Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyel
Sahıbi: Cumhurıyet Maıbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonım Ştrketı adına
N'ftdir Nldi 0 Genel Ya>m Mudurü Hasan Ccmal, Muesvse Muduru
Emine Lşaklıgıl. >azı tşlerı Muduru Oka> Gonensm, 0 Haber Merkezı
Muduru \alçm Bayer. Savfa Duzenı Voncımenı Ali Acar. 0 Temsı'aler
VMKARA Ahmcl Tan. IZMİR Hilunel ÇMinklya. \ D * \ A Çeon Ygenoglıı
Iç Potıuka Otal B^huıpç. Dlj Haberler Krgun Bakı. Elonomı (.tmpı Tnrtıııı. Iş Scndıka Şakran Knrna, Kul'.ur Cetal l slfr.
Egılım GoK» Şa)bn, Haber \rastirma l a m I M » Vıın Haberien Ntcdcl Dojn. Spor Danısmani AMırikadir Yuctlnıu.
Dızı >aalaı Kö*m Çak^uu. *rasnrma Ş*lna Aip«>. Duzehmc \bdalUl Yazn • koonimaıor AkmM Kanıhuı # Malı Işler
trol Erkal. 9 Muhasebe Butonl Ytncr # But^-PlanLama Scvp Osmaııbqtoglu 9 Rcklam V v Tornn, 9 Ek tavınlar Hul»
\t>ol 9 Idarc Hınnın {,um. 9 ls
lame Ondtr Ç<&. 9 BUp-ljlem Nail İMİ. 9 Persond Stvp Boaınaotfıı
Basan w H p m Cu
mhun>-t Maıbajahk ve GazeteaJık TA S TBrk Ocajı Cad 39/41 C j J * * u
246-lsanbuL Td 512 05 05 (20 halk Tdn. 22246 Flx U) 526 60 72 0PK
Bumtttr
05 65 ı
Zıya Gökalp Bl> Inkdap S. No I9'4. Td. 131 II 4M7, Tdcr. 42344 I t a (4) 133
Uw*-. H Zıya Elv 1352 İ2-3. Td 13 12 30, Teta. 52359 FKC !SI) 19 53 60
Inomı Cad 119 S No ] Kjl 1. f. 19 37 52 (4 hat). Töoc. 62155. Fta. (71) 19 17 52
TAKVİM: 30 HAZÎRAN 1990 Imsak: 3.28 Güneş: 5.28 ögle: 13.12 Ikindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38
'Çıplak
Silah'
gösterimden
kalktı
Dağıtımcı firma U I P
"Çıplak Silah"ı
gösterimden çektiğini
açıkladı. Sinema
sahiplerinin bir bölümü
kendi istekleriyle filmi
kaldırdıklannı
belirtirken, bir bölümü
de UlP'nin kararma
uyduklannı söyledi.
AYŞE SAYIN ~
ANKARA — Yaklaşık iki
haftadır süren "Çıplak Silah"
filmi tüm sinemalarda gösterim-
den kaldınlmasıyla yeni bir bo-
yut kazandı. "Çıplak Silah"ın
dağıtımcı firması olan UIP, fil-
mi gösterimden çekme karan al-
dıklannı bildirdi. UlP'nin karan
üzerine sineraalar 9 temmuza
kadar anlaşma imzaladıklan
"Çıplak Silah"ı önceki gün son
kez gösterdikten sonıa toplu ola-
rak gösterimden kaldırdılar.
UIP Turkiye Temsilcisi Meh-
met Özduygu, filmin nıçın kal-
dırıldığına ilişkin herhangi bir
yorum yapmayacağını söyledi.
özduygu, "Filmi dağıtımcı fir-
ma gösterimden kaldırmışür.
Hiçbir filmin riske degmeyece-
ğini diişündük. Filmler yalnızca
eglenmek için yapüır" demekle
yetindi.
Ankara Metropol Sineması ise
önceki gun Çıplak Silah'ı iki sa-
lonunda birden ve son kez gös-
terime soktu. Metropol Sineması
yetkilileri, karan UlP'nin isteği
üzerine aldıklaruu belirterek, el-
lerinde yeni film olmadığı için
daha önce gösterilmiş filmleri
programlarına almak zorunda
kaldıklarını bildirdiler.
Sinema sahipleri, şimdiye de-
ğın filmin kesintisiz olarak gös-
terilmesi yönünde gazetelere be-
yanatlar veren UIP temsilcileri-
nin bu karan niçin aldığını bil-
mediklerini kaydettiler.
"Çıplak SUah" Ankara'da ol-
duğu gibi tstanbul sinemalann-
da da ayru gün gösterimden kal-
dırıldı. İstanbul sinemalarının
gişe görevlileri, filmin kaldınl-
masıyla ilgili "Anlaşmamız
bitti" gerekcesini gösterirken Su-
adiye, Atlantik, Kadıköy As ve
Bakırköy 74 sinemalarının sahi-
bi Ahmet Akcakaya, kendı istek-
leriyle filmi kaldırdıklannı bil-
dirdi. Akcakaya, "Memleketimi-
zin dış ilişkilerini rencide edecek
bir ortam yaralmaraayı
düşündük" dedi. Basında çıkan
haberlerden rahatsızlık duyduk-
ları için filmi gösterimden kal-
dırma karan aldıklannı öne sü-
ren Akcakaya, UlP'nin "Para
kazanmak için, filmin kaldınl-
masına izin vermedigini" savun-
du. Akcakaya, daha önce basın-
da yer alan "Biz ticaret yapıyo-
raz, kimse kafasına göre yasak-
lar koyamaz, yasal haklanmız
v»r" sözlerinin anımsatılması
üzerine şöyle dedi:
"Evet, basına o şckiMe beyan-
lar verdik. Biz ticaretle nğrasıyo-
rnz, basında çıkan haberlerden
rahatsız olduk. AjTica memleke-
timizi dış iliskileri konosunda
rencide etmek istemedik. Bo va-
tanın evladı olarak bu karan al-
dık. Biz bu karan alınca, UIP
gösterimde kalmasını istediği
için bize yeni film vermedi, da-
ha önce gösterilmiş filmleri
programa almak zorunda kal-
dık. UlP'nin filmi geri cektigi
kesinlikle doğrn degildir."
UIP ve sinemacıların farklı
gerekçeler göstermesi, filmin
gösterilmemesi için "Nereden ne
şekilde baskı geldi" sorusunu
gündeme getirdi. Ancak ne sine-
ma sahipleri ne de UIP bu ko-
nuda açıklama yapmaya ya-
naşmıyor.
öte yandan İstanbul Emniyet
Müdür Vekili Ihsan Unal, şu an-
da sinemalara herhangi bir "po-
lis baskısı"nın olmadığını savun-
du. Ünal, daha önce "porno
film gösteriliyor" ihban aldık-
lan için müdahalede bulunduk-
lannı kaydederek "Bu konuyla
ilgili artık tstanbul emniyetinin
herhangi bir uygulaması söz ko-
nnsu degildir, bu konuda sine-
malara baskı yapan arkadaşımız
varsa ihbar etsinler" dedi.
Bir masalchr Safranbolu...
DARACIK SOKAKLAR — Her seye karşın kendini koruyan Safranbolu evlerinin hemen hepsi meyve
agaçlanyla bezeli babçeler içinde yer alıyor. Evler ıssız ve daracık sokaklara bakıyor.
Uzun Osmanlı
yönetimi boyunca
sürekli^elişen
Safranbolu, durumunu
Cumhuriyet
döneminde de bir süre
korudu. 1937'de kentin
8 km. ötesinde, demir-
çelik fabrikalarının
kurulmasına kadar
Safranbolu'yu
etkileyen önemli bir
olay yok. Demir-çelik
fabrikalan,
Safranbolu'yu 100
yıllık dinginliğinden
çıkarıyor.
SERPİL GÜNDÜZ ~
SAFRANBOLU — Akşamlan
rüzgârla birlikte yayılan ıhlamur
kokusu, dalları salkım saçak do-
lu dut ağaçlan, bahçe ortasında
dıkdörtgen pencereli ahşap evler.
Daracık sokaklarda üzüm asma-
lannın örttüğu sarac, lokum ve de-
mirci dükkânlan... Sanki tiyatro
dekoru.
"Her şeye karşın" kendini ko-
rumayı başanruş bir kenti, Safran-
bolu'yu tanımak...
Safranbolu'yu koruma geregı ve
bilincinin ilk tohumları İS yıl ön-
ce atılmaya başlanmıştı. 15 yılla
geride kalan ne? Safranbolu'nun
korunması yolunda kazanç yılla-
n mı, kayıp yıllan mı?
"Tnrktye'de tarihsel ve külturel
mirasın korunması yolunda yapıl-
mış girişimler içinde Safranbolu,
onemli bir yer alıyor. Konannn
kent halkıyla birlikte ele alındıgı,
coziım yollan arandıgı, salt özgıin
mimarlık olayı olarak degerlendi-
rilmedigi bu denemenin 15. yılı-
na girdik" diyor Safranbolu'ya
gönül verenlerden Prof. Metin Sö-
zen.
Safranbolu'da 15 yıl önce
inançlı insanlann, alcakgönüllü
çalışmalan ile başlatılan koruma
çalışmalan, Safranbolu halkı ve
yerel yönetimlerin katkısı ile za-
man içinde örnek bir uygulama-
ya dönüşmüştü. Bugüne dek Saf-
ranbolu halkı, devletten ve ilgib
kurumlardan hiçbir kredi isteğin-
de bulunmadan birçok evin ona-
rımını üstlendi.
"Kendini koruyan kent" konu-
munda korumada 15. yılını dol-
duran Safranbolu'da geçen hafta
(22-29 haziran) TBMM Başkanı
Kaya Erdem'in katılımıyla "Konı-
maya inançlı insanlann kenti Saf-
ranbolu ve korumada 15 yıl" adı
altında çeşitli etkinlikler duzenlen-
di.
TBMM Kültür Danışmanı
Prof. Dr. Metin Sözen, Safranbo-
lu'nun bugüne dek geçirdiği evre-
lerin en yakın tanığı. "Anadolu'nun
Urihiyle biriikte de^erlendirildi-
ginde Safranbolu, bu bolgenin ge-
çirdigi siyasal. toplumsal, ekono-
mik, külturel evrelerin hemen tü-
mîıne tanık olmuştur" diyor.
Uzun Osmanlı yönetimi boyun-
ca sürekli gelişen Safranbolu, du-
rumunu cumhuriyet döneminde
de bir süre korudu. 1937'de keıı-
Bodrumda, deniz var uzaktaTlırizmciler dertli,
esnaf dertli... Susuzluk,
gürültü, yapılaşma ve
kirlenen denizden
Bodrumlular
yakınıyor: "Betona
boğulduk, keşke her
şeyi dondurmak
mümkün olsa!'
SERDAR KIZIK
BODRUM — Yükselen sesler
kaygı veriyon
— O şirin kasaba, yok artık...
— Betona boğulduk, keşke her
şcyi dondurmak mümkün olsa...
— Burası bir kent merkezi ol-
du, iş ve eglence o kadar. Deniz
için uzaklar gerekiyor.
Bodnım, o eski Bodrum değil
artık. Kiminle konuşursaruz ben-
zer sorunları vurguluyor. Turizm-
ciler dertli, esnaf dertli. Kirlenen
deniz, susuzluk, gürültü, yapılaş-
ma için benzer şeyler söyleniyor.
Otel, pansiyon enflasyonu, tekne
enfiasyonu vurgulanıyor. Beyaz
binalann arasında doğal SİT ala-
nından bir süre önce çıkanlan böl-
gelerde kırmızı, çiğ tuğla örülü in-
şaatlar yükseliyor...
Pansiyonun sahibi tlhan Or-
hun, her geçen yılın eskiyi arattı-
|ını söylüyor, "Turist azaldı. Ge-
çen yıl bu dönemde daha çok tu-
rist vardı. Bodram'un hahni görii-
yorsunuz. Birçok sorun var. Tek
umudumuz bayram." diyor Or-
hun. Ona göre Bodrumlu esnaf,
işletmeci geçen 4-5 yılda yaptık-
larımn cezasım cekiyor, "Bodrum
pahalı bir belde" imajını silmek
artık çok zor...
Bodrum Tunstik Otelciler Der-
neği (BODER) 2. Başkaru Engin
Okay söze, "Betona boğulduk,
45 BİN KONUT — Bodnım'da yapılaşma sürüyor. Yanmadada 250 yapı kooperatifi tarafından 45 bin konut yapıhyor. (Fotograf: Umit Otan)
keşke her şeyi dondurmak miım-
kün olsa" diye başlıyor. "Bugiin-
kii 8 bin yataklık kapasite gelecek
sezonda ekleneeek 135 tesis ve 18
bin yeni yatak, nasıl bir tablo or-
taya çıkaracak?"
— Turist sayısında azalma var.
Ayru politikayla gidersek, yani da-
vannı, tarlasım satan buraya tu-
ristik tesis yapmaya koşarsa, yani
bunlar özendirilirse Bodram'un
hali kötii. Biz imar gereği 2 kat-
tan yuksek tesis yapamıyoruz.
Böyle olunca da maliyetler artıyor.
Fiyat indirmek de cazip değil, çıin-
ku kalite duşüyor. Yapılaşma yü-
zünden Bodrum bir eğlence, iş
merkezi oldu artık. Deniz* girmek
için buradan kalkıp uzaklara git-
mek gerek."
Bir zamanlar "yerli turist
istemiyoruz" diyen belediye baş-
kanının beldesinde artık yerli tu-
riste 'kurtann' gözüyle bakılıyor.
4 >ıldır bir büfeyi işleten Ahmet
Sezgj, "Çünkii" diyor, "alışverişin
çoğunu yeriilerle yapıyonız. Bütün
işletmeler aynı durumda."
Turizmciler Derneği 2. Başka-
nı Okay'ın verdiği bilgiler arasın-
da ürkutucü rakamlar var:
Bodrum yanmadasında 250 ya-
pı kooperatıfi tarafından 45 bin
konutun yapımı sürüyor. 600 ko-
operatif de sırada nıhsat almayı
beküyor. Yarımadanın çevresinde
bulunan tekne sayısı 4 bin dola-
>ında. Bodrum Belediyesi'nden al-
dığımız sayılar mücavir alanlar
için, ama yanmadayla ilgili veri-
leri doğruluyor. Bu sayılara göre
mücavir alanlar içinde ruhsatlı 32
kooperatif, 4 bin 500 konutun in-
şaasını sürdürilyor.
Mimarlar Odası Bodrum tem-
silcisi Kaynak Contepe de yapüaş-
madan dertli. Bodrum'un bir mer-
kez, Turgutreis, Yalıkavak, Gölköy
gibi yerleşimlerin sayfiye duru-
munda olduğunu söylüyor. Bu
sayfiyelerde de yapı yoğunluğu-
nun giderek arttığım vurguluyor:
"O, eski şirin kasaba yok artık.
Daha da köttiye gitmesin diye oda
olarak Bodrum İmar Yönetmdi-
ği çalışmalanna katıldık. Hatta
bir imar yönetmeliği taslağını be-
lediyeve verdik. Şimdi inceleniyor.
Yaptıgımız çalışma, yanmadanın
tumünıi kapsıyor. Çiinku beton
surunu sadece merkezde değil. Be-
nim düşüncem, Bodrum İmar
Planı revizyonunun gerekliliği..."
Contepe, imar planına göre
Bodrum merkezinde imara uygun
yüzde 30'luk bir alanın daha ol-
duğunu söylüyor. Bu alan da ya-
pılaşmaya açılırsa en başta çok
büyuk altyapı sorunlan ortaya çı-
kacak Coritepe'ye göre.
Bodnım'da konuştuğumuz ın-
sanlar olumsuz gidişi vurguluyor-
lar. Bugun dönuşü çok zor nok-
tada en önemli beklenti de "Bod-
rum daha kötü olmasın..."
Azerbaycan'da6
Şinanay'modası
îbrahim Tatlıses, Azerilerin en çok tanıdığı ve
sevdiği Türk sanatçılannın basında geliyor.
Düğünlerin en gözde parçalan da Türkiye'den.
Sezen Aksu'nun "Şinanay" şarkısı son günlerde
Azerbaycan'da çok tutuluyor.
FARUK BtLDtRİCt
BAKÜ — Ünlü Azeri sanatçı
Zeynep Hanlarova'mn Bakü'deki
evinin kapısı çelik. Azerbaycan-
ın çoğu seçkininin evinin girişini
çelik kasalara benzeten bu kapı-
lar, Komünist Parti'ye ve Sovyet-
ler Birliği'ne karşı sıkı sıkı kapa-
lı, ama aynı kapılann arkası, "akıl
almaz bir Turkiye sevdası" ile do-
lu, Türkiye'ye, Türklere sonuna
kadar açık.
öyle bir sevda ki Türkiye'den
gelen herkes, etrafının hemen bir
sevgi yumağı ile örillduğünü his-
sediyor. Azeri kadınlann davetli-
si olarak Bakü'ye giden Semra
Özal da bu sevgiden, ilgiden bü-
yük bir pay aldı.
Türkiye'den yuzlerce kilometre
ötede, başka bir Turkiye sanki,
ama arada önemli bir fark var:
Türklerde yaygın olan ABD, Av-
rupa hayranlığı, Azerilerde kendi-
ni Turkiye hayranlığı olarak gös-
teriyor. Turkiye hayTanlığı, Azeri
müziğınde yozlaşmamn da başlı-
ca etkeni. tbrahim Tatlıses, Aze-
rilerin en çok tanıdığı ve sevdiği
Türk sanatçılann basında geliyor,
ardından bir zamanlar her akşam
TRT TV'sinin ekranlannı "Törki-
yem, Tiirkiyem" adiı parçası ile
susle>en Muşerref Akay, sonra
Ferdi Tayfur ve Turkiye'de daha
adı duyulmayan niceleri. Bunun
sonucu da Turkiye'de zevkle din-
lenen Azeri müziğinifı, Azerbay-
can'da arabeskleşmesi.
Azerbaycan'da müzik denince
bir çırpıda ünlü isimler saymak
mümkün: "Leyla ile Mecnun"
operasına imzasını atan besteci
Üzeyir Hacıbekov, senfonileriyle
taranan besteci Kara Karayev, ün-
lü kemancı Ganiyev, piyanist Fer-
hat Badalbeyli, halk sanatçılan
Zeynep Hanlarova, Raşit Beybu-
tov, Müslüm Magomayev.
Düğünlerin en gözde parçalan
da Türkiye'den. Solistin, "Şimdi
yahşi bir Türk müziği" demesiyle
birlikte, kadınlar, erkekler kendi-
lerini piste atıyor. Son günlerde
moda, Sezen Aksu'nun "Şina-
nay"ı eşliğinde dans etmek. Dans
deyince, Azeri ka.dınlann, "kilo
kompleksi" olmadığını da vurgu-
lamak gerek, ama vucutlannın
kalın uçlu kalemlerle çizilmiş hat-
larını muziğin kollanna rahatça
bırakıveriyorlar.
Kadın deyince, kadıran toplum-
daki yerine değinmemek mümkün
değil. Kadınlar, toplum yaşamın-
da. yönetimde oldukça önemh
roller üstlenmişler. Toplumun
hangi kesimine baksanız, kadın-
lar, erkeklerle omuz omuza. Ünı-
versitede, sanatta, sanayide, Azer-
baycan Meclisi'nde...
Ne de olsa Azerbaycan'da
okuma-yazma oranı yuzde 99.9.
Yaklaşık 7 milyorüuk nufusa sa-
hip ülkede, yılda yayımlanan ki-
tap ve broşur tirajı 12.5 milyon.
Azenler, başta cumhuriyet döne-
mi olmak üzere Turk edebiyatını
yakından izliyorlar. En çok sevi-
len yazarlar arasında Reşat Nuri
Güntekin, Refik Halit Karay ve
şimdilerde Peyami Safa var. "Du-
daktan Kalbe". "Damga",
"Çalıkuşu" milyonlarca baskı
y-apmış Azerbaycan'da.
Neden Türkiye'ye bu kadar sev-
gi, hayranlık? Bu soruya Azerbay-
can Halk Cephesi'nden bir yöne-
tici şu yanıtı veriyor:
"Turkiye. Türk diinyasımn en
inkişaf etmiş devleti. Biz hep ona
bakarak büyüdük. Bizim başımı-
za taş deysin, ama Türkive'nin br-
nağı incinmesin."
Azeriler Atatürk'e de buyük
hayranlık duyuyorlar. Özellikle
gençler karşılaştıklan her Türke
aynı önerıde bulunuyor: "Bizi
Türkiye'ye çağırsana. Vize gön-
dersene." Çünku Türkiye'yi gör-
mek, Azerbaycan'da bir ayrıcalık,
bu ayrıcalığa kavuşma arzusunu
da hemen her Azeride görmek
mümkün.
tin 8 kilometre ötesine demir-celik
fabrikalanmn kurulmasına kadar
Safranbolu'yu etkileyen önemli
bir olay yok. Demır-çelik fabrika-
lan Safranbolu'yu 100 yülık din-
ginliğinden çıkanyor. 32 loncadan
oluşan carşısında yeni alışveriş du-
zeni hâkim olmaya başlıyor. Ka-
rabük'e yığılan yeni nüfusla bir-
likte yeni istekler yeşeriyor Safran-
bolulu genç kızlann yüreğinde.
Pencere ölçüleri "çağdaşlaşma"
nın göstergesi oluyor. Geleneksel
dıkdörtgen pencereler, "asri
pencereiere" dönuşuyor. Sonra da
genç kızlar modern yeni yapılar-
da, kaloriferli, konforlu ev ve eş
isteklerini şö>le dile getirıyorlar:
"Asri pencere, düdüklü tencere,
dumansız baca, kaynanasız ko-
ca..."
Kültür değişimi böyle başhyor.
"Safranbolu'nun korunması
mucize bir olay degil" diyor Saf-
ranbolu Kültür ve Türizm Vakfı
Temsilcisi Kızıltan Ulukavak.
"Bu, yerieşim duzeninden ve top-
^lumsal yapısından kaynaklanan
bir olgu." Çunku 1970'li yıllara
kadar Safranbolu'da nüfus artışı
hızı Turkiye genelinin çok altın-
da. Geleneksel bir doğum kontrol
olayı var. Her aile iki çocuktan
fazla çocuk yapmıyor. Birçok ge-
lenek gibi bunu da koruyorlar.
60'lı yıllara kadar 6 bin olan nü-
fus, şimdilerde 23 bine çıkmış.
Yuzyıllardır sürdürülen dedele-
rin, babalann, evlatlann ve geliıı-
lerin bir arada oturma geleneği
terk edildikten sonra şehir kesi-
minde ata >
r
adigân bakımı ve ona-
nmı ekonomik güç isteyen evler
ardı ardına, özellikle başka kırsal
kesimden Karabük'e calışmaya ge-
len işçilere satılmaya başlanıyor.
Böylece yeni bir döneme giriyor
Safranbolu.
"Bu dönemde yeni malikler ile
yeni hemşeriler arasında hiçbir
manevi bag yok. Çünkü yeni sa-
hiplerin boyie evlerde oturma ahş-
kanlıgı yok" diyor Kızıltan Ulu-
kavak. Yeni konuklar, evleri ve ko-
nakları birkaç bölüme ayırıp ayrı
kapılar açarak kiraya vermeye baş-
layınca, kentin şehir kesiminde
her ev, kapısından penceresine de-
ğişmeye başlıyor. 1970'li yıllarla
birlikte Safranbolu korunan değil,
korunmayan kent kimliğine bü-
rünmeye başlıyor.
1974 yılında Safranbolu'daki il-
ginç evlerden birinin günumüze
kalabilen baş odasuıın restorasyo-
nu Safranbolu'ya gönul vermiş bir
başkası İTÜ Mimarlık Fakültesi'n-
deki görevini bırakıp Karabük'e
yerleşen Yuksek Mimar Yavuz In-
ce ile başlıyor. 1978 yıbnda da ko-
ruma imar çalışmalan başlatılı-
yor. Geçen süre içinde de 100 ko-
nutun onanmı ve sağlıklaştırma
calışması yapılıyor. Mimar Ince1
nin açıklamalanna göre şu anda
Safranbolu'da korumaya alınmış
1500 yapı var. Restorasyonu TU-
RİNG tarafından tamamlanan
Asmazlar Konağı, Arasta, Vakıf-
lar Genel Mudurlüğü'nce restoras-
yonu tamamlanan Cinci Hamamı
ve restorasyonu başlatılan Cinci
Hanı var. Ancak iki önemli tarih-
sel yapı Hükümet Konağı ve eski
hastane binası Safranbolululara
huzün veriyor ve onanlmayı bek-
liyor. Kültür Bakanlığı'nca onarı-
lan Kaymakamlar Evi ise 35 ya-
taklı resmi konaklama yeri olarak
kullanılıyor.
Dışişleri Bakanhğı temsilcisi An'
Engin Oba Safranbolu'nun ko-
runması için Dünya Miras Liste-
si'ne ahnmasını öneriyor.
Safranbolu ve korumada 15 yıl
etkinlikleri arasında gösterilen
belgesel fılmlerin yönetmeni Ha-
san Özgen ve Savaş Gıivezne so-
ruyor:
"15 yılla geride kalan 'daha
dün' gibi yakın anılann kaynaştı-
ğı, içinden kendimize ait olanı se-
çip aldığımız bir zaman panayın
mıdır?"
Anı olur zaman içinde Safran-
bolu,
Sevinç olur, kimi zaman hüzün,
kimi 7aman övünç olur Safranbo-
lu,
Zaman içinde tarih olur,
Kimbilir belki de çocuklann
duşlerinde masal olur,
Evvel zaman içinde Safranbo-
lu.
Fabrikada
zehii'lenme:
2ölii
• MERSİN (Cumhuriyet
Giiney İlleri Biirosu) —
Soda Sanayii A.Ş!ye bağlı
Kazanlı kasabasmdaki soda
Fabrikasında meydana
gelen iş kazasında 2 işçi
zehirlenerek öldü. Olayda 4
işçi de hastaneye kaldınldı.
Dün 10.30 sıralannda
fabrikanm kireç fınnına
bakım yapmak üzere giren
Arif Çelik, Şaban tzci ve
Murat Yaldız adlı işçiler bir
sure içerde kaldılar.
Aıkadaşlannın gecikmesi
üzerine fırına giren lhsan
Aksu, Îbrahim Şaraplı ve
Mehmet Ali Tüğben de
sızan karbondioksit
gazından zehirlendiler.
Fırından dışan çıkanlan
işçilerden Arif Çelik ve
Şaban Izci olay yerinde
yaşamlarını yitirdiler. Sağlık
durumu ciddiyetini koruyan
Murat Yaldız Çukurova
Üniversitesi Balcalı
Hastanesi'ne, diğer işçiler
de Mersin SSK
Hastanesi'ne kaldırıldılar.
İtalya'nm
vizesi eylülde
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Italya, Türk
vatandaşlarına yönelik vize
uygulamasını 3 eylUle
erteledi. Ankara'nın
girişimleri üzerine alınan bu
kararda "turizm sezonu"
olmasının gözetildiği
bildirildi. Daha önce alınan
kararla vize uygulamasına
temmuz basında geçilecekti.
Türkiye"nin "mütekabiliyet"
çerçevesinde Italyan
vatandaşlarına ekim
ayından itibaren vize
uygulayacağı belirtiliyor. Bu
kararın İtalya'nm karan ile
aynı zamanda yürürlüğe
sokulmaması ise Türkiye*de
turizm sezonunun eylül
ayında halen bitmemiş
olacağı şeklinde açıklanıyor.
Eğitimödülü
• ANKARA (ANKA) —
Türk Eğitim Derneği,
eğitim bilimi alanındaki
özgün araştırma ve
çahşmalara itici bir güç
katabilmek amacıyla
"eğitim araştırma ödülü"
verecek. Türk Eğitim
Derneği Genel Başkanı
Prof. Dr. Rüştü Yüce
yaptığı açıklamada, son beş
yıl içinde Turkiye
Cumhuriyeti
vatandaşlannca yapılan
araştırmalara ödül
verileceğini bildirdi.
Fransızın yeni
gözdesi,Türkiye
• PARtS (AA) —
Türkiye'nin, yaz tatillerini
giderek daha fazla
yurtdışında geçiren Fransız
turistlerin gözünde en
turistik beş ülkeden biri
haline geldiği bildirildi.
1978'de yurtdışında kişi
başına 11 gün tatil yapan
Fransızlar, geçen yıl bu
süreyi 13.5 güne çıkardılar.
Fransızlann, yakınlık ve
alışkanhk gibi nedenlerle
tatil konusunda hâlâ
Ispanya'yı tercih ettikleri
bildirilirken Turkiye, ABD,
tskandinav ülkeleri ve
Tayland'ın Fransız
turistlerin yeni "gözdeleri"
arasında yer aldığı
açıklandı.
Kız Kulesi
halka açdıyor
• tstanbul Haber Senisi
— Tarihi Kız Kulesi'nin,
halkın hizmetine
sunulmasının planlandığı
açıklandı. Üsküdar Belediye
Başkanı Niyazi Yurtseven
yaptığı açıklamada,
belediyenin simgesi
durumundaki Kız
Kulesi'nin siyanur deposu
olmaktan kurtarıldığını ve
kuleyi halkın hizmetine
sunacaklannı bildirdi.
Mide ilaçlan
• Haber Merkezi — Bazı
mide ilaçlarının
iktidarsızhğa neden olduğu
bildirildi. Bayer'in Basın
Muşavirliği'nden yapılan
açıklamada, "Talcid-
Fizyolojik antasit, modern
ülser tedavisi" konulu bir
sempozyumda konuşan
Goethe Üniversitesi,
Gastroenteroloji Profesörü
Dr. Winfried Kurtz "H2 -
Antagonistleri ilaçların
iktidarsızlık, sindirim
sistemine mikrop saldırısı
gibi yan etkileri ile yuksek
oranda hastalığın
nüksetmesi nedenlerinden
artık Avrupa'da
kullanılmamaya
başlandığını" söyledi. Prof.
Kurzt, "Kristal yapılı bir
antasit olan Talcid, mide
hastalıklarında asit fazlalığı
ya da azhğına
bakılmaksızın Avrupa'da
ülser tedavisinde güvenle
kullanılmaktadır" dedi.