Catalog

25 MAYIS 1990 CUMHURÎYET/7 INSANLAR FÜSUN ÖZBİLGEN G Ö R Ü Ş Yaşlı ve genç Yaşlı bir cennet kuşu olmaktansa, genç bir ağustos böceği olmak daha iyidir. Marfc 1Wain BELEDİYE BAŞKANI TAŞDELEN'DEN AKBULÜT'A Çankaya'da hodri meydan "ÇANKAYA" denilince ak- la hemen Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve ailesi geliyor. Ancak Çankaya'nın başka sahipleri de var. örneğin Çankaya Be- lediye Başkanı Doğan Taşde- ira. Belediyelerde SHP iktida- ra gelir gelrnez kendinden ön- ceki belediye başkanının yol- suzluklannı teker teker sapta- yıp adalete intıkal ettiren be- lediye başkanı. Yine ayru belediye sınırlan içinde oturan Başbakan Yıldı- nm Akbulut ise Taşdelen'in hanrladığı dosyalara gözlerini ve kulaklarını tıkamış, sanki çok uzaklardan gelen bir ses- miş gibi duymamaya, görme- meye çalışıyor. Doğan Taşdelen kendinden önceki belediye başkanı ANAP'lı Erdoğan Yavuztarm yaptığı tüm işlemleri teker te- ker incelettirip saptadığı yol- suzlukları dosyalar halinde İçişleri Bakanlığı'na iletti. Bu dosyalarda Çankaya'ya döse- nen pembe kaldırımlarla ilgili hesaplann nasıl şişirildiğini ve burada belediye bütçesinin na- sıl doiandınldığı, rakamlan ile tek tek sıralanıyordu. Aynca Çankaya Belediyesi'nin arsala- Doğan Taşdelen (sagda) ANAP'h Belediye Başkanı Erdoğan Yavnz- lar'ın elini sıkarak görevi devraldı, ama eski hesaplan teker teker inceletip dosyalan hazırladı. rının nasıl belediye meclisinin onayı filan alınmadan yok pa- hasına elden çıkarıldığı, ihale tutanaklannın düzenlenmedi- ği, belediyenin milyonlarca Ii- ra zarara sokulduğu raporlar- la saptanmıştı. Bu raporlar gereği açılan mahkemelerde Taşdelen haklı çıktı ve düşük bedel gösterile- rek satılan arsalanmn bir kıs- mmı geri almayı başardı. An- cak bu yolsuzluk işlemini ya- panlar hakkında dava açılabil- mesi için İçişleri BakanuğYnın "izin vennesi" gerekiyordu. Dosyalar İçişleri Bakanlığı'na gönderildi ve o zamandan be- ri yolsuzluk soruşturmalan için gerekli izin alınmadı. İçiş- leri Bakanhğı tek satır cevap vermiyor, görmüyor, duymu- BAYAR'IN BASTONU Partili cumhurbaşkanı TÜRKİYE partili cumhurbaşkanı dönemini DP'li yıllarda yaşadı. Zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar, aynı zamanda Demokrat Parti'nin de lideri görünümündeydi. Adnan Menderes gibi karizması olan bir başbakanı olmasına karşın, yine de DP amblemli baston ile dolaşması tarafsızlık anlayışına ters duştüğü için büyük eleştiri konusu olmuştu. Sonraki cumhurbaşkanlan herhangi bir siyasi parti ile yakın ilişki görünümünde olînadılar. Son Cumhurbaşkanı Turgut Özal ise yine Bayar gibi partili görüntü vermekten çekinrniyor. Bayar dönemi askeri müdahale ile sona erdi. Bu kez herkesin arzusu bu görünüme demokratik yollardan son vermek. Fotoğrafta Celal Bayar, cumhurbaşkanı olarak ünlü DP armalı bastonu ile gezerken görülüyor. YANLIŞ DAMATLA EVLENOILER Karışan gelinler OBTA Hindistan'ın Madhya Pradesh eyaletinin Patan kentinde oldukça komik bir düğün yapılmış. DüğUnun ilginçliği gelinlerin birbirine kanşmış olmasından doğuyor. India Times gazetesindeki haber, olayı şöyle anlatıyor: "Iki Hindu gelin yüzleri uzun örtülerle kapalı olduğu için yanlış damatlarla evlendiler. Düğün töreni hızla gerçekleştirildi. Uzun peçeler gelinlerin yüzlerini örtüyordu. Hindu geleneğine göre gelin damatla beraber bir ateşin etrafında 7 kez döner. Gelinler uzun örtülerden dolayı gerçek nişanlılannı seçemediler, damatlar da gelinleri. Böylece her iki gelin de kendi evlenecekleri damatla değil de diğer damatla birlikte ateşin etrafında yedi adımı tamamladı. Gelinler düğünden sonra peçelerini kaldırıp yanlış kişi ile evlendiklerini fark edince çığlığı bastılar, ama çok geç kalmışlardı. ÇünkU kentin yaşlılan "Artık geri döniiş olmaz yedi adımı birlikte attınız" dediler. Böylece istedikleri kişilerle evlenmeleri mümkün olmadı, yanlış damatlarla evlüik yaşamına başladılar. Kıssadan hisse: Başını, gözünü, yüzünü iyice örtmek için eylem yapan bayanlanmıza, böyle tehlikeli durumları da düşünmeleri hatırlatılır. yordu. Üstelik yolsuzlukla suç- lanan eski belediye başkanı Er- doğan Yavuzlar, Sümerbank Yönetün Kunılu üyeliğine ge- tirilmişti. Taşdelen yolsuzluk soruştur- malan için İçişleri BakanhğYn- dan izin alınmasını aylardır bekleyedursun bir de baktı ki komşusu Başbakan Yıldınm Akbulut TV ekranlarına çık- mış bağırıyor: "Belediyelerde yolsuzluklar ayyuka çıktı.." Taşdelen'in tepesi, beyni at- tı. Hem ciddi ciddi komisyon- lar tarafından hazırlanan eski belediyelerin yolsuzluk dosya- larını aylardır ele alan olmaya- cak hem de Başbakan, TV ek- ranlarından şimdiki belediye- leri suçlayacak. Taşdelen hem Akbulut hakkında "bir kurusluk" tazminat davası açtı hem de şunları söyledi: "Göndersin miifettişlerini, hesaplanmızı incelettirsin. Bu- labilüierse, yolsuzluklanmızı her akşam radyo ve TV'den ya- yımlatsınlar. Her akşam ban- gır bangır bağırarak sıraladık- lan iftiralannı degil. tktidann bugünkii davranışı, "Çamur at, izi kalır" kolaylığından me- det ummak. Ben şimdi Başbakan'a bir öneride bulunuyorum. Yalan- yanlış verilerle, bu belediyele- ri iftira bombardımanına tot- mak ve vatandaşa hizmet ve- remiyorlar diye suçlamak yeri- ne, bizim hazırlayıp, İçişleri Bakanlığı'na sundugumuz yol- suzluk dosyalannın ve savcılı- ğa yaptığımız suç duyurulan- nın gereklerini yerine getirsin. Biz 26 Mart 1989 öncesinde vatandaşlanmıza, biitiin yol- sudukların uzerine gideceği- miz söziinü vermiştik. lşbaşı- na gelir gelmez verdiğimiz sö- zün doğrultusunda çalışarak hazırladı&ımız yolsuzluk dos- yalarını içişleri Bakanlığı'na verdik. Bunlann sayısı şu an- da 23'tür. Başbakan, eğer ce- sareti varsa bu dosyaları gün- deme getirsin. Getirsin ki, va- tandaş da gerçegi öğrensin. Ben her fırsatta bu isteğimi be- lertlim. Bu kez de hodri mey- dan diyorum. Ve iddia sahip- lerini er meydanına çagınyo- nım. Yüzleri ve cesaretleri var- sa bu meydana çıksınlar. Başbakan başta olmak üze- re, iktidar partisinin çeşitli ka- demelerdeki yöneticilerinin durmadan yinelediklerinin ak- sine, yolsuzluklar gecen döne- min ANAP'lı belediyelerinde ayyuka çıkmıştı. Öyle olmasa, bugünkü belediyeiere bırakılan milyarlarca liralık borçlan ney- le açıklayacaksınız? Kendi be- lediyemden birkaç örnek ver- mek istiyorum. Çankaya ilce- sinde seçim asfaltları dışında (onlar da kısa sürede delikde- şik oldu) dişe dokunur hiçbir hizmet yokken 66 milyar borç nasıl yapdmıştır? Bu borcu şimdi biz ödemeye çalışıyoruz. Niçin aylık ve ücretlerini ala- mamış belediye çalışanları bı- rakılmıştır geride? Ve bize ne- den, bir tek aylık kirası bile ödenmemiş ve tahliyesi kesin- lesmiş bir bina, oturacağım koltukla, dosyamı koyacağım masası icralı bir belediye dev- redilmiştir. Başbakan, bunla- nn nedenlerini açıklasın her şeyden önce."' 110 BİN LİRALIK YEMEK Bağış karşılığı gazete 14 Nisan 1990 tarihli gaze- temizde, "Sözen'den hayali ye- mek davetiyesi uyansı" başlıklı bir haber yer almıştı. AA mahreciyle yayımlanan haberde İstanbul Belediye Baş- kanı Nurettin Sözen, bazı ki- şi lerin belediyenin adını kulla- narak yüksek fiyatla yemek davetiyeleri sattıklaruıı açıkla- yarak bu kişilerin "Belediye Başkanı ile lşadamlannı Tanış- ürma Gecesi" adı altında sahte yemek davetiyeleri bastırarak bunlan zorla satmaya çalıştık- lanna dikkat çekiyordu. Sö- zen, "Bütün İstanbullulardan ve şirketlerden isteğim, daveti- ye satan, bağış toplayan bu ki- şileri bize bildirmeleri ve kesin- likle onlara inanmamalandır. Liitfen hiç kimseye para ödemeyiniz" uyansında da bu- lunuyordu. Haberde bu yemek davetiyeleri ile ilgili olarak Faik Onanr'ın da adı geçiyordu. "Belediye Emeklüeri Daya- nışma ve Yardımlaşma Derne- ği" Başkanı Faik Onarır'ı der- neğin yayın organı olan "Tüm Belediye Sorunlan Gazetesi"- nin Yenikapı Karides Müzik- holU'nde yapılan yemekli "Ba- sın Şoleni"nde bulduk. Girişteki bir masanın uzeri- ne iki genç kız tarafından "bağış" karşılığı verilen "Tüm Belediye Sorunlan Gazetesi" konulmuştu. Davetiyelerin 110 Zabıtadan emekii Faik Onarır pahalı yemekler duzenliyor. bin liradan satıldığı yemekli gecede 800 konuk, ordövr, bö- rek, et, pilav türü yemekleri yi- yip, yerli içki içtiler. Dernek Başkanı Faik Ona- rır, İstanbul Vali Yardımcısı TSecati Develioğlu'nun Beyoğ- lu Kaymakamlığı yoluyla Emi- nönü Kaymakamlığı'na tebliğ ettiği izin belgesini ısrarlı bir şekilde gösterdikten sonra ar- kadaşımız Muharrem Aydın- ın sorulannı yanıtladı: — Deraeğiniz nasıl kurul- du? Ne gibi calışmalar yapı- yorsunuz? ONARIR — Dernek mi? Geçen yıl nisan ayında kurul- du. Yasaldır, tüzel kişiliği var- dır. Derneğimizin üyeleri bele- diyeden emekii olmuş kişiler- den oluşuyor. Biz şimdiye ka- dar 70 aileye yiyecek yardımı yaptık. — Derneğinizin ve gazete- nin tstanbul Belediyesi ile bir resmi ilişkisi var mı? ONARIR — Şimdi beledi- DEĞİŞİK BİR DAVET •umuz ç t'Je BABASI TODOR VESELINOVIÇ t/uuatt-z. BABASI GORDON MILNE Ankara'da 30 mayısta ye acayip bir yerdir. Sadece be- lediye değil, devlet de aynı şe- yi yapıyor. Yani emekii olun- ca insanlan dışlıyorlar. Beledi- yeden bir müdürle görüşmeye gitsem, kimlik sorup, h'fiviyet istiyorlar. Ben orada yıllarca zabıta olarak çalıştım ve bele- diyeye hizmet ettim. Ama bizi dışladılar. Belediyeyle bir ilgi- miz yok... — Gazetenin satışı nasıl olu- yor? ONARIR — Teberru yoluy- la veriyoruz. Ücretli olursa fa- turaya girer. — Davetiyeleri 110 bin lira- dan satmışsınız. Bu parayı na- sıl değerlendireceksiniz? ONARIR — "Belediye Emeklüeri Yardımlaşma ve Dayanışma Dernegi"nin bir sosyal faaüyeti olarak çıkardı- ğımız 'Tüm Belediye Sorunla- rı Gazetesi"nin bir sayısının maliyeti 2 milyon dört yüz bin liradır. Bu paraları da gazete için ve diğer yardımlarda kul- lanacağız. Yasa gereği bu tür geceleri yılda üç kez düzenle- me hakkımız var. Aynca bu gece Tophane'deki Ersel Tica- ret'in derneğimize bağışladığı televizyon ve elektrik süpürge- sini piyango ile satacağız. 300 adet numara hazırladık. Tanesi 10 bin liradan davetlilere satı- lacak ve kura sonucu bu hedi- yeleri vereceğiz. HAYVANLAR İSMAlL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK PİKNİK PtYALE MADRA ME DI>OB.NJE îsrî- HIZLI GAZETECİ yECDET ŞEIS TEVFİK BUĞOAY (57) Bilim ve siyaset adamı • Sonuç aynen tahmin ettiğim gibi oldu. Yaşatmazlar böyle namuslu adamlan siyasal arenada; harcariar. Mesela Ertuğrui Tünay'ı nasıl harcadılar? Öyle adamların şansı yoktur. Önce gazeteler saldırır, işadamları parayı keser, karşısına rakip çıkarılıp desteklenir... Bin türlü yolu vardır siyasetçi harcamanın. Düzenle uzlaşanı genel sekreter, uzlaşmayanı da ihraç ederler. DERYA BAYKAM (46) Siyasetçi Cumhuriyet çizeri aklı sıra "kızım sana söylüvDrum, gelinim sen anla" demeye jetiriyor. Vbk mu ya, düzente uzlaşmış bir genel başkan olmaktansa, ilkeli bir sıradan vatandaş olmak daha şeymiş. Sen o laflan külahıma anlat. Nah istifa ederim. Gün getecek, o hint horozunu bile partiden ihraç edlcem. Halet Narin'ı de çalışma bakanı yapıcam. Belki Alpkaplan Torttişl de içişleri bakanı yapanm. Pol Hanzoyu milli savunma bakanı filan yapanm. Keyif benim değil mi, dünya ittifak dünyası, ben de müttefiklerimi doğru yerierden seçtim. ÇİZCtLtK KÂMtL M.4SARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHATS GÜRSES GARFIELD jm DAVIS i ¥ O E77V1E J tM l NE yf 8ûr$ =pfe//vır o . ^ ^ j/DERJl/1 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARBİAN 25 Mayıs TARIHCI CEVDBTRASA. 1B9S'TE AHMET ceı/oer A4&4, ire OEVl£TAG4*U KOHUYUCULUâtJ ALTtMPA ££ÇM/f, ŞA İLE / ' OC- >M KoyuoitJ cevper &)$*, ç VEPYEMİ B/& YAPfT MEYPtAHA SETl/SMtÇTİ. YAŞAMI goruflJC/l I/AL/L/K VE N*£t/St./K. £8*- KANLIK^) Sİ8İ ETİK/A/ &EISLET GÖA&I/L&l/A/- OE BUUJNMUŞ, SU A/eAPA MEPEM' HUKUK ÜZEftiNDE ÖMSMU Ç4UÇM4L4& yHPMfÇTT. CEl/PET PAÇA, TANZİMAr DEVGİ'M'N Öti/PC GELEN DEVLET ısC F/KİK APAULA&NBAAID4