29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbi'nin adayı Yeltsm e karşı • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nin en büyük cumhuriyeti Rusya Federasyonu'nun devlet başkanlığı için radikaJ muhalefetin adayı Boris Yeltsin'e karşı Sovyet Kotnünıst Partisi'nin, tek aday olarak cumhuriyetin bugünkü başbakanı Alexandr Vlasov'u göstereceği biidirildi. Resmi haber ajansı TASS, SBKP politbürosundan aday üye olan Alexandr Vlasov'un Komünist Partisi'nin tek adayı olarak kaimasının, Yeltsin'in seçilme şansını azaltacağını bildirdi. ABD, Çin'i 'kayırıyor' • WASHINGTON (AA) — ABD Başkanı George Bush, Çin'in ticarette en çok kayınlan ülke' statüsünü bir yıl daha uzattı. Bush, bunun zor bir karar olduğunu, ancak Amerikan ve Çin halkının uzun vadeli karşılıkh çıkarları için en iyisinln olması dolayısıyla aldığını açıkladı. George Bush, serbestleştirilmiş göç yasasını çıkanncaya kadar Sovyetler'e bu statüyü tanımayacağını da belirtti. Kim İl Sung yine hagkan • TOKYO (AA) — Kuzey Kore'de Kim İI Sung yeniden devlet başkanlığına seçildi. Komünist Parti Sekreteri Ho Dam ise görevinden alındı. Tokyo'dan dinlenen Kuzey Kore Radyosu'nun haberine göre 78 yaşmdaki Kim fl Sung, Yüksek Halk Konseyi tarafından beşinci kez devlet başkanlığına getirildi. Kim İl Sung, bugünkü seçime tek aday olarak katıldı. Kopenhag'da 5 haziranda başlayacak InsaniBoyut Konferansı Ankam'yı düşündürüyor Türkiye'ye AGIK kıskacıANKARA (Cnmhuriyet Biirosa) — Türkiye, insan hakları konusunda "zor" bir döneme giriyor. Bu konuda Ankara üzerinde son cfenemde yoğunlaşan eleşti- rilerin, gelecek ay yapılacak Avrupa Gü- venlik ve tşbirliği Konferansı (AGtK) In- sani Boyut Toplantısı'nda "doruk" nokta- sında yoğun biçimde gündeme getirilmesi bekleniyor. Kopenhag'daki toplantıda Türkiye'yi "agır" suçlamalarla karşı kar- şıya bırakabilecek konular arasmda "Kürt sonınu", gözaltındakilerin avukat ve yakm- lanyla görüştürülmemesi (inccomunicado detention), işkence, basın özgürlüğü, du- şünce suçları ve örgütlenme hakkı üzerın- deki kısıtlamalar ön planda yer alıyor. llki 30 Mayıs- 23Haziran 1989 tarihler arasında Paris'te yapılan AGtK lnsani Bo- yut Konferansı'nın ikincisi 5-29 Haziran 1990 günlerinde Danimarka'nın başkentı Kopenhag'da gerçekleşecek. Açılışında Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ali Bozer'in temsil etmesi beklenen konferans, AGtK üyesi 35 ülkenin yeni gelişmeleri değerlen- dirmesi açısından büyük önem taşıyor. Konferansın Türkiye bakımından Paris'teki toplantıdan farklı yönunü ise Ankara'nın eleşüri konusu >-aptığj "Bulgaristan", "BaO Trakya" gibi sorunların geçerliliğini bir öl- çüde yitirmiş olması ile Türkiye'deki insan hakları uygulamaları konusunda Batı'da duyulan kaygıların giderek yoğunlaşması oluşturuyor. Doğu Avrupa ülkelerinde son bir yılda hızlanan demokratikleşme sürecinin de es- kiden bu ülkelere yönelen eleştirilerin aza- larak dikkatlerin Türkiye gibi ülkelere çev- rilmesine yol açabileceği tahmin ediliyor. Nitekim son dönemde belirli rapor ve ka- rarlarla Avrupa kamuoyuna da yansıyan bırçok konuda Türkiye, "Baülı dostlan" larafından suçlanıyor. Kopenhag'da Türkiye'nin basını ağrıt- ması beklenen son gelişmelerin başında. di bir çalışma" olarak nitelendirilen Af Ör- güfü raporundaki bu unsurların, Kopen- hag'da Türk heyetinin yanıtlaması gereke- cek sorulara temel oluşturması bekleniyor. Batılı gözlemciler, gerek TCK'da değişik- lik guişimleri, gerekseTBKP liderleri Kutlu ve Sargın'ın 900 gün tutuklu kaldıktan son- ra tahüye edilmeleri gibi gelişmeleri "olum- lu, ancak Avrupa standartlanaa göre çok yeleısiz" bulduklannı ifade ediyorlar. Özel- likle Güneydoğu Anadolu'da yaşanan son Danimarka başkentinde yapılacak Avrupa Güvenük ve tşbirliği Konferansı (AGIK) İnsani Boyut toplantılannda Türkiye, "Kürtler", "îşkence", "Basın özgürlüğü", "örgûtienme özgürlüğü" konularında ağır suçlamalarla karşüaşabüecek. merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Af Örgütü'nün (Amnesty International) yıllık raporunda, Türkiye'de insan hakları konusunda hiçbir olumlu gdişrae olmadığı saptamasını yapması geliyor. Raporda, iş- kencenin sürmesinin yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) düşunce ve örgütlen- me özgürlüğünü kısıtlayan maddelerinde değişiklik öngören yasa tasarısının gecik- mesi ve yetersiz kapsamı da eleştirilmişti. Türkiye tarafından "yanlı" olmakla suçlan- masına karşın Batı ülkeleri tarafından "cid- olaylar ve basının bu konudaki haber ver- me özgürlüğüne kısıtlamalar getiren 413 sa- yılı kanun kuvvetinde kararname, AT ül- keleri başta olmak üzere tüm Avrupa'da "kabul edilemez" bulunuyor. Bu çerçeve- de, Ankara'ya eleştiri yönelten kurum ve kuruluşlann bugüne dek gerçekleştirdiği gi- rişimler söyle sıralanıyor: — Avrupa Parlatnenlosu'nun dün bas- layan oturumlannın gündeminde, Türkiye hakkında çeşitli siyasi gruplar tarafından hazırlanmış yedi "acil soru önergesi" bu- Türkiye, eleştirüeripüskürtmeyeçalışacak Dışişleri'nden Güneydoğu atağı lunuyor. Birleştirilerek bir vey» iki ortak metiK donüştunilmesi bekJenen önergeler- de; 1 Mayıs'ta hükiimetin tutumu, basına fiili sansür, Güneydoğu'daki durum, TBKP liderlerinin durumu üzerinde duruluyor. — Avusturya hükümeti Türkiye'deki in- san hakları durumunu gerekçe göstererek şirketlerinin Türkiye'ye mühimmat satışı- nı engelledi. Bu fiili ambargonun özellik- le Güneydoğu'daki operasyonlar konusun- daki "olumsuz" bakıştan kaynaklandığı belirtilirken Avusturya'nın, insan hakları ihlalleri nedeniyle Ankara'ya dolaylı da ol- sa somut yaptınm uygulayan ilk Avrupa ül- kesi olması dikkat çekiyor. — Türkiye ile Avrupa Pariamentosu ara- sındaki tek istişare organı olan Kanna Par- lamento Kotnisyonu'nun Avrupa kanadı, 413 sayılı kararnamenin açıklanması uze- rine "olağanüstü" toplanlı kararı aldı. Bu toplantıda, Türkiye'yle üiskilerin gözden geçirilmesi istendi. — Uluslararası Basın Enstitüsü (IP1) ge- çen hafta yapılan 39'uncu genel kurulun- da Türkiye'yi sert biçimde eleştiren bir ka- rar aldı. Uluslararası Af örgütü'nün rapo- runun açıklanmasıyla aynı güne rastlayan bu kararda, 'Avrupa Konseyi üyeliği ve AT- ye tam üye olmaya yönelik istekleriyle açık bir çelişki içinde olan basın özgürlüğü ve demokratik özgürlüklerle ilgili tüm sınır- lamaların kaldınlması Türk hükümetinden talep edildi." ANKARA (Cumhuriyet Buro- su) — Türkiye, Güneydoğu soru- nunu uluslararası toplantıların gündemine getirmeye hazırlanı- yor. Özellikle 413 sayılı kararna- meden sonra, Batı Avrupa baş- kentlerinin yoğun eleştirüerine he- def olan Ankara, PKK terörü ko- nusunda kapsamlı bir dış propa- ganda yürütme kararı aldı. Dısiş- leri Bakanlığı'nın ilgili birımlenn- de hazırlıkları yurütülen bu kam- panyamn, ilk olarak 5 haziranda Danimarka'da başlayacak Avrupa Güvenük ve İşbirliği Konferansı (AGİK) İnsani Boyut Toplantısı'n- da gündeme getirilmesi bekleni- yor. Dışişleri Bakanlığı'nın bir üst düzey yetkilisinden edindiğimiz bilgiye göre, Türkiye'nin Güney- doğu sorununu uluslararası plat- formlarda gündeme getirme kara- rı bizzat Çankaya Köşkü'nün is- teğiyle alındı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, "Güneydoğu ola\- lannın dışanda yaniış anlaşılma- sı Tirkijtfye zarar verir" diye özetleflen bir eörusle. Dısisleri Ba- kanhğı'ndan insan hakları ve te- rorizm konusunda Güneydoğu'yu baz alan geniş bir çalışma yürüt- mesini istediği öğrenildi. Bu çer- çevedeki hazırlıkların, ABD, Batı Avrupa ve Ortadoğu ülkelerini he- def alacak kapsamda başlatıldığı ve çalışmanın temel amacının PKK teronzminın uluslararası ka- muoyunda tepkiyle karşılanması olduğu belirtildi. Türkiye'nin, bu konudaki hazır- hklannın "hızb" biçimde yürütül- mesinin baslıca nedenini ise ı.azi- ran ayı boyunca Kopenhag'da ya- pılacak AGtK lnsani Boyut Top- lantısı'nda, Ankara'nın "boy he- defi"ne dönüştürülmesi tehdidi oluşturuyor. Yetkililer bu konfe- ransta insan hakları konusunda yoğun eleştirilere hedef oiması beklenen Türkiye'nin Güneydoğu olayları ve Kürt azınlığın haklany- la ilgili olarak bazı suçlamalara maruz kaimasının "ülkenin için- de bulunduğu nadk durum ve giı- venlik açısından teMike oluştura- cagı"J£Örüşünü tasıyorlar. Manila'da ABD üslerini isteyenler de var. Filipinlerdeki ABD üslerinin ka- pablmasını istemeyen Filipinlikr dun başkentteki senato binasuun önünde gös- teri düzenlediler. Filipin yönetimi ABD'nin gerekli masraflan karşıiamadıgı gerekçesi ile Subic Bay Na- val ve Clark Air üslerini kapatma karan almısü. 1990 ve 1991 yıüannda ödemesi gerekli ydlık 481 müyoa dolann 222.5 mihonluk bolümünn ödememiş oian ABD, önünde 16 aylık bir süre oldugunn ileri sürii- yor. (Fotograf: Reuter) DUNY\DA BUGf JN ALtSİRMEN Ayinesi İştir Kişinin Doğrusu ya Bülent Ecevit'in, SHP'liler'in Fato'nun popülari- tesinden, güzelliğinden, iyi fotoğraf vermesinden yararlanma- larına Deniz Baykal'ın Fatma Girik ile resim çektirmesine kızıp, bunların iktidara geldiklerınde, "ülke mi yöneteceklerini, yoksa film mı çevireceklerini" sormasına hak vermek elde değil. Su- nuş, hatta mizansen ve görüntünün politikada çok önemli bir yeri olduğunu, Bülent Bey'den daha iyi bilecek kim var? Karaoğlan söylencesınden lyiden iyiye yararlanan Bülent Bey değil miydi? Yine aynı Bülent Bey değil miydi miting alanların- da, omzuna konan beyaz güvercinleri uçurtarak halkı coşturan. Olayın perde arkasını bilen gazeteciler, o masumca uçan beyaz barış güvercinlerinin, ne ince mizansenlerin sonucu olduğunu ve Bülent Bey'in örneğin istanbul'da konuşurken, sözlerinin en heyecanlı yerinde arkasındakilere dönerek nasıl güvercinleri om- zuna ne zaman koymaları gerektiğini anımsattığını çok iyi bilir- ler. Bu yûzdendir ki Bülent Bey'iri Fatp^nun sempatisinden yarar- lanan SHP'ye yüklenmesine hak vermek elde değil. Sayın Ece- vit'in "politikada görüntüye değil, öze bakılmasını" söylemesi de pek kolay olmasa gerek. Çünkü unutmayalım ki "Karaoğlan- Çoban Sülü'ye karşı" macerasında da Karaoğlan, Çoban Sülü için seçim sandığını gayya kuyusuna çevirtirken yine kendi, hem yakışıklı hem de alçakgönüllü ve bizden, hem öfkeli hem seve- cen görüntüsünden de büyük ölçüde yararlanmıştı Ama artık devran dönmüş, hantal Çoban Sülü, atik ve halk yakışıklısı Karaoğlan'ın çok önüne geçmiştir. Kuşku yok ki Çoban Sülü'nün başarısı. bir dirhem etin bin ayıp örttüğünü söyleyen eski görüşten değil, Süleyman Bey'in uzun sdukluluğundan, direncinden, bektemesini bilmesinden kaynak- lanıyor. Ve bütün bu özelliklerl kişMiğinde toplamayı becermiş olan Sü- leyman Bey, kendi kûllerinin içinden yeniden can bulan söylen- cenin anka kuşu gibi yeniden canlanıp, siyaset ufkumuzun par- layan yıldızı olarak yükseliyor. . Açıkça söylemek gerekirse, geçmişini iyi bilenler Süleyman Bey'in bu yeni parlayışından haklı olarak kaygı duyuyorlar. Hat- ta kimileri, "Kurtar bizi baba!" çığlıklannın kulakları tırmaladığı, siyaset sahnesine bakıp bakıp, "sonunda görecekler babayı" demekten kendilerini alamıyorlar. İster sağda olsunlar, ister solda, Türkiye'nin yakın ve dolayı- sıyla uzun erimli geleceğine bakanlar, özellikle Süleyman Bey- in üzerinde duruyorlar. Nasıl durmasınlar ki geçmişinde ıki MC'nin ayıbını taşıyan ve bu yüzden 12 Eylül olayının da en büyük sivil sorumlularından biri^olan, ama hugün demokrasi savunuculuğuna soyunmuş Sü- leyman Bey kaçınılmaz bir 'gecikmiş erken seçim'in sonunda Türkiye'de iktidar bulmacasının anahtar kişisi durumuna gele- cektir. Yalnız bugünkü kamuoyu yoklamalarının ortaya koyduğu oy dağılım eğilımi değil, Türkiye'nin sorunlarının çözümünde aklı egemen kılamadığı için politikasını kurnazlığın karanlık sulan üze- rinde yüzdürmeye çalışan TÖ'nün gırişimiyle hazırlanacak olan yeni Seçim Yasası datek partınin ıktıdannın önüne set çekecek, bir koalisyonu kaçınılmaz kılacaktır. Nitekim Süleyman Bey'in ak- sine, kendi külleri üzerinde yeniden canlanmak şöyle dursun, kendi söylencesinın içinde boğulmakta olanlar da artık gelece- ğe dönük koalisyon hesaplarını bugünden yapmaktadırlar. Doğrusunu söylemek gerekirse, ANAP'ın kendi variığını sür- dürebilmek ve gerçek önderinin doruktaki yerini sağlama almak amacıyla açmayı düşündüğü koalisyonlar dönemi, onların dü- şüncelerini etkileyen öğelerin dışındaki yaşamsal nedenler yü- zünden, Türkiye açısından çok olumlu olarak kabul edilebilir. Ye- ter ki iktidar, sağlıklı bir koalisyonla olusabilsin. İşte tam bu noktada. yani yeni koalisyonun oluşumunun han- gi yönde olacağı sorusu gelip çattığında Süleyman Bey'in anah- tar adam rolü iyice belirginleşiyor. Bugünden bir koalisyon nasıl kaçınılmaz görünüyor ise o ko- alisyonun nasıl oluşacağı konusunda Süleyman Bey'in karar yet- kisini elinde tutacağı da o denli kesin görünmektedir. (Arkası 19. Sayfada) ' "' ' Yatırımcılar, tasarruf sahipleri! VESTEL 5 . Y I L Vestel bir Polly Peck International PLC kuruluşudur. Polly Peck International PLC uluslararası bir şirketler topluluğudur. Polly Peck'in başta elektronik ve gıda olmak üzere birçok alanda önemli yatınmlan vardır. Polly Peck'in 1989 yılı cirosu 1 milyar 162 milyon sterline (4,3 trilyon TL), kân ise 161 milyon sterline (602 milyar TL) yükselmiştir. Polly Peck, 1989 yılında Japonya'nın dünyaca ünlü elektronik üreticisi Sansui ile dünyanın en büyük gıda şirketlerinden Del Monte'yi bünyesine katmıştır. Polly Peck'in I989Cirosunda Sektörlerin Paylan Turizm ve Tekstıl Polly Peck, Londra Borsası'nda 'hisseleri son on yılın en çok değer kazanan şirketi" olarak kabul ve ilan edilmiştir. Vestel, işte böyle bir şirketler topluluğunun en önemli kuruluşlanndan biridir. YVESTEL VesteFe hissedar olabilirsiniz! Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş., dünya üzerinde önemli bir sınai ve ticari güç olarak öne çıkmaya başlayan Polly Peck Şirketler Topluluğu'nun en büyük kuruluşlarından biridir. Vestel, teknolojide, üretimde, satışta, ihracatta Türk elektronik sanayiinin en büyüğüdür. Vestel'e şimdi siz de hissedar olabilirsiniz. Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş., hisselerini 28 Mayıs Pazartesi günü satışa sunuyor. Hisse senetleri, satıştan sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem görmeye başlayacaktır. Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin imtiyazlı hisse senedi yoktur. Tüm hisseler eşit hakka sahiptir. Vestel'in hisse senedini alın, doğru ve verimli bir yatırım yapın. POLLY PECK INTERNAnONAL PLC VESTEL bir & Polly Peck International PLC kurulufudur. Vestel'in hisse senedini almakla, bir Polly Peck International PLC kuruluşuna hissedar oluyorsunuz. M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear