "Karun Hazinekri" davasın- da eserlerin Türkiye'den gittiği kanıtlandığı halde bu hazineyi elinde tutan New York Metropo- litan Sanat Müzesi, davanın "zsmanaşımına" uğTadığı gerek- çesiyle "nsul açısjndan" Türkiye'- nin isteminin reddini istemişti. New York Federal Mahkemesi, sonbaharda ğil. Köy Hizmetleri'nde, Karayol- münün genel merkezde değiştiril- lan'nda iş çok" diye yanıt verdi. diğinin ileri sürüldüğünü kaydet- ti. Bu durumda bugünkü önse- çimde Vahit Çahn'ın tek aday ola- rak kaldığını belirten Karakaş, bulunan ANAP, SHP, DYP ve DSP'nin dördünün de katılıp ka- tılmayacağı ile yayın süresinin Er- dem'le yapılacak görüşmede belli olacağını ifade etti. SHP Genel Başkanı Erdal Inö- nü, TRT Yönetim Kurulu'nun Hodri Meydan programının yayı- nıyla ilgili olarak aldığı yeni ka- rar için, "Bize bildirilsin, gereken eevabı vcririz" dedi. tnönü, TRT Yönetim Kurului nun karanna ilişkin soruyu yanıt- larken, "Biz onlara bir soru sor- moştnk. Cevabım bekiiyonız. As- lında bir tamirat işi yürütülüyor. TRT aslında bir çaresizlik içinde başını oradan oraya vuruyor. Çün- kü hükümetin baskısı albndadır" şeklinde konuştu. Demirel y lığı ya da yoklugu" konusunda karar verecek. Eğer mahkeme, müzenin iste- mini kabul edecek olursa Türki- ye bu konuda Türk hükümetleri- nin ihmalinin acısını çekecek. Çünkü mahkemenin karan "beı ne kadar bn hazine Türkiye'den getmişse de şimdiye kadar aklınız neredeydi" çerçevesinde olacak. Mahkeme Türkiye'nin istemini kabul ederse "müzenin kötü ni- yetle davraodığına" karar venniş olacak. Ayrıca iç savaş yaşayan Lüb- nan hükümeti bile bu yüın başın- da 70 milyon dolar (yaklaşık 190 milyar lira) deferinde olup, New York'ta Sotheby's müzayede sa- lonunda seTgilenen ve daha son- ra Isviçre'de açık arttırmaya çık- ması öngörülen "Sevso HazinesT'nin satışıru mahkeme karan ile durdurtmuştu. Buna karşdık Türk hükümeti Karun Hazinesi için tam 20 yıl DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de "yapılan açıklamadan bir şey çıkaramadığını, TRT yet- Idlileriyle konuşması gerektiğini" söyledi. Demirel, bu görüşmeden sbnra açıklamada buhınabilecegi- ni bildirdi. Bu arada, daha önce de TRT'nin "Yasak Oyunlar" adlı filmi yayın sırasında makaslaması nedeniyle tazminat talebinde bu- lunan Refik Ceylan adlı yurttaş, bu kez de Istanbul Cumhuriyet Savcılığı'na "Hodri Meydan" programı için suç duyurusunda bulundu. Refik Ceylan, ayrıca TRT kurumundan 12 milyon lira tazminat talep etti. bekledikten sonra, Elmalı Defıne- si için de 1.5 yıl sonra Amerika'- da dava acmıştı. Kültür ve Dışiş- leri Bakanlıklannın önünde böy- lesine canlı ve somut örnekler bu- lunduğu halde, Elmalı Defınesi ile ilgili davayı zamanaşımının dol- masına birkaç saat kala açması ve şündi de karşı tarafa beklediği ya- nıtı beş aydır vennemesi, konu Ue ilgili çevrelerde kaygı ve kuşku ya- ratıyor. New York'taki Türk Başkonso- losluğu yetkilileri Ue Türk hükü- metinin avukatlan "Ankara'dan gelen talimata göre hareket ede- ceğfa" demekle yetiniyorlar. Buna karşılık bu tür davalara giren Washingtonlu bir hukuk bü- rosunun bir avukatı, "Danım an- latbgınız gibiyse, çok güçlü ve sağlam yasal dayanaklannı Türk hükümeti yitiriyor, hakh davasuı- daki etkinligi zayıfhyor demektir. Dava Boston'da ve Boston da Amerika'da oldağnna göre dava- da bn ülkenin yasalan nygnlana- cak demektir. Amerikan yasala- nna göre 'iyiniyet bildirimi' içe- ren bu öneriye karşı 'kasıth ihmal göstermekle' Ankara karşı tara- fın eiine büyük koz veriyor. Da- ha önce Karun davasında Türk hükiimetini temsfl etmek için New Yorklu ortaklanmızla Ankara'ya başvurmayı düşünmöştük. tyi Id başvurmamışız" dedi. Emekli askeri kımlığimı ve nüfus cu7danımı kaybettim Hukumsuzdur. HASAN GÜIER 1C İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İHALE DUYURUSU Aşağıda Özeltikleri belirtilen kapalı zarf ile teklif alma yöntemindeki ihale ile ilgilenenler, ihale dosyasını İSKİ Genel Müdürlüğü Ticaret İşleri Daire Başkanlığı'nda görebilir ve dosya bedelini İS- Kİ Genel Müdürlüğü merkez veznesine yatırarak alabilirler. istekiilenn şartnameye uygun hazııiayacakları kapalı tekl'ıf mektuplannı ihale tarihinde saat 11.00'e kadar aşağıda belirtilen adreste Genel Evrak Müdüriüğü'ne giriş, tarih ve numaraşını içeren alındı makbuzu karşılığında teslim etmeleri gerekmektedir. Teklif zarflan saat 14.00'te ihale Komisyon Başkanlığı'nca açılacaktır. ihale Geçıci Dosya İSKİ No: İşin adı Keşif bedeli tarihi teminat bedeli T-7151 6000 Ad. Pik baca kapağı 1.700.000.000 17.7.990 85.000.000 500.000.- V-8045 500 Torba kireç 44.000.000 18.7.990 2.200.000 13.000.- Not: 1-Postadaki gecıkmeler dikkate alınmaz. 2- İSKİ 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu'na tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta, dilediği- ne kışmen veya tamamen yapmakta uygun bedelın tespit ve takdinnde serbesttır. ADRESİ: İSKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Aksaray Meydanı 34410 Aksaray-İSTANBUL Tel: 588 38 00 (35 hat) Telex: 23923 ISU-tr Fax: 588 38 83 Beşîkçrye bir davadan tahliye tstanbnl Haber Servisi — "Bir aydın, bir örgüt ve Kürt sorunu" adlı kitabında, "ırk aynnu yapa- rak milli duygulan zayıflabcı ve yok edici propaganda yaptığı" öne sürülen sosyolog Dr. tsmail Beşik- çi, dün yapılan ilk duruşmasında tahliye edildi. Ancak Beşikçi ay- nı suçlamayla yargılandığı iki ay- n kitabından dolayı tutuklu oldu- ğu için, yine cezaevinde kaldı. Be- şikçi, savunmasında özgürlükleri, demokrasiyi ve insan haklanm sa- vunan Türk yazarlannın aynı za- manda devletin Kürtlerle ilgili res- mi görüşünü de savunduklannı belirterek, kitabında aydınlann bu çeUşkisini eleştirdiğini söyledi. Be- şikçi "Eğer Türk yazarlar kendi devletlerini eleştiremiyoriarsa bn- radan demokrasi çıkmaz ve ne devlet ne de yazarlar itibar kaza- nabüir" dedi. lstanbul DGM'de dün tsmail Beşikçi'nin yargılanacağı duruşma öncesinde polis çevrede geniş gü- venlik önlemleri aldı. Sabah yapü- ması gereken duruşma öğleden sonraya bırakılınca, duruşmayı iz- lemeye gelen çok sayıda dinleyici DGM'nin önünde bekleüldi. Za- man zaman duruşmayı izlemeye gelenlerle polis arasında tartışma- lar çıkarken, duruşma başladığm- da sanık avukatlan daha geniş bir salon bulunmasını istediler. An- cak mahkeme bu istemi reddetti. Duruşmada daha sonra savcı Çay- han Ülgen'in hazırladığı iddiana- me okundu. lddianamede lsmail Beşikçi'nin "Bir aydın, bir örgüt ve Kürt sorunu" adlı kitabında Türkiye Yazarlar Sendikası'nın (TYS) Kürt sorunu hakkındaki tu- tumunun eleştirildiği, ırkcılık ya- pılarak Türkiye'de milli duygula- n zayıflatıcı ve yok edici propa- ganda yapıldığı savlanarak Beşikçi ile yayımcı Metin Dağlum'un TCK'nın 142/3-6. maddeleri uya- nnca 15'er yıla kadar ağır hapisle cezalandınlmalan isteniyordu. tddianamenin okunmasından sonra savunması sorulan tsmail Beşikçi, Türkiye'de yazarlann bü- yük bir celişki içinde bulundukla- rını, bunu eleştirmek için söz ko- nusu kitabı yazdığını söyledi. 55 sayfalık savunmasını özetleyen ts- mail Beşikçi, TYS'ye gönderdiği bir mektupta yıazarlann Kürt so- runu hakkındaki tutumlannı eleş- tirdiğini, Türk yazarlann insan haklan, demokrasi, özgürlükler gibi kavramları savunurken aynı zamanda devletin Kürt sorunuy- la ilgili resmi görüşünü de savun- duklannı ve bunun büyük bir çe- lişki olduğunu söyledi. Salonda bulunanlarca alkışla- nan lsmail Beşikçi hakkında da- va sonra 20'ye yakın savunma avukatı tahliye isteminde bulundu. Avukatlann ortak isteminde ayn- ca Beşikçi'nin "Devletleraras So- mürge KürdisUn" ve "Bilim, res- mi ideoloji, devlet demokrasi ve Kürt sorunu" adlı iki kitabından dolayı iki nolu DGM'de aynı suç- lamayla yargılandığı belirtilerek, birbirinin devamı olan kitaplardan dolayı ayn ayn açılan üç davanın birleştirilmesi gerektiği beUrtildi. Yayıncı Metin Dağlum'un da suçlamayı reddederek "kitabı yi- ne basanm" dediği duruşmada, mahkerne, üç davanın birleştiril- mesi konusunda iki nolu mahke- meden görüş soruhnasını ve bu konuda daha sonra karar verilme- si için Beşikçi'yi tahliye ederek du- ruşmayı ileri bir tarihe bıraktı. Tahliye gerekçesinde yazann ad- resinin belli olduğu ve kanıtlann toplandığı yer aldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear