22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 18 MAYIS 1990 DIŞ BASIN Hcralbca^e ribunc Perestroyka: Barışfıçısının üzerindenbir bakışEDUARD ŞEVARDNADZE- Samimi bir konuşma yap- mak, şimdiye kadar kamuya açıklamadığım düşüncelerimi, duygulanmı size açıklamak isti- yorum. Neleri başarabildim? Neleri başaramadım? Bazı konulardaki ki- şisel görüşlerirn ne? Parti ve bunun sonucu olarak biz ne ola- cağız? Bu soruları sorarken, en önemli ya- şamsal konuyu hiçbir zatnan göz ardı ede- meyiz. Bu da perestroyka (yeniden yapılan- ma). Partinin geleceği perestroykadan so- yutlanamaz. Parti birliğine bağlılık sloganını iyi feili- yoruz. Bu ilkenin yol açtığı sonuçlar şun- lar oldu: Muhalefetin cezalandırılması, par- tiden ihraç, terör, kitlesel yaptınmlar ve in- sanlann acı çekmesi. Parti, dış görünüşte birlik içinde idi. Ama bu dış göruntunün ardında içte protesto ve göriiş aynükJan var- dı. Işte perestroyka adını verdiğimiz politi- ka bu görüş ayrılığından doğdu. Partinin temel hedefı, perestroyka ve başarısıdır. Şu nokta üzerinde iyice düşünmemiz ge- rek. Insanları "ntdikal" ve "muhafazakâr" olarak bölmekle, sadık muttefîkleri tecrit edip, partinin gerçekten bölünmesine yol açabiliriz. Boyle bir bölünmenin ne gibi teh- likeleri getireceğini ve bundan kimin yarar- lanacağıru ciddi biçimde düşünmeliyiz. Sık sık vurguladım; perestroyka başarısızlığa uğrarsa, dikkatörlüğun gelmesi ihtimali var- dır. Liderlere karşı kampanya Bildiriler yayımlanıyor, Eylemler düzen- leniyor. Pratikte ülkerun liderlerine karşı bir kampanya sürecini yaşıyoruz. Bu saJdın sa- dece soldan değil, sağdan da geliyor. Bazı çevrelerde şubatta yapılan merkez komite- si toplantısında Dışişleri Bakanı dahil bazı liderlerin görevden aJınmamış olması eleş- tiriliyor. Çünku zaten birçok rahatsızlığı olan kit- lelere çağrıda bulunup, onlann mutsuzluk- larım istismar edenler, bilinçli olarak barut fıçısına yanan kibrit atmaktadırlar. Biıyuk bir sosyal patlamanın doğurabi- leceği sonuçları kimse hesaplayamaz. Böy- le bir patlama,'sisli kafalann yanı sıra mu- azzam nukleer ve kimyasal silah stoklannı da ateşleyebilir. Bu stokların zaten doğal fe- laket ve etnik huzursuzluklarla zayıflamış bolgelerde bulunduğunu da unutmamak ge- rek. Yavaşhk, istikrarsızhk ve cesaret yoklu- ğu gibi suçlamalar giderek daha sık biçim- de yapılmaktadır. Aynca perestroykanın sa- dece toplumdaki hastalıkları ortaya çıkar- madığı, onları daha da ağırlaştırdığı söyle- niyor. Günümuzde iyimserlik moda değil. Birçok insan, karamsarhkta rekabet edi- yor. En iç kapayıcı tahminler yapıyor. Ben bu çevrelere katılmıyorum. Geleceğe iyirn- serükle bakıyorum. En azından ekonomik geleceğe. Yeni ekonomik yapı ve mekaniz- ma şekillenmeye devam ediyor. Reformların hukuksal temeli kuruluyor. Fiyat reformu konusunda olağanüstu zor ve karışık bir tnanevra yapma zonınluluğu ile karşı karşıyayız. Bu reform olmadan piya- sa kurulamaz. Herkes bunun zor ve sevim- siz bir adım olduğunu biliyor. Ama kararı verip adımı atmalıyız. Silah sanayiinde tek yanlı gelişme, çeliş- kili biçimde ülkenin en önemli konuda gü- venliğinin zayıflaması sonucunu doğurdu: Bu konu vatandaşın durumudur. ABD iie silah eşitliğine ulaşmış olmakla övünürken, bu ülke ile söz gelişi bir kez kullanılan şı- nnga üretimi konusunda eşitliği yakalama- nın bizim içüı bir hayal olduğunu düşün- medik. Sınıf ilkelerine ihanet mi? Perestroykanın muhaJifleri, bizi sınıf il- kelerine ihanet etmekle suçluyor. Ama bu arada "smıfsal düşmanımız" bize şırınga, ilaç, tekerlekli sandalye, kemik iliği ve dok- tor gönderiyor. Büyük bir ülke olduğumuz ve bu neden- le sayılmamız gerektiği inancı herkes gibi benim de derinden hissettığim bir duygu. Ama ne konuda büyüğüz? Yüzölçümü, nü- fus? Silahlanmızın miktan ya da halkın so- runları? Yaşamımızın düzensizliği? Dünya- da yaklaşık en yüksek çocuk ölumü oranı- na sahip olan biz, hangi alanda kendimiz- le hvanç duyacağız? Bu sorulan yanıtlamak kolay değildir. Siz kimsiniz ve ne olmak is- tiyorsunuz? Korkulan bir ülke mi, yoksa saygı duyulan bir ülke mi? , Bu soruların yanıtını vermek benim için de çok zor. Gerçek vatanseverlik nedir? Devletin gururunu okşamak için başka- larıaın çocuklarını yabancı ülkelere ölüme göndermek mi, yoksa yanlışları kabul et- mek cesaretini göstererek, yeni yanlışların yapılmasıru önlemek ve genç insanlann ha- yatını kurtarmak mı? Birleşik Amerika ile uzun süredir reka- bet ettik. Şimdi isbirliği yapmaya çalışıyo- ruz. Ama en yakın çevremizde bile kuşku ve suçlamalar eksik değil: "Prensiplerimi- zc ibaoet ediyornz." Her adımda arkamda fısıltılar duyuyorum: "Prensiplerdcn ödiin verdin, uzlaşma yolunu seçtin..." Üişkjlerimizde büyük değişiklikler olacağı bir gerçek. Işbirliğimiz yeni temellere otu- racaktır. Eğer doğru politika izler ve yanlış yapmazsak, Doğu Avrupa ülkeieri ile olan ilişkilerimizin geleceği konusunda kaygılan- mak için bir neden yoktur. Bu ülkelerle uy- gar, eşit ilişkiler kurabiliriz ve kuracağız. Perestroykanın 5 yıllık geçmişine baka- rak şunu söyleyebiliriz; Sovyet dış politikası, ülkedeki iç değişimler için en elverişli orta- mı yaratmayı basarmıştır. Tüm ülkelerle is- tikrarlı, yumusak ilişkiler kurduk. 'Soguk savaş' artık geçmişte kalıyor. As- keri giderler ve yığınaklar azaltüıyor. Biz sa- vunma giderlerimizi yuzde 14 azalttık. As- keri çatışma ihtimali giderek azalıyor. Bunlar çok olumlu gelişmeler. Ama ba- zı çevrelerde bir gevşeme gözleniyor. Bu da kaygı verici. Çünkü yolun henüz başlangı- cındayız. * Yukandaki derleme SSCB Dışişleri Baka- nı Eduard Şevardnadze'nin geçen ay Mos- kova'da yaptığı konuşmanın önemli bölüm- lerinı kapsamaktadır. (14 Mayıs) FEDERAL ALMANYA ROMANYA Kohl 'tek Almanya liderliğine' oynuyor Kohl, 'birleşik Almanya genel seçimleri'ni öne alarak, birleşme korkularını sandığa yansıtma eğilimindeki Batı Alman seçmenine karşı, birleşmeyi hızlandırdığı için kendisini tutan Doğu Alman seçmeninin desteğiyle birleşik Almanya'mn lideri olmayı hesaplıyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Birleşme rüzgârları olanca hızıyla eserken, bütün Almanların katıla- cağı "birieşik Almanya genel seçimleri"nin tahminlerden önce yapılması ihtimali doğ- du. Bortn, Doğu'daki ve Batı'daki Alman secmenlerin katılacağı genel seçimleri ara- lık ya da ocak ayında düzenlemekten yana tavır koyarken Doğu Berlin henüz biryo- rum yapmadı. Federal Almanya'da genel seçimlerin ta- rihi aslında 2 Aralık 1990 olarak saptan- mış bulunuyor. Geçtigimiz hafta F.Alman- ya'mn iki buyük eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya ve Aşağı Saksonya'daki seçimleri kaybeden muhafazakâr Helmut Kohl hü- kumeti, sadece Batı Alman seçmenin katı- lacağı bir genel seçimden de maglup çık- maktan korkuyor. Öte yandan 18 martta Demokratik Al- manya'da yapılan genel secimlerde Kohl'- ün "kardes parlisi" Hıristiyan Demokrat- lar büyuk zafer kazanmıştı. "Birleşmenin miman" Helmut Kohl şimdi genel seçim- lere Doğulu seçmeni de kaıarak iktidannı garantilemek istiyor. Almanya başdöndürucü bir hızla birle- şirken, sade vatandaşın ust üste yaptlan se- çimlerden bası dönmeye başladı. Duvann iki tarafındaki Alman seçmeni aynı kaygı- lan paylaşmadığı; aynı beklentiler içinde ol- madığı için tercihini zıt yönde kullanıyor. Geçen hafta F.Almanya'da yapılan eyalet seçimlerinde Batı Alman seçmen, birleşme- nin faturasını ödemekten ne denli korktu- ğunu oyunu iktidar partilerine değil, mu- halefetteki sosyal demokratlara vererek gösterdi. Surekli olarak "birieşmenin roa- liyeti"nden söz eden ve iktidardaki Kohl hükümetini "gerçekleri örtbas etmekle" suçlayan Sosyal Demokrat Parti SPD, pro- pagandasının neticesini aldığı için memnun. SPD, Federal Almanya'da 1982'den beri iktidar koltuğunu işgal eden muhafazakâr- liberal koalisyonu 2 aralıktaki genel secim- lerde düşürmeye ve başbakanlık makamın- dan Helmut Kohl'ü indirip yerine Oscar Lafontaine'i çıkarmaya hazırlanıyor. An- cak Kohl, bu planları suya düşürmeye azimli görunüyor. Başbakan Kohl, önceki gün Bonn'da ga- zetecilere verdiği bir demeçte, "bütün Al- manya'yı kapsayacak genel seçimleri belki bu yıl, belki de gelecek yılın ocak ayında yapmaktan" söz etti. Kohl'ün kaygısı şu: Batı Alman seçmeni, birleşme korkularını sandığa yansıtma ve muhalefeti seçme eği- liminde. Öte yandan Doğvı Almanlar bir- leşmeyi hızlandıran Kohl'ü tutuyor, ama ne zamana kadar? D.Almanya'da kapitalizm patlak verince 2-3 milyon kişinin işsiz kal- ması; "sosyalist" devletin sağladığı iş, ko- nut, kreş gibi güvencelerin birden yok ol- ması gündeme gelecek. Doğu Alman seç- men, birleşmenin faturasını kısa vadede ağır odeyecek. Ve elbette bunun açısıru san- dık başında oyunu Kohl'e değil, muhafe- let partilerine vererek çıkaracak. Kısacası ne 2 Aralık 1990'daki Federal Alman seçimlerinde, ne de 1991 'in ileri bir tarihinde yapılabilecek "birleşik Almanya seçimleri"nde Kohl'ün kazanma şansı pek yok. İşte bu hesaplar F.AIman Başbakanı'nı "birleşik Almanya secimleri"ni bir an ön- ce, "kimse u>anmadan" yapma planına yöneltti. Ancak Kohl ve Bonn hükümeti bu- na tek başına karar veremiyor. Seçimlerin one alınması için D. Almanya Parlamento- su'nun onayf*lazım. Ote yandan Federal Almanya Başbaka- nı Helmut Kohl, iki Almanya'mn birleşme- si, silahlann kontrolu veSovyetler Birliği'- nin Baltık cumhuriyetlerindeki durum hak- kında ABD Başkanı George Bush'la görüş- mek uzere dışişleri ve savunma bakanları ile birlikte dun Washington'a gitti. Gözlemciler, ay sonunda yapılacak olan Bush-Gorbaçov zirvesinde ele alınacak en önemli gundem maddelerinden birinin "iki Almanya'mn birieşmesi" olması açısından, bir günluk Kohl-Bush görüşmesinin büyük önem taşıdığını vurguluyorlar. BÜKREŞ SOKAKLARI — Secimlere 2 gün kala balk arasında tedirgin bir bekleyiş göze çarpıyor. (Fotoğraf: Vedat Yenerer) Çok bilinmeyenli seçimRomanya'da bu pazar günü yapılacak seçim için tam bir bilgi boşluğu hâkim. Halkın büyük bir çoğunluğu, kaç meclis ve senato üyesinin seçileceğini bilmiyor. FATİH M. YILMAZ BÜKREŞ — Geç uyuyan, erken kalkan bir kent Bukreş. Zamanın en ince aynntı- sma kadar yaşanmasına çalışılıyor. Niko- lay Çavusesku'nun baskıcı rejiminden kur- tulan Rumenler, her dakikayı dolu dolu ya- şamak istiyorlar. Başıboş bir yaşam biçi- mi filizleniyor. Af nedeniyle kendilerini bir anda sokakta bulunan yüzlerce yankesici, hırsız, "sizi gözetliyor". Rumenler seçim sisteminden gündelik yaşama kadar bir "boşluğun" tutsaklan artık. Çavusesku'nun son konuşmasını yaptı- ğı Viktoria Meydanı'ndaki Merkez Komi- tesi Binası'nın önu, altı yedi yaşlarında on- larca çocuk tarafından istila edilmiş bir meydan görünümünde. Merkez Komitesi'- nin sağında ve solunda bulunan Milli Kü- tüphane, Securitate binalan ile onun kar- şısındaki sarayın önü de öyle. 22-23 aralık- taki çatışmalar sırasında bol bol kurşunla- ra hedef olan bu binalar şimdi restore edil- meyi bekliyorlar. Gece, hırsızlann gayri meşru çocuğu gi- bi. Yüzlerce hırsız, özellikle kordiplomatik residanslarına dadanmış. Alman tüm ön- lemlere karşın göz göre göre birçok residans soyulmuş. Çalınanlar ise yalnızca sigara ve içkiler. Kalabalık caddelerde, yankesiciler, av peşinde. Avlan, yabancüar. Çalışma yer- leri, özellikle Üniversite Meydam. Yüzler- ce "serseri" var Üniversite Meydam'nda. Geçici Devlet Başkanı Ion Iliescu aley- hinde gösteri düzenleyenler için kullanmış "serseri" (Golan) sözcüğünü. Şimdi, mo- da. Bütün üniversite öğrencileri, bazı öğ- retim üyeleri, vatandaşlar, üzerinde "ben de serseriyim" yazan büyük kâğıtları gö- ğüslerinde taşıyorlar. Romanya'da, bu pazar günü yapılacak seçimler için de tam bir bilgi boşluğu hâ- kim. Çoğunluk, kaç meclis ve senato üyesi seçileceğini bilmiyor. Sadece pazar günü meclis, senato ve devlet başkanhğı seçimi olacağı biliniyor. Boşluk istatistiklerde de kendini gösteriyor. Romanya'da şu an her şey geçici ve boş- lukta. Bu nedeole, seçilecek devlet başka- nı ve iktidar, bir "enkaz" devralacak. Bir diplomatın sözüyle, "Muhalefet partileri, seçimi kazanmak istemiyorlar. Ulusal Kur- tuluş Cephesi ve Diescu, seçimi kazanıp yıp- ranacaklar. Ondan sonra, muhalefel ken- dini gösterecek belki de." WASHINGTON Kandemir'den 'Ermeni dersi' Büyükelçi Nüzhet Kandemir, Kaliforniya'da düzenlenen toplantılarda Ermenilerin suçlamalarım yanıtladı. WASHINGTO.N (AA) — Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, bölgedeki Türklerle bir araya gelmek ama- cıyla gittiği Kaliforniya'da soykınm iddia- lanyla karşılaştı. Buyükelçinin, Los Angeles'ta yaptığı ko- nuşmadan sonra salondaki Ermeniler, soy- kınm iddialannı dile getiren sorular sordu- lar. Kandemir, "Ermenikr önce Osmanlı Devleti'ne ihanet ettiler. tşgalci Rus ordu- suyla isbirliği yapıp ayaklandılar. Şimdi de vatandaşlığını tasıdıkları ülke olan ABD içinde kin tohumlan ekmeye çalışıyorlar. ABD'nin yakın müttefiki Turkiye ile ilişki- lerini bozmaya çalışıyorlar. Hâlâ vatandaş- lık büind içinde olmadıklan anlaşılıyor" de- di. Kandemir'in bu sözlerı, salondakilerin ayakta alkışları ile karşılandı. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi, dün bolgenin önde gelen siyaset araştırma ku- ruluşlanndan "Townhall oi Caiifornia"nın Los Angeles'taki merkezinde bir konuşma yaptı. Doğu Avrupa'daki gelişmeler ve Türk- ABD ilişkilerine etkisini konu alan konuş- ma sonrasında büyükelçi, salondaki konuk- lann sorularını yanıtlamaya başladı. Bu arada salonda bulunan bir Ermeni, sözde soykınm konusuna değinince Kande- mir, "Yüzyıllar boyu Türklerle Ermeniler yan yana yasıyordu. Bu birliktelik surerken Türklerin 1915'te birden soykınma kalkış- tıklannı soyluyorsunuz. Birdenbire birsoy- kınm acıklaması mantıklı geliyor raıı?" de- di. Kandemir, sozlerini şöyle sürdürdü: "Ermeni (asansınm sahibi Senatör Dole bile tasan için yapılan görüşmelerde, o dö- nemde yüzbinlerce Turkün öldügünü söy- ledi. Soykınm işleyen bir devlet nasıl yuz binlerce \urttasim kaybeder? Ermeniler hiç cinayet islemenüs gibi ortaya getirilen bu id- dialann altında başka amaçJar, başka ta- lepler yok mudur? Turk halkını, işlemedi- ği bir suçla suçlavamazsınız." Büyükelçi Nüzhet Kandemir, ABD'deki sağduyu sahibi Ermenilerin bu kışkırtma- lara gelmeyeceklerine inandığım, çarpıtılmış görüşler taşıyan Ermenilerinse ABD'nin çı- karlarına da zarar verdiklerini vurguladı. ANKARA Denktaşgözü içingeldi ANKARA (AA) — Hacettepe Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde muayene edilen KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denk- taş'ın sol gözünün retina tabakasında yır- tılma ve ayrılma belirlendi. Denktaş ame- liyat olmak için bugün Londra'ya gidiyor. Rauf Denktaş, gözündeki rahatsızlık se- bebiyle muayene olmak üzere, Cumhurbaş- kam Turgut Özal'ın talimatıyla gönderilen özel uçakla dun Ankara'ya geldi. KKTC Cumhurbaşkam Denktas'ı, Esen- boğa Havaalam'nda Başbakan Yıldırım Akbulut karşıladı. Karşılamada Devlet Ba- kanı Mehmet Yazar, Ankara Valisi Saffet Arıkan Bedük, Büyükşehir Belediye Baş- kanı Murat Karayalçın ve öteki yetkililer de bulundu. Denktaş, sapasağlam ve ayakta olduğu- nu da belirterek, "Cumhurbaşkam Özal'a ve hükümete teşekkür ederim. Vakit kay- betmememiz için özel uçak gönderdiler" şeklinde konuştu. Rauf Denktaş, Devlet Bakanı Mehmet Yazar'la Esenboğa Havaalanı'ndan Hacet- tepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne geldi. Hastane kapısmda Hacettepe Üniver- sitesi Rektöru Prof. Dr. Yüksel Bozer ta- rafından karşılanan Denktaş, Prof.Dr. Mn- rat trkec ve Doç. Dr. Bora Erdem tarafın- dan muayene edildi. Yaklaşık 2 saat süren muayeneden son- ra gazetecilere bir açıklama yapan Hacet- tepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yük- sel Bozer, Denktaş'ın sol gözünün retina denilen arka tabakasında küçük bir yırtık ve tabakada ayrılma tespit edildiğini söyledi. Denktaş'ın gözündeki yırtılma ve ayrıl- manın ancak cerrahi yoldan tedavi edile- bileceğini kaydeden Bozer, "Bu konuda Hacettepe Hastanesi'nde büyük bir dene- yim olmasına rağmen, vaka sayılan dikkate alındığında, daha geniş vaka sayısına sahip Londra'da bir hastanede ameliyst edilme- sinde yarar görülmüştür" dedi. Prof. Dr. Bozer, bir soru üzerine, Denk- taş'ın gözünde tamamen görme kaybı ol- madığını, ancak ileri derece bir bulanıklık ve yarım görme bulunduğunu söyledi. Bo- zer, tedavi edilmediği takdirde, görmenin tamamen ortadan kalkabileceğini, ameli- yattan iyi sonuç alınmasıru beklediklerini bildirdi. SSCB REUTER'İN HABER-YORUMU Türkiye-İsrail ilişkilerinde yumuşama GÖNÜLLÜLER BİRLİĞt — Estonyalılar muhtemel saldınlara karşı parlamento binası, hükümet merkezi ile radyo-televizyon binasını savunacak silahsız birliklere gönüllü yazılıyorlar. (Fotoğraf: Reuter) Gorbi tavizlere aldırmadıLitvanya Başbakanı Prunskiene'nin bağımsızlık kararlarının ertelenmesi ile ilgili verdiği tavizleroorbaçov'u yumuşatmaya yetmedi. Moskova'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı Baker'ın Prunskiene ile görüşeceğiaçıklandı. Dış Haberler Senisi — Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov Litvanya'- nın bağımsızhk kararı ile ilgili verebilecek- leri ödunleri görüşmek üzere Moskova'da bulunan Litvanya Başbakanı Kazimiera Prunskiene'yi dün akşam kabul etti. Baş- bakan Prunskiene'nin ödünler vererek Moskova'yı yumuşatma çabalarına karşın Gorbaçov "bağınuızlık karannın geri alınması" isteğinden vazgeçmedi. Gorbaçov-Bush zirvesi oncesinde hazırlık çalışmalan için Moskova'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı James Baker'ın Başbakan Prunskiene ile görüşeceği açıklandı. TASS, Gorbaçov'un, Prunskine'nin öne- rilerini reddettiğini ve Litvanya yönetimi- nin, bağımsızlık kararından vazgeçmesini bir kez daha istediğini haber verdi. Ajans, Litvanya Başbakanı'nın , Gorbaçov'a, Lit- vanya hükümeti ve parlamentosunun, or- taklaşa benimsediği "bağımsızlık uygula- masının geçici olarak askıya alınması" ka- rarını ilettiğini, ancak başkanın, bu öneri- yi geri çevirdiğini belimi. TASS, Gorbaçov- Prunskiene görüşmesine Başbakan Nikolay Rijkov'un da katıldığını kaydetti. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı Baker ile birlikte Moskova'da bulunan Amerikan beyetindeki yetkililerden biri, James Ba- ker'ın Moskova'nın göstereceği tepkileri goze alarak Litvanya Başbakanı Prunski- ene ile Litvanya'nın bağımsızhk çabaiarı hakkında göruşeceğini açıkladı. Sovyetler Bırlıği'nden bağımsızlık kazan- maya çalışan Baltık cumhuriyetlerinden Es- tonya'da parlamento, cumhuriyet sınırları içindeki tüm kurum ve kuruluşların, Mos- kova'dan talimat aimasını yasaklayan bir yasayı onayladı. Estonya'nın, Gorbaçov'un pa2artesi gün- ku kararnamesine cevap olarak nitelenen bu yasayı benimsediği gün, SSCB başsav- cılığı da Estonya ve Letonya'daki savaljk- lara acil talimatlar göndererek, her iki cumhuriyette de Sovyet anayasasına uyul- masının sağlanmasını istediği bildirildi. Öte yandan, Estonya hükümeti, Eston- ya topraklarının savunulmasına yönelik gö- nulluler birlikleri kurulmasını kararlaştırdı. Silahsız olacak bu birliklerin, muhtemel sal- dırılara karşı parlamento binası, hükümet merkezi ile radyo ve televizyon binasını "barışçı" olarak savunacaklannı belirtti. Bağımsızlık karşıtı Interfront'un lideri Vla- dimir Vinogradov da yakın bir gelecekte, gönüllüler birliklerine karşı kendilerini ko- rumak için savunma gruplan oluşturacak- larını açıkladı. ANKARA (REUTER) — John Owen Davis -On yıldır bazı Arap ülkeieri ile ya- şanan hayal kırıklığının ardından çoğunlu- ğu Müslüman olan ancak laik bir yöneti- me sahip Türkiye, tsrail ile ilişkilerini da- ha üst düzeye çıkarmaya hazırlanıyor. Türk yetkilileri, bu hafta başta ticaret, turizm ve diplomasi olmak uzere iki ülke arasındaki ilişkilerin kademdi olarak sıcak- iaştınlmasını takiben temsilin buyükelçilik düzeyine çıkarılabileceğini söylediler. İki ülke arasındaki ilişkiler, hem NATO Batt ittîfakının hem de tslam Konferansı Örgütü'nün uyesi bulunan 1980 yılında İs- rail Parlamentosu Knesset'in Doğu Ku- düs'ü ilhak etmesine karşılık olarak Türki- ye'nin temsili maslahatgüzarhk düzeyine in- dirmesiyle gerilemişti. Resmi bir kaynak, diğer bazı ülkelerle Is- rail arasında son zamanlarda kurulan bağ- lara değinerek, "Biz, tsrail devletini daha en başta, cesur bir karar alarak tanımış bir üikeyiz. Şimdi neden geride kalalım" diye konuştu. Resmi yetkililer, Bulgaristan'daki Turk Muslümanlar ve Kıbrıs sorunu gibi konu- larda Arap ülkelerinin yeterince destek ol- mamasından dolayı Türkiye'nin kırgınlığını saklamıyorlar. Kendisini Avrupa ile Ortadoğu arasında bir köprü oiarak gören Türkiye, aynı za- manda Arap - fsrail anlaşmazlığına çözüm bulunmasında bir rol oynayabileceğine de inanıyor. İsrail'in Ankara'daki Maslahatgüzarı Yebuda Millo, Reuler'e verdiği demeçte, "İlişkilerin düzeyinin yükseltilmesinin ya- kında gerçekleşeceğini umuyorum. Bu. yal- nız bağlanmızın çok fazla olmasından de- ğil aynı zamanda Ortadoğu'daki diğer ge- lişmelerden dolayı da gereldidir. Türkiye Ortadoğu'da bir rol oy-nayabilir ve oyna- maktadır da. Türkiye bölgesel herhangi bir çözümıin bir parçası durumundadır" diyor. Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerin düzeyini yükseltmek karannı, aynı zamanda FKÖ ile ilişkilerinde de benzer bir karar alarak den- geli bir şekilde gerçekleştirmesi bekleniyor. Türkiye'deki Dış Politika Enstitüsu Mü- dürü Seyfı Tashan, Reuler'e, "İsrail ile ilis- kileri geliştirmek, bu ülkenin Batı Şcria'- daki polirikasuıı destekJeyecegimiz anlamı- na gelmez" dedi. Türkiye'nin 1980 yılında tsrail ile ilişki düzeyini indirme kararı, zamanın askeri yö- netimince o yıl yapılan askeri mudahale ko- nusunda Batı'dan gelecek olumsuz tepki- lere karşı Arap devletlerinin desteğiyle den- ge sağlamaya yönelikti. Ankara, geçen yıl Bulgaristan'daki Turk azınlığa yapılan baskılara karşı tslam ülke- lerinin tepkisini yükseltmeyi başaramadı. Türkiye öte yandan İran, Irak ve Suriye'yi 1984 yılında başlayan Kürt bölücü eylem- leri konusunda kışkırtıcı bir rol oynamak- la suçluyor. SOFYA-ANKARA Soydaşlara seçim kaydıANKARA (ANKA)— Buigaristan'da 10 haziranda yapılacak genel secimlerde Tür- kiy'e'de oy kullanmak isteyen Bulgar vatan- daşlarının, I hazirana kadar Türkiye'deki Bulgar temsilciliklerinde kaydolmalan ge- rektiği bildirildi. Ankara'daki üst düzey Bulgar yetkilile- rinden edinilen bilgiye göre secimlerde oy verme işlemleri, Ankara Büytikelçiliği'nin yanı sıra tstanbul ve Edirne'deki konsolos- İuklarda yapılacak. Bulgar yetkilisi, Tür- kiye'deki Bulgar vatandaslarımn sayısının yüksek olması nedeniyle oy verme işlemle- rinin önemli zorluklar yaratacağını, ancak üstesinden gelmeyi umduklarını söyledi. Bulgar yetkilisi, seçim ile ilgili olarak Türkiye'de propaganda yapılamayacağını da bildirdi. Yetkili, bir soru üzerine Türk yetkililerinin propaganda faaliyetlerini ya- saklayacaklarını belirtti. Buna karşın ANKA muhabınne bılgı ve- ren bir Dışişleri yetkilisi "Türkiye'de oy kullanılması konusunda biz şimdiye kadar sadece olumlu göruşlerimizi bildirdik. Di- ger şeyler henüz sarih değil. Propaganda ya- saklanması konusunda ise resmen bir şey yok" şeklinde konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear