Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 HAZİRAN 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Elektrige % 2
temmuz zammı
• ANKARA (UBA) —
Türkiye Elektrik
Kunımu'nun aylık otomatilc
zamları temmuz ayında
yüzde 2 olarak
uygulanacak, 1 temmuz
pazar gününden itibaren
yürürlüğe girecek temmuz
elektrik zammından sonra,
konutlarda kullanılan
elektriğin 120 kilovatsaatına
kadar olan dilim için
ödenen 113.5 lira 115.5
liraya çıkarken, 120 •
kilovatın üzerindeki her
tüketim için kilovatsaat
başına 220 lira 30 kuruşluk
ücret alınacak. TEK
haziran ayında da elektrik
tarifesinde yüzde 3
oranında zam uygulamıştı.
Böylece, son iki ay içinde
elektrik zammı yüzde 5'e
çıkmış oldu.
Impexbank'tan
Ttirkiye Fonu
• Ekonomi Servisi —
Londra Borsası'na kote
olan bir yatırıra fonu,
lmpexbank ve Argos Asset
Menagement firması
tarafmdan Türkiye Fonu
haline getiriliyor. Adı "The
Turkey Trust Plc" olarak
değiştirilecek olan fonun 20
milyon sterlinlik sermayesi
tamamen Türk şirketlerine
ait hisse senetlerine
yatırılacak. Fonun yüzde
25'inin, henüz İstanbul
Borsası'na kote edilmemiş,
fakat halka açılmaya
hazırlanan birüıci sınıf
Türk şirketlerine .aynlması
düşünülüyor. Yatmm
perspektifinin 3 yıldan kısa
olmayacağı açıklanan fonun
undenvriting işlemini
lngiliz S.G. Warburg
firması yapacak.
Türk-İş mutfak
araştırması
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Türk-İş
Araştırma Merkezd
tarafından yapılan
incelemede, mutfaktaki son
bir yıllık fıyat artışının
yüzde 76.1 düzeyine geldiği
belirlendi. Türk-tş'in
araştırmasında, dört kişilik
ailenin sağlıklı ve dengeli
beslenmesini sağlayan
harcama tutarının 482 bin 8
liraya ulaştığı kaydedilerek
"Bir önceki aya göre yüzde
8.9 oranında artış gösteren
gıda harcaması tutan
nedeniyle çalışanlar, haziran
aymda 39.293 lira *ek
harcama' yapmak
durumunda kalnuşlardır"
denildi.
Sigorta
yönetmeligi
• ANKARA (ANKA) —
Türk Ticaret Yasası ve ilgili
mevzuata göre kuruluş izni
verildiği halde, bir yıllık
süre içinde kuruluş
işlemlerini tamamlayamayan
sigorta ve reasürans
şirketlerinin kuruluş izinleri
geçersiz sayılacak. Resmi
Gazete'de vayımlanan
sigorta ve reasürans
şirketlerinin kuruluş ve
çalışma esaslarına ilişkin
yönetmeliğin bazı
maddelerini değiştiren
yönetmelik, geçen yıl içinde
başvuran şirketlerin de,
yine bir yıllık süreç içinde
işlemlerini tamamlamalarını
öngörüyor.
Rredi stoku
• ANKARA (ANKA) —
Kredi stoku 1-8 haziran
günleri arasında 30 milyar
lira artarak 45 trilyon 739
milyar lira düzeyine çıktı.
Anılan dönem içinde tüm
banka kredilerinde önemli
bir artış gözlenirken
Merkez Bankası doğrudan
kredileri azaldı. Bu dönem
içinde mevduat
bankalannın kredileri 335
milyar lira artarak 37
trilyon 638 milyar liraya
yükseldi. Merkez
Bankası'nın doğrudan
kredileri ise 305 milyar lira
azalarak 3 trilyon 734
milyar liraya geriledi.
Arnavutluk
ekonomi günleri
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye ile Arnavutluk
arasındaki 1990 yılı ortak
faaliyet programı içerisinde
yer alan "Arnavutluk
Ekonomi Günleri" 17-19
temmuzda İstanbul Ticaret
Odası'nda yapılacak.
Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarhğı, Devlet
Planlama Teşkilatı ve
Kültür Bakanlığı'ndan
temsilcilerin katılacağı
"Arnavutluk Ekonomi
Günleri"nde her iki ülkenin
son ekonomik durumu
tartışılacak. tki ülke
yetkilileri birbirlerine kendi
ülkelerinin ekonomisi,
kultürü hakkında bilgi
verecek. Arnavutluk
ekonomi günlerinde ayrıca
bir de Arnavutluk ihraç
mallarını tanıtan sergi
açılacak.
Tuıizmde yön arayışı
CEM HAMULOĞLU
Turiznı yatınmalan "tedirgin."
Turizm atağını "önce y«lak" an-
layışıyla yapan, ama altyapı ve ta-
nıtmada aynı gelişmeyi sağlaya-
mayan Türkiye, daha "sağuklı"
bir turizm için yeni yatınmlara sır-
tını mı dönüyor? Bu soru, son ay-
larda turizm yatınmcıları arasın-
da çok sık soruluyor. 1990 başm-
da turizm teşviklerinin "pazarla-
maya" kaydınlması ve turizm ya-
tınmlanna verilen kredilerin ko-
şullanaın "ağırtaşbnlınası" yatı-
rımcılar arasındaki tedirginliğin
en önemli nedenleri arasında bu-
lunuyor. Devlet Bakanı Işın Çele-
bi'nin geçen haftalarda turizm ya-
tınmcüanna yaptıgı "sert çıkış"
ise bu kaygıyı daha da arttınyor.
Turizm yatınmlanna yönelik
teşvik sistemi "deştirüiyor." Nite-
likli turistik yatağa şimdılik
"doyan" Türkiye'nin yatınmcıla-
ra verdiği desteği çekmesi ise "af-
fcdümcz bir hata" olarak değer-
lendiriliyor. Tüm yatınmcılar,
Türkiye'yi kısa dönemde 400 bin
yatağa taşıyacak olan "yaünm
belgeli" tesislerin "kurtanlması"
görüşunde birleşiyor.
Turizm Yatınmcılan Dernegi-
nin (TYD) önceki gün toplanan
Yttksek tstişare Konscyi Toplan-
bsı'nda tartışılan konular, Türki-
ye'nin yatak kapasitesi ve teşvik-
Terin sektörün gelışimi üzerinde-
ki etkisi olarak beürlenmişti. TYD
Yönetim Kurulu'ndan Yılmaz
Türkeri, turizmin Türkiye'nin kal-
kınmasında çok önemli bir araç
olduğunun kamtlandığını vurgu-
layarak sorunu şöyle ortaya koy-
du:
"Üç göriiş var. tlki, yatak sayı-
sı birden bire çok arttı. durdurul-
sun. tkjncisi, yatak yaünmlan ay-
•ı hızla sürsün. Son olarak da bu
ikisinin kanşımı olan bir göriiş:
Yatınmlar durmasın. fakat biraz
dengeli gitsin. Geçmişteki dene-
yimlerden yararianılarak tesislerin
Turizm yatınmcıları, turizmde "sağlıklı" bir
gelişme için yatınmlara sırt çevirip çevirmemeyi
tartışıyor. Mevcut tesislerin iyileştirilmesi,
yatırımların yavaşlatılması alternatifleri
üzerinde duruluyor.
Turizm Yatırırncıları Derneği, Türkiye Seyahat
Acenteleri Birliği ile İstanbul, Güney Marmara,
Ege, Akdeniz ve Anadolu Turistik İşletmeciler
dernekleri bir araya gelerek Turizm Sektörü
Ulusal Kurumu'nu kurdular.
tipi, sınıfı, kapasiteleri tekrar ele
alınsm."
Bu üç görüşten ilkine Halit Na-
rin, Türkiye'de turizm yannmla-
nnı yavaşlatmak diye bir şey tar-
tışılaraaz, bunu düşünmek fevka-
lade yanlışör" sözleriyle karşı çık-
tı. Adnan Özaktaş ise Türkiye'nin
kapasitesini tam olarak kullanma-
dığına dikkat çekerek, "Bir belgdi
tesis diye hıttunnuşuz. Oysa Türki
ye'de belgeli, belgesiz 1 milyonun
üzerinde yatak var. Kapasiteyi ivi
kullanmak için bu tesisleri iyileş-
tirme yolnna gitraek gerekir" gö-
rüşünü savundu. Beliren ortak gö-
rüş ise mevcut teşvik sistemiyle ya-
tınmların sürmesinin güçlüğü ol-
du. Yılmaz Llusoy, turizm yatı-
nmlanndaki fınansman güçlükle-
rini şöyle özetledi:
"1983'te turizm yatınnıı 'yap-
kazan'dı. 1990'da bn lersine dön-
dü ve 'sat-kaç, kurtul' oldu. tşte
bu noktaya geldi."
TUrizm yatınmlan ile ilgili teş-
viklerin sektörün gelişimi üzerin-
deki etkileri konusunda bir konuş-
ma yapan TYD tcra Komitesi üye-
si Oktay Variıer ise 1989'daki teş-
vik kararnamesinin ardından
Türkiye'deki yatınmlarda gerileme
olduğuna dikkat çekerek "Yatı-
nmlann yavaşlaması teşviklerden
ka\naklaru>or. Bundan sonra bir
artış bekiemek hayaldir" eleştiri-
sini getirdi. Turizm Bankası'nın
Türkiye Kalkınma Bankası'na
"kaptınlmasının" önemli bir ka-
yıp olduğunu öne süren Variıer
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kalkınma Bankası'ndan kredi
almak son derece güçtur. Bizim
Kalkınma Bankası'ndan ciddi bir
kaynak olarak söz etmemiz ola-
naksız."
TYD Yüksek İstişare Konseyi
toplantısında en çok eleştirilen ko-
nulann başmda ise Türkiye'nin bir
turizm master planına sahip ol-
mayışı geliyordu. Bunun yanı sı-
ra "istikrarh" bir turizm politika-
sından söz edilemeyişi de eleştiril-
di.
Toplantıda bir konuşma yapan
Turizm Bakanlığı Müsteşarı Savaş
Küce ise Türk işadamlannın Türk
turizminin gelişmesindeki rolleri-
nin önemine dikkat çekerek
"teşekkür" etmekle yetindi. Top-
lantımn açış konuşmasını yapan
TYD Başkanı Barlas Kuntay ise
ileriye dönük olarak şu müjdeyi
verdi:
"Turizm YaOnmcılan Derneği,
Türkiye Scyabat Acenteleri birli-
ği ile tstanbul, Giiney Marmara,
Ege, Akdeniz ve Anadolu Turis-
tik İşletmeciler demekleri yöneti-
cileri bir araya gelerek kısa adı
TL'SEK olan Turizm Sektöriı Ulu-
sal Kurumu'nu kurdular. Bu ge-
lişme, Türk turizminin bugüne ka-
darki en önemli gelişmesidir. Ar-
tık bundan sonra bu kuruluş sa-
yesinde gerek devletle ilişkilerde
gerekse Türk turizminin mesele-
lerini biriikte çözme konusunda
işbirliği yapılacaktır."
Iktisadi Kalkınma VakfıRaporu:
TL, ÂFye uyamaz
İktisadi Kalkınma Vakfı'mn
hazırlattığı rapora göre muhtemel
bir üyelik durumunda Türk Lirası,
Avrupa Para Sistemi'nin döviz
kuru mekanizmasına yakın veya
orta vadede katılamayacak.
Ekonomi Servisi — İktisadi Kalkınma Vakfı
(İKV) tarafından hazırlanan "Avrupa Para Siste-
mi ve Türkiye" adh raporda, Türkiye'nin muhte-
mel bir Avrupa Topluluğu üyesi olma durumun-
da, Türk Lirası'nın Avrupa Para Sistemi'ne uyum
sağlayamayacağı vurgulandı.
Türk özel sektörünün AT ile ilişkilerini yürüten
tKVnin Genel Sekreteri Haluk Ceyhan yönetimin-
de İKV uzmanı Dr. Ömer Bolat tarafından yapı-
lan araştırmamn sonuçları özetle şöyle:
• 13 Mart 1979da, döviz kunı istikrannı teşvik
etmek suretiyle Avnıpa'da parasal bir istikrar ala-
m oluştnrmak, üve ülke ekonomileri ve para poli-
tikalan arasında daha fazla bir yakınlaşma sagla-
mak ve Avrupa Para Birimi'nin (ECU) kullanılma-
smı teşvik etmek amacıyla kurulan Avrupa Para
Sistemi (APS) 11 yıllık uygulama sonucunda ba-
şanlı olmuştur.
• Bu süre içinde üye ülkelerin para birimleri ara-
sındaki reel ve nominal döviz kuru değişimleri bü-
yük ölçüde azalmış, sisteme katılan ülkelerin enf-
lasyon oranlannda yakınlaşma ve azalma kayde-
dilmiştir.
• Muhtemel bir üyelik durumunda, Tiirk Lira-
sı'nın APS'nin temel taşı olan döviz kunı meka-
nizmasına kanlması yakın veya orta vadede müm-
kiin degildir. Çiinku TL'nin, topluluktaki önemli
para birimleri karşısındaki yıüık değişim oranı, ka-
blımı imkânsız kılacak şekilde viiksektir. Bu ne-
denle TL'nin degerinde sık sık ayariamalar yapıl-
ması kaçımlmaz hale gelecek, bu da sistemin pa-
rasal istikrar saglama amacına ters düşecektir.
• Bugünkü şartlar altında TL'nin döviz kuru me-
kanizmasına dahil edilmesi, ancak Türkiye"de yıl-
lık enflasyon oranının en azından yüzde 3-6 gibi
topluluk üyeleri seviyesine indirilmesi, ihracatın da
yalnızca devalüasyon yapılmasına bağlı olmadan,
yapısal bir gelişme sağlanarak arttınlmasının ger-
çekleşmesi halinde mümkün olabilecektir.
• Ekonomik politika hedefleri ve uygulama so-
nuçlan açısından Turki>e ile sisteme dahil ülkeler
arasında önemli farklılıklar vardır. Bu nedenle
Türkiye'nin Avmpa Para Sistemi'ne katılması
mümkıin degildir.
Merkez Bankası eski başkanları:
'Kur gerçekçi değiTKIZILCAHAMAM (AA) —
Merkez Bankası eski başkanları
uygulanan döviz kuru politikası-
m eleştirdiler.
Merkez Bankası eski Başkanı
Prof. Cafer Tayyar Sadıklar, bu-
gun uygulanan döviz kurunun
gerçekçi olmadığını, Türkiye'nin
ihracata dönük ekonomik politi-
kaları sürdürmeye mecbur oldu-
ğunu savunurken yine eski baş-
kanlardan İsmail Hakkı Aydınog-
lu, kur polkikasında bazı yanlış-
hklar olmasına rağmen bugünkü
ortamda, piyasanın beklediği gi-
bi bü\1ik oranda bir devaluasyo-
nun f ürkiye'ye yarar getirmeye-
ceğini söyledi.
Prof. Sadıklar, BİAR ile
Kondrad-Adenauer Vakfı'mn or-
taklaşa düzenlediği sempozyum-
da, bugünkü kur politikasıyla ih-
racatta bugüne kadar yapılan uy-
gulamalarda tersine dönüş söz ko-
nusu olduğunu bildirdi.
Merkez Bankası'mn uygulama-
ya koyduğu politikalarda, başa-
rıya ulaşma şansımn statüsüyle
yakından ilgili olduğunu da vur-
gulayan Sadıklar. şöyle konuştu:
"Merkez Bankası özellikle
parasal programı uygulayabilmek
için yeterince özerk olmazsa ba-
şan şansı kısıtlanır. Bankanın
özerkliği konusunda ise, son yıl-
Cafer
Tayyar
Sadıklar:
Operasyon
başarılı
oldu, ama
hasta
ölmek
üzere. '
İsmail
Aydınoğlu:
Merkez
Bankası
bilançosun-
daki
değerleme
hesabı
facia.
larda ileriye dognı degıl, genye
dognı bir gidis olmuştur. Bu iti-
baria Merkez Bankası'nın son >ıl-
lardaki görüniımii "operasyon
başanlı oldu, ama hasta ölmek
üzeredir" ifadesiyle ozetlenebilir.
Enflasyonun ulaştığı yüzde 60'lık
seviye de bunun bir kamtıdır."
Merkez Bankası eski başkanla-
rından İsmail Hakkı Aydınoğlu
da bugünkü ortamda iç borçların,
dış borçların yansıması olarak gi-
derek büyüdüğunu, böyle bir or-
tamda buyük oranda devalüasyon
yapmanın ekonomiye yarar yeri-
ne zarar getireceğini söyledi.
"Merkez Bankası bilançosun-
daki değerleme hesabı bir
faciadır" diyen Aydınoğlu, para-
sal programın icenği konusundakı
görüşlerini açıklarken.de "Aslın-
da geçen 10 yılın özeleştirisi ma-
hiyetinde. Çiinkii burada bilanco-
yu getirmek istedikleri nokta 1973
yılı bilançosudur" dedi.
1980'li yıllarda ekonomi poli-
tikalannda en büyük hatamn ima-
lat sanayiine yeterince yatınm ya-
pılmaması olduğunu kaydeden
Aydınoğlu şu görüşleri savundu:
"Bu dönemde, ne özel sektör
bu yönde dognı düriist teşvik
edildi, ne de kamu böyle bir yatı-
nmda bulundu. Kamu altyapıya
yöneldi. Özel sektör ise, imalat sa-
nayüne yönelik gorevini yerine ge-
tirmedi. Sonuçta ihracat kapasi-
tesinin sonuna gelindi. Bir diger
deyişle Türkiye'nin ihracatı do-
yum noktasına gelmiştir. Biitiin
bunlara bağlı olarak bugünkü or-
tamda kuru arttırmak, ihracatta
ancak maıjinal arbşlar sağlayabi-
lir."
Kalkınma Bankası
GenelKurulu
Işletme
kredisi
artacakANKARA (ANKA) — Türki-
ye Kalkınma Bankası (TKB) Ge-
nel Müdüru İsmail Emen, banka-
nın işletmelerin ilk yaürım aşama-
sından olgunluk dönemine kadar
destek verme flkesine göre örgüt-
lendiğıni belirterek bu nedenle ya-
tınm kredileri kadar işletme kre-
dilerini de yaygınlaştıracaklarını
bildirdi.
Türkiye Kalkınma Bankası'nın
genel kurul toplantısı dun yapıl-
dı. Genel kurulda bir konuşma
yapan Emen, TKB'nin ürün çeşit-
lendirilmesi ve dağıtımı konusun-
da titiz çahşmalar yapacağını ifa-
de etti. TKB'nin sermayesine işti-
rak ettiği fırmaların teknik, idari
ve pazarlamaya yönelik problem-
leri ile finansal darboğazlanm gi-
dermek için başlatüan rehabilitas-
yon programının devam edeceği-
ni kaydeden İsmail Emen, bu şe-
kilde rehabilite edilecek iştirakle-
rin sermaye piyasasına açılacağı-
nı açıkladı.
Bankanın alacakları konusun-
da gerekli titizliğin gösterileceği-
ni vurgulayan İsmail Emen, 1990
yılının TKB için universal banka-
cılığa geçişin uygulandığı bir yıl
olarak anılacağını belirtti.
1989 yılında sanayi kesimine
275 milyar lira kredi tahsisi yap-
tıklanm vurgulayan İsmail Emen,
1990 yılında bu kesime 500 mil-
yar lira kredi tahsisinin planlan-
masına rağmen, yılın ilk 5 ayında
415 milyar liralık tahsisın gerçek-
leştirildiğini ifade etti. Emen, tu-
rizm sektörüne ise aym dönemde
262 milyar lira kredi tahsis ettik-
lerini hatırlattı.
Emen'in konuşmasından sonra
onaya sunulan bankanın 1989 yı-
lı kâr ve zarar hesaplan genel ku-
rulca tasvip edildi. Buna göre ban-
ka 1989 yıh bilanço dönemini 22
milyar lira net kârla tamamladı.
Daha sonra banka yönetim ku-
nılunda boş bulunan üyeliklere se-
çim yapıldı. Yönetim kurulu üye-
liklerine Hazine Genel Müdüru
luncay Altan, DPT Musteşar Yar-
dımcısı Turgut Tüten, Cumhur-
başkanı Özal'm ekonomi başda-
nışmanlarından Engin Günel se-
çildi. Gorev süresi dolan MKE es-
ki genel müdüru Mustafa Erener
de yeniden yönetim kurulu üyesi
oldu. Denetleme kurulu üyeliğin-
de boş bulunan üyeliğe ise Turizm
Bakanlığı Musteşar Yardımcısı
Tankul Ünal seçildi.
Izmirli sanayicilerin Cumhurbaşkanı Özal'a tepkisi
4
Etkinlik içîn yürürüztZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) —
TOBB'nin, borsa ve odaların etkinliğini gi-
derek yitireceğini, buna karşılık TÜSİAD gibi
derneklerın daha büyük etkinlik kazanaca-
ğını söyleyen Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a
sanayiciler buyük tepki gösterdiler. Cumhur-
başkanı Özal'ın açıklaması, "lalihsiz ve yanlış
bir ifade" olarak değerlendirildi. Bir raeclis
üyesi "Etkinliğimizi arttırmak için yuruyüşe
geçeriz" dedi.
Ege Bolgesı Sanayi Odası Meclis Toplan-
tisı'nda sanayiciler ekonomik konulan tartış-
maktan çok Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı
eleştirdiler. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı
Uğur Yüce, Özal'ın TOBB'nin onemini yiti-
J
receği ve TÜSİAD gibi derneklerin daha çok
etkinlik kazanacağına ilişkin sozlerini değer-
lendirirken "Bu açıklamadan önümüzdeki
dönemde TOBB'nin hükümetle diyaloğunu
koruyamayacağı anlaşılıyor" diye konuştu.
EBSO meclis üyesi Teoraan Baygan ise
Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD sistemi etkisi
altında bulunduğunu belirterek ABD'de de-
mokrasinin güçlerin mucadelesi olduğunu,
lobiciliğin büvük önem taşıdığını vurguladı.
Baygan, "O zaman biz de etkinliğimizi art-
tırmak için tüm sanayicüeri toparlar ve yü-
rürüz. Türkiye'yi ayağa kaldınr, bir güç
ohıruz" diye konuştu.
EBSO Meclis Başkanı Şinasi Ertan ıse-
Cumhurbaşkanı Özal'ın odalara ilişkin soz-
lerini değerlendirirken şunları söyledi:
"Açıklamalar çok yanlış ve bissidir. Çün-
kü bizim yerimiz Türkiye Cumhuriyeti Ana-
>asası'nda vardır, kanunlarda vardır. Tabii ki
dunyada olduğu gibi Türkiye'de de özellikle
son dönemde ihtisas dernekleri oluşmakta-
dır. Bunlann amaa kendi sektörierindeki so-
runları çözmek, bunuB için hükümetle diya-
log kurmak. Ancak bu dernekler bir anlam-
da konuya tek taraflı. yani kendi taraflann-
dan bakarlar. Buna karşılık kamu yaranna
çalışan odalar kamuyu öncelikle düşünmek
onun yaranna çalışmak zorundadırlar. İşte
Sayın Cumhurbaşkanı burada fevkalade ya-
nıhyor. "
EKONOM1DE KULIS
MERALTAMER
Saracoğlu formundaydı"Merkez Bankası, yaptıgı pa-
ra programn la artık enflasyo-
nist politikayı desteklemeyecegi-
ni açıkça ilan etmiştir. Sayın Sa-
racoğlu, enflasyonla mücadelc
konusundAki savaşınızı vc
iaançlı hıtumunuzn gönülden
destekliyor, tebrik ve takdirieri-
mizi sunuyonız."
Türk Sanayicüeri ve İşadam-
lan Derneği TÜSİAD'ın genç
başkanı Cem Boyner, Merkez
Bankası Başkanı Rüşdü Sara-
coğlu'nu dinlemek üzere The
Marmara Oteli'ne gelen TÜSİ-
AD uyeleri ve gazeteciler karşı-
sında Saracoğlu'nu bu cümleler-
le kürsüye davet ediyordu. TÜ-
StAD'ın iltifatlanna mazhar
olan Saracoğlu ise gerek takdim
konuşmasında gerekse sorulan
yanıtlarken her haliyle bu teb-
riklere "tayık" bir tablo çiziyor,
toplantıya katılanlara "iyi ki
geldik" dedirtiyordu.
Ekonomi kurmaylarının
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a
verdikieri ekonomi brifinginin
hemen ertesine "rastlayan" ya
da "rastlatılan" bu toplantıda
Saracoğlu, 1990'a ilişkin daha
önce hiç duyulmamış en "taze"
ekonomik veriler ve rakamlar-
la ortaya çıktı ve ilgiyle izlendi.
Zaten Cumhurbaşkanı Özal'la
yapılan ekonomik brifingler,
Hazine, DPT ve Merkez Banka-
sı gibi kuruluşlann "en taze"
rakamlan ilk kez açıklamak
üzere birbirleriyle yanşnklan bir
arena oluyor galiba. özellikle
brifinglere kısa bir süre kala söz
Rüşdü Saracogla
konusu kurumlardan hiçbiri bir-
birine rakam, ekonomik veri fa-
lan vermiyormuş. Hatta o kadar
ki eğer birine bazı rakamlar çok
gerekli olursa basındaki dostla-
nndan yararlanarak diğer kunı-
luşun verilerini ele geçirmeye ça-
lışıyormuş.
Yanşın amacı belli... Cum-
hurbaşkamnın karşısına en ge-
niş "dağarcık'Ma, sakız olmamış
verilerle ve bu verilerden yola çı-
kılarak yapılabüecek ilginç ana-
lizlerle çıkabibnek...
DPT eski Başkam, TÜSİAD
Yönetim Kurulu üyesi Yıldının
Aktürk'ün Saracoğlu'na yönelt-
tiği bir sorudan anladık ki Mer-
kez Bankası Başkanımız geçen
hafta sonundaki brifıngden pek
alnının akıyla çıkmış. Döviz ku-
runun daha hızlı yükseltilmesi
için bir süredir Ankara'da bas-
kı oluşturma çabasındaki ihra-
catçı - sanayici lobisine karşı
Cumhurbaşkanı Özal, Saracoğ-
lu'na ekonomi brifınginde "Sen
bildigin yolda devam et" mesa-
jını vermiş. Çünkü Ankara ile
hâlâ yakın kontaktlan olan Ak-
turk,Saracoğlu'na "Ekonomik
brifingde Sayın Cumhurbaşka-
nı Özal dan para programımz
için yeniden takdir ve destek
gördüğünüzu duymuştuk. Sizin
görüşlerinizi burada aldık. Eğer
brifingde ortaya konulan aiter-
natif goruşleri de kaba hatlany-
la anlatırsanız, biz de fotogra-
fın tümünü görme imkânına
kavuşuruz" dedi. Ancak Sara-
coğlu bu soruya "ser verip sır
vermez" bir üslupla yaklaştı.
Saracoğlu'nun politikasma
Köşk'ten yakılan yeşil ışığm sü-
receği anlaşılıyor. Merkez Ban-
kası Başkanımızın TÜSİAD'da
altıru çizdiği hususlardan kısa
vade için şu sonuç çıkıyor:
• Devalüasyon ya da hızlı kur
ayarlaması kesinlikle >ok. Kur-
larda >ıl sonu için ne kadar ar-
tış bedeflenmişse o uygulana-
cak.
• Enflasyondaki düşüş egilimi
ağır seyrettigi ve bu arada iç ta-
lep de canlandığı için parayı bi-
raz daha sıkma yoluna gidilebi-
lir.
• Dolayısıyla faizlerde düşüş
bekiemek gerçekçi oimaz. Aksi-
ne faizler muhtemden vttksde-
cektir.
Buz üzerineyazıyazmak"Biz vaadetmiyoruz.
Bunlar ithal otomobiller de-
Bunlar gelecekte üretilecek
otomobiller de degil.
Bunlar bugün Türkiye'de üre-
tilen ve dün>a piyasasında da
rağbette olan otomobiller..."
Oyak-Renault'nun yeni mo-
deli Renault-21'in tanıtıldığı
toplantıda Fransız G-^nel Müdür
Bemard Brun böyle diyor, Türk
Genel Mudur Aleş Ünal Erzen
de açıklamalarıyla bu ifadelere
destek çıkıyordu.
Otomobilde kıyasıya rekabet
ve söz düellosu, anlaşılan kısa
sürede bitecek gibi değildi. Ge-
çen ay Koç Grubu'nun Fiat'la
biriikte üreteceği son model
Tempra'nm tamtımında da Koç
Holding Otomotiv Grubu Baş-
kanı İnan Kıraç ateşli bir konuş-
ma yapmıştı. Ancak Kıraç yıl-
lardan beri iç piyasayı paylaştı-
ğı rakibi Renault'ya toz kondur-
mamaya özen göstermisti.
Renaultcular ise yeniler-
eskiler aynmı yapmadan Koç'-
U, Sabancıydı, Asil Nadir'di
demeden tümüne yüklendiler.
"Vaatlere değil gerçeklere
bakın" derken sadece Toyota ve
Peugeot'un yatınm hazırlıkları-
m değil Koç'un yıl sonunda pi-
yasaya girecek Temprası'nı da
kastediyorlar ve "Biz buz iize-
rine yazı yazmıyoıuz" cümlesi-
ni ısrarla ve tekrar tekrar telâf-
fuz ediyorlardı.
Yatınmlar konusunda da
hem "eski" rakiplerine hem de
"potansiyel" rakiplerine söyle-
9 .-•»••
Ateş Ünal Erzen
•yeeek sözleri vardı:
"Biz yaünmı hiç ihmal etme-
dik. Her yıl sistemli olarak or-
tahıma 50 milyon dolarlık yatı-
nm yaptık. Bu nüktardaki ya-
tınma önümüzdeki yıllarda da
devam edeceğiz. Başkalarımn
(burada Koç'un yeni yatınmı
kastediliyor) 700-800 milyar li-
ra diye ileriye dönük olarak ver-
dikieri rakamlan biz geçen yıl-
lardan beri yaptığımız için bu-
günkü yatınm rakamlanmız
mütevazı kalabilir. Biz buz üze-
rine yazı yazmıyoruz. Bu yatı-
nm rakamlanvla rekabet edebi-
leceğimiz görülecektir."
Renault yöneticileri, otomo-
bil sektöründe kopartılan tüm
fırtınaya ve Mr. Toyoda'nın
Türkiye'ye kadar gelmesine rağ-
men, Japonlann ve Peugeot'un
Türkiye'de otomobil üretecekle-
rinden kuşku duyar gibi görünü-
yorlar ve şöyle diyorlardı:
"Yeni yapımcılar, yakında
otomobil üreteceklerini söylii-
yoriar, ancak basından izledigi-
miz kadanyla üretime 1993'te
başlayacaklannı ilan ettiler.
Eğer Türkiye'de üretim yapma-
>a o kadar hevesliyseler neden
3 yıl bekliyorlar? Gerek biz ge-
rekse bugün piyasada olan raki-
bimiz 1969'un sonlannda fabri-
kalanmızın lemdlerini atmış ve
o gunün zor koşullanna rağmen
(bir damla yağmur yağsa inşaat
pa>dos edilirdi) 1971'de ilk yerii
otomobiUeri piyasaya çıkartnuş-
tık. Modern di>e takdim ettik-
leri arabalar bizim Renault-21
gibi. Yani Türk piyasasına 3-4
yıl gecikmeyle sokruklan mı
modern olacak?"
Anlayabildiğimiz kadanyla
Renaultculara göre "yenilerin"
şu andaki hedefı ithalat ve bu
yolla Türkiye piyasasım tanı-
maktı. Eğer "maya tutarsa" bu
arada "1992 seçimkrinde de bir
kaza olmazsa" yatınmlara hız
verilebilir ve 1993'te üretime ge-
çilebilirdi.
"Madem 'yeni'lerin gelecek-
leri onlara göre kesin degil öy-
leyse bu öfke niye?" diye düşü-
nenler olabilir. Anlayabildiğimiz
kadanyla öfkenin şu andaki
başlıca nedeni "Fiziki imkan ol-
sa bugün Türkiye'ye günde 1
milyon otomobil girer" dedik-
leri; ithalat.
Herduvardanduvara
Berlin Duvarı hariç
Sakıp Sabancı
Toyota otomobille-
rini Türkiye'de
üretmeye hazırla-
nan Sakıp Sabancı,
her konuşmasında
lafı donup dolaştı-
rıp otomobil sektö-
rüne getirmekten ya
da bu konuda bir
imada bulunmak-
tan geri kalmıyor.
Önceki hafta Yünsa'nın Dupont işbirliğiyle üre-
teceği yeni halmın tamtımında Sabancı'yı dinli-
yorduk. "Hahyla otomobilin ne alakası var?" de-
meyin. Eğer istenirse pekâlâ olabiliyor.
Önce Era Reklam Ajansı'nın hazırladığı ilginç
multivizyonu izledik ve "Berlin Duvan hariç her
duvardan duvara Yünsa kullanüabilecegini" öğ-
renirken aynı anda "sertifikalı" yani, "hakiki"
Berlin Duvan'ndan kopanhmş taşlanmızı aldık.
Bu arada Sabancı ailesinin iş hayatına peş pe-
şe giren genç kızlanndan birini daha tanıdık. İn-
giltere'de yaşayan Şevket Sabancı'nın kızı Sadı-
ka Sabancı, eğitimini Londra'da tamamladıktan
sonra şimdi Adana'da Plassa'nın başındaydı ve
"amcasından rica ettiği için" Sabancı da onu kı-
ramamış ve yeni halınııj tanıtım toplantısına ka-
tılmıştı.
Sabancı "ludı" diye başladığı konuşmasında la-
fı dönüp dolaştuıp ileri teknolojiye getiriyor ve
otomobil piyasasında ezeli rakibi Koç Grubu'nun
da yer aldığı söz düellosuna yeni katkılarda bu-
lunuyordu:
"Herhangi bir firmanın sahibi, patronu, dışar-
da gördüğü modern teknolojiyi ve son yenilikle-
ri Türkiye'ye getirmemişse, sanayici olarak go-
revini yapmamış demektir. Yeni fikiriere çabuk
adaptasyonu, Sabancı aUesinde oldugu gibi diğer
gruplarda da gormeyi arzu ediyoruz. (...) Yoksa
monopol oldu, statuko kaldı... Çok yanlış. Ne iç
pazardaki müşterilerinizi mudu edebilirsiniz ne de
dışanya ihraç edebilirsiniz."
KISA KISA
• Fatoş Oyuncaklan'nın yeni
üreteceği bebek için çocuklara
yönelik olarak düzenlediği
"Adım Ne Olsun? yarışmasına
yapılan başvurular ilk 10 gün
içinde 4 bin kişiyi aştı.
• Interteks tarafından
duzenlenen endüstriyel ve
sektörel fuarların takvimi
yenilenmiş olarak yeniden
basıldı. Takvim, 1990-92 arası
planlanan fuarları kapsıyor.
• Halk Sigorta bu yılın mayıs
ayına kadar 1989 yılı toplam
primine ulaştı. Geçen yıl 108.7
milyar lira toplayan şirket, 1990
yılının ilk 5 ayında bu rakama
ulaştı.
• Ziraat Banka»,
Eurocard/Mastercard'dan sonra
Ziraat/Visa adıyla yeni bir tam
kredi kartı veriyor. Yurtiçi ve
yurtdışında tek kart taşıma
avantajı sağlayacak olan kartla
ulaşım araçlanndan rezervasyon
yaptırabilme olanağı sunuluyor.
• Dizel Magnet Ticaret ve
Sanayii, yetkili servisleri için
yeni bir seminer düzenledi.
Bosch Elektrikli Ev Aletleri'nin
Türkiye genel mümessili olan
firmanın düzenlediği seminer,
Almanya'dan gelecek Bosch
teknik elemanlan tarafından
yapılacak.
CanonFotokopi Makinesi
hesmafc,BURO UAKINELERI TİCARET A Ş
UEHKEİSTANBUL TEL 151 5920(9HAT)FAKS 1437816
İ AOANA41NKLTD ŞTı TEL 137619-13 7304
I ANKAFIA/BORMAŞ A Ş TEL '67 25 88
=b EMR'KAYA A Ş TEL 138 175-255 850
3
TİAflZON/KAR-MAK KOLL ŞTİ TEL 17 620-12 940