22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 HAZİRAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Müslüman ATı • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nin 5 Orta Asya Cumhuriyeti, Kazakistan'ın başkenti Alma Ata'daki iki günlük doruk toplantısında, bir Müslüman ortak pazannın ilk adımı olarak nitelenebilecek, ekonomik kültürel ve bilimsel işbirliğini öngören geniş kapsamlı bir anlaşma imzaladılar. Kazakistan'ın dışında, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın, Yüksek Sovyet ya da devlet başİcanlanyla başbakanlannın katıldığı doruk toplantısı sonucunda imzalanan anlaşma, 5 cumhuriyetin, kendi aralarında değişiminde yarar bulunan tüketim malları ya da hammaddelerin, bu anlaşmaya taraf olmayan Sovyet cumhuriyetlerine ihracını yasaklıyor. Mandela ve siyonizm • BtRLEŞMtŞ MtLLETLER (AA) — Güney Afrika'da ırk ayrırruna karşı mücadele eden Afrika Ulusal Kongresi'nin lideri Nelson Mandela, siyonizmi, Yahudilerin kendi devletlerine sahip olması anlamına geldiği takdirde desteklediğini, Israil'in, diğer Ulkelerin topraklannı işgal etmesi şeklinde ele alındığında ise karşısında olduğunu söyledi. Nelson Mandela'nın eşi VVinnie Mandela da, ABD'de bir televizyon progTamında, Afrika Ulusal Kongresi ile Güney Afrika hükümeti arasındaki görüşlerin başarısızlığa uğraması halinde, tekrar silahlı mücadeleye başlayacaklannı söyledi. 3 Azeri öldürüldti • BAKÜ (Ajanslar) — Azerbaycan'ın dağlık Karabağ bölgesinde Azerilere karşı saldınlannı yeniden tırmandıran Ermenilerin, son üç gün içinde üç kişiyi öldürdükleri bildirildi. AA'nın haberinde, Karabağ bökesia^n Oadrut ye«£imie~Erntfcni saldırganların makineli tüfeklerle giriştikleri bir saldında, bir çoban ile oğlunu silahla tarayarak öldürdükten sonra kulaklarını kestikleri ve gözlerini oydukları bildirildi. Pakistan'da suikast • QUETTA (AA) — Pakistan'ın Belucistan eyaletinin başkenti Quetta'da bir camiye düzenlenen saldında, aralarında sandalyesiz eyalet bakanlanndan Hacı Eid Muhammad Notezai'nin de bulunduğu üç kişi öldürüldü. Polis yetkililerinin verdiği bilgiye göre kimlikleri belirlenemeyen 4 saldırgan, Notezai ve yanındakileri, cuma namazı için camiye girerken öldürerek kaçtılar. Saldırıda, en az üç kişinin de yaralandığı bildirildi. Belucistan kabinesindeki görevine geçen hafta başlayan Notezai'nin ycğeni ise amcasının, bir aşiret savaşına kurban gittiğini söyledi. Hafız Esad'ın frlemokragisi' • LONDRA (AA) — Foreign Report dergisi, Suriye Devlet Baskanı Hafız Esad'ın Batı'dan maü yardım ve ticaret kolayhklan görmek için ülkeye demokratik görüntü venneye çalıştığun yazdı. Foreign Report, Suriyelilerin çoğunun Hafız Esad'ın "kıskacını gevşetmediğine" inandıklannı ve halkın sadece yüzde 49'unun oy sandığına gitme zahmetine katlandığını kaydetti. Bask gerillalan parlamentoda • BtLBAO (AA) — tspanya'da, ayrılıkçı Bask hareketi, parlamentoya girmelerini engelleyen yasağın kaldırılması üzerine parlamentoya döneceğini açıkladı. ETA (Bask Yurdu ve özgürlüğü) gerillalanmn siyasi kolu olan Herri Batasuna (HD) partisinin sözcüsü Jon Idigoras, gazetecilere yaptığı açıklamada, parlamentoya geri döneceklerini söyleyerek "Parlamentoya gidip, gerektiği kadar konuşacağız" dedi. Pentagon müsteşan Paul Wolfowitz, NATO'nun kanat ülkeleri konusunda endişeli 'Türkiye tehdit altında'ABD Savunma Bakanlığı'nın ikinci adamı Wolfowitz, Türkiye'nin son derece karışık bir bölgede yaşadığını belirtti. Wolfowitz'e göre Türkiye, tüm çevresinde 360 derece boyunca bir karışıklık ve tehditle iç içe. Wolfowitz, Türk-ABD ilişkilerinin de giderek ekonomik bir ağırhğa oturacağını söylüyor. ANKARA (Cnmburiyet Biirosu) — Yaklaşan NATO ârvesine hazırlık göriis- meleri çerçevesinde Ankara'ya gelen ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Paul Wol- fowitz, Doğu Avrupa'da yasanan değişim sonrasında dünyada genel bir tehdit azal- masının söz konusu olduğunu, ancak bu "rahtUamanın" NATO'nun Türkiye ve Norveç gdbi kanat ülkelerinde daha az his- sedildiğini söyledi."Sovyetler Birliği'nin çe- şitli cumhuriyetlerindeki huzunuzluklann Türkiye açısından önem taşıdığına dikkat çeken Wolfowiu, "Türkiye, dünyanın son derece kanşık bir bölgesinde yer alıyor. Ne- redeyse tüm çevresinde, 360 derece boyunca bir kanşıklıktan ve tehditten söz edilebi- Ur"dedi. Londra, Paris, Brüksel, Stuttgart ve Bonn'u kapsayan bir gezinin son durağı olarak Ankara'da iki gün süreyle temaslar- da bulunan Pentagon'un 'ikinci adamı" Paul Wolfowitz, dün bir grup gazeteciyle bir kahvaltı sohbeti yapu. Wolfowitz, Londra'daki NATO zirvesinde ittifakın stratejilerindeki değişikliklerin ele alınaca- ğuu, ancak azalan tehdit değerlendirmesi- nin, süren belirsizlikler nedeniyle güçlü or- tak savunma gereksinimini ortadan kaldır- madığını vurguladı. Sovyetler Birliği'nin geleceği konusundaki belirsizlik ve çeşitli cumhuriyetlerdeki istikrarsızlığın Türkiye1 yi "özgün" bir konuma ittiğini de kayde- den Wolfowitz şoyle konuştu: "Sovyetler Birliği, Dogu Avnıpa'daki riim biriifclerini geri çekecek olsa bile Tür- kiye'nin bu özgün konurau devam edecek- tir. Çttnkii Norveç ve Türkiye gibi ülkele- rin suurianna yakın yerlerde Sovyet biriik ve silahlan varlığım konıyacakbr." Türkiye'nin Sovyetler Birliği'nin çeşitli cumhuriyetleriyle ikili ilişkiye girmesi ko- nusunda Ankara ve Moskova'nın yaklaşım- larma ilişkin sonılan da yanıtlayan Paul Wolfowitz, bu konuda en doğru değerlen- dirmenin Washington'da değil Ankara'da yapılabileceğini söyledi. Türk yetkililerle görüşmelerinde, Ankara'nuı Kafkasya'da- ki karışıklıklarda doğrudan etkili olmaya "fazla niyetli" olmadığını gözlemlediğini de belinen Wolfowitz, Sovyetler Birliği ile daha çok ticari ilişkiye girilmesinin yara- nna ise inandığını kaydetti. "Mevcut tehdit degerlendirmtsi" çerçe- vesinde Washington'un Türkiye de dahil ol- mak üzere bütün NATO ülkeleri için bir tehdit azalması olduğu görüşünü taşıdığı- m vurgulayan Paul Wolfowitz, bu değer- lendinnenin yarattığı gend eğilimin ittifak ülkeleri arasındaki ilişkide ekonomik ön- celiklerin artmasına yol açtığını söyledi. "Türkiye ile ABD arasındaki Uişkinin gi- derek savıuunadaıı çok ekonomik agııiık- h bir temete otıırap oturataymcajı" yolun- daki bir soruya Wolfowitz özetle şu yanıtı verdi: "Bu bütün dünyada geçerli olan bir trenddir. Ancak güvtalik çıkarlanun tü- müyle unutulacagı api^mına gelnemeH. Öte yandan ekoaomik büyümcyi de güven- liğin bir unsunı olarak degerleadiriyonız? Ankara'da Milli Savunma Bakanlığı, Ge- nelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakan- lığı yetkilileriyle görüştükten sonra dün ül- kesine dönen Paul Wolfowitz, Irak ve Su- riye'den kaynaklanabilecek tehditler kar- şısında NATO'nun tutumunun ne olacağı konusundaki bir soruya ise "Eger böyle tehditier gettşecck olnna, b u l v bir NA- TO ülkesi olan Tnridye'yi Ogflendirecegi gi- bi tüm NATO'yn da ilgUendirecektir. NA- TO anlaşması bo konuda son derece •çıktır" karşılığını verdi. İSRAİL DEPOL' — Maskeli Filistinlfler, Kudus tekı Du- yuruyusie, tsrail defol' sloganlan atülar. FUistİBİUer, "FUUda'in Özgöriügü İçin DcmokraÜk Cepbe" üyesi olduklanaı bUdirdüer. tsraileskiDışişleriBakanı Moşe Arens Banş. Araplara bağhDış Haberler Strvisi — tsrail eski Dışişleri Ba- kanı Moşe Arens, Filistinlilerle barış anlaşması imzalamalarının komşu Arap ülkeleri ile ilişkile- rinin "normalleşmesine" bağh olduğunu açıkla- dı. Arens, "Banşın saglanması için sadece tsrail -Filistin ilişkilerinin degil hrail ile komşu Arap ülketerinin ilişkilerinin de gelişmesi gerektigini, bi- zim kadar ABD'nin de görecegini amuyoram" şeklinde konuştu. Bir Israıl hücurabotunun "için- de Filistinli teröristlerin bulunduğu" öne sürüJen bir botu dün batırdığı bildirildi. Haberde, "Filis- tinlilere ait olduğu" belirtilen botta iki silahlı ki- şinin bulunduğunun sanıldığı ve çıkan çatışmada bu kişilerin öldüiü bildirildi. Bota saldın Bir lsrail askeri sözcüsü, konuya ilişkin olarak Reuter'e yaptığı açıklamada, "Lübnan kıyılarında normal devriye görevi yapan bir hücumbotumuz, Israil'in kuzey bölgesine terörist bir saldın gerçek- leştirmek amacıyla 30 deniz mili hızlailerleyen bir terörist botu batırdı" dedi. Sözcü, botta bulunanların tsrail hücumbotuna roket mermisi ve silahlarla ateş actığını kaydetti. KANADA/OUEBEC EYALETİ Tarklı statüye' karşı engelleme Quebec eyaletinde, 'ayrı kültüre sahip bir toplum olduğunu' belgeleyen anlaşmanın onaylanmama tehlikesi doğdu. Onay süresi dün doldu. Başbakan Mulroney süreyi uzatmaya çalışıyor. Dış Haberler Servfei — Kana- da'nın Quebec eyaletinde "ayn kaltüre sahip bir toplnm olduğunu" belgeleyen Meech La- ke anlaşmasmın onaylanma işle- minin önceki günkü gelişmeler so- nucu tehlikeye girdiği açıklandı. Anlaşmamn yürürlüğe girebilmesi için tanman üç yıllık sürenin so- na erdiği dün gece yarısına kadar on eyalet tarafından imzalanma- sı gerekiyordu. Kanada Başbaka- nı Brian Mulroney'in başkent Ot- tawa'da anlaşmanın gecerliliğini yitirmemesi için süreyi uzatmaya çalıştığı bildirildi. Anlaşmanın Quebec eyaletine gerektiğinden fazla güç tanıdığı- nı üeri süren Manitoba ve New- foundland eyaletleri, anlaşmayı imzalamayacaklarını sürenin dol- masına bir gün kala açıkladılar. Nevvfoundland Başbakam Qyde Wefls anlaşmanın "bem Kanada'- nın hem de Quebec eyaletiain aznn vadeli gelecegi açtsından yanfa}" olduğunu savunuyor. Ma- nitoba'da da anlaşmanın eyalet meclisinde görüşülmesi, teknik olanaksızüklar Ueri sürülerek bir hafta sonraya endendi. Senatör Lowell Murray, son gelişmeler sonucu Quebec eyale- tinin 1982 anayasasuu imzalaması ve ülkede dil farklüığından mey- dana gelen gerginliğın yatışması- mn tehlikeye düştüğünü belirtti, oysa Meech Lake anlaşması ile Quebec'teki aynhkçı güclerin bas- ürüması ve eyalete farklı bir sta- tü tanıyacak maddenin eklenece- ği anayasaya imza atm^lan amaç- lanıyordu. Anlaşmanın tamamen öhneme- si için parça parça onaylanabile- ceği Ueri sürülüyor. Quebec'in "farklı bir tophun" olması ile il- gili maddenin kabul edilmesi için yedi eyaletin onayı yetiyor. Yedi eyaletin halklan Kanada nüfusu- nun yansmı oluşturuyor. Manito- ba ve Newfoundland nüfuslannm toplam nüfus içindeki yeri ise yüz- de 6'yı geçmiyor. Ancak bu rur bir parçalı onay yönteminin eya- let mahkemelerinde itirazla kaf- şılaşabileceğine dikkat çekiliyor. t N m\ SUHEBİANK MA6AUSI M l İSTEYENLERYeni Sümerbank Magazası yapmak istediginiz gayrimenkulün şehrtni, kasabasını, semtini, konumunu, çevresindeki satış yerleriyle iüşkisini, satış imkânlarını ve aklmıza gelen bütün ayrıntılan ile ilgili bilgileri vakit geçirmeden size en yakın Bölge Müdürlüğüne bildiriniz. Bayilik, değerlendirmeler sonucunda, taradarın bir sözleşme imzalamasıylâ başlavacaktır. ımıp oınnıı.İşletmeciliğine talip olduğunuz Sümerbank Magazasının, durumunu, satış imkâniannı, kadrosunu, demirbaş ve ürün stokian bilgilerini, vakit geçirmeden size en yakın Bölge Mudürlugünden alın. İlgili başvutu formunu dokJurun, Sümerbank Pazarlama İşletmesi Müdürlüğü'ne müracaatımzı yapın. Bayilik, değerlendirmeler sonucunda, taraîların bir sözleşme imzalamasıyia Sümerbank, aynı yerde birden fazla bayilik vermemeye özen gösterecektir. sahş limitlerini tırttunnaya... ve Sümerbank; YüksekVerimli Bir İşbirliği İnancıyla Sizleri Bayii Olmaya Davet Ediyor II » i i ıv SÜMERBANK TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI AİLE MAĞAZASI Ş P-A Z  « L A M A İ Ş İ~ f Bahtekapı! ISTANBUl; Tel.-. <1> 511 6 9 JO Sânlral - 526 70 05 Istetme Muduni 5 Jeiek-s: 38 651 sbpam tr.; Telgral: Sûmertekî - Islanbul; Faki: 322 41 " Z A R L I Ş L E T M E S İ B Ö L G E M Ü D Ü 4dw M p Modurfafrı W*m. 171) 15 81 49 fcUo. 63 028 udfam tt Fjte 15 25 29 faynn Um M â M * fctefcn -351 12 27 19 lelefa. 49 555 stcyb » Fjfa. H 36 96 [•H A A n Mge Madtıtğ£ı letenn [4ı 324 42 88 %Ms: 44 035 shrinn IT Fjks 312 15 47 tooet 1 % MfidürlûtM W * n 21) 12 58 2' Vtk 33 2U *im ıı Fiu H W58 h t t e » Bolff Mudurtotu 1*fof I(J611 15 536 fehfc. 56 137 sfcub ıt Faks 35 401 «onra K%t MWriû|i IHenn 1331 11 99 81 üfcte 48 156 4ob u Fab. 12 81 06 Dnartuiar M p ^ıdulu^ı 1c*(on 1831 10 167 Teteto 72 »9 sudı tt Fab. 24 338 SmuıHfeMMp feM» 136) H 01 13 fetts 82 M>7 lurm tı Fafa 11 01 15 E n ı n ı tügt Muduri^ı Wdon (011)36 992 Web 74 «M s«b tr F*s 17 133 Snas ioip Mâ*ri*u feiefan 14771 13 004 VUh 49 127 usfa tt FAs. 13 005 Mi)<t» lolgf Mudurlu*u t h n ı ,22) 11 56 W leiek- 35 182 ni» tr F ^ 11 56 21 Tnhm 1 % Mudurtûju t K n t 1031) 15 747 feHs 83 136 tıix tt Fifa 12 505 Isfartı W j t Muduriu^ı Udon. 1327) 15 809 tMs 59 0O6tönlı Fab- B 171 ttn M * Mufarh# Vlaon «0611 !3 015 M u 73 121 y ü ır Fjte n 78i »Mon ni 160 39 53 Wete: 26 358 «t> tr Flb Kİ 52 32 ZmıpAU M r M i d l r l * fetefon (381) 37 985 leteks. 48 656 usb tr Fils 19 316 Hcfon (5D 13 61 18 Mete 53 441 sufam Ir F*i U 49 81 OIC Uhofa ftrtM fcWon 15201 71 131 Keki 53 377 sm t ••••• DUNY4DA BUGI1N AUSIRMEN Vitrin PolitikasıCumhuriyet okuru olan bir dost sordu: — Vitrin politikası nedir? Vitrin politikası, vitrin ile göz kamaştırıp karşısındakini etkile- meye yönelik yöntemdir. — Yani bütün ulkelerin yaptığı, adına tanıtma ya da propagan- da denen yöntem. — Pek değil, vitrin politikası tanıtmadan biraz farMı. Tanıtma- da, dükkânda var olanı, vitrinde en iyi şekilde sunmak, göster- mektir esas. Ama vitrin politikası başkadır. — Nasıl başkadır? — Vitrin potitikasında, var olan bir malın en iyi biçimde su- nulması değil de vitrine dükkânda bulunmayan şeyler koyarak dükkânın iç pehşanlığını gözden kaçırmaktır amaç. — Bugünkü iktidar vitrin politikası uyguluyor derken bunu mu kastediyorsun? — Evet, tıpatıp bunu kastediyorum. Bugünkü iktidar gerçek- te dükkânda olmayan şeyleri vitrine koyuyor ve ülkenin iç duru- munu saklayarak dış dünyayı etkilemeye çalışıyor. — Ne gibi? — Örneğin düşünce özgürlüğü gibi... — Yani? — Yanisi şu, bizim haşmettu, şevketlu ve devletlular düşün- ce özgürlüğünden özgürlüğe verdikleri önemden söz eimiyor- lar mı yabancılarla konuşurlarken? — Evet ediyorlar. — Peki ediyorlar da gerçekte Türkiye'de düşünce özgürlüğü, düşünceye saygı var mı? — Doğrusunu söylemek gerekirse yok. — Hah işte buna vitrin politikası derler, olmayanı vitrine ko- yup içerisi hakkında yanlış fikir veriyorsun. — Peki onu anladık da yurtdışındaki tarihi sergilerte, vitrin po- litikası arasında ne ilişki var? — Gayet basit, aslında bu ülkedeki yönetimin, o sergilerin dü- zenlenmesine karar veren siyasal otorıtenin, sergilerin yansrttı- ğı tarih ve zenginlikle hıçbir ilişkilerı yok. Ama sanki varmış ve onları özümsüyormuş gibi gorünmeyi yeğliyorlar. — Neden? — Neden olacak, çok zengin bir gecmişin ve kültûrün miras- çıları olarak görülüp saygı toplamak için. Oysa Türk-islam sen- tezci kafa, Anadolu'nun Müslüman kavimlerınin tarihi ve kültü- rü -ki onu da tam kavrayamıyor- ötesini özümseyip anlayamıyor. Hatta Anadolu'daki varlığım ve gücünü fütuhata bağlıyor. — öyle ise neden özümsemedikleri bir geçmışle övünmek ge- reğini duyuyorlar? — Bugün yaptıklarında övünülecek hiçbir yan yok da ondan. Ne yani... Baskı, işkence, düşünce suçlan yüzünden hapse adam atmakla mı övünsünler. — Belki de aralarında övünüyorlardır ne biliyorsun? — Aralarında övünebilirler, hatta "dövlet mövlet" diye nutuk- lar da atabilirter. Ama insanlık aılesi içine çıktıklannda kimse burv lara kulak asmıyor ve saygı göstermiyor, o yüzden de kuzu pos- tuna bürünmüş kurt gibi, büyük tarihsel zenginliklerin, kültürie- rin mirasçısı rolüne soyunuyortar. — Bu bilinçli, iyice hesaplanmış, en tepedekilere kadar her- kes tarafından benimsenmiş bir politika mı? — Hiç kuşkun olmasın Bak Sayın TÖ'nün Başbakan iken "yazdığı!" Avrupa ve Türkiye adlı Fransızca kitaba, orada da Ha- likarnas Balıkçısı'nın Sabahattin Eyuboğlu'nun, Yunanlı tarihçi dostum Dimitri Kitsikis'in görüşlerinden alıntılar yapılarak o ta- rih görüşü benimsenmiş. — Yani kısaca? — Yani kısaca, Osmanh'nın yalnızca bir Türk İmparatorluğu olmadığı görüşü. r'abii tütunat görüşü de reddediliyor. — Neden? — Neden olacak Avrupalıya yaranmak için, bizim de taa es- »kilerden beri Avrupalı olduğumuzu güya kanıtlamak için. Ama kitabı yazdığı söytenen kışi bu görüşlerinden bir tanesinı bile ken- di kamuoyu önünde savunamaz. "Savunurum" diyorsa al ben- den ona bir "hodri meydan." Versin bir randevu, kitap üzerine sorulu yanıtlı bir söyleşı yapalım yayınlanmak üzere. — Evet oldukça ılginç bir yöntem bu vitrin politikası. Peki bu- nu ilk bulan ANAP mı? . — Her ne kadar mostralık geleneği bizde var ise de potttika ANAP'ın özgün bir buluşu değil. — Daha önce uygulayanlar olmuş mu? — Çoook, ama sana çarpıcı bir örnek vermek için şunu söy- leyeyim. Tarihte bu polrtikayı en yüzsüzce uygulayan ise Rus Ça- riçesi Katerina II idi. — Ne yapıyordu? — Eskilerin deyişiyle müstebidin, baskıcının âlâsı olduğu hal- de, Diderot ve Voltaire gibi düşünürlerle mektuplaşıyor, onlann düşüncelerini onaylar görünerek dünyada sanki özgürlüklerden yana bir insanmış görüntüsünü uyandırıyordu. — Vay hayasız vay. Yahu bu tıpkı biz... — Sus da, suç işleyip başımızı derde sokma! Bazı şeyieri her- kes bilir, ama yasa zoru yüzünden açık açık söylemez. — Desene, bu vitrin politikası oldukça iyi sonuçlar veriyor ve yıllardır ülkeyi tanıtamamaktan yakınan bizler, ANAP'ın vitrin po- litikası sayesinde çok itibar sağlıyoruz. — Sanmıyorum. Mostraları iyi yerleştirmek manavlıkta da bir hünerdir. Ama hiçbir akıllı mahalle manavı bu rşte çok ileri git- mez adı sahtekâra çıkmasın diye. — Yani? — Yanisi şu ki, bu politika abartılınca, güvenilirlik iyice yitiri- lir. Kısa sürede insanlar vitrin ile dükkân arasında fark olduğu- nu anlarlar ve bir daha ne dükkâna itibar ederler ne de vitrine göz atarlar, hatta... — Hatta ne? — Hatta, ondan sonra vitrine gerçekten dükkânda olan tanı- tıcı malzemeyi bile koysan kimseyi inandıramazsın. — Peki şimdi ANAP'ın vitrin politikası hangi asamada? — Bunu anlamak için, Amerikan dostu diktatörler adı altında ABD'de piyasaya sûrülen oyun kartlarından birine ve bu kart- lardan birindeki kişi ile ilgili olarak kimi diplomatlarımızın gös- terdiği tepki karşısında. Spiegel'in, "Tûrkler buna rtiraz ediyor- lar, ama ülkelerindeki gerçek tıpkı öyle" diyen yorumuna bak. Üstelik.. — Üstelik ne? — Üstelik tüm bu politika güya ustalıkla sürdürülürken bazen vitrine, kristal dükkânına giren fil benzeri her şeyi kırıp döken öyle biçare maskaralar, palyaçolar sürüyorlar ki vallahi herkes gibi ben de başlıyorum gülmeye. — Yani senin yaptığın, atalarımızın da dediği gibi ağlanacak halimize gülmek. — Peki ne yapsaydım? Eğer gülmek yerine bütün bu adanv ları ciddiye alsak daha gülünç olmaz mıyız? Ne dersin? KKTC l e k partili' yerel seçimler bugünLEFKOŞA (Cumhuriyet) — KKTC'de toplam 102 bin 230 seç- Kuzey Kıbns Turk Cumhunyetı'n- de (KKTC) bugün yerel seçimler yapüıyor. îktidardaki Ulusal Bir- lik Partisi (UBP), yerel seçimler- de yalnızca bağımsız adaylarla ya- nşacak. Muhalefet panileri, bu- günkü seçimlere katılmıyor. KKTC yeıel seçimlerinde 22 be- lediye başkanı, 118 muhtar, 233 ihtiyar heyeti üyesi ve 27 beledi- ye meclis üyesi beliılenecek. Se- çimlerde 85 bin 901 seçmen, 354 sandıkta oy kullanacak. Oy ver- me işlerni saat 08.00'de başlayıp 18.00'de sona erecek. Ülke genelinde 28 belediye bas- kanından 6'sı, 234 muhtardan 116'sı 936 ihtiyar heyetinden 703'ü ve 206 belediye meclisinden 179'u, tek aday olmalan nedeniy- le seçilmiş sayüdı. Bu nedenle, menden 85 bin 901'i oy kullana- cak. Bugün yapüacak yerel seçimler, partiler açısından da ilginç bir özellik taşıyor. Genel seçimlerde 34 milletvekili çıkararak mecliste çoğunluğu sağlayan UBP, yerel seçimlere tek parti olarak katılı- yor. UBP, bugünkü seçimlerde yalnızca bağımsız adaylarla yan- şacak. Yapılan nabız yoklamala- n, UBP'nin, belediye baskanlık- lannın çoğunu alacağını gösteri- yor.KKTC'de cumhurbaskanhğı se- çimi ile başlayan siyasi kriz de hâ- lâ sürüyor. Genel seçimlerden sonra, üç muhalefet partisinden milletvekili olmaya hak kazanan 4 kişi, mecliste yemin törenine ka- tılmışlar, kalan 12 milletvekilinin unvanları ise düşmüstü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear