23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 HAZÎRAN 1990 DIŞ HABERLER ANKARA CUMHURİYET/3 Marcos davası • NEW YORK (AA) — Filipinler'in sürgünde ölen diktatörü Ferdinand Marcos'un eşi Imelda Marcos'un yolsuzlukla suçlandığı dava sürüyor. Bayan Marcos'un avukatı dünkü duruşmada yaptığı açıklamada müvekküi aleyhindeki suçlamalann, Filipinler'deki Amerikan üslerini kurtarmak için girişilen siyasi bir komplo olduğunu savundu. Avukat Gerry Spence, "Bayan Marcos, 35 yü boyunca bir adamı sevmek, onun çocuklarını büyütmek, onun müsrifçe hediyelerini almak ve onu desteklemekten başka suç işlememiştir" dedi. AKKUMVla ilerleme • VtYANA (AA) — Viyana'da devam eden Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvet tndirimi Müzakereleri'nde (AKKUM), NATO ve Varşova Pakü heyetlerinin, tanklar ve zırhlı araçlarda yapılacak indirim konusunda anlaşmaya vardıklan bıldirildi. Diplomatik kaynaklar, böylece, nihai anlaşmanın yapılabilmesi için gerekli çalışmalarda önemli bir ilerleme kaydedildiğini belirttiler. Anlaşmaya göre, her iki blokun elinde bulunacak zırhlı araç sayısı 30 bine, tank sayısı ise 20 bine indirilecek. Aynca, zırhlı birlikler, kariyerler ve diğer zırhlı araçlar arasında ayrım yapılmaması kabul edilerek, görüşmelerdeki önemli anlaşmazlık konulanndan biri daha halledilmiş oldu. Kuzey Irak'ta çatışmalar • LONDRA (AA) — Irak'ın kuzeyinde Bağdat yönetımine karşı silahlı mücadele veren Irak Kürdistam Demokrat Partisi (KDP), Irak ordu birliklerine karşı son günlerde gerçekleştirdikleri saldırılarda toplam 34 Irak askerinin öldürüldüğünü, 16 askerin de esir almdığuu bildirdi. KDP tarafından dün Londra'da yapılan açıklamada söz konusu saldırılann 23 ve 25 haziran günleri, ilki Halepçe kenti yakınında, diğeri de Kaledize kenti yakınında meydana geldiği kaydedildi. 'Hacda gösteri olacak' • TAHRAN (AA) — tran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Suudi Arabistan'ı eleştirerek, Iran'dan esinlenen hacıların bu yü da Batı aleyhtan gösteriler yapacaklarını savundu. Hamaney, Tahran Radyosu'ndan yayımlanan konuşmasında, haca gidememekten dolayı kalplerinin sızladığını, ancak "tranlüar olmasa da hatıralannın orada olacağını ve İslamın birliği sloganım ve Suudilerin inançsızhğını hatırlayanlann aynı sloganlan bugün de tekrarlayacaklannı" belirtti. Iran Meclis Başkanı Mehdi Karrubi de Suudi Arabistan'la uzlaşmayacaklarını kaydetti. Samson Kıbrıs'a döndti • LEFKOŞA (AA) — 1974 yıhnda Kıbns'ta Yunanistan'ın desteğiyle bir darbe yaparak zamanın Devlet Başkanı Başpiskopos Makarios'u deviren EOKA lideri Nikos Samson, hükümeti devirmek suçundan kendisine verilen hapis cezasını tamamlamak üzere dün Güney Kıbns'a döndü. Samson, ağustos 1976'da hükümeti devirmek için komplo kurmak suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptınlmış, nisan 1979'da tedavi görmek üzere Fransa'ya gitmesi için cezası geçici olarak askıya alınmıştt. Ancak Samson, tedavisi bittikten sonra cezasını'tamamlamak üzere geri dönmek yerine Fransa'dan siyasi sığınma hakkı istemişti. Halen 54 yaşında olan Samson, geçen 10 yıl boyunca Paris'te yaşadı. Fırat ve Dicle'ninpaylaşımı sorunu Kongre'de tartışıldı ABD de 'suları'izliyorUFUK GÜLDEMİR WASH1NGTON — Ortadoğu'daki su konusu ABD Kongresi'nin de gündemin- de. Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyo- nu, Avrupa ve Ortadoğu Alt Komitesi'n- de önceki gün "Ortadoğu'nun su rezervleri" konusunda yapılan bir otu- rumda, "kriz öncesi dunım" arz eden bölge sulannın kullanımı konusunda "Amerika'mn nasıl daha fada etkin olabilecegi" tartışıldı. Komitede konuşan uzmanlar, ilk krizin, Türkiye'nin Fırat nehrini sulamada kullanmaya başlayacağı 1994'te, asü büyük krizin ise projtnin ta- mamlanacağı 2000'li yıllarda patlak ve- receğini savundu. Topİantıda, "Bölge ül- kelerine verilen Amerikan yardımının su konusunu olumlu bir şekilde elkilemek için kullanılabilecegi" de ortaya alıldı. Topİantıda, bu konuda ün yapmış üç bilim adamı, Pennsylvania Üniversitesi'n- den Prof. Tbomas Naff, Michigan Üni- versitesi'nden Prof. John Kolars, Prince- ton Üniversitesi'nden Prof. John YVater- bnry konuştu. Bunlardan Kolars. yaptı|ı açış konuş- masında, "Petrol fakiri Türkiye'nin GAP projesinin tamamlanmasıyla" Irak veSu- riye'ye akan Fırat suyunun yüzde 50 ora- nında azalacağını, bunun da beraberin- de sorunlar getirmesinin kaçınılmaz oldu- ğunu ileri sürdü. Kolars, "Türk diploma- sisine adil olmmk jerekirse, Tiirkiye bir banş suyu projesiyle ihtiyaç fazlası suyu- nu güneyindeki Arap komşulanyla pay- laşmayı da önermiştir" dedi. Aynı konu- da görüşlerini açıklayan Prof. Naff ise "Böyle bir önerinin yaşama geçirilmesi- nin teknik bakımdan mütnkiin olmakla birlikte, boru hattı rotasının Ürdün- Suriye ve İsrail'in rızasını gerektirdigin- den siyasi bakımdan güç olabilecegini" kaydetti. Türkiye'nin önuraüzdeki dö- nemde bölge "hidropoliükaanda" (su si- yasetinde) perçin rolü oynayabileceğine dikkat çeken Naff, "Bölgede su kullanı- yok, ama imlcâmaT da degfl. Fırat ve Dide konusu bu tehlikeye hayli yakın" görüş- lerini savundular. Bu tehlikenin nasıl ön- lenebileceği sorusuna Özal'ın "banş suyn" projesinin, iyi bir adım öiabilece- ğini vurgulayarak yanıt veren uzmanlar- dan Kolars, "Ama Türkler kullanıcı ol- masını düşündükleri İsraU'in durumunu hiç açıkça ifade etmediklerinden projeye Arap dünyasında kuşkuyla bakıbyor" de- di Aynı uzman, banş suyunun Seyhan ve Ceyhan yerine, daha bol kaynaklı bir ne- hirden sağlanmasının daha gerçekçi ola- Temsiicüer Meclisi Dışişleri Komisyonu Avrupa ve Ortadoğu Alt Komitesi'nde, Ortadoğu ülkeleri arasında suyüzünden çıkabilecek bir krizde "ABD'nin neler yapabileceği" konuşuldu. bileceğini kaydetti. Amerika'mn bu öne- rinin bir 'modeT olarak benimsenmesi için ne yapabileceğini soran Kongre üye- lerine uzmanlar, projenin sadece Türki- ye, Suriye ve Ürdün'ü kapsayacak bicim- de yapılmasına, İsrail'in dışarda kalma- sının projenin gerçekleşme olasılığını art- tıracağına işaret ederek yanıt verdi. Uz- manlardan Naff, "Bölge ülkekrine veri- len Aroerikan yardımının su paylaşımı ko- nusunu olumlu bir şekilde etkilemek için knllanılabileceğini" de savundu. Uzmanlardan Kolars, Komite Başkanı Lee Hamilton'un, "Bir krizden ne kadar mı konusunda meydana gelebilecek çanş- malann önlenmesi için ABD'nin hızla merkezi ve adil bir aracı rolü oynaması- nı"önerdi. Naff, ABD'nin bu amacına hizmet için "Amerikan politikalanm" oluşturacak bir daire kurulmasım da önerdi. Bilim adamlarının konuşmalannı ta- mamlamalanndan sonra Kongre üyeleri- nin sorularının yanıtlanmasına geçildi. Komite Başkanı Lee Hamilton, uzman- lara su kuUanımının bir savaş nedeni olup olmayacağım sordu. Uzmanlar özetle "Savaş bemen çıkacak gibi bir dunım uzağız?" sorusuna, ilk krizin, Türkiye'- nin Fırat nehrini sulamada kullanmaya başlayacağı 1994'te, asıl büyük krizin ise projenin tamamlanacağı 2000'li yıllann başında başgöstereceğinj vurgulayarak yanıt verdi. Uzmanlar, her ne kadar Su- riye'nin, Fırat ve Dicle uğruna savaşa gi- rebileceği tehdidinde bulunmuş olsa da"Krizin rautlaka savaş şeklinde uç ver- meyebileceğini, destabilizasyon olarak da kendini gösterebilecegini" kaydetti. Uz- manlardan Kolars ve Naff, Türkiye'nin Fırat'taki su kesintilermin teknik bir ko- nu olduğunu söylediğini, ancak bölgede- ki aynlıkçı terörist hareketlerinin varlığını surdürdüğünü, bu yüzden Türkiye'nin "Bilinçli olarak bu karta başvurabilecegi- ni" kaydetti ve "Türidye'niu sopanın ucunu gosterdiğini" iddia etti. Komite başkanı, üç ülkenin bu konuda diyalog içinde bulunup bulunmadığıru sorunca, Naff, "Bir komisyon var. Aynca Türk Bakan Bağdat'ı ziyaret etti. Ama çok et- kili bir sonoç yok" dedi. Komite Başka- nı, "Fırat nebrinde bu iiç ülkeye yetecek kadar su var mı" diye sorunca, yine Naff, "Pavlaşmak için yeterince su var, ama ih- uraslannı tatmin edecek kadar yok" kar- şdığını verdi. Naff, aynca Suriye'nin, Asi nehri üzerinde iki baraj inşa etmekte ol- duğunu, bunlar nedeniyle Hatay'ın su sı- kıntısı çekebileceğini, bu durumun da Türkiye tarafından göz önünde tutulaca- ğını söyledi. ANKARA GÖRÜŞMELERİ SONUÇSUZ Su için anlaşma yok Türkiye, Suriye ve Irak arasında bölgesel suların kullanımı konusunda iki gün süren görüşmeler ilerleme sağlanamadan sona erdi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Türkiye, Suriye ve Irak ara- sında bölgesel suların kullanımı konusunda iki gün süreyle Anka- ra'da bakanlar düzeyinde yapılan göruşmelerde tam aıilamıyla "ha- vanda su dövüldü." Irak'ın, Türkiye'nin Fırat neh- rinden saniyede 700 metreküp su verme taahhüdünde bulunmaması durumunda "göriişülecek bir şey olraadığım" belirtmesi üzerinde herhangi bir sonuç alınamadı. Türkiye'nin "optimum", "hakça" ve "akıkı" kullanım konusunda getirdiği tüm teklifler Suriye ve Irak tarafından redde- dildi. Bayındırlık ve Iskân Baka- nı Cengiz Alünkaya, görüşmeler sırasında Türkiye'nin paylaşım IRAN DEPREMZEDELER—Yaşadığı kasabanın yansı yok OUB Iranhan- ne, cocuklanyla karanlık bir gelecegi paylaşıyor. Depremzedeler zor durumdaDış Haberler Servisi — Geçen hafta meydana gelen ve son sap- tamalara göre, 50 bin kişinin ölü- mü ile sonuçlanan lran'daki dep- remde zarar gören bölgelerin tü- müne ulaşıldığı bildirildi. Dep- rem sonucu hayatta kalanların 'araştırümasına bir hafta daha de- vam edileceği, ancak bu yoldaki ümidin giderek azaldığı haber verildi. Depremin yarattığı ölüm şoku- nun ardından salgın hastalık ve sert rüzgârlann endişe yaratma- ya devam ettiği de kaydedildi. Yağmur sulannın parcalanan in- san cesetlerinden süzülerek içme sulanna kanşması, salgın hasta- lık tehlikesini arttırıyor. Şiddet- li rüzgârlar da evsiz kalan 500 bin kişi için sürdürülen konaklama çalışmalannı baltalıyor. tran'ın BM temsilcisı Kemai Karrazi, ırk ayrırru politikası uy- guladığı için G.Afrika'dan, top- raklanndaki Müslürnanlara sal- dırdığı için de Israil'den yardım kabul etmediklerini açıkladı. An- cak, bu ülke vatandaşlannın uluslararası kuruluşlar aracıhğı ile yaptıklan yardımlara karşı çı- kılmıyor. Helikopter düştü Iran'da kurtarma ekiplerini ta- şıyan bir helikopterin düşmesi sonucu bir milletvekilinin öldü- ğü, kaza sırasında helikopterde bulunan 49 kişiden 40'ının yara- landığı bildirildi. tran resmi haber ajansı İRNA, ABD yapımı Chinook helikopte- rinin Kelishom Köyü yakmların- da düştüğünü ve ölen milletveki- linin adının Muhammed Hüseyin Eftekhari olduğunu bildirdi. değil ortak kullanım üzerinde dur- duğunu beürterek Suriye ve Irakh muhataplarına, "Fırat'ın suyu paylaşılacaksa bizim halkımız, basınımız da petrolü niye paylaş- mıyorsunuz diye baskı yapıyor. Biz de halkın temsilcisiyiz. Dola- yısıyla paylaşmaya gidemeyiz" dedi. önceki gün başlayan görüşme- lere dün de bütün gün devam edil- di. Türkiye'nin Bayındırlık ve ts- kân Bakanı Cengiz Altmkaya, Irak'ın Sulama ve Tarım Bakanı Abdiil Vahap Mahmnt El Sabah, Suriye'nin ise Sulama Bakanı Ab- durrabman Madani tarafından temsil edildiği görüşmeler akşa- mın erken saatlerine kadar sark- masına karşın hiçbir konuda mu- tabakat sağlanamadı. Görüşmelerden sonra bir açık- lama yapan Bakan Altmkaya, "Mevcut statünün üstıinde getiri- len yeni önerilerin birbüierioe cok ters olması nedeniyle elle tutulur bir sonuç alınamadığını" söyledi. Gazetecilerin çeşitli sorulannı da geniş bir şekilde yanıtlayan Al- tmkaya, bir soru üzerine şunları söyledi: "Bilimsel parametreli çalışma önçrimiz kabul gönnedi. Bizim bissemizi verin gidelim dediler. Fı- rat'a gelen su Türkiye'nin anud- sinin hemen hemen yansına \agan kariann erimesiyle toplamr gelir. Dolayısıyla Tiirkiye halkının kay- nağıdır. Bunun paylaşımı söz ko- nusu olamaz. Hakça mühendis- Ukçe kullanılabilir. Söz koausu budur ve bunn tekfif ettik zaten. Temmuz ayında oradaki zira- atın suya çok ihtiyacı oldugu bir 10-15 gün vardır. Belki o günler- de Türkiye'nin taahhüt ettiği sa- niyede 500 metreküp yetmeyebi- lir. Eger öyle bir problem varsa, oradaki su kuyulanndan su çeki- Hyorsa, üriin kavnüuyorsa biz teknik imltânlannıiT üzerinde bel- ki 600 metreküp veririz. Seneye 700 metreküp de veririz. Ocak ayında onu keseriz. Ama suyan yetmediginl parametreleriyle, bir kriterte göstermemiz lazım. Bunu teklif ettik. Ama cevap yok." Suriye ve Irak'ın, Fırat ile Dicle konusunda Türkiye'nin "tek havza" yaklaşunını reddettiklerini de kaydeden Altmkaya, Dicle ve Asi nehrinin de konuşulması ge- reküğini söyledi. ''Dicle'>i de ka- bul ederlerse esasında hiçbir me- sde yok" dedi. Suriye Sulama Bakanı Madani de gazetecilerin sorulannı yanıt- larken 1987 yılında Ankara ve Şam arasında imzalanan su pro- tokolünde Türkiye'nin Furat neh- rinden saniyede 500 metreküpten "faıla" su vermeyi taahhüt etti- ğini savundu. Bunun kendisine bildirilmesi üzerine Bakan Altm- kaya protokolde "500 metreküp- ten az olmamak sarüyla" ifade- sinin yer aldığını, Suriyeli baka- mn açıklamasma şaşbğuu belirtti. HAVALANDIRMA ISITMA KLIMA M E N F E Z L E R İ 38 yıldır yurt içinde; yurt dışında, 3 kıtada üstün kalitesiyle tanınmış TSEK belgeli: stok ebatlarda seri üretimle yeni bir Hİ2MET SUNUYORUZ HEMEN TESLİM RAKİPSİZ FİAT Ayrıca her tür seçenekleriyle tüm HAVALANDIRMA aksamları tfftalbkntk Kurutuş. 1952 Tel: 586 32 44-586 4613-588 13 79 (Buro) Tel: 584 08 42 (Fabrika) Telefax: 588 15 00 Adres: Ahmet Vefik Paşa Cad. No:36 34280 ÇAPA/İSTANBUL Türkiye 'Rum ateşV altuıdaOrtodoks Patriği Yakovas'ın Lozan Antlaşması'mn ihlali olasıhğını gündeme getiren açıklaması ile Dublin'de "Kıbrıs, Türkiye ile ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor" diyen bir metnin kabul edilmesi, Türkiye'yi zor durumda bir aktı. ANKARA (Cumhuriyet Büro- s u ) — Washington ve Dublin'de meydana gelen ve Türkiye'nin uluslararası kamuoyunda ne denli yoğun bir Rum-Yunan baskısı al- tmda olduğunu gösteren iki geliş- me, Ankara'da büyük tepki ya- rattı. lrlanda'nın başkentinde dün sona eren Avrupa Topluluğu (AT) ârvesinde on iki ülke lide- rinin ilk kez bir sonuç bildirgesin- de Kıbns sorununa Türkiye- Topluluk ilişkileriyle doğrudan bağlantıh olarak yer vermesi, Türkiye'nin bu konuda ısrarla sa- vunduğu tezlerle tam bir celişki oluşturdu. Kuzey ve Güney Ame- rika Başpiskoposu Yakovas'ın ^ * » f » l * » t r>rknııL~lnr*i ^ u n y " n l B ^A bir yanında yoksu o C I f l l C l Ç O C U J l lctı I cocuklara ilişkin araştırma raporlan birbirini izlerken, Hindistan çocuklannın durumunun diğerlerinden çok daba acı olduğu ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler Ço- cuklara Yardım Fonu UNICEF'in yayımladıgı rapora göre Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de yaşayan çocuklann yansından çogunun, ciddi hastalıklar ve açlıgın pençesinde yaşadıklan bildiril- di. Raporda, nüfusu 1 milyara >aklaşan ülkede çocuklann yüz yüze bulunduğu felaketlerin başın- da cebalet, köle gibi çalıştınlmak ve bulaşıcı hastalıklar geldiği kaydedildi. UN1CEF, ulkenin kısıtlı kaynaklan ve inanılmaz bir bızla çogalan nüfusu nedeniyle on milyonlarca çocuğun kitleler halin- de ölüme terk edilmiş durumda yaşadığına dikkat çekti. (Fotograf: AP) A NKARArTAHRAN w Iran ile 'bulutlu hava'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Geçen yıl uzun süre don- ma noktasında bulunduktan son- ra yeni Büyükelçi Muhammed Bagheri'nin Ankara'da göreve baş- lamasıyla birlikte hızla normalleş- me sürecine giren Türkiye-İran ilişkilerinde "pürüzlü" günler ya- şanıyor. Ancak Ankara, bu pürüz- lerin "çözülebilir nitelikte" oldu- ğuna dikkat çekerek, iki başkent arasında yeni bir krizin doğmak- ta olduğu yonımlannı reddediyor. Dışişleri Bakanı Ali Bozer'in hafta başında yapacağı Tahran ziyareti- nin ertelenmesiyle yoğunlaşan "kriz söylefltileri'*nin abartıldığını belirten Dışişleri Bakanlığı yetki- lileri, hükumetler arası diyaloğun "fanatik sağ tran basınının oyu- nnna gelmemesi" gerektiği görii- şüyle ilişkilerin 1990 içinde yeni- den canlandırüması kararında ıs- rarlı olduklanm belirtiyorlar. Öte yandan Bozer'in Tahran zi- yareti için yeni bir tarihin henüz saptanmadığı, ancak bu gezinin 1990 içinde gerçekleşmesi eğilimi- nin ağır baslığı öğrenildi. Anka- ra, tran'daki rejimin Humeyni'nin ölümu sonrasında "yumuşama ve dış ilişkilerde daha duyarlı olma" eğilimi taşıdığı görüşündeler. tran'ın "tslam devrimini ihraç çabasında olduğu" yolundaki de- ğerlendirmeler ise Ankara-Tahran ilişkilerinin en "nazik"noktasıru oluşturmaya devam ediyor. Ancak Ankara'daki yetkililer, Tahran yö- netiminin bu konuda "biraz da- ha dikkatli" olduğu izlenimine sa- hipler. Velayeti'nin geçen hafta içinde Pakistan'da verdiği deme- cin ise Türk basınına yanlış yan- sıdığı vurgulanıyoı. Dışişleri Ba- kanlığı yetkilileri, kendilerinin in- celediği demeç metninde Velaye- ti'nin İran ve Türkiye'nin rejimle- ri arasındaki farkhlıklara dikkat çektiği ve bu farklılıklar söz ko- nusuyken iki ülkenin "devrim ihracı" yerine karşıhklı ilişkileri canlandırmayı öne çıkarmasının uygun olacağı doğrultusunda gö- rüş bildırdiğini dile getiriyorlar. ABD başkentinde yaptığı basın toplantısında, Lozan Antlaşma- sı'mn "tarihi gerçeklerin üstünde ohnadığı" yolundaki imalı sözleri ise tam anlamıyla Ankara'nın şimşeklerini üzerine çekti. Dışişleri Bakanlığı, Dublin'deki AT Zirvesi'nden çıkan nihai bil- diriyi, "öfke ve şaşkınlıkla" kar- şıladı. Üst düzeyli bir yetkili, bu konuda Cumhuriyet'e yaptığı de- ğerlendirmede, Yunanistan'ın ha- zırladığı karar taslağının her za- manki gibi "sert ve tek tarafh" ifadeler içerdiğini, ancak Toplu- luğun diğer ülkeleri bu doğrultu- da bir karara onay vermelerinin 'sürpriz' yarattığını dile getirdi. Dışişleri Bakanlığı da AT zirve- sindeki nihai bildiri konusunda dün akşam saatlerinde bir açıkla- ma yaptı. Bildirinin "tek yanlı bir vaziyet ahş ve dolayısıyla olumsuz bir gelişme teşkil ettiği" belirtilen açıklamada, AT'nin Kıbns soru- nun Türkiye ile topluluk ilişkile- rini etkilediğini öne sürmekle bu- güne kadar bu konuda benimse- diği tutuma ters düştüğü vurgula- narak şöyle denildi: "AT, bu suretle, Yunanistaa'ın üyeliğinin Türkiye-TopJuluk ilişki- lerini etkileme>eceği ve Türk- Yunan münasebetlerini etkileyen sonınlara taraf olmayacağı şeklin- de teceili etmiş bulunan müktese- batını unutmuş görünerek, Kıbns konusunda Yunan göıüşlerinia yanında >er almış olmaktadır." Açıklamada aynca bildirinin "Yunanistan'ın girişim ve ısraria- rı üzerine kabul edildiginin anlaşıldığı" da ifade edilerek, bu tutumun Kıbns sorununun çözü- münü guçleştireceğine dikkat çe- kildi. Bildiride Kıbns sorununun çözümünü geciktiren "engellerden" de söz edildiği ha- tırlatılan açıklamada şu görüşle- re yer verildi: "Değinilen 'tıkaruklık'a ve etkfli müzekereleri önleyen 'engeller'den kasün, ancak görüşmelerin yeni- den başlaması için baa şartlar ileri surdukleri gonılen Yunanistan ve Kıbns Rum tarafının tutum ve yaklaşımiarını yansıtraakta oldu- gundan kuşku yoktur. Bildiri bu yaklaşımıyla BM Güvenlik Kon- seyi'nin son karannın gerek lafzı, gerek ruhu ile de çelişmektedir." Yakovas'a tepki Kuzey ve Güney Amerika Baş- piskoposu Yakovas'ın Fener Rum Ortodoks Kilisesi Patriği Dimitri- os'un gelecek ay yapacağı ABD ziyareti nedeniyle düzenlediği ba- sın toplantısı ise Ankara'da "za- man gecirilmeksizin" resmi bir açıklamayla yanıtlandı. Haftalık basın toplantısında AT bildirisi konusunda 'resmi' bir tepki gös- termeyi reddeden Dışişleri Bakan- lığı Sözcüsü Murat Sungar, Yako- vas'ın Lozan Antlaşması'na iliş- kin sözleriyle ilgili bir sonıya şu yanıtı verdi: "24 Temmuz 1923 tarihinde aktedilen ve imzacı taraflar ara- sındaki meselelere çözüm getirid olan Lozan Banş Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kunılu- şu>la yaşdaş ve onun temelinde var olan bir belgedir. Bu antlaş- mada ve ilgili tutanaklarda kayıth mutabakata göre Fener Rum Or- todoks Patrikhanesi. Türkiye Cumhuriyeti'nin himayesinde Rum Ortodokslannın dini ve ru- hani işlerini kanuniara uygun ola- rak yüriitmekle görevli dini bir Türk kurumudur. Patrikhane bu- gün bu esaslar dahilinde faaliyet göstermeye devam etmektedir. Sayın Patrik Dimitrios'un ABD gezisini bütün bu hususlann bilin- cinde olarak gerçekleştinnesini beklemekteyiz." SAYIN MOTORLU ARAÇ SAHİPLERİ ve İŞLETENLERİ TRAFİK SİGORTANIZI YENİLEDİNİZ Mİ? Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Limitleri 1 Temmuz 1990 tarihinden geçerli olarak değiştirilmiştir. Yeni poliçenizi almak için sigorta şirketinize hemen başvurunuz. veRtustonns Şititikıi Biıiiğ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear